'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #31 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''Peygamberimiz (as)ı Korumak Üzere Hâşim ve Muttalib Oğullarının Ebu Talib'in Çevresinde Toplanmaları Kureyş müşrikleri birbirlerini Peygamberimiz (as)in ashabına işkence yapmaya kışkırttık*ları zaman, her kabile kendi aralarında bulunan Müslümanlara işkence etmeye ve onları dinlerinden döndürmek için zorlamaya başladılar Ebu Talib Kureyş müşriklerinin yaptıklarını görünce, Hâşim ve Muttalib oğullarını toplayıp, onları, kendisinin yaptığı gibi, Peygamberimiz (as)ı korumaya davet etti Bu iki kabile Ebu Talib'in teklifini hemen kabul ettiler ve onunla birlikte oldular Ancak, Allah düşmanı Ebu Leheb, Ebu Talib'in teklifini, davetini kabul etmedi[362] Ebu Talib, bu münasebetle söylediği yedi beyitlik bir manzumesinde: Kureyşîler içinde Abdi Menaf oğullarının, Abdi Menaf oğulları içinde Hâşim oğullarının, Hâşim oğulları içinde de Muhammed (as)ın üstünlüğünü dile getirdi [363] Müşriklerin Tavaf Sırasında Peygamberimiz (as)a Laf Atmaları ve Saldırmaları 1- Bir gün Kureyş eşrafı Kâbe'nin Hicr diye anılan yerinde toplanarak Peygamberimiz (as)ı konuşmaya başladılar: "Bizim, bu adamın işinde sabrettiğimiz kadar, hiçbir şeye sabrettiğimizi görmedik! O, akıllarımızı akılsızlık saydı Baba ve atalarımıza dil uzattı Dinimizi yerdi Topluluğumuzu bölüp dağıttı İlahlarımıza hakaret etti Biz onun yapmış olduğu bu kadar ağır şeylere hep katlandık durduk" dediler Onlar böyle konuştukları sırada idi ki, Peygamberimiz (as) göründü, yürüyerek geldi Hacerü'l-Esved'i istilam ettikten sonra, Kabe'yi tavaf ederken, yanlarından geçti Yanlarından geçerken, Peygamberimiz (as)a laf attılar Müşriklerin bu hareketine Peygamberimiz (as)ın kızdığı, yüzünden belli olmakta idi Peygamberimiz (as) Kabe'yi tavafa devam etti İkinci kere, yanlarından geçtiği sırada, onlar yine aynı şekilde laf attılar Onların bu hareketine Peygamberimiz (as)ın kızdığı, yüzünden belli olmakta idi Peygamberimiz (as)ın üçüncü geçişinde, onlar yine önceki gibi laf attılar Bunun üzerine Peygamberimiz (as) durdu, sonra da: "Ey Kureyş cemaatı! İşitiyor musunuz? Varlığım Kudret Elinde bulunan (Allah)'a yemin ederim ki, hakkınızda telakki eylediğim helak haberiyle geldim!" buyurunca, onlar tutulakaldılar, başlarına kuş kon*muş gibi başlarını önlerine eğip, kımıldamadılar Hatta, bundan önce Peygamberimiz (as)a karşı onların en şiddetli davrananı (Ebu Cehil) bile, bulabildiği en güzel, en yumuşak sözleri kullandı da: "Ey Kasım'ın babası! Geç git, doğru yolda olduğun halde git! Vallahi, sen cahil bir kişi değilsin!" dedi Bunun üzerine, Peygamberimiz (as) onların yanından ayrıldı Ertesi günü, Kureyş müşrikleri yine Hicr'de toplandılar Birbirlerine: "Onun size yaptıklarını ve hakkında size anlatılanları anıp duruyorsunuz Fakat, o karşınıza dikil*erek hoşlanmadığınız şeyleri size tekrarladığı zaman kendisini serbest bırakıyorsunuz!" dediler Onların böyle konuştukları sırada, Peygamberimiz (as) çıkageldi Hemen, oldukları yerden sıçrayıp Peygamberimiz (as)ın çevresi sardılar İlahları ve dinleri hakkındaki sözlerini anarak, Peygamberimiz (as) a: "Şöyle şöyle söyleyen sen misin?" dediler Peygamberimiz (as): "Evet! Bunları söyleyen benim" buyurunca, içlerinden birisi Peygamberimiz (as)ın yakası*na yapıştı Hz Ebu Bekir hemen kalkıp Peygamberimiz (as)ın önünde durdu ve ağlayarak,[364] "Yazıklar olsun size![365] Siz bir adamı 'Rabbim Allah1 diyor diye öldürecek misiniz?" deyince, Peygamberimizin üzerinden ayrıldılar[366] Müşrikler, Hz Ebu Bekir'i de, o gün başının sık ve uzun saçından ve sakalından çekerek yaraladılar[367] Peygamberimiz (as)ın İki Kötü Komşusundan Çektikleri 2- Peygamberimiz (as)ın evi; iki kötü komşusu Ebu Leheb ile Ukbe b Ebi Muayt'ın evleri arasında idi Bunlar; hayvan işkembesini[368] getirip Peygamberimiz (as)ın kapısının önüne atarlardı Peygamberimiz (as) bu iki komşusunun yaptıklarına üzülür: "Ey Abdi Menaf oğulları! Bu ne biçim komşuluk?!" diye sitemlenerek pislikleri kapısının önünden yayı ile ilerilere doğru iterdi[369] Ebu Leheb bir gün getirdiği pisliği Peygamberimiz (as)ın kapısının önüne dökmek isterken, Hz Hamza gördü Pisliği onun elinden alıp onun başına döktü! Ebu Leheb pislikleri başından yere silkerken, Hz Hamza'ya: "Ahmak!" diyerek hakaret etti[370] Ebu Leheb, yaptığı bu kötülükle de kalmaz, kendi evinden ve komşusu Adiyy b Hamrau's-SakafT'nin evinden, Peygamberimiz (as) a taş atar dururdu[371] Ebu Leheb'in Karısı Ümmü Cemil'in Peygamberimiz (as)a Düşmanlığı ve İşkenceleri Ebu Leheb'in karısı Ümmü Cemil[372]ki, Ebu Süfyan'ın kızkardeşi ve Muaviye b Ebi Süfyan'ın da halası idi-Peygamberimiz (as)a düşmanlıkta aşırı gider;[373] küfründe, inkârında ve inadında kocasına yardımcı olurdu[374] Ümmü Cemil her gece[375] pıtrakları,[376] dikenleri,[377] dikenli ağaç dallarını[378] toplayıp[379] büyük demet yapar, boynuna bağlar,[380] geceleyin[381] ayağına batsın[382] yaralar açsın diye Peygamberimiz (as)ın geçeceği yollara atar, saçardı[383] Peygamberimiz (as) ise, onlara kum yığınına,[384] ipeküzerine[385] basar gibi basar, geçer*di[386] Yüce Allah, gerek Ebu Leheb, gerek karısı Ümmü Cemil hakkında indirdiği sûrede: "Yuh oldu iki eli Ebu Leheb'in, kendisi de yuh oldu! Ona ne malı yarar verdi, ne de kazandığı! O da, boğazında kıskıvrak bükülmüş bir urgan bulunduğu halde odun hammalı olarak karısı da, yaslanacak bir alevli ateşe!"[387] buyurdu; onların âhiretteki durumlarını duyurdu[388] Ümmü Cemil kendisi ve kocası hakkında Tebbet sûresinin indiğini işitince[389] Peygamberimiz (as)ın Hz Ebu Bekir ile birlikte[390] Kabe Mescidinde[391] oturduğu sırada oraya vardı Kendisinin elinde bir taş bulunuyordu[392] Hz Ebu Bekir, onu görünce,[393] Peygamberimiz (as)a: "Yâ Rasûlallah! Bu Ümmü Cemil'dir[394] Eziyet edici bir kadındır[395] Sana doğru[396] geliyor! Onun seni görmesinden korkuyorum![397] Keşke bu kadın sana bir zarar vermeden,[398] eziyet etmeden[399] kalkıp gitmiş olsaydın,[400] bir köşeye çekilseydin!" dedi[401] Peygamberimiz (as): "O beni göremez!" buyurdu[402] Gerçekten de, Ümmü Cemil Peygamberimiz (as)ı göremedi! Yüce Allah ona göstermedi O ancak Hz Ebu Bekir'i görebildi Gelip, Hz Ebu Bekir'in başına dikildi[403] Ona: "Ey Ebu Bekir! Arkadaşın nerede?" diye sordu[404] Hz Ebu Bekir: "Ne yapacaksın onu?[405] Sen benim yanımda hiç kimse görmüyor musun?" dedi Ümmü Cemil: "Benimle alay etme! Ben senin yanında senden başkasını göremiyorum[406] Bana haber verildi ki, arkadaşın beni hicvetmiş[407] O şairse,[408] vallahi, ben de şair bir kadınım[409] Kocam da şairdir[410] İşte, ben de onu hicvediyorum:[411] 'Biz o verilmişe isyan ediyoruz Onun peygamberlik işinden yüz çeviriyoruz Onun dininden hiç hoşlanmıyoruz'[412] Vallahi, onu bulsaydım, sutaşı kendisinin ağzına vuracaktım!" dedi[413] Hz Ebu Bekir: "Hayır![414] Vallahi, arkadaşım şair değildir[415] O şiir söylemez de[416] Şu Beyt'in (Kabe'nin) Rabbine andolsun ki, o seni hicvetmiş değildir" dedi[417] Ümmü Cemil: "Muhakkak ki, sen benim katımda doğru sözlüsündür Kureyşîler iyi bilir ki, ben onların ulu kişilerinin[418] kızıyımdır!" diyerek dönüp gidince, [419] Hz Ebu Bekir: "Yâ Rasûlallah! O seni görmedi mi?" diye sordu Peygamberimiz (as): "Beni görmedi! Allah onun gözünü alıp beni göremez hale getirdi!" buyurdu[420] Peygamberimiz (as) dan hoşlanmayan Kureyş müşrikleri, Peygamberimiz (as)ın 'Övülmüş' mânâsına gelen Muhammed ismini zıddına çevirerek, Müzemmem (Yerilmiş) derlerdi[421] Peygamberimiz (as), bunu şu hadis-i şerifleriyle açıklamışlardır: "Yüce Allah'ın Kureyş müşriklerinin sövmelerini, lanetlemelerini benden nasıl uzaklaştırdığına şaş*maz mısınız? Onlar 'Müzeminem =Yerilmiş' diye söver ve 'Müzemmem1 diye lanetlerlerdi Halbuki ben Muhammed'im ('Övülmüş'üm)"[422] Ebu Leheb ile Karısının, Oğullarını Peygamberimiz (as)ın Kızlarından Ayırmaları Peygamberimiz (as)a peygamberlik gelmeden önce, Peygamberimiz (as)ın kızı Hz Ümmü Külsûm Ebu Leheb'in oğlu Uteybe ile, Hz Rukayye de Ebu Leheb'in diğer oğlu Utbe ile nişanlanmış olup, henüz evlenmemiş bulunuyorlardı Tebbet sûresi nazil olunca, Ebu Leheb'in kansı Ümmü Cemil oğullarına: "Rukayye ve Ümmü Külsûm dinden çıkmışlardır Onları boşayın, ayrılın onlardan!" dedi[423] Ebu Leheb de, oğullarının her ikisine: "Muhammed'in kızını boşamazsan, başım başına haram olsun!" diyerek yemin etti[424] Bunun üzerine, Uteybe Peygamberimiz (as)ın yanına gelerek: "Ben senin dinini tanımıyorum Kızından da ayrı İdi m [425] Artık ne sen beni sev, ne de ben seni sev*erim[426] Ne sen bana gel, ne de ben sana gelirim !"[427] dedikten sonra, Peygamberimiz (as)ın gömleğini yırttı![428] Uteybe o sırada ticaret maksadıyla[429] Şam tarafına[430] gitmek üzere idi[431] Ebu Leheb, Uteybe'nin satması için, Şam'a elbise yüklem işti [432] Peygamberimiz (as) Uteybe'nin yapmış olduğu çılgınlığa karşı: "Dilerim ki,[433] Allah köpeklerinden birköpeği[434] senin üzerine salar!"[435] "Allah köpeklerinden bir köpeği senin üzerine salsın!"[436] "Allah'ım! Köpeklerinden bir köpeği[437] onun üzerine sal!" diyerek aleyhinde dua etti[438] Buna binaen, Ebu Leheb: "Muhammed'in oğlum aleyhindeki duasından korkuyorum!" dedi[439] Uteybe'nin Bir Arslan Tarafından Isırılıp Öldürülüşü Uteybe Kureyşîlerden bir ticaret kafilesiyle yola çıktı Zerka'[440] diye anılan bir yerde geceleyin konakladılar O gece bir arslan gelip çevrelerinde dolaşmaya başlayınca, Uteybe: "Vay anam! Vallahi, Muhammed'in dediği gibi, bu beni yiyecek! Benim katilim İbn Ebi Kebşe'dir Kendisi Mekke'de, ben Şam'da olsam da!" dedi Arslan o gece çevrelerinde dolaştıktan sonra dönüp gitti! Arkadaşları Uteybeyi ortalarına alıp uyudular[441] Arslan geri geldi Aralarından geçti[442] Yavaş yavaş ve koklaya koklaya, Uteybe'nin yanına kadar vardı,[443] başını yakalayıp öyle bir ısırışla ısırdı ki, işini bitiriverdi![444] Uteybe, can çekişirken: "Ben size 'Muhammed insanların en doğru sözlüsüdür1 demedim mi?" diyerek ölüp gitti[445] Oğlunun arslan tarafından öldürüldüğünü işitince, Ebu Leheb de: "Ben size 'Muhammed'in oğlum hakkındaki duasından korkuyorum1 dememiş miydim?" demiştir[446] 4- Ukbeb Ebi Muaytda, Peygamberimiz (as)a düşmanlıkta ve işkence yapmakta müşrik*lerin en aşırılarındandı Peygamberimiz (as), ona: "Ey Eban'ın babası! Senden gördüğümüz şeyleri sen daha kısmayacak, azaltmayacak mısın?"diye sorduğu zaman, Ukbe: "Hayır! Sen üzerinde durduğun şeyi [peygamberliği] bırakıncaya kadar, kısmayacağım!" dedi Peygamberimiz (as): "Vallahi, sen ya bu davranışlarından vazgeçersin, ya da başına ansızın bir belâ gelip çatar!" buyur*du Ukbe b Ebi Muayt bir gün bir zenbile doldurduğu insan pisliğini Peygamberimiz (as) m kapısının önüne dökmek isterken, Peygamberimiz (as)ın halası Ervâ Hatunun oğlu Tuleyb b Umeyr gördü Hemen zenbilini elinden alarak, Ukbe'nin başına döktü! Ukbe, Tuleyb'e yapışıp, onu çeke çeke annesi Ervâ Hatunun yanına götürdü Ona: "Oğlunun Muhammed yüzünden bana şu yaptığını görmüyor musun?" dedi Ervâ Hatun: "Sen, ondan, bundan daha lâyık bir davranış mı beklerdin? O, onun dayısının oğlu olur Mallarımız ve canlarımız Muhammed'in uğruna feda olsun!" dedi[447] |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #32 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''Peygamberimiz (as)ın Kureyş Müşriklerinden Yedi Kişi Aleyhinde Dua Edişi 5- Abdullah b Mes'ud der ki: "Peygamber (as), Beytullah'ın yanında durup[448] namaz kılıyordu[449] Kureyşîl erden birtakım kimseler;[450] Ebu Cehil ve arkadaşları,[451] ki onlar 1- Ebu Cehil b Hişam, 2- Şeybe b Rebia, 3- Utbe b Rebia, 4- Ukbe b Ebi Muayt, 5- Ümeyye b Halef[452] ve daha başka iki kişiden oluşan[453] yedi kişilik bir topluluk[454] Hicr'de,[455] Peygamber (as)ın çevresinde[456] oturuyorlardı [457] Bir gün önce bir dişi deve boğazlanmıştı;[458] onun dölyatağı[459] ve işkencesinin pisliği, tersi,[460] yakın bir yerde bul un uy ordu[461] Peygamber (as) secdesini uzattı [462] Müşriklerin içlerinden birisi,[463] Ebu Cehil:[464] 'Görmüyor musunuz şu müraiyi (gösterişçiyi)?[465] Hanginiz varıp filan oğullarının[466] boğazlanan devesinin dölyatağını,[467] işkembe içindeki tersini,[468] kanını[469] getirir ve secdeye vardığı zaman[470] Muhammed'in sırtına,[471] iki om uzunun arasına koyar? diye sordu[472] Oradakilerin en şakîsi, en bedbahtı olan[473] Ukbe b Ebi Muayt[474] 'Benyapanm' dedi[475] Hemen kalkıp[476] gitti[477] Dölyatağını,[478] işkembe içindeki tersini[479] alıp[480] getirdi [481] Peygamber (as)ın secdeye gitmesini bekledi[482] Secdeye vardığı zaman,[483] onları Peygamber (as)ın[484] iki omuzunun arasına[485] koyunca, gülmeye başladılar[486] Katıla katıla gülmekten,[487] (yere yıkılmamak için) birbirlerinin üzerine eğildiler, dayandılar![488] Peygamber (as) secdeden ayrılmıyor[489] başını kaldırmıyordu,[490] Ben ise, hiçbir işe yaramıyor,[491] ayakta dikilip duruyor,[492] sadece ona bakıyordum[493] Konuşmaya bile gücüm yetmiyordu Beni koruyacak kavim ve kabilem yoktu[494] Ne olurdu, o zaman, koruyacak bir gücüm ve koruyucum olaydı da, Resûlullah (as)ın sırtından onları hemen kaldırıp ataydım![495] Nihayet, bir insan gidip Fâtıma'ya haber verdi[496] Fâtıma o zaman küçük bir kızdı[497] Koşarak[498] geldi Resûlullah (as)ın üzerinden, onları alıp attı[499] Bunu yapanlara ilendi[500] Ağır sözler söyledi[501] Onlar Fâtıma'ya hiçbir karşılık vermediler[502] Peygamber (as), her zaman olduğu gibi, secdesini tamamlayıp başını kaldırdığı[503] ve namazını bitirdiği zaman,[504] Beytullah'a,[505] Kâbe'ye[506] yöneldi[507] Sesini yükseltti[508] Kureyşilerden, içlerinde: Ebu Cehil, Ümeyye b Halef, Utbe b Rebia, Şeybe b Rebia, Ukbe b Ebi Muayt'ın da bulunduğu[509] yedi kişi aleyhinde dua etti[510] Resûlullah (as)ın üç kere: 'Ey Allah! Kureyş'i Sana havale ediyorum I[511] Ey Allah! Kureyş'i Sana havale ediyorum ![512] Ey Allah! Kureyş'i Sana havale ediyorum ![513] Ey Allah! Kureyş'ten şu topluluğu Sana havale ediyorum ![514] Ey Allah! Ebu Cehl Amrb Hişam'ı Sana havale ediyorum! Ey Allah! Utbe b Rebiayı Sana havale ediyorum! Ey Allah! Şeybe b Rebiayı Sana havale ediyorum! Ey Allah! Ukbe b Ebi Muayt'ı Sana havale ediyorum! Ey Allah! Ümeyye b Halefi Sana havale ediyorum! Ey Allah! Velid b Utbe'yi Sana havale ediyorum! Ey Allah! Umâre b Velid'i Sana havale ediyorum!' diyerek aleyhlerinde dua ettiğini işittikleri zaman, onların gülmeleri, gülüşmeleri birden kesilip gidi*verdi[515] Peygamber (as)ın onların aleyhlerinde dua etmesi çok ağırlarına gitti Çünkü, kendileri de, bu beldede yapılacak duanın muhakkak kabul olunacağı inancında idiler[516] Bunun için, Peygamber (as)ın aleyhlerindeki duasından korktular[517] Muhammed (as) a Kitabı indiren,[518] Muhammed (as)ı hak dinle Peygamber gön*deren,[519] canım Kudret Elinde bulunan[520] Allah'a yemin ederim ki:[521] Resûlullah'ın adlarını saymış olduğu[522] bu kişilerin hemen hepsinin[523] Bedir Günü öldürüldüklerini,[524] yerlere serildiklerini,[525] kuyuya atıldıklarını gördüm[526] Çok sıcak bir gündü Güneş onları değiştirmiş (kokutmuş) idi[527] Sonra onlar çukura, Bedir kuyusuna sürüklendiler,[528] atıldılar!"[529] Bundan sonra, Resûlullah (as) Mescid-i Haram'dan[530] çıktı Ebu'l-Bahterî'ye rastladı[531] Ebu'l-Bahterî'nin elinde bir sopa vardı[532] Ona dayanıyordu[533] Ebu'l-Bahterî, Peygamber (as)ı görünce,[534] onun benzi hiç de boşuna gitmedi[535] Kendisini tutup: "Gel![536] Bana söyle bakayım, sana ne oldu?" dedi Peygamber (as): "Bırak beni gideyim!" buyurdu Ebu'l-Bahterî: "Sen bana ya halini bildireceksin, ya da, Allah bilir ki, seni bırakmayacağım! Muhakkak senin başı*na birşeyler gelmiş!" diyerek,[537] halini sordu[538] Peygamber (as), Ebu'l-Bahterî'nin söyletmedikçe kendisini bırakmayacağını anlayınca: "Ebu Cehil benim üzerime pislik atılmasını emretti"[539] diyerek, kendisine yapılanı ona haber verdi[540] Bunun üzerine, Ebu'l-Bahterî: "Haydi, gel benimle birlikte Mescid'e!" dedi[541] Peygamber (as) gelmek istemeyince, Ebu'l-Bahterî tutup onu zorla Mescid'e koydu[542] Mescid'e girince, Ebu Cehil'e yönelerek: "Ey Hakem'in babası! Muhammed'in üzerine pislik atılmasını sen mi emrettin?" diye sordu Ebu Cehil: "Evet!" der demez,[543] elindeki sopayı kaldırıp Ebu Cehil'in başına vurdu! Orada bulunan adamlar; Ebu Cehil'in mensup bulunduğu Mahzum oğullarıyla, Ebu'l-Bahterî'nin mensup bulunduğu Esed b Abduluzzâ oğulları, yerlerinden sıçrayıp birbirlerinin üzerine atıldılar Ebu Cehil: "Yazıklar olsun sizlere! Sizin şu davranışınız kimin için olmuş (kimin işine yaramış) oluyor? Muhammed ancak aranıza düşmanlık sokup kendisinin ve ashabının kurtulmasını istiyor" diyerek bağırdı [544] Ukbe b Ebi Muayt'la Ebu Cehil'in Peygamberimiz (as)ı Öldürmeye Kalkışmaları Abdullah b Amr b Âs'ın bizzat görüp anlattığına göre; bir gün Peygamberimiz (as) Kâbe'nin Hicr mevkiinde namaz kılarken, Ukbe b Ebi Muayt gelmiş, Peygamber (as)ı boğmak için ridasını boynuna dolayarak şiddetle çekmeye başlamış, Hz Ebu Bekir yetişerek onu omuzundan tutup Peygamber (as)ın üzerinden def etmiştir[545] Peygamberimiz (as) Kureyş müşriklerinin ileri gelenlerinden birtakım kişilerin güneş battıktan sonra Kabe'nin arkasında toplanarak konuşmak bahanesiyle kendisini çağırıp, peygamberlik*ten vazgeçirtmek için kendisine türlü hakaret ve yersiz tekliflerde ve ölümle tehditlerde bulunmaları üzer*ine, meclislerinden kalkıp derin bir üzüntü içinde evine gittikten sonra,[546] Ebu Cehil: "Ey Kureyş cemaatı! Görüyorsunuz ki, Muhammed dininizi ayıplamaktan, baba ve atalarınıza dil uzatmaktan, akıllarınızı akılsızlık saymaktan, ilahlarınıza dil uzatmaktan başka birşey kabul etmedi![547] Ben Allah'a söz veriyorum ki, yarın kolay kolay taşıyamayacağım bir taş alıp oturacak, namazda secdeye kapandığı zaman, o taşla Muhammed'in başını ezeceğim![548] Bunun üzerine, siz beni ister koruyunuz, ister Abdi Menaf oğullarına teslim ediniz Bundan sonra, Abdi Menaf oğulları bana istediklerini yapsınlar (razıyım)" dedi Kureyş müşrikleri: "Vallahi, biz seni hiçbir zaman onlara teslim etmeyiz! Git, istediğini yap!" dediler Ebu Cehil, sabaha çıkınca, vasıfladığı gibi, güçlükle taşıyabileceği iri bir taş aldı Oturup Peygamber (as)ın gelmesini bekledi Peygamberimiz (as); her zaman olduğu gibi, sabahleyin Kabe'ye geldi Kendisinin, Mekke'de kıblesi, Şam'a doğru idi Bunun için, namaz kılacağı zaman, Yemen köşesiyle Hacerü'l-Esved arasında kılar, Kabe'yi Şam ile kendi durduğu yer arasına alırdı Peygamberimiz (as) durup namaz kılmaya başladı Kureyş müşrikleri toplantı yerlerine gelip oturmuşlar, Ebu Cehil'in ne yapacağını bekliyorlardı Ebu Cehil taşı yüklendikten sonra Peygamberimiz (as)a doğru ilerledi Peygamberimiz (as)ın yanına yaklaşır yaklaşmaz, yenilgiye uğramış, benzi sararmış, büyük bir korkuya tutulmuş, elleri taşı tutamaz olmuş, hatta taş elinden yere düşmüş olarak hemen geri döndü Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri ona doğru vardılar "Ey Hakem'in babası! Sana ne oldu?!" dediler Ebu Cehil: "Dün size söylediğim şeyi ona yapmak üzere kalkıp ona doğru vardım Kendisinin yanına yak*laştığım zaman, önüme develerden bir puğur çıkıverdi! Hayır! Vallahi, o puğurun ne tepesi ve boyun kökü, ne de dişleri gibisini hiçbir puğurda görmem isimdir O beni hemen yemek istemişti!" dedi[549] Hz Ebu Bekir'le Talha b Ubeydullah'a Yapılan İşkence 8-9 Hz Ebu Bekir ile Talha b Ubeydullah'ı[550] İslâm dininden döndürmek[551] ve kendilerinin namaz kılmalarına mani olmak için;[552] "Kureyşîlerin Arslanı" diye anılan Nevfel b Huveylidü'l-Adevî[553] ile Talha b Ubeydullah'ın ağabeyi Osman b Ubeydullah,[554] tutup ikisini bir ipe bağlarlardı Bundan dolayı, Hz Ebu Bekir'le Talha b Ubeydullah'a "Karman," "Karîneyn" denilmiştir[555] Hz Ebu Bekir ile Talha b Ubeydullah, kendilerine yapılan bu işkenceye rağmen, yaptırılmak iste*nileni yapmazlardı [556] Hz Ebu Bekir'in mensup olduğu Teym oğulları, bunlara işkence yapıldığını gördükleri halde pek aldırış etmezler, onları pek korum azlardı[557] Osman b Ubeydullah, her ikisinin bağlarından kurtulmuş oldukları halde namaz kıldıklarını görüp korkuya düşmedikçe, onlara bu işkenceyi yapmaktan vazgeçmedi [558] Mes'ud b Hıraş der ki: "Safa ile Merve arasında sa'y ettiğimiz sırada, birçok insanların elleri boynuna bağlı bir gencin ardı*na düştüklerini gördüm 'Kimdir bu genç? Nedir kendisinin suçu?' diye sordum 'Talha b Ubeydullahtır! Dininden çıkmış, başka bir dine girmiş' dediler 'Ya şu kadın da kim?' diye sordum 'Onun annesidir1 dediler"[559] Zübeyr b Avvam'a Yapılan İşkence 10 Zübeyr b Avvatm'ı amcası bir hasıra bağlar, yaktığı ateşin dumanını ona doğru tüttürür: "Eski dinine dön!" diye zorlar, Zübeyr b Avvam da: "Ben hiçbir zaman küfre dönmem!" derdi[560] Hz Osman'a Yapılan İşkence 11- Hz Osman'ı, amcası Hakem b Ebi'l-Âs bir ipe bağlayıp: "Sen atalarının dinini bıraktın da,[561] sonradan sonraya ortaya çıkarılmış bir dine,[562] Muhammed'in dinine[563] girdin hal? Vallahi, sen üzerinde bulunduğun bu dini bırakıncaya kadar seni çözmeyeceğim!" derdi Hz Osman da: "Vallahi, ben onu hiçbir zaman bırakmam! Ondan hiçbir zaman ayrılmam" derdi Hakem b Ebi'l-Âs, Hz Osman'ın dinine son derece bağlı olduğunu görünce, onu kendi haline bırak*tı[564] Mus'ab b Umeyr'e Yapılan İşkence 12- Mus'ab b Umeyr, annesinden ve kavminden korkarak, Müslümanlığını gizli tutar, Peygamberimiz (as)ın yanına gizlice giderdi[565] Osman b Talha, Mus'ab b Umeyrln namaz kıldığını görüp onu annesine ve kavmine haber verdi Onlar da Mus'ab'ı tutup hapsettiler[566] Allah yolunda Habeş ülkesine yapılan ilk hicrete katılıp Mekke'den ayrılıncaya kadar, kendisini serbest bırakmadılar[567] Zinnîre Hatuna Yapılan İşkence 13- Zinnîre Hatun; müşrikler tarafından kendi dinlerine döndürülmek için[568] en ağır işkencelere uğratılan kadın köleler arasında idi [569] Hz Ömer'in de Müslüman olmadan önce yaptığı gibi, kendisinin üzerine yürünüp boğazı sıkılır, elleri yanlarına düşer, öldü sanılırdı[570] Ebu Cehil'in yaptığı işkenceler yüzünden[571] Zinnîre Hatunun gözleri görmez olmuştu[572] Ebu Cehil: "Gördün mü? Lât ve Uzzâ senin gözünü de kör etti!" dedi [573] Zinnîre Hatun: "Hayır! Vallahi, bu öyle değildir! Benim gözümü böyle eden onlar değillerdir![574] Lât ve Uzzâ, ne yarar, ne de zarar vermeye asla kadir olamazlar[575] Lât ve Uzzâ, hiçbir şeyi göremezler! Onlar kendilerine tapanları da, tapmayanları da bilemezler![576] Fakat, bu, semavî bir iştir Benim Rabbim gözümü geri vermeye, beni gördürmeye de kadirdir!" dedi[577] Diğer Kureyş müşrikleri de: "Onun gözlerini ancak Lât ve Uzzâ kör etmiştir!" dediler[578] Zinnîre Hatun, bunu işitince: "Allah'ın Beyt'ine (Kabe'sine) yemin ederim ki, onlar yalan söylüyorlar! Lât ve Uzzâ ne zarar verebil ir, ne de yarar" dedi[579] O gece geçip sabaha çıkınca,[580] Yüce Allah, Zinnîre Hatunun gözünü geri çevirdi, gördürdü [581] Kureyş müşrikleri: "Bu da Muhammed'in sihirlerindendir!" dediler [582] Ebu Cehil, Zinnîre Hatun ve benzeri Müslümanlar hakkında: "Muhammed'in izinden giden şu akılsızlara şaşmaz mısınız?! Eğer Muhammed'in getirdiği şey hayırlı ve gerçek olsaydı, biz ona uymakta bunlardan daha önce davranır ve kendilerini geçerdik! Zinnîre'nin doğruyu bulmakta bizi geçeceğini mi sanırsınız?" demişti[583] Bunun üzerine inen âyette[584] şöyle buyuruldu: "O kâfirler, iman edenler için 'Eğer onda bir hayır olsaydı, bu hususta onlar bizim önümüze geçe*mezlerdi, bizden önce ona kusamazlardı dediler Halbuki, onlar onunla (Kur'ân'la) hidayeti kabul etmedikleri için de 'Bu, eski bir yalandır' diyeceklerdir"[585] Ümmü Ubeys Hatuna Yapılan İşkence 14- Ümmü Ubeys; Zinnîre Hatunun kızı olup,[586] Allah yolunda işkenceye uğrayanlar arasında idi[587] Müslümanlıktan döndürülmek için, ona, müşriklerden Abdi Yağus işkence yapardı [588] Nehdiye Hatun ile Kızına Yapılan İşkence 15-16- Nehdiye Hatun ile kızı da, Allah yolunda işkenceye uğratılan Müslüman köle kadınlar*dandı[589] Lübeyne Hatuna Yapılan İşkence 17- Lübeyne Hatun Müemmel oğullarının kölesi olup;[590] Hz Ömer, Müslüman olmadan önce, onu Müslümanlıktan döndürmek için en ağır işkencelere uğratırdı[591] Hassan b Sabit der ki: "Ben umre hacısı olarak Mekke'ye varmıştım Peygamber (as) halkı İslâmiyete davetle uğraşıyor, ashabı da işkencelere uğratılıyorlardı Ömer b Hattab'ın başucuna dikildim Kendisi beline izar (fota) tutunmuştu Müemmel oğullarının kölesi olan kadının boğazını, elleri gevşeyip yanlarına düşünceye kadar sıktı durdu! Ben, kendi kendime: 'Öldü artık kadıncağız!1 dedim Ömer b Hattab onu bırakıp Zinnîre'nin üzerine yürüdü, ona da bunun gibi yapti"[592] Hz Ömer, Müslüman olmadan önce, yine bir gün, Müslümanlıktan döndürmek için Lübeyne Hatuna işkence yapıyor, vurup duruyordu Dövmekten bıkınca, yorulunca, ona: "Senden özür dilerim! Ben seni yorulduğum için bıraktım!" dedi[593] Lübeyne Hatun da ona: "Eğer Müslüman olmazsan,[594] Allah da sana böyle yapacaktır!" dedi[595] Âmir b Füheyre'ye Yapılan İşkence 18- Amir b Füheyne; Müslümanlıktan döndürülmek için müşrikler tarafından işkenceye uğratılan kölelerdendi[596] Kendisinin bazan Bilal-i H abeşî ile birlikte bir urgana bağlanarak çocuklar tarafından çekilip işkence yerlerine götürüldüğü görülür[597] bazan da ne söylediğini bilemeyecek kadar işkenceye tutulduğu olurdu[598] Ebu Fükeyhe'ye Yapılan İşkence 19- Ebu Fükeyhe, Müslümanlıktan döndürülmek için en ağır işkencelere uğratılan kölelerdendi[599] Ebu Fükeyhe'ye, Abduddar oğulları işkence yaparlardı[600] Kendisini elbisesiz olarak[601] ayağından [602]zincirle[603] bağlarlar,[604] öğlenin en şiddetli sıcağında Remda'ya çıkarırlar, göğsünün üzerine kocaman bir taş, kaya parçası koyarlar,[605] aklı başından gider,[606] ne söylediğini bilmez olur,[607] dili ağzından dışarı çıkardı[608] "Öldü artık!" denilip bırakılırdı Sonra, ayı lir, kendine gelirdi[609] Bir gün, Ümeyye b Halef de Ebu Fükeyhe'nin ayağını iplerle bağlattı Sürükleyip Remda'ya götürmelerini emretti Kendisini oraya bıraktırdı[610] Ümeyye b Halef, o sırada yanlarından yürüyüp geçmekte olan cual (yellengen) böceğini göster*erek, Ebu Fükeyhe'ye: "Senin Rabbin bu değil mi?" dedi Ebu Fükeyhe: "Benim Rabbim Allah'tır! Beni de, seni de yaratan O'dur! Şu cual böceğini de O yarattı!" deyince, Ümeyye b Halef kızdı[611] Ebu Fükeyhe'nin boğazını boğarcasına sıktı Ümeyye b Halefin kardeşi Übeyy b Halef de: "Arttır onun azabını, Muhammed gelip onu kurtarıncaya kadar!" dedi O gün, öldüğünü sanıncaya kadar Ebu Fükeyhe'ye bu şekilde işkence yapıp durdular[612] Ebu Fükeyhe Habeş ülkesine yapılan ikinci hicrete katılıp Mekke'den ayrılıncaya kadar, müşrikler ona işkence yapmaktan geri durmadılar[613] Bilal-i Habeşî ile Annesine Yapılan İşkence 20-21- Bilal-i Habeşî Müslümanlığını gizlemeyip açıklayan ilk yedi mücahidden birisi olup,[614] Allah yolunda en ağır işkencelere uğratılan kölelerden,[615] Müslümanların zayıf ve fakir tabakasındandı Dininden döndürülmek için yapılan en ağır işkencelere katlanırdı İşkencelere tutulup: "Haydi, sen de bizim gibi söyle!" diye zorlandıkça; "Dilim onu iyi söyleyemiyor! Ona dilim dönmüyor! Ehad! Ehad! [Birdir! Birdir!]" demekten geri dur*maz, müşrikler söyletmek istedikleri hiçbir şeyi ona söyletemezlerdi[616] Kendisine, Allah yolunda canını feda etmek, küfür sözünü söylemekten daha kolay gelirdi![617] Kureyş müşriklerinden Ümeyye b Halef; Bilal-i Habeşî'nin ellerini, ayaklarını sıkıca bağlattırır,[618] öğle vakti kızgın güneşin altında Mekke vadisinde sırtüstü yatırtır, sonra büyük bir kaya parçasının onun göğsünün üzerine konulmasını emredip koydurur, Bilal-i Habeşî'ye de: "Vallahi, ya ölünceye kadar böyle kalırsın, ya da Muhammedi inkâr eder, Lât ve Uzzâya taparsın!" derdi Bilal-i Habeşî ise, bu bela içinde: "Ehad! Ehad! [Birdir! Birdir!]" derdi[619] Kendisinin: "Vallahi, onları kızdırdığım, bundan daha ağır bir kelime bilseydim, muhakkak onu söylerdim!" dediği de rivayet edilir[620] Bilâl-i Habeşî'yi bir gün bir gece susuz bıraktıktan sonra,[621] kendisine demir gömlek giydirip Remda'nın şiddetli sıcağı altında da tutar, vücudunun yağını eritirlerdi![622] Bilal-i Habeşî'nin bu ağır işkenceler altında bayılıp ayıldığı da olurdu[623] Hassan b Sabit der ki: "Ben, hacc veya umre yaptığım sırada görmüştüm: Bilal ile birlikte Âmir b Füheyre bir urgana bağlanmış, çocuklar onları çekip götürüyorlar, Bilal ise 'Ehad! Ehad! [Birdir! Birdir!] Ben Lâfı, Uzzâyı, Hübel'i, İsafı, Nâile'yi ve Büvâneyi tanımıyorum1 diyor*du" Ümeyye b Halef onu Remda'da yere yatırdı İstediği kadar işkence yaptıktan sonra, boynuna ip taktırdı[624] Çocuklara teslim etti Onlar da Mekke sokaklarında dolaştırdılar Bilal-i Habeşî, o halde, yine; 'Ehad! Ehad! [Birdir! Birdir!]" demekte idi"[625] Bilal-i HabeşPnin annesi Hamâme Hatun da, Allah yolunda işkenceye uğrayan köle kadınlar*dandı[626] Habbab b Eret'e Yapılan İşkence 22- Müşrik kadınlardan Ümmü Enmar'ın azadlı kölesi olan Habbab b Eret,[627] Müslümanlığını açık*lamaktan çekinmeyen,[628] dininden döndürülmek için Mekke'de en ağır işkencelere uğratılan koruyucusuz Müslümanlardandı[629] Müşrikler onun çıplak vücudunu dikenler içinde sürürlerdi[630] Kendisinin, çıplak vücuduna demir gömlek giydirilip, en sıcak günde Remda'da güneş altında vücudunun yağı eritilircesine tutulduğu da olurdu[631] Güneşten kızgın hale gelmiş ya da ateşle kızdırılmış olan taşa çıplak sırtı bastırıldığı halde, söylet*mek istedikleri şeyi, küfür sözünü ona söyletemezlerdi[632] Nitekim, müşrikler bir gün onu yakalayıp soydular Düz bir yerde yaktıkları ateşin içine, sırtının üzer*ine yatırdılar İçlerinden birisi onun göğsünün üzerine ayaklarıyla bastı Ateş sönünceye ve yer soğuyuncaya kadar, kendisini öylece tuttular! Yıllar geçtiği halde bile, Habbab'ın sırtındaki yanıkların yerleri, alacaları kaybolmadı[633] Hz Ömer, halifeliği sırasında, Habbab'a müşriklerden çektiği işkenceyi sormuştu Habbab: "Ey mü'minler emîri! Bak sırtıma!" dedi Hz Ömer onun sırtına bakınca:[634] "Doğrusu ben insan sırtının[635] bugünkü gibisini hiç görmemiştim!" dedi Habbab: "Benim için bir ateş yakmışlardı da,[636] ben onun üzerine sürüklenip atılmıştım[637] O ateşi benim sırt etimin yağı söndürmüştü!" dedi[638] Habbab demirci idi[639] Kılıç yapardı[640] Habbab'ın hanımefendisi Ümmü Enmar da, Habbab'ın başını ateşte kızdırdığı demirle dağlardı! Habbab, Peygamberimiz (as)a varıp, Ümmü Enmar'dan şikâyetlendi Peygamberimiz (as): "Ey Allah! Habbab'a yardım et!" diyerek dua edince, Ümmü Enmar başından bir derde tutulup, köpeklerle birlikte ulur oldu! Kendisine: "Başını dağlat!" diye tavsiye edildi Bunun üzerine, Habbab demiri alır, ateşte kızdırır, Ümmü Enmar'ın başını onunla dağlardı![641] Habbab'a, müşriklerden Abdi Yağus da işkence yapardı[642] Habbab b Eret der ki: "Bizler, müşriklerin en ağır işkencelerine uğramış bulunuyorduk[643] Resûlullah (as), Kabe'nin gölgesinde, bürdesini, kaftanını yastık edinerek ona dayanmış olduğu bir sırada idi ki, yanına vardık, halimizi (müşriklerden çektiklerimizi) kendisine arz ve şikâyet edip:[644] 'Yâ Rasûlallah! Yüce Allah'a bizim için dua et![645] Bizim için Yüce Allah'tan yardım dile![646] Yâ Rasûlallah![647] Bizi dinimizden döndürmelerinden korktuğumuz şu kavme karşı[648] bizim için Yüce Allah'tan yardım dilemez misin?[649] Bizim için, Allah'a dua etmez misin? dedik[650] Resûlullah (as)ın hemen yüzünün rengi değişti[651] Yüzü al al olduğu halde,[652] doğrulup oturdu:[653] 'Vallahi,[654] sizden öncekiler içindeki[655] mü'minlerden[656] bir kimse yakalanır,[657] kendisi için yerde bir çukur kazılır,[658] o kimse o çukura dizlerine kadar gömülür[659] sonra bir testere getirilir,[660] başının üzerine konulup biçilerek ikiye bölünürdü de, bu işkence kendisini dininden döndüremezdi![661] Yahut,[662] onun kemiğinin üzerinden eti ve siniri demir taraklarla taranır, kazınırdı da, yine, bu işkence kendisini dininden döndüremezdi![663] Allah'tan korkunuz! Hiç şüphesiz, Allah sizin için fetih ihsan edecektir![664] Vallahi,[665] Yüce Allah bu işi muhakkak tamamlayacaktır![666] Bu iş muhakkak tamamlanacaktır![667] Bu işin hükmü muhakkak yerine getirilecektir![668] O kadar ki, hayvanına binmiş bir kimse, San'a ile Hadramevt arasında,[669] San'a'dan çıkıp Hadramevte kadar[670] gidecek de, Yüce Allah'tan başka, hiçbir şeyden korkmayacak; ancak (varsa) koyunu hakkında kurt saldırmasından kaygı duyacaktır! Fakat, siz acele ediyorsunuz!1 buyurdu"[671] Mikdad b Amr'a Yapılan İşkence 23- Mikdad b Aımr (Esved); Müslümanlığını açıklamaktan çekinmeyen[672] ve dininden döndürülmek için müşrikler tarafından demir gömlek giydirilip Remda'nın şiddetli sıcağı altında tutularak vücudunun yağı eritilecek derecede ağır işkencelere uğratılan Müslümanlardandı[673] Suheyb b Sinan'a Yapılan İşkence 24 Kureyş müşriklerinden Abdullah b Cüd'an'ın azadlı kölesi olan Suheyb b Sinan,[674] Müslümanlığını açıklamaktan çekinmeyen yedi mücahidden birisi idi[675] Müslümanlıktan döndürülmek için, en ağır işkencelere uğratılirdi [676] Yapılan işkencenin ağırlığından, ne söylediğini bilmez hale gelirdi[677] Kendisine demir gömlek giydirilip en sıcak günde Remda'da güneşin altında tutulur, vücudunun yağı eritilirdi[678] Suheyb b Sinan, bir gün, yanında Habbab b Eretve Ammar b Yâsir olduğu halde Kureyş müşrik*lerinin yanlarından geçerken, müşrikler: "İşte, Muhammed'in meclisinde bulundurduğu kişiler şunlar!?" diyerek alay etmeye başlayınca, Suheyb: "Evet! Biz Allah'ın Peygamberinin meclisinde bulundurduğu kişileriz! Ona biz iman ettik; siz ise küfrettiniz! Onu biz tasdik ettik; siz ise tekzip ettiniz! Müslümanlıkla zelillik ve hakirlik, müşriklik ile de azizlik bir arada bulunmaz!" deyince, müşrikler ona saldırdılar[679] "Demek Allah aramızdan (bula bula) bunlara lutfunu lâyık görmüş ha!?"[680] diyerek onu dövdüler[681] Müşrikler Mekke'de, böyle kavim ve kabilesi ve kendilerinin koruyucuları bulunmayanları, din*lerinden döndürmek için, öğlenin en sıcak saatlerinde Remda'da işkenceye uğratmaktan geri durmadılar[682] |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #33 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''Yâsir ve Aile Efradına Yapılan İşkenceler 25-28 Yâsir b Amir, Yemen'den gelip Mekke'de yerleşmiş ve Ebu Huzeyfie'nin kölesi Sümeyye Hatunla da evlenerek ondan Ammar ve Abdullah adlarında iki oğulları dünyaya gelmişti[683] Bu ev halkı topluca Müslüman olmuşlar,[684] dinlerinden döndürülmek için, Mahzum oğulları tarafın*dan toplu olarak işkenceden işkenceye uğratılmışiardır[685] Mahzum oğulları; Ammar1!, Ammar'ın babası Yâsirl, Yâsirln zevcesi ve Ammar'ın annesi Sümeyye Hatunu öğlenin en sıcak saatinde güneşin kızdırdığı Mekke kayalığına götürüp işkence yaparlardı[686] Bathâ'da Yâsir'e ve Ammar ile Sümeyye Hatuna işkence yapıldığı sırada, Peygamberimiz (as) onlara rastlamıştı [687] Yâsir: "Yâ Rasûlallah![688] Zaman hep böyle, işkenceli mi olacak?" diye sordu Peygamberimiz (as): "Sabrediniz!" buyurduktan sonra: "Ey Allah! Yâsir ailesini (ev halkını) yarlığa!" diyerek dua etti[689] Peygamberimiz (as), yine, bir gün, işkenceye uğratıldıkları sırada onlara rastlamıştı: "Sabrediniz ey Yâsir ailesi (ev halkı)"[690] "Sevininiz ey Yâsir ailesi (ev halkı)!"[691] "Sevininiz ey Ammar ailesi (ev halkı)!"[692] "Hiç şüphesiz, sizin mükâfat yeriniz Cennettir!" buyurdu[693] Yâsir; müşriklerin söyletmek istedikleri şeyi söylemedi İslâm'ın şerefi için ölmeyi göze aldı![694] Müşriklerin işkenceleri altında can verdi[695] İslâm'da ilk erkek şehit o oldu[696] Abdullah b Yâsir de okla vurulup yere düşürüldü![697] Yüce Allah onlardan razı olsun! Yâsir b Âmirin zevcesi ve Ammar ile Abdullah'ın anneleri olan Sümeyye Hatun ise,[698] Müslümanlığını açıklamaktan çekinmeyen ilk yedi Müslümandan birisi olup,[699] dininden döndürülmek için yapılan en ağır işkencelere çok zayıf ve yaşlı olmasına rağmen katlanır, müşriklerin yaptırmak iste*diklerini yapmaz,[700] İslâm'ın şerefi için ölmeyi göze alır, müşriklerin söyletmek istediklerini söylemez*di[701] Kocası Yâsir işkenceler altında can verdikten sonra, Sümeyye Hatun, işkence için Ebu Cehil'e tes*lim edilmişti[702] Ebu Cehil; akşamleyin, harbesini yanına alıp, Müslümanlara işkence yapılan yere uğrar,[703] onlara[704] ve Sümeyye Hatuna söver sayardı[705] Sümeyye Hatun da, Ebu Cehil'e ağır karşılık verirdi[706] Nihayet, Sümeyye Hatunun bir bacağını bir deveye, öteki bacağını da başka bir deveye bağladılar[707] Ebu Cehil, harbesini Sümeyye Hatunun önüne sapladı ve onu şehit etti[708] İslâm'da ilk kadın şehit de Sümeyye Hatun oldu[709] Yüce Allah ondan razı olsun! Ammar b Yâsir de, Müslümanlığını açıklamaktan çekinmeyen yedi mücahidden birisi olup,[710] din*lerinden döndürülmek için en ağır işkencelere uğratılan Müslümanlardandı [711] Kendisi öğlenin en sıcak saatinde Mahzum oğulları tarafından Remda'ya, Mekke kayalığına götürülür,[712] demir gömlek giydirilip yakıcı güneş altında tutulur, vücudunun yağı eritilir,[713] yapılan işkencenin ağırlığından, ne söylediğini bilmez hale gelirdi![714] Ammar b Yâsir'e-sırtı ateşle yakılarak da-işkence yapıldığı olurdu Sırtındaki yanıkların izleri, yıllar geçtiği halde bile kaybolmamış: "Nedir bunlar?" diye sorulduğu zaman: "Bunlar Kureyşîlerin Mekke'de, Remda'da bana ateşle yaptıkları işkencelerin izleri!" demiştir[715] Ammar b Yâsir, bir gün, Peygamberimiz (as)a gelip: "Yâ Rasûlallah! Bize yapılan işkenceler son derecelerine vardırıldı!" dedi Peygamberimiz (as): "Sabrediniz ey Yakzan'ın babası!" buyurduktan sonra: "Ey Allah! Ammar ailesinden hiç kimseye Cehennem azabını tattırma!" diyerek dua etti[716] Müşrikler; Ammar b Yâsir'e gâh güneşin en yakıcı sıcaklığı altında göğsüne ağır kaya parçası koyarak, gâh boğarcasına başını suya batırarak da işkence yaparlardı[717] Mugîre oğulları onu Meymun kuyusuna batırırlardı[718] Müşriklerin suya batırarak işkence yapmış olduklan bir sırada Peygamberimiz (as) Ammar b Yâsir'e rastlamıştı Ammar ağlıyordu! Peygamberimiz (as) elini onun gözlerinin üzerine sürdü ve: onların söyletmek istediklerini söyleyiver, işkenceden kurtul!" buyurdu[719] Kureyş müşriklerinden[720] Mugîre oğulları[721] Ammar b Yâsir'i bir gün yakaladılar,[722] Meymun kuyusunun içine hatırdılar[723] "Sen Muhammed'e sövünceye ve 'Lât ve Uzzâ[724] Muhammed'in dininden[725] daha iyidir1 deyinc*eye kadar seni bırakmayacağız!" dediler[726] Peygamberimiz (as)a dil uzattırmadıkça ve putlarının daha hayırlı olduğunu söyletmedikçe de, onu bırakmadılar[727] Peygamberimiz (as)a: "Yâ Rasûlallah! Ammar kâfir olmuş!" diye haber verildi Peygamberimiz (as): "Hayır![728] Ammar, tepesine kadar,[729] tepesinden tırnağına kadar[730] imanla doludur![731] İman onun etine ve kanına karışmış, işlemiştir!" buyurdu[732] O sırada, Ammar b Yâsir, Peygamberimiz (as)ın yanına geldi[733] Ağlıyordu Peygamberimiz (as), onun gözlerini eliyle silerken: "Sana ne oldu?[734] Arkanda ne haber var?" diye sordu Ammar b Yâsir: "Şer var[735] yâ Rasûlallah![736] Beni sana sövdürmedikçe,[737] beni senden vazgeçirtmedikçe,[738] Lât ve Uzzâ[739] putlarının da[740] senin dininden[741] daha iyi olduğu bana söylettirilmedikçe bırakıl*madım!" dedi[742] Peygamberimiz (as): "Sana bunlar söylettirildiği zaman, kalbini nasıl bulmuştun? Söylemiş olduğun sözlerden, kalbin ferahlı mı idi; değil mi idi?"[743] diye sordu Ammar b Yâsir: "Hayır! Ferahlı değildi![744] Kalbimi Allah'a ve Resûlüne imanın ferahlığı ve rahatlığı içinde[745] ve dinime bağlılığımı da demir*den daha sağlam bulmuşumdur!" dedi Bunun üzerine, Peygamberimiz (as): "Öyle ise, sana bir vebal yok![746] Ey Ammar![747] Eğer onlar bir daha bu söylediğini tekrarlatmak için seni zoriarlarsa, tekrarlayıver!" buy urdu[748] "Kalbi iman üzere (sabit ve müsterih) olduğu halde ikraha (cebre) uğratılanlar müstesna olmak üzere, kim imandan sonra Allah'ı tanımaz, fakat küfre göğsünü açarsa, işte Allah'ın gazabı o gibilerin başındadır Onların hakkı en büyük azabdır!"[749] mealli âyetteki istisnanın Ammar b Yâsir hakkında nazil olduğu rivayet edilir[750] İslâm'da Ruhsat ve Azimetin Mahiyeti ve Hükümleri Ruhsat; Yüce Allah tarafından kullara teklif olunan hükümlerde,[751] kendilerinin özürleri sebebiyle[752] gösterilen kolaylık ve genişliktir[753] Azimet de; özürlerle ilişkisi bulunmayan asıl hüküm I erdir [754] Meselâ, misafirin Ramazan orucunu tutması azimet, tutmaması ise ruhsattır Misafir azimeti tercih ederek oruç tuttuğu zaman, ruhsatı terketmiş olur[755] Misafirin oruçta böyle yapması, kendisi için daha hayırlıdır[756] Kalbi Allah'a iman ile mutmain bulunan bir kimseye dayanılmaz işkencelerle söylettirilen küfür sözünden dolayı birvebal terettüp etmez[757] Çünkü, mecbur, mâzurdur[758] Mecbura küfür sözünü tecvizde, âlimler ittifak etmiştir[759] Ancak, yapılan işkencenin, ölümle tehdit olunmak, şiddetle dövülmek,[760] ateşte yakılmak[761] gibi dayanılmaz derecelerde bulunması gerekir[762] O takdirde mecbur, ya ruhsatla amel eder, kurtulur; ya da azimeti tercih eder, ölür[763] Ammar'ın babası Yâsir ile annesi Sümeyye Hatun, dinlerinin izzet ve şerefi uğruna, azimet ile hareket edip ölmeyi tercih etmişler; müşriklerin söyletmek istedikleri küfür sözünü söylememişlerdir[764] Ammar b Yâsir ise ruhsat ile amel etmiş;[765] kalbi Allah'a ve Resûlüne imanla dopdolu olduğu halde, müşriklerin söylemeye zorladıkları küfür sözünü dil ucu ile söyleyip işkenceden kurtulmuştur[766] Zemahşerî'ye göre: "'Bu iki işten hangisi, Ammar'ın yaptığı mı, yoksa baba ve annesinin yaptıkları mı efdaldir?1 diye sorulacak olursa, 'Ammar'ın ebeveyninin fiili efdaldir' denilir Çünkü, bunlarınkinde, İslâmiyeti izaz için, öldürülmeye katlanma vardır"[767] Abdullah b Mes'ud'un Kâbe'de Açıktan Kur'ân Okuyuşu ve Dövülüşü İbn İshak'ın Urve b Zübeyr'den rivayetine göre; Mekke'de Resûlullah (as)dan sonra Kur'ân-ı Kerîm'i yüksek sesle ilk okuyan kişi Abdullah b Mes'ud idi: Bir gün, Resûlullah (as)ın ashabı toplanıp: "Kureyşîler şu Kur'ân'ın yüksek sesle okunduğunu hiç dinlemediler Kur'ân'ı onlara yüksek sesle okuyup dinletecek kim var?" dediler Abdullah b Mes'ud: "Ben varım!" dedi Arkadaşları: "Biz, senin hakkında, Kureyşilerden korkanı! Biz öyle bir adam istiyoruz ki, kendisinin kavim ve kabilesi bulunsun da, Kureyşîler birşey yapmak istedikleri zaman, onlara karşı onu korusunlar!" dediler Abdullah b Mes'ud: "Siz beni bırakın, ben gideyim Yüce Allah beni korur!" dedi Ertesi günü, kuşluk vakti, Kabe'nin Makam'ına kadar ilerledi Kureyşîlerin toplantı yerinde bulundukları sırada, Makam'da, ayak üzerinde yüksek sesle Besmele çekerek er-Rahmân sûresini okumaya başladı Kureyş müşrikleri ona yönelip: "Şu Ümmü Abd'in oğlu ne diyor?!" diyerek mırıldandılar ve sonra da: "O herhalde Muhammed'in getirdiği bazı şeyleri okuyor!" dediler, hemen kalkıp üzerine yürüdüler, yüzüne gözüne vurmaya başladılar Abdullah b Mes'ud ise, okumaya devam ederek, Yüce Allah'ın sûreyi onun okuyup erişmesini dilediği yere kadar okuyup erişti! Fakat dövülmekten yüzü gözü ezik ve bere içinde olarak arkadaşlarının yanına döndü Arkadaşları: "Zaten, biz senin bu akıbete uğrayacağından korkmuştuk!" dediler Abdullah b Mes'ud: "Benim nazarımda şu anda onlardan daha hafif, zayıf durumda Allah düşmanları yoktur! İsterseniz ben yarın da gider, onlara bir o kadar daha Kur'ân dinletebilirim!" dedi Arkadaşları: "Hayır! Onlara, hoşlanmadıkları şeyi dinletmiş bulunuyorsun Sana bu kadarı yeter!" dediler[768] Ebu Dübb Vadisinde Namaz Kılan Müslümanların Takipçi Müşriklerle Çarpışmaları Peygamberimiz (as)ın ashabından bazıları, namaz kılacakları zaman Mekke vadilerine gider, namaz kıldıklarını kavim ve kabilelerinden gizli tutmak isterlerdi[769] Nitekim, Sa'd b Ebi Vakkas'la[770] bazı sahabiler, Ebu Dübb vadisine kadar gitmişlerdi Orada abdest alıp[771] namaz kılıyorlar,[772] namaz kıldıklarını kavim ve kabilelerinden hiç kimsenin işitmesini istemiyorlardı Fakat, kendilerini gözetleyen ve izleyen[773] müşriklerden bazı kimseler;[774] Ebu Süfyan Sahr b Harb, Ahnes b Şerik ve daha başkaları,[775] üzerlerine çıkageldiler Sahabilerin yaptıkları ibadetlerini ayıplamaya, kötülemeye kalkışınca, dövüştüler Sa'd b EbiVakkas eline geçirdiği bir deve çene kemiği ile vurup onlardan birinin başını yardı, kanat*tı [776] Bunun üzerine, müşrikler bozguna uğradılar Müslümanlarda, cesaretlenerek onları vadiden sürüp dışarı çıkardılar[777] Bu, İslâm'da bu konuda akıtılan ilk kan oldu[778] |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #34 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''[1] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 282,Taberî, c 2,s218,İbn Esîr, c2, s 663, İbn Seyyid, c 1, s 99, Zehebî, Târihu'l-İslâm ,s 148, İbn Haldun, Târih, c 2, ks 2, s 7-8 [2] İbn İshak, İbn Hişam, c 1 , s 282-284, Taberî, c 2, s 218, İbn Esîr, c 2, s 63, İbn Haldun, Târih, c 2,ks 2, s 8 [3] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 283-284, Taberî, Târih, c 2, s 218, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 63, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser,c 1, s 99, Zehebî, Târihu'l-İslâm, s 148, İbn Haldun, Târih, c 2, ks 2, s 8, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 461 [4] İbn İshak, İbn Hişam, Sîrec 1, s 282-283, Taberî, Târih, c2, s 218, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 63, İbn Seyyid, Uyun, c 1, s99, Zehebî, Târih, s 148, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 461 [5] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 284, Taberî, Târih, c 2, s 218 [6] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 284, Taberi, c 2, s 218, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 63, İbn Seyyid, c 1, s 99, Zehebî, Târih, s148 İbn Haldun, c 2 ks 2 s 8 Halebî c 1 s 461 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/287-288 [7] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 200-201, Belâzurî, E nsabu'l-eşrâf, c 1, s 123-124 [8] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 1 24, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1 , s 115-116 [9] İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 111 [10] Belazurf, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 148, İbn Hazm, Cemhene, c 1, s 11 5-116 [11] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 115, İbn Hazm, Cemhere, c 1, s 242 [12] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 154, İbn Hazm, Cemhere, c 1, s 141 [13] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 156, İbn Hazm, Cemhere, c 1, s 141 [14] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 153 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/288-289 [15] M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/290 [16] İbn Şa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1 , s 201, Belâzurı, Ensâbu'l-eşrâf, t 1, s 124 [17] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 4, s 43, Vâki cif, Megâzî, c 2, s 811, Taberî, Târih, c 3, s 11 4 [18] İbn Sa'd Tabakât c 1S201 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/290 [19] İbn İshakİbnHişam, Sîre,c2, s 50-51, Yâkubî, Târîh, c 2, s 24, Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 268, İbn E ar, Kâmil, c 2, s 71, 72, 74, 75, İbn Seyyid, Uvûnu'l-eser, c 1, s 113 [20] Bel âzurf, Ensâbu'l -eşraf, c 1, s 153,146 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/290 [21] Vâkıdî, Megâzî, c 2, s 832, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 2, s 136, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 377, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 121 -122, Buhârî, Sahih, c 5, s 92, Müslim, Sahih, c 3, s 1408, Tirmizî, Sünen, c 5, s 333 [22] Vâkıdî, Megâzî, c2, s 870, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1 , s 123 [23] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c 1, s 282, İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 199, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1 , s 116, Yâkubî, Târîh,c2, s 24, Taberî, Târih, c 2, s 218, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Veti, c 