![]() |
Kadın Ve Kurban |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kadın Ve Kurbanİnsanlığın sessiz mimarı kadın… Her peygamberi doğuran ana ![]() ![]() ![]() İlk günah ile hissesine acziyet düşen kul ![]() ![]() ![]() Kâinâtın nûrunu, peygamber alınlardan alıp taşıyan kutlu hâmî ![]() ![]() ![]() * * * Gelin, şimdi Hazret-i Hacer’in şahsında, mü’min bir zevceye ve mütevekkil bir anneye nazarlarımızı çevirelim ![]() ![]() Hazret-i Hacer… Bir câriye… Hazret-i İbrahim’in hanımı Sâre vâlidemizin pazardan satın aldığı bir yardımcı… O, artık iki yaşlıdan ibâret evde tutan güçlü bir el… Genç bir nefes… Hazret-i Sâre o kadar yaşlanmıştı ki, kendi çocuğunun olmasından ümit kesmişti artık… Muhterem zevcine bir zürriyet verememenin ezikliği ile kendi câriyesi Hacer’i, Hazret-i İbrahim’e teklif etti: “-Onunla evlen, belki ondan çocuğun olur ![]() ![]() Ancak ilâhî imtihan… Hazret-i Hacer hâmile kaldı ve bir oğul dünyaya getirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Artık evde bir huzursuzluk hâli vardı ![]() ![]() ![]() ![]() “–Ey İbrâhîm âileni buraya yerleştir!” buyurdu ![]() Hazret-i İbrâhîm: “–Burası ne ziraate, ne de hayvancılığa elverişlidir ![]() “–Evet, öyledir ![]() ![]() ![]() Böylece Hazret-i İbrahim ile Hazret-i Hacer’in teslimiyet imtihanı başlamış oldu ![]() ![]() Bu büyük tevekkül ve teslimiyet, Peygamber Efendimiz’in dili ile şöyle ifade edilmiştir: “İbrâhîm -aleyhisselâm-, Hacer vâlidemizi ve henüz onun emzirmekte olduğu İsmâîl -aleyhisselâm-’ı Mekke’ye götürdü ![]() ![]() ![]() ![]() «–Bizi buraya bırakmanı Allah mı emretti?» İbrâhîm -aleyhisselâm-: «–Evet!» diye cevap verdi ![]() Hacer vâlidemiz büyük bir tevekkül ve teslîmiyetle: «–Öyleyse Rabbim bizi korur! Zâyî etmez!» dedi ![]() ![]() * * * Hazret-i Hacer, hem peygamber olan zevcine, hem de her şeyin sahibi olan Cenâb-ı Hakk’a büyük bir samimiyet ve gönül huzuru ile teslim olmuş, bu teslimiyetiyle içindeki bütün şüphe ve endişeleri çoktan kurban etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() * * * Hazret-i İbrahim yanlarından ayrıldıktan bir müddet sonra, onun bıraktığı yiyecek ve su tükenivermişti ![]() ![]() ![]() ![]() Hacer vâlidemiz Safâ ve Merve tepeleri üzerinde yedi sefer koştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “–Sus ve iyice dinle!” diye bir ses işitti ![]() ![]() ![]() “–Siz her şeye kâdir olana emânetsiniz! Sakın mahvoluruz diye korkma! İşte şurası Beytullâh’ın yeri ![]() ![]() ![]() Hazret-i Hacer annemiz, teslimiyetinin ilk meyvelerini toplamaya başlamıştı ![]() ![]() “-Siz, her şeye kâdir olana emanetsiniz!” diye teselli ederken, âdeta bir taraftan da kuruyan dudaklara zemzemi müjdeliyordu ![]() Hacer vâlidemiz bu hitâb üzerine oğlu İsmâîl’in yanına gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Allah, İsmâîl’in annesi Hacer’e rahmet eylesin! Eğer o, zemzemi kendi hâline bırakıp suyun etrafını çevirmeseydi, muhakkak ki zemzem, devamlı akan bir kaynak olurdu ![]() * * * Bir tevekkül ve teslîmiyetin semeresi olarak fışkıran bu su, kıyâmete kadar ümmete şifâ olarak devâm edecektir ![]() Böylece İbrâhîm -aleyhisselâm- ve Hacer vâlidemiz, teslîmiyetlerinin netîcesinde büyük bir bereket elde etmiş oldular ![]() Demek ki, Cenâb-ı Hak, bir câriye ile bir âciz bebeği de sahipsiz bırakmıyormuş ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Hacer’in tevekkül ve teslimiyeti Cenâb-ı Hak katında o kadar kabul olmuş ki, kıyamete kadar bütün hacılar, onun Safâ ile Merve arasındaki bu “sa’y”ini bir ibâdet rüknü olarak yapmaya devam edecekler ![]() * * * Rabbimiz ihsanlarını, imtihanlarla perdelemiş ![]() ![]() Bir vakit, Hazret-i İbrahim, Cenâb-ı Hak’tan kendisine sâlih bir evlât vermesini niyaz etmişti ![]() ![]() Onlarca yıldır beklediği evlâdına kavuşmak, evlâdını Hazret-i İbrahim’in kalbinde putlaştırmamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak imtihan bitmiyordu ![]() ![]() ![]() Âyet-i kerîmede şöyle buyruluyor: “İşte o zaman, biz O’na hilim sahibi bir oğul müjdeledik ![]() ![]() O da cevâben: «Babacığım, sen emrolunduğun şeyi yap! İnşâallâh beni sabredenlerden bulursun!» dedi ![]() Her ikisi de teslîm olup, (İbrâhîm) onu alnı üzerine yatırınca: «Ey İbrâhîm, rüyâyı gerçekleştirdin ![]() ![]() ![]() ![]() Biz oğluna bedel O’na büyük bir kurban verdik ![]() ![]() ![]() ![]() * * * İbrâhîm -aleyhisselâm-, Rabbinden gelen ilâhî emir üzerine Hacer vâlidemize, oğlu İsmâîl’i yıkamasını ve güzel kokular sürmesini; O’nu bir dostuna götüreceğini söyledi ![]() “–Oğlum, Allah rızâsı için kurban keseceğim!” dedi ![]() Arafatta hacıların vakfeye durduğu yere doğru yol almaya başladılar ![]() “–İbrâhîm, oğlunu nereye götürüyor biliyor musun?” dedi ![]() O da: “–Dostuna götürüyor ![]() ![]() Şeytan: “–Hayır, kesmeye götürüyor ![]() ![]() Hacer vâlidemiz: “–O oğlunu çok sever!” diye mukâbele etti ![]() Şeytan devamla: “–Allah emrettiği için boğazlayacakmış!” deyince Hacer vâlidemiz: “–Eğer Allah -celle celâlühû- emretti ise, güzel bir şeydir ![]() ![]() ![]() * * * Buradaki nükte çok önemli… Şeytan, gönlünde evlâdına karşı sonsuz bir sevgi ve merhamet besleyen anneyi öncelikle yokluyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeytan, Hacer vâlidemizi aldatamayınca, İsmâîl -aleyhisselâm-’a, ondan sonra Hazret-i İbrahim’e yaklaşıyor ![]() ![]() ![]() Hazret-i İbrahim ve Hazret-i İsmâil’in birbiriyle kulluk ve itaate yarışmaları mukabilinde, Cenâb-ı Hak, Cebrâil -aleyhisselâm- vâsıtasıyla cennetten bir koç gönderiyor ![]() Bir baba, bir anne ve bir çocuk… Her biri, Allâh’ın sevdiği, seçtiği ve bütün insanlığa örnek gösterdiği başlı başına birer ümmet… Her okuyuşta, ibret nazarıyla her bakışta, yepyeni ufuklar açan bir kıssa… İnşâallâh, biz hanımların gönüllerine de düşer birer hisse… şebnem dergisi |
![]() |
![]() |
![]() |
Kadın Ve Kurban |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kadın Ve Kurban* * * Hazret-i Hacer, hem peygamber olan zevcine, hem de her şeyin sahibi olan Cenâb-ı Hakk’a büyük bir samimiyet ve gönül huzuru ile teslim olmuş, bu teslimiyetiyle içindeki bütün şüphe ve endişeleri çoktan kurban etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() * * * Allah celle celalüh razı olsun |
![]() |
![]() |
|