Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriSussam Yalnızlık Konuşsam Ayrılık Yıkılmış ve geç kalınmış viraneleriz şimdi ne senin gözlerinde harranın suya hasretler yangınları var nede benim gözlerimde şiir yaz dedin oysa kışlar yaşıyorum her mevsim acmak uzereyken papatyalar yeni karlar yağıyor üstüne üşüyorum evet hala üşüyor ellerim hüzün kapımızı çalalı beri bin günü aştı bin ömür bin soluk bin yıkılış yaşadım ömrümün arka sayfalarında altı çizilmiş satırlarımı okumaya başladım sığınışlarını susuşlarını ve haykırışlarını işittim mavi adadan korunaklı bir liman olamadım sana ve arkama bakmadan giderken haykırışlarını duymamak için kapattım yüreğimin kulaklarını şimdi bin ömür geçmiş ömrümden ben bir ruyadan uyanmak istercesine çırpınıyorum hani zaman ilacı olurdu herşeyin hani zamana bırakmalıydık atalar yine yanıldı bir günün sonunda binlerce tükenişle ölürken ben zaman zehrini içerken yudum yudum artık bitsin istiyorum ataların ilaç dedikleri yoksuzlugun bitsin bitmezlerin bilincinde diyorum yne yıkılmış ve geç kalınmış viranelerız şimdi ne senin gözlerinde harranın suya hasret yangınları var nede benim gözlerimde şiir şimdi kendini yok edişlerini dinliyorum susuyorum susuşlarımın öznesi sen oluyorsun hep şehrine gidiyorum yoklugun açıyor kapıları yıkılan şehirler arası bir otobüs terminalinde ayak izlerimiz duruyor halaa haklısın kokun sinmiş soguk duvarlarına şehrin herkezin gözünde seni arıyorum yoksun yoklugunu salıp gitmişsin gidişle bırakıldıığın bu kentte susuşlarına bile yandıgın soguk dağlarımın eşkiyası bağışlama dilemiyorum gel demiyorum sev demiyorum haykırışların yankılanıp boşlukta kaybolmadı bilesin sığındığın mavi adada yaktıgın ateşi göm yanaştırabilirsem gemilerimi tutucam ellerinden şimdi yanıyorum kanıyorum ve yıkılışların altında tekrar eziliyor bedenim geç kalınmış bir solukmu bir günün sonunda yoksa çağresizliklerimin son çırpınışlarımı bilmiyorum kayıp adresten yazıyorum son kez sussam yalnızlık konuşsam ayrılık dönsem yıkılış dönmesem yok oluş şimdi ben susuyorum yalnızlığa talip sende sus bana sus ki bir daha ölmeyeyim Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriUnutulmuş Yaralarıma Tuzdur Adın Kavgadır Kalbimin Gözündeki Fer Bir Devrimin Eskimiş Yüzüyüm Derinimde Puslu İhtilaller Yanmış Süt Kokulu Sabahların Eşiğinde Bekleyen Gece! Bana Göz Kırpıyor Kalabalık Yalnızlığım Şimdi Arsızca Fütursuzca Kimi Nerde Arayacağımı Sordum Mavi Gözlü Hüzne Dedi “Geç! Aşkı Geç!” Geçemedim Yedi Geceyi Geçtim Yedi Güvercin Vurdum Yedi Yıldız Biçtim Yedi Nehir İçtim Yedi Dağ Ezdim Yedi Yemin Verdim Yedi Gül Derdim Ve Yedi Kez Titredim Bakışlarının Sırtında Bir Eren Geçiverdi İçimden O Vakit Dedim “Kimi, Nerde Arayayım?!” Dedi “Vur! Aşkı Vur!” Vuramadım Bir Tutam Hayat Buldum Kokmuştu Çekilmişti Bütün Suları Unutulmuştu Bütün Sözler Ve Sanki Görmek İçin Kapanmıştı Gözlerin Ayağına Ölüm Ölüm Kör Müydü? Bir Cebinde Birikmiş Kan Buldum Kullanılmış Hayatın Alıp Bağrıma Bastım Sonra Biraz Daha Yokladım Ve Bir And Buldum Sol Dikişte Dedim” Kimi, Nerde Arayayım?!” Dedi “Sök! Aşkı Sök!” Sökemedim Bir Şiir Yazdım Kalbine İçinde Kalbin Hiç Geçmedi Bir Çığlık Çığırdım Utancın Yüzüne Karanlık Çatladı Kalbin Issızlığına Yağmur Gibi Düşürdüm Şimşekleri Ve Gözlerime Çark Ettim Karabasanları Bir Elimi Sana Verdim Ötekini Aramadım Bile Bir Yangın Geçiverdi Yamacımdan Dedim “ Kimi, Nerde Arayayım?!” Dedi “ Kır! Aşkı Kır!” Kıramadım Eşkıya Bir Kahır Biçti Ömrümü Sonrasında Canhıraş KavgalarKüskün Ölümler Aynı Yollardan GeçtimFarklı Sehpalarda İdam Edildim Ve Unutmanın En Deli Yükünü Taşıdım Ben, Sözlerinin Kahpe Yüzünde!!! Yalanın Ve İhanetin İnsafsızlığı Bendeydi Benden Soruldu Uykusuzluğun Yük Olduğu Gecelerin Hesabı! Aşkı Geçemedim, Vuramadım, Sökemedim, Kıramadım!!! Kendime Kaldım Kendimi Topladım Tuttum Elimden Bağladım Gözlerimi “Aşk!” Dedim Attım İçime Seni Sonrası Kimsenin Kalbini Meşgul Etmeyecek Kadar Basit: İçimde Bir Sen Aşk İçinde İçimde Bir Ben Bir Sen İçinde İçimde Bir Biz Bin Hiç İçinde Sırrın Kalemine Perde İndirdim Ve Ben Bir Kez Daha Ye-Nil-Dim!!! Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriSevgili Yine bahar gelip vurdu kapımızı Ben ki yaktım bütün anılarımı, Bölüştürdüm bütün şiirlerimi kayıp çocuklara Film bitmedi, son yazmadı henüz Takılıp kaldım yıllar öncesinin Eylüle çalan bir yazında Hiçbir cemre dokunmadı bana, ısıtmadı yaz güneşleri Durup durup kendime yaktım yıllar boyu, Onun için biraz is kokar libasım, Onun için dağınık biraz saçlarım Ben ki bir dolu damıtılmış hüzündüm Korkardım bahara dokunmaktan olaki solardı yüzü, Korkardım Eylülleri azgınlaştıran baharı tutuşturan adam olmaktan Sevgili Her gece bir Züleyha düşü görüyorum sen gibi, Düşüyorum içimin kuyularına durmadan Yarım yamalak bir senaryo oysa herşey, Uyanıyorum ki çoktan silinmiş bütün repliklerim Budur ürkmüşlüğüm, budur gizlenmişliğim, Sabrım beni ancak buraya kadar getirdi Yoruldum artık sevgili, yoruldum karanfillere kan vermekten Anlayamadım bir türlü neden Eylül hep on biri doğurur? Ve neden aşkın çocukları yoktur? Oysa sevgili Bir Eylül günü, saklandığım hayattan çıkıp gelmek isterdim şimdi sana Birikmiş bütün baharlarımı adayarak, Koşarak doru taylar gibi yalınayak, Çatlasın isterdim damarlarım çatlasın Ve damarımda akan hüzün bu aşka karışmasın Yazık ki yine de Eylül dolu ellerim, yine de derin bir sızı içimde, Hüzünlü bir gülümseyiş bazen dudaklarımda Nasılsa biraz keder bulaşır her aşka, Her aşka biraz gözyaşı, biraz kalp ağrısı Sevgili Bu senaryo, bu kuyu, bu Eylül bırakmaz beni Geleceksen sen gelmelisin, hüzün kadar cesur aşklar takınarak Madem aşk cemresidir gönlün, Gönlüme biraz bahar, biraz sen katarak Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu Şiirlerikış geliyor bir daha da açmaz güller tekil mutlulukların çoğul yalnızlıklarıdır elde kalan borç harç mutlulukla ne yaşanırsa o kadar yaşadık ey ömrümün virgülü böyle mi bitecektin ha sen gittin türkülere sığmaz oldum dışım içime dar yelkensizim rüzgarlara çıktım kıyılara vurdum caddeler yuttu beni ve başıboş hüzün sokağında "yüreğime söylediğim en doğru yalan oldun" başıboş sonu boş kar yağıyor bir daha da açmaz güller acıların darağacında gözyaşımı vurdular içimin seyir defterinden adını çaldılar şimdi ört kapılarımı dönüşlere biletsiz kalayım varsın geride kalsın kederli gözlerin kar yanığı saçların varsın yitirsin tılsımını hayat "KAR YAĞIYOR BİR DAHA DA AÇMAZ GÜLLER Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriUmrumdan taşıyor zamansızlığım İsmin içimde titriyor, sesin sesime düşüyor; ses veriyorum Oysa sen en sağır yarasın yüreğimde Gözlerini günceme düşürdüğümden bu yana, yorgunum gitmelerin tümüne Gözlerini günceme düşürdüğüm günden bu yana, dipnotlarda çürüyor sevda adına