1, s 181, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 63, İbn Seyyid, Uyünu'l-eser, c 1, s 99, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 148, Diyarbekrî, Hamfs, c 1, s 288, Halebî, İnsânu'l-uyün, c 1, s 461 [24] İbn Sa'd, Tabakât, c 1 , s 199, Belâzurî, Ensâbu'l-esrâf, c 1, s 116, Yâkubî, Târih, c 2, s 24, Ebu'l-Ferec İbn Ceraf, el-Vefâ, c 1, s j81, Diyarbekrî, Hamfs, c 1, s 228 [25] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 116 [26] İbn Sa'd, Tabakât, c 1,s199, Yâkubî, Târih, c 2, s 24, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 181 [27] E bu N uaym, H i lyetü'l-evli yâ, c 1 , s 175-176, Tabe rânf'den na ki en H eysem f, M ecm au'z-zevâ id, c 6, s 17 [28] Bakara: 158, Âl-i İmrân: 96, Hacc: 27 [29] İbn Esîr, Nihâye, c 1S340, c 2, s 242 [30] Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 110 [31] İbn Esîr, Nihâye, c 242 [32] İbn Esîr, Nihâye, c 4, s 279 [33] Ffruzâbâdf, Kâmüsu'l-Muhît, c 1 , s 343 [34] İbn İshak, İbn Hişam, Sîrec1, s1 36-137, İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 73 Taberî, Târih, c 2, s 184 [35] Kalem: 10-14, AJâk: 15-16 [36] Ahm ed Ziyâüddi n, R amûzu'l -ehâdis, s 238 [37] Hucurat: 13 [38] Taberî, Tefsir, c 20, s 336, Kurtubi, Tefsir, c 20, s 235 [39] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 376, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 167, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 87, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 6, s 408 [40] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 337-338, Beyhakî, Delâil, c 2, s 206-207, İbn Seyyid, UyÜnu'l-eser, c 1 s 111-112, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 161 [41] Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 497 [42] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 5, s 191, Beyhakî, Delâil, c 2, s 206-207, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 111-112, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 161, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 64-65, İbn Ebf Şeybe'den naklen Alâuddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c 14, s 39-40 [43] İbn İshak, İbn Hişam, Sîrec1, s 387 [44] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 144, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 73 [45] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 144 [46] Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 301 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/291-296 [47] Tabeıf, Tefsir, c 29,s156,Hâkim, M üste dre k, c 2, s 506-507, Vâhid f, E sbâbü'n-nüzûl, s 295, E tau'l -F erec İ bn C e vzf, e I-Vefâ, c 1, s 203, Zehebî, Târîhu'l-İslâm , s 154-155, Suyûtî, E sbâbü'n-nüzıûl, s 230 [48] Beyhakî,Delâilıc2ı s 1 98, Kurtubi, Tefsir, c 10, s 165, Hâzin, Tefsir, c3, s 1322, Nesefi, Medârik, c 2, s 297 [49] Beyhakî,Delâilıc2ı s 198 [50] Kurtubi, Tefsir, c 10, s 165, Hâzin, Tefsir, c 3, s 1 32, Nesefi, Medârikc 2, s 297 [51] Beyhakî, Delâil, c2, s 1 98, Kurtubi, c 10, s 165, Hâzin, c 3, s 132, Nesefi, Medârik, c 2, s 297 [52] Taberî, Tefsir, c 29, s 156, Ebussuud, Tefsir, c 9, s 57 [53] Taberî, Tefsir, c 29, s 156, Hâkim, Müstedrek, c2, s 507, Beyhakî, c2, s 198, Vahidi, E sbâbü'n-nüzül, s 295, Etau'l-Ferec İ bn Cevzî, el-Vefa, c 1, s 203, E bu'l-Fidâ, Tefsir, c 4, s 443, Suyûtî, Esbâbü'n-nüzûI, s 230 [54] Taberî, Tefsir, c 29, s 156 [55] Taberî, Tefsir, c 29, s 156, Hâkim, Müstedrek, c 2, s 507, Beyhakî, Delâil, c 2, s 198, Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 295,Ebu'l-Ferec, c 1, s 203, E bu'l-Fidâ, Tefsir, c 4, s 443, Suyûtî, Esbâbü'n-nüzûl, s 230 [56] Taberî, Tefsir, c 29, s 156 [57] Taberî, Tefsir, c 29, s 156, Hâkim, Müstedrek, c 2, s 507, Beyhakî, Delâil, c 2, s 198, Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 295,E bu "I-Fe rec İ bn C evzf, e I-Ve fâ, c 1, s 2 03, E bu'l-F idâ, Tefsir, c 4, s 443, Suyûtî, E sbâbü 'n-n üzül, s 230 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/296-298 [58] Fahru'r-Râzî, Tefar, c 29, s 1 89 [59] Fahru'r-Râzî, Tefar, c 29, s 1 89, Kurtubi, Tefsir, c 19, s 60 [60] Kurtubi, Tefsir, c 19, s 60 [61] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 288, Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c1, s 1 33, Ebu Nuaym, Delâil ü'n-nübüvve, c 1, s 232, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 198, Ebu'l-Ferec, el-Vefa, c 1, s 202, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1 , s 101, Zehebî, Târîhu'l-İslâm , s 155, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 61 [62] Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 133 [63] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 288, E bu Nuaym, Delâil, c 1, s 232, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 198, Zehebî,Târîhu'l-İslâm, s 155, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 61 [64] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 198 [65] Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 133, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 71 [66] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 288, Ebu Muaym , Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 232, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c, 2, s198, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1 , s 202, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 101, Zehebî, Târîhu'l-İslâm , s 1 55, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 61 [67] Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 133, İbn Esîr, Kâmil, c 2,s 71, Kurtubi, Tefsir, c 1 9, s 60-61 [68] Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 133, Kurtubi, Tefsir, c 19, s 61 [69] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c 1, s 288-289, Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 232, Beyhakî, Delâil, c 2, s 198, Ebu'l-Ferec, c1, s 202, İbn Seyyid, c 1, s 101, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 156, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 61 [70] Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 133, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 29, s 189, Kurtubi, Tefsir, c 19, s 61 [71] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 289, Ebu Nuaym , Delâil ü'n-nübüv ve, c 1, s 232, Beyhakî, Delâil ü'n-nübüvve, c 2, s 200, E bu'l-Ferec İ bn Cevzî, el -Vefa, c 1 , s 202-203, İbn Seyyid, Uyû nu'l-eser, c 1, s 101, Zehebî, Târîhu11-İslâm, s 156, E tau'l-F idâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 61 [72] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c 1, s 289-290, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 133, Taberî, Tefsir, c 29, s 156, Hâkim ,Müstedrek, c 2, s 507, Beyhakî, Delâil ü'n-nübüvve, c 2, s 200-201, Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 295 [73] Fahru'r-Râzî, Tefar, c 29, s 1 90, Kurtubi, Tefsir, c 19, s 61 [74] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 289, Ebu Nuaym , Delâil ü'n-nübüvve, c 1, s 232, Beyhakî, Delâil ü'n-nübüv ve, c 2, s200, İbn Seyyid Uyûnu'l-eser, c 1, s 1 01, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 1 56, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 61 [75] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 291, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 101 [76] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c 1, s 291-299, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 162-163, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s53-57 [77] İbn İ shak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 257,300, İbn Atodilberr, İstiâb, c 4, s 1820, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 82, İ bn Seyyid,Uyûnu'l-eser, c 1, s 91, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 24, Halebî, İnşânu'l-uyûn, c 1, s 432 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/298-302 [78] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1 , s 337-338, Taberî, Târih, c 2, s 21 8-21 9, İbn E ar, Kâmil, c 2, s 63-64, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 99, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 160-161 , Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 47, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1 s 462 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/302-304 [79] İbnİshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 284, Taberî, Târih, c 2, s 218-219, İbnEsîr, Kâmil, c 2, s 63-64, İtan Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 99, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 148, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 47, Halebî, İnşânu'l-uyûn, c 1, s 462 [80] İbn İshak, İtan Hişam , Sîre, c 1, s 284, İtan Esîr, Kâmil, c 2, s 64, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1 , s 99, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 148-149, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 47 [81] İbn İshak, İbn Hişam ,Sîre, c1 ,s 284, Belâiurf, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 229, Taberî, Târih, 2, s 220, Ebu'l-FerecİbnCevzî, el-Vefâ, c 1, s 191, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 64, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 99, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 149, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 462 [82] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 284, Taberî, Târih, c 2, s 220, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 191, İbn Esîr,Kâmil, c 2, s 64, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 99-100, Zehebî, Târih, s 149, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 48,Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 462 [83] Belâzuıî, Ensâbu'l -eşraf, c 1, s 229 [84] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 284, Taberî, Târih, c 2, s 220, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 64, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c1, s 1 00, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 149, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 462 [85] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 284, Taberî, Târih, c 2, s 219, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c1, s 100, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 149, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 462 [86] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 284-285, Taberî, Târih, c 2, s 220, Beyhakî, Delâil, c 2, s 187, İbn Esîr, Kâmil, c 2,s 64, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1 , s 100, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 149, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye, c 3, s 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn,c1, s 462 [87] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c 1, s 284-285, Taberî, Târih, c 2, s 220, Beyhakî, c 2, s 187, İbn Seyyid, Uyun, c 1, s 100,Zehebî, s 149, E bu'j-Fidâ, c 3, s 48, Halebî, c 1, s 462 [88] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 285, Belâiurf, c 1 , s 229-230, Taberî, c 2, s 220, Ebu'l-Ferec, c 1, s 191, İbn Seyyid, c1, s 1 00, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 149, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 48, Halebî, c1, s 462 [89] İbn İshak, İbn Hişam, c, 1, s 285, Taberî, c 2, s 220, Ebu'l-Ferec, c 1, s 191, İbn Seyyid, c 1, s 100, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 149, E bu'l-Fidâ, c 3, s 48, Halebî, c 1, s 462 [90] Belâiurf, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 230 [91] İbn İshak, c1 ,s285, Belâiurf, c 1, s 230, Taberî, c 2, s 220, Ebu'l-Ferec, c1, s 191, İbn Esîr, Kâmil, c2, s 64, Zehebî, T ârfhu'l-İ slâm, s 149-150, E bu'l -F idâ, c 3, s H al ebf, c 1, s 462 [92] İ b n İ shak, Kitâ bu'l-m übte dâ ve'l-m eb'as, c 3, s 136, Be yhak f, D elâi I, c 2, s 187 Ze hebf, T ârfhu'I-İ siâm, s 150, E bu'l-F idâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 42 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/304-306 [93] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 285, Taberî, Târih, c 2, s 220, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 64, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c1, s 1 00, Zehebî, Târihu'l-İslâm, s 152, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 48 [94] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1 , s 202 [95] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 285, İbn Sa'd, c 1, s 202, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, 1, s 100, Zehebî, s 152, Ebu'l-Fidâ, c3, s 48 [96] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 285, Taberî, c 2, s 220, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 64-65, İbn Seyyid, c 1, s 100, Zehebî,Târîhu'l-İslâm, s 152, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 463 [97] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 285, İbn Sa'd, c 1, s 202, Belâzurî, c 1, s 231 -232, Taberî, c 2, s 220, İbn Esîr, c 2, s 65,İbn Seyyid, c 1, s 1 00, Zehebî, Târihu'l-İslâm, s 152, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 48, Halebî, c 1, s 463 [98] İbn Şa'd, Tabakât, c 1, s 202, Yâkubî, Târih, c 2, s 25 [99] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 285, İbn Sa'd, c 1, s 202, Belâzurî, c 1, s 232, Yâkubî, c 2, s 25, Taberî, c 2, s 220, İbn Esîr, c 2, s 65, Zehebî, s 152, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 48, Halebî, c 1 , s 463 [100] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 285, Taberî, c 2, s 220, İbn Esîr, c2, s 65, İbn Seyyid, c 1, s 1 00, Zehebî, s 152, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 48, Halebî, c 1, s 463 [101] Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 60, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1 , s 463 [102] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 231-232 [103] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 285-286, Taberî, Târih, c 2, s 220, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 65, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 100, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 153, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 463 [104] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 232 [105] İbn İshak, İbn Hişam, c1 , s 286, Taberî, Târih, c 2, s 220, İbn Esîr, c2, s 65, İbn Seyyid, c 1 , s 1 00, Zehebî, s 153, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 48, Halebî, c 1, s 463 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/306-308 [106] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 202 [107] İbn Sa'd, c 1, s 202, Belâzurî, c 1, s 231 [108] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 231 [109] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 202 [110] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 202, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 231 [111] Buhârî, Târîhu'l-kebfr, c 7, s 51, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 187, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 149, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 42 [112] Belazuri, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 231 [113] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 202, Taberî, Târih, c 2, s 219 [114] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 231 [115] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 202 [116] Sâd: 5-8 [117] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 202-203 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/308-310 [118] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 303, E bu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 192-193, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c2, s 277-278, Ebu'l-Ferecİbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 186, Heysemî, Meonau'z-zıevâid, c 8, s 228 [119] İbn Sa'd Tabakât t 1 s 203 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/310-311 [120] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c 1, s 315, Taberî, Tefsir, c 15, s 164, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1 , s 205, Kurtubi,Tefsir, c 10, s 328, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 62, Hâzin, Tefsir, c 3, s 180, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 4, s 202 [121] "Üzerimizden vebal kalkıncaya kadar" (Zürkânf, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 257) [122] Nadr b Haris, Ümeyye b Halef ve E bu Cehil (Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1 , s 142) [123] Yemâmeli Müseylimetü'l-Kezzab "Rahmânü'l-Yemâme"diye anılırdı (Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c 7, s 443, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâyeve'n-nihâye, c 5, s 50) [124] Yanı nda açı k lanm ı ş b eyanatı hâvf sahife ler (E bu'l -Fi dâ, Tefsir, c 3, s 1 80, S uyutf, D ürru'l -m ensû r, c 4, s 2 03 [125] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c 1, s 31 5-31 9, Taberî, Tefsir, c 15, s 164-166, Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 198-199, Kurtubi,Tefsir, c 10, s 128-130, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 62-63, H âzi n, Tefsir, c 3, s 180 -181 , Suyûtî, D ürru'l -m e nsür, c 4, s 202-203 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/311-316 [126] En'âm: 4-11 [127] Ra'd: 31-32 [128] Furkan: 7-10 [129] Furkan: 20-21 [130] İsrâ: 90-97 [131] Ra'd: 30 [132] Sebe: 9 [133] Saffat: 176-177 [134] Nahl: 57 [135] Duhan: 14 [136] Kalem: 2 [137] Tûr: 29 [138] Kalem: 4-6 [139] Zâriyât: 52-53 [140] Yûnus 2 [141] Sâd:,4 [142] İsrâ: 47 [143] Buruc: 19,21, 22 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/317-321 [144] İbnİshak,İbnHişam, Sîre, c 1, s 321-322, Taben, Tefeîr, c 15, s 191, 192, Fahru'r-Râzî, Tefefr, c 21, s 82, Kurtubi, Tefar, c 10, s 346-347, İbn Se^id, Uyûnu'l-eser, c 1, s 108-109, Etau'l-Fidâ, Tefar, c 3, s 71-72, Suyuti Dürm'l-mensûr, c4, s 210 [145] Kehf 23-24 [146] Kehf 1-26, 83-98 [147] İsrâ: 85 [148] İbn İshakİbnHişam, Sîred, s 334-335 [149] Fussilet: 26 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/321-323 [150] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 321, Bevtıakf, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 202, Zehebî, TârîViu'l-İsJâm, s 157 [151] İbn Habib, Kitâbu'l-muhabber, s 161 [152] İbn İshak, İbn Hişam, Sîred, s 321, Taberî, Tefsir, c 13, s 182 [153] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 139-140 [154] İbn İshak, İbn Hişam, Sîrecl, s 321, Taberî, Tefsir, c 13, s 182, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 21, s 82 [155] İbn İshak, İbn Hişam, Sîrecl, s 383 [156] İbn İshak, İbn Hişam, Sîrecl, s 383-384, Taberî, Tefsir, c 13, s 182 Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 21, s 82 [157] İbn İshak, İbn Hişam, Sîrec1, s 321, Taberî, Tefsir, c 13, s 182 [158] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 384, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 88 [159] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 140-141 [160] Fâtır: 42, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 139 [161] İbn İshak, İbn Hişam, Sîrec1, s 321, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 139-140, Taberî, Tefsir, c 1 3, s 182 [162] Nahl: 103, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 1 40-1 41 [163] Furkan: 4-7, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 141 16Oİsrâ: 88 [164] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 140 [165] Kamer: 45 [166] Taberî, Târih, c 2, s 296 [167] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 367, Vâkıdî, Megâzî, c 1 ,s149 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/324-327 [168] A'râf 157-158 [169] Cum'a: 2 [170] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 2, s 52, Buhârî, Sahih, c 2, s 220, Müslim , Sahih, c 2, s 761, E bu Dâvud, Sünen, c 2,s 296, Nesai, Sünen, c 4, s 1 39 [171] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 322, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 6, s 232-233, Buhârî, Sahih, c 6, s 88, Müslim,Sahih, c 1, s 140-141, Taberî, Târih, c 2, s 205, Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 21 3-21 4, Beyhakî, Sünen, c 9, s 6 Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 5-6, Begavf, Mesâbihu's-sünne, c 2, s 174, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1 ,s 162, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 48, İbnSeyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 85-86, Zehebî, Târıhu'l-İslâm , s 117, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 3 [172] Ankebût: 48 [173] Yûnus 16 [174] Şûra: 52 [175] Buhârî, Sahih, c 8, s 148 [176] Mecm: 2-4 [177] el-Hâkka: 43-47 [178] Hûd: 36-48 [179] Hûd: 49 [180] Ali-iİmrân: 33-43 [181] Âli-İmrân: 44 [182] Yûsuf 4-101 [183] Yûsuf 102 [184] Kasas: 3-43 [185] Kasas: 44-46 [186] Yasin: 40 [187] Yasin: 38 [188] Enbiyâ: 30 [189] er-Rahmân: 7 [190] Fussilet: 11 [191] Neml: 88 [192] A'râf 172-173 [193] Hicr:22 [194] Nahl:68-69 [195] En'âm: 38 [196] İsrâ: 85 [197] Câsiye: 29 [198] İsrâ: 44 [199] Nemi: 61 [200] Yûnus: 92 [201] er-Rahmân: 33 [202] Şûra: 29 [203] M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/327-331 [204] Zemahşerî, Keşşaf, c 2, s 584, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 22, s 223 [205] İbn İshak, İbn Hişam, Sîred , s 384, Taberî, Tefsir, c17, s 96, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 198 [206] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 584, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 22, s 223 [207] İbn İshak, İbn Hisam, Sîred, s 384, Taberî, Tefsir, c 17, s 96, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 198 [208] İbn İshak, İbn Hisam, Sîrec4, s 59, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 266, Buhârî, Sahîh, c 5, s 92 [209] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 2, s 136, Buhârî, Sahih, c 5, s 92, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 1 20-1 21 [210] Enbiyâ: 98-100 [211] İbn İshak, İbn Hişam, c 1 , s 384-385, Taberî, Tefsir, c 17, s 96-9 7, Zemahşerî, Keşşâf, c 2, s 28 4, Farıhru'r-R âzfî Tefsir,c 22, s 2 23, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 198-199 [212] İbn İshak, İbn Hisam, c 1,s385, Taberî, Tefsir, c 1 7, s 97, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 199 [213] Vâhidi, Esbâbü'n-nüiûl, s 206 [214] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 385, Taberî, Tefsir, c 17, s 97, Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 206, Zemahşeri, c 2, s 584,Fahru'r-Râzî, c 22, s 222, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 1 99 [215] Zemahseri, Keşşaf, c 2, s 584, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 22, s 222 [216] Vâhidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 206 [217] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre,c1, s 385, Taberî, Tefsir, c 1 7, s 97, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 199 21 4 [218] Zemahseri, Keşşaf, c 2, s 584, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 22, s 223 [219] İbn İshak, İbn Hisam, c 1,s385, Taberî, c 17, s 97, Zemahşen, c 2, s 584 Fahru'r-Râzî, c 22, s 223, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 199 [220] İbn İshak, İbn Hisam, c 1,s385, Taberî, c 17, s 97, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 199 [221] Vâhidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 206 [222] Zemahşeri, c 2, s 584, Fahru'r-Râzî, c 22, s 223 [223] Vâhidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 206 [224] Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 206, Zemahşeri, c 2 , s 584, Fahru'r-Râzî, c 22, s 225 [225] Nesefİ, Medârik, c 4, s 121 -122 [226] Vâhidİ, Esbâbü'n-nüzûl, s 206 [227] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 584, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 22, s 223 [228] Nesefi, Medârik, c ,s122 [229] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 2 , s 223, Nesefi, Medârik, c 4, s 122 [230] Vâhidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 206 [231] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre,c1, s 385, Taberî, Tefsir, c 17, s 97, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 584 [232] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s385, Taberî, c 17, s 97, Zemahşeri, c 2, s 584 Fahru'r-Râzî, c 22, s 223, Ebu'l-Fidâ, c3, s 584 [233] Enbiyâ: 101-102 [234] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 385-386, Taberî, c 17, s 97, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 199 [235] Enbiyâ: 26-29 [236] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c1, s 386, Taberî, Tefsir, c 17, s 97, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 199 [237] Zuhruf 57-67 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/331-336 [238] Zemahşeri, Keşşaf, c 3, s 331, Ebussuud, Tefsir, c 7, s 180 [239] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 1, s 1 37 [240] Zemahşeri, c 3, s 331, Fahru'r-Râzî, c 26, s 107, Meseff, Medârik, c 3, s 14, Etau'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 581, Ebussuud, c7,s180 [241] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 387, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 137, Taberî, Tefsir, c 23, s 30, Fahru'r-Râzî, c26, s 107, Kurtubi, Tefsir, c 15, s 58, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 581, Hâzin, Tefsir, c 4,s 13, Beyzâvî, Tefsir, 2, s 286, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 5, s 270 [242] İbn İshak, İbn Hişam , c 1 , s 387, Belâzurî, c 1 , s 1 37, Zemahşeri, c 3, s 331, Fahru'r-Râzî, c 26, s 107, Nesefi, c 3,s 14, Kurtubi, c 15, s 58, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 581, Beyzâvî, c 2, s 286, Ebussuud, c 7, s 180, Suyûtî, c 5, s 270 [243] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 387, Belâzurî, c 1, s 137, Zemahşeri, c 3, s 331, s 581, Beyzâvî, c 2, s 286, Ebussuud,c 7, s 180, Suyûtî, c 5, s 270 [244] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 387, Belâzurî, c 1, s 137, Fahru'r-Râzî, c 26, s 1 07, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 581 [245] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s387, Fahru'r-Râzî, c 26, s 107, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 581 [246] Zemahşeri, c 3, s 331, Nesefi, c 3, s 14, Kurtubi, c 15, s 58, Hâzin, c 4, s 13 Beyzâvî, c 2, s 286 E bussuud, c 7,s 180 [247] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 387, Belâzurî, c 1, s 137, Taberî, Tefsir, c 23, s 30, Zemahşeri, c 3, s 331, Nesefi, c 3,s 14, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 581, Hâzin, c 4, s 13, Beyzâvî, c 2, s 286, Ebussuud, c 7, s 180, Suyûtî, c 5, s 270 [248] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 387 [249] Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 581 [250] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 387, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 137, Taberî, Tefsir, c 23, s 30, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 581 ,Suyûtî, Dürru'l-mensur, c 5, s 270 [251] Taberî, Tefsir, c 23, s 30, Suyûtî, c 5, s 270 [252] Suyûtî, D ürru'l-mensûr, c 5, s 270 [253] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 387, Taberî, c 23, s 31, Vahidi, E sbâbü'n-nüzûl, s 246, Zemahşerî, Keşşaf, c 3, s 331 ,Kurtubi, Tefsir, c 15, s 58, Nesefi, Medârik, c 3, s 14, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 581 [254] Taberî, c 23, s 31, Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 248, E bu'l-Fidâ, c 3, s 581 [255] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 387, Taberî, c 23, s 31 [256] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 387 [257] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 387, Taberî, c 23, s 31 , Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 246, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 581 [258] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 387, Taberî, c 23, s 31, Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 246, Zemahşeri, c 3, s 331, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 26, s 107, Kurtubi, c 15, s 58, Nesefi, c 4, s 1 4, Hâzin, Tefsir, c 4, s 13, Beyzâvî, Tefsir, c 2, s 286, Ebussuud,Tefsir, c 7, s 180 [259] Yasin: 36/77-83 [260] İsrâ: 17/49-52 [261] Kaf: 50/1-4 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/336-339 [262] Taberî, Tefsir, c 11, s 96, Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 228, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 17, s 75, Nesefi, Medârik, c 2, s 156, Hâzin, Tefsir, c 2, s 289, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 410, Beyiâvf, Tefsir, c 1, s 442 [263] Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 410 [264] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 17, s 55 [265] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 229, Hâzin, Tefsir, c 2, s 289 [266] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 17, s 57, Hâzin, Tefsir, c 2, s 289 [267] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 194, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 121, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s170, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 30, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 2, s 286-287 [268] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 229, Fahru'r-Râzî, c 1 7, s 57, Hâzin, c 2, s 289 [269] Zemahşeri, c 2, s 229, Nesefi, Medârik, c 2, s 156, Beyzâvî, Tefsir, c 1, s 442 [270] Zemahşeri, c 2, s 229, Fahru'r-Râzî, c 17, s 57, Nesefi, c 2, s 156, Beyzâvî, c 1 , s 442 [271] Fahru'r-Râzî, c 17, s 57, Hâzin, c 2, s 289 [272] Zemahşeri, c 2, s 229, Nesefi, c 2, s 156-157, Beyzâvî, c 1, s 442 [273] Fahru'r-Râzî, c 17, s 57, Hâzin, c 2, s 289 [274] Zemahşeri, c 2, s 229, Nesefi, c 2, s 157, Beyzâvî, c 1, s 442 [275] Hâzin, Tefsir, c 2, s 289 [276] Zemahşeri, c 2, s 229, Nesefi, c 2, s 157, Beyzâvî, c 1, s 442 [277] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 17, s 57 [278] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 229, Fahru'r-Râzî, c 1 7, s 57, Hâzin, Tefsir, c 2, s 289 [279] Zemahşeri, c 2, s 229, Nesefi, Medârik, c 2, s 156 [280] Hâzin, Tefsir, c 2, s 288 [281] Hâzin, c 2, s 288, Beyzâvî, Tefsir, c 1, s 442 [282] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 228 [283] Beyzâvî, Tefsir, c 1, s 442 [284] Zemahşeri, c 2, s 228, Beyzâvî, c 1, s 442 [285] Zemahşeri, c 2, s 228, Fahru'r-Râzî, c 17, s 57 [286] Hâzin, Tefsir, c 2, s 288 [287] Taberî, Tefsir, c 11, s 95, Kurtubi, Tefsir, c 8, s 319 [288] Zemahşeri, c 2, s 228, Kurtubi, c 8, s 319, Nesefi, Medârik, c 2, s 1 56 [289] Fahru'r-Râzî, c 17, s 56, Hâzin, c 2, s 288 [290] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 228 [291] Fahru'r-Râzî, c 17, s 56, Hâzin, c 2, s 288 [292] Beyzâvi, Tefsir, c 1, s 442 [293] Yûnus: 15-16 [294] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 388 [295] Taberî, Tefsir, c 30, s 330, Zemahşeri, Keşşaf, c 4, s 292, Nesefi, Medârik, c 4, s 380, Hâzin, Tefsir, c 4, s 417,Beyzâvî, Tefsir, c 2, s 579 [296] İbn İshak, İbn Hişam, c1, s 388, Taberî, c 30, s 331, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 144, Kurtubi, Tefsir, c 20, s 225,Hâzin, Tefsir, c 4, s 417, S uyut f, Dürru'l-mensûr, c 6, s 404 [297] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 388 [298] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 388, Taberî, c 30, s 331, Kurtubi, c 20, s 225, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 6, s 404 [299] Taberî, c 30, s 331, Kurtubi, c 20, s 227, Suyûtî, Dürr, c 6, s 404 [300] Vâhidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 307, Zemahşeri, c 4, s 292, Nesefi, c 4, s 380, Hâzin, c 4, s 417 [301] Taberî, Tefsir, c 30, s 331, Taberânf, Mu'cemu's-sağfr, c 1, s 265, Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 307, Zemahşeri, Keşşaf,c 4, s 292, Kurtubi, Tefsir, c 20, s 227-228, Nesefi, Medârik, c 4, s 380, Hâzin, Tefsir, c 4, s 417, Beyzâvî, Tefsir, c 2, s 579,Suyûtî, Dürru'l-mensur, c 6, s 404 [302] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 146 [303] İbn Kuteybe, Te'vflu Müşkili'l-Kur'ân, s 185 [304] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 144 [305] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 388, Taberî, c 30, 331, Kurtubi, c 20, s 225, Suyûtî, Dürr, c 6, s 404 [306] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 144 [307] İbn İshak, İbn Hişam , c 1, s 388, Taberî, c 30, s 331, Fahru'r-Râzî, c 32, s 144, Kurtubi, c 20, s 225, Suyûtî, Dürr, c6,5404 [308] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 144 [309] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 388, Taberî, c 30, s 331, Fahru'r-Râzî, c 32, s 144, Kurtubi, c 20, s 225, Suyûtî, c 6, s404 [310] Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 307, Zemahşeri, c 4, s 292, Nesefi, c 4, s 385, Hâzin, c 4, s 417 [311] En'âm: 14 [312] Zemahşeri, c 4, s 292, Nesefi, c 4, s 380, Hâzin, c 4, s 417, Suyûtî, c 6, s 404 [313] Zemahşeri, c 4, s 292, Fahru'r-Râzî, c 32, s 144, Nesefi, c 4, s 380, Hâzin, c 4, s 417, Suyûtî, c 6, s 404 [314] Taberî, Tefsir, c 30, s 331, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 1 44, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 6, s 404 [315] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 388, Taberî, c 30, s 331, Zemahşeri, Keşşaf, c 4, s 292, Fahru'r-Râzî, c 32, s 144, Nesefi, Medârik, c 4, s 380, Hâzin, 64-66 [316] Zümer: 64,66 [317] Kâfirûn: 1-6 [318] Zemahşeri, c 4, s 292, Fahru'r-Râzî, c 32, s 144, Nesefi, c 4, s 380, Hâzin, c 4, s 417, Suyûtî, c 6, s 404 [319] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 144 [320] Zemahşeri, c 4, s 292, Fahru'r-Râzî, c 32, s 144, Nesefi, c 4, s 380, Hâzin, c 4, s 417 |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #35 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''[321] Hâzin Tefsir c4 s 417 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/339-344 [322] Tirmizî, Sünen, c 5, s 432, Taberî, Tefsir, c 30, s 50, Hâkim, Müstedrek, c 2, s 514, Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 328-329, Kurtubi, Tefsir, c 19, s 212, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 6, s 314 [323] İbn İshakİbn Hişam, Sîred, s 389, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, 11, s 151, Kurtubi, Tefsir, c19, s 212 [324] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 4, s 209, Nesefi, Medârik, c 4, s 332, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 6, s 315 [325] Tirmizî, Sünen, c 5, s 432, Taberî, Tefen-, c 30, s 50, Hâkim, M üstedrek, c 2, s 514, Kurtubi, Tefsiri-, c 11 , s 211-212, Suyûtî, Dürr, c 6, s 314 [326] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 389 [327] İbn Ümmi Mektum, Hz Hatice'nin dayısı Kays'ın oğlu idi (İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 514) [328] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 209, Tirmizî, Sünen, c 5, s 432 [329] Tirm izf, Sünen, c 5, s 432, Taberî, Tefsir, c 30, s 50, Kurtubi, c 19, s 211 -212, E tau'l-Fidâ, Tefsir, c 4, s 470, S uyut f,Dürr, c, 6 s 314 [330] Belâzurî, Ensâb, c 1 , s 152, Taberî, c 30, s 51, Fahru'r-Râzî, c 31, s 54, Kurtubi, c 19, s 212, Nesefi, c 19, s 212 [331] İbn İshak, İbn Hisam, c 1, s 389, Taberî, c 30, s 51 , Ebu'l-Fidâ, c 4, s 470 [332] Fahru'r-Râzî, c 31, s 54, Kurtubi, c 19, s 212, Nesefi, c 4, s 332 [333] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 389-390 [334] İbn İshak, İbn Hisam, c 1, s 390, Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 328, Kurtubi, c 19, s 21 2, Nesefi, c 4, s 332 [335] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c 1, s 390 [336] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 209, Tirmizî, c 5, s 432, Taberî, c 30, s 51 [337] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 390 [338] Abese: 1-16 [339] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 4, s 209, Taberî, Tefefr, c 30, s 51, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 31, s 54, Nesefi, Medârik, c 4,s 332, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 4, s 470-471 [340] Taberî, Tefsir, c 30, s 51 , Fahru'r-Râzî, c 31, s 54, Kurtubi, Tefsir, c 19, s 21 2, Ebu'l-Fidâ, c 4, s 471 [341] Taberî, c 30, s 51, E bu'l-Fidâ, c 4, s 471 [342] Fahru'r-Râzî, c 31, s 54, Kurtubi, c 19, s 212, Nesefi, c 4, s 332, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 490 [343] Taberî, c 30, s 51, Fahru'r-Râzî, c 31, s 54, Kurtubi, c 1 9, s 213, Nesefi, c 4, s 332, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s490 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/344-346 [344] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 308-309 [345] İbn Sa'd, Tabak âtü'l-kübrâ, c 3, s 233, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 404, İbn Mâce, Sünen, c 1, s 53, Belâzurî,Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 158, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 284, Ebu Nuaym , Hilyetu'l-evliya, c 1, s 1 49, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c2, s 282 İbn Abdilbetr, İstiâb, c 1, s 179, Muhibbüt-Taben, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 74, Zehebî, Târîhu'l-İsiâm, s 217, Ebu'l-Fidâ,el-Bidâye ye'n-nihâye, c 3, s 28 [346] İbn Sa'd, c 3, s 233, Ahmedb Hanbel, c 1S404, İbn Mâce, c 1, s 53, Hâkim, c 3, s 284, Ebu Nuaym, c1 ,s149,Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 281, İbn Abdilberr, c 1, s 179, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 74, Zehebî, s 217, Ebu'l-Fidâ, c 3, s28 [347] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 339, Taberî, Târih, c 2, s 220, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 66, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser,c 1, s 100, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 57, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1 , s 478 [348] İbn İshak, İbn Hisam, c 1,s339, Taberî, c 2, s 220, İbn Esir, c 2, s 66, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 57, Halebî, c 1S478 [349] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c 1, s 339, Taberî, Târîh, c 2, s 220, İbn Esîr Kâmil, c 2, s 66, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c1, s 1 00, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 57, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 475 [350] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 339, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 66, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 57 [351] İbn Sa'd, Tabak âtü'l-kübrâ, c 8, s 261-265, İbn Kuteybe, Kitâbu'l-maârif, s 112, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 160,Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 281-282, İbn Abdilberr, İstiâb, c 4, s 1865, Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 430, Süheylî, Ravdu'lünüf, c 3, s 2 20, İ bn Esîr, K âmil, c 2, s 67, Kurtubi, Tefsir, c 10, s 180, Zehebî, Târîhu'l -İ si âm, s 21 7-21 8, E b u'l-F idâ, el-Bi dâyeve'n-nihâye, c 3, s 59, İbn Hacer, el-İsâbe, c 3, s 648, Halebî, İnşân, c 1, s 483 [352] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s342, Belâzurî, c 1,s198, İbn Esîr, c 2, s 70, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 59, Halebî, c 1, s 478 [353] Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 478 [354] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c 1, s 342-343, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 1 97, Zehebî, Târîhu'l-İ slâm, s 219, E bu'l-Fidâ, c 3,s 59 [355] Belâzurî, Ensâb, c 1, s 197, Zehebî, Târîhu'l-İslâm , s 219, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 59 [356] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s343, Zehebî, s 219, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 59 [357] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 343, Belâzurî, c 1, s 197, Zehebî, s 21 9 [358] İ bn İshak, İ bn Hişam , Sîre, c 1, s 343, Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 197, İbn Kayyı m, Zâdu'l-mead, c 2, s 49, Zehebî,Târîhu'l-İ slâm, s 219 [359] Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 197 [360] Nahl: 106 [361] Taberî, Tefsir, c 14, s 181, Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 190, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 59 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/346-349 [362] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 282, Taberî, TârıTı, c 2, s 220, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 65, İbn Seyyid, Uvûnu'l-eser,c1,s100 [363] İbn İshak, İbn Hişam, Sîrec1, s 287-288, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 49 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/349-350 [364] İbn İ shak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 309-31 0, fihm ed b Han bel, Müsned, c 2, s 218, Taberî, Târih, c 2, s 223, Beyhakî,Delâil, c 2, s 275-276, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 187-188, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 164-165, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâyeve'n-nihâye, c 3, s 46, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 15-16, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1 , s 423 [365] Taberî, Târih, c 2, s 223, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 276 [366] İbn İshak, İbn Hişam, c 1 , s 310, Ahmed b Hanbel, c 2, s 218, Taberî, c 2, s 223, Beyhakî, c 2, s 276, Ebu'l-Ferec,d ,s188, Zehebî, s 165, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 46, Halebî, c 1, s 473 [367] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 310, Zehebî, Târıhu'l-İslâm, s 165, M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/350-352 [368] Hatta insan terslerini ve kokmuş şeyleri (İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 70) [369] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 201, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 1 31, Taberî, Târîh, c 2, s 229, Ebu'l-Ferec İbnCevzî, el-Vefâ, c 1, s 182, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 21 [370] İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 70 [371] Ezrakî Ahbâru Mekke c 2 s 200 Taberî Târih c 2 s 197 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/352 [372] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c1, s 380, Belânın, Ensâbu'l-eşrâf, c 1,s12O [373] Fahru'r-R âzı, Tefsir, c 32, s 171, Hâzin, Tefsir, c 4, s 425, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 4, s 564 [374] Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 4, s 564 [375] Kurtubİ, Tefsir, c 20, s 240 [376] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 171, Kurtubi, Tefsir, c 20, s 240, Nesefi, Medârik, c 4, s 382, Hâzin, Tefsir, c 4, s 425,Beyzâvî, Tefsir, c 2, s 581, E bussuud, Tefsir, c 9, s 211 [377] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c 1, s 380, Taberî, Tefsir, c 30, s 338, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 171 [378] Belâzulî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 122, Taberî, Tefsir, c 30, s 339, Hâzin, Tefsir, c 4, s 425 [379] Taberî, Tefsir, c 30, s 338-339 [380] Zemahşeri, Ke ssâf, c 4, s 297, F ahru'r-R â zf, Tefsir, c 32, s 171,1 73, M eseff, M edârik, c 4, s 38 2, 383 [381] Taberî, c 30, s 339, Fahru'r-RâzT, c 32, s 171 , Kurtubi, c 20, s 240, Nesefi, c 4, s 382, Hâzin, c 4, s 425, Beyzâvî,c2,s581,Ebussuud,c9,s 211 [382] Taberî, Tefsir, c 30, s 338 [383] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 380, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 122, Taberî, c 30, s 339, Fahru'r-Râzî, c 32, s 171, Kurtubi,c 20, s 240, Nesefi, c 4, s 382, Beyzâvî, c 2, s 581, E bussuud, c 9, s 211 [384] Taberî, Tefsir, c 30, s 339, Kadı I yaz, eş-Şifâ, c 1, s 291 [385] Kurtubi, Tefsir, c 20, s 240, Ebussuud, c 9, s 211 [386] Taberî, c 30, s 339, Kadı I yaz, eş-Şifâ, c 1, s 291, Kurtubi, c 20, s 240 Ebussuud, c 9, s 211 [387] Tebbet: 1-5 [388] İbn İshak, İbn Hisam, c 1, s 380, İbnSa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 200, Ahmed b Hanbel, Müsned, c1 ,s 281, Buhârî,Sahih, c 6, s 17, Müslim , Sahih, c 1,s194, Belâzurî, Ensâb, c 1S120,121, Taberî, Târih, c 2, s 216, Beyhakî, Delâil, c 2, s183, Begavf, Mesâbfhu's-sünne, c 2, s 175, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 184, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 60-61 [389] [390] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 381, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 316, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 1 23, Beyhakî,D el âil ü'n-nübüvve, c 2, s 195, Kadı Iyaz,eş-Şifâ,c1, s 291 , F ahru 'r-R âzf, Tefsir, c 32, s 17 3, M uhi bbüt-Ta berf, R ı yâdu 'n-n adrâ,c 1, s 81, K urt ubf, Tefsir, c 20, s 234, İ bn Seyyi d, U yun u'l-eser, c 1, s 102, Zeheb f, T ârfh u'l-İ si âm, s 147, E bu'l -Fi dâ, Tefsir, c 4,s 565, Diyarbekrî, Hamfs, c 1, s 288 [391] İbn İshak, İbn Hişam, c1 , s 381, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 123, Beyhakî, c 2, s 195, Kadı lyaz, c 1, s 291 , Fahru'r-Râzî, c 32, s 172, Muhibbü't-Taberî, c 1, s 81, Kurtubi, c 20, s 234, Zehebı, s 147, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 4, s 565 * Hicr'de (Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 316) [392] İbn İshak, İbn Hişam, t 1, s 381-382, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 316, Beyhakî, c 2, s 195, Fahru'r-Râzî, c32, s17, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 81, Kurtubi, Tefsir, c 20, s 234, Zehebî, Târih, s 147, Ebu'l-Fidâ, c 4, s 565, Diyarbekrî, Hamfs, c1,s 288 [393] Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 316, Beyhakî, c 2, s 195, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 80, 81, İbn Seyyid, Uyun, c 1 , s 103,Ebu'l-Fidâ, c 4, s 565 [394] Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 316 [395] Ebu Nuaym, D el âil ü'n-nübüvve, c 1, s 193, İbn Seyyid, Uyun, c 1, s 103, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 62 [396] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 172 [397] Beyhakî, Delâil, c 2, s 195, Fahru'r-Râzî, c 32, s 1 72, Muhibbü't-Taberî, c 1, s 81, Zehebî, s 147, Ebu'l-Fidâ, c 4, s565 [398] Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 316 [399] Ebu Nuaym, c 1, s 193, İ bn Seyyid, c 1 , s 103, Ebu'l-Fidâ, c 4, s 565 [400] Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 316, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 103 [401] E b u N uaym Delâil ü'n-nübüvve, c 1, s 193, E bu 'I-Fi dâ, Tefsir, c 4, s 565, K asta lânf, M evâ hibu'l -ledün niye, c 1, s 6 2 [402] Ezrakî, c 1 , s 316, Ebu Nuaym, c 1, s 193, Beyhakî, c 2, s 195, Fahru'r-Râzî, c 32, s 172, Muhibbüt-Taberî, c 1,s81, İbn Seyyid, c 1, s 103, 147, Ebu'l-Fidâ, c 4, s 565 [403] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 381, Ezrakî, c 1, s 316, Belâzurî, c 1, s 81, Kurtubi, c 20, s 234, Ebu'l-Fidâ, c 4,s 565 [404] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c1, s 381, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 316, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 123, Kadı lyaz, eş-Şifâ, c1, s 291 [405] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 123 [406] Diyarbekrî, Târıhu'l-hamıs, c 1, s 288 [407] İbn İshak, İbn Hişam, c1, s 381, Ezrakî, c 1, s 316, Belâzurî, c 1, s 123, Beyhakî, c 2, s 195, Kadı lyaz, c1, s 291 ,Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 172, Muhibbüt-Taberî, R ı yâdu 'n-n adrâ, c 1, s 81, Kurtubi, Tefsir, c 20, s 234, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1 , s 103, Zehebî, Târıhu'l-İslâm, s 147, Ebu'l-Fidâ, c 4, s 565, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 62, Diyarbekrî,Hamfs, c1, s 288 [408] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 123 [409] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 381, Ezrakî, c 1, s 316, Kurtubi, c 20, s 234 [410] Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 316 [411] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 122, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 147 [412] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 381-382, Belâzurî, c 1, s 122, Fahru'r-Râzî, c 32, s 172, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 80,Kurtubi, t 20, s 234, Zehebî, s 147, Ebu'l-Fidâ, c 4, s 565, Kastalani, İrşâdü's-sârf, c 6, s 25, Diyarbekrî, c 1,s288 [413] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s 381, Belâzurî, c 1, s 123, Kadı Iyaz c1, s 291, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 81, Kurtubi, c20, s 234 [414] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 195, Fahru'r-Râzî, c 32, s 172, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 81, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 103, Zehebî, s 147, Ebu'l-Fidâ, c 4, s 565 [415] Muhibbüt-Taberî, c 1, s 81, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 62 [416] Ebu Nuaym , Delâil, c 1, s 194, İbn Seyyid, c 1, s 103, Ebu'l-Fidâ, c 4, s 565, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 62 [417] Beyhaki, D el âil ü'n-nübüvve, c 2, s 195, F ahru'r-Râ zf, c 32, s 172, M u hibbü't-Taberî, c 1, s 81, Ze hebi, T ârıhu'l -İslâm, s 147 [418] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 193, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 103, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 4, s 565 [419] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 382, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 195, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 32, s 172, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 81, Kurtubi, Tefsir, c 20, s 234-235, Zehebî, Târıhu'l-İslâm, s 1 47 [420] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 234-235, Zehebî, Târıhu'l-İslâm, s 147 [421] Bedrüddin Aynf, Umdetu'l-kârf, c 16, s 97 [422] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 382, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 2, s 244, Buhârî, Sahih, c 4, s 162, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 194, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 81, Bedrüddin Aynf, Umdetu'l-kârf, c 16, s 97, Kastalani, İrşâdü's-sârf, c 25 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/352-356 [423] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 384, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 18, İbn Hacer, el-İsâbe, c 4, s 490 [424] İ bn Sa'd, Tabakâtü'l-kü brâ, c 8, s 3 6-3 7, Be yhak f, D el âil, c 2, s 338-339, İ bn Esîr, U sdu "l-gâbe, c 7, s 38 4, H ey sem f, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 18 [425] Beyhakî, Delâil, c 2, s 339, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 18 [426] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 339 [427] Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 18 [428] Beyhakî, Delâil, c 2, s 339, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 18 [429] Belâzurî, Ensâbu'l-esrâf, c 1, s 131, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 19 [430] Beyhakî, Delâil, c 2, s 339, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 19 [431] Belâzurî, Ensâb, c 1, s 131, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 1 9 [432] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 339 [433] Beyhakî, Delâil, c 2, s 339, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 19 [434] Belâzurî, Ensâb, c 1, s 131, Beyhakî, Delâil, c 1, s 339 [435] Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 19 [436] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 131 [437] Heysemî Mecmau'z-zevâid, c 6, s 19 [438] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 339 [439] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 339 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/356-358 [440] Zerka', Havran'dadır (Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, t 1, s 131) [441] Beyhakî, Delâil, c 2, s 339, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 19 [442] Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 19 [443] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 131 [444] Belâzurî, Ensâb, c 1, s 131, Beyhakî, Delâil, c 2, s 339, Heysemî, Meanau'z-zevâid, c 6, s 19 [445] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 131 [446] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 338 [447] İbn Sa'd'dan naklen Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 147 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/358-359 [448] Buhârî, Sahih, c 1, s 65,131, Müslim,Sahih, c 3, s 141 8, Nesai, Sünen, c 1, s 162 Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2,s 279, Zehebî, Târihu'l-İslâm , s 216, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 62 [449] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 417, Buhârî, Sahih, c 1, s 65,131, Müslim, Sahih, c 3, s 141 8, Belâiurî, Ensâb, c1, s 125, Beyhakî, Delâilc 2, s 279, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c1 ,s 190, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 103, Zehebî,Târihu'l-İslâm, s 216, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 44, Heysemî, Mecmau'i-ievâid, c 6, s 17, Kastalani, Mevâhib, c1, s 62 [450] Ahmed b Hanbel, c 1, s 417,Buhârî, c 1, s 131, Müslim, c 3, s 1419, Nesai, Sünen, c 1, s 162, Beyhakî, c 2, s279, Ebu'l-Ferec, c 1, s 1 90, Zehebî, s 216, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 44, Diyarbekrî, Hamfs, c 1, s 292 [451] Buhârî, c 1, s 65, Müslim, c 3, s 1418, Beyhakî, c 2, s 279 [452] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 397, Ebu Nuaym , Delâil, c 1, s 266-267, Heysemî, Mecmau'i-ievâid, c 1, s 17 [453] Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 267, Heysemî, Mecmau'i-zevâid, c 6, s 17 [454] Ahmed b Hanbel, c 1, s 397, Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 267, Heysemî, c 6, s 17 [455] Belâiurf, Ensâbu'l-esrâf, c 1, s 125, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Heysemî, c 6, s 17 [456] Ahmed b Hanbel, c 1, s 397, Müslim, Sahih, c 3, s 1419, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 279, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 216 [457] Ahmed b Hanbel, c 1,s417, Buhârî, Sahih, c 1 , 65, 131, Müslim, c 3, s 1418, Nesai, Sünen, c 1,s162, Beyhakî,c 2, s 279, Zehebî, s 216, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 44, Heysemî, Mecmau'i-ievâid, c 6, s 17, Diyarbekrî, Hamfs, c 1, s 292 [458] Müslim, c 3, s 1418, Beyhakî, c 2, s 279, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 103, Zehebî, s 216 [459] Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 286 [460] Nesai, Sünen, c 1 , s 162, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 103 [461] Ahmed b Hanbel, c 1, s 417, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 190, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 44, Diyarbekrî, c 1, s 292 [462] Belâzuri, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 125, Heysemî, Mecmau'i-zevâid, c 6, s 17 [463] Buhârî, Sahih, c 1, s 1 31, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 62, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 469 [464] Müslim, c 3,5141 8,Belâzurî,c 1,s 125, Ebu Nuaym,c1,s 267, Beyhakî, c 2, s 279, İbn Seyyid, c1, s 104, Zehebî,s 216, Halebî, c 1, s 469 [465] Buhârî, c 1, s 131, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c 9, s 7, Kastalani, c 1 , s 62, Halebî, c 1, s 469 [466] Buhârî, c 1 , s 131, Müslim, c 3, s 1418, Belâiurf, c 1, s 1 25, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Beyhakî, Sünen, c 9, s 7,Heysemî, c 6, s 17, Kastalani, c 1, s 62, Halebî, c 1, s 469 [467] Ahmed b Hanbel, c 1, s 417, Buhârî, c 1, s 65, Müslim, c 3, s 1418, Beyhakî, Delâil, c 2, s Ebu'l-Ferec, c 1, s 1 ,s 190, Zehebî, s 21 6, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 44, Kastalani, c 1 ,s62 [468] Buhârî, c 1, s 131 , Belâiurf, c 1, s 125, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Nesai, Sünen, c 1 , s 1 62, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ,c 9, s 7, Heysemî, c 6, s 18, Kastalani, c 1, s 62, Halebî, c 1, s 469 [469] Buhârî, c 1, s 131, Beyhakî, Sünen, c 9, s 7, Kastalani, c 1, s 62, Halebî, c 1S469 [470] Buhârî, c1, s 131 Müslim, c 3, s 1 418, Beyhakî, Delâil, c 2, s 279, Zehebî, s 216 Kastalani, c 1, s 62, Halebî, c1,s 469 [471] Ahmed b Hanbel, c 1, s 417, Buhârî, c 1, s 65, Ebu Nuaym, c 1 , s 267, Beyhakî, c 2, s 279, Ebu'l-Ferec, c 1, s190, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 44, Diyarbekrî, c 1, s 292 [472] Buhârî, Sahih, c 1, s 131 , Müslim , Sahih, c 3, s 1418, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 279, Zehebî, Târihu'l-İslâm ,s 216, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 62, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 469 [473] Buhârî, c 1, s 65, 131, Müslim, c 3, s 141 8, E bu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c 1 , s 267, Nesai, Sünen, c 1, s 162,Beyhakî, Delâil, c2,s 279, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s1 03, Zehebî, s 216,Heysemî, Mecmau'i-ievâid, c 6, s 18, Kastalani,c1, s 62, Halebî, s 469 [474] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 417, Buhârî, c 1, s 65,131, Müslim ,c3, s 141 8 Ebu Nuaym, c 1, s 267, Nesai, Sünen, c 1, s 162, Beyhakî, c 2, s 279, E bu'l-Ferec, c 1, s 190, İbn Seyyid, c 1, s 103, Zehebî, s 216, Heysemî, c 6, s 18,Kastalani, s 62, Halebî, s 469 [475] Ahmed b Hanbel, c 1, s 41 7, Ebu'l-Ferec İbn Cevif, el-Vefâ, c 1, s 190, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 44,Diyarbekrî, c 1 , s 292 [476] Buhârî, c 1, s 65, Müslim, c 3, s 1418, İbn Seyyid, c1 ,s1O3, Zehebî, s 21 6 [477] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 125, Nesai, Sünen, c 1, s 162, E bu Nuaym, c 1, s 267, Beyhakî, c 2, s 279, Heysemi ,c 6, s 18 [478] Ahmed b Hanbel, c 1, s 417, Buhârî, c 1, s 65, Müslim, c 3, s 1 418, Beyhakî, c 2, s 279, Ebu'l-Ferec, c 1S190, Zehebî, s 216, E bu'l-Fidâ, c 3, s 44 [479] Buhârî, c 1,3131, Belâiurf, c 1, s 125, Nesai, c 1, s 62, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Heysemî, c 6, s 6, s 18, Halebî,c1, s 469 [480] Ahmed b Hanbel, c 1, s 417, Müslim, c 3, s 1418, Nesai, c 1, s 1 62, Beyhakî, c 2, s 279, Ebu'l-Ferec, c 1, s 190, Zehebî, s 216, E bu'l-F idâ, c 3, s 44, Kastal ânf, c 1, s 62, Diyarbekrî, c 1, s 292 [481] Ahmed b Hanbel, c 1, s 393, Belâiurf, c 1,s125, Nesai, c 1,s162, Ebu Nuaym, c 1,s267, Beyhakî, c 2, s 279, Heysemî, c 6, s 18, Kastalani, c 1, s 62, Halebî, c 1, s 469 [482] Buhârî, Sahih, c 1, s 65,132 [483] Buhârî, c 1, s 65,132, Müslim, c 3, s 1418, Belâiurf, c 1, s 1 25, Nesai, c 1, s 162, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Beyhakî, c 2, s 279 [484] Ahmed b Hanbel, c1, s 417, Buhârî, c 1, s 65, Nesai, c 1, s 162, Ebu'l-Ferec, c 1,s19O, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 44 [485] Buhârî, c 1, s 132, Müslim, c 3, s 1 418, Belâiurf, c 1, s 125, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Beyhakî, c 2, s 279, Zehebî, s 216, Heysemî, c 6, s 18, Kastalani, c 1, s 62, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1 , s 469 [486] Buhârî, c 1, s 132, Müslim, c 3, s 1418, Beyhakî, c 2, s 279, Zehebî, s 216 [487] Buhârî, c 1, s 132, Beyhakî, Sünen, c 9, s 7, Halebî, c 1,s469 [488] Buhârî, c 1, s 132, Müslim, c 3, s 1418, Beyhakî, Sünen, c 9, s 7, Delâil, c 2, s 279, Zehebî, s 216, Kastalani, c 1 ,s 62, Halebî, c 1,5469 [489] Ahmed b Hanbel, c 1, s 417, Buhârî, c 1, s 65, Müslim , c 3, s 1418, Beyhakî, Sünen, c 9, s 7, Ebu'l-Ferec, c 1 , s190,Ebu'l-Fidâ, c 3, s 44, Kastalani, c 1, s 62, Diyarbekrî, c 1, s 292 [490] Ahmed b Hanbel, c 1, s 393, Buhârî, c 1, s 65, Müslim, c 3, s 1418, Beyhakî, c 2, s 279, Zehebî, s 216 [491] Buhârî, Sahih, c1, s 65 [492] Müslim, Sahih, c 3, s 141 8, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Beyhakî, c 2, s 279, Zehebî, s 21 6, Heysemî, Mecmau'i-zevâid,c 6, s 18 [493] Müslim, c 3, s 1418, Beyhakî, c 2, s 279, Zehebî, s 216, Halebî, c 1 , s 469 [494] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 267, Heysemî, Mecmau'i-ievâid, c 6, s 18 [495] Müslim, Sahih,c 3, s 1418, Beyhakî,Delâilü'n-nübüvvec 2,s 279, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 217, Heysemî, Mecmau'i-levâid, c 6, s 18, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 469 [496] Buhârî, Sahih, c1, s 132, Müslim, Sahih, c 3, s 1418, Beyhakî, Delâil, c 2, s 279, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c1, s 62, Halebî, c1, s 469 [497] Buhârî, c 1 ,s 1 32, Müslim, c 3, s 1418, Nesai, Sünen, c 1, s 162, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c 9, s 7, Delâil, c 2, s279, Zehebî, Târihu'l-İslâm, s 216, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1 , s 62 [498] Buhârî, c 1, s 132, Nesai, c 1, s 162, Kastalani, c 1, s 62 [499] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 417, Buhârî, c 1 , s 132, Müslim, c 3, s 1418, Belâiurf, c 1, s 125, Nesai, c 1 ,s162, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Beyhakî, c 2, s 279, Ebu'l-Ferec, c 1, s 1 90, Zehebî, s 216, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 44, Heysemî, c 6,s 18, Kastalani, c 1, s 62, Diyarbekrî, Hamfs, s 1,s293, Halebî, c 1,s469 [500] Ahmed b Hanbel, c 1, s 393, Müslim, c 3, s 1419, Beyhakî, c 2, s 279 [501] Buhârî, c 1 , s 132, Müslim, c 3, s 1419, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Beyhakî, c 2, s 279, Zehebî, s 21 6, Heysemî, c 6,s 18, Kastalani, c 1, s 62 [502] Belâiurf, Ensâbu'l-esrâf, c 1, s 125, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Heysemî, c 6, s 18 [503] Heysemî, Mecmau'i-ievâid, c 6 s 18 [504] Buhârî, c1, s 132, Müslim, c 3, s 1 418, Nesai c 1,s162, Ebu Nuaym, c1, s 267, Beyhakî, c 2, s 279, Zehebî, s217, Heysemî, c 6, s 18, Kastalani, c 1, s 62, Halebî, c 1, s 470 [505] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 2, s 23, Müslim , c 3, s 1420, Beyhakî, c 2, s 279 [506] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 397 [507] İbn Sa'd, Tabakât, c 2, s 23, Ahmed b Hanbel, c 1, s 397, Müslim, c 3, s 1420 [508] Müslim, c 3, s 1418, Beyhakî, c 2, s 279, Zehebî, s 216 [509] Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 217 [510] İbn Sa'd, c 2, s 23, Ahmed b Hanbel, c 1, s 397, Nesai, c 1, s 162, Beyhakî, c 2, s 280, Zehebî, s 21 6, Heysemî,c 6, s 18, Halebî, c 1, s 470 [511] Buhârî, c 1, s 65, Müslim, c 3, s 1418, Nesai, c 1, s 1 62, Beyhakî, c 2, s 280, Zehebî, s 216, Heysemî, c 6, s 18,Halebî, c1, s 470 [512] Buhârî, c 1 , s 132, Müslim, c 3, s 1 418, Belâiurf, c 1, s 125, Nesai, c 1, s 162, E bu Nuaym, c 1, s 267, Beyhakî,c 2, s 280, Zehebî, s 217, Heysemî, c 6, s 18, Kastalani, c 1,s62, Halebî, c 1,s47O [513] Buhârî, Sahih, c 1, s 132, Müslim, Sahih, c 3, s 1418-1419, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 267, Zehebî,Târihu'l-İslâm, s 217, Heysemî, Mecmau'i-zevâid, c 6, s 18, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 470 [514] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 393, 417, Müslim , c 3, s 1419, Zehebî, s 217, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c3, s 44, Diyarbekrî, Hamfs, c 1, s 293 [515] Müslim, c 3, s 1 418, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 280, Zehebî, s 217, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 44, 45, Halebî, c 1,s470 [516] Buhârî, Sahih, c1, s 65 [517] Müslim, c 3, s 1419, Beyhakî, c 2, s 280, Zehebî, s 217, E bu'l-Fidâ, c 3, s 44, 45, Halebî, c 1, s 470 [518] Nesai, Sünen, c 1S162 [519] Müslim, c 3, s 1419, Beyhakî, c 2, s 280 [520] Buhârî, Sahih, c1, s 65 [521] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 2, s 23, Ahmed b Hanbel, c 1, s 397 [522] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 280 [523] Ahmed b Hanbel, c 1, s 417, Buhârî, c 1, s 65, Diyarbekrî, c 1, s 293 [524] Ahmed b Hanbel, c 1, s 417, Müslim, c 3, s 1419, Diyarbekrî, c 1, s 293 [525] İbn Sa'd, c 2, s 23, Ahmed b Hanbel, c 1, s 397, Buhârî, c 1, s 132, Müslim , c 3, s 1419, Nesai, c 1, s 162, Ebu'l-Ferec İbn Cevif, el-Vefâ, c 1, s 191, Zehebî, s 216, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 62, Halebî, c 1, s 470 [526] Müslim, Sahih, c 3, s 1419, Beyhakî, Delâil, c 2, s 280 [527] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 2, s 23, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 397, Müslim, Sahih, c 3, s 1 420, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 280 [528] Ahmed b Hanbel, c 1, s 417,puhârî, Sahih, c 1, s 132, Müslim, c 3, s 1419 Ebu'l-Ferec İbn Cevif, el-Vefâ, c1 ,s191,Zehebî, Târihu'l-İslâm, s 217, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1 , s 62, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 470 [529] Ahmed b Hanbel, c 1, s 393, Müslim, c 3, s 1419 [530] Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 267, Heysemî, Mecmau'i-zevâid, c 6, s 18 [531] Belâiurî, Ensâbu'l-esrâf, c 1, s 125, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Heysemî, c 6, s 18 [532] Belâiurî, Ensâb, c 1 , s 125, Ebu Nuaym, c 1, s 267 [533] Ebu Nuaym, c 1, s 267, Heysemî, c 6, s 18 [534] Heysemî, Mecmau'i-ievâid, c 6, s 18 [535] Belâiurî, c 1, s 125, Ebu Nuaym, c 1, s 267, Heysemî, c 6, s 18 [536] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 267 [537] Ebu Nuaym, c1, s 267, Heysemî, c 6, s 18 [538] Belâiurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 125 [539] Ebu Nuaym, c1, s 267, Heysemî, c 6, s 18 [540] Belâiurî, c 1, s 125, Ebu Nuaym, c1, s 267, Heysemî, c 6, s 18 [541] Ebu Nuaym, c1, s 267, Heysemî, c 6, s 18 [542] Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 267 [543] Ebu Nuaym, c 1, s 267, Heysemî, c 6, s 18 [544] Belâiurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 125, Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 267, Heysemî, Mecmau'i-zevâid, c 6, s 18 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/359-366 [545] İbnEbi Şeybe, Musannef, c 14, s 297, Ahmed b HanbelMüsnedc 2, s 204 Buhârî, Sahîhc 6, s 34-35, E bu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 209, Beyhakî, Delâil, c 2 , s 274, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 190, Zehebî, Târîhu'l-İslâm , s 215, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 46, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 16 [546] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 31 5, 319, Taberî, Tefsir, c 15, s 164-166, Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 198-199, Kurtubi,Tefsir, c 10, s 128 -130, E bu 'I-Fi dâ, Tefsir, c 3, s 62-63, H âlin, Tefsir, c 3, s 180-181, Suy utf, D ürru'l-m ensûr, c 4, s 202, 203 [547] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 319, Taberî, Tefsir, c 15, s 166, Ebu Nuaym, Delâil, c 1 , s 205, 206, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 190, Zehebî, Târîhu'l-İslâm , s 153-154 [548] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c 1, s 319, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 205-206, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 1 90, Zehebî, Tâıfhu'l-İslâm, s 153-154 [549] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c 1, s 319-320, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 206, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 190, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 108, Zehebî, Târîhu'l-İslâm , s 1 53-1 54, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 4243 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/366-368 [550] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 166-167, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 86, İbn Hacer, el-İsâbe, c 3, s 410 [551] Beyhakî, Delâil, c 2, s 167, İbn Esir, Usdu'l-gâbe, c 3, s 86 [552] Beyhakî, Delâil, c 2, s 167, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 86, İbn Hacer, c 3, s 41 0 [553] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 3, s 215, Hâkim , Müstedrek, c 3, s 369, Beyhakî, Delâil, c 2, s 166-167, İbn Esîr, Usd,c 3, s 86, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 2, s 336, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 140, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s29 [554] İbn Kuteybe, Kitâbu'l-maârif, c 101, Beyhakî, Delâil, c 2, s 167, İbn Esîr, Usd, c 3, s 86, İbn Hacer, c 3, s 410 [555] İbn Sa'd, c 3, s 215, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 369, Beyhakî, c 2, s 167, İbn Esîr, c 3, s 86, Muhibbüt-Taberî, c 2,s 336, Zehebî, s 140, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 29, İbn Hacer, c 3, s 410 [556] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 86 [557] İbn Sa'd, c 3, s 215, Hâkim, c 3, s369, Beyhakî,c 2, s 167, İbn Esîr, c 3, s 86, Muhibbüt-Taberî, c 2, s 336, Zehebî, s 140, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 29 [558] Beyhakî, Delâil, c 2, s 167, İbn Esîr, Usd c 3, s 86 [559] Buhârî'nin Târîh'inden naklen İ bn Hacer, el-İsâbe, c 3, s 410 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/368-369 [560] Hâkim , Müstedrek, c 3, s 360 E bu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 89, Muhibbül-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 2, s 353, İ bn H acer, c 1, s 545, Ta berâ nfden nakl en H eyse m T, M ecm au'i-zevâid, c 9, s 151 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/369 [561] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 3, s 55, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 446 [562] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 55 [563] Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 446 [564] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 55, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1 , s 446 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/369-370 [565] İbn Sa'd, c 3, s 116, (tan Abdilbeır, lstiâbc4, s 1474, IbnEsîr, Usd, c 5, s 181, IbnHacer, el-lsâbe, c 3, s 421 [566] İbn Sa'd, c 3, s 116, İbn Esir, c 5, s 181, İtan Hacer, c 3, s 421 [567] İbn Sa'd, c 3, s 116-117, İbn Aicdilberr, İstiâb, c 4, s 1473, İbn E ar, Usd, c 5, s 181 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/370 [568] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 156 [569] İbn İshak, İtan Hişam, Sîre, c1, s 339-340, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 196-197, İbn Abdilberr, İstiâb, c 4, s 1849 [570] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 195 [571] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 196, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 69 [572] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 340, Belâzurî, c 1, s 196, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 218, Hâzin, Tefsir, c 4, s 385 [573] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 196, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 69, Usd,c7, s 123, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 482 [574] Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 1 28, Kastalani, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 66 [575] Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 482 [576] Belâzurî, Ensâb, c 1, s 196, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 69, Usd, c 7, s 123 [577] Belâzurî, c 1, s 196; İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 69, Usd, c 7, s 123, Halebî, c 1, s 482 [578] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 340, Beyhakî, Delâil, c 2, s 283, İbn Abdilberr, İstiâb, c1, s 849, İbn Esîr, Usd, c 7,s 123, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 117, Zehebî, s 218, Hâzin, Tefsir, c 4, s 385, Kastalani, c 1, s 66 [579] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c1, s 340, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 117, Hâzin, c 4, s 385, İbn Hacer, c 4, s 312 [580] Belâzurî, Ensâb, c 1 , s 196, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 69, Usd, c 7, s 123, Halebî, c ls482 [581] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s34O, Belâzurî, c 1,s196, Beyhakî, Delâil, c 2, s 283, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 69, Usd, c7, s 123, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 117, Zehebî, s 218, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 59, İbn Hacer, c 4, s 312, Hâzin, c 4, s 385, Kastalani,c1, s 66 Halebî, c1, s 482 [582] Belâzurî, Ensâb, c 1, s 196, İbn Esîr, c 2, s 69, Usd, c 7, s 123, Halebî, c 1, s 482 [583] Belâzurî, c 1, s 196 Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c 1, s 269-270 [584] Kurtubi, Tefsir, c 16, s 189, Suyûtî, Esbâbü'n-nüzül, s 1 96 [585] Ahkâf 11 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/370-372 [586] Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 482 [587] Mus'abu'z-Zübeyyrf, Nesebi Kureyşs 147, İbn Kuteybe, Kitâbu'l-maârif, s 77, İbn Abdilberr, İstiâb, c4,s 1946, Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 222 [588] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 196, İbn Esîr, Kâmil, c 2,s 70, İbn Hacer, el-İsâbe, c 4, s 475 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/372 [589] İbn Kuteybe, Kitâbu'l-maârif, s 77 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/372 [590] Belâzurî, Ensâb, c 1, s 195, İbn Hacer, el-İsâbe, c 4, s 399 [591] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 341, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 195, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s 55, İbn E ar, Kâmil, c2, s 69, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 117, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ye'n-nihâye, c 3, s 58 [592] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 195 [593] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1 , s 341, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 195, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 69, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 117-118, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1 , s 482 [594] Belâzurî, Ensâb, c 1, s 195, İbn Esîr, c 2, s 69, Halebî, c 1S482 [595] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 341, Belâzurî, c 1, s 1 95, İbn Esîr, c 2,s 69, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 11 8, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 58, Halebî, c 1 , s 482 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/372-373 [596] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 3, s 230, 231, Belâzurî, c 1 ,s 1 94, İbn Esîr, c 2, s 68, Usd, c 3, s 136,1 37, İbn Hacer, el-İsâtae, c 2, s 256 [597] Belâzuıî, Ensâb, c 1, s 185, İbn Haim, Cevâmiu's-sfne, s 54 [598] Halebî, İnsânu'l-uvûn, c 1, s 481 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/373 [599] İbn Sa'd, c 4, s 123, Belâzurî, c 1, s 195, İbn Abdilberr, İstiâb, c 4, s 1730, İbn E ar, Usdu'l-gâbe, c 6, s 248, İbnHacer, c 4, s 156, Halebî, c 1 , s 481 [600] İbn Sa'd, c 4, s 123, Belâzurî, c 1, s 195, İbn Abdilberr, c 4, s İbn E ar, Usd, c 6, s 248 [601] İbn Abdilberr, İstiâb, c 4, s 1730 [602] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 6, s 248 [603] İbn Sa'd, c 4, s 123, İbn Abdilberr, c 4, s 1730 [604] İbn Sa'd, c 4, s 123, Belâzurî, c 1 ,s 195, İbn Abdilberr, c 1, s 1 730 [605] İbn Sa'd, c 4, s 123, Belâzurî, c 1 ,s1 95, İbn Abdilberr, c 4, s 1730, İbn E ar, Usd, c 6, s 248 [606] İbn Sa'd, c 4, s 123, İbn Abdilberr, c 4, s 1730, İbn Esîr, Usd, c 6, s 248 [607] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 4, s 123, Belâzurî, Ensâbu'l-eş râf ,c 1, s158, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 4, s 132 [608] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 134 [609] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 195 [610] Belâzurî, c 1, s 195, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 6, s 248, İbn Hacer, el-İsâbe, c 4, s 156, Halebî, İnsânu'l-uvûn, c 1, s 481-482 [611] Belâzurî, c 1, s 195, İbn Esir, Usd, c 6, s 248, Halebî, c, 1 s 482 [612] Belâzurî, c 1, s 195, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 69, Usd, c 6, s 248, Halebî, c 1, s 482 [613] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 123, İbn Abdilberr, İstiâb, c 4, s 1730, Halebî, c 1,s482 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/374-375 [614] İbn Sa'd, c 3, s 233, Ahm ed b Hanbel, Müsned, c 1, s 404, İbn Mâce, Sünen, c 1, s 53, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliya,c 1, s 149, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 281 , İbn Abdilberr, İstiâb, c 1, s 178-179, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 1, s 245,Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 74, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 251 [615] İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c 2, s 48 [616] İbn Sa'd, c 3, s 232, Belâzurî, c 1, s 185-186 [617] İbn Sa'd, Tabak âtü'l-kübrâ, c 3, s 233, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1 , s 404, İbn Mâce, Sünen, c 1, s 53, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 284, İbn Abdilberr, İstiâb, c 1, s 179, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 74, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c 2, s 49, Zehebî, TânTiu'l-İslâm, s 1 41-1 42, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye vıe'n-nihâye, c 3, s 28 [618] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 186 [619] İbnİshak,İbn Hişam, Sîre, c 1, s 339-340, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 186, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 148, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 66, Muhibbüt-Taberî, Rıyâd, c, 1 , s 117, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 57-58 [620] Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 588 [621] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 186 [622] İbnSa'd,Tabakât,c3,s233, AhmedbHanbel, c 1, s404, İbn Mâce c1 ,s 53, Hâkim, c 3, 284, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1 , s 149, İbn Abdilberr, c 1, s 179, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 74, Zehebî, Târih, s 217 Ebu'l-Fidâ, c 3, s 58 [623] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 185 [624] Belâzurî, Ensâb, c 1, s 185, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s 54 [625] Ahmed b Hanbel, c 1, s 404, İbn Mâce, c, 1 s, 53, Hâkim , c 3, s 284, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-e'vliyâ, c 1, s 149, İbn Abdilberr, c 1, s 179, İbn Hazm, s 54, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 74, Zehebî, Târih, s 217-218, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 58 [626] İbn Abdilberr, c 4, s 181 3, İbn Hazm, s 55, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 69, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s111, İbn Hacer, el-İsâbe, c 4, s 274, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 481 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/375-377 [627] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 175 [628] İbn Sa'd, Tabak âtü'l-kübrâ, c 3, s 233, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 156, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliya, c 1 , s 1 40, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 20, s 121 , İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 11 4, Kurtubi, Tefsir, c 10, s 181 , Hâzin, Tefsir, c 3, s 136 [629] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 165 [630] Suyûtî, Düıru'l-m ensûr, c 4, s 132 [631] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 233, Belâzurî, Ensâb, c1, s 158, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 140, İbn Esîr, Usd, c 2,s114 [632] Taberî, Tefar, c 14, s 182, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 68 [633] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 165, Belâzurî, Ensâb, c1, s 178, Alâuddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c 13, s 375 [634] Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 144, İbn Abdilberr, İstiâb, c 2, s 439, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 115 [635] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 115 [636] Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 144, İbn Abdilberr, c 2, s 439, Fahru'r-Râzî, c 20, s 121, İbn Esîr, Usd, c 2, s 115, Hâzin, c 3, s 136 [637] İbn Abdilberr, c 2, s 439, İbn Esîr, Usd, c, 2, s 11 5 [638] Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 144, İbn Abdilberr, İstiâb, c 2, s 439, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 20, s 121, İbn Esîr,Usdu'l-gâbe, c 2, s 11 5, Hâzin, Tefsir, c 3, s 136 [639] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c 1 , s 383, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 3, s 164, Buhârî, Sahih, c 5, s 237, Belâzurî,Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 176, İbn Abdilberr, İstiâb, c 2, s 438, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 115, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 2,s 235 [640] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 383, İbn Abdilberr, c 2, s 438, İbn Esîr, Usd, c 2, s 115, İbn Hacer, el-İsâbe, 11, s 416,Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 511 [641] Belâzurî, Ensâb, c 1, s 178-179, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 115 [642] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 179 [643] Buhârî, Sahîh, c4, s238-239,Beyhakî, Delâil, c2, s283,Zehebî,Târîhu'l-İslâm,s 218-219, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 59 [644] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 5, s 110, Buhârî, Sahîh, c 8, s 56, Ebu Dâvud, Sünen, c 3, s 47, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1 , s 144, Beyhakî, Delâil, c 2, s 283, İbn Esîr, Usd, c 2, s 115 [645] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 5, s 109, Yâkubî, Târih, c 2, s 28 [646] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 5, s 109 [647] Ahmed b Hanbel, c 5, s 110, Hâkim , Müstedrek, c 3, s 383, Beyhakî, Delâil, c 2, s 283 [648] Hâkim, Müstedrek,, c 3, s 383 [649] Ahmed b Hanbel, c 5, s 110, Buhârî, c 8, s 56, Ebu Dâvud, c 3, s 47, Ebu Nuaym , Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 1,s144, İbn Esîr, Usd, c 2, s 115 [650] Buhârî, c 8, s 56, Ebu Dâvud, c 3, s 47, Hâkim, c 3, s 383, Ebu Nuaym, c1, s 1 44, Beyhakî, c 2, s 283 [651] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 5, s 109 [652] Ahmed b Hanbel, c 5, s 110, Buhârî, c 4, s 239, E bu Dâvud, c 3, s 47, Ebu Nuaym, c 1, s 144 Beyhakî, c2, s 283, İbn Esîr, Usd, c 2, s 115, Zehebî, s 219, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 59 [653] Ahmed b Hanbel, c 5, s 110, Ebu Dâvud, c 3, s 47, Ebu Nuaym, c 1, s 144, İbn Esîr, c 2, s 115, Zehebî, s 219 [654] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 5, s 110, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 383, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 1 44 [655] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 5, s 111, Buhârî, Sahîh, c 8, s 56, Ebu Dâvud, Sünen, c 3, s 47, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 176, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 383, Ebu Nuaym , Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 144, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 283,İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 11 5, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 219, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 59 [656] Hakim, Müstedrek, c 3, s 383 [657] Ahmed b Hanbel, c 5, s 111, Buhârî, c 8, s 56, Ebu Dâvud, c 3, s 47, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c1, s 144, İbn Esîr, c2, s 115 [658] Ahmed b Hanbel, c 5, s 11, Buhârî, c 8, s 56, E bu Dâvud, c 3, s 47, İbn Esîr, c 2, s 115 [659] Buhârî, Sahîh, c 8, s 56 [660] Ahmed b Hanbel, c 5, s 11, Buhârî, c 8, s 56 [661] Ahmed b Hanbel, c 5, s 11, Buhârî, c 8, s 56, Ebu Dâvud, c 3, s 47, Hâkim, c 3, s 383, Beyhakî, c 2, s 283, İbn Esîr, c 2, s 115, Zehebî, s 21 9, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 59-60 [662] Ebu Nuaym, c 1, s 144 [663] Ahmed b Hanbel, c 5, s 11, Buhârî, c 8, s 56, Ebu Dâvud, c 3, s 47, Belâzurî, c 1,s176, Ebu Nuaym, c 1,s144, Beyhakî, c2, s 283, İbn Esîr, c2, s 115, Zehebî, s 219, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 57 [664] Hâkim, Müstedrek, c 3, s 383 [665] Ahmed b Hanbel, c 5, s 11, Buhârî, c 8, s Ebu Dâvud, c 3, s 47, Belâzurî, c1 , s 176, Yâkubî, Târîh, c 2, s 28 [666] Ahmed b Hanbel, c 5, s 109, Buhârî, c 4, s 239, Ebu Dâvud, c 3, s 47, Yâkubî, c 2, s 28, Ebu Nuaym , c 1, s 144, Beyhakî, Delâil, c2, s 283, İbn Esîr, c 2, s 115, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 60 [667] Buhârî, Sahîh, c 8, s 56, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 219 [668] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 176 [669] Ahmed b Hanbel, c 5, s 109, E bu Dâvud, Sünen, c 3, s 47 [670] Buhârî, c 8, s 56, Belâzurî, c 1, s 176, Ebu Nuaym, c 1,s144, Beyhakî, c 2, s 283, İbn Esîr, c2, s 115, Zehebî, s219, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 60 [671] Ahmed b Hanbel, c 5, s 109, Buhârî, c 8, s 56, Belâzurî, c 1, s 176, Yâkubî, c 2,s 28, Ebu Nuaym, c 1, s 144, Beyhakî, c2, s 283, İbn Esîr, c2, s 115, Zehebî, s 219, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 60 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/377-380 [672] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 404, İtan Mâce, Sünen, c 1, s 58, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 349, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-e'vliyâ, c 1 , s 172, İbn Abdilberr, İstiâb, c 4, s 1481 , Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 281, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 5, s 253, Zehebî, Siyeru a'lami'n-nübelâ, c 1, s 293, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 58, İbn Hacer, el-İsâbe, c 3, s 454 [673] Ahmed b Hanbel, c 1, s 404, İbn M âce, Sünen, c 1, s 53, E bu Nuaym, c 1, s 172, Zehebî, Siyer, c 1, s 293, Ebu'l-Fidâ c 3 s 58 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/380-381 |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #36 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''[674] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 226, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 1 81, İbn Kuteybe, Kitâbu'l-maârif, s 114, Hâkim,Müstedrek, c 3, s 397, İbn Abdilberr, c 2, s 727, İbn E ar, Usd, c, 3, s 36, Zehebî, Siyer, c 2, s 10,12,İbnHacer, c 2, s 195 [675] İbn Sa'd, c 3, s 233, Ahmed b Hanbel, c 1 , s 404, İbn Mâce, c 1, s 53 Belâzurî, c 1, s 158, Ebu Nuaym, c 1, s 172,Hâkim, c 3, s 349, Beyhakî, Delâil, c 2, s 281, İbn Abdilberr, c 4, s 1481, İbn Ear, Usd, c 2, s 38, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1 , s 74, Kurtubi, Tefsir, c 10, s 182, Zehebî, Siyer, c 1, s 12, Ebu'l-Fidâ, t 3, s 58 [676] İbn Sa'd, c 3, s 227, Belâzurî, c 1, s 181, İbn Esîr, Usd, c 3, s 37, Zehebî, Siyer, c 2, s 1 2,13, İbn Hacer, c 2, s 195 [677] İbn Sa'd, c 3, s 248, Suyûtî, Dürru'l-mensur, c 4, s 132 [678] İbn Sa'd, c 3, s 233, Ahmed b Hanbel, c 1 , s 404, İbn Mâce, c 1, s 53, Belâzun, c 1, s 158, Ebu Nuaym, c 1, s 140,İbn Ear, Usd, c 3, s 38, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 21 7 [679] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 184 [680] En'âm: 53 [681] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 184 [682] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 3, s 248, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 156 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/381-382 [683] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 136, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 157, İbn Kuteybe, Kitâbu'l-maârif, s 111, İtan Abdilberr, İstiâb, c4, s 1 863, Zehebî, Si yem a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 292 [684] İbn Sa'd, c 3, s 246, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 5, s 467 [685] İbn Sa'd, t 3, s 248, 249, Belâzuıî, c 1,s16O, İbn Abdilberr, c 4, s 1589, İbn Esîr, Usd, c, 4, s 131, Zehebî, Siyer, c1, s 293 [686] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 32, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 58 [687] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 342, İbn Sa'd, c 3, s 249, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 62, Belâzurî, c 1, s 161, İbnAbdilberr, c 4, s 1589, Zehebî, Siyer, c 1, s 294, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 9, s 293 [688] Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 9, s 293 [689] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 249, Ahmed b Hanbel, c 1, s 62, Belâzurî, c 1, s 161, İbn Abdilberr, c 4, s 1589, Zehebî, Siyer, c 1, s 294, Heysemî, c 9, s 293, Alâuddin Ali, Kenzu'l-umm âl, c 13, s 528 [690] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s342, Belâzurî, c 1 , s 160, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 383, EbuNuaym, Hilyetü'l-evliya, c1, s 140, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67, Zehebî, Siyer, c 1, s 393, Heysemî, c 9, s 293, İbn Hacer, el-İsâbe, c 3, s 648 [691] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 342, Beyhakî, Delâil, c 2, s 282, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 388-389, Zehebî, Târîhu'l-İslâm ,s 218, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 59, Heysemî, c 9, s 293 [692] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 249, Beyhakî, c 2, s 282, İbn Abdilberr, c 4, s 1589, Heysemî, c 9, s 293 [693] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c 1, s 342, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 3, s 249, Hâkim , Müstedrek, c 3, s 383, EbuNuaym, Hilyetü'l-eviiyâ, c 1, s 140, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 3, s 282, İbn Abdilberr, İstiâb, c 4, s 1589, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 5, s 468, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 21 8, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 59, Heysem f, Mecmau'z-zevâid, c 9, s293, İbn Hacer, el-İsâbe, c 3, s 648, Alâuddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c 11, s 728 [694] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 430, Nesefi, Medârik, c 2, s 301 [695] "Bir daha kâfirler seni yakalayıp suya batırırlar ve sana 'Şöyle şöyle söyle!' derler ve bu işkenceyi tekrarlarlarsa, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 160, Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 430, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s67, Kurtubi, Tefsir, c 10, s180, İbn Hacer, el-İsâbe, c 3, s 648, Halebî, İ nsânu'l-uyün, c 1, s 483 [696] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 430, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 20, s 121, Kurtubi, Tefsir, c 1 0, s 1 80, Beyzâvî, Tefsir, c 1, s571, Ebussuud, Tefsir, c 5, s 143 [697] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 160, İbn Hacer, el-İsâbe, c 3, s 148 [698] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 136, Belâzurî, c 1, s 157, İbn Kuteybe, Maârif, s 111, İbn Abdilberr, c 4, s 1863, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 292 [699] İbn Sa'd, c 3, s 233, Ahmed b Hanbel, c 1, s 404, İbn Mâce, Sünen, c 1, s 53, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 349, EbuNuaym, Hilye, c 1, s 1 40, Beyhakî, c 2, s 281, İbn Abdilberr, c 4, s 1864, İbn Esîr, Usd, c 7, s 152, Zehebî, Târîh, s 21 8, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 58 [700] İbn Sa'd, Tab akât, c 8, s 264, Zürk ânf, M evâ hibu'l -ledünn iye Şerhi, c 1, s 2 66 [701] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 430, Nesefi, Medârik, c 2, s 301 [702] Halebî, İnsânu'l-uyün, c 1, s 483, Zürkânf, Mevâhibu'l-ledün niye Şerhi, c 1, s 266 [703] Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1,s14O, İbn Abdilberr, c 4, s 1865, Kurtubi, Tefsir, c 10, s 181 [704] Ebu Nuaym, Hilye, c1, s 140, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 20, s 121, Kurtubi, Tefsir, c 10, s 181 [705] İbn Abdilberr, İstiâb, c 4, s 1865, Kurtubi, Tefsir, c 10, s 181 [706] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 160, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67 [707] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 430, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 20, s 121, Kurtubi, Tefsir, c 10, s 180, Hâzin, Tefsir, c 3, s 136,Beyzâvî, Tefsir, c 1, s 571 [708] İ bn Sa "d, Tab akâtü' l-kübrâ, c 8, s 264-265, Bel âzu rf, E nsâb u'l-eşrâf, c 1, s 160, Be yhak f, D elâ ilü 'n-n übüwe, c 2, s 82,İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s 54, İbn Abdilberr, İstiâb, c 4, s 1965, Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 430, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67,Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 21 8, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 59, Halebî, İnsânu'l-uyün, c 1, s 483 [709] İbn Sa'd, Tabakât, c 8, s 264-265, Belâzurî, E nsâb, c 1, s 160, İbn Kuteybe, M aârif, s 112, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve,c 2, s 282, İbn Abdilberr, c 4, s 1865, Zemahşeri, c 2, s 430, Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 220, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67,F ahru'r-R âzf, Tefsir, c 20, s 1 21, Ku rtub f, Tefsir, c 10, s 180, Zehebî, s218, E bu'l-F idâ, c 3, s 59, H ale bf, c 1, s 483 [710] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 233, Ahmed b Hanbel, c 1, s 404, İbn Mâce, Sünen, c 1, s 53, Hâkim , Müstedrek, c 3, s349, Ebu Nuaym, c 1,s14O, Beyhakî, Delâil, c 2, s 282, İbn Abdilberr, c 4, s 1864, İbn Esîr, Usd, c 4, s 130, Zehebî, Târîh, s217, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 58 [711] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 248 [712] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s342, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 58 [713] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 233, Ahmed b Hanbel, c 1, s 404, İbn Mâcec 1,s53, Belâzurî, c 1, s 158, Ebu Nuaym, Hilye, c 1, s 140, Zehebî, Târîh, s 53, Belâzurî, c 1, s 1 58, Ebu Nuaym, Hilye, c 1, s 140, Zehebî, Târîh, s 217 [714] İbn Sa'd, c 3, s 248, Belâzurî, c 1, s 1 58, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 293, Suyûtî, Dürru'l-m ensür, c 4, s132 [715] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 248, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 1 58 [716] İbn Abdilberr, İstiâb, c 4, s 1864, Süheylî, Ravtiu'l-ünüf, c 3, s 220, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 483-484 [717] İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67 [718] Taberî, Tefsir, c 14, s 1 81, Hâzin, Tefsir, c 3, s 136, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 4, s 132 [719] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 3, s 249, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1 , s 159, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1 , s 294 [720] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 249, Belâzurî, c 1,s159, Taberî, Tefsir, c 14, s 182 [721] Taberî, Tefsir, c 14, s 181, Hâzin, Tefsir, c 3, s 136, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 4, s 132 [722] İbn Sa'd, c 3, s 249, Belâzurî, c 1, s 159, Taberî, c 1 4, s 181-182, E bu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 140, Zehebî, c 1, s 294, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 587, Suyûtî, Dürr, c 4, s 132 [723] Taberî, c 14, s 181, Hâzin, c 3, s 136 [724] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 159, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67 [725] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 159 [726] Belâzurî, Ensâb, c 1, s 159, İbn E ar, Kâmil, c 2, s 67 [727] İbn Sa'd, c 3, s 249, Belâzurî, c 1, s 159, Ebu Nuaym, c 1, s 140, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67, Usdu'l-gâbe, c 4, s 130-131 [728] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 430, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 20, s 121, Nesefi, Medârik, c 2, s 301, Hâzin, c 3, s 136, Beyzâvî, Tefsir, c 1, s 571, Ebussuud, Tefsir, c 5, s 143 [729] Tirmizî, Sünen, c 1, s 52, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 392, Ebu Nuaym, c 1, s 139, Zehebî, Siyer, c 1, s 296, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 9, s 295 [730] Ebu Nuaym, Hilye, c 1, s 139-140, Zemahşeri, c 2, s 430, Fahru'r-Râzî, c 20, s 121, Nesefi, Medârik, c 2, s 301, Hâzin, c 2, s 136, Beyzâvî, c 1, s 571, E bussuud, c 5, s 143, Alâuddin Ali, Kenzu'l-umm âl, c 11, s 724 [731] Tirmizî, c 1, s 52, Zemahşeri,c 2, s 430, Fahru'r-Râzî,c 20, s 121, Hâzin, c 3, s 136,Beyzâvî, c1 ,s 571, Ebussuud, c 5, s 143, Heysemî, c 9, s 295 [732] Zemahşeri, c 2, s 430, Fahru'r-Râzî, c 20, s 121, Nesefi, c 2, s 301, Hâzin, c 3, s 136, Beyzâvî, c 1, s 571 ,Ebussuud, c 5, s 143 [733] İbn Sa'd, c 3, s 249, Belâzurî, c 1, s 159, Taberî, c 14, s 182, Ebu Nuaym, c 1 ,s 140, Zemahşeri, c 2, s 430, Fahru'r-Râzî, c 20, s 121, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67, Nesefi, c 2, s 301, Hâzin, c 3, s 136, Beyzâvî, c 1, s 571 Ebussuud, c 5, s 143 [734] Zemahşeri, c 2, s 430, Fahru'r-Râzî, c 20, s 121, Nesefi, c 2, s 301, Hâzin, c 3, s 136, Beyzâvî, c 1, s 571 , Ebussuud, c 5, s 143 [735] İbn Sa'd, c 3, s 249, Belâzurî, c 1, s 1 59, Ebu Nuaym, c 1, s 140, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 294 [736] İbn Sa'd, Tab akâtü'l-kübrâ, c 3, s 249, E bu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 140, İbn Esîr, Kâm il, c 2, s 67, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 294 [737] Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 588 [738] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 249, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 159, Ebu Nuaym, Hilye, c 1, s 140, Zehebî, Siyer, c 1 , s 294 [739] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 159 [740] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 249, Belâzurî, E nsâb, c 1, s 159, E bu Nuaym, Hilye, c 1, s 140, Zehebî, Siyer, c 1, s 294, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2,s 588 [741] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 159 [742] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 249, Belâzurî, E nsâb, c 1, s 159, E bu Nuaym, Hilye, c 1, s 140, Zehebî, Siyer, c 1, s 294,Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 588 [743] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 249, Belâzurî, Ensâb, c,1, s 159, Taberî, Tefsir, c 14, s 182, Ebu Nuaym, Hilye, c 1, s 140, İbn Esîr, Kâm il, c 2, s 67, Zehebî, Siyer, c 1 , s 294, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 588 [744] Suyûtî, Dürru'l-m ensûr, c 4, s 132 [745] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 249, Belâzurî, Ensâb, c1, s 159, Taberî, Tefsir, c 14, s 182, Ebu Nuaym, Hilye, c 1, s 140, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67, Zehebî, Siyer, c 1 , s 294, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 588 [746] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 160 [747] İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67 [748] İbn Sa'd, c 3, s249,Belâzurî, c 1, s 160, Taberî,c 14, s 182, EbuNuaym, c1, s1 40, Zemahşeri, c 2, s430,Fahru'r-Râzî, c 2, s 121 , İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67, Kurtubi, Tefsir, c 10, s 180, Nesefi, c 2, s 301, Hâzin, c 3, s 136, Zehebî, Siyer, c 1, s 294, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 588, Beyzâvî, Tefsir, c 1, s 571, Ebussuud, c 5, s 143 [749] Nahl:106 [750] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 249, Belâzurî, c 1, s 159-160, Taberî, c 14, s 182, Vahidi, Esbâbü'n-nüzûl, s 190, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 67, Kurtubi, c 10, s 180, Zehebî, Siyer, c 1,s295, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 588 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/382-388 [751] Firuzâbâdi, Kâmüsu'l-Muhît, c 2, s 316 [752] Seyyid Şerif, Ta'rifât, s 74-75 [753] Kâmûsu'l-muhit, c 2, s 316, Seyyid Şerif, Ta'rifât, s 74-75 [754] Seyyid Şerif, Ta'rifât, s 100 [755] Kâsâni, Bedâyiu's-sanâyi, c 2, s 84 [756] Bakara: 1 84 [757] Taberî, Tefsir, c 14, s 182, Kurtubi, Tefsir, c 10, s 181 -182 [758] Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 587, Ebussuud, Tefsir, c 5, s 143 [759] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 20, s 121, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 588 [760] Fahru'r-Râif, Tefsir, c 20, s 121, Hâzin, Tefsir, c 3, s 136 [761] Hâzin, Tefsir, c 3, s 136 [762] Fahru'r-R âzf, Tefsir, c 20, s 121, Hâzin, Tefsir, c 3, s 136 [763] Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 587, Ebussuud, Tefsir, c 5, s 143 [764] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 430, Nesefi, Medârik, c 2, s 301 [765] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 232, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 404, İbn M âce, Sünen, c 1 , s 53, Belâzurî, Ensâb, c1, s 185-186, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 284, İbn Abdilberr, İstiâb, c 1, s 179, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 74, İbnKayyı m, Zâdu'l-m ead, c 2, s 49, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 217, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 28 [766] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 249, Belâzurî, c 1 , s 159, E bu Muaym, c 1, s 140, Zehebî, Siyer, c 1 , s 294, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 2, s 588 [767] Zemahşeri, Keşşaf, c 2, s 430 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/388-390 [768] İbn İshak, İbn Hişam , Sı re, c 1, s 336, Taberı, Târih, c 224-225, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 385-386, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 476 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/390-391 [769] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 281, Taberî, Târih, c 2, s 216, İbn Esir, Usdu'l-gâbe, c 2, s 367, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s 147-148, Hajebf, İnşânu'l-uvûn, c 1, s 456 [770] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 281-282, Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1 , s 116, Usd, c 2, s 367, İbn Hacer, el-İsâbe, c 2, s 33, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 456 [771] Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 116, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 60 [772] İbn İshak, İbn Hişam,c1, s 282, Be lâzurî, c1, s 116, Taberî, Târih, c 2, s 216, İbn Hazm,s51, İbn Esîr, Usd, c 2, s 367, İbn Hacer, c 2, s 33, Halebî, c 1, s 456 [773] Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 116 [774] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 282, Belâzurî, c 1, s 116, Taberî, c 2, s 216, İbn Hazm,s51 , İbn Esîr, Usd, c 2, s 367, İbn Hacer, c 2, s 33, Halebî, c 1, s 456 [775] Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s 116, İbn Esîr, Kâmil, t 2, s 68 [776] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s282, Belâzurî, c 1, s 116, Taberî, c 2, s 216, İbn Hazm,s51 , İbn Esîr, Usd, c 2, s 367, İbn Hacer, c 2, s 33, Halebî, c 1, s 456 [777] Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c 1, s1 16 [778] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 282, Belâzurî, c 1, s 116, Taberî, c 2, s 216, İbn Esîr, Usd, c 2, s 367, İbn Hacer, c 2, s 33, Halebî, c 1,5456 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 1/391-392 |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #37 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''HABEŞ ÜLKESİNE HİCRET Hicretin Sebebi Peygamberimiz Aleyhiselam; Kureyş müşriklerinin, kendi kabilelerinden iman edenleri dinlerinden döndürmek için[1] hapsettiklerini,[2] işkencelere uğrattıklarını,[3] işkencelerini şiddetlendirdiklerini[4] görünce[5], Müslümanlara: "Siz şimdi yeryüzüne dağılın[6] Yüce Allah sizi yine biraraya toplar!" buyurdu Müslümanlar "Yâ Rasûlallan! Nereye gidelim?" diye sordular Peygamberimiz (as), Habeş ülkesinin bulunduğu yana eliyle işaret ederek: "İşte, oraya![7] Habeş toprağına giderseniz iyi olur![8] Çünkü orada yanındakilerin hiçbirine zulmetmeyen bir kral vardır[9] Hem, orası bir doğruluk ülkesidir[10] Yüce Allah içinde bulunduğunuz sıkıntılardan bir çıkış ve kurtuluş yolu açıncaya kadar, siz orada bulunun!" buyurdu[11] Habeş ülkesi, hicret için, Peygamberimiz (as)ın en hoşuna giden yerdi[12] Zaten, Kureyşlilerin Habeşlilerle ticaret anlaşmaları vardı[13] Habeş ülkesi, öteden beri, Kureyşlilerin ticaret için[14] kışın gidip geldikleri,[15] geçimlerini bol bol sağladıkları emniyetli bir yerdi[16] Bunun için, Peygamberimiz (as), Habeş ülkesine gitmelerini Müslümanlara emretti[17] Habeş Ülkesine İlk Hicretin Tarihi ve İlk Hicrete Katılanlar Habeş ülkesine ilk hicret, nübüvvetin beşinci yılında ve Recep ayında idi[18] Dinlerinden döndürülmekten korkup, dinî bir vazife olarak[19] Allah'a doğru kaçmak üzere;[20] kimi yalnız başına, kimi zevcesiyle birlikte,[21] kimi binitli, kimisi de yaya olarak[22] Habeş ülkesine hicret etmek için Mekke'den gizlice yola çıkanlar: 1- Hz Osman b Affan, 2- Hz Osman'ın zevcesi Hz Rukayye, 3- Ebu Huzeyfe b Utbe, 4- Ebu Huzeyfe'nin zevcesi Sehle Hatun, 5- Zübeyr b Avvam, 6- Mus'ab b Umeyr, 7- Abdurrahman b Avf, 8- Ebu Seleme b Abdulesed, 9- Ebu Seleme'nin zevcesi Hz Ümmü Seleme, 10- Osman b Maz'un, 11- Âmir b Rebia, 12- Âmir b Rebia'nın zevcesi Leyla Hatun, 13- Ebu Sebre b Ebi Rühm,[23] 14- Ebu Sebre'nin zevcesi Ümmü Külsûm Hatun,[24] 15- Hâtıb b Amr, 16- Süheyl b Beyzâ,[25] 17- Abdullah b Mes'ud[26] olup, oniki erkek ile beş kadından oluşan onyedi kişilik bu hicret, İslâm'* da Habeş ülkesine yapılan ilk hicret idi[27] Hz Osman'la Hz Rukayye'nin yolculukları hakkındaki haberleri, Peygamberimiz (as)a ulaşmakta biraz gecikmişti O sırada, Kureyşîlerden bir kadın, Habeş ülkesinden gelmişti Ona sorulunca: "Yâ Muhammedi Damadını, yanında zevcesi olduğu halde gördüm!" dedi Peygamberimiz (as): "Kendilerini ne halde gördün?" diye sordu Kadın: "Damadın, zevcesini şu hayvanlardan bir merkebin üzerine bindimnişti Kendisi de onu sürüp gidiy*ordu" dedi Peygamberimiz (as): "Onların sahipleri Allah olsun! Şüphesiz ki, Osman; Lut ((as))'dan sonra, zevcesiyle birlikte hicret eden ilk kişidir!" buyurdu[28] Muhacirlerin Şuaybe'den[29] Vapurla Habeş Ülkesine Gidişleri Mekke'den gizlice ayrılmış olan ilk Muhacir kafilesi Şuaybeye vanp kavuştukları sırada, Yüce Allah'ın lutfundan olmalı ki, iki tüccar vapuru gelivermiş; Muhacirleri, Habeş ülkesine götürmek üzere, yanm altına bindirmişti[30] Müşriklerin Muhacirleri Yakalamaya Gitmeleri Kureyş müşrikleri, yakalamak için Muhacirlerin arkalarına c!üştüler[31] Onları denize kadartakip ettil*erse de,[32] kaybettiler;[33] onlara yetişemedier[34] Deniz sahiline vardıkları sırada vapurlar Muhacirleri bindirip denize açılmış bulunduğu için, onlar*dan hiçbirini yakalayamadılar[35] Muhacirler, Necaşî'nin ülkesine selametle varıp kavuştular[36] Garanik Hadisesi ve Bu Hadisenin İçyüzü Kureyş müşrikleri Kabe'yi tavaf ederlerken: "Lât ve Uzzâ ve diğer üçüncü olarak Menat hürmetine! Çünkü, onlar, o yüce ak kuğulardır ve her halde, kendilerinin şefaati umulur Onlar Allah'ın kızlarıdır! O'nun katında şefaat ederlerse!" derlerdi[37] Peygamberimiz (as); nübüvvetin beşinci yılında, Ramazan ayında,[38] Necm sûresini Kabe'de, müşriklerden bazılarının da hazır bulunduğu sırada, açıktan okumaya başlamıştı Sûrenin: "Gördünüz mü Lât ve Uzzâ'yı ve, diğer üçüncü olarak da, Menafi?" mealindeki 19 ve 20 âyetleri*ni okuyup: "Erkek sizin de, dişi O'nun mu?! O takdirde, bu, insafsızca bir taksim! Bunlar [bu putlar], sizin ve atalarınızın taktığınız adlardan başka birşey değildir! Allah, onlara hiçbir hüccet (delil) indirmedi Onlar, kuruntulardan ve nefislerinin arzuladığı heva ve hevesten başkasına uymuyorlar! Halbuki, andolsun, kendilerine Rablerinden o hidayet rehberi de gelmiştir Yoksa, insana her umduğu mu var? Ahi ret de, dünya da Allah'ındır! Göklerde nice melek vardır ki, onların şefaatleri bile hiçbir şeye yaramaz! Meğer ki (o şefaat), Allah'ın dileyeceği ve razı olacağı kimseler için izin vermesinden sonra ola! Hakikat, ahirete inanmaz olanlar, meleklere, alabildiğine dişi adı takarlar Halbuki, onların buna dair de hiçbir bilgisi yoktur Onlar, kuruntudan başkasına uymazlar Kuruntu ise, hiç şüphesiz, haktan hiçbir şeyi ifade etmez Onun için, sen, bizim Zikr'imize arka çeviren, dünya hayatından başkasını arzulamayan kimselerden yüz çevir! Onların, ilimden erebildikleri, işte budur! Şüphesiz ki, Rabbin, yolundan sapan kimseleri çok iyi bilendir Hidayet bulan kimseleri de çok iyi bilen O'dur"[39] mealli âyetleri okurken, Kureyş müşrikleri, putlarının zemmedileceğinden korkarak, öteden beri put*ları hakkında söyleyegeldikleri: "Onlar, o yüce ak kuğulardır Her halde, onların şefaati umulur" sözünü, aralıkta söyleyiverdiler[40] Zaten, böyle yapmak, onların âdetleri idi[41] Çünkü, onlar: "Kur'ân'ı dinlemeyiniz! Onun hakkında mânâsız yaygaralar, gürültüler yapınız! Belki galebe çalar, susturursunuz!" derlerdi[42] Garanik hadisesinin, sahih hadislerde açıklanan tarzına gelince: Resûlullah (as), bir gün, Mekke'de, Kabe'de, Necm sûresini açıktan okumaya başlayıp,[43] sûrenin son âyeti ve de secde âyeti olan 62 âyetini okuduktan sonra orada secde etmiş;[44] orada bulunan,[45] yanındaki,[46] arkasındaki[47] herkes,[48] Müslümanlar, Peygamberimiz (as)a uyarak[49] secde etmiş;[50] cemaattan, secde etmeyen kimse kalmamıştır[51] Müşriklerde, putlarının adını işittikleri için,[52] putlarını tazim maksadıyla secde etmişlerdir[53] Hatta, Kureyş[54] kavminden[55] yaşlı, eğilmeyen[56] bir adam da, bir avuç[57] toprak[58] veya çakıl taşı[59] alıp[60] alnına[61] yüzüne[62] kaldırarak[63] onun üzerine secde etmiş[64] ve "Bana bu kadarı yeter!"[65] demiştir Abdullah b Mes'ud: "Andolsun ki, bundan sonra, ben onun kâfir olarak öldürüldüğünü gördüm"[66] "O, Ümeyye b Halef idi" demiştir[67] Kur'an-ı Kerîm'deki Secde Âyetleri ve Hükümleri Kur'ân-ı Kerîm'deki secde âyetleri okununca, Kıbleye dönülüp "Allahuekber" denilerek bir kere secde edilir ve "Allahuekber" denilerek, baş secdeden kaldırılır Teşehhüdsüz ve selamsız böylece tilavet yapmak, okuyana ve dinleyene vâcibdir[68] Secde âyetleri: 1- A'râf sûresinin 206, 2- Ra'd sûresinin 15, 3- Nahl sûresinin 49, 5- Meryem sûresinin 58, 6- Hacc sûresinin 18, 7- Furkan sûresinin 60, 8- Nemi sûresinin 25, 9- Secde sûresinin 15, 10- Sâd sûresinin 24, 11- Fussilet sûresinin 37, 12- Necm sûresinin 62, 13- İnşikak sûresinin 21, 14- Alâk sûresinin 19 âyetleridir[69] Gerekli Bir Açıklama Garanik hadisesi konusunda, herşeyden önce, bilmek gerekir ki: Peygamberi m iz (as) Kureyş müşriklerinin evvel ve âhir yaptıkları anlaşma tekliflerini, Yüce Allah'ın kendisine indirdiği şu âyetlerle reddetmiş bulunuyordu: "De ki: 'Gökleri ve yeri, yoktan var Eden-ki, O yedirir, besler; Kendisi ise yedirilmez, beslenmez-böyle şeyden münezzehtir Ben Allah'tan başkasını mı tanrı edinecekmişim?!' De ki: 'Bana, hakikaten, Müslüman olanların birincisi olmaklığım emredildi 'Sakın Allah'a eş tutanlardan olma!' denildi"[70] "De ki: 'Siz ey câhiller! Bana, Allah'tan başkasına mı tapmamı emrediyorsunuz?' Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de, şu vahyolunmuştur: 'Eğer Allah'a şerik tanırsan, (bütün) amel(ler)in boşa gider ve muhakkak, hüsrana düşenlerden olur*sun!' Hayır! Onun için, sen ancak Allah'a kulluk et! Şükredenlerden ol!"[71] "De ki: 'Ey kâfirler! Ben, sizin tapmakta olduklarınıza tapmam! Benim (Kendisine) ibadete devam edeceğime de, siz ibadet ediciler değilsiniz Ben, (zaten) sizin taptıklarınıza (hiçbir zaman) tapmış değilim Siz de, benim ibadet etmekte olduğuma ibadet edecek değilsiniz! Sizin dininiz size, benim dinim de bana!'"[72] Kur'ân-ı Kerîm'deki bu kadar açık ve kesin beyanlara rağmen, Garanik hadisesini Peygamberimiz (as)ın güya müşrikleri yumuşatmak, aradaki düşmanlığı kaldırmak için duyduğu samimi bir temayülün neticesi imiş gibi kabul etmek; ve hatta müşriklerin uydurup tavaf sırasında okuyageldikleri sözlerin[73] de, şeytan tarafından Peygamberimiz (as)ın diline getirilmiş ve Kur'ân-ı Kerîm âyet*leri arasında yanlışlıkla okunmuş olduğunu sanmak ne kadar yanlışsa, o sözlerin Necm sûresinin 21-30 âyetleri ile ortadan kaldırılmış ve düzeltilmiş olduğunu sanmak da o kadar yanlıştır Kur'ân-ı Kerîm hakkındaki ilâhî te'minatla da bağdaşır değildir[74] Kadı Iyaz, Fahru'r-Râzî, Kurtubî ve Bedrüddin Aynî gibi birçok büyük ilim adamları, Garanik hadis*esinin dayanağı olmak üzere ileri sürülen rivayetleri ilim süzgecinden geçirerek, hiçbirinin sabit ve delil edinilmeye elverişli olmadıklarını ispatlamışlardır[75] Fahru'r-Râzî, Beyhakî'nin de bu hadisenin nakil cihetinden sabit bulunmadığını ve ravileri arasında ta'n olunanlar bulunduğunu bildirdiğini açıkladığı gibi; ayrıca, Muhammed b İshak b Huzeyme'ye (223-311 Hicrî) Garanik hadisesi sorulunca, onun bunun zındıkların uydurması olduğunu söylediğinin ve ken*disinin bu hususta bir de kitap yazdığının da rivayet edildiğini bildirir[76] Mîzânü'l-itidâl müellifi Zehebî'ye göre; Ebu Bekr Muhammed b İshak b Huzeyme hadis ve sünnet hafızlarının büyüklerinden, imamlar imamı ve şeyhülislam idi[77] Muhacirlerin Habeş Ülkesinden Mekke'ye Dönüşleri Nübüvvetin beşinci yılında Recep ayında Habeş ülkesine sığınmış olan Müslümanlar[78] Şaban ve Ramazan ayında orada oturdular[79] Mekkelilerin[80] Peygamberimiz (as)la birlikte[81] secde ettiklerini,[82] Müslüman olduk*larını,[83] Mekke'deki Müslümanların güvenliğe kavuştuklarını,[84] Velid b Mugîre ve Ebu Uhayha'nın, Peygamberimiz (as)ın arkasında secde ettiklerini işitince: "Bunlar Müslüman olduktan sonra, Mekke'de Müslüman olmayan kim kalır? Bize, kendi kavim ve kabilemiz daha sevgilidir![85] Onlar iman etmiş olunca, dönelim yanlarına!" dediler[86] Bunun üzerine: 1- Hz Osman, 2- Hz Osman'ın zevcesi Hz Rukayye, 3- Ebu Huzeyfe, 4- Ebu Huzeyfe'nin zevcesi Senle Hatun, 5- Abdullah b Cahş, 6- Utbe b Gazvan, 7- Zübeyr b Avvam, 8- Mus'ab b Umeyr, 9- Suveybıtb Sa'd, 10- Tuleyb b Umeyr, 11- Abdurrahman b Avf, 12- Mikdad b Amr, 13- Abdullah b Mes'ud, 14- Ebu Seleme b Abdulesed, 15- Ebu Seleme'nin zevcesi Hz Ümmü Seleme, 16- Şemmas b Osman, 17- Ayyaş b Ebi Rebia, 18- Seleme b Hişam, 19- Ammarb Yâsir, 20- Muattib b Avf, 21- Osman b Maz'un, 22- Sâib b Osman, 23- Kudame b Maz'un, 24- Abdullah b Maz'un, 25- Huneys b Huzafe, 26- Hişam bÂs, 27- Âmir b Rebia, 28- Âmir b Rebia'nın zevcesi Leylâ Hatun, 29- Abdullah b Mahreme, 30- Abdullah b Süheyl, 31- Ebu Sebre b Ebi Rühm, 32- Ebu Sebre'nin zevcesi Ümmü Külsûm Hatun, 33- Sekran b Amr, 34- ekran b Amfin zevcesi Hz Şevde, 35- Sa'd b Havle, 36- Ebu Ubeyde b Cerrah, 37- Amr b Haris, 38- Süheyl b Beyzâ, 39- Amr b Ebi Serh'ten oluşan, otuzüçü erkek, altısı kadın otuzdokuz kişilik bir kafile[87] nübüvvetin beşinci yılında Şevval ayında[88] Mekke'ye yaklaşıp da müşriklerin Müslümanlığı kabul ettiklerine dair işittikleri haberin asılsız olduğunu öğrendikleri zaman[89] H abes ülkesine geri dönüp gitmek kendilerine çok ağır geldi [90] Himayesiz olarak Mekke'ye girmekten de korktular[91] Aralarında uzun uzadıya konuştuktan sonra; "Mekke'ye girelim, Kureyşlilerin ne durum ve tutumda olduklarına bakalım, sonra da Habeş ülke*sine tekrar dönüp gidelim!" dediler[92] Bunun üzerine, içlerinden her biri, Mekkelilerden birisinin himayesine girinceye kadar beklediler[93] Ancak müşrik olan akraba veya dostlarından birisinin himayesinde, ya da müşriklere hiç görün*meden, gizlice, Mekke'ye girebildiler[94] Nitekim, Hz Osman, akrabasından Ebu Uhayha Saîd b Âs'ın himayesine girdi O da: "Ey Kureyş cemaatı! Ebu Uhayha, Osman b Affan'ı himayesine aldı! Ona dokunmayınız!" diyerek Mekke'de nida ettirdi Hz Osman, bu suretle, güvenliğe ve sabah akşam Resûlullah (as)ın yanına gitme imkânı*na kavuşmuş oldu Ebu Huzeyfe b Utbe, Ümeyye b Halefin himayesine girdi Mus'ab b Umeyr, Nadr b Hâris'in veya Ebu Aziz b Umeyr'in himayesine girdi Zübeyr b Avvam, Zem'a b Esved'in himayesine girdi Abdurrahman b Avf, Esved b Abdi Yağus'un himayesine girdi Kendisinin hiç kimsenin himayesine girmediği de rivayet edilir[95] Osman b Maz'un, Velid b MugiYe'nin himayesine girdi[96] Ebu Seleme b Abdulesed, dayısı olan Ebu Talib'in himayesine girdi[97] Âmir b Rebia, Âs b Vâil'in himayesine girdi Ebu Sebre b Ebi Rühm, Ahnes b Şerik'in veya Süheyl b Amfin himayesine girdi Hâtıb b Amr, Huvaytıb b Abduluzzâ'nın himayesine girdi Süheyl b Beyzâ, mensup bulunduğu Benî Fihrierden bir adamın himayesine girdi Abdullah b Mes'ud ise, hiç kimseye sığınmadan, Mekke'ye gizlice girdi[98] Ebu Talib Ebu Seleme b Abdulesed'i himayesine aldığı zaman, Mahzum oğullarından bazı adamlar ona gittiler ve: "Ey Ebu Talib! Haydi, kardeşinin oğlu Muhammedi bize karşı koruyup durdun! Bizim adamımızı [Ebu Seleme'yi] bizden koruman, seni ne ilgilendirir?!" dediler Ebu Talib: "Onu himayeme aldımsa, kendisi kızkardeşimin oğludur Ben kızkardeşimin oğlunu korumayacak mıyım?!" dedi Ebu Leheb kalkıp: "Ey Kureyş cemaatı! Vallahi, siz şu şeyhe karşı çok oldunuz (ileri gittiniz)! Kavmi arasında himayesine aldığı kimseler hakkında ayaklanmaktan geri durmuyorsunuz!? Vallahi ya onunla uğraşmaya son verirsiniz, ya da onun üzerinde durduğu herşeyde istediği yerini buluncaya kadar kendisiyle birlikte ayaklanırız!" dedi Bunun üzerine, Manzum oğulları: "Hayır! Ey Ebu Utbe! Biz senin hoş görmediğin şeyden vazgeçeriz!" dediler[99] Osman b Maz'un'un Kul Himayesini Bırakışı Osman b Maz'un, Velid b Mugîre'nin himayesi altında yiyip içip rahatça yaşarken, Resûlullah (as) ve ashabının ibtilâya uğradıklarını (belâlara maruz kaldıklarını)[100] ve bazılarının ateşle dağlandıklarını, kırbaçla dövüldüklerini görünce, düşünceye daldı Kendisi için de, afiyette bulunma yerine, ibtilâya uğramayı istedi:[101] "Vallahi, arkadaşlarımın ve ev halkının Allah yolunda uğradıkları türlü belâ ve işkencelere, bir müşrikin himayesi altında bulunarak benim uğramayışım, emniyet içinde bulunuşum, benim için büyük bir noksandır![102] Şaşılacak şey! Bir müşrikin himayesi altında nasıl bulunabilirim?! Allah'ın himayesi, daha şerefli, daha emniyetlidir!"[103] diyerek Velid b Mugîre'nin yanına gitti Velid b Mugîre, o sırada, Mescid-i Haram'da bulunuyordu[104] Osman b Maz'un ona: "Ey Abduşşems'in babası![105] Ey amca![106] Ey amcamın oğlu![107] Sen beni himayene aldın![108] Güzelce de himaye ettin![109] Taahhüdünü yerine getirdin! Şu ana kadar senin himayen altında idim Şimdi senin himayenden çıkıp Resûlullah (as)ın yanına gitmek istiyorum ki, o ve ashabı, benim için örnektir![110] Artık, üzerimdeki himayeni sana iade ediyorum![111] Beni Kureyşlilerin içine götürüp üzerimdeki himayenden vazgeçtiğini bildirmeni istiyorum!" dedi[112] Velid b Mugîre: "Ey kardeşimin oğlu![113] Ne için himayemden çıkmak istiyorsun?[114] Yoksa, kavmimden[115] bir kimse sana işkence mi yaptı?[116] Veya küfür mü etti?[117] e Sana bir kimseden kötülük mü erişti"? [118] Yoksa, benim himayem sana yeterli olmadı mı?" diye sordu[119] Osman b Maz'un: "Hayır! Vallahi, bana ne bir kimse çatmış, ne de işkence yapmıştır[120] Fakat, ben Yüce Allah'ın himayesinde bulunmaya razı oluyor, O'ndan başkasının himayesinde bulunmayı istemiyorum!"[121] diy*erek ısrar edince,[122] Velid b Mugîre: "Öyleyse, Mescid'deki toplantı yerine gidelim de, senin üzerinde bulunan himaye taahhüdümü orada bana açıktan iade ve red et-benim seni himaye edişimi orada açıklamış olduğum gibi!" dedi Kalkıp Mescid'deki toplantı yerine gittiler[123] O sırada Kureyşliler, her zaman olduğu gibi, toplu bir halde bulunuyorlar; ünlü şairLebid de onlara şiir okuyordu Velid b Mugîre, Osman b Maz'un'un elinden tutup, Kureyşlilerin yanına vardı:[124] "Bu Osman b Maz'un,[125] üzerinde bulunan himaye taahhüdümden vazgeçmem için ısrar edip bana galebe çaldı[126] Himaye taahhüdümü bana red ve iade etmek üzere buraya geldi[127] Sizi şahit tutarım ki, ben onu himaye etmekten vazgeçtim;[128] kendisi himayem altına girmeyi tekrar isteyinceye kadar!" dedi[129] Osman b Maz'un da: "Kendisine, üzerimdeki himaye taahhüdünü red ve iade ettiğim doğrudur Gerçekten, ben onu ahdine vefakâr, himayesini de çok iyi buldum Fakat, ben istedim ki, Allah'tan başkasının himayesinde bulunmayayım Bunun için, onun üzer*imdeki himayesini kendisine red ve iade ettim!" dedi ve oradan ayrıldı[130] Kureyşlilerin oradaki meclislerine varıp oturdu Şair Lebid, o sırada, Kureyşlilere şiir okuyordu ve: "İyi biliniz ki, Allah'tan başka, herşey bâtıldır" deyince, Osman b Maz'un: "Doğru söyledin!" dedi Lebid: "Her nimet de zaildir" deyince, Osman b Maz'un: "Yalan söyledin! Cennet nimeti zevale ermez!" dedi[131] Halk, Lebid'e yöneldiler ve: "Okuduğunu tekrarla!" dediler Lebid ilk mısraı tekrar okuyunca, Osman b Maz'un onu tekrar doğruladı Lebid ikinci mısraı okuyunca da, Osman b Maz'un onu tekrar yalanladı[132] Bunun üzerine, Lebid: "Vallahi, ey Kureyş cemaatı! Sizin meclislerinizdekine böyle şeyler yapılmaz,[133] sövülmezdi[134] Sizin meclisinizdeki,[135] hiç üzülmezdi[136] Akılsızlık, sizin hal ve sânınızdan değildi[137] Meclisinizdekini böyle üzmek âdeti, içinizde ne zaman çıktı?!" dedi[138] Mecliste kiler "Bu, beyinsiz bir gençtir Kavminin dinine aykırı tutum ve davranıştadır" dediler[139] Mecliste bulunan asıl beyinsizlerden[140] bir adam,[141] Abdullah b Ebi Mugîre,[142] Osman b Maz'un hakkında, Lebid'e: "Bu, onun yanındaki beyinsizler içinde bir beyinsizdir! Kendisi bizim dinimizden ayrılmıştır Sen, onun sözünden, kendine üzüntü verme!" dedi Osman b Maz'un onun akılsızlık isnadını kendisine red ve iade edince, iş büyüdü O adam kalkıp[143] Osman b Maz'un'un gözüne şiddetli bir şamar attı, onun gözünü gövertti[144] Sa'd b Ebi Vakkas da, sıçrayıp indirdiği bir yumrukla, Abdullah b Ebi Mugîre'nin bumunu kırdı[145] Velid b Mugîre o sırada Osman b Maz'un'un yakınında bulunuyor, yeğenine yapılanı görüyor,[146] hatta gülüyordu![147] Osman b Maz'un'un çevresindekiler "Vallahi, ey Osman! Sen o koruyucu himayede kalsaydın, ondan istiğna göstermeşeydin, gözün bu musibete uğramazdı!" dediler Osman b Maz'un ise: "Allah'ın himayesi daha emin, daha şereflidir! Sağlam kalan gözüm de öbür kardeşinin uğradığı şeye uğramaya muhtaçtır Bana, Resûlullah (as) bir örnektir! Onun yanında bulunanlar da bir örnektir!" dedi [148] Velid b Mugîre: "Vallahi, ey kardeşimin oğlu! Eğer sen benim koruyucu himayemden müstağni davranmamış, himayemde kalmış olsaydın, gözün bu musibete uğramazdı!" dedi Osman b Maz'un: "Hayır! Vallahi, ey Abduşşems'in babası! Sağlam kalan şu gözüm de, Allah yolunda öbür kardeşinin uğradığı musibet gibi bir musibete uğramaya muhtaçtır! Ben senden daha aziz ve daha güçlü bir Zâtın himayesindeyim!" dedi Velid b Mugîre: "Gel, kardeşimin oğlu![149] İstersen ben seni tekrar himayeme alayım" dedi Osman b Maz'un: "Hayır!" dedi[150] |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #38 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''Dinlerinden Döndürülmek İçin Mekke'de İşkencelere Uğratılan Sahabilerden Bazıları Dinlerinden döndürülmek için Kureyş müşrikleri tarafından türlü işkencelere uğratılan; ateşle dağlanan, kırbaçla dövülen sahabiler vardı[151] Osman b Maz'un'un Müslüman arkadaşları ve ev halkı da, dinlerinden döndürülmek için türlü işkencelere uğratılmakta idiler[152] Habeş ülkesinden Mekke'ye döndüğü zaman, Seleme b Hişam[153] amcası[154] ve kardeşi tarafından[155] hapsedildi[156] Kardeşi Ebu Cehil onu dövdü, aç ve susuz bıraktı[157] Abdullah b Süheyl; Habeş ülkesinden Mekke'ye dönünce, babası Süheyl b Amr, onu Müslümanlıktan döndürmek için sımsıkı bağlayıp yanında tuttu,[158] hapsetti Hişam bÂs da, Habeş ülkesinden dönünce, yakalanıp Mekke'de hapsedildi[159] Müslümanlardan yedisinin Mekke'de tutuklulukları, uzun müddet devam etti[160] Habeş Ülkesine İkinci Hicret Kureyş müşrikleri Habeş ülkesinden Mekke'ye dönen Muhacir Müslümanların Habeş Necaşî'si tarafından çok iyi korunduğunu işitip,[161] onlardan yakaladıklarını en ağır işkencelere uğratmaya başladıkları zaman, Peygamberimiz (as) onların Habeş ülkesine ikinci kez hicret etmelerine, gitmelerine izin verdi[162] Hz Cafer b Ebi Talib de, Peygamberimiz (as)a başvurup "Hiç kimseden korkmaksızın Allah'a ibadet edebileceğim bir yere gitmeme izin ver" dedi, ve kendisine izin verildi[163] Bunun üzerine, içlerinde Hz Cafer'in de bulunduğu bir Müslüman topluluğu; dinlerinden döndürülmek tehlikesinden korunmak için, Habeş ülkesine firar ve hicret ettiler[164] Habeş ülkesine yapılan bu ikinci hicret de, yine, nübüvvetin beşinci yılında idi[165] Habeş ülkesinden Mekke'ye gelip de müşriklerin işkencelerine uğrayınca geri dönen Muhacirlerin yanına, Mekke'deki Müslümanlardan katılanlar olduğu gibi; sonradan, fırsat buldukça, kafile kafile Habeş yolunu tutanlar da olmuş ve orada toplanmışlardır Bu ikinci hicrete katılmış olanların isimleri gruplar halinde şöyle sıralanmıştır: 1- Hz Cafer b Ebi Talib, 2- Hz Cafer'in zevcesi Esma binti Umeys Hatun, 3- Hz Osman b Affan, 4- Hz Osman'ın zevcesi Hz Rukayye, 5- Amr b Saîd, 6- Amr b Saîd'in zevcesi Hz Fâtıma Hatun, 7- HalidbSaîd, 8- Halid b Saîd'in zevcesi Ümeyne (Hümeyne) Hatun, 9- Abdullah b Cahş, 10- Ubeydullah b Cahş, 11- Ubeydullah b Cahş'ın zevcesi Hz Ümmü Habibe, 12- Kaysb Abdullah, 13- Kays b Abdullah'ın zevcesi Bereke Hatun, 14- Muaykıb b Ebi Fâtıma, 15- Ebu Huzeyfe b Utbe, 16- Ebu Mûse'l-Eş'arî* 17- Utbe b Gazvan, 18- Zübeyr b Avvam, 19- Esved b Nevfel, 20- Yezid bZem'a, 21- Amr b Ümeyye, 22- Tuleyb b Umeyr, 23- Mus'ab b Umeyr, 24- Suveybıt b Sa'd, 25- Cehm b Kays, 26- Amr b Cehm, 27- Huzeyme b Cehm, 28- Ebu'r-Rûm b Umeyr, 29- Firas b Nadr, 30- Abdurrahman b Avf, 31- Âmir b Ebi Vakkas, 32- MuttalibbEzher, 33- Muttalib b Ezher'in zevcesi Remle Hatun, 34- Abdullah b Mes'ud, 35- Utbe b Mes'ud, 36- Mikdad b Amr, 37- Haris b Halid, 38- Haris b Halid'in zevcesi Reyta Hatun, 39- Amr b Osman, 40- Ebu Seleme Abdullah b Abdulesed, 41- Ebu Seleme'nin zevcesi Hz Ümmü Seleme, 42- Şemmas b Osman, 43- Hebbarb Süfyan, 44- Abdullah b Süfyan, 45- Hişam (Hâşim) b Ebu Huzeyfe, 46- Seleme b Hişam, 47- Ayyaş b Ebi Rebia, 48- Muattib b Avf, 49- Osman b Maz'un, 50- Sâib b Osman, 51- Kudâme b Maz'un, 52- Abdullah b Maz'un 53- Hâtıb b Haris, 54- Hâtıb b Hâris'in zevcesi Fatma Hatun, 55- Muhammed b Hâtıb, 56- Haris b Hâtıb, 57- Hattabb Haris, 58- Hattab b Hâris'in zevcesi Fükeyhe Hatun, 59- Süfyan b Ma'mer, 60- Süfyan b Ma'mer'in zevcesi Hasene Hatun, 61- Câbir b Süfyan, 62- Cünâde b Süfyan, 63- Şurahbil b Hasene, 64- Osman b Rebia, 65- Huneys b Huzafe, 66- Abdullah b Haris, 67- Hişam bÂs, 68- Kays b Huzâfe, 69- Ebu Kays b Haris, 70- Abdullah b Huzâfe, 71- Haris b Haris, 72- Ma'mer b Haris, 73- Bişrb Haris, 74- Saîd b Haris, 75- Sâib b Haris, 76- Umeyr (İmran) b Riab, 77- Mahmiyye b Cez', 78- Ma'mer b Abdullah, 79- Urve b Ebi Üsâse, 80- Adiyy b Nadle, 81- Numan b Adiyy, 82- Âmir b Rebia, 83- Âmir b Rebia'nın zevcesi Leylâ Hatun, 84- Ebu Sebre b Ebi Rühm, 85- Ebu Sebre'nin zevcesi Ümmü Külsûm Hatun, 86- Abdullah b Mahreme, 87- Abdullah b Süheyl, 88- Salîtb Amr, 89- Sekran b Amr, 90- Sekran b Amfin zevcesi Hz Şevde, 91- Malik bZem'a, 92- Malik b Zem'a'nın zevcesi Âmire Hatun, 93- Hâtıb b Amr, 94- Sa'd b Havle, 95- Ebu Ubeyde b Cerrah, 96- Süheyl b Beyzâ, 97- Amr b Ebi Şerh, 98- lyaz b Züheyr, 99- Osman b Abdi Ganm, 100- Saîd b Abdi Kays, 101- Haris b Abdi Kays[166] Hicret Edeceği Sırada Leylâ Hatuna Hz Ömer'in Rastlayışı Leylâ Hatun der ki: "Habeş ülkesine doğru gitmeye hazırlandığımız sırada, (kocam) Âmir, bazı ihtiyaçlarımızı sağlamak üzere yanımdan ayrılıp (çarşıya) gitmişti Ömer b Hattab, beni görünce, gelip başucuma dikildi Kendisi o zaman müşrikti, daha Müslüman olmamıştı Bize karşı çok sert ve katı davranırdı Kendisinden hep eza ve cefa çeker dururduk Bana: 'Ey Ümmü Abdullah [Ey Abdullah'ın annesi]! Demek, buradan gidiş var ha?' dedi Ben de: 'Evet! Vallahi, artık Allah'ın yerlerinden bir yere çıkıp gideceğiz Siz bizi işkencelere uğrattınız ve ezdiniz! Allah bize bir kurtuluş ve çıkış yolu açıncaya kadar, oralarda kalacağız1 dedim Bana: 'Allah size yoldaş olsun!' dedi Kendisinden o güne kadar hiç görmediğim bir yumuşaklık ve yufka yüreklilik gördüm Sonra dönüp gitti Sanırım ki, bizim gidişimiz ona üzüntü vermişti O sırada, Âmir işini bitirip yanıma gelince, kendisine: 'Ey Abdullah'ın babası! Biraz önce Ömer'in bize karşı gösterdiği yumuşaklığı ve yufka yürekliliği, gideceğimize duyduğu üzüntüyü bir görmeliydin!1 dedim Amir 'Sen onun Müslüman olacağını mı umuyorsun?!' dedi Ben: 'Evet! Umuyorum' deyince, Âmir: 'Şunu iyi bil ki; sen Hattab'ın eşeğinin Müslüman olduğunu görünceye kadar, o kişi Müslüman olmaz!' dedi Ömer'den o zamana kadar görülegelen sertlik ve Müslümanlığa karşı kaskatı yüreklilik, kendisinden böylece ümit kestirmişti"[167] Kureyş Müşriklerinin Muhacirleri Geri Çevirmeleri İçin Necaşî'ye Elçiler ve Hediyeler Göndermeleri Kureyş müşrikleri Resûlullah (as)ın ashabının Habeş ülkesinde emniyet ve sükûnete kavuşmuş ve orada yurt yuva edinip yerleşmiş olduğunu görünce, aralarında toplantı yaptılar Onların; eski dinlerine döndürülmek üzere, yerleşmiş oldukları yerlerinden çıkarılmaları ve kendi*lerine geri çevrilmeleri için, Kureyşlilerden, gözü özü pek iki adamı, Abdullah b Ebi Rebia ile Amr b Âs'ı Necaşîye göndermeyi kararlaştırdılar Necaşî ve kumandanları için topladıkları hediyeleri de, iki elçi ile birlikte yolladılar[168] Ebu Talib; Kureyşflerin bu kararlarını ve Necaşi elçi ile hediyeler gönderdiklerini öğrenince, Muhacirleri müşriklerden korumaya teşvik için söyleyip Necaşîye gönderdiği beyitlerde şöyle dedi: "Keşke, Cafer ile Amr'ın ve akrabadan düşmanların, uzaklarda, gurbette nasıl ve ne halde olduk*larını bir bilseydim Acaba Necaşî'nin ihsanları Cafer ile arkadaşlarına ulaştı mı? Yoksa bir arabozucu buna engel mi oldu ki? Dilerim: Lanet ve nefret ettirici haller zât-ı devletinden sâdır olmasın! Hiç şüphesiz, sen asaletli ve cömert bir zâtsın! Senin himayende olanlar sıkıntı çekmezler Muhakkak ki, Allah sana geniş bir saltanat ve pek çok iyilikler vermiştir Sen yaşadıkça, Allah'ın bu bağışları sende kalacaktır Sen çok cömertsin, bol bağışlısın! Senin bağışlarından dostlarda, düşmanlar da yararlanırlar!" [169] Peygamberimiz (as)ın zevcesi Hz Ümmü Seleme demiştir ki: "Biz, Habeş ülkesine ayak bastığımızdan itibaren, Necaşi'de, en hayırlı bir komşuluk ve koruyucu*luk gördük Dinimiz hakkında güvenlik içinde bulunduk Hiç eziyet edilmeksizin ve hoşlanmayacağımız hiçbir şey işitmeksizin, Yüce Allah'a ibadet ettik Kureyş müşrikleri, bu durumumuzu haber alınca, aralarında görüşme, konuşma yaptılar Bizi geri çevirmesini istemek üzere, içlerinden, özü gözü pek iki kişiyi Necaşi'ye göndermeyi ve ona Mekke eşyasından, nâdir, kıymetli gördükleri şeylerden hediyeler sunmayı kararlaştırdılar Necaşî'ye, Mekke'den götürülecek şeylerin en hoşa gideni, beğenileni ise meşin olanlardı Bunun için, Kureyş müşrikleri, bol miktarda Mekke meşini topladılar Necaşî'nin kumandanlarından her birine ayrı ayrı hazırladıktan sonra, Abdullah b Ebi Rebia ile Amr b Âs'ı, hediyelerle birlikte yolladılar Yollarken de, emirlerini yerine getirmelerini onlara emrettiler ve: 'Muhacirler hakkında Necaşî ile konuşmadan önce, her kumandana hediyelerini verin! Sonra da, Necaşî'ye hediyesini sunun ve kendisinden, yanındaki Muhacirlerle hiç konuşmadan, onları size teslim etmesini isteyin!' dediler Bu iki adam, Necaşî'nin yanına geldiler O sırada, biz, Necaşî'nin katında, hayırlı bir yurtta, hayırlı bir koruyucu yanında idik Mekke'den gelen iki Kureyşî, Necaşî ile konuşmadan önce, bütün kumandanların hediyelerini verdiler Hediye verilmeyen kumandan kalmadı Onların her birine hediyelerini verirken de: 'Bizden, birtakım aklı ermez gençler gelip hükümdarın ülkesine sığındılar Onlar kendi kavimlerinin dininden ayrıldılar, sizin dininize de girmediler Kavimlerinin eşrafı, onları kendilerine geri çevirmesi için, bizi sizin hükümdara yolladılar Biz onlar hakkında hükümdarla konuştuğumuzda, onları bize teslim etmesini ve onların söyleye*cekleri sözlere kulak asmamasını hükümdara tavsiye edin! Çünkü, kendi kavimleri onları daha iyi bilirler ve kusurlarını daha iyi anlarlar1 dediler Kumandanların hepsi, Kureyş elçilerine 'Olur' dediler Bundan sonra, elçiler, Necaşîye hediyelerini sundular Necaşî hediyeleri kabul ettikten sonra, elçiler 'Ey hükümdar! Bizden birtakım aklı ermez gençler senin ülkene gelip sığındılar Onlar kavimlerinin dininden ayrıldılar, senin dinine de girmediler Onlar bizim de bilmediğimiz, senin de bilmediğin bir din icad ettiler, ortaya çıkardılar Onların babalarından, amcalarından ve yakın akrabasından olan kavimlerinin eşrafı, onları kendi*lerini geri çevirmeniz için, bizi sana yolladılar Çünkü, onlar bunları başkalarından daha iyi bilirler, kusurlarını, kabahatlarını başkalarından daha iyi anlarlar1 dediler Abdullah b Ebi Rebia ile Amr b Âs'ın en çok korktukları, istemedikleri şey, Necaşî'nin Muhacirleri çağırıp dinlemesi idi Hükümdarın yanında bulunan kumandanları, ona: 'Ey hükümdar! Bu iki adam doğru söylüyorlar Kavimleri onları daha iyi bilirler ve kusurlarını daha iyi anlarlar Sen onları bu iki adama teslim et, ülkelerine ve kavimlerine geri güttürsünler!' dediler Necaşî kızdı ve: 'Hayır! Vallahi, ben onları bu iki adama hemen teslim edivermem! Gelip ülkeme konmuş, beni başkalarına tercih ederek bana sığınmış olan bir cemaata kötülük yapılmaz! Onları yanıma çağırıp, şu iki adamın söyledikleri şeyler hakkında onlara sorular sorarım Eğer onlar şu iki adamın dedikleri gibi iseler, kendilerini bu iki adama teslim eder, kavimlerine geri çeviririm Şayet onlar bu iki adamın söyledikleri gibi değillerse, kendilerini bunlara karşı korur ve himayemde kaldıkları müddetçe de en güzel şekilde korur ve kollarım' dedi Sonra da, haber salıp Resûlullah (as)ın ashabını yanına çağırttı Necaşî'nin davetçisi gelince, Muhacirler toplandılar, sonra da birbirlerine: 'Şimdi bu adamın [Necaşî'nin] yanına gittiğiniz zaman ona ne söyleyeceksiniz?' dediler ve yine bir*birlerine: 'Vallahi, biz ancak bildiklerimizi, Peygamberimiz (as)ın bize emrettiklerini söyleriz Ne ola*caksa olsun!' dediler"[170] Habeş Necaşî'sinin Sorularını Hz Cafer'in Cevaplayışı Ümmü Seleme Validemiz anlatıyor ki: "Muhacirler Necaşî'nin yanına vardıkları zaman, Necaşî, daha önceden kendi din adamlarını da yanına çağırmıştı Onlar, Necaşî'nin çevresinde mushaflarını yaymış, açmış bulunuyorlardı Necaşî, Muhacirlere: 'Siz, ne benim dinime, ne de şu milletlerden hiçbirinin dinine girmediğinize göre, sizin kavimleriniz*den ayrılarak tutmuş olduğunuz bu din nasıl bir dindir?' diye sordu Muhacirler adına, Cafer b Ebi Talib: 'Ey hükümdar!' dedi 'Biz Cahiliye halkından bir kavim idik Putlara tapardık Ölmüş hayvan eti yerdik Bütün kötülükleri yapardık Akrabalarımızla ilgilerimizi keser, akraba hakkı gözetmezdik Komşularımızı unutur, komşuluk vazifelerini yerine getirmezdik İçimizden güçlü olan, güçsüz, zayıf olanı yerdi Yüce Allah bize kendimizden, soyunu sopunu, doğruluğunu, eminliğini, iffet ve nezahetini bildiğimiz Resûlü gönderinceye kadar, biz hep bu kötü durum ve tutumda idik O peygamber, bizi, bizim ve babalarımızın Allahtan başka tapageldiğimiz, taştan, ağaçtan, altın ve gümüşten yapılmış putları bırakarak Allah'ın birliğine inanmaya ve yalnız O'na ibadet etmeye davet etti Yine o peygamber: Doğru söylemeyi, Emaneti sahibine vermeyi, Akraba haklarını gözetmeyi, Komşulara iyi davranmayı, Haramlardan uzak, Kan dökmekten geri durmamızı bize emretti Yine o, bizi her türlü çirkin, yüz kızarcı söz ve işlerden, Yalan söylemekten, Yetim malı yemekten, İffetli kadınlara dil uzatmak ve iftira etmekten de men ve nehy etti Ayrıca: Hiçbir şeyi kendisine eş ve ortak tutmaksızın, yalnız Allah'a ibadet etmemizi, Namaz kılmamızı, Zekât vermemizi, Oruç tutmamızı da bize emretti Biz onu doğruladık ve ona iman ettik Allah tarafından getirdiği şeylere göre, ona tâbi olduk Bir ve Tek olan Allah'a ibadet ettik, O'na hiçbir şeyi şirk koşmadık O'nun bize haram kıldığını haram, helâl kıldığını helâl olarak kabul ettik Bunun üzerine, kavmimiz bize düşman kesildi Bizi dinimizden döndürmek, Yüce Allah'a ibadetten vazgeçirip puflara taptırmak, öteden beri helâlleştirip serbestçe işleyegeldiğimiz kötülükleri tekrar işletmek için, bizi işkenceden işkenceye uğrat*tılar Onlar bize böylece galebe çalıp zulmettikleri, bizimle dinimiz arasına gerildikleri ve tazyiklerini art*tırdıkları zaman, biz senin ülkene çıkmak, sığınmak zorunda kaldık Seni başkalarına tercih ile, senin korurluğun ve komşuluğunda bulunmayı arzu ettik Ey hükümdar! Biz senin yanında hiçbir zulme uğramayacağımızı umuyoruz!' Necaşî: 'Allah tarafından peygamberinizin getirip sizlere bildirdiği şeylerden, senin yanında birşey var mı?' diye sordu Cafer 'Evet! Var' dedi Necaşî: 'Onu bana oku!' dedi Cafer, Meryem sûresinin baş tarafından, Yahya ve İsa (as)ların doğumları ile ilgili âyetleri [1-35] okuyunca, vallahi Necaşî o kadar ağladı ki, (akan gözyaşlarından) sakalı ıslandı Necaşî'nin din adamları da, okunan âyetleri dinledikleri zaman, ağladılar ve hatta onların mushafları da gözyaşlarından ıslandı Bundan sonra, Necaşî, Mekke'den gelen iki Kureyşîye: 'Bu (dinlediğim şey), İsa'ya gelmiş olanla muhakkak aynı yerden çıkıyordur! Siz ikiniz, gidin artık! Hayır! Vallahi ben onları size ne teslim ederim, ne de onlara dokunulur!' dedi" İki elçi, Necaşî'nin yanından dışarı çıktıkları zaman, Amr b Âs: "Vallahi, ben yarın Necaşî'nin yanına gidip onlar hakkında söyleyeceğim şeyle onların köklerini kazıtacağım!" dedi Abdullah b Ebi Rebia ise: "Sen böyle birşey yapma! Onlar bize muhalif olsalar da, aramızda onlarla akrabalık var!" dedi Amr bÂs: "Vallahi, Necaşî'ye, bunların İsa b Meryem'in bir kul olduğunu iddia ettiklerini haber vereceğim!" dedi Ertesi gün, Necaşî'nin yanına gidip: "Ey hükümdar! Onlar İsa b Meryem hakkında çok büyük, ağır bir söz söylüyorlar! Onları çağır da, onun hakkında ne söylediklerini onlara bir sor" dedi Bunun üzerine, Necaşî, bu hususu sormak için onları tekrar yanına çağırdı Muhacirler toplandılar Birbirlerine: "Necaşî size İsa b Meryem hakkında sorduğunda, ne söyleyeceksiniz?" diye sordular ve: "Vallahi, onun hakkında Allah'ın dediklerini ve Peygamberimizin bize bildirdiklerini söyleriz İşin sonu ne olursa olsun!" dediler Muhacirler Necaşî'nin yanına vardıkları zaman, Necaşî onlara: "Söyleyin bakalım; Meryem oğlu İsa hakkında ne söylüyorsunuz?" diye sordu Cafer b Ebi Talib, ona: "Biz, onun hakkında, Peygamberimizin bildirdiklerini söylüyoruz O, diyor ki: 'İsa Allah'ın kulu, resûlü, Ruh'u ve O'nun dünyadan ve erden geçerek Allah'a bağlanmış bir kız olan Meryem'e ilka eylediği Kelimesidir'" deyince, Necaşî, elini yere uzatıp oradan bir çöp aldıktan sonra: "Vallahi, İsa b Meryem de, senin söylediğinden başka birşey değildir! Arada, şu çöp kadar bile fark yoktur!" dedi Necaşî bunu söylediği zaman, çevresindeki kumandanlar homurdanmaya başladılar Necaşî, kumandanlara: "Vallahi, siz homurdansanız da, gerçek olan budur!" dedi Muhacirlere de: "Gidiniz! Sizler, benim ülkemde, tamamıyla emniyet içindesiniz! Size söven, dil uzatan kimse cezalandırılacaktır! Size söven, dil uzatan kimse cezalandırılacaktır! Size söven, dil uzatan kimse cezalandırılacaktır! Ben, sizden birinize, bir dağ altın karşılığında bile, eziyet etmek istemem! Getirdikleri hediyeleri de şu iki adama geri verin! Benim onlara ihtiyacım yok! Vallahi, Allah bana saltanatımı geri verdiği zaman benden rüşvet almadı ki, ben bu hususta rüşvet alayım!" dedi Bunun üzerine, Amr b Âs ile Abdullah b Ebi Rebia, getirdikleri hediyeleri geri verilerek, suçlanmış ve reddedilmiş bir halde Necaşî'nin yanından çıkıp gittiler Muhacirler de, Necaşî'nin ülkesinde, en iyi yurtta ve en iyi koruyucunun yanında kaldılar[171] |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #39 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''Hz Ebu Bekir'in Hicret İçin Yola Çıkışı ve Geri Çevrilişi Hz Ebu Bekir; Müslümanların müşrik kavim ve kabileleri arasında[172] türlü işkencelere uğratıldık*larını[173] ve Mekke'de işkenceler altında yaşamanın günden güne güçleştiğini, ağırlaştığını gördüğü zaman, hicret etmek üzere Peygamberimiz (as)dan izin istemiş ve kendisine izin verilince de,[174] Habeş ülkesine yapılan ikinci hicrete dahil olmak üzere dayısının oğlu Haris b Halid ile birlikte Mekke'den ayrılıp[175] Habeş ülkesine doğru gitmişti[176] Bir-iki gün gittikten sonra,[177] Birku'l-Gımad mevkiine erişince,[178] Kare kabilesinin ulu kişisi İbnu'd-Dagınne ile karşılaştı İbn Dagınne: "Ey Ebu Bekir! Nereye gitmek istiyorsun?" diye sordu Hz Ebu Bekir: "Beni (Mekke'den) kavmim çıkardı,[179] bana eza ve cefa yaptılar Beni sıkıştırdıkça sıkıştırdılar[180] Ben de yeryüzünde biraz gezip dolaşmak ve Rabbime serbestçe ibadet etmek istiyorum!" dedi İbn Dagınne: "Ey Ebu Bekir! Senin gibi bir zât ne yurdundan çıkar, ne de çıkan lir[181] Bu nasıl olur?! Vallahi, sen kavmini, kabileni zinetlendirirsin! İyilik işlersin[182] Sen kimsenin kazandırmayacağını kazandırırsın![183] Akrabayı, görür gözetirsin! İşini görmekten âciz olanların yükünü taşırsın! Konuğu ağırlarsın![184] Hak yolunda zuhur eden hadiselerde halka yardım edersin![185] Geri dön![186] Sen benim himayemdesin![187] Ben senin koruyucunum![188] Haydi, dön de, kendi yurdunda Rabbine ibadet et!" dedi[189] Hz Ebu Bekir, yoldaşı Haris b Halid için: "Yanımda, kabilemden şu zât var!?" dedi İbn Dagınne: "Bırak onu! O yüzünün doğrusuna gitsin! Sen de, ev halkının yanına dön!" dedi Haris b Halid: "Senin geri dönüp gitmen sana helâldir! Sen dön, git! Ben de, arkadaşlarımla birlikte, yüzümün doğrusuna giderim!" dedi Habeş yolculuğuna devam edip gitti[190] Hz Ebu Bekir de İbn Dagınne ile birlikte döndü[191] Mekke'ye girince, İbn Dagınne: "Ey Kureyş cemaatı! Ben Ebu Kuhâfe'nin oğlunu himayeme aldım! Ona hiç kimse dokunmayacak, ancak iyilik edecektir!" dedi[192] O akşam[193] Kureyş eşrafı arasında dolaşarak, onlara da: "Ebu Bekir gibi bir zât ne yurdundan çıkar, ne de çıkarılır Siz hiç kimsenin kazandırmayacağını kazandıran, akrabayı görüp gözeten, işini görmekten âciz olanların yükünü taşıyan, konuğu ağırlayan, hak yolunda zuhur eden hadiselerde halka yardım eden bir adamı nasıl çıkarırsınız?!" diyerek çıkıştı[194] Kureyş müşrikleri İbn Dagınne'nin Hz Ebu Bekir hakkındaki himayesini reddetmediler,[195] yerine getirdiler[196] Hz Ebu Bekir'e işkence etmekten vazgeçtiler[197] Eman verdiler[198] Fakat, İbn Dagınne'ye: "Ebu Bekir'e söyle! O Rabbine ibadetini evinin içinde yapsın! Orada istediği kadar namaz kılsın, Kur'ân okusun! Evinden başka yerde açıktan namaz kılıp Kur'ân okuyup da bizi rahatsız etmesin![199] Çünkü, biz onun kadınlarımızı ve çocuklarımızı meftun etmesinden korkarız!" dediler İbn Dagınne, müşriklerin bu isteklerini Hz Ebu Bekir'e söyledi[200] Hz Ebu Bekir de öyle yaptı [201] Namazını açıkta kılmadı Kur'ân-ı Kerîm'i de evinden başka yerde okumadı[202] Sonradan kendisinde bir fikir değişikliği olup, evinin önünde bir namazgah yaptı [203] Orada namaz kılmaya, Kur'ân okumaya başladı[204] Hz Ebu Bekir'in evi Cumah oğullarının mahallesinde idi[205] Hz Ebu Bekir yufka yürekli olup,[206] Kur'ân-ı Kerîm'i okurken ağlamaklı olur,[207] ağlar durur, gözünün yaşını tutam azdı[208] Kur'ân-ı Kerîm okurken, müşriklerin çocukları, kadınları onun başına dikilir, yığılır, ona bakışırlar, meftun olurlardı[209] Bu hali Kureyş müşriklerinin eşrafını korkuttu Onlar İbn Dagınne'ye haber saldılar İbn Dagınne yanlarına gelince,[210] ona: "Ey İbn Dagınne![211] Biz Ebu Bekir hakkında Rabbine evinde ibadet etmek şart ile-himaye