İnnâ Lillâhi Ve İnnâ İleyhi Râciûn |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnnâ Lillâhi Ve İnnâ İleyhi RâciûnBir musibete maruz kalındığında; innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn - biz Allah'ınız ve ancak O'na dönücüleriz, demek, sadece Ümmet-i Muhammede özel bir durum mudur? “Bir musibete maruz kalındığında; innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn, demek yalnız benim ümmetime bahşedilmiş bir lütüftur'' mealindeki hadisi, Taberanî ve İbn Merduye rivayet etmiştir (bk Kenzu’l-Ummal, h No: 6632) Mecmauz’-zevaidde bu hadis zayıf olduğu bildirilmiştir(bk Mecmauz’-zevaid, 3/330) - Eski kavimler musibet anında böyle bir ifadeyi kullanmamış olabilirler Bunun yerine uygun başka bir şey söylemiş olabilirler Önemli olan musibet zamanında, kendi imanını aktif hale getirerek, onun şuuruyla teselli bulmak ve Rabbine teslim olmaktır Hadiste geçen ve aynı zamanda bir ayet olan “innâ lillâh…” cümlesinin manası şudur: Biz Allah’tan geliyoruz, bizi o yarattı, biz onun mülküyüz Öyleyse o mülk sahibi olarak mülkünde dilediği gibi tasarruf etme hakkına sahiptir Üstelik Rabbimiz Rahman ve Rahimdir, merhameti çoktur, hikmeti boldur Bize verdiği bu musibetin mutlaka bir hikmeti, bir merhamet yönü vardır Kaldı ki, biz bundan sonra yine Onun huzuruna çıkacağız, O, göstereceğimiz sabra karşılı bize mükâfat vaat etmiştir Özellikle yarın huzuruna varacağımız ve kendisine hesap vereceğimiz Rabbimizi, merhametsizlik ve hikmetsizlikle itham edercesine sızlanmak, adeta kaderini tenkit etmekle onu gücendirmemeliyiz Bunlar iman şuuruna yakışmayan davranışlardır İSTİRCÂ' Bir ölüm haberi duyulunca "Biz Allah'ınız ve ancak O'na dönücüleriz" ayetini okumak İstircâ' lügatta, "geri dönmek, geri vermek, geri almak, dönmesini istemek" anlamlarına gelir Terim olarak ise, "musibet anında inna lillahi ve inna ileyhi râciûn (biz Allah'ınız ve ancak O'na dönücüleriz) ayetini (el-Bakara, 2/156) okumaya" denir (İbn Manzûr, Lisânü'l-Arab, Beyrut, ty, I, 1130) Bir müminin, bir yakınının ölüm haberini aldığında veya herhangi bir musibete uğradığında istircâ etmesi (innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn demesi) müstehabdır (Tirmizî, Deâvât, 83; Ahmed b Hanbel, Müsned, VI, 313) Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: "Andolsun, sizi biraz korku, (biraz) açlık, (biraz da) mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiltme ile imtihan edeceğiz Sabredenlere (lütuf ve keremimi) müjdele Ki onlar, kendilerine bir belâ geldiği zaman "Biz (dünyada) Allah'ın (teslim olmuş kullarıy)ız ve biz (ahirette de) ancak O'na dönücüleriz" diyenlerdir" (el-Bakara, 2/155-156) Bu cümle, Muhammed ümmetine hastır Mümin, bir belaya uğrayınca; kendisine sayısız nimetler veren Allah tarafından imtihan için aynı zamanda bir hikmet olarak bu musibetin verildiğini düşünerek sabreder ve nice mükâfâtlara kavuşur Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz, "Müslümanın basına gelen hiçbir musibet yoktur ki onun sebebiyle günahı affolunmasını Hatta ayağına batan dikenle bile" (Müslim, Birr, 49) buyurmuştur Böylece mü'min herhangi bir âfet, musibet ve belâ ile karşılaşınca isyan etmez; o belanın Allah'tan ve bir hikmete bağlı olarak geldiğini düşünerek sabreder Allah'a dua ve yakarmasını artırır Böylece bu musibet onun Allah'a daha çok yakınlaşmasına ve günahlarının affolunmasına vesile olur Bir başka hadislerinde Hz Peygamber (sas) şöyle buyurur: "Başına bir musibet gelen hiçbir müslüman yoktur ki Allah'ın emrettiği şekilde; "Biz Allah'ınız ve ancak O'na dönücüleriz; Allahım! Musibetim hususunda bana ecir ver ve bana bunun arkasından daha hayırlısını ihsân