Cennet'e Girmemek İçin İnat Edenler.. |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cennet'e Girmemek İçin İnat Edenler..Cennet'e girmemek için inat edenler Sünnet, İslam'ın iki muhteşem temel esasından biridir Kur'an'ın yanı sıra sünnet de müstakil bir teşrî (kanun koyma) kaynağıdır O da tıpkı Kur'an gibi bazı şeyleri helal, bazı şeyleri haram kılabilir Farz, vacip, sünnet, müstehap, mübah, âdâp, mekruh, müfsid adına ölçüler koyabilir Kur'an-ı Kerim'in koyduğu bir kısım genel kaideleri ayrıntılı bir şekilde anlatır, kapalı kalmış hususları açıklığa kavuşturur, mutlak olarak ifade edilmiş konularla ilgili sınırlar, ölçüler, kayıtlar koyarak dinin pratikte nasıl yaşanacağını öğretir Allah, insanlar içinden hususî bir insanı vazifeli olarak seçmiş, mesajını, her şeyi bir reşha gibi kusursuz aksettirecek bu nezih Ruh'la göndermiştir O da getirdiği bu mesajı yorumlarıyla açıklayıp önümüze sermiştir/sermektedir Bir önceki yazıda bahsettiğimiz ayet-i kerimelerde de açıkça emredildiği gibi, Efendimiz'e (sallallahu aleyhi ve sellem) itaat, Allah'a itaat demektir Çünkü Peygamber'in yolu, Allah'ın yoludur Allah'tan teyid almamış, O'nun rızasına muvafık olmayan hiçbir kelime o mübarek ağızdan dökülmez O halde "Rıza"ya nail olmak isteyen, sünnete sarılmalıdır İmam Buharî ve Ahmed b Hanbel'in naklettiğine göre Nebiler Serveri (aleyhi's-salâtü ve's-selam) ashabıyla beraber olduğu bir gün şöyle buyurur: "Girmemekte direnen müstesna, ümmetimden herkes cennete girecektir" Bunun üzerine ashab-ı kiram efendilerimiz "Girmemekte direten kimdir Yâ Resûlallah?" diye sorarlar Efendimiz de, "Bana itaat eden Cennet'e girer; bana isyan edense Cennet'e girmemek inat ediyor demektir" cevabını verir Görüldüğü gibi sünnet yolu, Cennet yoludur Sünnet, Allah Resûlü'nün hayatıdır İslamî bir hayat tarzı ancak sünnetle mümkündür Allah ve Resûlü'nün ahlakıyla ahlaklanmak diye özetleyeceğimiz modelin temelinde sünnet vardır Yüce Yaratıcı, habîbi ve Resûlü Hz Muhammed Mustafa'ya (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sözü sen söyle, sikkeyi sen bas, turrayı sen kes, mührü sen vur, vizeyi sen ver ve insanları önünde sen dur!" demiştir O da bunu sözleri, fiilleri ve takrirlerinden oluşan eşsiz sünnetiyle yapmıştır ve halen yapmaktadır Sünnet, insanlığın Resûlullah'a açılan penceresidir Ve o, her asırda her şahsa uzanan kutlu ve mübarek bir yoldur O yolda yürüyenler her türlü yümn ve berekete nail olur Nerede bir samimi kalb "Hz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)!" diye inlerse, tıpkı bir televizyon ekranı gibi onun gönül dünyasına Hz Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem) tecelli eder ve "Ne istiyorsun, söyle?" der İnanıyoruz ki O, hadislerinin, sünnetinin takrir edildiği, halkalar halinde müzakere edildiği her yerde ruhen hazırdır Efendimiz'in mevcudiyetinden istifade, ruhaniyetinden istimdat etmek, O'na inanmaya ve sünnetine sımsıkı sarılmaya bağlıdır Her şeyi maddeciliğin dar kalıplarına hapsedip, maneviyata kapanan bir kısım nasipsizlerin böyle bir istifadeyi anlamaları ve kabullenmeleri mümkün değildir Ashab-ı kiram efendilerimiz sünnetin ve Efendimiz'in farkındaydı Zira dalalet vadilerinden, günah çukurlarından, karanlıklarla dolu günlerden kendilerini kurtaran O'ydu Bu sebeple onlar kendilerini tüm insanlığa örnek olacak bir seviyeye getiren Zat'ı (aleyhi ekmelü't-tehâya) daha iyi anlamanın ve herkese tanıtmanın gayreti içindeydiler Sahabe-i kiram hazeratı, Allah Resûlü'nün (sallallahu aleyhi ve sellem) mübarek ağızlarından çıkacak tek bir harfin bile zayi olup gitmemesi için ölesiye bir tehalük gösteriyorlardı Onlar bütünüyle "Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez İnsan, hayatında böyle fırsatlarla bir kere karşılaşır; onun karşısına bir hedef konur ve hedefe bir defa ok atma fırsatı verilir Aman okumuzu iyi atalım ve fırsatı heba etmeyelim" diye düşünüyorlardı Demek ki bütün büyükler, O'nun yolunda büyümüşler Cennete girmemek için inat etmenin bir mantığı var mı? 24 Aralık 2010, Cuma Süleyman Sargın |
|