ve sıyanetine müsaade etmiştik Ebu Bekir ise bu haddi tecavüz ederek evinin önünde bir namazgah yapmış, içinde açıktan namaz kılmaya, Kur'ân okumaya başlamıştır Doğrusu, biz kadınlarımızın ve çocuklarımızın dinlerinden döndürülmelerinden korkuyoruz! Sen Ebu Bekir'i bundan men et! Eğer buna yanaşmaz, ille de namaz ve kıraatim ilan etmek isterse, kendisine verdiğin eman ve himaye sözünü sana iade etmesini iste! Gerçekten, biz, sana verdiğimiz sözden caymayı çirkin görüy*oruz Fakat, Ebu Bekir'in açıktan ibadet etmesine de söz vermiş değiliz" dediler Bunun üzerine İbn Dagınne Hz Ebu Bekir'in yanına varıp:[212] "Ey Ebu Bekir! Ben sana kavmini rahatsız edesin diye himaye taahhüdünde bulunmadım! Onlar, senin şu yerinde bulunmandan, asla hoşlanmamakta ve senden rahatsız olmaktadırlar! Sen evinin içine gir de, istediğini evinin içinde yap![213] Ey Ebu Bekir! Benim sana ne üzerinde söz vermiş olduğumu pekâlâ bilirsin! Şimdi sen ya o şarta göre hareket edersin, ya da senin üzerindeki himaye taahhüdümü bana iade edersin! Ben bir kimseye vermiş olduğum himaye taahhüdümü bozduğumu Arapların işitmesini istemem!" dedi[214] Hz Ebu Bekir: "Ben senin üzerimdeki himaye taahhüdünü sana iade edip de Allah'ın himayesiyle yetineyim mi?" diye sordu İbn Dagınne: "Evet! Himaye taahhüdümü bana iade et!" dedi[215] Hz Ebu Bekir: "Ey İbn Dagınne! Ben artık senin himayeni sana iade ediyorum Ben Yüce Allah'ın ve Resûlünün himayesine razıyım!" dedi[216] Bunun üzerine, İbn Dagınne: "Ey Kureyşliler! Ebu Kuhâfe'nin oğlu himaye taahhüdümü bana iade etmiş, benim işim bitmiştir! Artık, sizin işiniz adamınızladır!" dedi[217] Hz Ebu Bekir Kabe'ye giderken, Kureyş müşriklerinden bir beyinsiz, Hz Ebu Bekir'in başına toprak saçtı O sırada, Velid b Mugîre veya Âs b Vâil ile karşılaşınca, ona: "Şu beyinsizin yaptığını göremiyor musun?" diyerek yakındı Fakat, o müşrik: "Bunu sen başına kendin getirdin!" dedi Hz Ebu Bekir, başından toprağı silkelerken: "Ey Rabbim! Sen ne kadar da Halîm'sin! Ey Rabbim! Sen ne kadar da Halîm'sin! Ey Rabbim! Sen ne kadar da Halîm'sin!" diyordu[218] |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #40 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''[1] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 384, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 203, Taberî, Târih, c 2, s 221, İbn Haldun, Tarih, c 2, ks 2, s 8, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 270 [2] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 384-384, İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 203 [3] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 344, Abdurrezzak, c 5, s 384, İbn Sa'd, c 1, s 203, Yâkubî, Târih, c 2, s 29, Taberî, c 2, s222, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 76, İbn Seyvid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 115, Zehebî, Târıhu'l-islâm, s 184, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 66, İbn Haldun, Târih, c 2, ks 2, s 8, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1 , s 270 [4] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 285, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s 55, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c 1 , s 38, İbn Haldun, Târih, c 2, ks2,s8 [5] İbn İshak, İbn Hisam , c 1, s 344, Yâkubî, Târih, c 2, s 29, Taberî, Târih, c 2, s 222, Beyhakî, Delâil, c 2, s 285, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 76, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1 , s 115, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 66, İbn Haldun, c 2, ks 2, s 8, Halebî, c 2, s 3, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 270 [6] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 384, İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 203, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 622, Halebî, c 2, s 3, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 270 [7] Abdurrezzak, c 5, s 384, İbn Sa'd, c 1, s 203-204, İbn Seyyid, c 1, s 115, Halebî, c 2, s 3, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 270 [8] İbn İshak, İbn Hisam, c 1, s 344, Taberî, Târih, c 2, s 222, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 76, Zehebî, Târih, s 1 84, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 66 [9] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s 344, Taberî, c 2, s 222, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 193, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 76, İbn Kayyım, Zâd, c 1, s 38, Zehebî, s 184, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 66, Diyarbekrî, Hamis, c 1 , s 388, Halebî, c 2, s 3 [10] İbn İshak, İbn Hisam, c 1,s 344, Taberî, c2,s 222, Zehebî, s 184, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 66, Halebî, c 2, s 3, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 270 [11] İbn İshak, İbn Hisam, c1, s 344, Taberî, c 2, s 222, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 76, Zehebî, s 184, Ebu'l-Fidâ, c3, s 66, Halebî, c 2, s 3, Zürkânî, c 1, s 270 [12] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 384, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 204 [13] İbn Haldun, Târih, c 2, ks 2, s 8 [14] Taberî, Târih, c 2, s 221, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 288 [15] Hâkim, Müstedrek, c 2, s 622 [16] Taberî, Târih, c 2, s 221 [17] Taberî, Târih, c 2, s 221, Hâki m, Müstedrek, c 2, s 622, Beyhakî, Delâilü'n-nübü we, c 2, s 2 85, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 193, Zehebî, Târıhu'l-İslâm, s 184, İbn Haldun, c 2, ks 2, s 8 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/13-14 [18] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 204, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1 , s 228, Taberî, c 2, s 221, Ebu'l-Ferec, c 1, s 193, İbn Esîr, Kâm il, c 2, s 77, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 116, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 66, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledün-niye, c 1, s 66, Diyarbekrî, c 1, s 288, Halebî, c 2, s 5, Zürkânî, c 1, s 270 [19] Zâriyât: 50 [20] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 344, Taberî, c 2, s 222, İbn E ar, Kâmil, c 2, s 76, Zehebî, s 184, E bu'l-Fidâ, c 3, s 66, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 270 [21] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 384, İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 204, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1 , s 116, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 66 [22] İ bn Sa'd, Tabakât, c 1, s 204, Taberî, c 2, s 221, İbn Seyyid, c 1, s 116, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 66, Halebî, c 2, s 5, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 271 [23] İbn İshak, İbn Hişam, c1 , s 344-345, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 204, Taberî, Târîh,c2, s 221-222, İbn Hazm , Cevâmiu's-Sîre, s 55-56, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 115, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 184, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c3, s 66, İbn Haldun, Târîh, c 2, ks 2, s 8 [24] İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s 56, İbn Seyyid, Uyun, c 1, s 115, Zehebî, s 184, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 67, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 66, Halebî, İnsanu'l-uyûn, c 2, s 5 [25] İbn İshak, İbn Hişam , c 1, s 345, İbn Sa'd, c 1 ,s2O4, Taberî, c 2, s 222, İbn Seyyid, c 1, s 116, Zehebî, s 184-185, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 66, İbn Haldun, c 2, ks 2, s 8 [26] İbn Sa'd, c 1, s 204, Taberî, c 2, s 222, İbn Seyyid, c1, s 116, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 66, Halebî, c 2, s 5 [27] İbn İshak, İbn Hisam, c 1, s 344, Taberî, c 2, s 221, Hâkim, Müstedrek, c 2, s 622, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 76, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 66 [28] Beyhak f, D elâ ilü "n-n übüwe, c 2, s 297, M uh ibbüt -Taberî, R ı yâdu'n-nadrâ, c 2, s 113-114, Zehe bf, s 183, E bu'l -F i dâ, c3, s 66-67, Heysemî, Mecmau'z-ievâid, c 9, s 80-81, Kastalâni, Mevâhib, c 1, s 66, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 289, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 271 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/14-16 [29] Şuaybe, o zaman, M ekke'nin Cidde taralından iskelesi idi (İbn Sa'd, c 1, s 145, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c 1, s 160, Süheyli, Ravd, c 2, s 277, Yakut, M u'cemu'l-buldan, c 3, s 351) [30] İbn Sa'd, c 1, s 204, Taberî, c 2, s 221, İbn Seyyid, c 1, s 116, Diyarbekrî, c 1, s 288, Halebî, c 2, s 5, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 271 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/16 [31] İ bn S a'd, Tabak âtü'l-kübrâ ,01,5204, Ta ben, Târîh, c 2, s 221, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâc 1, s 193, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 116, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 289, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 5, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 271 [32] İbn Haldun, Tarih, c 2, ks 2, s 8 [33] Ebu'l-Fenec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 1 93, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 289 [34] İbn Haldun, Tarih, c 2, ks 2, s 8 [35] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 204, Taberî, Tarih, c 2, s 221, İbn Seyyid, Uyun, c 1, s 116, Halebî, İnşân, c 2, s 5, Zürkânî, Mevâhib, Şerhi, c 1, s 271 [36] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 384, İbn Seyyid, Uyun, c 1, s 115, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 184 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/16-17 [37] Ebu'l-Münzir Hişam, Kitâbu'l-esnâm, s 1 9, Yakut, Mu'cemu'l-büldân, c 4, s 116 [38] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1 , s 206, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 121, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 5 [39] Necm: 21-30 [40] Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-Kârî, c 7, s 100, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 70 [41] Kastalâni, Mevâhib, c 1, s 70, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 285 [42] Fussilet: 26 [43] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 388, Buhârî, Sahih, c 6, s 52, Müslim, Sahih, c 1, s 405, Ebu Davud, Sünen, c 2, s 59, Dârimî, Sünen, c 1, s 281-282, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c 2, s 314, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 90 [44] Müslim, Sahih, c 1, s 405, Ebu Davud, Sünen, c 2, s 59, Dârimî, c 1, s 282, Beyhakî, c 2, s 314, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 90 [45] Ahm ed b Hanbel, Müsned, c 1 , s 388 [46] Müslim, Sahih, c1, s 405, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 90 [47] Buhârî, Sahih, c 6, s 52 [48] Buhârî, c 6, s 52, Müslim, c1, s 405 [49] Ahmedb Hanbel, c 1, s 388 [50] Ahmedb Hanbel, c 1, s 388, Buhârî, c 6, s 52, Müslim, c 1, s 405 [51] Ebu Davud, c 2, s 59, Dârimî, c 1, s 282, Beyhakî, c 2, s 31 4 [52] Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-Kârî, c 7, s 101 [53] Beyhakî, Delâilü'n-nübüwe, c 2, s 287, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 1 87, Heysemî, M ecmau'i-zevâid, c 6, s 33, Bedrüddin Aynî, c 7, s 99, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 6 [54] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1 , s 388 [55] Ebu Davud, Sünen, c 2, s 59 [56] Müslim, Sahih, c 1, s 405, Dârimî, Sünen, c 1, s 282 [57] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 388, Buhârî, Sahih, c 6, s 52, Müslim, Sahih, c 1, s 405, Ebu Davud, Sünen, c 2, s59, Dârimî, Sünen, c 1, s 282, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c 2, s 314 [58] Ahmedb Hanbel, c 1, s 388, Buhârî, c 6, s 52, Müslim, c 1, s 405, Ebu Davud, c 2, s 59 [59] Müslim, c 1, s 405, Ebu Davud, c2,s 59, Dârimî, c 1, s 282, Beyhakî, c 2, s 314 [60] Ahmed b Hanbel, c 1, s 388,Buhârî, c 6, s 52, Müslim, c 1, s405, Ebu Davud, c 2, s 59, Dârimî, c1 ,s 282, Beyhakî,c 2, s 31 4 [61] Ahmed b Hanbel, c 1, s 388, Müslim, c 1, s 405, Dârimî, c 1, s 282, Beyhakî, c 2, s 314 [62] Ebu Davud, Sünen, c 2, s 59 [63] Ahmed b Hanbel, c 1, s Müslim, c 1,s4O5, Ebu Davud, c 2, s 59, Dârimî, c 1, s 282, Beyhakî, c 2, s 314 [64] Ahmedb Hanbel, c 1, s 388, Buhârî, c 6, s 52 [65] Müslim, c1, s 405, Ebu Davud, c 2, s 59, Dârimî, c 1, s 282, Beyhakî, c 2, s 314 [66] Ahmedb Hanbel, c 1, s 388, Buhârî, c 6, s 52, Müslim, c 1, s 405, Ebu Davud, c 2, s 59, Beyhakî, c 2, s 314 [67] Buhârî, Sahih, c 6, s 52 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/17-20 [68] Tahâvf, Muhtasar, s 29 [69] Tahâvı", Muhtasar, s 29, Kâsanf, Bedâyiu's-sanâvi', c 1, s 1 93, Suvutf, İtkân, c 1, s 110 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/20 [70] En'am: 14 [71] Zümer: 64-66 [72] Kâfirûn: 1-6 [73] Ebu'l-Münzir Hişam, Kitâbu'l-esnâ m, s 1 9, Yakut, Mu'cemu'l-büldân, c , s 116 [74] Fussilet: 42, Hicr: 9, el-Hâkka, 43-46 [75] Kadı Iyaz, Şifâ, c 2, s 130-157, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 23, s 50-54, Kurtubf, Tefsir, c 12, s 82-84, Bedrüddin Ayni1, Umdetu'l-Kârî, c 7, s 90-1 01, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c1 ,s 68-71, Halebîjnsânu'l-uyûn, c 2, s 8-9, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1 , s 280-286 [76] Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c 23, s 50-54 [77] Zehebî, Tezkiretü'l-huffâz, c 2, s 720-721 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/20-22 [78] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1 , s 228, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 77, İbn Se y-yid, Uyün u'l-ese r, c 1, s 121, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 289 [79] İbn Sa'd, Tabak âtü'l-kübrâ, c 1, s 206, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 228, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 121, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 289, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1 , s 271 [80] İbn İshak Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 158, İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 206 [81] İbn İshak, Kitâbu 1-mübtedâ ve 1-meb'as, c 3, s 158, Taberî, Târîh, c 2, s 227, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 598 [82] İbn İshak, Kitâbu'l-m übtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 158, İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 206, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 227, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 115 [83] İ bn Sa'd Taba kât, c 1, s 206, Bel âzu rf, E nsâb, c 1, s 227, İ bn H aim, C e vâm i u's-Sîre, s 65, Süheyli, R a vdu' l-ünüf, c 3,s 344, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 77 Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 187, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 280 [84] Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 187, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 280 [85] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 206, Halebî, İnsânu'l-uyün, c 2, s 9 [86] Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 1 94, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 285 [87] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 3-8, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s 65-66, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 91 [88] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 206, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 228, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 77, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 91, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 289 [89] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 3, İbn Sa'd, c 1, s 206, Taberî, Târîh, c 2, s 227, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 77 [90] İbn İshak, K itâbu 1-m übtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 158 [91] İbn İshak, K itâbu 1-m übtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 158, Heysemî, Meanau'i-ievâid, c 6, s 33 [92] İbn Sa'd, c 1, s 206, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 120, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 9, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c1, s 280 [93] İbn İshak, K itâbu 1-m übtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 158, Belâzurî, c 1, s 227, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 4, s 598 [94] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 3, İbn Sa'd, c 1, s 206, Belâzurî, c 1, s 227, Taberî, Târîh, c 2, s 227, Ebu'l-Ferecİbn Cevzî, el-Vetâ, c 1, s 194, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 598, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 120, Heysemî, Mecmau'z-zevâid,c 6, s 33-34, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 10, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 280 [95] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 227-228 [96] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 8, Belâzurî, c 1, s 227, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 598, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92 [97] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 8, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 92 [98] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 228 [99] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 10, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 93, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 1 2 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/22-26 [100] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 158, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 291, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3,s 598, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 34 [101] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 291 , Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 188, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 34 [102] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 158, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 598 [103] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 227, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 77 [104] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 158 [105] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 158, Ebu Nuaym , Hilyetü'l-evliya, c 1 , s 103, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3,s 598, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 92 [106] Be yhak f, D el âil ü'n-nübüv ve, c 2, s 291 , Zehebî, Târîhu'l -İslâm, s 1 88 [107] Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 34 [108] Beyhakî, Delâil, c 2, s 291, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 188, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 34 [109] Beyhakî, Delâil, c 2, s 291, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 188, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 34 [110] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ, ve'l-meb'as, c 3, s 158, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 598 [111] İbn İshak, İbn Hişam Sîre, c 2, s 9, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 1 03, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s92 [112] Beyhakî, Delâil, c 2, s 291, Zehebî, s 188, Heysemî, c 6, s 34 [113] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 158, Ebu Nuaym, Hilye, c 1, s 103, Beyhakî, c 2, s 291 , Zehebî, s 188, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 598, Zehebî, s 188, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92, Heysemî, c 6, s 34 [114] E bu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 103 [115] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 9, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92 [116] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 9, Ebu Nuaym, c 1, s 103, Zehebî, s 188, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92, Heysemî, c 6, s 34,Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 10 [117] Zehebî, Târîhu'l-islâm , s 188, Heysemî, Mecma, c 6, s 34 [118] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 227 [119] Beyhakî, Delâil, c 2, s 291, Heysemî, c 6, s 34, Halebî, c 2, s 10 [120] Beyhakî, c 2, s 291, Zehebî, s 188, Heysemî, c 6, s 34, Halebî, c 2, s 1 0 [121] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ, ve'l-meb'as, c 3, s 158-159, Ebu Nuaym, Hilye, c 1 , s 103, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe c 3, s593, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92, Halebî, c 2, s 10 [122] Beyhakî, Delâil, c 2, s 291, Zehebî, s 188, Heysemî, c 6, s 34 [123] İbn İshak Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 159, E bu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 103, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve,c 2, s 291, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 598, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 92, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 10 [124] Beyhakî, Delâil, c 2, s 291, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 188, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 34 [125] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 159, Ebu Nuaym , Hilyetü'l-evliyâ, c 1 , s 103, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe c 3,s 598, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92, Halebî, c 2, s 10 [126] Beyhakî, Delâil, c 2, s 291, Zehebî, s 188, Heysemî, Mecma, c 6, s 34 [127] İbn İshak, c 3, s 159, Ebu Nuaym, c 1, s 103, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 2, s 599, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92, Halebî, c2, s 10 [128] Beyhakî, c 2, s 291, Zehebî, s 188, Heysemî, c 6, s 34, Halebî, c 2, s 10 [129] Beyhakî, Delâil, c 2, s 291, Zehebî, s 188, Halebî, c 2, s 10 [130] İbn İshak, c 3, s 159, Ebu Nuaym, c 1, s 103, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 599, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92, Halebî, c 2, s10 [131] İbn İshak,c3, s159,Ebu Nuaym, c1, s 103, Beyhakî, c 2, s 292, İbn Esîr,c3, s599,Ebu'l-Fidâ,c3, s92,Heysemî, c 6, s 34, Halebî, s 10 [132] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 1 59, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c , s 292, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3,s 599, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 92 [133] İbn İshak, c 3, s 159, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 599 [134] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 228 [135] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 10, Belâzurî, c 1, s 228, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 103, Ebu'l-Fidâ, c 3, s92, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 10 [136] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 10, Ebu Nuaym , Hilye, c 1, s 103, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92, Halebî, c 2, s 10 [137] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 2, s 10 [138] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 10, Ebu Nuaym , c 1, s 103, Halebî, c 2, s 10 [139] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 228 [140] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s1 59, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 599 [141] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 10, Ebu Nuaym, c 1, s 103, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 34,Halebî, c 2, s 10 [142] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 228 [143] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 10, Ebu Nuaym, c 1, s 103, Beyhakî, Delâil, c 2, s 292, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92, Halebî, c2, s 10-11 [144] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ, c 3, s 159, İbn Hişam, c 2, s 10, Belâzurî, c 1, s 228, Ebu Nuaym, c 1, s 103, Beyhakî,c 2, s 292, İbn Esîr, c 3, s 599, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92, Heysemî, c 6, s 34, Halebî, c 2, s 11 [145] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 228 [146] İbn İshak, İbn Hişam, c2, s 10, Belâzurî, c 1 ,s 228, Ebu Nuaym, c1 , s 104, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92, Halebî, c2, s11 [147] Belâzurî, Ensâb, c 1 , s 228, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 78 [148] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 159, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 599 [149] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 1 0, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 104, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s92-93, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 34, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 11 [150] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 292 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/26-31 [151] Bevhakf, Delâil, c 2, s 292, Zehebî, Târıhu'l-islâm, s 188, Heysemî, c 6, s 34 [152] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 158, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 598 [153] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 6, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 4, s 130, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s 66 [154] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 5, İbn Haim, s 66 [155] İbn Hazm, Cevâmiu's-a>e, s 66 [156] İbn İshak, İbn Hisam, c 2, s 5, İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 130, İbn Hazm, s 66 [157] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 130 [158] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 406 [159] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c 2, s 6,7 [160] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 207, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 119 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/31-32 [161] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1 ,s2O6, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c 2, s 50 [162] İ bn Sa'd, Tabakât, c 1, s 207, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 194, İbn Kayyım, Zad, c 2, s 50, Diyarbekrî, Hamis,C1S289 [163] Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 6, s 27, İbn Hacer, Metâlibu'l-âliyye, c 4, s 195 [164] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 293 [165] Zehebî, Tarihu'l-islâm, s 191 * Ebu Musa el-Eşari’nin peygamberimiz (as)la buluşmak üzere Yemen’den bindiği gemi fırtınaya tutulup kendilerini Habeş ülkesine atmış, orada hz Caferle buluşmuş ve böylece Habeş Muhacirleri arasına katılmışmıştır (İbn Sa’d Tabakâtü'l-Kübrâ, c4, s 106, Buhari, Sahih, c5, s 79-80, müslim, Sahih, c 4, s 1946) [166] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s345-353, Belâzuıf, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 198-227, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s 57-63, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 115-118, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 67-69 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/32-35 [167] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 367, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 221-222, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 84, Zehebî, TârfViu'l-islâm, s 181, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâyeve'n-nihâye, c3, s79,Heysemî, Meanau'z-zevâid, c 6, s 23-24, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 4-5 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/36 [168] İbn İshak İbn Hişam, Sîre, c 1, s 357 [169] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 357, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 76-77 [170] M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/37-40 [171] İbn İshak, İbn Hişam, Sine, c 1, s 357-362, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 202-203, c 4, s 290, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1 , s 247-250, Beyhakî, Delâilü'n-nübüwe, c 2, s 301-304, Zehebî, Târıhu'l-islâm, s 191-192, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ye'n-nihâye, c 3, s 72-75, Heysemî, Mecma, c 6, s 25-27, Diyarbekrî,Hamis, c 1, s 290-291 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/40-43 [172] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 205 [173] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 385, Buhârî, Sahih, c 4, s2 54, Muhibbü't-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 82, E bu'l-Fidâ, c 3, s 94, Diyarbekrî, c 1 , s 319 [174] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 12, Muhibbül-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 82,, E bu'l-Fidâ, c 3, s 94, Diyarbekrî, c1,s319 [175] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 205 [176] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 385, Buhârî, c 5, s 254, Belâzurî, c 1, s 205, Muhibbül-Taberî, c 1, s 81, E bu'l-Fidâ,c 3, s 94, Diyarbekrî, c 1 , s 319 [177] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 12, Muhibbü't-Taberî, c 1,s81, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94,Halebî, İnsanu'l-uyûn, c 1, s 484 [178] Abdurrezzak, c 5, s 385, Buhârî, c 4, s2 54, Muhibbü't-Taberî, c 1, s 81, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94, Diyarbekrî, c 1, s 319, Halebî, c1, s 484 [179] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 12, Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 385-386, Buhârî, Sahih, c 4, s 254, Belâzurî,Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 205-206, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 81-82, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 94,Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 319, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 484 [180] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 12, Ebu'l-Fidâ, c3, s 94, Halebî, c 1,s484 [181] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 386, Buhârî, c 4, s 254, Muhibbü't-Taberî, c 1, s 82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94, Diyarbekrî, c1, s 31 9, Halebî, c1, s 484 [182] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 12, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94 [183] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 1 2, Abdurrezzak, c 5, s 386, Buhârî, c 4, s 254, Belâzurî, c 1, s 206, Muhibbüt-Taberî,c 1, s 82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94, Diyarbekrî, c 1, s 319, Halebî, c 1 , s 484 [184] Abdurrezzak, c 5, s 386, Buhârî, c 4, s 254, Belâzurî, c 1, s 206, Muhibbü't-Taberî, c 1, s 82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94, Diyarbekrî, c 1 , s 319, Halebî, c 1, s 484 [185] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 1 2, Abdurrezzak, c 5, s 386, Buhârî, c 4, s 254, Belâzurî, c 1, s 206, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94, Diyarbekrî, c 1, s 319, Halebî, c 1 , s 484 [186] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 12, Belâzurî, c 1 , s 206, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94 [187] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 12, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94 [188] Abdurrezzak, c5,s 386, Buhârî, c 4, s 254, Belâzurî, c 1, s 206, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94, Diyarbekrî, c 1, s 319, Halebî, c1, s 484 [189] Abdurrezzak, c 5, s 386, Buhârî, c 4,s 254, Muhibbüt-Taberî, c1, s 82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94, Diyarbekrî, c 1, s 319,Halebî, c1, s 484 [190] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 206 [191] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 12, Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 386, Buhârî, Sahih, c 4, s 254, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 94, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 319, Halebî, İnsânu'l-uyün, c 1, s 484 [192] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 12-13, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94 [193] Buhârî, Sahih, c 4, s 254, E bu'l-Fidâ, c 3, s 94 [194] Abdurrezzak, c 5, s 386, Buhârî, c 4, s 254, Belâzurî, c 1, s 206, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94, Halebî, c 1, s 484 [195] Buhârî, c 4, s 254, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94, Halebî, c 1, s 484 [196] Abdurrezzak, c 5, s 386, Belâzurî, c1, s 206, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 82 [197] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 13, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94 [198] Abdurrezzak, c 5, s 386, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 82 [199] Abdurrezzak, c 5, s 386, Buhârî, c 4, s 254, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 29, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 94-95 [200] Buhârî, Sahih, c 4, s 254, E bu'l-Fidâ, c 3, s 95, Halebî, c 1, s 484 [201] Abdurrezzak, c 5, s 386, Ebu Nuaym, c 1,s29, Muhibbüt-Taberî, c 1,s82 [202] Buhârî, c 4, s2 54, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 95, Diyarbekrî, c 1, s 319, Halebî, c 1, s 484 [203] Abdurrezzak, c 5, s 386, Buhârî, c 4, s 254, Belâzurî, c 1, s 206, E bu Nuaym , c 1, s 29, Muhibbüt-Taberî, c 1, s82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 95, Diyarbekrî, c 1, s 391 , Halebî, c 1, s 484 [204] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 13, Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 386, Buhârî, Sahih, c 4, s 254, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 206, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evüyâ, c 1, s 29, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 82, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 95, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1 , s 71, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 319, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 484 [205] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 13, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 95 [206] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 13, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 3, s 178 [207] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 13 [208] Abdurrezzak, c 5, s 386, Buhârî, c 4, s 254, Ebu Nuaym, c 1, s 30, Muhibbü't-Taberî, c 1, s 82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s95, Kastalâni, c 1, s 71, Diyarbekrî, c 1 , s 320, Halebî, c 1, s 484 [209] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 1 3, Abdurrezzak, c 5, s 386, Buhârî, c 4, s 254, Ebu Nuaym, c 1, s 29-30, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 82, Kastalâni, c 1, s 71, Diyarbekrî, c 1, s 320 [210] Abdurrezzak, c 5, s 386, Buhârî, c 4, s 254-255, Bel âzu rf, c 1, s 206, Ebu Nuaym, c 1, s 30, Muhibbüt-Taberî c1,s 82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 95, Kastalâni, c 1 , s 71, Diyarbekrî, c 1, s 320, Halebî, c 1, s 484 [211] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 13 [212] Abdurrezzak, c 5, s 386-387, Buhârî, c 4, s 254-255, Muhibbü't-Taberî, c 1, s 82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 95, Kastalâni, c1, s 71, Diyarbekrî, c 1, s 320, Halebî, c 1, s 484-485 [213] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 13 [214] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 387, Buhârî, Sahih, c 4, s255, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1 , s 206, Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 30, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 82, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 95 Kastalâni, Mevâhib, c 1, s 71 , Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 485 [215] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 13 [216] Abdurrezzak, c 5, s 387, Buhârî, c 4, s 255, Belâzurî, s 206, Ebu Nuaym, c 1, s 30, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 82, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 95, Kastalâni, Mevâhib, c 1, s 71 , Diyarbekrî, c 1, s 320, Halebî, c 1, s 485 [217] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 13 [218] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 13, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 95, Halebî, c 1, s 485 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/43-48 |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #41 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''HAMZA VE ÖMER Hz Hamza'nın Müslüman Oluşu Hz Hamza; Peygamberimiz (as)ın amcası olup,[1] Süveybe Hatun önce Hz Hamza'yı, sonra da Peygamberimiz (as)ı emzirmiş olduğu için, Hz Hamza Peygamberimiz (as)ın sütkardeşi idi[2] Hz Hamza nübüvvetin 6 yılında Müslüman oldu[3] Peygamberimiz (as)ın bir gün Safa tepeciğinin yanında oturduğu sırada, Ebu Cehil[4] ile Adiyy b Hamrâ ve İbn Esda, oraya uğradılar[5] Ebu Cehil Peygamberimiz (as)a sövüp saydı[6] İslâm dinini ayıplamak, peygamberliğini tahkir etmek, gibi, Peygamberimiz (as)ın hiç sevmediği şeyleri söyleyip; kendisini çok incitti Peygamberimiz (as) ise ona hiçbir şey söylemedi, kalkıp evine gitti Abdullah b Cüd'an'ın azadlı kölesi bir hatun, evinden, Ebu Cehil'in bütün söylediklerini işitmişti Ebu Cehil, Peygamberimiz (as)a söyleyeceklerini söyledikten sonra, Kabe'nin yanında, Kureyşlilerin toplandıkları yere gitti, onlarla oturdu Çok geçmeden, Hz Hamza, yayı omuzunda olduğu halde, avlanmaktan dönüp oraya geldi Kendisi avcı idi, daima avlanmaya giderdi Avlanmaktan döndüğü zaman, Kabe'yi tavaf etmedikçe, sonra da Kureyşlilerin toplantı yerine uğrayarak onları selamlayıp kendileriyle biraz konuşmadıkça, evine gitmezdi Hz Hamza, Kureyş yiğitleri arasında en şerefli ve en güçlü olanı, taşkınlığa ve haksızlığa hiç dayan*mayanı idi Safa tepeciğinden Kabe'ye doğru giderken, azadlı cariye ona: "Ey Umâre'nin babası! Kardeşinin oğlu Muhammed'e biraz önce Ebu'l-Hakem Amr b Hişam tarafın*dan yapılan kötülüğü görmüş olsaydın, sen hiç dayanamazdın Onu orada otururken bulup sövdü saydı, hoşuna gitmeyecek şeyler söyledi, incitti Sonra da dönüp gitti Muhammed ise ona hiçbir şey söylemedi" dedi Yüce Allah Hz Hamza'nın iyiliğini dilediği için, kendisi, kadının söylediği şeylerden son derece öfke*lendi; ve hiç kimsenin yanında durmayıp, Ebu Cehil ile karşılaşınca ona yapacağını yapmak üzere hızla Mescid-i Haram'a girdi Ebu Cehil'in Kureyşlilerden bir cemaat arasında oturduğunu gördü, ona doğru vardı Başucuna dik*ildi, hemen yayını kaldırıp onun başına şiddetle vurdu Başını fena halde yaraladı "Sen misin ona sövüp sayan? İşte, ben de onun dinindeyim! Onun söylediğini söylüyorum! Gücün yetiyorsa, o yaptıklarını bana da yap bakayım" dedi[7] Ebu Cehil'in mensup bulunduğu Manzum oğullarından bazı kimseler, Hz Hamza'ya karşı Ebu Cehil'e yardım etmek üzere ayağa kalkıverdiler[8] ve ona: "Biz seni dininden dönmüş görüyoruz!" dediler Hz Hamza: "Onun [Hz Muhammed (as)ın] dininin hak ve gerçek olduğu, bence belli olmuştur! Beni ondan kim men edebilir? Ben Muhammed'in Resûlullah olduğuna şehadet ediyorum Onun söyledikleri hak ve gerçektir Vallahi, ben ondan ayrılmam! Eğer sözünüzde sadıklar iseniz, haydi bana engel olun bakayım?" dedi[9] Ebu Cehil kendi kavminden olanlara: "Bırakın Ebu Umâre'yü Vallahi ben onun kardeşinin oğluna çok kötü sövüp saymıştım" dedi[10] Hz Hamza evine dönünce, şeytan ona vesvese vermeye ve: "Sen Kureyşlilerin seyyidi, ulu kişisi idin! Şu, dinden dönen kişiye uyup, atalarının dinini bıraktın ha!? Ölmek, bu yaptığın şeylerden, senin için daha hayırlıdır!" diyerek kalbini, zihnini karıştırmaya başladı Öfkeye kapılarak "Ben de onun dediği üzereyim!" deyip babalarının ve kavminin dinini bıraktığına pişmanlık duyar gibi oldu! Geceyi, gözüne uyku girmeksizin, ağır bir iş ve şüpheler içinde geçirdi, ve: "Ey Allah! Şu yaptığım şey doğru ise, onun doğru olduğunu kalbime tasdik ettir! Değilse, bu husus*ta benim için çıkar yolu kalbime doğdur!" diyerek Allah'a yalvardı[11] Sonra da, Kabe'ye gidip, göğsünü hakka açmasını ve kendisinden şüpheyi, şüphelenmeyi gidermesini Yüce Allah'tan diledi[12] Ertesi günü, sabahleyin Peygamberimiz (as)ın yanına vardı[13] Uykusunu kaçıran şüphe ve tereddütlerini Peygamberimiz (as)a haber verdi:[14] "Ey kardeşimin oğlu! Ben öyle bir iş içine düştüm ki, onun çıkış yolunu bilemiyorum Ey kardeşimin oğlu! Senin bana bir söz söylemeni çok arzu ediyorum" dedi Bunun üzerine, Peygamberimiz (as) ona va'z u nasihatta bulundu Ahiret azab ve nimet*lerini anlattı Onu azab ile korkuttu, Cennet ile sevindirdi Yüce Allah Hz Hamza'nın kalbine imanı Resûlullah (as)ın sözleri ile yerleştirdi[15] Kalbini yakîn ile doldurdu[16] Hz Hamza bu yolda söylediği bir şiirinde şöyle dedi: "Kalbimi İslâmiyete, hanîf olan dine yönelttiği zaman, Allah'a hamdettim O din ki, kullarının bütün yaptıklarından haberdar olan; hepsinin iyisini kötüsünü bilen; mâsiyetleri sebebiyle kendilerini açlıktan, susuzluktan öldürmeyip, lutfu ile muamele eden; kudretiyle herşeye üstün gelen Rabbü'l-âlemîn tarafın*dan gelmiştir Onun emirleri bize okunduğu zaman, kalb ve akıl sahibi olanların gözlerinden yaşlar boşanır Onlar apaçık Kur"ân âyetleri olarak Ahmed'e gelmiştir ki, Ahmed Mustafa içimizde sözü dinlenir ve kendisine boyun eğilir biridir! Hayır! Vallahi, biz o kavimle aramızdakini kılıçla halletmedikçe, kendisini hiç kimseye vermeyiz! Ona yardımı kesmeyiz!"