Bir Hattatin Yazilmamiş Günlüğü |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Hattatin Yazilmamiş GünlüğüBİR HATTATIN YAZILMAMIŞ GÜNLÜĞÜ Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili Adını yazmak; Rezzak-ı alemin gönüllerin gergefine ebem kuşağı renkleriyle nokta nokta, harf harf işlediği adını Adını yazmak , Adem'in müjdelediği, Bahira'nın beklediği “Veda Tepesi'nden doğan ay” gibi “İsmuhû Ahmet” deryasının dalgalarının parlattığı adını Adını yazmak, Gemisinde Nuh'un Süleyman'ın rüzgarlarında Cömertliğinde İbrahim'in Teslimiyetiyle İsmail'in Yunus'un balığıyla Yakub'un Külbe-i Ahzân'ında Yalnızlığının kuyusunda Yusuf'un Mizmarlarıyla Davut'un Musa'nın “Yed-i Beyzâ”sıyla Meryem'iyle İsa'nın Adını yazmak Adını yazacak olmamdandır titreyişlerim Yüreğimde, Bu hep taze, Bu hep buruk ürperiş ondan Kalemimdeki, divitimdeki heyecan Kağıdımdaki intizar, Mürekkebimdeki Sönmek bilmez yangını vuslat ateşinin hep bundan Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili Yani ki seni yazmak Sevda tohumunun çatladığı, Tutku filizinin boy attığı, Sadakat meşalesinin yandığı Evlerin en güzeli Erkam'ın Evi'yle seni yazmak Seni yazmak “And içeriz” “Sevinçte ve tasada,” “Sıkıntıda ve rahatlıkta” “Seninle birlikte olacağımıza and içeriz” diyen Akabe erlerinin parmaklarıyla seni yazmak Sürekâ'nın geri dönen atının tutkusuyla seni yazmak “Sen güneşsin,” “Sen aysın,” “Sen nur üstüne nursun” diye ağlayan Ensar'ın bekleyişleriyle seni yazmak Seni yazmak Bedir kuyularında bıraktığın umut güneşiyle Seni yazmak Uhud günü sevdasıyla Hamza'nın, Seni yazmak Hendekleriyle Selman'ın ,içine sabrı, içine sevdasını doldurduğu hendekleriyle Huneyn'le seni yazmak, Tebuk'le, Mute'yle seni yazmak Zeyd'in sadakati, Cafer'in özlemi, Abdullah'ın tereddüdüyle seni yazmak Ne zaman ismin için kağıda, kaleme sarılsam Kuşlar gelir pencereme seslenirler; “Yaz , yâ Habîballah” Güvercinler gelir Sevr'den kopa kopa, senin hasretinle derler ; “Yaz, ya Hâtemü'l-Enbiyâ” Örümcekler sökün eder odama, çığlık çığlık, haykırırlar; “Yaz, Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa” Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili Adını yazmak Sabır hamuruna umut diye kattığım adını, Şefaat göğünde sığınıp sevgine kanat diye taktığım adını Ümmü Hani'nin evinden Sidre'ye kadar “Ümmetim”,“Ümmetim” diye feryadınla tanıdığım adını Adını düşündüğüm her lahzada içimde, Binlerce Bahira yürür uygun adım, aydınlatmak için Seher ufuklarının karanlığını senin aydınlığınla Binlerce Addas yürür gelir Taif'den, tâ gönül evime Hepsinin dudaklarında, “Sen sen öyleyse peygambersin” mırıltısı Adını düşündüğüm her lahzada Bir “Hayber'in Aslanı” düşer yadıma Bir “Dostların En Sadık Olanı” Bir “Timsali Adaletin” Bir “İki Nur Sahibi” düşer yadıma Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili Şu çizgi; Senin hicretini anlatmak içindir Şu nokta; Uhud'da yüreğinden bir parça Hamza'nın Şu halka; Sevr'de yüzüne düşen iki damla gözyaşından hani o sıddık olanın can elması Şu yukarı çizgi; Öfkesi Ömer'in, şu iniş; “Sana inandım” diyen sükûneti Şu uzaklarda kalan çizgiler, noktalar; Senin barış günü, “bize artık burada kalacak ev mi kalmıştır” derken yaşadığın mahzunluğun Şu gül senin adındır ya Rasulallah Şu ortaya çıkan yazı senin gülcemalin, alemlere rahmet olarak yaratılışının İşte nakşediyorum , İşte yazıyorum adını, titreyen paramparça bir yürekle İşte yazıyorum adını,mahcupluğuyla senden utanmanın İşte, İşte yazıyorum adını, bu beyaz kağıtlara Herkes öyle sanıyor, Herkes adını bu beyaz kağıtlara yazdım diye biliyor, -Anam babam sana feda olsun ya Habiballah- Ben aslında senin adını kağıtlara değil, harf harf, lime lime,nokta nokta, Kalbime Kalbime yazıyorum MUSTAFA HATİPLER |
Bir Hattatin Yazilmamiş Günlüğü |