ne varsa Meğer ne çok beklemişim gelmeyişlerini Sen beni anlarsın be usta ne garip sıkıntıdır şu suskunluğuma en uygun makamı bulamamak İçimin buz kestiği yerden çıkıp geliyorsun gözlerime Sen geldiğinde ise düşürmüş oluyorum düşünden kendimi Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriKimselerin başını bile bilmediği o günlerde ayrılık sevgiyi hissettiğim ilk anda korkum oldu seni bulup bulup yitirdim düşlerimde sonra yeniden buldum yeniden yitirdim bende kalacağın bir yarın kurgulayamadım sevgiyi ve korkuyu birlikte yaşadım bu yüzden bir daha göremeyecekmişim gibi uzun ve derindi bakışlarım her yeni buluşma ilki kadar heyecanlıydı ve sensizlik hep seninleydi bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde bilseydin ayrılığa yazgılanmış bir sevgiye açar mıydın yüreğini takvimden günleri birer ikişer çalmama aylara yıllara yerleşmeme izin verir miydin görüyor musun farkında olmadan ne çok şey paylaşmışız seninle bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde hayallerin ardından serüvenlere sürüklendik seninle hiç görmediğimiz ülkelerde hayatlar kurar evler döşerdik kısa vadeler seçerdik hayatlarımızı yenilemeye o gün gelmezdi bir türlü vade dolmazdı birileri çıkar yolumuzu değiştirirdi yeni hayaller armağan ederdi bize çocuk olur kanardık sonuna kadar gidilecek yollar yerine böyle kopuk maceralara tutkunduk seviyorduk bir yaz gecesi dolunaydı bana bakmıştın bende korkularımı yenmiştim bizden başka inanacak kimsem kalmamıştı yorgunduk kazanmak zorundaydık üstelik adımlarımıza güç verecek sağlam zeminlerden yoksunduk içimiz bir kararsa bir daha güneşi göremezdik birbirimize güvendik, bize aşılmayacak dağ taş kalmadı sandık en güzel günlerimizdi o günler bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde sonra her şey değişiverdi umutlarımızı yitirdik kendi ayak izlerimizden yürüdükçe birbirimize dostluğun vermiş olduğu lezzeti üretmekten bıkkın kışkırtıcı huysuzluklardan medet umduk ayrı dünyaları özledik kendi peşimizden koştuk başkaları diye şimdi şarkılar söylediğimiz birbirimizin gözlerinde eriyip gittiğimiz puslu gecelerin kokusu burnumda tütüyor beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin bir cennetten bir cennete geçmeliydim itirazım olmazdı sürgünleri bana vermemeliydin Beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin ayrılık çığlıkları kanımı dondururken gemilerimi yakacak çılgınlıklarımı gemleyip kendime ve sana en mutlu bölünmeleri vaat etmiştim benden armağan olacak bütün bensizlikleri reddettin ve ben hiç bilmediğim dokunuşlarınla yüreğimden izlerini kazıdım bu sonu önce ben yazdım Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriEn fazla içimde ölürsün Cesedini sürüklerim gittiğim her yere Kızıl sonbaharım Hangi aşk kendi fırtınasına dayanabildi Ellerimde çoğul bir gölge kuşu Adının arkasına basmadan yürüdüm Alnımda birikti çizikler Adımdan çıkardım aklımı Aklımsız kaldım Neylersin İnsanız Ne yapsak eksiğiz işte Ölüme ayarlı saatiz En fazla içimde ölürsün Sorarım Şiir papirüslerinin hangi köşesine karaladın beni? Hangi hare’mden yakaladın da çiğnemeden yuttun gözlerimi? Kekeme repliklerin ezber bozduran kuşu Hangi rüzgârlara sattın da saçlarını Devrik cümlelerimin öznesi oldun? İçindeki kötü senaryoların kahramanı olmak istemezdim Dağıldı bak derlenip toplanmış dağılmalarım En fazla içimde ölürsün Nasılsa yokluk rehin