[17] Hz Hamza'nın Müslüman oluşu, Peygamberimiz (as)ı çok sevindirdi[18] ve güçlendirdi[19] Hz Hamza, Yüce Allah'ın dinini kendileriyle güçlendirdiği sayılı kişilerdendi[20] Allah, ondan razı olsun! Hz Hamza Müslüman olunca; Kureyş müşrikleri Peygamberimiz (as)a yapageldikleri işkencelerin bir kısmından vazgeçtiler[21] Hz Ebu Bekir'in Mescid-i Haram'da Müşrikleri İslamiyete Davet Edişi Hz Hamza'nın Müslüman olduğu günde idi[22] ki, Peygamberimiz (as)ın yanında, o sıra*da, toplu bir halde[23] otuzsekiz[24] veya otuzdokuz[25] sahabe bulunuyordu Hz Ebu Bekir Peygamberimiz (as)ın Müslümanlarla birlikte Mescid-i Haram'a gidip herke*si İslâm iyete davet ve teşvik etmesi için ısrar ediyor, Peygamberimiz (as) da "Ey Ebu Bekir! Biz henüz azız, bu işe yetmeyiz" buyuruyordu Hz Ebu Bekir ısrar edip durunca, Peygamberimiz (as) ashabıyla birlikte Dârül-Erkam'dan çıkıp Mescid-i Haram'a gitti Müslümanlardan her biri, Mescid-i Haram'da bulunan kendi kabilelerinden insanların yanlarına dağıldılar Peygamberimiz (as) oturduğu sırada[26] Hz Ebu Bekir ayağa kalkıp halkı Allah'a ve Resûlullaha inanmaya davet edince, müşrikler Hz Ebu Bekir1n[27] ve Müslümanların[28] üzerlerine yürüdüler Hz Ebu Bekir'i[29] ve oradaki Müslümanları, Mescid-i Haram'ın her tarafında,[30] en şiddetli bir şekilde[31] dövmeye başladılar[32] Hele Hz Ebu Bekir'i, fâsık Utbe b Rebia, kamının üzerine çıkıp çiğnedi Yüzünü demir ayakkabı I arıyla tekmeledi, şişirdi Hz Ebu Bekir'in yüzünde, bumu belirsiz oldu! Kabilesi olan Teym oğulları gelip yetişince, müşrikler Hz Ebu Bekir'den uzaklaştılar Teym oğulları Hz Ebu Bekir'i baygın bir halde, bir örtünün içinde evine götürüp koydular Kendisinin öleceğini sandılar Hemen geri dönüp Mescid-i Haram'a girdiler ve: "Vallahi, Ebu Bekir ölecek olursa, biz de muhakkak Utbe b Rebiayı öldürürüz!" dediler ve yine Hz Ebu Bekir'in yanına döndüler Hz Ebu Bekir ancak günün sonuna doğru kendine gelip konuşabilmiş ve: "Resûlullah (as) ne yapıyor? Ne haldedir? Müşrikler ona dil uzatmaya ve hakaret etmeye başlamışlardı!" deyip durmuştu[33] Teym oğulları, Hz Ebu Bekir'in yanından kalktılar ve ayrılırken, annesi Ümmü'l-Hayr'a: "Birşey yemek veya içmek isteyip istemediğini kendisine bir sor bakalım?" dediler Evtenhalaşınca, annesi Ümmü'l-Hayr, Hz Ebu Bekir'e: "Birşey yesen, içsen!" deyip duruyor, Hz Ebu Bekir ise: "Resûlullah (as) ne yapıyor? Ne haldedir?" diyordu Ümmü'l-Hayr: "Vallahi, arkadaşın hakkında benim hiçbir bilgim yok!" dedi Hz Ebu Bekir: "Öyle ise, Ümmü Cemil binti Hattab'a git Resûlullah'ı ondan sor" dedi Ümmü'l-Hayr, Ümmü Cemil'in yanına gitti, ve: "Ebu Bekir senden Muhammed b Abdullah'ı soruyor" dedi Ümmü Cemil: "Ben ne Ebu Bekir'i, ne de Muhammed b Abdullah'ı tanırım! İstiyorsan, seninle birlikte, oğlunun yanına kadar gideyim" dedi Ümmü'l-Hayr: "Olur!" dedi İkisi birlikte, Hz Ebu Bekir'in yanına geldiler Ümmü Cemil Hz Ebu Bekir'i böyle, yerlere çalınmış, mahvolmuş bir halde bulunca, kendisini tuta-mayarak çığlık kopardı: "Vallahi sana bunu yapan bir kavim muhakkak azgın ve sapkındır! Ben, senin öcünü onlardan almasını, Allah'tan diler ve umarım!" dedi Hz Ebu Bekir: "Resûlullah (as) ne yapıyor? Ne haldedir?" diye sordu Ümmü Cemil: "Şu annen, onun hakkında söyleyeceğimi işitir!" dedi Hz Ebu Bekir: "Ondan sana hiçbir kötülük gelmez" dedi Bunun üzerine, Ümmü Cemil: "Selâmettedir ve iyidir" dedi Hz Ebu Bekir: "Şimdi nerededir o?" diye sordu Ümmü Cemil: "Erkam'ın evindedir" dedi Hz Ebu Bekir: "Allah'a andolsun ki, Resûlullah (as)a gitmedikçe ne bir yiyecek tadarım, ne de bir içecek içerim!" dedi Ortalık sakinleşip halkevlerine çekilinceye kadar bekledikten sonra, annesi ve Ümmü Cemil, koltuk*larına girerek Hz Ebu Bekir'i Peygamberimiz (as)ın yanına götürdüler[34] Hz Ebu Bekir Peygamberimiz (as)ı görür görmez, kendisini üzerine attı ve öptü Orada bulunan Müslümanlarda Hz Ebu Bekir'e sarıldılar[35] Hz Ebu Bekir'in hali Peygamberimiz (as)ı son derecede rikkate getirdi Hz Ebu Bekir: "Babam, anam sana feda olsun yâ Rasûlallah! O fâsık adamın yüzümü gözümü belirsiz etmesinden başka bir sıkıntım yok!" dedi[36] Hz Ebu Bekir'in Annesinin Müslüman Oluşu Hz Ebu Bekir: "Yâ Rasûlallah! Şu annem, ebeveynine ve çocuklarına karşı çok iyiliklidir Sen mübareksin! Onun için Allah'a dua ve kendisini de İslâmiyete davet et! Belki Allah senin sayende onu Cehennem ateşinden korur!" dedi Bunun üzerine, Peygamberimiz (as) onun için Allah'a dua edip kendisini Allah'a imana davet edince, Ümmü'l-Hayr Müslüman oldu[37] Allah ondan razı olsun![38] Tuleyb b Umeyr'in Teşviki ile Ervâ Hatunun Müslüman Oluşu Ervâ Hatunun oğlu Tuleyb b Umeyr Darü'l-Erkam'da Müslüman olmuş,[39] Habeş ülkesine yapılan hicrete de katılmıştı[40] Tuleyb b Umeyr, bir gün, annesi Ervâ binti Abdulmuttalib'in yanına varıp: "Bak! Ben Muhammed (as)a uydum, Allah'a boyun eğdim, Müslüman oldum!" dedi Ervâ Hatun: "Hiç şüphesiz, dayının oğlu, senin yardımına ve desteğine herkesten daha lâyıktır Vallahi, onu erkeklere karşı korumaya gücümüz yetseydi, her tecavüzden korurduk!" dedi Tuleyb b Umeyr "Ey anne! Seni Müslüman olmaktan ve ona uymaktan alıkoyan nedir? Halbuki, kardeşin Hamza da Müslüman oldu!" dedi Ervâ Hatun: "Bakarım Kızkardeşlerim ne yaparsa, ben de öyle yapar, onlardan birisi olurum" dedi Bunun üzerine Tuleyb: "Öyle ise, sen ona giderek Müslüman oluncaya ve kendisinin peygamberliğini tasdik edip 'Allah'tan başka ilâh yoktur deyinceye kadar, ben de Allah'a yalvarır dururum" deyince, Ervâ Hatun: "Şehadet ederim ki: Allah'tan başka ilâh yoktur! Ve yine şehadet ederim ki: Muhammed, Allah'ın Resûlüdür!" dedi Ervâ Hatun, Peygamberimiz (as)a dili ile yardımcı olmaktan, oğlunu da bu yolda yardım*cı olmaya, İslâm davası üzerinde durmaya teşvik etmekten geri durmadı [41] Tuleyb b Umeyr, bir gün, Ebu Cehil'in[42] Kureyş müşriklerinden yanındaki birkaç kişi ile[43] Peygamberimiz (as)ın önünün keserek[44] ona eza ettiğini,[45] sövüp saydığını[46] görünce, dayanamamış;[47] eline geçirdiği deve çene kemiği ile[48] vurup, Ebu Cehil'in başını yanmıştı Tuleyb'i tutup bağlamışlar[49] dayısı Ebu Leheb de bağını çözmüş,[50] onu kurtarmıştı[51] Ervâ Hatuna: "Tuleyb'in Muhammed için kendisini tehlikeye attığını görüyor musun?!" denildiği zaman, Ervâ Hatun: "Onun günlerinin hayırlısı, dayısının oğluna yardım ettiği gündür O, Allah katından hakkı ve gerçeği getirmiştir!" dedi Kendisine: "Demek, sen de Muhammed'e tâbi oldun ha?!" dediklerinde Ervâ Hatun: "Evet! Tâbi oldum" dedi Müşriklerden bazıları, gidip bunu Ebu Leheb'e haber verdiler Ebu Leheb hemen Ervâ Hatunun yanına vardı ve: "Senin, baban Abdulmuttalib'in dinini bırakıp da Muhammed'e tâbi olduğuna şaşılır!" dedi Ervâ Hatun: "Kalk! Sen de kardeşinin oğlunun yanında durup ona yardımcı, onu savunucu ol! Eğer onun dini üstün gelirse, sen onun dinine girip kendisiyle birlikte bulunmayı veya kendi dininde kalmayı seçmekte serbest olursun! Aksi halde ise, ona yardımında mazur sayılırsın!" dedi Ebu Leheb: "Onun sonradan sonraya ortaya çıkarıp getirdiği bir dini bütün Araplara karşı savunmaya bizim gücümüz mü var?" diyerek dönüp giderken,[52] Ervâ Hatun: "Tuleyb dayısının oğluna yardım etti Ondan canını, malını esirgemedi" dedi[53] Allah onlardan razı olsun![54] Müslüman Olan Sahabe Annelerinden Bazıları Hz Ali'nin annesi Fâtıma Hatun,[55] Hz Ebu Bekir'in annesi Ümmü'l-Hayr Hatun (İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 326), Hz Osman'ın annesi ve Peygamberimiz (as)ın halası Ümmü Hakîm Beyzâ Hatunun kızı olan Ervâ Hatun,[56] Abdurrahman b Avf'ın annesi Şifâ Hatun[57] Talha b Ubeydullah'ın annesi Sâbe Hatun,[58] Zübeyr b Avvam'ın annesi ve Peygamberimiz (as)ın halası Safiyye Hatun, Mekkeli sahabe annelerindendi[59] Müşriklerin Peygamberimiz (as)a Eski Tekliflerini Tekrarlamaları Hz Hamza'nın Müslüman olduğu ve Müslümanların sayılarının günden güne arttığının görüldüğü sıralarda idi[60] ki; içlerinde Ebu Cehil de bulunan,[61] Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri, bir gün toplantı yaptlar[62] ve: "Muhammed'in işi yaygınlaştı, işlerimizi karıştırdı[63] Sihirde, kehanette, şiirde en bilgiliniz kim ise araştırın da,[64] topluluğumuzu dağıtan, işimizi karıştıran, dinimizi ayıplayan[65] şu adamın yanına vanp kendisiyle bir konuşsun;[66] üzerinde direndiği şeyle ne yapmak istediğine bir baksın![67] Onun haberini bize getirsin![68] Buna da, Utbe b Rebia'dan daha uygun bir kimse bilemiyoruz" dediler[69] O sırada Utbe b Rebia müşriklerin yanında bulunuyor, Peygamberimiz (as) da toplantı yerine yakın bir tarafta yalnız başına oturuyordu[70] Utbe b Rebia: "Vallahi, ben şiir, kehanet ve sihrin her çeşidini işitmiş ve bunlar hakkındaki bilgilere vukuf hâsıl etmiş bulunuyorum Bana, bunların gizli, kapalı kalan bir tarafı yoktur![71] Ey Kureyş cemaatı! Ben kalkıp Muhammed'in yanına varayım Onunla konuşayım Kendisine bazı şeyler teklif edeyim Teklif edeceğim şeylerden hangisini kabul ederse, istediğini kendisine veririz Belki artık bizimle uğraşmaktan vazgeçer!" dedi Müşrikler: "Olur, ey Ebu'l-Velid! Kalk, onun yanına var, kendisiyle konuş!" dediler Utbe hemen kalktı, Peygamberimiz (as)ın yanına varıp oturdu ve: "Ey kardeşimin oğlu! Sen de biliyorsun ki; kabile içinde, şeref ve soyca aramızda üstün bir mevki desin Fakat, kavminin başına büyük bir iş, bir gaile getirdin! Onunla, onların topluluklarını dağıttın! Onunla, onların akıllarını akılsızlık saydın! Onunla, onların ilahlarını ve dinlerini ayıpladın! Onunla, onların babalarından gelip geçmiş olanları tekfir ettin![72] Ey Muhammedi Sen mi daha hayırlısın? Yoksa Hâşim mi daha hayırlı[73] Ey Muhammedi Sen mi daha hayırlısın? Yoksa Abdulmuttalib mi daha hayırlı? Sen mi daha hayırlısın? Yoksa Abdullah mı daha hayırlı?" diye sordu Peygamberimiz (as), Utbe'nin bu sorularına hiç karşılık vermedi, sustu[74] Utbe: "Eğer bunların senden daha hayırlı olduğunu kabul ediyorsan, bunlar senin ayıplamakta olduğun ilahlara tapıyorlardı! Yok, eğer sen onlardan hayırlı olduğunu sanıyorsan, konuş! Bu yoldaki sözünü de dinleyelim? Biz hiçbir zaman kavmine senden daha uğursuz ve ağır gelen birşey görmedik Topluluğumuzu dağıttın! İşimizi karıştırdın! Araplar içinde bizi rezil ettin! Kureyşliler içinde bir sihirbaz, bir kâhin türemiş!1 dedirttin! Vallahi, biz kılıçlarımızla birbirimizi yok etmeye kalkacağımız, çığlık koparılacak andan başkasını bekleyemiyoruz![75] Gel, sen beni dinle: Sana bazı şeyler teklif edeceğim! Onların üzerinde dur! Düşün! Belki onlardan bazısını kabul etmek işine gelir" dedi Peygamberimiz (as): "Söyle ey Ebu'l-Velid! Dinliyorum" buyurdu Utbe: "Ey kardeşimin oğlu! Eğer sen getirdiğin bu işle mal elde etmek istiyorsan, sen malca en zengini*miz oluncaya kadar, mallarımızdan senin için mal toplayalım Eğer sen bununla şeref ve şan kazanmak istiyorsan, seni üzerimize seyyid yapalım ve sensiz hiçbir işe karar vermeyelim Eğersen bununla kral olmak istiyorsan, seni kendimize kral yapalım Eğer bu sana gelen şey, sana görünüp de kendinden uzaklaştırmaya güç yetiremediğin bir tâbi' cin işi ise, seni tedavi ettirelim? Seni ondan kurtarıncaya kadar, mallarımızı bu uğurda saçarcasına harcay*alım? Tedavi edilinceye kadar tâbi cinin adama sataşıp durduğu olabilir!" dedi Utbe sözlerini bitirinceye kadar Peygamberimiz (as) onu dinledi ve: "Ey Ebu'l-Velid! Söyleyeceklerini, söyleyip bitirdin mi?" diye sordu Utbe "Evet" deyince, Peygamberimiz (as): "Sen de, şimdi beni dinle!" buyurdu Utbe "Öyle yapayım" dedi Peygamberimiz (as), Besmele çekerek Fussilet sûresini okumaya başladı Utbe de, susup, iki elini arkasından yere dayayıp onu dinledi Peygamberimiz (as), Fussilet sûresinin secde âyeti olan 37 âyetini de okuyup secde ettik*ten sonra: "Ey Ebu'l-Velid! Hiç işitmediğini dinlemiş bulunuyorsun! Artık işte sen, işte o!" buyurdu Bundan sonra, Utbe kalkıp arkadaşlarının yanına varırken, arkadaşları birbirlerine: "Allah'a and içeriz ki; Ebu'l-Velid, size, buradan gidişinden başka biryüzle geldi!" dediler Gelip yanlarına oturduğu zaman, Utbe'ye: "Ey Ebu'l-Velid! Arkanda ne haber var?" diye sordular Utbe: "Arkamdaki haber; vallahi, ben şimdiye kadar bir benzerini daha işitmemiş olduğum bir sözü işitmiş bulunuyorum Vallahi, o ne şiirdir, ne sihirdir, ne de kehânettir! Ey Kureyş cemaatı! Gelin, beni dinleyin! Siz bu işi bana bırakın Şu adamı, üzerinde durduğu şeyle başbaşa bırakın! Siz aradan çekilin! Ondan uzak durun! Vallahi, kendisinden dinlemiş olduğum söz, büyük bir haber olacaktır! Eğer onu Araplar öldürürlerse, sizden başkasıyla onun hakkından gelmiş olursunuz Eğer o Araplara hakim olursa, onun hakimiyeti sizin hakimiyetiniz, onun kudret ve şerefi sizin kudret ve şerefiniz demektir Siz böylece, onun sayesinde, insanların en mutlusu olursunuz![76] Ey kavmim! Gelin, bugün bana itaat edip sözümü dinleyin de, sonra tek bana isyan edin!" dedi[77] Kureyşliler: "Vallahi, ey Ebu'l-Velid! O, seni de diliyle sihirlemiş!" dediler Utbe: "Bu, benim onun hakkındaki görüşümdür Siz nasıl istiyorsanız öyle yapın!" dedi[78] Utbe'nin, Kureyş müşriklerine "Muhammed 'Onlar bu beyandan sonra yine imandan yüz çevirir*lerse, 'Âd ve Semûd'u çarpan yıldırım gibi, size de bir azabın gelip çatabileceğini hatırlatırım' de!1 dediği zaman, ağzını elimle tutarak, daha fazla okumaması için, kendisine akrabalık adına and verdim Çünkü, Muhammed birşey söylediği zaman hiç yalanlanmadığını bildiğim için, üzerinize azab ineceğinden kork*tum" dediği de rivayet edilir[79] Hz Ömer'in Müslüman Oluşu Hz Ömer'in annesi Hanteme[80] Ebu Cehil'in amcasının kızı olduğuna göre, Ebu Cehil Hz Ömer'in dayısı sayılırdı[81] Hz Ömer, Müslüman olmadan önce, Peygamberimiz (as)a ve Müslümanlara karşı, insan*ların en katı davrananı idi[82] Hz Ömer'in Müslüman oluşu Kureyş müşriklerinin Habeş ülkesine hicret eden Müslümanları kendi*lerine teslim etmesi için ona ve kumandanlarına sunulacak hediyelerle birlikte Necaşî'ye gönderdikleri Amr b Âs ve Abdullah b Ebi Rebia'nın elleri boş olarak, hoşlarına gitmeyen bir şekilde geri çevrildikleri sıralarda,[83] ve Hz Hamza'nın Müslüman oluşundan üç gün sonra olup;[84] bu da, nübüvvetin altıncı yılında,[85] Zilhicce ayından[86] bir Cuma günü idi[87] Peygamberimiz (as), Dârü'l-Erkam'da Pazartesi günü:[88] "Ey Allah! Şu iki adamdan, Ebu Cehil veya Ömer b Hattab'dan, sana sevgili olanı ile İslâm'ı aziz kıl, güçlendir!" diyerek dua etmişti[89] Hz Ömer der ki: "Ben, Müslüman olmadan önce, Resûlullah (as)a sataşmak için evden çıkıp, kendisini bul*dum O, Mescid-i Haram'a erişmekte beni geçmişti Ben de, vanp arkasında, ayakta durdum Resûlullah (as) el-Hâkka sûresini okumaya başladı [90] Dinlediğim kelamın belagatına, düzgünlüğüne, derii-topluluğuna hayran oldum Kendi kendime: 'Bu, vallahi, Kureyşlilerin dediği gibi, bir şair galiba!' dedim O sırada, Resûlullah, sûrenin şu (mealdeki) âyetlerini okudu: 'Gördüğünüz, görmediğiniz şeylere and ederim ki: Hiç kuşkusuz, o (Kur'ân), Allah katında çok şere*fli bir resûlün (Allah'tan telakki ettiği) sözüdür! O, bir şair sözü değildir! Siz ne az inanır (adamlar)sınız!'[91] Ben, yine, kendi kendime: 'Galiba, bu bir kâhindir! (İçimden geçirdiklerimi anladı!)' dedim Resûlullah (as) şu (mealdeki) âyetleri okumaya devam etti: 'O, bir kâhin sözü de değildir! Siz ne kıt düşünür (adamlarsınız! O (Kur'ân), âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir Eğer, (Peygamber, söylemediğimiz) bazı sözleri bize karşı kendiliğinden uydurmuş olsaydı, elbette, onun sağ elini (kuvvet ve kudretini) alıverir, sonra da, muhakkak onun kalb damarını koparır (kendisini yaşatın az) dik! O vakit, sizden hiçbiriniz, buna mâni de olamazdınız! Şüphe yok ki, o (Kur'ân), fenalıktan korunanlar için kafi bir öğüttür İçinizde onu yalan sayanlar bulunduğunu, elbette, Biz de biliyoruz Muhakkak ki, o (Kur'ân), kâfirler üzerine bir hasrettir (iç yarasıdır)! Hiç kuşkusuz, o (Kur'ân) kesin bilginin tam gerçeğidir O halde, o büyük Rabbini, Kendi ismiyle teşbih (ve tenzih)e devam et!'[92] Resûlullah (as) sûreyi böylece okuyup bitirdiği zaman, her yerde, kalbime İslâm meyli düştü"[93] Yine, Hz Ömer der ki: "Ben Cahiliye devrinde içkici idim İçki içmeyi çok sever ve içince neşelenirdim İslâmiyetten nefret duyar ve uzak dururdum Hazvere'de, Ömer b Abd b İmrânül-Mahzumilere ait evlerin yanında, Kureyş erkeklerinden bazılarının içinde toplandığı bir toplantı yerimiz vardı Bir gece, toplantı arkadaşlarımla buluşmak arzusu ile bu toplantı yerine gitmiştim Oraya vardığımda, toplantı yerinde onlardan hiç kimseyi bulamadım Kendi kendime 'Filan içkicinin yanına gideyim Belki onda biraz içki bulur, içerim' dedim Kendisi Mekke'de içki satardı Bu maksatla ona gittim Fakat kendisini bulamadım Yine, kendi kendime 'Bari Kabe'ye gideyim, onu yedi veya yetmiş kere tavaf edeyim' dedim Kabe'yi tavaf etnek arzusuyla Mescid-i Haram'a vardım Bir de gördüm ki, Resûlullah (as) durmuş, namaz kılıyordu Kendisi, namaza durduğu zaman Şam'a doğru yönelir ve Kabe, Şam ile kendisinin arasında kalırdı Namaz kıldığı yer, Rüknü'l-Esved ile Rüknü Yemânî arası idi Onu görünce, kendi kendime: 'Vallahi, ne olursa olsun, bu gece Muhammed'in söylediklerini işitmek için durup dinlemek istiyorum' dedim Yine, kendi kendime: 'Dinlemek için onun yanına yaklaşacak olursam, belki kendisini korkutmuş olabilirim' dedim Hicr köşesine gittim Orada, Kabe'nin örtüsünün altına girdim Örtünün arkasından yavaş yavaş yürüdüm Resûlullah (as), ayakta durup namaz kılıyor ve Kur'ân okuyordu Ben, yürüyerek onun karşısına kadar gelip, kıblesinde durdum Aramızda, Kabe'nin örtüsünden başka birşey yoktu Kur'ân'ı dinlediğim zaman, kalbim ona karşı yumuşadı"[94] İbn İshak, İbn Hişam; Hz Ömer'in Müslüman oluşunu şöyle anlatırlar: Hz Ömer'in kızkardeşi Fâtıma binti Hattab Hatun, Saîd b Zeyd ile evli olup, ikisi de Müslüman olmuşlardır Fakat, Müslümanlıklarını Hz Ömer'den gizli tutuyorlardı Yine Hz Ömer'in mensup bulunduğu Adiyy b Ka'b oğullarından Nuaym b Abdullah da Müslüman olmuştu O da, kavminden korktuğu için, Müslümanlığını gizli tutuyordu Habbab b Enet, Fâtıma Hatuna gelip gidip Kur'ân okur ve okuturdu Bir gün, Hz Ömer, Peygamberimiz (as) ile ashabından bir cemaata saldırmak üzere, kılıcını kuşanmış olarak evinden çıkmıştı Peygamberimiz (as)la ashabının Safa tepeciğinin yanındaki bir evde toplandıkları ve kadınlı-erkekli kırk kişiye yakın oldukları, kendisine haber verilmişti Dârü'l-Erkam'da; Peygamberimiz (as) ile amcası Hz Hamza, Ashab-ı Kiramdan Hz Ebu Bekir, Hz Ali ve Habeş ülkesine hicret etmeyip Peygamberimiz (as)la birlikte Mekke'de oturan Müslümanlardan bazıları da bulunuyordu[95] Nuaym b Abdullah Hz Ömer'e rastladı ve: "Ey Ömer! Nereye gitmek istiyorsun?" diye sordu[96] Hz Ömer: "Kureyşlilerin işlerini darmadağın eden, akıllarını akılsızlık sayan, dinlerini ayıplayan, ilahlarına dil uzatan, şu ata dinini bırakıp yeni din tutan Muhammed'e gitmek istiyorum Öldüreceğim onu!" dedi Nuaym b Abdullah: "Vallahi ey Ömer! Seni nefsin aldatmıştır, nefsin! Sen Muhammed'i öldürünce Abdi Menaf oğullarının seni yeryüzünde gezer bırakacağını mı sanıy*orsun?! Sen kendi ev halkına dönsen de, onların işi üzerinde dursan olmaz mı?" dedi Hz Ömer: "Sen benim ev halkından, hangisini kastediyorsun?" diye sordu Nuaym b Abdullah: "Amcanın oğlu enişten Saîd b Zeyd ile kızkardeşin Fâtımayı kastediyorum! Vallahi, onların ikisi de Müslüman oldular, Muhammed'e uydular ve onun dinine girdiler! Sana önce onlarla ilgilenmek düşer" dedi Hz Ömer, hemen geri dönüp kızkardeşiyle eniştesinin evine kadar gitti O sırada, onların yanında Habbab b Enet ve onun yanında da, içinde Fatiha sûresi yazılı bir sahife bulunuyor, onu onlara okuyordu Hz Ömer'in tıkırtısını işittikleri zaman, Habbab evin bir köşesinde gizlendi Fâtıma Hatun sahifeyi alıp uyluğunun altına sakladı Hz Ömer, evin yanına geldiği zaman, Habbab'ın Fâtıma Hatunla Saîd b Zeyd'e Kur'ân okuduğunu işitmişti Eve girince: "İşitmiş olduğum o şey ne idi?" diye sordu Kızkardeşiyle eniştesi: "Sen birşey işitmedin!" dediler Hz Ömer: "Evet! Vallahi, ikinizin de Muhammed'e uyduğunuzu ve onun dinine girdiğinizi haber aldım!" dedi ve hemen eniştesi Saîd b Zeyd'in üzerine çullandı Fâtıma Hatun da kalkıp onu kocasının üzerinden ayırmak, uzaklaştırmak isteyince, Hz Ömer vurup Fâtıma Hatunun başını yardı! Hz Ömer bunu yapınca, kızkardeşi de, eniştesi de: "Evet! Biz Müslüman olduk! Allah'a ve Resûlüne iman ettik! Sen istediğini yap!" dediler Hz Ömer kızkardeşinin başını yarıp kanattığını görünce, yaptığına pişman oldu, yapmak istediği şeylerden vazgeçti Kızkardeşine: "Demin okuduğunuzu sizden dinlediğim şeylerin yazılı bulunduğu sahifeyi bana ver de, Muhammed'in getirdiği şeyin ne olduğuna bir bakayım?" dedi Kızkardeşi: "Biz senin sahifeye birşey yapmandan korkanz!" dedi Hz Ömer: "Korkma!" dedi ve onu okuduktan sonra geri vereceğine, ilahları üzerine yemin etti Bunun üzerine, Fatma Hatun, onun Müslüman olacağını umarak: "Ey kardeşim! Sen, puta taptığın müddetçe, pissin (temiz değilsin)! Halbuki, ona (Kur'ân-ı Kerîm yazılı sahifeye), pâk olandan başkası dokunamaz!" dedi Hz Ömer kalkıp yıkanınca, Fâtıma Hatun ona sahifeyi verdi Verdiği sahifede Tâhâ sûresi yazılı idi Hz Ömer sûreyi baş tarafından okumaya başladı[97] ve onaltı âyet okudu[98] "Bu sözler ne kadar güzel! Ne kadar değerli!" demekten, kendini alamadı Habbab, bunu işitince, saklandığı yenden çıkıp Hz Ömer'in yanına geldi ve: "Ey Ömer! Vallahi, Allah'ın, Peygamberinin duasını sana nasip edeceğini umuyorum Ben dün Peygamber (as)dan işittim ki; o, 'Ey Allah! İslâm'ı, Ebu'-Hakem b Hişam veya Ömer b Hattab ile güçlendir!' diyerek dua etmişti Ey Ömer! Artık Allah'tan kork, Allah'tan" dedi Hz Ömer, Habbab'a: "Ey Habbab! Sen bana Muhammed'in bulunduğu yeri göster de, yanına varıp Müslüman olayım!" dedi[99] Habbab: "O, Safa tepeciğinin yanındaki bir evin içindedir Kendisinin yanında da, ashabından bazıları bulunuyor" dedi Hz Ömer hemen kalkıp kılıcını kuşandı Sonra, Peygamberimiz (as)la ashabının bulun*duğu yere vanp kapılarını çaldı Hz Ömer'in sesini işitince, Peygamberimiz (as)ın yanında bulunan bir zât[100] kalkıp kapının gediğinden dışarı baktı Hz Ömer'i kılıcını kuşanmış olarak görünce, korktu Peygamberimiz (as)ın yanına döndü: "Yâ Rasûlallah! Bu, Ömer b Hattab'dır! Kılıcını kuşanmış bir haldedir!" dedi Hz Hamza: "Ona izin ver! Eğer iyilik için geldiyse, kendisine bol bol iyilik ederiz! Eğer kötülük için geldiyse, onu kendi kılıcıyla öldürürüz!" dedi Peygamberimiz (as): "Ona izin veriniz!" buyurdu Kapıdaki zât (Bilal-i Habeşî) ona izin verdi Peygamberimiz (as) kalkıp ona doğru vardı ve kendisiyle avluda karşılaştı Kuşağından ve ridasının toplandığı yerden tutup, kendisine doğru hızlıca çekti ve: "Ey Hattab'ın oğlu! Neye geldin?! Vallahi, Allah'ın senin başına bir musibet indirmesine kadar duracağını sanmıyorum" buyurdu Hz Ömer: "Ey Allah'ın Resûlü! Ben Allah'a, Allah'ın Resûlüne ve ona Allah'tan gelen şeylere iman edeyim diye senin yanına geldim" dedi Bunun üzerine, Peygamberimiz (as) "Allahuekber" diyerek tekbir getirdi Peygamberimiz (as)ın ashabından olan ve evde bulunan halk, Hz Ömer'in Müslüman olduğunu anladılar[101] Onlar da tekbir getirdiler Tekbir sesleri Mekke'nin yollarında duyuldu Hz Ömer der ki: "Müslüman olup da dövülmeyen, dövmeyen bir kimse görmedim Ancak, benim payıma bunlardan hiçbir şeyin düşmediğini gördüm[102] Kendi kendime: 'Müslümanlar musibete uğrarlarken, ben musibete uğramamak istemem!' dedim[103] Müslüman olduğum gece, kendi kendime düşündüm ki: Mekke halkından, Resûlullah (as)a düşmanlıkta en azılısı kim ise, gidip Müslüman olduğumu ona haber vereyim! 'Tamam! Ebu Cehil'e haber vereyim!' dedim Sabaha çıktığım zaman, Ebu Cehil'in kapısını çaldım Ebu Cehil yanıma çıkıp: 'Hoş geldin kızkardeşimin oğlu! Ne haber getirdin?' dedi Kendisine: 'Allah'a ve O'nun Resûlü olan Muhammed'e iman ve kendisinin bildirdiği şeyleri tasdik ettiğimi sana haber vereyim diye geldim1 deyince, kapıyı yüzüme çarparcasına kapayıp: 'Allah seni de, senin getirdiğin haberi de kötü etsin, iyilikten uzak kılsın! (Allah senin de belânı versin! Senin getirdiğin haberin de belâsını versin!) dedi"[104] Hz Ömer, Müslüman olduğunu haber vermek için dayısı Velid b Mugîreye[105] nasıl gittiğini ve nasıl karşılandığını da, şöyle anlatır: "Evden çıkıp dayıma gittim Kendisi Kureyşlilerin eşrafından idi Kapısını çaldım İçeriden: Kim o?' diye sordu 'İbn Hattab!' dedim Yanıma çıktı Kendisine: 'Benim müşriklikten çıkıp yeni dine girdiğimi biliyor musun?1 dedim Dayım bana: 'Sen gerçekten böyle yaptın mı?' diye sordu Ben: 'Evet, yaptım!' dedim Dayım: 'Sakın yapma!' dedi Ben: 'Yapmış bulunuyorum bile![106] Ey dayım! Ben Allah'a ve Allah'ın Resûlüne iman ettim Allah'tan başka ilâh bulunmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şehadet ediyorum Sen bunu kavmine böylece haber ver!' dedim Dayım Velid: 'Kızkardeşimin oğlu! Sen eski işinin üzerinde sebat et! Seni halk kendi halinde bilsin! Er kişi kendi hali üzere sabahlar, kendi hali üzere akşamlar!' dedi Kendisine: 'Vallahi benim için iş açıkça belli olmuştur! Sen benim Müslüman olduğumu kavmine haber ver!' dedim Velid: 'Senin bu işini haber veren ilk kişi ben olmayacağım!' dedi[107] ve evine girip kapıyı yüzüme karşı kapadı Kendi kendime: 'Bu birşey değil!' dedim Kureyş müşriklerinden, başka bir adama gidip kapısını çaldım İçeriden: 'Kim o?' diye sordu İbn Hattab!' dedim Yanıma çıktı Kendisine: 'Benim müşriklikten çıkıp yeni dine girdiğimi biliyor musun?1 dedim 'Sen gerçekten böyle yaptın mı?' diye sordu 'Evet! Yaptım!1 dedim Bana: 'Sakın, yapma!' dedi Ben: 'Yapmış bulunuyorum bile!' dedim O da, hemen içeri girip, kapıyı yüzüme karşı kapadı[108] Kendi kendime: 'Müslümanlar dövülüyor, ben ise dövülmüyorum[109] Müslümanları d övüyorlar,[110] ben ise dövülmüyorum[111] Beni hiç kimse dövmüyor!' dedim[112] Geri döndüm[113] Bana, bir adam: 'Sen Müslümanlığını bildirmek istemiyor musun?' dedi Ona: 'Evet! Bildirmek istiyorum' dedim 'Öyle ise, Kureyşliler Hicr'de oturdukları sırada, sır saklamayı bilmeyen filan adama git! İkinizin arasında gizli kalmasını hatırlat! Kendisine: 'Ben müşriklikten çıktım, başka bir dine girdim' de, yeter Çünkü, onun sır sakladığı pek azdır' dedi"[114] Abdullah b Ömer der ki: "Babam, Müslüman olduğu zaman, Kureyşlilerin en çok söz taşıyanı, en çok söz yayanı kimdir? diye sordu Kendisine: 'Cemil b Ma'meru'l-Cumahî'dir!' denildi Bunun üzerine, babam onun yanına gitti Ben de babamın arkasından gittim Babam ona: 'Ey Cemil, biliyor musun? Ben Müslüman oldum, Muhammed'in dinine girdim der demez, vallahi Cemil ayağa kalkıverdi Acelesinden ridasını sürükleyerek, o önde, babam arkada, gittiler Ben de babamı takip ettim Mescid-i Haram'm kapısına varıldı O sırada, Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri Kabe'nin kapısı civarındaki toplantı yerinde bulunuyor*lardı Cemil, Kabe'nin kapısında ayakta dikilerek, avazının çıktığı kadar: 'Ey Kureyş cemaati! Haberiniz olsun ki, Ömer b Hattab dininden çıkmış, başka bir dine girmiştir!' diyerek bağırdı Babam ise: 'O yalan söylüyor! Ben Müslüman oldum ve Allah'tan başka ilah bulunmadığına ve Muhammed'in Allah'ın kulu ve resûlü olduğuna şehadet ettim!' deyince, Kureyş müşrikleri babama saldırdılar Güneş başlarının üzerinde yükselinceye kadar, babamla Kureyşliler, çarpıştılar Sonunda, babam yorulup oturdu Müşrikler babamın başucuna dikildiler Babam onlara: 'Siz bana istediğinizi yapın! Allah'a yemin ederim ki, biz üçyüz kişi olsaydık, ya biz yenilir, burayı size bırakırdık; ya da siz yenilir, burayı bize bırakırdınız!' diyordu Babam Ömer ile Kureyş müşrikleri bu durumda bulundukları sırada, üzerinde Yemen işi çizgili bir elbise ile nakışlı bir gömlek bulunan, Kureyşlilerden yaşlı bir adam gelip üzerlerine dikildi ve: 'Nedir bu haliniz?' diye sordu Saldırganlar: 'Ömer dininden çıkmış, başka bir dine girmiştir1 dediler Gelen adam onlara: 'Bırakın onu kendi haline! Adam kendisi için bir iş (birdin) seçmişse, size ne oluyor? Ne istiyorsunuz siz ondan?! Adiyy b Ka'b oğullarının size adamlarını böylece teslim edeceklerini (öldürteceklerini) mi sanırsınız?! Açılın, dağılırı adamın başından![115] Ben onun koruyucusuyum!' dedi[116]Vallahi, onlar babamın üzerinden, bir elbisenin soyuluşu gibi, sıyrıldılar, dağıldılar Medine'ye hicret ettikten sonra, babama: 'Ey babacığım! Mekke'de, Müslüman olduğun gün, seninle çarpışan müşrikleri azarlayıp başından dağıtan adam kimdi?' demiştim Babam: 'Ey oğulcuğum! O, Âs b Vâilü's-Sehmî[117] idi' dedi"[118] Hz Ömer, Peygamberimiz (as)a: "Yâ Rasûlallah! İçinde İslâmiyeti açıklamadığım bir küfür meclisi bırakmayacağım!" dedikten sonra Mescid-i Haram'a giderek, müşriklerin oradaki toplantı meclislerinde Müslüman olduğunu açıklamış; Allah'tan başka ilah bulunmadığına ve Muhammed (as)ın Resûlullah olduğuna şahadet getir*ince müşriklerin saldırısına uğramış; bu onları, onlar bunu dövmeye başlamış; müşriklerin sayısının çoğaldığı sırada, daha önce kendisini korumaya alan Âs b Vâil yetişip müşriklerin ellerinden Hz Ömer'i tekrar kurtarmıştır[119] Hz Ömer: "Yüce Allah İslâm'ı güçlendirinceye kadar, İslâm uğrunda dövmekten, dövülmekten geri kalmadım!" demiştir[120] Ashab-ı Kiramdan Abdullah b Mes'ud da: "Ömer'in Müslüman oluşu bir fetih idi Hicreti bir yardım idi Halifeliği de bir rahmet idi![121] Vallahi, Ömer Müslüman oluncaya kadar, Kabe'nin yanında açıktan namaz kılmadık[122] O, Müslüman olunca, Kureyş müşrikleriyle dövüştü[123] Kendisi, Kabe'nin yanında namaz kıldı, biz de namaz kıldık!" demiştir[124] Allah ondan razı olsun![125] Müşriklere Karşı Dârü'l-Erkam'dan Sert Bir Yürüyüş Gösterisi Hz Ömer der ki: "Müslüman olduğum ve Peygamber (as)la ashabının da müşriklerden gizlendikleri sıra-da:[126] 'Yâ Rasûlallah! Biz, ister ölü, ister diri olalım;[127] hak üzere değil miyiz?1 dedim Resûlullah (as): 'Evet![128] Varlığım Kudret Elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki; siz, ister ölü olunuz, ister diri olunuz,[129] hiç şüphesiz hak üzeresiniz!1 buyurdu[130] Bunun üzerine: 'Yâ Rasûlallah! Biz hak üzere bulunduğumuza, onlar bâtıl üzere olduklarına göre, biz ne diye dini*mizi gizliyoruz?![131] Vallahi, biz İslâmiyet] küfre karşı açıklamaya daha haklı, daha lâyıkız! Allah'ın dini Mekke'de muhakkak üstün gelecektir! Kavmimiz bize karşı taşkınlık etmek isterlerse, kendileriyle çarpışırız İnsaflı davranmak isterlerse, onu da kabul ederiz!' dedim[132] Resûlullah (as): 'Biz, sayıca çok azız!' buyurunca: 'Seni hak din ve Kitab ile peygamber gönderen Allah'a yemin ederim ki;[133] hiç çekinmeden, kork*madan,[134] oturup İslâm inanç esaslarını açıklamadığım bir küfür meclisi kaim ayacaktır![135] Seni hak din ve Kitab ile peygamber gönderen Allah'a yemin ederim ki; biz muhakkak ortaya çıka*cağız!1 dedim[136] İki saf halinde çıktık Saflardan birinin başında Hamza, diğer safın başında ben vardım[137] Sert adımlarla, yerin topraklarını un gibi tozuta tozuta,[138] Mescid-i Haram'a girdik Kureyş müşrikleri bir bana, bir Hamzaya bakıyorlardı Onlar, o gün, bir benzerine daha uğramadıkları hüzün ve kedere uğradılar O zaman, Resûlullah (as), bana: 'Hak ile bâtılı ayırdı!' diye, 'Faruk' adını verdi"[139] Müşriklerin Peygamberimiz (as)ı Öldürmeye Yemin Etmeleri Peygamberimiz (as)ın İslâm davasından vazgeçmediği takdirde öldürülmek üzere kendilerine teslimi için Kureyş müşriklerinin Ebu Talib'e yaptıkları teklifler neticesiz kalmıştı[140] Habeş ülkesine çıkan İslâm Muhacirleri Habeş Necaşî'si tarafından korunarak emniyet ve huzura kavuşmuş, Hz Hamza ve onun arkasından da Hz Ömer Müslüman olup Peygamberimiz (as)la ashabının yanında yer almış,[141] İslâmiyet Arap kabileleri arasında duyulmaya ve yayıl*maya başlamış bulunuyordu[142] Hele Necaşî'nin Hz Cafer ve arkadaşlarına yaptığı ikramlar, Kureyş müşriklerinin çok ağırlarına git*miş,[143] onları Peygamberimiz (as)a ve ashabına karşı son derece kızdırmıştı[144] Bunun üzerine, müşrikler Peygamberimiz (as)ı öldürmek hususunda birleştiler[145] ve: "Onu, gizlice veya açıktan, muhakkak öldüreceğiz!" diyerek, öldürmeye yemin ettiler Ebu Talib Kureyş müşriklerinin bu cinayeti işlemeye azimli olduklarını görünce, kardeşinin oğlunun hayatı hakkında korkuya düştü Kureyş müşriklerinin Kabe çevresinde toplanmış bulundukları bir sırada, gidip Kabe örtüsünün arasına girdi Kureyş müşriklerinin zulümlerinden, Allah'a şikayetlendi: "Ey Allah! Kavmimiz bana karşı azgınlığa ve taşkınlığa kalkıştı! Bize acele yardımını yetiştir! Onların önlerine geril! Kardeşimin oğlunu öldürmelerine imkân verme!" diyerek Allah'a yalvardı Kureyş müşrikleri: "Şu yalancı ve akılsız [hâşâ!] adam öldürülmedikçe, bizimle H âsim ve Muttalib oğulları arasında ne barış, ne akrabalık ve ahid, ne de dokunulmazlık var!" dediler[146] Hâşim ve Muttalib Oğullarının Şı'b-ı Ebu Talib'de Toplanmaları Ebu Talib Hâşim ve Muttalib oğullarını yanında topladı Peygamberimiz (as)ı kendilerine ait Şı'b'da[147] yanlarında bulundurmalarını ve onu-öldürmek isteyenlere karşı-korumalarını onlara emretti[148] Müslüman olan olmayan, hepsi; kimi din ve iman, kimisi de-müşrik olmalarına rağmen-aile ve akrabalık gayretiyle, bu hususta birleştiler[149] Muttalib oğulları da, Hâşim oğullarının yanında yer aldılar[150] Zaten, Muttalib oğullarıyla Haşim oğulları, bir soy sayılırlardı[151] Hâşim b Abdi Menafin kardeşi Muttalib'e vasiyeti üzerine, Hâşim oğulları öteden beri birlikte hareket ederi erdi[152] Cahiliye devrinde de, İslâm devrinde de onlardan ayrılmadılar[153] Nübüvvetin altıncı yılından sonra,[154] yedinci yılında,[155] Muharrem hilalinin doğduğu gece,[156] Ebu Talib başlarında olmak üzere, Peygamberimiz (as) ve bütün Haşim ve Muttalib oğulları Şı'b'da toplandılar[157] Hâşim oğullarından yalnızca Ebu Leheb, Şı'b'a girmediği gibi, Hâşim ve Muttalib oğullarına karşı, müşrikleri desteklemeye devam etti[158] Amca oğulları olan Abduşşems ve Nevfel oğulları da, Haşim ve Muttalib oğullarını desteklemediler[159] |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #42 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''[1] İbn Sa'd Tabakâtü'l-kübrâ, c 3, s 8, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 192, İbn Abdilberr, İstiâb, c 1, s 369 [2] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 108-110, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 6, s 291, Buhârî, Sahih, c 6, s 125, Müslim, Sahih, c2, s 1072, Ebu Davud, Sünen, c 2, s 222, İbn Mace, Sünen, c1, s 624, Yâkubî, Târih, c 2, s 9, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c 7,s 453, İbn Abdilberr, İstiâb, c 1, s 370, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 51 [3] İbn Sa'd,Tabakât,c3,s9, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 192, İbn Abdilberr, İstiâb, c 1,s 369, Kastalâni, Mevâhibc1, s62, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 294 [4] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 311, Taberî, Târih, c 2, s 224, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 192, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 213, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 83, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 1 04, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 171, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye, c 3, s 33, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 283, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 3, s 9 [5] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 9 [6] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c1, s311, İbn Sa'd, c3, s9 Taberî, Târîh, c 2, s224,Hâkim ,Müstedrek,c 3,s 192, Beyhakî,Delâil,c2,s 213, İbn Esîr,Kâmil,c 2, s 83, İbn Seyyid,Uyûnu'l-eser, c 1, s 104,Zehebî,Târîhu'l-islâm, s 171,Diyarbekrî, Hamis,c 1, s 293, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 477 [7] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 311 -312, Taberî, Târîh, c 2,s 224, Hâkim , M üstedrek, c 3, s 192-193, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 213, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 83, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 105, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 171, Diyarbekrî,Hamis, c 1, s 283, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 477 [8] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s 312, Taberî, c2,s 224, Hâkim, c 3, s 193, Beyhakî, c 2, s 213, İbn Esîr, c 2, s 83, İbnSeyyid, c 1, s 105, Zehebî, s 171, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 33, İbn Haldun, Târîh, c 2, ks 2, s 9, Diyarbekrî, c1, s 293, Halebî, c1, s 477 [9] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-meb'as, c 3, s 1 51-1 52, Hâkim , c 3, s 193, Beyhakî, c 2, s 213, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe,c 2, s 52, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 33, Diyarbekrî, c 1, s 293, Halebî, c 1 , s 477 [10] İbn İ shak, Kitâbu'l-mübtedâ, ve'l-m eb'as, c 3, s 152, Taberî, c 2, s 224, Hâkim, c 3, s 193, Beyhakî, c 2, s 213, İbnEsîr, Kâmil, c 2, s 83, İbn Seyyid, c 1, s 105, Zehebî, s 171, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 33, İbn Haldun, c 2, ks2,s9 Diyarbekrî, c 1 ,s 293, Halebî, c 1,5477-478 [11] İbn İshak, Kitâbu'l-mübtedâ ve'l-m eb'as, c 3, s 152, Hâkim , Müstedrek, c 3, s 193, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 213-214, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 33, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 3, s 151 [12] Süheyli, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 151 [13] İbn İshak, c 3, s 152, Hâkim, c 3, s 193, Beyhakî, c 2, s 214, Süheyli, Ravd, c 3, s 151 , Ebu'l-Fidâ, c 3, s 33, Halebî,c1, s 478 [14] Süheyli, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 151 [15] İbn İshak, c 3, s 152, Hâkim, c 3, s 193, Beyhakî, c 2, s 214, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 33, Halebî, c 1, s 478, Zürkânî,Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 236 [16] Şüheylf, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 151 [17] İbn İshak, c 3, s 153, Süheyli, Ravd, c 3 s 151 , Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 63, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s293-294, Zürkânî, M evâhib Şerhi, c 1 , s 256-257 [18] Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 478 [19] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 9, Kastalâni, c 1,s63 [20] Hâkim, Müstedrek, c 3, s 193, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 214, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 33 [21] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 31 2, Taberî, Târîh, c 2, s 224, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 83, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 1 05, Zehebî, Târîhu'l-islâm , s 171, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 33, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 293, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 478 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/49-53 [22] Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 64, Ebu'l-Fidâ, c 3, s Diyarbekrî, c 1, s 294 [23] Muhibbüt-Taberî, c 1, s 63, Diyarbekrî, c 1 , s 294, Halebî, c 1, s 475 [24] Ebu'l-Fidâ, c 3, s 30, Halebî, c 1, s 475 [25] Muhibbül-Taberî, c 1, s 63, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 31, Diyarbekrî, c 1, s 295 [26] Muhibbül-Taberî, c 1, s 63, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 30, Diyartoekn, c 1, s 294, Halebî, c 1 , s 475 [27] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 326, Muhibbül-Taberî, c 1 , s 63, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 30, İbn Hacer, el-İsâbe, c 4, s 447, Diyarbekrî, c 1 , s 294, Halebî, c 1, s 475 [28] Muhibbüt-Taberî, c 1, s 63, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 30, Diyarbekrî, c 1, s 294, Halebî, c 1 , s 475 [29] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 326, Muhibbül-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 63, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s30, İbn Hacer, el-İsâbe, c 4, s 447, Diyarbekrî Hamis, c 1, s 294, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 475 [30] Muhibbüt-Taberî, c 1, s 63, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 30, Diyarbekrî, c 1, s 294, Halebî, c 1 , s 475 [31] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 426, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 63, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 30, Diyarbekrî, c 1, s 294, Halebî, c 1, s 475 [32] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 326, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 63, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 30, İbn Hacer, c 4, s 447, Diyarbekrî,c 1, s 294, Halebî, c 1, s 475 [33] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 326 Muhibbüt-Taberî, c1, s 63, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 30, Diyarbekrî, c 1, s 294, Halebî, c1,5475 [34] Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 63-64, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 30, Diyarbekrî, Hamis, c 1 , s294, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1 , s 476 [35] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 326, Muhibbüt-Taberî, c1, s 64, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 30, Diyarbekrî, c 1, s 294, Halebî, c1, s 476 [36] Muhibbüt-Taberî, c 1, s 64, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 30, Diyarbekrî, c 1, s 294, Halebî, c 1 , s 476 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/53-56 [37] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 326, Muhibbül-Tabeıî, c 1, s 64, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 30-31, Diyarbekıî, c 1, s 294-295, Halebîds 476 [38] M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/56 [39] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 3, s 123, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 239, İbn Abdilberr, İstiâb, c 2, s 772-773, İbn Esîr,Usdu'l-gâbe, c 3, s 94, İbn Hacer, el-İsâbe, c 2, s 234 [40] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 123, Belâzurî, Ensâb, c 1, s 202, Zehebî Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 228 [41] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 123, c 8, s 42, Hâkim, c 3, s 239, İbn Abdilberr, c 2, s 722-723, c 4, s 1779, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe c 3, s 94, c 7, s 7, İbn Hacer, c 2, s 234, c 4, s 227, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 171 [42] İbn Sa'd, c 8, s 42-43, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 228, İbn Hacer, c 4, s 227 [43] İbn Sa'd, c 8, s 43, İbn Hacer, c 4, s 227 [44] İbn Sa'd, c 8, s 43, Zehebî, c 1, s 228, İbn Hacer, c 4, s 227 [45] İbn Sa'd, c 8, s 43, İbn Hacer, c 4, s 227 [46] Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 228 [47] İbn Sa'd, c 8, s 43, Zehebî, c 1, s 228, İbn Hacer, c 4, s 227 [48] Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 228 [49] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 8, s 43, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1 , s 228, İbn Hacer, el-İsâbe, c 4, s 227 [50] İbn Sa'd, Tabakât, c 8, s 43, İbn Hacer, c 4, s 227 [51] Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 228 [52] İbn Sa'd, Tabakât, c 8, s 42-43, İbn Hacer, c 4, s 227 [53] İbn Sa'd, Tabakât, c 8, s 43, Mus'abu'z-Zübeyrî, Nesebi Kureyş, s 19-20, İbn Hacer, el-İsâbe, c 4, s 227 [54] M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/56-58 [55] İbn Sa'd, Tabakât, c 8, s 222, Mus'abu'z-Zübeyrf, Nesebi Kureyş, s 40, İbn Abdilberr, İsti âb, c 4, s 1891, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 217 [56] İbn Sa'd, Tabakât, c 3,s 53, İbn Kuteybe, Kitâbu'l-maârif, s82, İbn Abdilberr, İstiâb, c 3, s1038, İbn Hacer, el-İsâbe, c2, s 362 [57] İ bn Sa'd, Tabakât, c 3, s 124, M us'abu'z-Zübeyrf, Nesebi Kureyş s 265-266, İbn Kuteybe, Kitâbu'l-maârif, s 103, İbn Esîr,Usdu'l-gâbe, c 3, s 480, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c 1, s 45 [58] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 214, İbn Kuteybe, Kitâbu'l-maârif, s 1 00, İbn Abdilberr, İstiâb, c 2, s 764, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe,c3,s85 [59] İbn E sfr, Usdu'l-gâbe, c 7, s 326 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/59 [60] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 313, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 105, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 1 57-158 [61] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 202-203, Zemahşerf, Keşşaf, c 3, s 448, Fahru'r-Râzf, Tefsir, c 27, s 111, Kurtubf,Tefsfr, c 15, s 338, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 158 [62] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c 14, s 295, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 230, Beyhakî, Delâil, c 2, s 203,Zemahşerf, Keşşaf, c 3, s 448, Fahru'r-Râzf, c 27, s 111, Ebu'l-Ferec İbn Cevzf, el-Vefâ, c 1, s 201 , Kurtubf, c 15, s 338, Zehebî,s 158, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 62 [63] Zemahşerf, Keşşaf, c 3, s 448, Fahru'r-Râzf, c 27, s 111 [64] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c 14, s 295, Ebu Muaym, Delâil, c 1 , s 230, Beyhakî, Delâil, c 2, s 203, Zemahşerf, c 3, s448, Fahru'r-Râzf, c 27, s 111, Ebu'l-Ferec, c 1, s 201, Kurtubf, c 15, s 338, Zehebî, s 158, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 62 [65] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c 14, s 295, Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 230, Ebu'l-Ferec İbn Cevzf, el-Vefâ, c 1, s 201, Ebu'l-Fidâ, c 3,s62, Halebîc1, s 486 [66] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c 14, s 295, Ebu Nuaym , c 1, s 230, Beyhakî, Delâil, c 2, s 203, Zemahşerf, c 3, s 448,Fahru'r-Râzf, c 27, s 111, Ebu'l-Ferec, c 1, s 201, Kurtubf, c 15, s 338, Zehebî, s 158, 62, Halebî, c 1, s 486 [67] Ebu Nuaym, Delâil, c1, s 230, Ebu'l-Ferec, c 1 , s 201, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 62, Halebî, c 1 ,s486 [68] Zemahşerf, c 3, s 448, Beyhakî, c 2, s 203, Fahru'r-Râzf, c 27, s 111, Kurtubf, c 15, s 338, Zehebî, s 158 [69] İbn Ebi Şeybe, c 1 4, s 295, Ebu Nuaym , c 1, s 230, Ebu'l-Ferec, c 1, s 201, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 92 [70] İbn İshak, İbn Hişam, Sîrec1, s 313 [71] Beyhakî, c 2, s 203, Zemahşerf, c 3, s 448, Fahru'r-Râzf, c 27, s 111, Kurtubf, c 15, s 338, Zehebî, s 158 [72] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 313, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 105, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 158, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 63, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 486 [73] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c 14, s 295, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 203, Zemahşerf, Keşşaf, c 3, s 448, Fahru'r-Râzf, Tefsfr, t 27, s 111, Kurtubf, Tefsfr, c 15, s 338, Zehebî, TârThu'l-islâm , s 158 [74] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c 14, s 295-296, Ebu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 230, Beyhakî, Delâil, c 2, s 203,Zemahşerf, c 3, s 448, Fahru'r-Râzf, c 27, s 111, Ebu'l-Ferec İbn Cevzf, el-Vefâ, c 1, s 201, Zehebî, Târîh, s 158, Ebu'l-Fidâ, c3, s 62, Halebî, c1, s 486 [75] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c 14, s 296, Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 230-231, Ebu'l-Ferec İbn Cevzf, el-Vefâ, c 1S201 ,Ebu'l-Fidâ, c 3, s 62 [76] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 313-314, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 204-206, Kurtubf, Tefsfr, c 1 5, s 338-339,İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 105-106, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 158-160, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 63-64,Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 487 [77] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 233-234, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 205, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 160,Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 64 [78] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 314, Beyhakî, Delâil, c 2, s 205-206, Kurtubf, Tefsfr, c 15, s 338-339, İbn Seyyid,Uyûnu'l-eser, c 1, s 106, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 1 60, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 64, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s487 [79] Beyhakî, Delâil, c 2, s 203, Kurtubf, Tefsfr, c 15, s 339, Zehebî, Târîh, s 160, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s63 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/59-64 [80] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 3, s 265, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 81, İbn Abdilberr, İstiâb, c 3, s 1144, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 4, s 145, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 9, s 60-61, İbn Hacer, el-İsâbe, c 2, s 518 [81] İbn Abdilberr, İstiâb, c 3, s 1144, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe c 4, s 145 [82] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 325, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2,s 216, İbn E a>, Usdu'l-gâbe, c 4,s 147, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 250, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 1 22, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 1 7, İbn Hacer, el-İsâbe, c 2, s518, Halebî, İnsânu'j-uyûn, c 2, s 12 [83] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 366, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 256, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 79 [84] Ebu Muaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 241, Zehebî, TârThu'l-islâm, s 179, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 66,Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 295, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 16 [85] İbn Sa'd, c 3, s 269, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe c 4, s 151 [86] İbn Sa'd, c 3, s 269, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 272 [87] Heysemî, Mecma, c 9, s 62, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c 1, s 333 [88] Muhibbül-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 251, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 123 [89] İbn Sa'd, Tabakât, c 3, s 267, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 2, s 95, Tirmizî, Sünen, c 5, s 617, Hâkim , Müstedrek, c3, s 83, Beyhakî, Delâilc 2, s 216, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 257, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 172, İbn Hacer, el-İsâbe, c 2, s 518,Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 296-297, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 272 [90] el-Hâkka: 1-37 [91] el-Hakka: 38-41 [92] el-Hakka: 42-52 [93] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 2, s 17, Süheyli, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 277, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 4, s 147, Muhibbüt-Taberî, R ı yâdu'n-nadrâ, c 1, s 248, İ bn Sey yi d, U yûnu'l -eser, c 1, s 125, Ebu'l-Fidâ, Tefasîr, c 4, s 417, Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, c 9, s 62, İbn Hacer, el-İsâbe, c 2, s 518, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 6, s 258, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 17, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1 , s 277 [94] İ bn İ sh ak, İ bn H isa m, Sîre, c 1, s 371 -37 2, M uhi bbüt-Tabe rî, R ı yâdu'n-nadrâ, c 1, s 252-253, E bu 'I-F idâ, el -B idâ ye ve'n-nihâye, c 3, s 81, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 18, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 277 [95] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 367-368, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 85, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1 , s 251 -252,Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 79-80 [96] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 368, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 85, Muhibbüt-Taberî, Rı yâdu'n-nadrâ, c 1, s 252, Kurtubf,Tefsfr, c 11, s 163, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 80 [97] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 368-370, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 85-86, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 252,Kurtubf, Tefsir, c 11, s 163-164, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 79-80 [98] Tâhâ:1-16 [99] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 370, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 86, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 80 [100] Bilâl-i Habeşî (Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 15) [101] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 370-371, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 86, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 252,Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, s 80-81 [102] Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 41, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 218 İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 4, s 149, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 253-254, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 178, Heysemî, M ecmau'z-zevâid, c 9, s 64 [103] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 44, s 1 49, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1 , s 123 [104] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c 1, s 375, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 87, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 254, Halebî, İnsânu'l-uyûn,c 2,316 [105] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 327 [106] B eyh akf, D elâ ilü'n-n übü vve, c 2, s 21 8, İ b n Esîr, U sdu'l-gâbe, c 4, s 149, M uhi bbüt-Tab erf, R ı yâdu'n-nadrâ, c 1, s 253, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 123, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 178 [107] Abdurrezzak, Musannef, c 5, s 327 [108] B eyh akf, D elâ ilü'n-n übü vve, c 2, s 218, İ bn E sfr, U sdu 