Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kutub, muhammed

Muhammed Kutub

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Muhammed Kutub




MUHAMMED KUTUB

Büyük İslâm âlimi ve meşhûr velî İsmi, Muhammed bin Kâsım Bağdâdî'dir Seyyiddir Kutub, Velî, Kutb-i Arvâsî, lakapları vardır Doğum târihi ve yaşadığı asır ihtilâflıdır Kabri Arvas'tadır Arvas seyyidlerinin ilk ceddi bu zâttır Arvas'ta şarkın müstesnâ âlimlerinin ve büyük velîlerinin yetişmesine vesîle olmuştur

Baba ve dedeleri Hülâgû'nun Bağdât'ı istilâsı sırasında, Musul'a oradan da Anadolu'ya hicret etmiştir Pekçok âlim ve velî yetiştirmişlerdir Muhammed Kutup da babası Kâsım Bağdâdî'den icâzet ve hilâfet aldı Babasının izniyle Hakkârî tarafına gitti Feraşîn Dağlarında yedi sene daha riyâzetle meşgûl oldu Bu zaman içinde devamlı Hızır aleyhisselâm ile görüştü Onun mânevî terbiyesinden de çok istifâde etti Çok yüksek hallere ve kerâmetlere sâhib oldu Yedi sene sonra bir kış günü Şabata'nın bir köyünde misâfir olmuştu O gece rüyâsında Peygamber efendimizi gördü Peygamber efendimiz; "Evlâdım, Hakkâri Emîri İbrâhim Han Abbâsî hastadır Bu meyveleri götür yesin Allahü teâlâ şifâ ihsân eder" buyurdu Uyanınca baş ucunda mevsim kış olmasına rağmen içinde yaz meyveleri bulunan bir sepet gördü İçinde incir, nar ve hıyar vardı Hakkâri emiri İbrâhim Han da kalb gözü açık hal sâhibi bir zât idi Muhammed Kutup, yanına gelmek üzere yola çıktığı sırada; "Şu anda Ehl-i Beyt-i Nebeviden bir zâtın kokusunu aldım Karşılamak isterim ancak hastayım karşılamaya çıkamıyorum Gidip onu karşılayınız teşrif buyursunlar Ziyâreti ile şerefleneyim" dedi Adamları karşılamak üzere çevreye çıktılar Karşılarına derviş hâlinde bir mübârek zât çıktı Beklenen zât olduğunu anlayıp; "İbrâhim Han teşrifinizi bekliyor" dediler ve yanına götürdüler

Muhammed Kutup, İbrâhim Han yanına girince selâm verdi Sonra getirdiği meyveleri verdi Yeryemez hastalıktan kurtulup sıhhate kavuştu

İbrâhim Han; "Derviş sen kimsin, kimin oğlusun, nereden geliyorsun, bu kış mevsiminde bu yaz meyveleri ne oluyor?" diye sorunca, Seyyid Muhammed; "Adım Muhammed'dir Babam şu anda Pay köyünde bulunan SeyyidKâsımBağdâdî'dir Bu meyveleri Ferâşin Dağlarından getirdim" dedi Bu cevap üzerine Hakkâri beyi, sıradan bir dervişle karşı karşıya olmadığını anladı Çünkü bu mevsim Ferâşin Dağlarında, bırakın bu meyveleri bulmayı, vahşî hayvanların dahi aç dolaştığı bir zamandı Oradan tâze yaz meyveleri getirmek, ancak büyük bir kerâmet olabilirdi Gerçekten de öyleydi Hakkâri Beyi, Seyyid Muhammed Kutub'a çok hürmet etti ve itibar gösterdi Kadıyı çağırıp kızı Fâtıma'yı Seyyid Muhammed'e nikâhladı Bahar mevsimine kadar orada kaldı Bu müstesnâ evlilikten kıymetli Seyyid âilesi çoğaldı Herbiri birer cevher olan kıymetli seyyidler asırlar boyunca yetişegeldi

Seyyid Muhammed hazretlerinin arzusu üzerine ilim öğretmek için ve insanları irşâd ile meşgûl olacak münâsib bir yer aramaya çıktılar Etrâfı dolaştılar Bunlar arasında, şimdi Van vilâyetine bağlıBahçesaray (Müküs) kazâsının güneybatısında bulunan Arvas Dağının vâdisini beğendiler Hemen İbrâhim Han ile birlikteArvas köyünün ve külliyesinin temelini attılar Bir ev, bir dergâh ve bir de medrese yaptılar İkisi de sırtında taş taşıyıp, hâlen mevcûd olan iki katlı câmiyi inşâ ettiler İbrâhim Bey, ayrılmadanArvas ve çevresini, irşâd için vakfetti Sonra duâ isteyip Hakkâri'ye gitti

