Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
buluşması, camii, mimarinin, muhteşem, mühendislikle, süleymaniye

Mimarinin Mühendislikle Muhteşem Buluşması Süleymaniye Camii

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mimarinin Mühendislikle Muhteşem Buluşması Süleymaniye Camii



İnşaat mühendisliği ve mimarlık, ortak yanları olsa da, aralarında derin farklılıklar bulunan, birbirleriyle teşrik-i mesaiye mecbur iki farklı meslektir Mühendislikle mimarlığın tatlı ve faydalı bir beraberliği vardır Mimarî özelliklerin statik kurallara uyması gerekir Bazen de, yapının göreceği fonksiyonun bir gereği olarak, mühendislikten zor problemleri halletmesi, yapım tekniğinde, malzeme ve dizaynda yeni açılımlar yaparak, mimarın istediği yapıyı ortaya koyması beklenir Bunun içindir ki, bir yapının proje aşamasında iki meslek sahibinin de imzası istenir
imarinin Mühendislikle Muhteşem Buluşması Süleymaniye Camii[/url]

Günümüzde bir yapı inşa edilirken en az 15 mühendis ve mimardan oluşan yapı denetim firmalarından onay ve yeterlilik alınması mecburidir Zemin etütleri için jeoloji ve jeofizik mühendisine; projenin araziye uygulanması (yapının oturacağı alanın belirlenmesi) için harita mühendisine; elektrik tesisatı için elektrik mühendisine; görünüm ve dizayn için mimara ve statik hesaplar için inşaat mühendisine ihtiyaç vardır Basit gözüken 10 daireli bir bina inşaatı için bu kadar mühendise ihtiyaç varken, 4000 m2 alana oturan camii ve 70 dönüm arazi üzerine inşa edilen külliyesiyle muhteşem Süleymaniye’nin tek bir kişinin bilgi ve sorumluluğu dâhilinde ortaya konması hayret uyandırmaktadır Böyle büyük inşaatlar için firmaların proje grupları oluşturdukları göz önüne alındığında, Mimar Sinan’ın ne denli büyük bir deha olduğu daha iyi anlaşılır


Tarihçe ve genel bilgiler


Süleymaniye Camii, Kanûnî Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır İnşaatına Haziran 1550’de başlanan cami, Ekim 1557’de tamamlanmıştır Meşhur bir rivayete göre; bir kutlu gecede Kanuni Sultan Süleyman, rüyasında Rasülullah Efendimiz’i (sas) görür Sultan Süleyman ve Peygamber Efendimiz (sas) Süleymaniye’nin inşa edildiği yaklaşık 70 dönümlük arazinin bulunduğu tepeye gelirler (O tepe, hem Haliç’i, hem de Boğaziçi’ni Marmara tarafından en ideal noktadan görür) Peygamber Efendimiz (sas) bizzat gösterir: “Mihrabı buraya, minberi buraya olsun Kanûnî Sultan Süleyman uyanınca, şükreder ve hemen Mimarbaşı Sinan-ı Abdülmennan Hazretleri’ni çağırtır Sinan’ı hiçbir açıklama yapmadan, büyük bir heyecanla rüyada gördüğü yere götürür Kanûnî: “Buraya bir cami, bir külliye yapacağızdiye söze başladığında; Sinan-ı Abdülmennan Hazretleri söze karışır: “Sultan’ım, mihrabı burada, minberi burada olsun Sultan Süleyman şaşırır: “Sinan, sen bu işten haberli gibisin?” Büyük mimar cevap verir: “Sultan’ım sizin dün geceki kutlu ziyaretinizde ben de iki adım gerinizde geliyor idimBu rivayet doğru mudur, temenni midir bilmiyoruz; ama Mimar Sinan, Tezkiretü’l-Bünyan isimli eserinde Süleymaniye’nin temelinin atılışını bizzât şu satırlarla ifade etmiştir: “Bir vakt-i şerif ve bir saat-i said-ü lâtifde ol Cami-i Münif’e temel uruldu Bu sözleri yorumlayanlar rüyayı destekler nitelikte bulmuştur