eyle" desin de Allah ona mutlaka daha hayırlısını ihsân buyurmasın" (Müslim, Cenâiz, 3, 4; İbn Mâce, Cenâiz, 55; İbn Kesîr, Tefsîr, Beyrut 1388 h I, 198; Seyyid Sâbık, Fıkhu's Sünne, Beyrut ty, I, 504) Mümin, bir musibetle karşılaşınca, hemen feryâd ve figan etmez; onu sabır ve metanetle karşılar; canlarımızın ve mallarımızın Allah'ın mülkü olduğunu düşünür ve Allah'ın mülkünde dilediği gibi tasarruf ettiğini itiraf ederek istircâ eder Dolayısıyla Allah'ın kaza ve kaderine rıza gösterdiğini itiraf etmiş olur Böylece sabrının karşılığını görür Musibetler, ihlaslı kulları âsî kullardan ayırt etmeye yarar Mehmet BULUT |
İnnâ Lillâhi Ve İnnâ İleyhi Râciûn |
08-02-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnnâ Lillâhi Ve İnnâ İleyhi RâciûnAllah razi olsun, hosnutluk icinde okudum Musibetlerde olmazsa halimiz nicedir Iyiki Rahman bizleri imtihana tabi tutuyor Musibet/ SIKINTI anlarimiz en cok sigindigimiz (O'na) anlarimizdir Bugün birini üzdüm, hic (son zamanlarda) bugünki kadar Allah'a siginip Aff diledigimi hatirlamiyorum O SIKINTI, o musibet Rahman'a siginmama vesile kilindi Daha cok DUA etmemi sagladi Buda demek oluyor ki, musibetlerde güzellikler iceriyor O gözlerlen baka bilene ne mutlu Son birsey daha demek isterim, oda basta musibet varken DUA ettigimiz sekil geliyor aklima Öyle samimi oluyor ve öyle icten Allah'tan diliyoruz ki Gözyasi ile medet umuyor Allah! |
İnnâ Lillâhi Ve İnnâ İleyhi Râciûn |
08-02-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnnâ Lillâhi Ve İnnâ İleyhi RâciûnMevlam razı olsun her ikinizdende değerli kardeşlerim Musibetler, ihlaslı kulları âsî kullardan ayırt etmeye yarar Sadakatimiz ölçülüyor, bazı demlerde dergahtan uzaklaştırılıyoruz bakalım geri dönermiyiz diye,Hak dostlarının müritlerini imtihan etmesi gibi Mevlamda bazı demlerde bizi imtihan eder,ahh şu istediğim olmadı namazı bırakacağım dermiyiz diye, veya daha başka konularda illa karşılıkla sanki kalıyoruz kullukta, halbuki ahhh neden sırf sevdiğimiz için kalmayı denemiyoruz sevgi en güzel bağ Mevlam onu yakalayabilen kullarından eylesin "Biz Allah'ınız ve ancak O'na dönücüleriz" Bu sözün ne kadar yanan yüreklerimize serin sular olduğunu sanırım kelimelerle ifade çok zor Yağmur damlası gibi ömrümüz bazen, rahmet için göklerden yağıp, görevi bitince vuslat için yine göklere ağan bizler Birde yeni okuduğum bir makaleden etkilenmiştim,aksilik değil yaşadıklarımız hayatmızın renklileridir, siyah beyaz bir hayat kimse istemez değilmi Sinema filmlerinde yönetmenler şunu ifade eder hep, eğer filmde aksiyon ve aşk olmazsa seyredilmezmiş,aksiyonu başrol oyuncusunun potansiyelini ortaya çıkarır aşkıda güç katarmış o aktöre ve filmin heyecanını canlı tutarmış İşte bizlerde kendi hayat filmlerimizin başrol oyuncuyuz Mevlam aksiyonsuz yazmamış kaderimizi, önümüze çıkan engeller bizim mutlaka aşmamız gereken ya bir makam ya bir hal için gereklidir, eğerki karanlıklar olmasaydı aydınlığın değerini nasıl bilirdik |
İnnâ Lillâhi Ve İnnâ İleyhi Râciûn |
08-02-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnnâ Lillâhi Ve İnnâ İleyhi RâciûnDegerli bir yorumda bulundunuz ablam, masaAllah! Ellerinizden öperim Heleki son sözleri; " Egerki karanliklar olmazsa aydinligin degerini nasil bilirdik? " Iste burda sözler sûkut etmek istiyor ablam Ahh'lar, vahh'lar cekmeden bu bilincini üretmeliyiz kendimizde Karanliklar olmali, olmadan olmaz Cünkü o vakit aydinligin güzelliginden nasiplenemeyiz Bu bir evlilige benzer Bir evlilikte ciftler arasinda tartisma olmazsa olurmu hic? O hayatta tat olur mu? Olmaz! Tartisma (karanlik) olmali ki, gönül (aydinlik) alina bilinsin Birbirilerini, ciftler, örte bilsin |
|