Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
batırır, gibidir, günah, yerçekimi

Günah Yerçekimi Gibidir,Batırır

Eski 07-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Günah Yerçekimi Gibidir,Batırır






Günah yerçekimi gibidir,batırır
İyiliği yaygınlaştırmak unutulunca…


Toplumun gafleti, fertlerin gafletinin çarpımıdır Kişinin hak ve hakikatten uzaklaşarak gaflete düşmesi, ‘emr-i maruf ve nehy-i anil münker’ (iyiliği yaygınlaştırma, kötülükten uzaklaştırma) vazifesinin terk edildiği toplumlarda yaygınlaşır Böylesi toplumlarda, müminler aynalık vazifesini yapmadığı için kötülükler sıradanlaşarak yaygınlaşır ve toplumsal gaflet halini alır


Sokakta veya yakın çevremizde gördüğümüz olumsuzluklara tepkisizliğimiz bize, bela ve musibet olarak geri döner Nemelazımcılık ve vurdumduymazlık, neticede bizim başımıza da çoraplar ören bir tehlike haline gelir Küçükken başı ezilmeyen yılan ve çıyanlar semirir, bizim evladımızı bize karşı kullanır hale gelir


Ne yarattığını gayet iyi bilen Allah, kulunun nelerle huzur duyacağını bildiğinden emretmiş ve rahatsız olacağı hususları da yasaklamıştır



Gafletin başı; Günahlarımız


Günahlar yerçekimi gibidir Günaha dalan fert ve toplumlar yükselemez Maddi açıdan yükselmiş gibi görünse bile, toplum vicdanında ve Allah katında haksız kazanç elde edenler alçalırlar Aslında eğer vicdanları tamamen körelmemişse iç huzuru da duyamazlar


Gaflet ve günahlara dalmak, insanın manevi ve ulvi yönünü köreltir İsyana dalan kişi hakiki iç huzurunu derinden hissedemez Para birçok şeyin kabını verebilir ama içini veremez Mesela neşeli anlar yaşatabilir ama huzur veremez İlaç verebilir ama sıhhat veremez Arkadaş verebilir ama gerçek dost veremez Allah’ı unutandan Allah (cc) uzak olur Allah’tan uzak toplumu, polis ve kanun zoru ile yola getirmek mümkün olmaz


Korkusuz ve kontrolsüz bir toplumda güven ve huzuru sağlamak zor olur Bunun topluma getirdiği olumsuzlukları günlük hayatımızda görmek mümkündür Sadece kapkaç olayını düşünmek, bunun ne anlama geldiğini gösterebilir Gazetelerin manşetleri veya toplumsal çürümüşlüğü haber olarak ön plana çıkaran sayfalar, bunu hayıflanacak (!) şekilde anlatmaktadır



Düşünmekten kaçmamalı


Toplumsal gaflet, ancak tefekkür ve şuur ile yok edilebilir Tefekkür, düşmeden önce düşünmeyi gerektiren bir kavramdır Düşüncesiz ve öngörüsüz hareket eden fert ve toplumların yakın ve uzak istikbali karanlıktır Şuur, insanı geliştiren ve hakikati anlamaya yardımcı olan mükemmel bir kontrol unsurudur Ama maalesef okumadan fikir sahibi olmaya çalışan insanımız, bu değerlerden hızla uzaklaşarak ‘ekran cahilleri’ haline gelmektedir Televizyonların en çok izlendiği saatlerdeki (prime time) dizi veya programları bu gözle incelemek, ne demek istediğimizi gayet iyi gösterecektir


İlk emri ‘oku’ olan bir kitaba, ‘iki günü birbirine müsavi olan aldanmıştır’ diyen bir peygambere inandığını ifade eden bir toplum, okumadan uzak, beyin uyuşturucu programlarla başı dönmüş durumdadır “Bu gidiş nereye?” diyecek bir yaklaşım, şimdilik kabul görüp görmeyeceğini düşünerek beklemektedir


Dinden uzaklaşan kişi, hak ve hakikatten uzaklaştığı gibi kendinden de uzaklaşır


Bizim toplumumuz için daha tehlikeli bir durum, (Allah korusun) ‘mürtet’ durumuna düşenlerdir Bunlar kendini din ile bağlantılı zannettikleri ve cenaze namazları kılındığı halde, dinden fersah fersah uzak kimselerdir Bu kardeşlerimize, Allah hidayet versin Bir helali haram veya bir haramı helal saymanın dinden çıkmaya yettiğini bilen her Müslüman, ne demek istendiğini gayet iyi anlayacaktır


Burada bu konuları bilen Müslümanlara büyük görevler düşmektedir Bilmeyerek, hataya düşen kardeşlerimizi uyarmalı, onların ebedi hayatlarında perişan olmamaları ve toplumumuzun dirliği ve selameti için onlara tatlı bir dil ve güler yüzle, doğruları anlatmalıdır



Allah’ı unutmak!