Süleymaniye aynı zamanda bir külliyedir Bu külliye Kantarcılar Mahallesi’ne bakan bir tepe üzerinde Bâb-ı Vâlâ-yı Seraskeri (Genelkurmay Başkanlığı, bugünkü İstanbul Üniversitesi, rektörlük ve diğer binaları) ile Bâb-ı Vâlâ-yı Fetvâ-penâhî (bugünkü İstanbul Müftülüğü binası) arasındadır Cami avlusunun etrafını çevreleyen büyük külliyede; türbeler, türbedâr dairesi, evvel, sani, rabi, salis, tıp medreseleri, darû’l-hadis, darû’ş-şifa, bimarhane, darû’l-kurra, sibyan mektebi, imaret, tabhane (konuk evi), han, hamam, kitaplık ve dükkânlar bulunmaktadır Dış avlunun on kapısı vardır Bunlar; Mera, Eski Saray, Mektep, Çarşı, Hekimbaşı, İmaret, Kubbe, Tabhane, Ağa ve Harem kapılarıdır Caminin dört minaresi İstanbul’da yaşamış ilk dört sultanı; Fatih, 2 Bayezid, Yavuz Selim ve Kanûnî ’yi; minarelerdeki on şerefe de 10 padişahı temsil etmektedir Minareler örülürken taşlar birbirine demir kemerle tutturulmuş, taş ve demirin birbirine kenetlenmesini sağlamak için bağlantı yerlerine kurşun dökülmüştür 63x69 metre ebadında olan caminin kubbe yüksekliği 53, kubbe çapı ise 26,5 metredir Yaklaşık 30’ar ton oldukları hesaplanan 4 fil ayağı toplam 8000 ton yükü temele iletmektedir Mimar Sinan bunları Ciharyâr-ı Güzin’e (dinin dört direği); Hz Ebubekir, Hz Ömer, Hz Osman ve Hz Ali’ye (ranhüm) armağan olarak sunmuştur Ayaklardan ikisi İstanbul’daki eski Bizans Sarayı’ndan ve Kıztaşı’dan, biri Baalbek’teki Jüpiter Tapınağı’ndan, diğeri de Mısır’ın İskenderiye kentinden getirtilmiştir Yer altında birtakım yollar kazılıp üzerlerinde birtakım kemerler yapılmıştır Bu yollardan caminin içinden bütün yan yapılara su dağıtılan depolara gidilir Mimar Sinan, cami içinde devamlı hoş bir hava bulundurmak için yer altındaki yolları yapmıştır Cami tabanının orta kısmında yer alan bu yollar üzerine tahta kapaklar konularak aşağıdan gelen hava ile cami içinin yaz mevsiminde devamlı serin, kış mevsiminde ise sıcak olması sağlanmıştır


Peçevî Tarihi ’nde anlatıldığına göre Süleymâniye Camii’nin yapılmasında vekiller (hesap görevlisi, muhasebeci) tarafından tutulan defterlerde caminin inşa masrafı 896883 florin olarak gösterilmektedir ki, bu o devirde elli tanesi bir kuruş olmak üzere 53782900 akçe karşılığıdır


İnşaatla ilgili bilgiler


Süleymaniye’nin inşasına ait teknik bilgilerin yer aldığı herhangi bir evrak bulunamamıştır Mimar Sinan, cami yapımında harç için kullandığı yumurta sayısını, çalışan ustaların milliyetlerini, dinlerini ve günlük ücretlerini 164 ciltlik bir deftere kaydettirmiştir Mimar Sinan, idarî ve malî detayları en ince teferruatına kadar, emanete sahip çıkma titizliği ve üzerinde küçük bir hak bile bırakmama gayretiyle yazmış; ama teknik detayları açıklamamıştır Bu durumun hikmeti tam olarak bilinmemektedir Fakat neticede bizlere sürekli bir anlama-çözme gayretinin miras bırakıldığı açıktır


Günümüz binalarında konfor faktörü olarak kontrol edilebilen 4-5 özellik varken (yapının ses yalıtımı, izalasyonu, ışık alması, havalandırması vs) Mimar Sinan 16 asırda yapılan bu eserde 66 faktörü kontrol etmiştir Bu rakamlar o günün mimarlık-mühendislik birikiminde ecdadımızın geldiği noktayı daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir


Süleymaniye’nin bitirilişine kadar, birçok inşaat tekniğinin kullanıldığını görüyoruz Mimar Sinan ordudayken tecrübe ettiği zemin mekaniği tekniklerini caminin temel inşaatında uygulamıştır Temeli kazıldıktan sonra 3 veya 4 yıl beklemeyi ve zemini sıkılaştırma tekniklerinden biri olan kazık uygulamasını Mimar Sinan’da görmekteyiz Zeminin sıkılaşması ve tabiî zemin oturmalarının yaşanması için 3 veya 4 yıl yük altında bekletilmesi caminin yapıldıktan sonraki muhtemel oturmaların önüne geçmek içindir İnşadan sonra oluşan oturmalar, yapıda çatlaklar meydana getirmekte ve statiğin bozulmasına sebep olmaktadır