'l-gâbe, c 4, s 149, M uhibbü t-Taberî, R ı yâdu 'n-n adrâ, c 1, s 253-254, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 1 23, Zehebî, Târîhu'l-islâm , s 178, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 9, s 64 [109] Zehebî, TârThu'l-islâm, s 178 [110] Ebu Nuaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 41, Beyhakî, Delâil, c 2, s 218 [111] Beyhakî, Delâil, c 2, s 218, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 178 [112] Ebu Muaym, Hilyetü'l-evliyâ, c 1, s 41 [113] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 4, s 1 49, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1 , s 123 [114] Ebu Nuaym, c1 ,s 41, Beyhakî, c 2, s218, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 4, s 149, Muhibbüt-Taberî,c 1, s 254,İbn Seyyid,c 1, s 123, Zehebî, s 178 Heysemî, c 9, s 64 [115] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 373-374, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 85, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 86-87, Muhibbüt-Taberî,Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 254-255, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 176, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c3,s 81-82, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 17 [116] Buhârî, Sahih, c 4, s 242, Beyhakî, Delâil, t 2, s 221, Zehebî, Târih, s 176, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 17 [117] Hz Ömer'in annesinin annesi Âsb Vâil'in mensup bulunduğu Sehmflerden olduğu için, Âsb Vâil Hz Ömer'in dayısı sayılırdı(İbn E sfr Usdu'l-gâbe, c 1, s 151) [118] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 374, Hâkim, c 3, s 85, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 87, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 255,Zehebî, s 176, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 82, Halebî, c 2, s 17 [119] Heysem f, Mecmau'z-zevâid, c 9, s 65 [120] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 21 9, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 124, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 179 [121] İbn İshak, İbn Hişam,Sîre,c 1 ,s 367, İbn Esîr,Usdu'l-gâbe, c 4, s 152, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c9, s62,Zürkânî,Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 277 [122] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 367, Hâkim, Müstedrek, c 3, s 83-84, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe c 4, s 152, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 9, s 63, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 21, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 277 [123] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 367, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe c 4 s 152 [124] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 367, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c 9, s 62 [125] M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/64-75 [126] Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 21 [127] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 242, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c 1, s 246, 256, Diyarbekrî, Hamis, c 1 ,s 296, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 21-22, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1 , s 275 [128] Ebu Nuaym , c 1, s 242, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 246, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 180, Diyarbekrî, c 1, s 296, Halebî, c1, s 21, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 275 [129] Ebu Muaym, c 1, s 242, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 246, Diyarbekrî, c 1, s 296, Halebî, c 2, s 22, Zürkânî, c 1, s 275 [130] EbuNuaym,c1 ,s242, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 246, Zehebî, s 180,Diyarbekrî ,c1 ,s296, Halebî, c2, s22,Zürkânî, c 1,5275 [131] Muhibbüt-Taberî, c 1, s 246, 256, Diyarbekrî, c 1 , s 296, Zürkânî, c 1, s 275 [132] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 4, s 150 [133] Muhibbüt-Taberî, c 1, s 246, 256, Diyarbekrî, c 1 , s 296, Halebî, c 2, s 22, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 1, s 275 [134] Muhibbüt-Taberî, c 1, s 256, Halebî, c 2, s 22 [135] Muhibbüt-Taberî, c 1, s 256, Diyarbekrî, c 1, s 296, Halebî, c 2, s 22 [136] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 242, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 246, Halebî, c 2, s 22 [137] E bu N uaym, D elâi lü'n-nübü we, c 1, s 242, M u hibbü t-Taberî, R ı yâdu "n-n adrâ, c 1, s 246, Zehebî, T ârfhu'l -i si âm, s 180, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 296, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 22, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 275 [138] Ebu Muaym, c 1, s 242, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 246, Diyarbekrî, c 1, s 296, Halebî, c 2, s 22, Zürkânî, c 1, s 275 [139] E bu Muaym, c 1, s 242, Muhibbüt-Taberî, c 1, s 246, Zehebî, s 180-181, Diyarbekrî, c 1, s 296, Halebî, c 2, s 22,Zürkânî, c 1, s 275 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/76-77 [140] İbn İshak, İ bn Hişam, Sîre, c 1, s 285, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 202, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 229-232,Yâkubr, Târîhc 2, s 25-31, Taberî, Târih, c 2, s 220, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 65, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 100, Zehebî,Târîhu'l-islâm, s 152, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 1, s 463 [141] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 375 [142] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 375, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 67, Halebî, c 2, s 26 [143] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 208, Halebî, c 2, s 26 [144] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 208 [145] İbn Sa'd, c 1, s 208, Yâkubı, c2, s 31 , Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 272, Beyhakî, Delâil, c 2, s 311, İbnSeyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 126, Zehebî, s 221, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 84, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1 , s 67, Diyarbekrî,Hamis, c 1, s 297, Halebî, c 2, s 26 [146] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 230 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/77-78 [147] Hasj m oğullarının Şı'b'ı, Hacun'da idi (Halebî, İ nsânu'l-uyün, c 1, s 102) Hacun da, Mekke'nin yukarı kısmında, Mekkelilerin yanında kabirleri bulunan bir tepecik olup, Kabe'ye uzaklığı bir buçuk mildir (Yakut, Mu'cemu'l-buldan, o 2, s 225) Şı'b'da bulunan konak Hâşim b Atodi Menafin birtakım evlerden oluşan evi barkı olup, kendisinin vefatından sonra oğlu Abdulmuttalib'e geçmişti (İbn Hacer, Fethu'l-bârî, c 3, s 360-361) Abdulmuttalib, gözlerine zaaf geldiği zaman, bu evleri oğulları arası nda böl üstürmüstü Hâsjm oğullarının bütün menzil ve meskenleri Şı'b'da idi (Yakut, Mu'cemu'l-büldân, c 3, s 347) [148] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvvec 1, s 272, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, o 2, s 311, Zehebî, Târîhu'l-islâm ,s221, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 84, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 67 [149] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 230, Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 272-273, Beyhakî, Delâil, c 2, s 311 -332, İbn Kayyım ,Zâdü'l-mead, c 2, s 51, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 1 26, Zehebî, Târîh, c 221, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 84, İbn Haldun, Târîh, c 2,ks 2, s 9, Kastalâni, c 1, s 67, Diyarbekrî, c 1, s 297, Halebî, c 2, s 25-26 [150] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1 ,s2O9, 188, İbn Seyyid, c 1, s 126, Halebî, o 2, s 26 [151] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 4, s 85, Buhârî, Sahîh, c 4, s 57, Belâzurî, c 1 , s 230, Halebî, c 2, s 26 [152] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 79 [153] İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c 2, s 73 [154] Yâkubî, Târih, c 2, s 31, İbn AMIberr, İstiâb, c 1, s 27, Diyarbekrî, c 1, s 297-298 [155] İbn Sa'd, c 1, s 209, Ebu'l-Ferec İbn Cevzf, el-"vefâ, c 1, s 197, İbn Kayyım , Zâdü'l-mead, c 2, s 51, İbn Seyyid, Uyun,o 1, s 129, Kastalâni, o 1, s 67, Diyarbekrî, o 1, s 297, Halebî, c 2, s 26 [156] İbn Sa'd, c 1, s209, İbn Kayyım, c2,s 51, İbn Seyyid,c 1, s 129, Kastalâni, c 1,s 67, Diyarbekrî, c1 ,s 297, Halebî, o 2, s26 [157] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 230, Taberî, Târîh, c 2, s 225 [158] İbn İshak, İbn Hisam, c 1, s 376, İbn Sa'd, c 1, s 188, 209, Belâzurî, c 1, s 230, Taberî, c 2, s 225, İbn Hazm,Cevâmiu's-Sîre, s 64, Ebu'l-Ferec, o 1, s 197, İbn Kayyım, c 2, s 51, Halebî, o 2, s 25 [159] Halebî, İnsânu'l-uyûn, c 2, s 26 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/78-79 |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #43 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''MEKKE AMBARGO UYGULUYOR Müşriklerin Hâşim ve Muttalib Oğullarına İçtimaî ve İktisadî Ambargo Uygulamaları Hâşim ve Muttalib oğullarının Müslüman olan ve olmayanlarının tümünün Şı'b'da toplandıklarını ve Peygamberimiz (as)ı korumaya azmettiklerini görünce,[1] Kureyş müşrikleriyle Kinane'ler,[2] Mekke'nin yukarı tarafında, kabirler yanındaki[3] "Kinane oğullarının Hayf'ı" diye anılan Muhassab'da[4] toplandılar[5] Hâşim oğulları ile Muttalib oğullarına karşı: [6] 1- Öldürmek için[7] Peygamberimiz (as) kendilerine[8] teslim edilinceye kadar, Haşim oğullarından gelecek barış dileği asla kabul edilmemek, 2- Kendilerine acınmamak[9] 3- Onlara kız vermemek, onlardan kız alınmamak,[10] 4- Onlara birşey satmamak[11] 5- Onlardan birşey satın almamak[12] 6- Onlarla oturmamak, görüşmemek,[13] konuşmamak,[14] 7- Onların evlerine girmemek[15] üzere, küfür üzerinde[16] aralarında andlaştılar[17] Kararlaştırıpüzerinde andlaştıklan bu maddeleri bir sahifeye yazdılar[18] Sahifenin üzerine üç mühür bastılar[19] Verdikleri sözlerinde durmalarını sağlamak için de,[20] onu Kabe'nin içine astılar[21] Bu sahifeyi yazan, Mansur b İkrime idi[22] Sahifeyi yazdığı gün,[23] Peygamberimiz (as) dua edince,[24] Mansur'un eli[25] çolak oldu,[26] kurudu[27] Bunun üzerine, Kureyş müşrikleri aralarında: "Hâşim oğullarına zulmettik de,[28] işte bakınız! Mansur b İkrime musibete uğradı!" demeye başladılar[29] Bu zulüm sahifesinin Ebu Cehil'in anası,[30] veya halası Ümmü'l-Cülas'ın[31] ve daha başkalarının yanında bulundurulduğu da rivayet edilir[32] Sanıldığına göre; sahifenin şahıslar yanında bulunduruluşu, Kabe'nin içine asılısından önce idi [33] Ebu Talib'in Kureyşlileri Uyarışı ve Kendisine Karşı Saygılı ve Merhametli Davranmaya Çağırışı Kureyş müşriklerinin, Haşim ve Muttalib oğullarına karşı aldıkları acımasız tedbirler üzerine, Ebu Talib, söylediği bir manzumesinde: Lüeyy oğullarına ve bilhassa onlardan Ka'b oğullarına; Muhammed ((as))ın, Musa ((as)) gibi bir peygamber olduğunu eski semavî kitablarda yazılı bulduklarını kendilerinin de bildiklerini; Kabe duvarına astıkları yazının, başlarına ancak uğursuzluk ve felaket getireceğini hatırlattı Suçsuzlar suçlu durumuna düşmeden ayılmalarını, fesatçılara uyup aradaki akrabalık ve dostluk bağlarını koparmamalarını, sonucu çok acı olabilecek kanlı bir savaşı davet etmemelerini tavsiye etti Zağlı kılıçlarla boyunlar ve kollar kesilip başlar uçurulmadan, Muhammed (as)ı kendiler*ine teslim edebileceğini hiç ummamalarını, babaları Hâşim'in vasiyetini tutan Hâşim oğullarının hiçbir zaman savaşmaktan yılmayacaklarını hatırlattı [34] Ebu Talib'in Peygamberimiz (as) İçin Her Gece Koruma Tedbiri Alışı Ebu Talib; Peygamberimiz (as)a herhangi bir kötülük veya suikastta bulunmak isteyeceklere karşı bir koruma tedbiri olmak üzere, her gece, yatağa yatılacağı zaman, herkesin gözü önünde, Peygamberimiz (as)a yatağına yatmasını söyler; halk uykuya dalınca da, oğullarından veya kardeşlerinden ya da amca oğullarından birisine, Peygamberimiz (as)ın yatağına yatmasını emreder Peygamberimiz (as)a da onun yatağında uyumasını söylerdi[35] Şı'b Sakinlerinin Yokluk ve Açlık Sıkıntısına Düşmeleri Kureyş müşrikleri; Peygamberimiz (as)ı ve Peygamberimiz (as)ın kabile halkı olan Hâşim oğullarıyla Muttalib oğullarını, Şı'b'cia[36] üç yıl kuşatıp gözaltında tuttular[37] Onlara sıkı bir içtimaî ve iktisadî ambargo uyguladılar Çarşı ve pazarların, Şı'b sakinlerine giden yollarını kestiler[38] Şı'b'a yiyecek ve katık gitmesini önlediler[39] Kureyş müşrikleri; Mekke'den gelen yiyecekleri veya satılan herhangi bir şeyi Şı'b'a bırakmamakta, hemen varıp onları kendileri satın almakta,[40] Şı'b sakinlerini açlıktan öldürüp,[41] böylece Peygamberimiz (as)ın kanını dökmeye muvaffak olabileceklerini um m aktaydılar[42] Şı'b sakinlerinin hac mevsimlerinde-dinî geleneğe uyarak-Şı'b'dan çıkıp alışverişte bulunmalarına her ne kadar engel olmamakta iseler de,[43] Mekke çarşısına bir deve yükü yiyecek geldiği ve Şı'b sakin*lerinden birisi çoluk çocuğu için biraz yiyecek almak üzere oraya vardığı zaman, Ebu Leheb hemen erzak yüklerinin başına dikilir: "Ey tüccar topluluğu! Muhammed'in ashabına fiyatları öyle yükseltiniz ki, onlar yanınızdaki şeylerden birşey alamasınlar! Siz benim zengin ve verdiği sözü yerine getirir bir kimse olduğumu bilirsiniz[44] Böyle yapmanızdan size bir zarar gelmeyeceğine ben kefilim!" der;[45] Tüccarlar da 'larının fiyatını öyle kat kat arttırırlardı ki, Müslümanlar açlıktan ağlaşan çocuklarının yanına, ellerinde onlara yedirecek birşey bulunmaksızın dönmek zorunda kalırlardı Ertesi günü, sabahleyin, tüccarlar Ebu Leheb'in yanına varırlar; o da kalan yiyecek ve giyecekleri onlardan yüksek fiyatla satın alıp,[46] mü'minleri ve yanındakileri aç ve çıplak bırakırdı [47] Şı'b sakinlerini geçindirmek için Peygamberimiz (as) bütün malını harcadı Hz Hatice de, Ebu Talib de, bu yolda bütün mallarını harcadılar[48] Yiyecek birşey bulunup satın alınmadığı için, açlıktan ölenler,[49] Ağaç yapraklarını yiyenler,[50] Buldukları kuru deri parçalarını su içinde yumuşatıp ateşe tuttuktan sonra, onunla üç gün idare edenler oldu![51] Açlıktan ağlaşan çocukların feryatları, Şı'b'ın arkasından duyulmaya başladı[52] Müşriklerden kimisi bundan sevinç, kimisi de üzüntü duymakta; üzüntü duyanları, "Bakınız! Sahifeyi yazan Mansur b İkrime nasıl felakete uğradı!" demekte idi[53] Kureyş müşrikleri Şı'b sakinlerine birşey göndermemekte, akrabalarına birşey göndermek isteyen*ler de, onu ancak gizlice salabilmekte idiler[54] Ebu Cehil Şı'b'ı sık sık gözetler dururdu Hz Abbas, bir gün, yiyecek satın almak için Şı'b'dan çıkmıştı Ebu Cehil ona çatmak istedi Fakat, Allah onu Ebu Cehil'in şerrinden korudu Hz Hatice, Zem'a b Esved'e: "Ebu Cehil'e bir söz dinlet" diye bir haber saldı O da söz dinletti, Ebu Cehil geri durdu[55] Hakîm b Hizam; bir ticaret kafilesiyle, Şam'dan buğday yükleyip getirmişti Üzerine, buğday yüklediği bir deveyi, gizlice, Şı'b yoluna yöneltti, arkasına vurup Şı'b sakinlerinin yanına soktu Onlarda, devenin üzerindeki buğdayı aldılar[56] Yine Hakîm b Hizam; başka bir gece, devenin üzerine un yükleyip Şı'b'ın içine saldı [57] Hişam b Amr da; bir gece, deveye yiyecek yükleyip Şı'b'ın ağzına kadar götürdü Devenin başından yularını çözdü İki böğrüne vurup onu Şı'b'a soktu[58] Hişam b Amr Şı'b sakinlerine böyle yardım etmekte devam etti[59] Başka bir gecede üç yük yiyecek gönderdi Kureyş müşrikleri bunu öğrenince, sabahleyin ona bu hususta ihtarda bulundular Hişam da: "Ben artık böyle birşeyi tekrarlar ve size aykırı davranır değilim!" dedi Bunun üzerine, müşrikler onun yanından ayrıldılar Fakat, Hişam; bundan sonra, tekrar Şı'b sakinlerine geceleyin bir veya iki deve yükü daha yiyecek salınca, müşrikler ona ağır sözler söylediler[60] Hatta, onu öldürmeye kalktılar![61] Ebu Süfyan b Harb: "Bırakınız adamı! Şı'b'daki akrabalarına iyilik etmiş! Vallahi, keşke biz de onun yaptığı gibi yapaydık! Ne güzel olurdu!" diyerek, onu kayırdı[62] Hakîm b Hizam; bir gün, kölesinin sırtına biraz buğday yükleyip Peygamberimiz (as)ın zevcesi Hz Hatice'ye götürmek üzere Şı'b'a giderken, yolda Ebu Cehil'e rastladı Ebu Cehil hemen Hakîm'in yakasına yapıştı "Demek sen Haşim oğullarına yiyecek götürüyorsun ha?! Vallahi, ben seni Mekke'de rezil etmedikçe, buradan ne sen ileri geçebilirsin, ne de yiyecek geçebilir!" dedi O sırada, Ebu'l-Bahterî b Hişam, yanlarına geldi Ebu Cehil: "O," dedi, "Hâşim oğullarına yiyecek taşıyor!?" Ebu'l-Bahterî: "Halasına ait olup yanında bulunan bir yiyeceği ona götürmesine sen nasıl engel olursun?! Çekil adamın yolundan, gideceği yere gitsin!" dedi Ebu Cehil kabul etmedi ve hatta Hakîm'in veya kölesinin yakasına yapışınca, Ebu'l-Bahterî kızdı Eline geçirdiği bir deve çenesi kemiği ile vurup Ebu Cehil'in başını yardı, kendisini yere yıktı, tepeledi, tekmeledi durdu[63] Hz Hamza oraya yakın bir yerde bulunuyor ve onları seyrediyordu Müşrikler ise, aralarında geçen bu gibi hadiseleri Peygamberimiz (as)la ashabının görüp veya işitip kendilerine gülmelerini hiç istemezlerdi[64] Müşriklerin Kuraklık ve Kıtlık Azabına Uğramaları Peygamberimiz (as); Kureyş müşriklerinin kendisini dinlemediklerini,[65] yalanlayıp durduklarını ,[66] İslâmiyete karşı çok yavaş ve isteksiz davrandıklarını[67] ve sırt çevirdiklerini[68] görünce: "Ey Allah! Şunlara da, Yusuf (as)ın zamanındaki yedi (kıtlık) yılı gibi, yedi (kıtlık azabı) verip[69] bana yardım et!" diyerek[70] Kureyş müşrikleri aleyhinde dua etti[71] Bunun üzerine, yağmurlar kesildi Yer kupkuru oldu, kurudu![72] Kureyş müşriklerini öyle bir kuraklık ve kıtlık yakaladı ki,[73] herşeyi kökten kazıdı, silip süpürdü![74] Birçokları açlıktan öldüler![75] Yiyecek birşey bulamayınca,[76] açlıktan dolayı, ölü hayvanların etlerini,[77] kokmuş leşleri,[78] derileri,[79] kemikleri,[80] köpekleri,[81] kanla deve yününden yapılan "ılhız" denilen şeyi, yediler[82] Onlardan herhangi biri, gökyüzüne baksa, açlıktan dolayı, ortalığı duman kaplamış gibi görürdü![83] Mekke'de kuraklık ve kıtlık son dereceyi bulunca,[84] Ebu Süfyan Sahr b Harb, Peygamberimiz (as)ın yanına geldi:[85] "Ey Muhammed![86] Sen kendinin rahmet olmak üzere gönderildiğini söylüyor,[87] Allah'a itaati,[88] akrabayı görüp gözetmeyi bize emredip duruyorsun![89] Kavmin ise, kuraklık ve kıtlıktan ölüp gitmektedirler![90] Onlardan bu felâketin kaldırılması için[91] Allah'a bir dua ediver![92] Eğer sen dua edersen, Allah da şu belayı üzerimizden kaldıracak olursa, Allah'a iman edeceğiz!" diye and içerek söz verdi[93] Bunun üzerine, Peygamberimiz (as) Allah'a dua etti Yağmur sularıyla sulandılar[94] Yüce Allah onların üzerinden kuraklık ve kıtlık azabını kaldırınca, onlar eski şirklerine döndüler[95] Yüce Allah, bu hususta indirdiği âyetlerde şöyle buyurdu: "Hayır! Onlar (öldükten sonra dirilmekten) şüphe içindedirler (Bununla) eğlenirler O halde, semanın apaşikâr bir duman getireceği günü gözle! (Öyle bir duman ki) insanları, saracaktır o! ('Bu,' diyecekler) 'pek yaman bir azab! Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı açıp kaldır! Çünkü, biz artık iman edeceğiz!' diyecekler Onlara, düşünmek, ibret almak nerede? Kendilerine gerçekleri apaçık anlatan bir Resûl geldi de, ondan yüz çevirdiler Ona: 'Bir öğretilmiştir!, 'Bir mecnundur!' dediler Biz o azabı biraz açacak, kaldıracağız! Fakat, siz yine küfre döneceksiniz! Amma, o büyük satvetle sıkıvereceğimiz gün, her halde, Biz onlardan intikam alacağız!"[96] Acem-Rum Savaşı Hakkında Müşriklerle Bahse Girişilmesi Nübüvvetin sekizinci yılında icii[97] ki, İran ordusu ile Rum ordusu,[98] Şam toprağı ile İran toprağı arasında,[99] Ezriat'ta[100] Busra'da[101] karşılaşarak çarpışmışlar; İranlılar Rumları ağır bir yenilgiye uğrat*mışlardı[102] Rumların şehirlerini yakıp yıkmışlar,[103] ağaçları kesmişler,[104] hatta İstanbul'a kadar ilerlemişler[105] Halic'in üzerine konmuşlardı[106] İstanbul'u uzun müddet kuşattıkları halde, yarısı denizde, yansı karada olduğu için, ele geçirememişlerdi İran Şahı, Kayserden tazminat olarak, dünya hükümdarlarından hiçbirinin sağlamaya güç yetinemeyeceği kadar çok altın, mücevherat, kumaşlar, hizmetçi kadınlar, uşaklar ve daha pek çok türlü mallar da istemiş; o da, muvafakat etmişti [107] Kureyş müşrikleri, Farslıların (İranlıların) Rumları yenmelerini isterlerdi Çünkü, onlar putperest idiler Müslümanlar ise, Rumların Farslılan yenmelerini isterlerdi Çünkü, onlar Kitab ehli idiler[108] Rumların mağlubiyet haberi Peygamberimiz (as)la ashabına çok ağır geldi Peygamberimiz (as); Kitabsız Mecusilerin Kitab ehli olan Rumlara galip gelmelerini istemezdi Kureyş müşrikleri, Müslümanlara: "Siz ehl-i Kitabsınız, Hıristiyanlar da Kitab ehlidirler Biz Kitabsız ümmîleriz Farslı kardeşlerimiz sizin Kitab ehli olan kardeşlerinize galip gelmişlerdir Siz de bizimle çarpışacak olursanız, muhakkak, biz size galip geliriz!" dediler[109] Hz Ebu Bekir müşriklerin bu sözlerini Peygamberimiz (as)a anınca, Peygamberimiz (as): "Şu muhakkak ki, onlar (Farslılar, er geç) mağlup olacaklardır!" buyurdu[110] Yüce Allah da, bu hususta indirdiği âyetlerde şöyle buyurmuştur: "Elif Lâm Mîm! Rum(lar) mağlup oldu yakın bir yerde Halbuki, onlar, bu yenilmelerinin ardından, galip olacaklar Bid'-i sinînde (üçten dokuza kadar olan yıllar içinde)[111] Önünde de, sonunda da, emr Allah'ındır O gün, mü'minler de Allah'ın yardımıyla ferahlanacak O (Allah), kime dilerse yardım eder O (Allah) kudretiyle herşeye üstün gelen Azîz, rahmetiyle mü'minleri esirgeyen Rahîm'dir Bu, Allah'ın va'didir Allah va'dinden caymaz Fakat, insanların çoğu (bunu) bilmezler"[112] Bunun üzerine, Hz Ebu Bekir Kureyş müşriklerinin yanına varıp: "Sizler (putperest) kardeşleriniz (Farslılar)ın, bizim (Kitab ehli) kardeşlerimiz (Rumlar)a galip gelmesine seviniyor musunuz? Hiç de sevinmeyin! Allah sizin gözlerinizi aydın etmeyecektir! Vallahi, Rumlar muhakkak Farslılara galip geleceklerdir! Bunu bize Peygamberimiz (as) haber verdi!" deyince, Übeyy b Halef kalkıp Hz Ebu Bekir'e doğru vardı ve: "Sen yalan söyledin!" dedi Hz Ebu Bekir: "Ey Allah düşmanı! Sensin yalancı olan! Eğer üç yıla kadar, Rumlar Farslılara galip gelirse, bana on deve vermeyi borçlan! Fakat, Farslılar Rumlara galip gelirse, ben sana on deve vermeyi borçlanayım!" diyerek bahse gir*iştiler Bundan sonra, Hz Ebu Bekir Peygamberimiz (as)ın yanına gelip, Übeyy b Halef ile aralarında geçeni haber verince, Peygamberimiz (as): "Ben, böyle mi andım?! Âyetteki 'bid'i' sözü ancak üç ile dokuz arasındaki müddeti ifade eder Sen hemen gidip devenin sayısını da, müddeti de (ona göre) uzat!" buyurdu Hz Ebu Bekir gitti Übeyy b Halefle karşılaştı Übeyy b Halef: "Sen galiba (bahse giriştiğine) pişman oldun?!" dedi Hz Ebu Bekir: "Hayır! Pişman olmadım! İstersen, aramızdaki bahiste alınacak, verilecek develerin sayısını arttı rai im, müddeti de uzatalım: Bahiste kazanacak olan, yüz deve alsın! Kaybeden de yüz deve versin! Müddet de dokuz yıla kadar uzatılsın!" dedi Übeyy b Halef: "Öyle yaptım!" dedi[113] Hz Ebu Bekir'in Peygamberimiz (as)la gizlice Mekke'den ayrılıp Medine'ye hicret edeceği sıralarda idi ki, Übeyy b Halef Hz Ebu Bekir'e: "Bahiste yenilecek olursan bana ödeyeceğin develer hakkında bir kefil ver" dedi Hz Ebu Bekir de, oğlu Abdurrahman'ı kefil verdi Übeyy b Halef de Uhud savaşına gitmek istediği zaman, Abdurrahman ondan bir kefil istedi, o da verdi[114] Übeyy b Halef Uhud'da Peygamberimiz (as)ı öldürmek isterken, Peygamberimiz (as)ın mızrağından aldığı yaradan kurtulamayarak, Mekke yakınındaki Şerifte öldü[115] Rumlar belirlenen müddet içinde[116] birdenbire kalkınarak İranlıları ağır bir hezimete uğrattığı zaman;[117] Hz Ebu Bekir Übeyy b Halefin veresesinden yüz deveyi alıp[118] Peygamberimiz (as)a getirdi[119] Peygamberimiz (as) da Hz Ebu Bekir'e: "Bunları fakirlere dağıt!" buyurdu[120] O da fakirlere dağıttı[121] Rumların İranlıları dokuz yıl içinde mağlup edecekleri hakkındaki ihbar-ı Kufâniyenin böylece gerçekleşmesi üzerine, Mekkeli müşriklerden birçok kimseler Müslüman oldular[122] Dımâdu'l-Ezdî'nin Peygamberimiz (as)ı Tedaviye Kalkışı ve Müslüman Oluşu Ezd-i Şenûe kabilesinden[123] Dımâd b Sa'lebe, umre yapmak üzere[124] Mekke'ye gelmişti[125] Kendisi, Cahiliye devrinde, Peygamberimiz (as)ın tanışı, dostu idi Doktorluğa özenir,[126] delilere okur,[127] ilim elde etmeye çalışırdı[128] Dımâd, Mekke'ye gelince, Ebu Cehil, Utbe b Rebia ve Ümeyye b Halefin bulunduğu bir mecliste oturdu Ebu Cehil: "Şu adam bizim topluluğumuzu dağıttı Akıllarımızı akılsızlık, ölüp gitmiş baba ve atalarımızı dalâlete düşmüş saydı İlahlarımıza dil uzattı" dedi Ümeyye b Halef de: "O, hiç şüphesiz, deli bir adamdır!" dedi[129] Dımâd, müşriklerin "Muhammed delidir!" dediklerini işitince,[130] kendi kendine: [131] "Ben gidip[132] şu zâtı bir görseydim,[133] tedavi etseydim,[134] belki Allah ona benim ellerimle şifa verirdi"[135] diyerek, müşriklerin meclislerinden kalktı O gün, Peygamberimiz (as)ı aradı, bulamadı Ertesi gün, tekrar aramaya çıktı[136] Buldu[137] ve: "Yâ Muhammed! Ben deliliği tedavi ederim[138] İstersen seni de tedavi edeyim[139] Belki Allah sana fayda verir![140] Ben delilere okurum Belki Allah benim elimle senin deliliğine de şifa verir! Okumamı istersen, gel, sana da okuyayım[141] Sen, üzerindekini, gözünde büyütme! Ben sendekinden daha ağırını tedavi etmişimdir, kurtulmuştur! Ben senin hakkında; Kavminin akıllarını akılsızlık saymak, Toplululuklarını dağıtmak, Onlardan ölüp gitmiş olanların dalâlet içinde bulunduklarını ileri sürmek, İlahlarını ayıplamak gibi birtakım kötü huylardan söz ettiklerini işittim Bunu, kendisinde delilik bulunan adamdan başkası yapmaz!" dedi[142] Peygamberimiz (as), Dımâd'a şöyle mukabele buyurdu: "Hamd Allah'a mahsustur Biz O'na hamdeder; yardımı,[143] yarlıganmayı da[144] O'ndan dileriz[145] Nefislerimizin şerlerinden de Allah'a sığınırız[146] Allah'ın doğru yola eriştirdiğini saptıracak yoktur! Saptırdığını da doğru yola eriştirecek yoktur! Şüphesiz bilir ve bildiririm ki: Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur! O, birdir, tektir! O'nun eşi, ortağı yoktur! Yine, şüphesiz bilir ve bildiririm ki: Muhammed, O'nun kulu ve resûlüdür!"[147] Peygamberimiz (as)ın söyledikleri, Dımâd'ın çok hoşuna gitti: [148] "Ben, hiçbir zaman, bundan daha güzel bir kelam dinlememişimdir![149] Sen şu sözlerini bana tekrarı asana?" dedi Peygamberimiz (as) tekrarladı[150] Dımâd onu Peygamberimiz (as)a iki kere daha tekrarlattı [151] "Vallahi,[152] ben kâhinlerin sözlerini de, sihirbazların sözlerini de, şairlerin sözlerini de dinlemişimdir Fakat, senin şu sözlerin gibi hiçbir söz işitmemişimdir Bunlar, denizin dibine kadar varıp dayanmıştır!" dedi "Sen nelere davet ediyorsun?" diye sordu[153] Peygamberimiz (as): "Seni boynundan putları atıp, eşi, ortağı olmayan, bir ve tek olan Allah'a iman etmeye ve benim de Allah'ın resûlü olduğuma şehadet getirmeye davet ediyorum" buyurdu Dımâd: "Ben bunu yaparsam, bana ne var?" diye sordu Peygamberimiz (as): "Sana Cennet var!" buyurdu, Dımâd: "Ben, boynumdan putları atıp onlardan uzaklaşarak[154] şehadet ederim ki: Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur! O, birdir; O'nun eşi, ortağı yoktur! Yine şehadet ederim ki: Sen de, Allah'ın kulu ve resûlüsün! Getir, ver elini, sana İslâmiyet üzerine bey'at edeyim!" dedi[155] Peygamberimiz (as) elini uzattı Dımâd bey'at etti[156] Peygamberimiz (as): "Bu bey'at kavmin adına da mı?" diye sordu Dımâd: "Kavmim adına da!" dedi[157] Peygamberimiz (as): "Kendin adına da, kavmin adına da mı?" diye sordu Dımâd: "Hem kendi adıma, hem kavmim adına!" dedi[158] Dımâd, böylece, hem kendi adına, hem kavmi adına bey'at edip Müslüman oldu[159] Yüce Allah ondan razı olsun![160] Peygamberimiz (as)ın Halkı İslamiyete Davetten Geri Durmaması ve İman Ettirmek İçin Kureyş Pehlivanı Rükâne ile Güreşmesi Kureyş müşriklerinin İslâmiyeti önlemek için her tedbire başvurmalarına bakmayarak, Peygamberimiz (as), Yüce Allah'ın emriyle, hiç kimseden korkmaksum, gece gündüz, gizli açık, halkı İslâmiyete davet ve teşvik etmekten geri durmamakta idi[161] Rükâne b Abdi Yezid,[162] Kureyşlilerin en güçlü ol anlarından,[163] sırtı yere getirilmeyen pehlivan-larındandı[164] Rükâne, bir gün, Mekke vadilerinden[165] veya dağlarından birisinde,[166] Peygamberimiz (as)a rastlamıştı[167] Peygamberimiz (as) ona: "Ey Rükâne! Sen hâlâ Allah'tan, korkmamakta ve seni davet ettiğim şeyi kabul etmemekte direnip duracak mısın?[168] Müslüman ol!" diyerek,[169] kendisini İslâmiyete davet etti[170] Rükâne: "Eğer söylediklerinin hak ve gerçek olduğunu bilseydim, sana tâbi olurdum[171] Yâ Muhammedi Sen beni yıkarsan, sana iman ederim!" dedi[172] Peygamberimiz (as): "Ben seni yıkarsam, ne dersin? Söylediklerimin hak ve gerçek olduğunu bilir ve kabul eder misin?" diye sordu Rükâne: "Evet[173] Sen beni yıkacak olursan, ben ya Müslüman olurum, ya da şu koyunlarım senin olur! Ben seni yıkacak olursam, sen şu peygamberlik işinden vazgeç!" dedi[174] Peygamberimiz (as): "Kalk haydi! Seninle güreşelim!" buyurdu Rükâne, Peygamberimiz (as)la güreşmeye kalktı Peygamberimiz (as), onu tutar tutmaz yere yıkıverdi! Rükâne kendisini korumaya, savunmaya kadir olamadı[175] "Yâ Muhammedi Bir daha güreşelim!" dedi Peygamberimiz (as) tekrar güreşti ve onu yine yıkıverdi[176] Rükâne: "Ey amcamın oğlu! Haydi bir kez daha güreşelim?" dedi Peygamberimiz (as) onu üçüncü güreşte de yi ki verdi[177] Rükâne: "Vallahi, yâ Muhammedi Bu çok şaşılacak bir iş! Sen beni nasıl yıkabiliyorsun, anlayamadı m[178] Şehadet ederim ki, sen muhakkak bir sihirbazsın!" dedi[179] Peygamberimiz (as): "Bundan daha çok şaşılacak olanı davar İstersen, sana onu da göstereyim-Allahtan korkar ve davetime uyarsan!" buyurdu Rükâne: "Ne imiş o daha acaib olan şey?" diye sordu Peygamberimiz (as): "Şu gördüğün ağacı senin için çağıracağım O da bana gelecektir!" buyurdu Rükâne: "Haydi çağır, gelsin bakayım?!" dedi[180] Peygamberimiz (as), kendilerine yakın bir yerdeki, dallı budaklı[181] semüre[182] veyatalha ağacını "Allah'ın izniyle, gel benim yanıma!" diyerek çağırınca,[183] ağaç yeri yi ita yi ita gelip,[184] Peygamberimiz (as)ın önünde durdu![185] Rükâne: "Doğrusu, ben şimdiye kadar bugünkü gibi büyük bir sihir görmedim![186] Ona emret de, yerine dön*sün!" dedi Peygamberimiz (as) ağaca: "Allah'ın izniyle,[187] dön yerine!" buyurdu Ağaç eski yerine döndü[188] Peygamberimiz (as), Rükâne'ye: "Yazıklar olsun sana! Müslüman olsana!" buyurdu Rükâne: "Hayır! Müslüman olmam" dedi Peygamberimiz (as): "Öyle ise, ben de senin davarlarını alırım!" buyurdu Rükâne: "Kureyşlilere bu hususta ne söyleyeceksin?" diye sordu Peygamberimiz (as): "'Onunla güreştim Kendisini yıkıp, davarlarını aldım' diyeceğim" buyurdu Rükâne: "Böyle söylersen, beni rezil rüsvay etmiş olursun!" dedi Peygamberimiz (as): "Öyle ise, onlara ne söylemeliyim?" diye sordu Rükâne: "Onlara 'Rükâne ile bahse girişip, bahsi, kumarı kazandım1 dersin" dedi Peygamberimiz (as): "O zaman ben yalan söylemiş olurum" buyurdu Rükâne: "Sabahtan akşama kadar hep yalan içinde bulunuyor, yalan söyleyip duruyor değil misin?" deyince, Peygamberimiz (as) Rükâne'nin bu çirkin sözlerinden çok müteessir oldu ve ona: "Al git davarını!" buyurdu Bunun üzerine, Rükâne: "Sen, vallahi, benden daha hayırlı ve daha şereflisin!" dedi Peygamberimiz (as): "Böyle olmaya, elbette, ben senden daha layı ki m!" buyurdu[189] Rükâne, kavminin yanına gidip: "Ey Abdi Menaf oğulları! Sahibinizin sayesinde, bütün yeryüzü halkıyla sihir yarışması yapın! Vallahi, ben şimdiye kadar ondan daha üstün sihirbaz görmedim!" dedi Sonra da, onlara, Peygamberimiz (as)ın yaptığını gördüğü şeyleri haber verdi[190] Rükâne Mekke'nin fethinde Müslüman olmuş, Medine'ye de giderek, orada yerleşmiştir[191] Allah ondan razı olsun![192] |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #44 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''Ayın İkiye Ayrılması Mucizesi İnşıkak-ı Kamer (Ayın ikiye ayrılması) mucizesinin Medine'ye hicretten beş yıl önce,[193] nübüvvetin dokuzuncu yılında,[194] Kureyş müşriklerinin istekleri üzerine-Yüce Allah'ın izniyle-Peygamberimiz (as) tarafından gösterildiği: Enes b Malik[195] Hz Ali, Huzeyfe b Yeman[196] Abdullah b Mes'ud,[197] Abdullah bAbbas[198] Abdullah b Ömer[199] Abdullah b Amr bÂs[200] Cübeyr b Mut'im196 ve daha başka sahabiler tarafından bildirilmiştir[201] Abdullah b Mes'ud der ki: "Resûlullah (as)ın zamanında, Ay iki parçaya ayrılınca, Resûlullah (as): 'Şahit olunuz!' buyurdu"[202] "Bir kere, biz, Resûlullah (as)la birlikte Mina'da bulunuyorduk Ay iki parçaya ayrıldı! Ayın bir parçası dağın gerisinde, bir parçası da berisinde oldu! Bunun üzerine, Resûlullah (as), bize: 'Şahit olunuz!' buyurdu"[203] "Resûlullah (as)ın zamanında, Ay iki parçaya ayrıldı da, parçanın birisini dağ örttü[204] diğer parça dağın üzerinde oldu! Bunun üzerine, Resûlullah (as): 'Ey Allah! Şahit ol!' dedi"[205] Cübeyr b Mut'im de: "Resûlullah (as)ın zamanında, Ay, şu dağın üzerinde olmak üzere iki parçaya ayrıldı!" demiştir[206] Abdullah b Mes'ud ile Enes b Malik'in diğer rivayetlerinde de: "Ay iki parçaya ayrıldığı zaman, dağın, Hira dağının, Ayın iki parçası arasında göründüğü" açıklan-mıştir[207] Hadisenin ayrıntılarına gelince: Kureyş müşriklerinden, 1- Velid b Mugîre, 2- Ebu Cehil Amr b Hişam, 3- Âs b Vâil, 4- Âs b Hişam, 5- Esved b Abdi Yağus, 6- Esved b Muttalib, 7- Zem'a b Esved, 8- Nadr b Haris; ve daha başkaları ,[208] Peygamberimiz (as)a: "Eğersen gerçekten peygambersen, bize Kameri (Ayı), yansı Ebu Kubeys dağı,yarısı daKuaykıan dağı üzerinde görülmek üzere ikiye ayır!" dediler Peygamberimiz (as): "Eğer bunu yaparsam iman eder misiniz?" diye sordu Müşrikler: "Evet! İman ederiz" dediler Ayın bedir, yani dolunay olduğu, iyice göründüğü gece, Peygamberimiz (as), müşriklerin istedikleri şeyi kendisine vermesini, Yüce Allahtan diledi[209] Cebrail (as) inip: "Yâ Muhammedi Mekkelilere: 'Bu gece mucizeyi seyredin; yararlanabilmeniz!' de" dedi Peygamberimiz (as), Cebrail (as)ın söylediğini, onlara haber verdi Müşrikler Ayın ondördüncü gecesinde, Ayın ikiye ayrıldığını gördüler![210] Yüce Allah Ayın yansını Ebu Kubeys dağı, yarısını da Kuaykıan dağı arasında doğdurunca, Peygamberimiz (as): "Ey Ebu Seleme b Abdulesed! Erkam b Ebi'l-Erkam! Şahit olunuz!" diyerek Müslümanlara;[211] "Ey filan! Ey filan! Şahit olunuz!" diye de, müşriklere seslendi[212] Fakat müşrikler "Bu, Ebu Kebşe'nin oğlunun bir sihridir!"[213] "Ebu Kebşe'nin oğlu sizi sihirledi!"[214] "Muhammed bizi sihiriedi!" dediler[215] Bazısı da: "Muhammed bizi sihiriediyse,[216] bütün insanları da sihirlemez ya!" dedi [217] "O ayı sihiriedi, nihayet Ay yanldı!" dediler[218] Kimisi de: "Muhammed Ayı sihiriedi ise, sihrini bütün yeryüzünü sihiriemeye de yetiştiremez ya!"[219] Başka beldeler halkından, yanınıza gelecek olanlara, sorun bakalım: Bunu onlar da görmüşler mi?"[220] "Siz gelecek olan yolcularınızı da gözleyin![221] Onlara da sorun bakalım ![222] Eğer onlar sizin gördüğünüz şeyin tıpkısını gördüklerini size haber verirlerse,[223] gördüğünüz doğru demektir[224] Şayet sizin gördüğünüz gibi birşey görmem işlerse, o sizi bir sihirle sihirlem iştir!" dediler[225] Ebu Cehil de: "Bu bir sihirdir! Çevre ülkeler halkına adam salın! Bakalım, onlar da Ayı böyle yarılmış görmüşler mi? Yoksa görmemişler mi?" dedi[226] Sordular[227] Hertaraftan[228] gelenler:[229] "Evet![230] Onu biz de öyle gördük![231] Ayı ikiye yanlmış gördük!" dediler[232] Ayın ikiye ayrılmış olduğunu haber verdiler,[233] doğrul adı lar[234] Her taraftan gelenlerden, Ayın ikiye ayrıldığını görüp de haber vermeyen bir kimse kalmadı [235] Fakat müşrikler iman etmekten, Müslüman olmaktan yüz çevirip: "Bu, müstemir (olagelen) bir sihirdir!" dediler[236] Yüce Allah, Kamer sûresinde bu mucizeye şöyle temas buyurur "Saat yaklaştı Ay (ikiye) yarıldı (ayrıldı) Onlar (ne zaman) bir âyet, bir mucize görseler, yüz çevirirler ve: 'Müstemir (olagelen) bir sihir!' derler (Ayın ikiye ayrılması mucizesini görünce de) hevalarına uydular: 'Yalan!' dediler (Peygamberi yalanladılar) Oysa ki, her iş bir gayeye bağlıdır Andolsun ki; onlara (kendilerini küfür ve inattan) vazgeç irecek öyle önemli haberler gelmiştir ki, her biri, gayesine ermiş bir hikmet ve ibrettir Fakat, onları tehdit eden bütün o hadiseler kendilerine fayda vermiyor! O halde, sen de onlardan yüz çevir! O Çağırıcının benzeri görülmedik korkunç şeye (Kıyamete) çağıracağı gün, onlar gözleri zelil ve hakîr (korkudan, dehşetten donmuş) olarak dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkacak, o Çağırıcıya doğru koşacaklar Kâfir olanlar 'Bu,' diyecekler, 'pek çetin bir gün!'"[237] Müşriklerin Kâbe'ye Astığı Anlaşma Sahifesinin Güve Tarafından Yenilişi Haşim ve Muttalib oğulları Şı'b'da üç yıl kuşatılmış bir halde kaldıktan sonra,[238] Kabe'nin içinde asılı sahifeye, Yüce Allah ağaç kurdunu (güvesini) musallat etti Güve; sahifede, Allah'ın ismi anılan[239] "Bismik'allahümme=5enin isminle başlarım ey Allah" cüm*lesi dışında,[240] zulüm ve cevr ifade eden herşeyi yedi, bırakmadı[241] Bunu Yüce Allah Peygamberimiz (as)a vahiyle bildirdi [242] Peygamberimiz (as) da, Ebu Talib'e: "Ey amca! Benim Rabbim olan Allah, Kureyşlilerin sahifesine ağaç kurdunu (güvesini) musallat etti Allah'ın isminden başka, onda tesbit edilen,zulüm, akraba ile ilgi kesme, bühtan, gibi şeylerden hiçbiri*ni bırakmadı, yok etti!" buyurdu Ebu Talib: "Bunu sana Rabbin mi haber verdi?" diye sordu Peygamberimiz (as): "Evet! Rabbim haber verdi" buyurdu[243] Ebu Talib: "Ey kardeşimin oğlu! Bana haber verdiğin şey gerçek midir?" diye sordu Peygamberimiz (as): "Evet! Vallahi gerçektir!" buyurdu[244] Ebu Talib: "Vallahi, bizim yanımıza da,[245] senin yanına da, (bunu haber verecek) hiç kimse girmemiştir![246] Bunu sana kim haber verdi?" diye tekrar sordu Peygamberimiz (as): "Rabbim haber verdi Doğrudur bu ey amca!" buyurdu Ebu Talib: "Ben şehadet ederim ki; sen ancak doğru söylersin!" dedi[247] Ebu Talib bu haberi kardeşlerine anlattı Kardeşleri: "Senin bu husustaki kanaatin nedir?" diye sordular Ebu Talib: "Vallahi, o bana hiçbir zaman yalan söylememiştir!" dedi Ebu Talib'e: "Sen bu hususta ne yapmamızı uygun görürsün?" diye sordular Ebu Talib: "Elbiselerden, bulabildiğiniz en güzelini giymenizi, sonra da Kureyşlilerin yani arına kadar varmanızı, onlara bu sahifenin haberini -kendilerine haber erişmeden önce- anmanızı uygun görüyorum!" dedi Hep birlikte gittiler, Mescid-i Haram'a girdiler, Hicr'e kadar vardılar O sırada, Kureyşlilerin emir ve nehiy sahipleri olan yaşlıları orada oturuyorlardı[248] Onlar Ebu Talib ile yanındakileri görünce, çektik*lerine dayanamayarak Peygamberimiz (as)ı kendilerine teslim etmek üzere gelmek zorunda kaldıklarını sandılar[249] Ebu Talib'le yanındakileri, hemen meclislerine aldılar "Ne söyleyecekler?" diye, onlara bakmaya başladılar Ebu Talib: "Biz, sizce bilinen, kabul edeceğiniz bir iş için gelmiş bulunuyoruz" dedi Müşrikler: "Hoşgeldiniz, safa geldiniz!" dediler[250] Ebu Talib: "Ey Kureyş cemaatı![251] Hiçbir zaman yalan söylememiş olan[252] kardeşimin oğlu bana haber verdi[253] ki; sizin yazmış olduğunuz sahifenize, Allah ağaç kurdunu (güvesini) musallat kılmış; o, onun içindeki cevr, zulüm ve akrabalarla ilişiği kesme, gibi herşeye dokunmuş, onda sadece Allah'ın ismi anılan sözler kalmıştır![254] Haydi,[255] aleyhimizde yazdığınız[256] sahifenizi getiriniz![257] Eğer kardeşimin oğlu doğru söylemiş ise,[258] sahife onun dediği gibi çıkarsa,[259] vallahi biz en sonuncumuz ölmedikçe onu size teslim etmeyiz![260] Artık siz de kötü görüşünüzden,[261] bizimle ilginizi kesmek-ten[262] vazgeçin![263] Eğer dediği doğru çıkmazsa, kardeşimin oğlunu size teslim ederim[264] Siz de onu ister öldürürsünüz, isterseniz sağ bırakırsınız!" dedi[265] Müşrikler: "Kabul ettik![266] Sen bize insaflı davrandın!" dediler[267] Bu hususta akityaptılar[268] Sahifeyi getirmek üzere,[269] acele[270] adam gönderdiler[271] Müşrikler bu işin arzularına uygun geleceğini sandılar[272] Sahife getirilince, Ebu Talib: "Okuyunuz onu!" dedi Sahife açıldığı zaman,[273] onu Peygamberimiz (as)ın dediği gibi buldular[274] Sahifede; Allah'ın isminden başka herşey, güve tarafından yenilmiş, bitiriliri işti ![275] Kureyş müşriklerinin elleri yanlarına düştü![276] Ebu Talib, bundan kuvvet ve cesaret alıp bağırarak:[277] "Her halde, zulmettiğiniz, akraba ile ilişiği kesip kötülük yoluna saptığınız sizce de belli oldu, değil mi?!" dedi[278] Müşriklerden hiçbiri Ebu Talib'e cevap vermedi[279] Ancak: "Siz bize sadece sihir ve bühtan getirdiniz![280] Bu, sahibinizden sâdır olan bir sihirden başka birşey değildir!" dediler[281] Red ve inkâr ettiler Peygamberimiz (as)la ashabına yapageldikleri kötülükleri, katlıkları tekrarladılar[282] Kureyşlilerin ileri gelenlerinden bazıları ise, Hâşim oğullarına karşı yaptıkları şeylerden dolayı, bir*birlerini kınadılar[283] Ebu Talib ile ashabı, Kabe örtüsü arasına girerek: "Ey Allah! Bize zulmedenlere, akrabalarla ilişiğini kesenlere, bize yapılması haram olan şeyleri helâlleştirenlere karşı bize yardım et!" diyerek yalvardıktan sonra, Şı'b'a döndüler[284] Müşriklerden bir topluluk: "Bu, kardeşlerimize karşı, tarafımızdan yapılmış bir zulümdür!" dediler,[285] pişmanlık duydular[286] Şı'b Sakinlerinin Şı'b'dan Çıkarılışları Nübüvvetin onuncu yılında idi[287] ki, Kureyş müşriklerinin Haşirin ve Muttalib oğulları aleyhindeki yazılı antlaşmalarını bozup yürürlükten kaldırmak için, Kureyşlilerden birkaç kişi, harekete geçti Onların içinde, bu hususta, Hişam b Amfin çabasından daha güzel çabalı kimse yoktu[288] Hişam b Amr; Nadle b Hişam b Abdi Menafin ana bir kardeşinin oğlu olduğu için,[289] Hâşim oğullarından sayılırdı Kendisi, kavmi arasında şerefli ve itibarlı idi[290] Hişam b Amr, Züheyr b Ebi Ümeyye'nin yanına vardı Züheyr b Ebi Ümeyye'nin annesi Âtlke Hatun, Abdulmuttalib'in kızı idi Hişam b Amr, Züheyr'e: "Ey Züheyr! Dayılarının birşey almaktan, satmaktan, evlenmekten, evlendirmekten, mahrum edildiklerini;[291] darlık ve yokluk içinde kıvrandıklarını[292] bilip durduğun halde, istediğini yemeye, içm*eye, giyinip kuşanmaya, istediğin kadınla evlenmeye senin gönlün nasıl razı oluyor? Nasıl içine siniy-or?[293] Allah'a yemin ederim ki; [Ebu Cehil] Ebu'l-Hakem Amr b Hişam'ın seni dayıların aleyhinde antlaş*maya davet ettiği gibi, sen de onu kendi dayıları aleyhinde böyle bir antlaşmaya davet etmiş olsaydın, senin davetine hiçbir zaman icabet etmez, yanaşmazdı" dedi[294] Züheyr b Ebi Ümeyye: "Allah senin iyiliğini versin ey Hişam! Ben bir tek adamım [295] Tek başıma ne yapabilirim?! Vallahi, yanımda başka bir kişi daha olsaydı, muhakkak o antlaşma sahifesini bozmaya kalkar, bozuncaya kadar uğraşırdım!" dedi[296] Hişam b Amr: "Ben sana ikinci bir adam buldum!" dedi Züheyr b Ebi Ümeyye: "Kim imiş o?" diye sordu Hişam b Amr: "Benim!" dedi Züheyr b Ebi Ümeyye: "Sen bize üçüncü bir adam daha ara!" dedi Hişam b Amr, kalkıp Mut'im b Adiyy'e gitti Ona: "Ey Mut'im! Kureyşlilere uyarak Abdi Menaf oğullarından iki batın ailenin gözünün önünde yok edilmelerine gönlün nasıl razı oluyor? Nasıl içine siniyor?![297] Vallahi, onlan bundan kurtarmaya imkân bulabilseydim, içinizden onlara ilk koşacak olanı, beni bulurdun!" dedi[298] Mut'im b Adiyy: "Allah senin iyiliğini versin! Ben bir tek adamın! Tek başıma ne yapabilirim?" dedi Hişam b Amr: "Ben sana ikinci bir adam buldum!" dedi Mut'im b Adiyy: "Kim imiş o?" diye sordu Hişam b Amr: "Benim!" dedi Mut'im b Adiyy: "Bize üçüncü bir adam daha ara, bul!" dedi Hişam b Amr: "Buldum bile!" dedi Mut'im b Adiyy: "Kim imiş o?" diye sordu Hişam b Amr: "Züheyr b Ebi Ümeyye'dir" dedi Mut'im b Adiyy: "Sen bize dördüncü bir adam daha ara, bul!" dedi Hişam b Amr, kalkıp Ebu'l-Bahterî b Hişam'ın yanına gitti[299] Onunla konuştu[300] Ona da, Mut'im b Adiyy'e söylediklerine benzer sözler söyledi Ebu'l-Bahterî: "Bize bu hususta yardım edecek,[301] bu görüşte[302] kimseler var mı?" diye sordu Hişam b Amr: "Evet! Vardır" dedi[303] Ebu'l-Bahterî "Kim imiş onlar?" diye sordu Hişam b Amr: "Züheyr b Ebi Ümeyye, M ur/im b Adiyy'dir Ben de yanındayım!" dedi Ebu'l-Bahterî: "Sen bize beşinci bir adam daha ara, bul!" dedi Hişam b Amr, kalkıp Zem'a b Esved'e gitti Onunla konuştu[304] Kendisinin onlarla olan akra*balığını ve haklarını andı Zem'a b Esved: "Beni davet ettiğin bu iş üzerinde duran kimselervar mı?" diye sordu Hişam b Amr: "Evet! Vardır" dedi Zem'aya, onların isimlerini birer birer saydı Mekke'nin yukansındaki Hacun mevkiinin başlangıcında, geceleyin toplanmaya hazırlandılar Orada toplanıp, yapacakları işi konuştular Sahife üzerinde durup, onu bozuncaya kadar uğraşmaya ahd ve akd ettiler Züheyr b Ebi Ümeyye ise: "Sizden, işe ilk başlayan ve ilk konuşan kimse ben olayım!" dedi Ertesi günü, sabahleyin, Kureyş müşriklerinin toplantı yerine gittiler Züheyr b Ebi Ümeyye; üzerine ağır ve kıymetli bir elbise giyinmiş olduğu halde Kabe'yi yedi kere tavaf ettikten sonra, halkın yanına geldi ve: "Ey Mekkeliler! Bizler istediğimiz gibi yiyip içelim, giyinip kuşanalım da, Hâşim ve Muttalib oğulları alışverişten mahrum edilerek helak olsunlar, yakışır mı?! Vallahi, akrabalık bağlarını kesen şu zalim sahife yirtılıncaya kadar, oturmayacağım!" dedi O sırada, Mescid-i Haram'ın bir köşesinde oturan Ebu Cehil: "Sen yalan söylüyorsun! Vallahi, o sahife yırtılamaz!" dedi Zem'a b Esved: "Vallahi, asıl sen yalan söylüyorsun! Zaten, biz o yazıya-yazıldığı zaman-razı değildik!" dedi Ebu'l-Bahterî: "Zem'a doğru söylüyor! Biz onda yazılı şeyleri ne kabul, ne de ikrar ettik!" dedi Mut'im b Adiyy: "Her ikiniz de doğru söylüyorsunuz Bunun aksini söyleyen yalan söyler! Biz bu sahifeden ve onun içinde yazılı olanlardan uzaklaşır, Allah'a sığınırız!" dedi Hişam b Amr da, Mut'im b Adiyy'in sözlerine yakın sözler söyledi Ebu Cehil: "Her halde, bu, buradan başka biryerde geceleyin konuşulmuş, üzerinde karara varılmış bir iş olsa gerek!?" dedi O sırada, Ebu Talib de, Mescid-i Haram'ın bir köşesinde oturuyordu Mut'im b Adiyy kalkıp, Kabe'nin içinde asılı sahifeyi yırtmak için yanına vardığı zaman; "Bismik'allahümme" sözleri dışındaki bütün yazılan ağaç kurdu (güvesi) yemiş bir halde buldu![305] Bunun üzerine, Adiyy b Kays, Zem'a b Esved, Ebu'l-Bahterî ve Züheyr b Ümeyye silahlanarak Hâşim ve Muttalib oğullarının yanlarına gittiler, onları Şı'b'dan evlerine döndürdüler[306] Kureyş müşriklerinin elleri yanlarına düştü! Hâşim oğullarının Peygamberimiz (as)ı sonuna kadar koruyacaklarına, kendilerine teslim etmeyeceklerine kanaat getirdiler[307] Peygamberimiz (as) ile cemaatı, Şı'b'dan çıkarak, halk arasına karıştılar[308] Ebu Talib; sahifeyi ve içindekini iptal edip Şı'b'dan çıkmalarını sağlayanları, söylediği yirmialtı bey-itlik bir şiirle övdü[309] |
'''İslam Tarihi''' |