Toplumsal gaflete giden noktaları ifade edercesine Rabbimiz; “Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın Onlar yoldan çıkan kimselerdir(Haşir, 59/19) ayetiyle bizleri ikaz etmektedir


Bir Müslüman için namaz, Allah’ı hatırlamanın en gerekli ve mecburi yönüdür Etrafımıza bir bakalım, dört bir yandan haydin namaza, “haydin felaha” davetine icabet edebilenlerimizin sayısı ne kadar? Peki, bu davete uyduğunu düşünenler arasında; “(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür Allah yaptıklarınızı bilir” (Ankebut, 29/45) hükmü gereği kötülüklerden uzaklaşabilenlerimizin sayısı ne kadar?


Dindar olduğunu düşünenlerin durumu, toplumda dindar kimliğiyle ilgili kanaatleri oluşturmaktadır Eğer, “sen onun en ön safta namaz kıldığına, defalarca hacca gittiğine bakma…” diye başlanan sözleri etrafımızda sık duyar hale gelmişsek, silkinip toparlanmamız gerektiğini anlamamız gerekiyor

Kendimizi hesaba çekelim

Kimse kendini sütten çıkmış ak kaşık gibi hissetmemeli, hesaba çekilmeden önce nefislerimizi hesaba çekmeliyiz Günahına pişmanlık duyup gözyaşı dökebilen ne kadar müslümanımız var? Bizim böyle bir derdimiz var mı? Yoksa o kanal senin bu kanal benim veya o kahvehane köşesi senin burası benim diye mi ömrümüz geçiyor?


Toplumumuzun dini açıdan nasıl bir durumda olduğunu hepimiz görüyoruz İnsanlarımız kitle iletişim araçlarıyla uyuşturulmuş, batılı hayat tarzı içerisinde kaybolmuş bir durumda Bir kısım halk da ekmek derdi peşinde Akıllar bir karış havada; bazıları köşe dönme, bazıları makam mevki sevdasında, bazıları gününü gün etmeye çalışıyor ve bazılarının akılları ise belden aşağısı ile meşgul olur hale gelmiş!


Müslüman kendi günah ve hatalarını, birinci derecede öncelikli problem olarak görmelidir İnanmayanların hakkından gelecek olan bizzat Allah’tır Onlara geçici hayatta verilen mühlet, inananları yanıltmamalıdır

Evet, müslümanlar güçlü olmalıdırlar, ancak bu güç onları kuru kibire ve Allah yolunda gayretten geri durmaya sevk etmemeli, bilakis bazı şeyleri Allah yolunda feda edebilmek için harekete geçirmelidir

Zilletimizin sebebi

Nitekim Rabbimiz; “De ki: "Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabanız, elde ettiğiniz mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler, sizce Allah'tan peygamberinden ve Allah yolunda gayretten daha sevgili ise, Allah'ın buyruğu gelene kadar bekleyin Allah fâsık kimseleri doğru yola eriştirmez” (Tevbe, 9/24)

Burada etrafında olup biten kötülüklerle ilgilenmeyerek gaflete düşen müslümanlara güçlü bir uyarı ve tehdit vardır Görüldüğü gibi böylesine ihmalkârlığın neticesi, fasıklığa kadar gidebilmektedir

Eğer Allah’ın dini için çaba gösterip cihada “Çıkmazsanız Allah size can yakıcı azapla azap eder ve yerinize başka bir millet getirir O'na bir şey de yapamazsınız Allah her şeye kadirdir” (Tevbe, 9/39) Müslümanların bugünkü zilletinin en önemli sebeplerinden biri, bu ayetin hükmüne göre hareket etmiyor olmalarıdır

Kendini kötülüklerden alıkoymaya gayret etmeyen kimsenin topluma verebileceği pek bir şey yoktur Asıl mücahit, Allah’a itaat uğrunda nefsi ile mücahede edendir Nefsine söz dinletebilenlerin, söz dinletemeyeceği insan pek az bulunur Bunu kişi, bizzat kendi tatbik ettiği gibi gelecek nesillere de aktarmak durumundadır Ferdi ve toplumsal gafletten kurtulmak ancak böylelikle mümkün olabilir

-alıntı-

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.