Seyyid Muhammed Velî, burada vakit geçirmeden tedris ve irşâda başladıCâmiden başka, gerekli kitaplar için bir kütüphâne yaptırdı ve sonra, meşhûr olan Arvas kitaplığını kurdu Birinci Cihan Harbinde, Rusların işgâli zamânında, ermeniler tarafından bu kitaplık yakılmıştır İçinde üç bin el yazması eser bulunan bu kitaplığın zâyi olması, ilim nâmına büyük bir kayıp olmuştur

Değişik îtikâdların, bozuk inançların çok bulunduğu bu bölgeyi seçmesi ve ölünceye kadar ilim öğretmekle ve irşâd ile ahâliyi Ehl-i sünnet ve cemâatin ana caddesinde toplamaya çalışması ve bunda büyük muvaffakiyet elde etmesi, din, millet, devlet ve insanlık sevgisinin en büyük işâretidir Cenâb-ı Hak iyi niyeti sebebiyle, ona kendisi gibi İslâma, millete hizmet eden büyük vârisler vermiş, Arvas, şarkın din nâmına müstesnâ âlimleri ve velîlerini yetiştirmiştir Bunun için Molla Muhammed Velî (Kutub) ünvânı ile meşhûr olmuştur Arvas seyyidlerinin ilk ceddi budur İrşâdı geniş bir sahaya yayılmıştır Hattâ Türkistan'a kadar duyulmuş, Buhârâ'dan nâmını duyan Şemseddîn Buhârî, oradaki tâliblerini bırakıp, Arvas'a gelmiş, Seyyid Muhammed Velî hazretlerinin talebesi olmayı, şeref bilmiş ve bir daha memleketine dönmeyip, orada vefât etmiştir Kabri, mürşidinin kabrine 20 m kadar mesâfede dere tarafında, asırlık bâdem ağaçları arasındadır

Muhammed Kutup hazretlerinin oğlu Seyyid Kemâleddîn'dir Onun oğlu Seyyid Cemâleddîn olup, "Âlim-i Rabbânî", "Âlimüddîn" isimleri ile meşhûr olmuştur Seyyid Cemâleddîn küçüklüğünde babası tarafından iyi yetiştirilmekle berâber, babası vefât edince, daha çok ilme sarılmış, hârikulâde mânevî yardımlar görmüştür Bütün ulûm-i İslâmiyeyi hayrete şâyân bir biçimde öğrenmiştir Bu hârika gelişme karşısında hayrete düşen çevresi ona "Âlim-i Rabbânî" ismini vermişlerdir Böylece tam bir dirâyetle şerîat ve tasavvuf bilgilerinde babasının halefi olmuştur

Bunun oğlu Seyyid İbrâhim, onun oğlu Seyyid Muhammed Şehâbeddîn'dir Onun oğlu Seyyid Muhammed olup, "Velî" ünvânı ile de tanınır Onun oğlu Seyyid Abdullah Arvâsî'dir Bunların hepsi de, baba ve dedeleri gibi, ilim, irfân ve velâyet sâhibi olup, kimi vaktinin kutbu, kimi asrının gavsı olmuşlardır Hepsi de, din ve dünyâ ilimlerinde, tasavvuf ve velâyette kemâl mertebesinde olup, asırlarca bölge halkına ışık vermişlerdir Hepsinin kabirleri, mezkûr Arvas köyü kabristanındadır

Şâfiî mezhebinde olup, diğer üç mezhebi de bilirler, okurlar, okuturlar ve öğretirlerdi Hâkim olan tarîkat, babadan oğula intikâl eden Kâdirî ve belli bir yerden îtibâren ilâveten Çeştî ve daha sonraları Nakşibendî idi Takvâ, verâ, zühd, ilimle amel, doğruluk, ihlâs, muhabbet ve benzeri güzel haller ora halkının yemek, içmek gibi günlük hayâtının icâbı idi Bu bakımdan orada zararlı değişiklikler, bid'atler, dînî bakımdan zayıflıklar olmazdı

Seyyid Abdullah hazretlerinin, Seyyid Abdurrahîm ve Seyyid Abdurrahmân adlarında iki oğlu vardı Seyyid Abdurrahîm'den Doğu Bâyezîd Arvâsî Seyyidleri kolu, Seyyid Abdurrahmân'dan, Hakkâri, Müküs ve Hizan Arvâsî seyyidleri gelmektedir

1) İslâm MeşhûrlarıAnsiklopedisi; c2, s786

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.