Aklınıza Gelen Herşey Güzel, Ama Her Şey... |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aklınıza Gelen Herşey Güzel, Ama Her Şey...Mehmed Paksu Aklınıza Gelen Herşey Güzel, Ama Her Şey Allah’ın yarattığı her şey güzel, her şey şahane, her şey mükemmel Şu anda aklınıza gelen, gelmeyen en çirkin şey bile güzeldir Çirkinlik yetmez; “en kötü, en pis, en şerli, en berbat şey dahi güzeldir” diyebiliriz Ölüm mü dersiniz, en korkunç bir kaza mı dersiniz, en dayanılmaz bir hastalık mı dersiniz, en çekilmez ve taşınmaz bir ihtiyarlık mı, körlük, sağırlık, dilsizlik mi dersiniz, şeytan, Cehennem, azap ve gazap… Aklınıza ne geliyorsa hepsi, ama hepsi de güzel, hem de ne güzel! Bu genelleme ilk anda ters gelebilir, anlamsız olabilir, pek akla yatkın olmayabilir, hatta saçma ve rast gele söylenmiş bir söz olarak bile anlaşılabilir “Bu da nerden çıktı?” diyebilirsiniz “Bunu da mı duyacaktık?” diyeniniz bile olabilir “Daha neler!” diye burun kıvıranlar bile çıkabilir “İyice kafam karıştı, bu işten bir şey anlamadım” diyenleriniz de vardır mutlaka… Ama ne yapalım, hakikat böyle İşin aslı bu Görünen gerçek bu… Yeni bir şey söylüyor değilim Bunu ilk defa ben ortaya atıyor, hiç değilim Ne dersiniz? Bunlar bizden gizlenmiş olabilir mi? Kitap satırları arasında, kenarda köşede kalmış olabilir mi? Veya yüksek ilim sahibi ulema arasında konuşulan çok derin bir mesele özelliği taşıyor olabilir mi? Bunların hiçbirisi değil Bu saydıklarımızı Kur’ân açık olarak söylüyor, Herkesin, hepimizin hiçbir tefsire ve yoruma, izaha ve açıklamaya gerek kalmadan anlayacağı kadar açıklıkta ve netlikte anlatıyor Açın Secde suresini, okuyun 7 âyeti, bakın ne göreceksiniz? “O Allah ki, her şeyi en güzel şekilde yarattı” diyor âyet “Her şey” diyor, “külle şey’in” anlamında “Her şey”in içine ne giriyor? Ne girmiyor, neler girmiyor; dışarıda ne kalıyor ki? Her şeyi en güzel yarattı Bütün varlıkları, âlemi, en küçüğünden en büyüğüne, en basitinden en mükemmeline varıncaya kadar, hatta en kötüsünden en iyisine kadar her şeyi Allah yarattı Yarattığı her şeyi de “en güzel” şekilde yarattı Bakınız, Kur’ân “hasen/güzel” demiyor “ahsen/en güzel” diyor Yine Kur’ân’ın ifadesiyle Allah “Ahsenü’l-Hâlıkîn/En Güzel Yaratıcıdır” Allah çirkin bir şey yaratmaz, ne yaratmışsa güzeldir ve de en güzelidir Bu durumda çirkin bir şey yok mudur? Mutlaka vardır, hem de o kadar çok var ki, akla, hayale gelmeyecek kadar, sayıya, hesaba sığmayacak kadar çok var O zaman bir tezat, bir çelişki, bir aykırılık olmuyor mu? Hayır olmuyor Çünkü çirkinlik, şer ve kötülük de bir çeşit güzelliktir, güzelliğin bir başka biçimde görünümü, bir başka tarzda görüntüsü ve görünüşüdür Dolayısıyla “çirkin” olan şeylere, “güzellik” demek daha doğrudur, daha yerinde olur Çünkü çirkinin çirkinliği olmasaydı, güzelliğin güzelliği olmazdı, anlaşılmaz ve bilinmezdi Bir kere, “Her şey zıddıyla bilinir” kuralı akla geliyor Hastalık olmazsa sağlık anlam taşımaz Açlık olmasa, tokluk anlaşılmaz Soğuk olmasa sıcaklık bilinmez Karanlık olmasa aydınlığın anlamı olmaz Kötü olmasa iyinin değeri ölçülmez Cehennem olmasa Cennet lezzet vermez Şeytan olmasa ne dünya anlaşılırdı, ne âhiret, dünyaya gelmenin anlamı kalmazdı Melekler bilinmez ve anlaşılamazdı Bu örnekleri yüzlere, binlere çıkarabilirsiniz, peşpeşe sıralayabiliriz Çirkinlikler güzelliği parlatır Bir de güzelliğin derecesi, içine çirkinliğin girmesiyle anlaşılır “Az güzel”, “orta halli güzel”, “çok