08-02-2012 | #45 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''[1] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 273, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 312, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 126,Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 221, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 84, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 26 [2] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 2, s 237, Buharı", Sahih, c 2, s 158, Müslim, Sahih, c 2, s 952, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ,c 9, s 160, Ebu'l-Ferec İ bn Cevzî, el -Vefa, c 1, s 199, Halebî, İnsâ nu'l-Uyûn, c 2, s 25, Zürkânî, M evâhibu1 l-ledün niye Şerhi, c 1 ,s 278 [3] Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 297, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 25 [4] Muhassab; Mekke ile Mina arasında bir yer olup, Mina'ya Mekke'den daha yakındı r (Yakut, Mu'cemu'l-büldân, c 5, s 62) [5] Ahmed bHanbel, c 2, s 237, Buhârî, c 2, s 158, Müslim , c 2, s 952, E bu'l-F erec, c 1, s 199, İbn Haldun, Târîh, c 2,ks 2, s 9, Halebî, c 2, s 25, Zürkânî, c 1, s 278 [6] İbn İshak, İbn Hişam, c1 ,s375, Ahmed b Hanbelc 2,s 237, Buhârî, c 2, s 158, Müslim, c 2, s 952, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 234, Taberî, Târîh, c 2, s 225, Ebu Nuaym, c 1 , s 273, Beyhakî, c 2, s 312, Ebu'lFerec, c 1, s 199, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 87, İbn Haldun, c 2,ks 2, s 9, Diyarbekrî, c 1, s 297 [7] E bu Nuaym, c 1, s 273, Beyhakî, c 2, s 312, İbn Seyyid, c 1, s 126, Zehebî, s 221 , E bu'l-Fidâ, c 3, s 84, Kastalâni,Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 67, Diyarbekrî, c 1, s 297, Halebî, c 2, s 25 [8] Ahmed b Hanbel, c2,s 237, Buhârî, c 2, s 158, Müslim, c 2, s 952, Ebu Nuaym, c 1, s 273, Beyhakî, c 2, s 312,Ebu'l-Ferec, c 1, s 197, İbn Kayyım , Zâdü'l-mead, c 2, s 51 , 221, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 84, Kastalâni, c 1, s 67 Diyarbekrî, c 1, s297, Halebî, c 2, s 25 [9] Ebu Nuaym , c 1, s 273, Beyhakî, c 2, s 312, İbn Seyyid, c 1, s 126, Zehebî, s 221, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 84, Halebî, c 2,s 25 [10] İbn İshak, İbn Hişam , c 1, s 375, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 188, Ahm ed b Hanbel, c 2, s 237, Buhârî, c 2, s158, Müslim, c 2, s 952, Taberî, c 2, s 225, Ebu'l-Ferec, c 1, s 197, İbn Esîr, c 2, s 87, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 86, Kastalâni, c 1,s67, Halebî, c 2, s 25 [11] İbn İshak, İbn Hişam, c 1 , s 375, İbn Sa'd, c 1, s 188, Ahmed b Hanbel, c 2, s 237, Buhârî, c 2, s 158, Müslim, c 2,s 952, Belâzurî, c 1, s 234, Taberî, c 2, s 225, Ebu Nuaym, c 1 , s 273, Beyhakî, c 2, s 312, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s 64,Ebu'l-Ferec, c 1,s197, İbn Esîr, c 2, s 83, İbn Kayyım, c 2, s 51, İbn Seyyid, c 1, s 1 26, Zehebî, s 221, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 84,İbn Haldun, c 2, ks 2, s 9, Kastalâni, c 1, s 67, Diyarbekrî, c 1, s 297, Halebî, c 22, s 25 [12] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c1, s 375, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 188, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 2, s 237,Buhârî, Sahîhc 2, s 158, Müslim, Sahîh, c 2, s 952, Taberî, Târîh, c 2, s 225, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 197, İbnEsîr, Kâmil, c 2, s 87, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 197, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 87, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 86, Kastalâni,Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 67, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 25 [13] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 188, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 234, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 273, Beyhakî,Delâil, c 2, s 312, İbn Haim, Cevâmiu's-Sîre, s 64, İbn Usdu'l-gâbe, c 1, s 26, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c 2, s 51, Zehebî,Târîhu'l-islâm, s 221, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 84, İbn Haldun, Târih, c 2, ks 2, s 9 [14] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 188, Belâzurî, c 1, s 234, İbn Hazm, s 64, İbn Esîr, c 1, s 26, İbn Kayyım, c 2, s 51, İbnHaldun, c 2, ks 2, s 9 [15] Ebu Nuaym, c1, s 273, Beyhakî, c 2, s 312, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 84 [16] Ahmed b Hanbel, c 2, s 237, Buhârî, c 2, s 158, Müslim, c 2, s 952, Ebu Nuaym, c1 , s 273, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ,c 9, s 160, Ebu'l-Ferec, c1, s 199 [17] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 375, Ahmed b Hanbel, c 2, s 237, Buhârî, c 2, s 158, Müslim, c 2, s 952, Taberî, c 2, s225, Ebu Nuaym , c 1, s 273, Beyhakî, Sünen, c 9, s 160, Ebu'l-Ferec, c 1, s 199 [18] İbn İshak, İbn Hişam, c1, s 375-376, İbn Sa'd, c1, s 208-210, Belâzurî, c 1, s 234, Taberî, c 2, s 225, Ebu Nuaym,c 1, s 273, Beyhakî, Delâil, c 2, s 312, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 87, İbn Kayyım, c 2, s 51, İbn Seyyid, c 1, s 126, Zehebî, s 221 ,Ebu'l-Fidâ, c 3, s 86, İbn Haldun, c 2, ks 2, s 9, Kastalâni, c 1, s 67, Diyarbekrî, c 1, s 297, Halebî, c 2, s 25 [19] İbn Sa'd, Tabakât, c1, s 209 [20] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s376, Taberî, c 2, s 225, İbn Esir, c 2, s 87, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 86, Halebî, c 2, s25 [21] İbn İshak, İbn Hişam, c 1,s376, İbn Sa'd, c1, s [22] İbn İshak, İbn Hişam, c1 ,s 376, İbn Sa'd, c1, s 209, Belâzurî, c 1, s 235, Yâkubî, Târîh, c 2, s 31, Taberî, c 2, s 229, Süheyli, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 352, İbn Kayyım, c 2, s 51, E bu'l-F idâc 3, s 86, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c1, s 377, Kastalâni, c 1, s 67, Diyarbekrî, c 1 , s 297 [23] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c1, s 376, Belâzurî, c 1, s 235, Yâkubî, c 2, s 31 [24] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c1, s 376 [25] İbn İshak, İ bn H i sam, Sîre, c 1, s 376, İ bn S a'd, Tabak âtü'l -k übrâ, c 1, s 209, Bel âzu rî, E nsâbu'l -eşraf, c 1, s 235, Taberî,Târîh, c 2, s 229, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 278, Süheyli, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 352, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c 2,s 51, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c1, s 129, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 86, Kastalâni, M evâhibu'l-ledünniye, c1, s 67, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 297 [26] İbn İshak, İbn Hişam, c1 ,s 376, İbn Sa'd, c1, s 209, Belâzurî, c 1, s 235, Yâkubî, Târîh, c 2, s 31, Taberî, c 2, s229, Ebu Nuaym, c1, s 278, Süheyli, c 3, s 352, İbn Kayyım, c 2, s 51, İbn Seyyid, c 1, s 129, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 86, Suyûtî,Hasâisü'l-kübrâ, c 1, s 377, Kastalâni, c 1, s 67, Diyarbekrî, c 1, s 297 [27] Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c 1 , s 377 [28] Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 86, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c 1, s 375 [29] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 209, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 86, Suyûtî, c 1, s 377 [30] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 235 [31] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 209 [32] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c1, s 235 [33] Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 25 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/81-83 [34] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 377-379, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 87 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/84 [35] E bu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 273, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 312, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 127, Zehebî, Târıîıu'l-islâm, s 221, E bu'l-Fidâ, c 3, s 84, Halebî, İnsanu'l-Uyûn, c 2, s 34, Zürkânî, M evâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 279 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/84 [36] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 188, Yâkubî, Târîh, c 2, s 31, İbn Haim, Cevâmiu's-Sîre, s 64, İbn Abdilberr, İstiâb, c1, s 37, İbn Kaybın, Zâdü'l-mead, c 2, s 51 [37] Vâkıdî, Megâzî, c2, s 828, İbn Sa'd, Tabakât, c1, s 188, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c1 , s 234, Yâkubî, Târîh, c 2, s31, Taberî, Târîh, c 2, s 225, Ebu Nuaym , Delâil, c 1 ,s273, Beyhakî, c 2, s 312, İbn Haim, s 64, İbn Abdilberr, c 1, s 37, İbnEsîr, Kâmil, c 2, s 88, 89, İbn Kayyım, c 2, s 51, İbn Seyyid, c 1, s 127, Zehebî, s 221, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 84, İbn Haldun, Târîh,c 2, ks 2, s 9, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c 1, s 374, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 298 [38] Ebu Nuaym, c 1, s 273, Beyhakî, c 2, s 312, İbn Seyyid, c 1, 126, Zehebî, s 221, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 84 [39] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 209, Belâzurî, c 1 , s 234, Ebu Nuaym , c 1, s 273, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vetâ, c 1, s 197,İbn Kayyım, c 2, s 51 [40] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1 , s 273, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 312, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s126 [41] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 273 [42] Ebu Nuaym, c 1, s 273, Beyhakî, c 2, s 312, İbn Seyyid, c 1, s 126, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 84 [43] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 209, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 234 Ebu'l-Ferec İ bn Cevzî, el-Vetâ, c 1, s 197,Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 297 [44] Süheyli, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 354-355, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 25-26 [45] Süheyli, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 355 [46] Süheyli, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 355, Halebî, c 2, s 26 [47] Süheyli, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 355 [48] Yâkubî, Târih, c 2, s 31 [49] Belâzurî, c 1, s 234, Ebu Nuaym, c 1, s 273 [50] Süheyli, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 354, Halebî, c 2, s 25 [51] Süheyli, Ravdu'l-ünüf, c 3, s 354 [52] İbn Sa'd, c 1, s 209, Belâzurî, c 1, s 234, Beyhakî, c 2, s 312, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c 2, s 51, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 86 [53] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1 , s 209 [54] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1 , s 379, Taberî, Târîh, c 2, s 225, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 87, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s223, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1 , s 67, Diyarbekrî Hamis, c 1, s 297 [55] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 235 [56] Zübeyr b Bekkâr, Nesebi Kureyş, s 355 [57] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 235 [58] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 14, Belâzurî, c 1 , s 235, Ebu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 273, İbn Esîr, Kâmil,c 2, s 88, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 96 [59] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 14, Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 275 [60] İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 128, Halebî, İnşânu'l-Uyûn, c 2, s 34, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 290 [61] AhmedZeynf DahlanSîre, c 1, s 137 [62] İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 128, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 34, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 290 [63] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 1, s 379-380, Taberî, Târîh, c 2, s 225, E bu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 275, İbnEsîr, Kâmil, c 2, s 87-88, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 128, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 223, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c3, s 87-88, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 34 [64] İbn İshak, İbn Hişam, c 1, s 379-380, Taberî, c 2, s 225, Ebu Nuaym, c 1, s 275-276, İbn Esîr, c 2, s 87-88, Zehebî,s 223, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 88 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/85-88 [65] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1 , s 381, Tirmizî, Sünen, c 5, s 379 [66] Fahru'r-Râzî, Tefsir, c 27, 242, Hâzin, Tefsir, c 4, s 113 [67] Buhârî, Sahîh, c 6, s 19, Taberî, Tefsir, c 25, s 111, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 326, Zehebî, Tâ rfhu'l-islâm, s225, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 107, Suyûtî, Dürru'l-mensur, c 6, s: 28 [68] Müslim , Sahih, c 4, s 2156, Taberî, Tefsir, c 25, s 112, Beyhakî, Delâil, c 2, s 227, Zehebî, Târîh, s: 226, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye, c 3, s 1 07, Hâzin, Tefsîr, c 4, s: 113 [69] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 441, M üslim, c 4, s 2156, Tirmizî, Sünen, c 5, s 380, Taberî, Tefsîr, c 25, s 112, Ebu Nuaym, Delâil, c 2, s 447, Beyhakî, Delâil, c 2, s: 326 [70] Ahmed b Hanbel, c 1, s: 431, Buhârî, c 6, s: 19, Tirmizî, c 5, s: 380, Ebu Nuaym, c 2, s: 447, Beyhakî, c 2, s: 326, Zehebî, s 225-226, E bu'l-Fidâ, c 3, s 107, Hâzin, c 4, s 113, Suyûtî, D ürru'l-mensur, c 6, s 28 [71] Ahmed b Hanbel, c 1, s 431, Buhârî, c 6, s 19, Müslim, c 4, s 2157, Taberî, Tefsîr, c 25, s 111, Ebu Nuaym, c 2, s447, Zemahşerî, Keşşaf, c 3, s 502, Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c 27, s 242, Kurtubî, Tefsîr, c 16, s 131 , Nesefî, Medârik, c 3, s 128 [72] Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c 27, s 242-243 [73] Ahmed b Hanbel, c 1, s 441, Buhârî, c 6, s 19, Müslim, c 4, s 2156, Tirmizî, c 5, s 380, Taberî, c 25, s 112, Ebu Nuaym, c 2, s 447, Beyhakî, c 2, s 326, Zehebî, s 226, Hâzin, c 4, s 113, Suyûtî, c 6, s 28 [74] Ahmed b Hanbel,c 1, s 441, Müslim, s 4, s 2156, Tirmizî, c 5, s 380, Taberî,c 25, s 112Beyhakî, c 2, s 326, Zehebî,s 226, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 107, Hâzin, c 4, s 113 [75] Buhârî, Sahîh, c 6, s 19 [76] Zehebî, Tâ rîhu1l-islâm, s 226, Ebu'l -Fidâ, c 3, s 1 08 [77] Ahmed b Hanbel, c 1, s 431, Buhârî, c 6, s 19, Müslim, c 4, s 21566, Tirmizî, c 5, s 380, Taberî, c 25, s 111, Beyhakî,c 2, s 326, Zehebî, s 226, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 1 07, Hâzin, c 4, s 11 3, Suyûtî, c 6, s 28 [78] Taberî, c 25, s 112, Ebu Nuaym, c 2, s 447, Beyhakî, c 2, s 326, Zemahşerî, c3, s 502, Fahru'r-Râzî, c 27, s 242,Nesefî,c4, s 128, Zehebî, s 226, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 107 [79] Ahmed b Hanbel,c 1, s 431, Müslim, c 4, s 2156, Tirmizî, c 5, s 380, Taberî,c 25, s 112Beyhakî, c 2, s 326, Zehebî,s 226, Hâzin, c 4, s 113, Suyûtî, c 6, s 28 [80] Ahmed b Hanbel, c 1, s 431, Buhârî, c 6, s 19, Taberî, Tefsîr, c 25, s 112, Ebu Nuaym, c 2, s 447, Beyhakî, c 2, s326, Fahru'r-Râzî, c 27, s 242, Kurtubî, c 16, s 131, Zehebî, s 226, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c 4, s 1 38, Suyûtî, c 6, s 28 [81] Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c 27, s 243 [82] Zemahşerî, c 3, s 502, Nesefî, c 4, s 128, Zehebî, s 226, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 107 [83] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 431, Buhârî, Sahîh, c 6, s 19, Müslim, Sahîh,c 4, s2156, Taberî, Tefsîr, c 25, s 111 ,Ebu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 447, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 326, Zemahşerî, Keşşaf, c 3, s 502, Fahru'r-Râzî,Tefsîr, c 2 7, s 242, Kurtubî, Tefsîr, c 16, s 131, N eseff, M edâri k, c 4, s 1 28, Zehebî, Tâ rfhu 'l-islâm, s 226, E bu'l-F idâ, el-Bi dâye,c3,s107 [84] Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c 27, s 243 [85] Ahmed b Hanbel, c 1, s 441, Buhârî, c 6, s 19, Müslim, c 4, s 2156, Tirmizî, Sünen, c 5, s 380, Taberî, c 25, s 112,Ebu Nuaym , c 2, s 447, Beyhakî, c 2, s 326, Zemahşerî, c 3, s 502, Fahru'r-Râzî, c 27, s 243, Zehebî, s 226, E bu'l-Fidâ, c 3,s 107-108, Hâzin, c 4, s 113, Suyûtî, c 6, s 28 [86] Buhârî, c 6, s 19, Müslim, c 4, s 2156, Taberî, c 25, s 112, Beyhakî, c 2, s 326, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 107 [87] Beyhakî, c 2, s 326, Zehebî, s 226, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 107, Suyûtî, c 6, s 28 [88] Müslim, c 4, s 2156, Taberî, c 25, s 112, Hâzin, c 4, s 113 [89] Buhârî, c 6,s19, Müslim, c 4, s 2156, Taberî, c 25, s 112, Ebu Nuaym , c 2, s 447, Hâzin, c 4, s 113 [90] Ahmed b Hanbel, c 1, s 441, Buhârî, c 6, s 19, Müslim, c 4, s 2156, Taberî, c 25, s 112, Ebu Nuaym, c 2, s 447,Beyhakî, c 2, s 326, Zehebî, s 226, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 107, Suyûtî, c 6, s 28 [91] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1 , s 441 [92] Ahmed b Hanbel, c 1, s 441, Buhârî, c 6, s 19, Müslim, c 4, s 2156, Tirmizî, c 5, s 380, Taberî, c 25, s 112, Ebu Nuaym, c 2, s 447, Beyhakî, c 2, s 326, Zehebî, s 226, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 107, Suyûtî, c 6, s 28 [93] Zemahşerî, c 3, s 502, Fahru'r-Râzî, c 27, s 243 [94] Beyhakî, c 2, s 326, Zehebî, s 226, Suyûtî, c 6, s 28 [95] Zemahşerî, c 3, s 502, Fahru'r-Râzî, c 27, s 243, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 107 [96] Duhan: 9-16 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/88-91 [97] Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 295 [98] Ta ben, Tefar, c 21, s 18, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 424 [99] Ta ben, Tefsir, c 21, s 21 [100] Eiriat, Şam taraflarında, Belka ve Anman araanda bulunan Şam kasabalarındandır (Yakut, Mu'cemu'l-büldân, c 1, s 130) [101] Taberî, Tefsir, c 21, s 18, Zemahşerî, Keşşaf, c 3, s 214, İbn Esîr, Kâmil, c 1, s 476, Kurtubî, Tefsir, c 14, s 4, Nesefî, Medârik, c 3, s 265, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c 3, s 424, Beyzâvî, Tefsir, c 2, s 215, Hâzin, Tefsîr, c 3, s 427, Ebussuud, Tefsir, c 7,s 49 [102] Taberî, c 21, s 18, İbn Esir, c 1, s 476, Kurtubî, c 14, s 4, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 423, Beyzâvî, c 2, s 215-216, Hâzin, c3, s 427 [103] Taberîc 21, s 18, İbn Esîr, c 1, s 475, Kurtubî, c 14, s 4, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 423-424-425 [104] Taberîc 21, s 18, İbn Esîr, c 1, s 475, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 423-424 [105] İbn Esîr, Kâmil, c1, s 475, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 425 [106] Taberî, c21, s 18, İbn Esîr, c 1, s 475, Kurtubî, c 14, s 4 [107] Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c 3, s 425 [108] Ahmedb Hanbel, Müsned, c 1, s 276, Tirmizî, Sünen, c 5, s 343, Taberî, c21, s 16, Hâkim, Müstedrek, c 2, s 410,Ebu Muaym, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 391, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 330, Kurtubî, c 14, s 1, Zehebî, Târîhu'l-islâm , s227, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c 3, s 422, Suyûtî, Dürru'l-mensur, c 5, s 1 50 [109] Taberî, Tefsîr, c 21, s 1 7-18, Zemahşerî, Keşşaf, c3 , s 214, Nesefî, Medârik, c3,s 265, Hâzin, Tefsîr, c 3, s 427, Ebussuud, Tefsîr, c 7, s 49, Suyûtî, Dürru'l-m Mensûr, c 5, s 152, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 298 [110] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 276 [111] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 276 [112] Rûm, 1-6 [113] Taberî, Tefsîr, c 21, s 1 8, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c 3, s 424, Hâzin, Tefsîr, c 3, s 427, Suyûtî, Dürru'l -mensûr, c 5, s 152 [114] Kurtubî, Tefsîr, c 14, s 3, Hâzin, Tefsîr, c 3, s 427, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 298 [115] İbnİshakİbnHişam, Sîre, c 3, s 89, Vâkıdî, Megâzî, c 1,s 251-252, Taberî, Târih, c 3, s 26, Hâkim, Müstedrek, c2, s 327 [116] Kurtubî, Tefsîr, c 14, s 3 [117] Zemahşerî, Keşşaf, c , s 214, Kurtubî, Tefsîr, c 14, s 3, Ebussuud, Tefsîr, c 7, s 49, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 298 [118] Zemahşerî, c 3, s 214, Kurtubî, c 14, s 3, Ebussuud, c 7, s 49, Diyarbekrî, c 1, s 298 [119] Zemahşerî, c3, s 214, Beyzâvî, Tefsîr, c 2, s 216, Hâzin, c3, s 428, Ebussuud, c 7, s 49, Diyarbekrî, c 1, s 298 [120] Zemahşerî, c 3, s 214, Kurtubî, c 14, s 3, Nesefî, c 3, s 265-266, Beyzâvî, c 2, s 216, Hâzin, c 3, s 428 [121] Kurtubî, Tefsîr, c 14, s 3 [122] Tirmizî, Sünen, c 5, s 345, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, t 3, s 422 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/91-95 [123] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 4, s 241 , Müslim, Sahih, c 2, s 593, İbn Abdilberr, İstiâb, c 2, s 751, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefa, c 1, s 200, İbn Esîr, Usdu'l -gâbe, c 3, s 26, Zehebî, T ârfhu'l -i si âm, s 1 97, E bu'l-F idâ, el-Bi dâye ve'n-nihâye, c 3,s 36, İbn Hacer, el-İsâbe, c 2, s 21 0 [124] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 241 , Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 235 [125] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 241, Ahmed b Hanbel, Müsnedc1, s 302, Müslim, Sahih, c 2, s 593, Ebu Nuaym, c 1,s235, İbn Abdilberr, c 2, s 751 , Ebu'l-Ferec, c 1, s 200, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 56, Zehebî, s 197, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 36, İbnHacer, c 2, s 210 [126] İbn Abdilberr, c 2, s 751, İbn Hacer, c 2, s 210 [127] İbn Abdilberr, c 2, s 751, Ebu'l-Ferec, c 1, s 200, İbn Hacer, c 2, s 21 0 [128] İbn Abdilberr, c 2, s 751, İbn Hacer, c 2, s 210 [129] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 235 [130] İbn Sa'd, c 4, s 241, Müslim, c 2, s 593, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe c 3, s 56, Zehebî, s 197, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 36, İbnHacer, c 2, s 210 [131] İbn Sa'd, c 4, s 241 , Müslim, c 2, s 593, E bu Nuaym, c 1 , s 235, Ebu'l-Ferec, c 1, s 200, İbn Esîr, c 3, s 56, Zehebî,s 197 [132] İbn Sa'd, c 4, s 241 , Begavî, Mesâbîhu's-sünne, c 2, s 177, Zehebî, s 197 [133] Müslim, Sahîh, c 2, s 593, Ebu'l-Ferec, c 1, s 200, İbn Esîr, c 3, s 56 [134] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 241 [135] Müslim, c 2, s 593, Begavî, Mesâbîh, c 2, s 177, Ebu'l-Ferec, c 1, s 200, İbn Esîr, c 3, s 56, Zehebî, s 197, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 56 [136] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s2 35 [137] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 241, Müslim, c 2, s 593, Ebu Nuaym, c 1, s 235, İbn Esîr, c 3, s 56, Zehebî, s 197, İbnHacer, c 2, s 210 [138] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 4, s 241, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 302, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1 , s235, İbn Hacer, el-İsâbe, c 2, s 210 [139] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 241 ,Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 235 [140] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 241 [141] Müslim, Sahîh, c 2, s 593, E bu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vfefâ, c 1, s 200, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 56, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 197, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 36 [142] Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 235 [143] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 302, Müslim, c 2, s 593, Begavî, Mesâbîhu's-sünne, c 2, s 177, Ebu'l-Ferec, c 1 ,s 200, İbn Esîr, c 3, s 56, Zehebî, s 197, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 36 [144] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 302 [145] Ahmed b Hanbel, c 1 , s 302, Müslim, c 2, s 593, Ebu Nuaym, c 1, s 235, Begavî, c 2, s 1 77, Ebu'l-Ferec, c 1, s200, İbn Esîr, c 3, s 56, Zehebî, s 1 97, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 36 [146] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 302 [147] Ahmed b Hanbel, c1 , s 302, Müslim, c 2, s 593, Ebu Nuaym, c1, s 236, Begavî, c 2, s 1 77, Ebu'l-Ferec, c1, s200, İbn Esîr, c 3, s 56, Zehebî, s 1 97, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 36 [148] İbn Sa'd, Tabakât, c 4, s 241 [149] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 236 [150] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 4, s 241, Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 302, Müslim, Sahîh, c 2, s 593, Ebu Nuaym ,Delâil, c 1, s 236, Begavî, Mesâbîhu's-sünne, c 2, s 177, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 200, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c , s56, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 197, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye vıe'n-nihâye, c 3, s 36 [151] Müslim, c 2, s 593, Begavî, c 2, s 177, Ebu'l-Ferec, c 1, s 200, İbn Esîr, c 3, s 56 [152] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 56, Zehebî, s 197, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 36 [153] İbn Sa'd, c 4, s 241, Ahm ed b Hanbel, c 1, s 302, Müslim, c 2, s 593, Begavî, c 2, s 177, Ebu'l-Ferec, c 1, s 200,İbn Esîr, c 3, s 56 [154] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 236 [155] Ahmed b Hanbel, c1, s 302, Müslim, c 2, s 593, Ebu Nuaym, c 1, s 236, İbn Esîr, c 3, s 56 [156] Müslim, Sahîh, c 2, s 593, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 3, s 56 [157] Müslim, c 2, s 593, Ebu'l-Ferec, c 1, s 200, İbn Esîr, c 3, s 57, Zehebî, s 197, E bu'l-Fidâ, c 3, s 36 [158] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 302 [159] İbn Sa'd Tabakât c 4 s 241 [160] M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/95-99 [161] İbn İshakİbn Hişam, Sîrec1, s 380, EbuNuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 276,Zehebî, Târîhu'l-islâm , s 223-224 [162] İ bn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 31, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 155, İbn Abdilberr, İstiâb, c 2, s 507, İbn Esîr,Usdu'l-gâbe, c 2, s 236 [163] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 31, Mus'abu'z-Zübeyrî, Nesebi Kureyş, s 96, Belâzurî, c1, s 155, İbn Abdilberr, c 2, s507, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 6, s 250, İbn Esir, Usdu'l-gâbe, c 2, s 236, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 107, İbnHacer, el-İsâbe, c 1, s 521, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c 1, s 322 [164] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 155 [165] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 31, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 103 [166] Belâzurî, c 1, s 155, İbn Hacer, c 1, s 520 [167] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 31, Belâzurî, c 1 , s 155, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 103, İbn Hacer, c 1, s 522 [168] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 31, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 103 [169] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 6, s 250 [170] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 155 [171] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 31, Beyhakî, c 6, s 250, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 103 [172] Mus'abu'z-Zübeyrî, s 96, İbn Hacer, c 1, s 521 [173] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 31, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 103, Süyutf, Hasâisü'l-kübrâ, c 1, s 322 [174] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 155 [175] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 31, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 103 [176] İbn İshakİbn Hişam, Sîre, c 2, s 31, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 103, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c 1 ,s322 [177] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 155 [178] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 31, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 103 [179] Mus'abu'z-Zübeyrî, Nesebi Kureyş, s 96, İbn Hacer, el-İsâbe, c 1 , s 521 [180] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 31, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 103 [181] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 236, Suyûtî, Hasâis, c 1, s 323 [182] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 155 [183] Belâzurî, c 1,s155, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 236 [184] Belâzurî, c 1,5155 [185] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 31, İbn Esîr, c 2, s 236, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 103 [186] Belâzurî, Ensâb, c 1 , s 155 [187] Belâzurî, c 1, s 155, İbn Esîr, c 2, s 236 [188] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 31, Belâzurî, c 1 , s 155, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 103 [189] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 155 [190] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 31, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye, c 3, s 103 [191] İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c 2, s 236 [192] M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/99-102 [193] Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 466, Diyarbekıf, Hamis, c 1, s 298, Zürkânî, M evâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 5,s 108 [194] Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 298 [195] Buhârî, Sahîh, c 4, s 1 86, Müslim , Sahih, c 4, s 2159, Tirmizî, Sünen, c 5, s 397, Taberî, Tefsîr, c 27, s 84-85, Hâkim ,Müstedrek, c 2, s 472, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 262, 265, Kadı lyaz, Şifâ, c 1, s 235, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s114,Zehebî, Târıhu'l-İslâm, s 209, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 118 [196] Kadı lyaz, Şifâ, c 1, s 235, İbn Seyyid, Uyun, c 1, s 11 5, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 118-119, Diyarbekrî, c 1, s 298, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 5, s 1 08 [197] Ahmedb Hanbel, Müsned, c 1, s 377,413, Buhârî, c 4, s 186, Müslim, c 4, s 2158, Tirmizî, c 5, s 397-398, Taberî,c 27, s 85, Hâkim, Müstedrek, c 2, s 471, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 279, 281, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s264-265, Kadı lyaz, Şifâ, c 1, s 234, İbn Seyyid, c 1, s 114, Zehebî, s 209-211, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 118 [198] Buhârî, c 4, s 186, Müslim , c 4, s 2159, Taberî, c 27, s 86, Hâkim, Müstedrek, c 2, s 472, Ebu Muaym, Delâil, c 1 ,s 279-280, Beyhakî, Delâil, c 2, s 267, İbn Seyyid, c 1, s 114, Zehebî, s 211, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 118 [199] Müslim, c 4, s 2159, Tirmizî, c 5, s 398, Taberî, c 27, s 85, Ebu Nuaym, c 1, s 279, Beyhakî, c 2, s 267, Kadı lyaz,Şifâc1, s 235, İbn Seyyid, c 1, s 114 [200] Hâkim, Müstedrek, c 2, s 472, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 118 [201] Kadı lyaz, Şifâ, c 1, s 235, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniyec 1, s 466,Diyarbekrî,c 1, s 298, Zürkânî, Mevâhib Şerhi,c 5, s 108 [202] Ahmed b Hanbel, c 1, s 377, Buhârî, c 4, s 1 86, Müslim, c 4, s 2158, Tirmizî, c 5, s 398 [203] Buhârî, c 6, s 52, Müslim, c 4, s 2158, Tirmizî, c 5, s 398, Taberî, c 27, s 85 [204] Dağın arkasında kaldı (Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 447, Taberî, Tefsîr, c 27, s 87) [205] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 1, s 447, Buhârî, Sahih, c 6, s 52, Müslim, Sahih, c 4, s 2159 [206] Ahmed b Hanbel, c 4, s 81 -82, Tirm izî, Sünen, c 5, s 398 [207] Ahmed b Hanbel, c 1, s 413, Buhârî, Sahih, c 4, s 243, Taberî, Tefsîr, c 27, s 85 [208] E bu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 280, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 119, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 6,s 133, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c1 , s 467, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 299, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 5, s110 [209] Ebu Nuaym, c 1, s 280, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c1, s 272-273, Kurtubî, Tefsîr, c 1 7, s 1 27, Ebu'l-Fidâ, c 3,s 11 9-120, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 6, s 133, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 467, Diyarbekrî, Hamis, c1, s 299, Zürkânî,Mevâhib Şerhi, c 5, s 110 [210] Taberî, Tefsîr, c 27, s 85, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 1 20, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c 6, s 1 33 [211] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 280-281, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 119-120, Suyûtî, Dürru'l-men*sûr, c 6, s 133 [212] Kurtubî, Tefsîr, c 17, s 127 [213] Taberî, Tefsîr, c 27, s 85, Ebu Nuaym, c 1, s 281, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 266, Vâhidf, Esbâbü'n-nüzûl, s268, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c1 , s 273, Kurtubî, Tefsîr, c 17, s 127, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 210, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 121 ,Kastalâni, Mevâhib, c 1, s 466, Diyarbekrî, c 1, s 299, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 5, s 109 [214] Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 281, Beyhakî, Delâil, c 2, s 266, Vâhidf, Esbâbü'n-nüzûl, s 268, Kadı lyaz, Şifâ, c 1, s 234,Kurtubî, Tefsîr, c 17, s 127, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 121 [215] Ahmed b Hanbel, Müsned, c 4, s 82, Tirmizî, Sünen, c 5, s 398, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 11 4, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 119, Kastalâni, c 1, s 466, Diyarbekrî, c 1, s 299, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 5, s 109 [216] Ahmed b Hanbel, c 4, s 82, Tirmizî, c 5, s 398, Beyhakî, c 2, s 266, İbn Seyyid, c 1, s 114-115, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 119, Kastalâni, c1, s 466, Diyarbekrî, c 1, s 299, Zürkânî, c 5, s 109 [217] Ahmed b Hanbel, c 4, s 82, Tirmizî, c 5, s 398, Ebu Nuaym, c 1, s 281, Beyhakî, c 2, s 266, İbn Seyyid, c 1, s 114-115, Zehebî, s 211, E bu'l-Fidâ, c 3, s 119-121, Kastalâni, c 1, s 466, Diyarbekrî, c 1, s 299, Zürkânî, c5, s 109 [218] Taberî, Tefsîr, c 27, s 87, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 122 [219] Kadı lyaz, Şifâ, c 1, s 234, 235, İbn Seyyid, c 1, s 114-115, Zürkânî, c 5, s 109 [220] Kadı lyaz, c 1, s 235, İbn Seyyid, c 1, s 114 [221] E bu Nuaym , c 1, s 281, Beyhakî, c 2, s 266, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 121, Kastalâni, c 1, s 466, Diyarbekrî, c 1, s 299, Zürkânî, c 5, s 109 [222] Taberî, c 27, s 85, Kadı lyaz, c 1 , s 235, Kurtubî, c 17, s 127, Kastalâni, c 1 , s 467, Diyarbekrî, c 1, s 299, Zürkânî, c5,s109 [223] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 281 [224] Ebu Nuaym, c 1, s 281, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 266, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 273, E bu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 121, Kastalâni, Mevâhibu'l-ledünniye, c 1, s 467, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 5, s 109 [225] Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 267, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 121 [226] Kadı lyaz, eş-Şifâ, c 1, s 235, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 11 4 [227] Taberî, Tefsîr, c 27, s 85, Beyhakî, c 2, s 267, Kadı lyaz, c 1, s 235, Kurtubî, Tefsîr, c 1 7 s 127 [228] Beyhakî, c 2, s 267, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 121, Kastalâni, c 1, s 467, Diyarbekrî, c 1, s 299, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c5, s 109-110 [229] E bu Nuaym , c 1, s 281, Beyhakî, c 2, s 267, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 121, Kastalâni, c 1, s 467, Diyarbekrî, c 1, s 299,Zürkânî, c 5, s 109-110 [230] Taberî, c 27, s 85, Ebu'l-Ferec, c 1, s 273, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 121, Kastalâni, c 1, s 467, Diyarbekrî, c 1, s 299,Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c 5, s 11 0 [231] Taberî, c 27, s 85, Ebu Nuaym, c 1, s 281, Beyhakî, c 2, s 267, Vâhidf, Esbâbü'n-nüzûl, s 268, Ebu'l-Fidâ, c 3, s121, Kastalâni, c 1, s 467, Diyarbekrî, c 1, s 299, Zürkânî, c 5, s 110 [232] Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 275, Kurtubî, Tefsîr, c 17, s 1 33 [233] Kadı lyaz, c 1, s 235 [234] Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 211 [235] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 281 [236] Tirmizî, Sünen, c 5, s 397, Taberî, Tefsîr, c 27, s 87, Kurtubî, Tefsîr, c 17, s 1 27 [237] Kamer: 1-8 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/102-108 [238] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 188, 209, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1 , s 273, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c2, s 312, Zehebî, Târîhu'l-islâm , s 221, 222 [239] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 188-189, 209, Yâkubî, Târih, c 2, s 31 , Ebu Nuaym , c 1, s 273, Beyhakî, c 2, s 312, İbnEsîr, Kâmil, c 2, s 89-90, Zehebî, s 222 [240] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c2, s 16, İbn Sa'd, c 1, s 209 [241] İbn Sa'd, c1, s 209, Yâkubî, c 2, s 31, Ebu Nuaym, c 1, s 273-274, Beyhakî, c 2, s 312, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ,c1,s 197, Zehebî, s 222 [242] İbn Sa'd, c 1, s 188-189, Belânın, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 234, Ebu Nuaym, c 1, s 274, Beyhakî, c 2, s 312, Zehebî,s 222 [243] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 16, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1 , s 128, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 97,Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 35, Zürkânî, M evâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 5, s 290 [244] İbn Sa'd, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, c 1, s 197 [245] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 234 [246] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 16, İbn Seyyid, c 1, s 128, Ebu'l-Fidâ, t 3, s 97 [247] Belâzulî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 234 [248] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1,s189, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 197-198 [249] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 274, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 313, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s127, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 85, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c 1, s 375, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 35, Zürkânî,Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 290 [250] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 198 [251] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c2, s 16, İbn Seyyid, Uyun, c 1 , s 128, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 97 [252] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198 [253] İbn İshak, İbn Hişam , c 2, s 1 6, İbn Sa'd, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec, c 1 , s 198, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 90, Ebu'l-Fidâ, c3, s 97, Halebî, c 2, s 36 [254] İbn Sa'd, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198, İbn Esîr, c 2, s 90, Halebî, c 2, s 36 [255] İbn İshak, İbn Hisam, c 2, s 16, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 234, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 97 [256] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 234 [257] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 16, Belâzurî, c 1 , s 234, İbn Esîr, c 2, s 90 [258] İbn Şa'd, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 1 98 [259] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 16, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 97 [260] Ebu Nuaym , c 1, s 274, Beyhakî, c 2, s 313, İbn Seyyid, c 1, s 127, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 222, Ebu'l-Fidâ, c 3, s85, Suyûtî, c 1, s 375, Halebî, c 2, s 36, Zürkânî, c 1, s 290 [261] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 128, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 36 [262] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 16, İbn Sa'd [263] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 16, İbn Sa'd, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec, c 1, s 1 98, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 97, Halebî, c 2, s 36 [264] İbn İshak, İbn Hisam, c 2, s 16, İbn Sa'd, c 1, s 209, Beyhakî, Delâilü'n-nübüwe, c 2, s 313, Ebu'l-Ferec, c 1, s Ebu'l-Fidâ, c 3, s 97, Halebî c 1,s36 [265] İbn Sa'd, c 1, s 189, Ebu Nuaym, Delâil, c 1, s 274, Beyhakî, Delâil, c 2, s 313, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198, İbn Seyyid,Uyûnu'l-eser, c 1, s 127, E bu'l-Fidâ, c 3, s 85, Halebî, c 1, s 36, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 290 [266] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c2, s 17, İbn Seyyid, c 1, s 127, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 97 [267] İbn Sa'd, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198, Halebî, c 2, s 36 [268] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 17, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 97 [269] İ bn Sa'd, c 1, s 189, Bel âzurf, E nsâbu'l -eşraf, c 1, s 234, E bu'l-F erec, c 1, s 198 [270] Belâzurî, c 1, s 234, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 90 [271] İbn Sa'd, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198 [272] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 234 [273] İbn Sa'd, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198, İbn Seyyid, c 1 , s 127, Halebî, c 2, s 36 [274] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 17, İbn Sa'd, c 1, s 189, Belâzurî, c1, s 234, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198, İbn Esîr, c 2, s90, İbn Seyyid, c 1, s 127, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 97 [275] İbn Sa'd, Tabakât, 11, s 189 [276] İbn Sa'd, c 1, s 189, Belâzurî, c 1, s 234, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c 1,s379 [277] İbn Sa'd, c 1, s 189, Belâzurî, c 1, s 234, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198, İbn Esîr, c 2, s 90 [278] İbn Sa'd, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198, İbn Esîr, c 2, s 90, Suyûtî, c1, s 376 [279] İbn Sa'd, c 1, s 189, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198, Suyûtî, c 1, s 376, Halebî, c 2, s 36 [280] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 234, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 90 [281] Yâ kubf, T ârfh, c 2, s 3 2, E b u N uay m, D el âil ü'n-nübüvve, c 1, s 2 74, B eyhak f, D e lâi lü'n-nübüvve, c 2, s 313, Zeheb f,Târîhu'l-islâm, s 222, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 85 [282] Ebu Nuaym, c 1, s 274, Beyhakî, c 2, s 313, Zehebî, s 222, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 85 [283] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 189, Ebu Nuaym , c 1, s 274 [284] İbn Sa'd, c 1, s 189, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 36 [285] İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c 1, s 128, Halebî, c 2, s 36 [286] Ebu Nuaym, c 1, s 274, İ bn Seyyid, c 1 , s 128, Halebî, c 2, s 36 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/108-112 [287] İbn Sa'd, c 1, s 210, Belâzurî, c 1,s236, İbn Kayy,m, Zâdü'l-mead, c 2, s 52, İbnSeyyid, c 1, s 129, Ebu'l-Fidâ, c3, s 98, Diyarbekrî, Hamis, c 1, s 298 Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c 1, s 290 [288] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c2, s 14, Taberî, Târih, c 2, s 228, EbuNuaym, c 1S276, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 96 [289] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 14, Belâzurî, c 1, s 235, Taberî, Târih, c 2, s 228, Ebu Nuaymc 1, s 276, İbn Esîrc 2,s 88, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 96 [290] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 14, Taberî, c 2, s 228, Ebu Nuaymd, s 276, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 96 [291] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 14, Taberî, c 2, s 228, Ebu Nuaym , c 1, s 276-277, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1 ,s 198, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 96, Halebî, c 2, s 37 [292] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 235 [293] İbn İshak, İbn Hişam, Sîrec 2, s 1 4-15, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c , s 235-236, Taberî, Târih, c2, s 228, Ebu Nuaym ,Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 277, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 198, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 88, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 96, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 37 [294] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 15, Taberî, c 2, s 228, Ebu Nuaym, c 1,s 277, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198, İbn Esîr, c2,s88, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 96 [295] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 15, Belâzurî, c 1, s 236, Taberî, c2, s 228, Ebu Nuaym, c 1, s 277, Ebu'l-Ferec, c 1,s198, İbn Esîr, c 2, s 88, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 96, Halebî, c 2, s 37 [296] İbn İshak, İbn Hişam, c2, s 15, Taberî, c 2, s 228, Ebu Nuaym, c 1, s 277, Ebu'l-Ferec, c 1,s198, İbn Esîr, c 2, s88, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 96, Halebî, c 2, s 37 [297] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 15, Belâzurî, c 1, s 236, Taberî, c 2, s 228, E bu Nuaym, c 1, s 277, Ebu'l-Ferec, c 1, s198, İbn Esîr, c 2, s 88, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 96 [298] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 15, Taberî, c2, s 228, Ebu Nuaym, c 1, s 277, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198, İbn Esîr, c 2, s88, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 96 [299] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 15, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 236, Taberî, Târih, c 2, s 228, Ebu Nuaym,Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 277, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1 ,s 198-199, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 89, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 96, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c2 , s 37 [300] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 236 [301] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 1 5, Taberî, c 2, s 228, Ebu Nuaym, c 1, s 277, Ebu'l-Ferec, c 1, s 198-199, İbn Esîr, c2, s 89, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 96, Halebî, c 2, s 37 [302] Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 236 [303] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 15, Belâzurî, c 1S236, Taberî, c 2, s 228, Ebu Nuaym , c 1, s 277, Ebu'l-Fidâ, c 3, s96, Halebî, c 2, s 38 [304] İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s 15, Belâzurî, c 1, s 236, Taberî, c2, s 228, Ebu Nuaym, c 1, s 277, Ebu'l-Ferec, c 1,s199, İbn Esîr, c 2, s 89, Ebu'l-Fidâ, c 3, s 96, Halebî, c 2, s 38 [305] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c 2, s 15-16, Taberî, Târih, c 2, s 228-229, E bu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 275-277-278, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c 1, s 199, İbn Esîr, Kâmil, c 2, s 89, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s 96 [306] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c 1, s 210, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 236, Halebî, İnsânu'l-Uyûn, c 2, s 38 [307] İbn Sa'd, Tabakât, c 1, s 210, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c 1, s 236 [308] Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c 1, s 395, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c 2, s 315, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s 224 [309] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c2, s 17-19, Beyhakî, Delâil, c 2, s 314 M Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/112-117 |
|