Süleymaniye’de uygulanan başka bir metot, drenaj tekniğidir Deprem esnasında zeminin gevşemesi ve yeraltı sularının hareket etmesi sebebiyle taşıma gücü sıfıra inen zemin hiçbir yük taşıyamaz duruma gelir Buna ‘sıvılaşma’ (liquefaction) denir Zemin sıvılaşınca üzerindeki yapı bataklığa gömülür (Adapazarı’nda deprem sonrası bazı binalar 1-2 kat zemine batmışlardı) Bu sebeple su yalıtımı ve temelden suyun uzaklaştırılması çok önemlidir 1950’li yıllarda bugünkü İstanbul Ticaret Üniversitesi binasının bulunduğu yerler istimlâk edilirken Haliç’e bağlanmış künklere (yağmur suyu veya kanalizasyon boruları) rastlanmıştır Yapılan araştırmalarda bu boru sisteminin Süleymaniye’nin bulunduğu tepedeki suyu drene etmek gâyesiyle temellerin altına yerleştirilmiş ‘çakıl-kum kuyuları’na bağlandığı tespit edilmiştir Killi toprağın suyu geçirmeyip tutmasından ötürü zemin mukavemetinin zayıflamasına karşın hazırlanan bu ‘çakıllı-kumlu drenaj sistemi’ ancak son yarım asırdır inşaat mühendisliği alanında uygulanmaktadır Bu drenaj sistemiyle yapı temelden gelecek nem ve sudan korunmuş; oturma olmadığı için çatlamalar da önlenmiştir Ayrıca dâhi mimar, yapının içindeki rutubet ve nemi dışarı atarak soğuk ve sıcak hava dengelerini sağlayan hava kanalları kullanmıştır Bunların dışında yazın suyun ve toprağın ısınmasından dolayı oluşan buharın, yapının temellerine ve içine girmemesi için tahliye kanalları yapmış ve bunları da drenaj kanallarına bağlı olarak uygulamaya koymuştur


Süleymaniye’nin statik ve temel dizaynı gemi omurgası şeklindedir Almanya’da teknik eğitim almış ve uzun yıllar deniz yollarında çalışmış olan rahmetli Ahmet Selim Suntur , bina olarak caminin çok iyi dengelendiğini (safralandığını) gemi tasarım formülleri ile inceleyerek görmüş ve “Mimar Sinan Hazretleri âdeta bir hacı yatmaz yapmış Zamanımızda orijinalliği bozulmasına rağmen, bu bina dış etkenlere ve depremlere çok iyi dayanırdemiştir


Camide ayaklar üşümesin ve secdede huzur duyulsun, diye yerden 20 cm yüksekliğe kadar hava hızı profilinin sıfıra çok yakın olması (sınır tabaka), sonrasında ise hava hızlarının yükselmeye başlaması temin edilmiştir *


Mimar Sinan, cami içinde sesin iyi yayılması ve duyulması için harika bir teknik kullanmıştır Bunun için, yapı şekilleri içinde sesin en iyi çoğaldığı kubbeyi uygulamıştır Bütün kubbeleri çift olarak yapmış ve damak kubbeyi oluşturmuştur Kubbe yapısının güçlü tınlatıcı özelliğine ve kubbede oluşacak özel ses odaklanmalarına önlem olarak kubbe köşelerine ve eteklerine içi boş 50 cm boyunda 64 adet küp yerleştirmiş ve bunlarla iyi bir ses elde etmiştir Ayrıca, zeminde, sesi yansıtmak için tuğlalardan boşluk bırakmıştır Böylece Süleymaniye harika bir akustiğe sahip olmuştur **


Camideki geometrik merkezler


Birçok sırrı barındıran taç kapı, önemli bir geometrik merkezdir İnşasında alışılmışın çok üstünde yüzlerce ton kurşun dökülmüştür