güzel”, “çok çok güzel”, “üstüne yok”, “şahane”, “dünya güzeli”, “bakmaya kıyamazsın”… Bütün bu ifadeler güzelliğin içine çirkinlik girince değeri ve derecesi anlaşılıyor Sıcak için de aynı ölçü geçerlidir “Az sıcak”, “ılık”, “çok sıcak”, “çöl sıcağı”, “kavuruyor”, “bunaltıyor”, “cehennem” gibi sözler sıcağın içine soğuğun girmesiyle söyleniyor İyilik kavramında da aynı derece söz konusudur “Az iyi”, “biraz iyi”, “çok iyi”, “çok çok iyi”, “mükemmel”, “üstüne yok”, “benzeri bulunamaz” İyiliğin derecesi de içine kötülük girince böyle bir sıralama ortaya çıkıyor Bize göre, bizim alışageldiğimiz şeylere göre çirkin, kötü ve istenmeyen şeyler de gerçek anlamda güzeldir ve iyidir Mesela hastalık Hastalığı kimse istemez, herkes korkar, uzak durur Ama sağlığın nimet olması ve değerinin anlaşılması için hastalığın olması lazım Yoksa hastalık bir anlam ifade etmez Allah’ın isimleri açısından bakıldığı zaman da hem sağlığın, hem hastalığın bulunması gerekir Sağlıklı olduğumuzda Allah’ın Muâfi ve Mün’im isimlerine mazhar olduğumuz ve anladığımız gibi, hasta olmadan da Şâfi ismi anlaşılmaz, yaşanmaz ve meçhul kalır Bu arada Allah’ın Cemîl ismini anlamak iki şekilde mümkün: Birisi, güzellikleri görünce, ikincisi de çirkinlikleri görünce Güzellikler doğrudan bizi Allah’ın güzelliğini anlattığı gibi, çirkinlikler de dolaylı olarak güzelliği parlatır, ortaya çıkarır ve gözler önüne serer Ölüm güzel mi, çirkin mi? Belki en sevilmeyen, en hoşlanılmayan, konuşulması bile istenmeyen bir güzellik daha vardır: Ölüm güzel mi, çirkin mi? Ölüm tabii ki güzeldir Bir kere ölüm tesadüfî bir şey olmayıp yaratıcısı olduğu için güzeldir Çünkü Allah’ın bir ismi “Muhyî” (hayatı veren) ise diğer ismi de “Mümît”tir (ölümü veren) Kur’an ne diyor: “En güzel isimler Allah’a aittir” Sadece bu yönüyle bakılsa dahi ölüm nimettir ve güzeldir Zaten o kadar güzel bir şey olmasaydı, Yüce Allah en çok sevdiği Peygamberine ölümü vermezdi Ölümü verdi, onu sonsuza aldı, ölümsüz bir hayatı ihsan etti Çekirdeğin ölümü bir ağaç olarak boy atmasıdır, tohumun ölümü bir çiçek olarak açmasıdır; insanın ölümü de sonsuza adım atması ve ebedi bir hayata geçmesidir Bir de Azrail’i düşünün Azrail çirkin mi, güzel mi? Bir kere çirkin olamaz, çünkü melektir, masumdur, suçsuz ve günahsızdır İkincisi, güzel olan Allah’ın güzel bir emrini yerine getiriyor, kendi başına bir iş yapmıyor Üçüncüsü de, yaptığı iş güzeldir İnsanlar, ölümle fani hayattan baki hayata geçiyor, yok olmaktan kurtuluyor, sonsuz varlığa eriyor Kabir mi dediniz? Kabir her ne kadar karanlık, yalnızlık ve bir vahşet yatağı ise de, mümin için ebedi saadetin kapısıdır, Cennet’e açılan bir penceredir, Allah’ın sevdiği ruhani varlıklarla buluşmadır, Allah’a kavuşmadır Dünyayı bitiren, yok eden, bir tarafa atan, insanı da korkutan, ürküten, çirkin görünen ve acıtan ölüm ve kabir böyle güzel olursa, diğer çirkin ve şer gibi görünen şeylerde, gerçek anlamda çirkinlikten ve şerden söz etmek mümkün değildir Allah adına kâinata bakan bir insan her şeyi güzel görür Hadiste anlatıldığı gibi “Allah güzeldir, güzeli sever” O güzelse her şey güzeldir Bunun için “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır” Bu hakikatleri Yunus’ça söylemek gerekirse şu mısralar gelir akla: Cana cefa kıl, ya vefa, Kahrın da hoş, lütfun da hoş Ya derd gönder yahut deva, Kahrın da hoş, lütfunda hoş Gelse celalinden cefa, Yahut cemalinden vefa, İkisi de cana safa, Kahrın da hoş lütfun da hoş |
|