bırakılıyor kalana Kalan gidene denk neyi varsa susuyor Ve susmak inceltiyor her yarayı Ve susmak bakmak oluyor Gitmediğin her yere Kim tutuklanmış yalnızlıktan Gizin içine gizlenen kim Söyle beni nerene sakladın Ki şimdi bu kadar sokaktayım En fazla içimde ölürsün Karla karışık yağarsın yara Bereme Karma karışık kalırsın cinnet şeridinde Kaldırımların kaldıramadığı her neyse işte Bulamadığın her ne varsa büyük yıkımların izinde Sana borcum olsun Hiç yazılmayacak bir şiirin içinde En fazla içimde ölürsün Yanağında yanar avucum Avucumda imlası bozuk bir şiir kalır Gözlerinin namlusu döner, yakar kirpiklerimi Kulağımda bir tepenin rüzgârı uğuldar Gırtlağıma kadar aşka batarım Yeteri yok Eksiği fazla Neyin kaldı eksilenlerden arta İçeri doğru kapanan bir kapıydın Saçlarından geçtim önce Ve kendimden öylece Neyim yoksa var bildim Eğildim Eksildim Eridim Bir seni bitirmedim Hangi rüzgarlara sattın da saçlarını Uğultusuna tutunamadın Ömürden nefes çalarak ne kadar yaşarsa insan Öyle yaşadım gözlerini Tenimde itiş kakış Cebimde depremlerin Esrarlı gece ayinleri Volkanik şiirler Usul usul giymedim mi sözlerini Yalnızlığın tiradını kapamadım mı her sefer Sensizlik seni anlattı en çok Vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti Söyle saçlarında öldüğüm Bir geri gidiş kaç günde gelirdi? En fazla içimde ölürsün Cesedini sürüklerim gittiğim her yere Tenimin yırtıldığı yerden mi girdin içeri Açar gibi yaparak açık bir kapıyı Beni ikiye böldün Hadi içimi kendine aldın da Beni nerde bıraktın Hangisini seçerdin benim için Ve hangisinden vazgeçerdin kendin için Ben yarama çoktan sen bastım Yaşım kadar gencim Adın çabuk diye geçti Ardında aç köpekleri bırakarak Ezberimden geçtim Hızla biten aşk şarkılarından geçtim Senden bir şey eksiltmeden sana çok şey bırakmaktı aşk Bildim Biz dalkavuk bir aydınlığın yerine Onurlu bir karanlığı seçtik Ve bir öyküden ağlarcasına geçtik Cesurduk çünkü Kendimizi kendi düşlerimizden kovacak kadar Ömrüne yüz çevirmiş iki masalcıyız Gerisi hiçlik Gerisi yokluk Sensizliğin anlattığı ne vardı senden başka Bir hayatın tüm yanılgılarını Saçlarında çözdüm Şimdi beni hangi yanımdan susacaksın Sessizlikte bir dildir Çoğul susulur Pusulur Şimdi beni hangi yanımdan kusacaksın Yıkık şehrimin izbesi En fazla içimde ölürsün En çok Gözlerime gömülürsün Gözlerimi kaparım Vasiyetimi yazarım Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriBirbirimize dokunmalarımız korkak kelebeklerdir, dokununca renkleri yıkılan Çünkü küskün çocuklar inanmazlar Ki inanmak küskün bir çocuğun en büyük kan kaybıdır Susarım içimde bir yangın başlar Dokunsam arta kalan sen, kül olan ben Taş duvarlar yanmaz bilirim Büyük yangınların isini giyinirler (ama nafile hiçbir kalem ve hiçbir ben, sonraki sayfada aynı sen’i bulamıyoruz uzaklar hep uzak kalıyor sevdaya sen yine de artık sesime düşme) Her gece gözlerimden hatıralar çalınmış Bir denizci ağ atmış yalçınlaşmış düşlerime Düşmüşüm Bir ses giden gitmiştir demiş Susmuşum Bir baharın bedeliydi bu Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriDaha kaç kez ölür insan Adına aşk denen bu intiharda Nasılsa her cinayete bir katil bulunur Sesimin gülen yanına bir ölüm daha sus Hiç gelmeyenin gidişine inanmışsın Kendinle arandaki köprüleri atmışsın Tutunacak bir dil aramışsın dilsizlik değil İçine akşam kaçmış sonbaharlar'a uyanmışsın Öldürülmüş