Diğer geometrik merkez olan is odası cami içinde yanan kandillerin isini toplayıp mürekkebe dönüştüren ve tamamen tabiî havalandırma ile çalışan bir siklon-baca sistemidir Bu olmasa cami kubbesi kandillerin tesiriyle çok kısa zamanda kararacaktır İs odası Selimiye’de yapılmamıştır, sadece Süleymaniye’ye has bir tercihtir


Üçüncü geometrik merkez olan şadırvan, o devrin şartlarında (kısmen Bizans kanalları kullanılarak) Istıranca derelerinden getirilen suyu, tabiî kule prensibiyle hava akımı oluşturarak oksijenle arıtan tarihin ilk içme suyu hazırlama istasyonudur Bugünün teknolojisi, is odasındaki tabiî hava akımını ve şadırvandaki tabiî kule tesirini hayranlıkla izlemekte; bu teknik, Batı üniversitelerinde doktora seviyelerinde ders olarak işlenmektedir


Camideki harika tasarımlar


Cami içindeki mesafeler ölçüldüğünde, bütün mesafelerin ebced hesabı ile Allah (cc) ism-i celîlinin katları olduğu anlaşılmaktadır Dış minare aleminin ve is odası kubbe noktalarının, işaret ettiği dairelerin sönen bir sinüs eğrisi çizdiği görülmüştür Açılar ölçüldüğünde her yerde 9 değişik sâbit açı kullanıldığı görülmüş ve bu açıların toplamının 273,15 derece olduğu tespit edilmiştir Aynı şekilde caminin Taçkapı içerisinde hizmet binalarına olan mesafe de 273,15 metredir O devirde Osmanlı’da metrik ölçüler kullanılmadığı düşünülürse, bulunan neticelerin orijinalliği ortaya çıkmaktadır


Minare yüksekliği, kubbe çapı vs gibi bazı uzunluk ve açılar birbirine orantılandığında “pi” sayısı, 1,6 (altın oran) gibi bilinen katsayıların yanında, meselâ 23 (tam derece olarak Dünya ekseninin eğim açısı), 4,18 (kalori/joule çevrim katsayısı) ve logaritmadaki “e” sayısı gibi o zamanın şartlarında pek alışılmadık katsayıların da sıklıkla kullanıldığı görülmektedir Araştırma ekibi bundan yola çıkarak, cami tasarımında ısı, manyetik alan ve değişik şekil ve hâldeki enerjilerin birbirlerine dönüştürülerek dengelenmesi için hesaplamalar yapıldığı neticesine varmıştır


Külliye, âdeta bir canlı gibi bütün dış tesirlere karşı korunma refleksleri veya koruyucu enerji küreleriyle donatılmıştır ve bu kürelerin tamamının is odasında kesiştiği anlaşılmıştır Bu çalışmalar sırasında Süleymaniye Camii, Mısır piramitleriyle -resimler üzerinden- kıyaslandığında, kesit olarak her ikisinin de, taban açıları 66 derece olan çok dengeli birer ikizkenar üçgen olduğu tespit edilmiştir Firavun mumyasının, piramit yüksekliğinin tabandan itibaren 1/3 kadar yukarısına (Piramit tepesinden yüksekliğin 2/3’ü kadar aşağıda) yerleştirilmesine karşılık, Süleymaniye Camii’ndeki is odasının, üçgen kesitin ağırlık merkezinde (Cami yüksekliğinin tabandan itibaren 1/3’ü kadar yukarısında) yer aldığı tespit edilmiştir


Süleymaniye’de yapılan araştırmalarda akustik enerjinin ısıya eş değerliliği ve soğutma işinde kullanımıyla ilgili veriler bulunmuştur Verimi düşük olan bu kullanımın diğer enerji türleri ile desteklenerek veriminin yükseltilebileceği düşünülmektedir Eğer bu buluş geliştirilirse, insan sesiyle soğutma yapılabilecektir *


Mükemmel netice


Süleymaniye Camii’nde gördüğümüz bu mükemmellikler bize “Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerine inmiştir Göz ise mâneviyata kapalıdır vecizesini bir kez daha hatırlatıyor Mimar Sinan Hazretleri’nin tekvinî emirleri de çok derinden keşfettiğini anlıyoruz Evet madde ve mânâyı bir arada harmanlayan ilim sahipleri, bizlere zaman üstü bir anlayışla mihmandarlık yapıyor, hakikat aşkının insanı ilimde derinleşmeye ve Esmâ-i Hüsnâ’nın tecellilerine vâkıf olmaya ulaştıracağını haykırıyorlar İlmi sonsuz Rabb’imizin (cc) bizlere bahşettiği bu ilimler, geleceğin fikir işçilerinin bayraktarlığını yapacağı güzelliklere de vesile olacaktır ümidindeyiz