08-02-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Hattatin Yazilmamiş Günlüğünihalim´isimli üyeden Alıntı BİR HATTATIN YAZILMAMIŞ GÜNLÜĞÜ Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili Adını yazmak; Rezzak-ı alemin gönüllerin gergefine ebem kuşağı renkleriyle nokta nokta, harf harf işlediği adını Adını yazmak , Adem'in müjdelediği, Bahira'nın beklediği “Veda Tepesi'nden doğan ay” gibi “İsmuhû Ahmet” deryasının dalgalarının parlattığı adını Adını yazmak, Gemisinde Nuh'un Süleyman'ın rüzgarlarında Cömertliğinde İbrahim'in Teslimiyetiyle İsmail'in Yunus'un balığıyla Yakub'un Külbe-i Ahzân'ında Yalnızlığının kuyusunda Yusuf'un Mizmarlarıyla Davut'un Musa'nın “Yed-i Beyzâ”sıyla Meryem'iyle İsa'nın Adını yazmak Adını yazacak olmamdandır titreyişlerim Yüreğimde, Bu hep taze, Bu hep buruk ürperiş ondan Kalemimdeki, divitimdeki heyecan Kağıdımdaki intizar, Mürekkebimdeki Sönmek bilmez yangını vuslat ateşinin hep bundan Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili Yani ki seni yazmak Sevda tohumunun çatladığı, Tutku filizinin boy attığı, Sadakat meşalesinin yandığı Evlerin en güzeli Erkam'ın Evi'yle seni yazmak Seni yazmak “And içeriz” “Sevinçte ve tasada,” “Sıkıntıda ve rahatlıkta” “Seninle birlikte olacağımıza and içeriz” diyen Akabe erlerinin parmaklarıyla seni yazmak Sürekâ'nın geri dönen atının tutkusuyla seni yazmak “Sen güneşsin,” “Sen aysın,” “Sen nur üstüne nursun” diye ağlayan Ensar'ın bekleyişleriyle seni yazmak Seni yazmak Bedir kuyularında bıraktığın umut güneşiyle Seni yazmak Uhud günü sevdasıyla Hamza'nın, Seni yazmak Hendekleriyle Selman'ın ,içine sabrı, içine sevdasını doldurduğu hendekleriyle Huneyn'le seni yazmak, Tebuk'le, Mute'yle seni yazmak Zeyd'in sadakati, Cafer'in özlemi, Abdullah'ın tereddüdüyle seni yazmak Ne zaman ismin için kağıda, kaleme sarılsam Kuşlar gelir pencereme seslenirler; “Yaz , yâ Habîballah” Güvercinler gelir Sevr'den kopa kopa, senin hasretinle derler ; “Yaz, ya Hâtemü'l-Enbiyâ” Örümcekler sökün eder odama, çığlık çığlık, haykırırlar; “Yaz, Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa” Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili Adını yazmak Sabır hamuruna umut diye kattığım adını, Şefaat göğünde sığınıp sevgine kanat diye taktığım adını Ümmü Hani'nin evinden Sidre'ye kadar “Ümmetim”,“Ümmetim” diye feryadınla tanıdığım adını Adını düşündüğüm her lahzada içimde, Binlerce Bahira yürür uygun adım, aydınlatmak için Seher ufuklarının karanlığını senin aydınlığınla Binlerce Addas yürür gelir Taif'den, tâ gönül evime Hepsinin dudaklarında, “Sen sen öyleyse peygambersin” mırıltısı Adını düşündüğüm her lahzada Bir “Hayber'in Aslanı” düşer yadıma Bir “Dostların En Sadık Olanı” Bir “Timsali Adaletin” Bir “İki Nur Sahibi” düşer yadıma Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili Şu çizgi; Senin hicretini anlatmak içindir Şu nokta; Uhud'da yüreğinden bir parça Hamza'nın Şu halka; Sevr'de yüzüne düşen iki damla gözyaşından hani o sıddık olanın can elması Şu yukarı çizgi; Öfkesi Ömer'in, şu iniş; “Sana inandım” diyen sükûneti Şu uzaklarda kalan çizgiler, noktalar; Senin barış günü, “bize artık burada kalacak ev mi kalmıştır” derken yaşadığın mahzunluğun Şu gül senin adındır ya Rasulallah Şu ortaya çıkan yazı senin gülcemalin, alemlere rahmet olarak yaratılışının İşte nakşediyorum , İşte yazıyorum adını, titreyen paramparça bir yürekle İşte yazıyorum adını,mahcupluğuyla senden utanmanın İşte, İşte yazıyorum adını, bu beyaz kağıtlara Herkes öyle sanıyor, Herkes adını bu beyaz kağıtlara yazdım diye biliyor, -Anam babam sana feda olsun ya Habiballah- Ben aslında senin adını kağıtlara değil, harf harf, lime lime,nokta nokta, Kalbime Kalbime yazıyorum MUSTAFA HATİPLER RABBİM bu ne güzel bişeydiYARADAN razı olsun sizden ürperdim gözlerim doldu çok çok ama çok güzeldi |
Bir Hattatin Yazilmamiş Günlüğü |
08-02-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Hattatin Yazilmamiş GünlüğüSelamün Aleyküm değerli Nihal Ablam Emeğinize, gönlünüze sağlık Çok güzel bir paylaşımdı yine Beğeniyle okudumRahman cc razı olsun ebeden sizden inşallah Ne mutlu o hattata ki, satır satır tüm içtenliğiyle ruhuna yer etmiş olan Resul aşkını yaşamış, yaşatmışİliklerine kadar hissetmiş, ilmek ilmek işlemiş Çok güzel tarif etmiş değerli ablam Her bir satırını duygulanarak okudum Rahman cc sevabınızı yazsın inşallahEn Emin'e emanetimsinizSelam ve baki dua ile hayırlı, nurlu ve bereketli geceler dileğiyle |
|