yanlarına astığın nazalık Ağır bir uykusuzluk geçirmekte Günü geçmiş günler satmışsın günsüzlüğüne Dön gel oruçlarından bir suskunluk borcun kalmış Adressiz bir gün daha geçmiş kapından Bir kendine harammış iyi yanın Hiç bir silah kendini vurmaz Bu yaradan sana kabuk çıkmaz Ve daha kaç kez ölür insan Adına aşk denen bu intiharda Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu Şiirleribinmediğim hiçbir otobüs beklemediğim hiçbir durak kalmadı bu şehirde gittikçe azalıyor hayat neyi erken yaşadıysam hep ona geç kalıyorum sana göçüyorum her sonbahar yolların çıkmıyor aşkıma unuttuğun yağmurların adı saklımda seni içimden terk ediyorum susmaktan yoruldum kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri efkar demliyorum gözlerimde yaşlarımı yanağıma varmadan öldürüyorum tam sancağımdan yaralıyorum kendimi alnını yüreğime dayadığın güne bakıp seni içimden terk ediyorum ne unutacak kadar nefret ettin ne hatırlayacak kadar sevdin yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum beni hep bulmamak için aradın yanılgımdın yandığımdın yangındın sensizliğe yenilmek sana yenilmekten zor olsa da ardımda bir sürü belkiler bırakarak seni içimden terk ediyorum şimdi içimizde öldürülecek bir anı bile bulamayan iki yarım kaldık tamamlayamadık bizi elimden tutmadın yalnızlığımın saçlarımı da uzaklarına gömdün içimin mavisi senin okyanusundandı al geri veriyorum kilitleri hep yanlış kapılara vurdun devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim sana bensizliği terk ediyorum yarime uzanmayan bütün dallarım kırılsın demiştin aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi ne tuhaf değil mi içimi acıtanda sendin acımı dindirecek olanda ya öldür beni dedim ya da git benden içi bulanık bir sevdanın ucunda seni kaybettim aldırmadın aldırmalarıma bir gecede yakıp yarini şafaklara sattın ihanetini külüme basanlar bile utandı yaptığından işte soluk bir ömrün son nefesi benden içimden terk ediyorum Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriHadi git yâr! Daha fazla sen yüklenemiyor kalbim Daha derin düşleri kaldıramıyor bedenim Kalmadı lügatimde içimi yakmayan bir söz Bendeki resmini sakladığım sandık; bir çift göz? Yâr! ekseni değişti artık dünyamın Ne geceleri uykuya teslim ediyorum düşüncelerimi Ne de sabahları gündoğumlarıyla yeni bir yelken açabiliyorum kurtuluşuma Her benle başlayıp senle devam etmek zorunda olan gün, dikenli bir dal oluyor bana Hadi gönlüm Defalarca düş uçurumlardan, kan-revan ol Ve boşalt içini Damarlarından ansızın geçen ve ?yar?ı anlamlı kılan ezinci katlet Bitir bu sonsuz şiiri Son bulsun ağıt tadındaki sevgi söylemleri Yâr yüreğimdeki ?is?ini başka bir yere sevk et hadi Ah yâr gün gün mısralar döktün içime Yüreğimi sana dair söylenmiş mısralarımla yıkadın Ben hep sana uzaktım Yollarda kaybolsam sen önüme çıkan tuzaktın Ben, her gece gözyaşlarımla yıkadığım masallarımı saçlarına yolladım Saçlarından kulaklarına musalla taşı gibi bir soğuklukla inip, beni sana anlatır sandım Yanıldım? Hicran yağmurlarından sıyrılıp ötelerde kendimi aradım, bulamadım? Hayatımın gençlik satırlarında adı geçen yâr Sırtımı her döndüğümde bir can yitirdim bu bahar? İdama giderken hislerim, güneşim yüzünü görmeyi bekledim hep Kalemi kırık bir aşkı mühürledim yüreğime ?unuttum? diye haykırırken bile unutmadığımı ispatlıyordum kendime Yoruldum yâr Bütün kapılarımı kapatmaya