_______________


Dipnotlar

* Bu noktada, Süleymaniye Topluluğu’ndan bahsedilmesi yerinde olacaktır Rahmetli Ahmet Selim Suntur’un liderliğinde çalışan bu grup, Süleymaniye Külliyesi’nde ASHRAE (Amerikan Isıtma Soğutma ve Hava Şartlandırma Mühendisleri Birliği) ile birlikte tarihî mekânlarda klima konusunda bir projeyi tatbik etmek için çalıştıklarında yukarıdaki neticede ulaşmışlar

** Öğr Gör Şadan Güvenir (*) DEÜ Buca Eğitim FakMüzik EğtABD İzmir “Sanatta Araştırma ve Bilinçin Önemi Damak Kubbe” Bu makale “Öğr Gör Şadan Güvenir ve Dr Tolga Kandoğan” tarafından “28Türk Ulusal Otorinolarengoloji ve Baş Boyun Cerrahisi Kongresinde” sunulmuştur


Osman Tarik Gultek


Kaynaklar

- Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi ders notları

- Ahmed Refik, Âlimler ve Sanatkârlar, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1980

- Süleymaniye Topluluğu Çalışmaları, Scientific Revelations in Holy Quran

- Prof Dr Birol İbrahim Kalkış, Technical Paper, ‘A simplistic thermal model for solving the exergy flow of the universe with continuous functions of cosmological parameters’, Int J Exergy, Vol, 2004, 1 No 4, pp438-447

- Rehber Ansiklopedisi, c 12, Türkiye Gazetesi Yayınları

- Haşim Söylemez, Sinan Depremi Çözmüştü, Aksiyon Dergisi, 15-21 Ocak 2000

- Mimar Abdülkadir Akpınar, Tarihî eser restorasyonlarıyla ilgili notları

- Tanju Çantay, 16-17 Yüzyıllarda Süleymaniye Camii ve Bağlı Yapıları, İstanbul, 1989, s 45

- Celâlzâde Mustafa Çelebi, Tabakatü’l-memalik ve Derecatü’l-mesalik, Hekimoğlu Ali Paşa Kütüphanesi, 778, y 4766 Süleymaniye Kütüphanesi

- Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, Ahmed Cevdet Basımı, I cilt, İstanbul, 1314, s 157, 333

- Ömer (Lütfı) Barkan, Süleymaniye Camii ve İmareti İnşaatı, (I550-1557), I cilt, Ankara, 1972, s 25

- Ahmet Rasim, Selim Suntur (Rahmetli), Süleymaniye Topluluğu Başkanı

- Prof Dr İbrahim Birol Kılkış, OTDÜ Öğretim Üyesi

- Celaleddin Gökçek, Ziya Gökçek, Ahmed Kimyacıoğlu, Ali Reyhan Esen

- Kamil Fırat, Kubbeler Sonsuz Döngü, Family Finans Yayınları

- Reha Günay, Sinan the Architect, Yapı Endüstri Merkezi Yayınları

- Dr Süleyman Molla İbrahimoğlu, Muhteşem Süleymaniye Kitapçığı

- Kültür Bakanlığı web sitesi

- Öğr Gör Şadan Güvenir, Sanatta Araştırma Ve Bilinçin Önemi Damak Kubbe, Buca Eğitim Fakültesi, İzmir

- Mansion, Madeleine, (1947), “L’ Etude Du Chant” Librairie Hachette SA, Buenos Aires

- Baytin Tulü, Binalarda Akustik Tedbirler, İstanbul Teknik Üniversitesi Matbaası, İstanbul, 1963

- Cevanşir Behbut, Gürel Güzin, Foniatri, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, İstanbul, 1982

- Vitruvius, Mimarlık Üzerine On Kitap, Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı Yayınları, İstanbul, 1998

- M Rath, Leland, Mimarlığın Öyküsü, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2000

- Zeren, Ayhan, Müzik Fiziği, Pan Yayıncılık, İstanbul, 2003

- Şadan Güvenir, Ses Yapısal ve İçsel Bilincin Oluşturulması, Atadost Matbaa, İzmir, 2004

- Prof Dr Oğuz Borat’ın notları

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.