Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. Yûnus (A.S)’İn Masum Oluşu
PEYGAMBERLERİN MA'SUMİYETİ
Hz Yûnus (a s)’ın Masum Oluşu
Yüce Allah'ın, Hz Yûnus (a s)'m kıssası ile ilgili olarak söylediği şu sözü, onun masumiyet ligine işaret eden delillerdendir Yüce Allah, Hz Yûnus (a s) ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Zünnun (yani balık sahibi Yûnus) 'u da hatırla Hani 0, (kavmini) öfkelendirerek giderken kendisine güç yetiremeye-ceğimizi zannetmişti Ama sonunda (denizin ve balığın karnının) karanlıkları içerisinde (Rabbine) şöyle dua etmişti: 'Senden başka ilah yoktur, Sen (her şeyden) münezzehsin Doğrusu ben, (bana izin vermeden kavmimin arasından çıkıp gitmek suretiyle) zalimlerden oldum ' Biz de onun duasını kabul edip onu üzüntüden kurtarmıştık İşte müminleri, (bize dua edip yardım istediklerinde onları işte) böyle kurtarırız "[100]
Bu ayeti kerimenin dış görünümü; sanki Hz Yûnus (a s)'ın, Şanı Yüce Allah'a öfkelendiğinden dolayı (görevli bulunduğu yeri bırakıp) gitmeye ve bu gidişinden dolayı da Yüce Allah'uı, kendisi hakkında intikam almasına dair kudretinden şüphe ettiğini andırmaktadır Böyle bir anlayış, yanlıştır Üstelik ayeti kerimelerin, kendi anlamlarının dışında bu şekilde tefsir edilmesi de doğru değildir Bazı cahil kimselerde, bu şüphe meydana geldiğinden dolayı, Hz Yûnus (a s)'m masiyet işlediğini ve Allah'ın emrine muhalefet ederek Rabbma öfkelenerek gittiğini ve bu günahı sebebiyle de balığın, onu yuttuğunu zannetmişlerdir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bu konuda en doğru ve en sağlam olan; tahkikçi tefsircile-rin, bu ayeti kerimelerin anlamı hususunda aktardıklarıdır Bu aktardıkları ise şunlardır:
"Hz Yûnus (a s), kavmini uyardı ve onları, eğer iman etmedikleri taktirde Allah'ın azabıyla korkuttu Fakat onlar, bu uyarılara rağmen sapıklık ve küfür içerisinde kalmaya devam ettiler Onların iman etmediğini gören Hz Yûnus (a s), çabucak gelecek olan bir azabı onlara vaat etti Allah'ın azabı onlardan ertelenince onların, vaat ettiği azabın gelmemesinden ötürü kendisiyle alay etmelerinden, kınamalarından ve suçlamalarından korkarak onların bu uyarılarından kurtulmak için onların arasından beklenen azaptan kaçıyormuş gibi bir vaziyette çıkıp gitti Zira Hz Yûnus (a s), onlara, azabın geleceğini haber vermişti Fakat kendilerine vaat ettiği azab gelmemişti Bunun üzerine -sabredip tebliğine devam etmesi ve Rabbi, kendisine hicret izni verinceye kadar beklemesi gerekirken-kavmini öfkelendirerek onların arasından çıkıp gitti Rabbini öfkelendirerek -böyle bir şeyi iddia etmekten Allah'a sığınırız Allah böyle bir şeyden münezzehtir- veya onun emrine isyan ederek değil![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) "
Üstad Ebu'l-Berekat Abdullah en-Nesefî,' tefsirinde, bu ayeti kerimeyle ilgili olarak şö yle der![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
"Yüce Allah'ın 'Zünnun'u da hatırla' (Enbiyâ: 21/87) a-yetinin anlamı; 'Balık sahibini de hatırla1 demektir Ayette geçen 'Nun' ve 'Hut' kelimeleri, (balığın karnında bir müddet kaldığından dolayı) Hz Yûnus'a atfedilmiştir 'Hani 0, öfkelendirerek giderken![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ' (Enbiyâ: 21/87) Yani 'kavmini kızdırarak giderken' demektir Kavmini Ö Ütelendirmesinin anlamı şudur:
Hz Yûnus (a s), kavmine, uzun bir süre öğüt verdiği halde onlar öğüt almayıp küfürleri üzere devam etmişlerdi Hz Yûnus'ta onların bu tavırları yüzünden onları bırakıp gitmişti Hz Yûnus (a s) bunu ancak Allah için bir kızgınlık sebebiyle, küfre ve kafirlere kızgınlığı sebebiyle yaptığından dolayı, ayrılıp gidebileceğini zannetmişti Halbuki Hz Yûnus'un, sabretmeye çalışması ve onlardan ayrılıp hicret etmek üzere Yüce Allah'ın iznini beklemesi gerekirdi Bundan dolayı balığın karnında kalmakla imtihan edildi "[101]
Buna göre Hz Yûnus (a s)'m öfkelenmesine gelince ise bu, kavmi için olup Rabbi için değildi Yüce Allah'ın, Hz Yûnus (a s)'ı azarlamasına gelince ise bu, Hz Yûnus (a s) sabretmemesinden ve Yüce Allah'ın izni olmadan kavminin arasından çıkıp gitmesinden dolayı idi Yüce Allah'ın, Hz Yûnus (a s)'m bu kıssasını, Resulullah (s a v)'e indirmesinin sebebi ise; Yüce Allah, Hz Peygamber (s a v)'e; müşriklerin yalanlamalarına karşı sabretmesini, bunlara karşı göğsünü sıkmamasını ve Hz Yûnus (a s)'ın kavmine karşı yaptığı sabırsızlığı, kendi kavmine karşı yapmamasının gerektiğidir [102]
Yüce Allah'ı şu ayeti de, bunu destekleyici mahiyettedir Yüce Allah, Hz Peygamber (s a v)'e, Hz Yûnus (a s)'m bu durumunu bir örnek olarak şöyle anlatmakt adır:
"(Ey Muhammedi) Sen, Rabbinin (hakkında yazmış olduğu) hükmü (sana gelinceye kadar) sabret; ve balık sahibi (Yûnus) gibi olma O, (yaptığından dolayı) pek üzgün olarak Rabbine (bağışlanması için) dua etmişti Eğer Rabbinin katıdan ona bir nimet ulaşmasaydı, kınanmış olarak sahile atılacaktı Buna rağmen Rabbi, onu seçip Salih kimselerden kılmıştır [103]
Yüce Allah'ın "kınanmış olarak sahile atılacaktı" (Kalem: 68/49) ayeti, bu ayetin başında geçen "Levlâ" edatının cevap cümlesidir "Levlâ" edatı, Arap dilinde; bir şeyin meydana gelmesine engel olan bir harf olarak bilinir Yani bu edat, şart cümlesinin meydana gelebilmesi için cevap cümlesinin meydana gelemeyeceğini ifade eder![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Buna göre ayeti kerimenin anlamı şu şekilde olur: "Eğer Allah, Yûnus'un duasını ve mazeretini kabul etmek suretiyle onu nimetlendirmeseydi, ayrılışı sebebiyle kınanmış olarak balığın karnından sahilde bulunan boş bir alana atılacaktı " Fakat Yûnus, kınanmış olmayarak deniz kenarında bulunan bir toprağa atıldı "
Bu konu ile ilgili olarak daha önce Yüce Allah'ın "Kendisine güçyetiremeyeceğimizi zannetmişti" (Enbiyâ: 21/87) ayeti geçmişti![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bu ayette geçen "Nakdira" = "Güç yetirmek" kelimesi, "Kudret" kelimesinden değil de, "Kader" kelimesinden türemiştir Nitekim Abdullah ibn Abbas (r anhüma) bu kelimeyle ilgiliolarak şu olayı anlatmıştır:
"Rivayet edildiğine; Abdullah ibn Abbas bir gün (sultanlığı sırasında) Muaviye'nin yanına girdi Muaviye, ona:
-'Dün Kur'an'm dalgaları beni vurdu da dalgaların içinde boğulup kaldım Ancak seninle bu durumdan çıkabileceğimi anladım' dedi Abdullah ibn Abbas, ona:
-'Ey Muaviye! Nedir bunlar?' diye sordu Bunun üzerine Muaviye, bu ayeti kerimeyi okudu ve ardından:
-'Allah'ın bir peygamberi, kendisine güç yetirilemeyeceği-ni hiç zanneder mi?" diye Abdullah ibn Abbas'a sordu Abdullah ibn Abbas ise bu soruya karşılık:
-Bu 'Güç yetirmek' anlamındaki 'nakdira' kelimesi; 'kudret' kelimesinden değil, 'kader' kelimesinden türemiştir' diye cevap verdi "[104]
Buna göre anlam: "İznimiz olmadan kavminin arasından çıkması sebebiyle, onu sıkıntı içerisine sokamayacağımızı sanmıştı" şeklinde olur Yüce Allah'ın,
"Rızkı, kendisine güç yetirebilecek (= Kudira) kadar verilmiş kimse"[105] ayeti; "rızkı, kendisini sıkıntı içerisine sokabilecek yani daraltacak kadar" demek anlamındadır Yine Yüce Allah'ın,
"Allah, insanı imtihan etmek üzere rızkını, güç yetirebile-ceği kadar verdiği zaman: 'Rabbim, bana hor baktı' der"[106] ayeti de; "rızkı, kendisini sıkıntı içerisine sokabilecek yani daraltacak kadar" demek anlamındadır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Buna göre bununla ilgili olan karışıklık ta giderilmiş oldu Yine de doğruyu en iyi bilen Allah'tır [107]
[100] Enbiyâ: 21/87-88![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
[101] Neseiî, Tefsinrn-Nesefî, 3/87![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
[102] Şehid Seyyid Kutub; Hz Yûnus (a s)'ın bu kıssasından, davetçi için şu notlan çıkarmaktadır:" Dava Adamları mutlaka inandıkları davanın mükeîfefiyetlerine katlanmalıdırlar Kendilerini yalanlayan ve işkence eden insanlara karşı sabırlı 6-malıdırlar Doğruyu söylemek gerekirse, inandığı davaya gönülden bağlanmış samimi insanlar için en acı ve en zor şey, yalanlanmaktır Bir davaya gönüllerin bulanması, kısa bir ana ve kolayca meydana gelecek bir durum değildir Meydanda
yığınlarca batıl kalıntıları ve sapıklık artıkları vardır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Bir dıva adamının, haikm, çağrışma kulak asmadığı için kızması ve onları terk etmesi kadar kolay bir şey ytktur![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Davaya sırtlarını dönenleri ve onu yalanlayanları terk edip gitmekle dava adamının eline ne geçecek? Önemli olan, davanın kendisidir Yoksa davı adamının şahsı değildir Onun içi istediği kadar sıkılsın Ama her zaman sıkıntısını yenmeli ve yolunda azimle yürümelidir Karşısındaki insanların söyledikleri sözlerden kz-ması mümkündür, ama sabrederse kendisi için daha hayırlıdır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Binaenaleyh her halükarda, her türlü şartlarda ve bütün ortamda 0 vazifesini yapmalı, gerisini Alah' a bırakmalıdır Çünkü asıl hidayet, yalnız ve yalnız Allah'tandır Şiphesiz ki dava adamları, Hz Yûnus (a s)'ın kıssasından ders almalı ve bunıuı üzerinde çok dikkatli düşünmelidirler Hz Yûnus (a s)'m, Rabbine dönerek zulmünü itiraf amesi her dava adamının üzerinde düşünmesi gereken ibretli bir husustur Hz Yûnus (a s)'a, Allah'ın acıması ve karanlıklarda yaptığı içli duasını kabul buyurarak onu kurtarna-sı da rnüminlerİçin en büyük bir müjdedir " (Şehid Seyyid Kutub Fizüali'i-Kuf an, 10/165467) (ç)![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
[103] Kalem: 68/48-50![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
[104] Bu rivayet, Neseffnin tefsirinde geçmektedir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
[105] Talak: 65/7![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
[106] Fecr: 89/16![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
[107] Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 169-173![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
|