hazırlanıyorum gönlümün Kimliğimi hediye edip bu şehre, her bir adımımda anıları sürükleyip ardımdan ve rotamı da ekleyip nabzıma gidiyorum? Mutlu günlerin gelmesini bekleyen çehremdeki çizgileri siliyorum Ceplerimi dolduruyorum yedekteki acılarla Her sabah yüzümü yıkadığım tavana asıyorum hayallerimi Ansızın içime düştüğün günden beri ayakları burkuldu ömrümün Ve ben her gün bir daha ölmek için uyanır oldum uykumdan Paslandı gözlerim Sen kendin için kal yâr ben senin için giderim Bu defa sürgünlere giden yüreğime bedenimi de eklerim Bağdat olurum yıkılırım kurşunlara Filistin olurum kalırım duvarlar arasında Ama yine de İstanbul?u saklarım alınyazımda Nerde olursam olayım unutma yâr; yarın yeni bir gün ve her yeni günde olduğu gibi senli ölüme hazırlanıyor gönlüm Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri" Yalnızım çünkü sen varsın " geldesen gelirdim gittiğin uzakta bendim dağ gibi bir ihanetten düştüm bu kendime son gelişim ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime kendimi suçüstü yakalıyorum ve kentsizliğimin isimsizliğini Araz'a uyak düşüyorum gözlerime senden düşler sürüyorum ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor bana en büyük tehdit yine ben oluyorum sonra bir durağa yaslanıyorum sonra bir kente ve sen gidiyorsun ben kanıyorum diyorlar ki " kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun oysa " geldesen gelirdim biliyorsun yorgun Haliç'e biraz inat biraz ihanet bırakıyorum ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum aklıma düşüyorsun düşüyorum düşünce üşüyorum azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum yalanlarımla bir hiçlikteyim beni içinden kaç! bu kentte her yağmur kendini ağlar aklıma düşsen yalnızlık oluyorum ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir nerde, kimi üşüyorsun? artık kendini yakan bir ateşim kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz şimdi boş duraklarda yaslanıyorum boş kentlere oysa " geldesen gelecektim gündüşlerime dönüşlerimde bakışın içiyor beni gözlerimden gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara uzaklığına uzanıyorum sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan yıkılıyorum şarkılara " kimseler biliyor yalnızlık dostumdu şimdi korkum oluyor oysa " geldesen gelecektim artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor güzartığı saçlarımda oynaşan sensizlik gözkarana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan kendimi yitirdikçe sana gidiyorum göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum düş satıcısı, ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum uysal yalnızlıklar satın alıyorum gülüşümle ödeyerek ve içimde yalancı bir katil taşıyorum yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma cüzzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben kirli sözlerimi temize çekme oysa " gel" desen gelecektim gözlerim ihanete ihbar taşıyor kuşkulu bir cinayete fısıldıyor kaşlarına sözü namluna sürmelisin şimdi en yaralı yanımdan vurmalısın beni çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam susuşuna kan döküyor gözlerim sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun oysa bilmelisin Araz'ım kimsenin içi görünmez ve hiç bulamadıklarını asla yitiremezsin bak şimdi aramızda sessiz kalıyor söylenecek bütün sözler her sabah akşam oluyorsun alnından ellerine damlıyorsun yüzündeki yağmurla iniyorsun kent'e içine dert oluyorsun kentin dışına yağmur yüreğinde dağılıyor kristal şehirler duvarların kan öksürüyor ve sen başkalarının gözlerini yüzümde aramamayı öğreniyorsun beni bir durağa yaslıyorsun beni bir kent'e gidiyorsun oysa " geldesen gelecektim susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın en susmakta neydi öyle sen en dinlerken biliyorum Araz'ım insan kendini bulmamalı, hep aramalı gittiğin yerden başlıyorum öyleyse gece cinnetlerimi de alıp yanıma denize bakmayı bilmeyenler bir gün mutlaka boğulur işte bundandır gözlerinden kaçışlarım siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı? ben şimdi gurbetim içimde taşıyorum heba olsa da senlerce yılım oysa " geldesen gelecektim ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden şairler ölüdür derler (inanmıyorum) ! en karanlık ceketimi giyiyordum ışığa kördüm çünkü şimdi ise güneşe ilerliyorum dirilmek için kimliği paslanıyor eski bir anarşistin gecenin kör gözünden utanıyorum hadi bana en militan kelimelerle saldır batır içime cümlelerini beyhude bir dehşet bırak bana hakediyorum gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime can kaybından ölüyorum cenazemde namaz kılacağım zan altındayım yalanıma inanıyorum yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin kinim kendime susuşum sana küsüşüm tüm dünyaya üstü kalsın ihanetimin " geldesen gelecektim yine bir tren geçiyor içimden sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor görmüyorum, söylemiyorsun, kırılıyorum hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan süsle beni ey aşk! geçtiğin yerleri öpüyorum yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum dişlerindeki nikotin tadı terkimde sirenler ve ateş hatları içip sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla ve bir asansör kapısı önünde aslında yüzüme tükürüyorsun da ihanetimi ben habersiz gülümsüyorum yasadışıyım tutukla beni gözlerimden kalemim bitti, yitirdi şiirini şuur öldü kanımdaki mürekkep balığı solumdaki sis'e intihar etti intiharlar bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek yaşamak için geç bir zaman ölmek için ise erken çok davullu bir senfoni sürçüyor dikiş tutmaz ayrılığımda kirpiğinden yapılma bir darağacına geceyi asıyorum yoksun bu yağmurlar ıslatmıyor beni bir durağa yaslanıyorum sensiz gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum " geldesen gelecektim oysa kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor şimdi herkes biraz sen, biraz acı göğsümde bir vagon gizli sözler batıyor fırtınalar çıkıyor üstüme şakağımda intihar acemisi bir şairin delilik provaları arkandan uluyan kapılardan söküyorum kokunu yokluğunu kokluyorum yokluğunu yokluyorum çöz gözlerimi senden hadi! ücranda yak bakışımı gözlerine bekçi sevdam dünden ve senden kalmayım içine her düşen kendi keşfi sanıyor seni oysa sen melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin ve kendini acıtmak istiyorsun ama güller kendine batamaz bilmiyor musun? 'gel' mi diyorsun? herkes kendi gördüğüne bakar peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz? kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu hadi! en kanadığımız yerden susalım 'gel' desen gelirdim 'git' dedin ve gittin Aşka Rüzgara Ayrılığa Zamana Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-03-2012 | #13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriBilinmezlere Gidip Gelirdim Bilinmedim İnandığım Her Şey Adına Yasak Sorular Sordum Kendime Bütün Denklemlerin Bir Bilinmeyeni Ben Oldum Sevgiyi Sordum Neden Bu Kadar Yalnizdik, Sen Söyle Bes Duyumu Yitirdim Kaç Zaman Anlayan Yoktu Yutkundum Arsenik Tadinda Yaşamam Sandım Kaçiyorum Bu Dünyadan Nedenini Hiç Sorma Bakislarim Benim Degil Artik Sesim Degisti Bu Kez Baska Gittim Kendimden Söylenemezseler Bilmeyecektim Ağlayınca uzun Ağlarım Kimseler Olmaz Bu Kez Baska Gittim Kendimden Söylemeseler Bilmeyecektim Ağlayınca Uzun Ağlarım Kimseler Olmaz Susmanın Konuşmaktan Zor Olduğu Anlardır Bu Anlar Mısın? Yaşam Ne Tuhaf Bilmecedir Sen Anlıyorsun, Biliyorsun Her Şeyi Biliyorsun Anlıyorsun Yanılmıyorum Anlayamayan Bendim Yaşamın Bir Düş Penceresi Olmadığını Çiçekleri Severken Dalları Kırmak Olmaz Sanırdım Aşkı Kendi Rengiyle Taşıyıp, İçimi Sancılar Bastığında Avuçlarımda Kederi Eritip Yürüdüm Sandım Kimselerin Bilmediği Yerlere Bütün Tanımları Değiştirip Öylesine Hesapsız, Hiç Beklenmedik Sevilir Sanırdım Gözümün Önünde Vurdular Beni Birden Bire Bensiz Kaldım Durduk Yere Düştü Ellerim Oysa Bedenimde Cehennem Benzeri Atesler Vardı Sana Her Şeyi Anlatmadım Şimdi Hangi Aynaya Baksam Kimliksizim Ben Büyük Kederleri Unutturacak Büyük Mutluluklar Bulmalı Derin ve Keskin Acılar Yaşamakta Olan İnsanlar İçin İmkansızdır Taşınması Zor Acıları yaşamış İnsanlar Bazen Büyük Bir Mutluluk İhtimali Kapılarını Çalsada O kapıyı Açacak Gücü Ve Cesareti Kendilerinde Bulamazlar Hatta Sessizce Durup Kapılarını Çalan Bu Beklenmedik Yolcu Gitsin Diye Beklerler Kederli İnsanları Yeniden Hayata Döndürüp Yüzlerini Gülümsetecek Tılsım Küçük Ani ve Kısa Sevinçlerde Gizlidir YAR İnsan Belki Bir Kere Kendini Ve Kimliğini Öldürebilirdi Ama Bunu İkinci Kere Yapmak İmkansız Gelirdi Sen Bir Kez Sendeki Seni Öldürdün Ona Sadece Hayatından Küçük Dakikaları Ayırdın Ben Sendeki Senin Kapısını Çalan Beklenmedik Yolcuydum Sen Gitmemi Bekliyorsun Dokunmanın Korkunç Hazzını Keşfedip Dokunamamanın Korkunç Hazzını Duymak İçin Duymak Gibi Bişey Bu Sendeki Anlatma İsteğiyle Saklama Arzusunu Bir arada Görmek Oysa Biz Zamanın İzini Kaybetmiş Zamandan Kopmamış Olanların Asla Anlayamayacağı Bir Zamansızlıkta Karşılaşmamışmıydık Uğultulu Sesler Arasında Birbirimizin Sesini Duyup Dinlemeyi Öğrenmemişmiydik Hayat Her Eksilttiğinin Yerine Bişey Veren Ya da Her Verdiğinin Karşılığında Bişey Eksilten Bi Oyun Değilmiydi Eksilttiklerimizin Karşılığında Bu Paylaşımı Bulmuşken Bize Sunulan Bu Paylaşım Karşılığında Eksilen Neydi Zamandan Kopmamış Olanların Yaşayacağı Korku Niye Senin Duyumsadığın Duyguları Duyumsamamdan mı Korkuyorsun Ben Bu Paylaşıma Bir Kimlik Aramıyorum Sevgili!!! Zamandan Kopmamış Olanların Ad Koyma Çabası İçinde Değilim Ben Zamansızlıkta Bulduğum Bu Sevginin Zamanın İçinde Kaybolmasına İzin Vermemek İçin Bütün Çabam YAR!!! Bu Çabayı Kimseler Anlamaz Bilirim Ama Sendeki Sen Anlar Senin Verdiğin Kimlikten Fazlasını Yaşamıyorum Bir Ses Duyumu Kelimelerce Kelimelerce Olsada Örselenmiş İlişkilerde Unuttuğumuz Fotokopiyle Çoğaltılmış Sevgilerin Yaşandığı Şu Anlarda Hep Özel Kalacak Bir Tat Yaşadığımız Kaçmaya Çalıştınmı Yakalandığında Kaçtığında Sahip Olduklarını Bile Kaybedersin Unutma!! Ben Belki Kaçmayı Beceremedim Ve Yakalandım Belki de Vazgeçmekte Geç Kaldım Bilki Kazanma Şansım Hiç Yok Sevdiğim Kahraman Tazeoğlu |
|