Allah Teâlâ, ‘Ben Sâlih Kullarım İçin Hiçbir Gözün Görmediği, Hiçbir Kulağın Duymadığ |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Allah Teâlâ, ‘Ben Sâlih Kullarım İçin Hiçbir Gözün Görmediği, Hiçbir Kulağın DuymadığAllah Teâlâ, ‘Ben sâlih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığ 1885 Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ, ‘Ben sâlih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir insanın hatır ve hayal edemediği nimetler hazırladım’ buyurdu” Ebû Hüreyre, isterseniz şu âyeti okuyunuz, dedi: “Mü’minlerin yaptıkları ibadet ve iyiliklere karşılık olarak onlara ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez” [Secde sûresi (32), 17] Buhârî, Bed'ü'l-halk 8, Tefsîru sûre (32), 1, Tevhîd 35; Müslim, Cennet 2-5 Ayrıca bk Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân 33, 57; İbni Mâce, Zühd 39 Açıklamalar Allah Teâlâ’nın sâlih yani iyi kulları için cennette neler hazırladığını müjdelediği bu kudsî hadîs, çeşitli âyetlerde ve hadislerde örnek olarak zikredilen cennet nimetlerinden çok daha fazlasını kapsamakta ve iman dolu kalpleri sevinçten hoplatmaktadır Zira bu hadis, âyetlerde ve hadislerde bize bildirilen cennet nimetlerine göre bildirilmeyen nimetlerin çok daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır Hatta bazı rivayetlerde bu nimetleri meleklerin ve peygamberlerin bile bilmedikleri haber verilmektedir Kendileri için bunca nimetler hazırlanan sâlih kullar kimlerdir? Hadisimizin yukarıda kaynakları verilen bazı rivayetlerinden öğrendiğimize göre, Peygamber Efendimiz bu hadiste geçen âyeti bir önceki âyetle birlikte okuyarak bu bahtiyarları şöyle tarif etmiştir: “Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere ibadet ettikleri için vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan da başkalarına harcarlar” Demekki insan, Allah’ın verdiği bedeni O’na ibadet uğrunda yormak, Allah’ın verdiği malı O’nun rızâsı uğrunda harcamak suretiyle sâlih insan, iyi kul olma bahtiyarlığına kavuşabilecektir Hadisten Öğrendiklerimiz 1 Allah Teâlâ cennette mü’min kulları için, meleklerin ve peygamberlerin de bilmedikleri ve duymadıkları eşsiz ve benzersiz nimetler hazırlamıştır 2 Aklı başında olan her insanın, o ölümsüz ve sonsuz hayatta bu nimetlerle hoşça vakit geçirmek için iyi bir kul olmaya gayret etmesi gerekir 1886 Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cennete ilk girecek kimselerin yüzleri, dolunay gibi parlak olacak Onların ardından gireceklerin yüzleri, gökyüzündeki en parlak yıldız gibi aydınlık olacak Orada insanlar ne küçük ne büyük abdest bozarlar ve ne de tükürüp sümkürürler Onların tarakları altındandır Kokuları mis gibidir Buhurdanlıklarında tüten hoş koku, cennetin hoş kokulu ağacındandır Eşleri hûrilerdir Cennetliklerin hepsi de babaları Âdem’in şeklinde yaratılmış olup boyları altmış arşındır” Buhârî, Bed'ü'l-halk 8, Enbiyâ 1; Müslim, Cennet 15 Ayrıca bk Tirmizî, Kıyâmet 60, Cennet 5; İbni Mâce, Zühd 39 Buhârî ve Müslim’in diğer bir rivayetine göre Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu: “Onların cennetteki kapları altındandır Orada terleri mis gibi güzel kokacaktır Orada her birine, baldırının iliği etinin üstünden görünecek kadar güzel ikişer kadın verilecektir Onların kalpleri tek bir adamın kalbi gibi aynı duyguları taşıdığından, aralarında ne anlaşmazlık ne de çekişme meydana gelecektir Akşam sabah Allah Teâlâ’yı ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih edeceklerdir” Buhârî, Bed'ü'l-halk 8, Enbiyâ 1; Müslim, Cennet 17 Açıklamalar Cennete ilk girecek bahtiyarlardan bir kısmının bedir halindeki ay gibi güzel, bir kısmının en ziyâlı yıldız gibi parlak olması, orada insanların derecelerine göre farklı bir yaşayışa ve yüz güzelliğine sahip olacaklarını göstermektedir Cennette küçük, büyük abdest ihtiyacının, burun akıntısı, aksırma, sümkürme gibi hallerin bulunmadığı, yenilen içilen şeylerin hoş kokulu bir tür geğirme ve mis kokulu ter ile dışarı atılacağı 1884 numaralı hadiste geçmişti Cennet güzellikler diyarıdır Orada insanı rahatsız eden haller bulunmayacaktır Cennetteki yiyecek ve içeceklerin latîf şeyler olması, posalarının rahatsızlık vermemesini, hadislerde belirtildiği üzere onlardan ancak hoş kokular meydana gelmesini gerekli kılar Buhurdan, içinde güzel kokulu tütsülerin yakıldığı bir kaptır Geçmiş bütün medeniyetlerde, özellikle bazı törenlersırasında, ateşe güzel kokulu maddeler atarak veya bu maddeleri buhurdanlarda yakarak etrafa hoş kokular yayma âdeti vardı Peygamber Efendimiz zamanında bazan mescidde ödağacı veya amber gibi buhurların yakıldığı olurdu Öd ağacı, yongaları yakıldığı zaman güzel koku veren bir ağaçtır Amber de öd ağacı gibi buhur olarak kullanılan hoş kokulu bir maddedir Resûl-i Ekrem Efendimiz cennetliklerin buhurdanlarında tüten buhurun, cennetin hoş kokulu ağaçlarından elde edildiğini belirtmektedir Demekki cennetliklere dünyada bildikleri, tattıkları ve zevk aldıkları şeylerin daha güzelleri, canları isteyince kendilerine ikram edilecek ve böylece güzel vakit geçirmeleri sağlanacaktır Cennetliklerin eşlerine “hûri’l-‘îyn” yani kara gözlü kadın denmektedir Daha doğrusu hûri’l-‘îyn, iri gözlü ve gözünün akı bembeyaz, karası simsiyah olan kadın anlamına gelmektedir Allah Teâlâ, cennette mü'minlere ikram edeceği kadınlara Kur'ân-ı Kerîm'de "hûri’l-‘îyn" adını vermektedir [Duhân sûresi (44), 52-54; Tûr sûresi (52), 20; Rahmân sûresi (55), 72] Evlenecekleri erkek dışında kendilerine hiçbir insan eli değmemiş olan bu ceylan gözlü kadınlar, eşlerinden başkasıyla ilgilenmeyecek, onların istek ve arzuları dışına çıkmayacaklardırPeygamber Efendimiz’in, “Cennetlik hanımlardan biri yeryüzüne şöyle bir bakacak olsa, yer ile gök arasını aydınlatır” (Buhârî, Rikâk 51) buyurması, onların ne kadar güzel varlıklar olduğunu göstermektedir Hadisimizin ikinci rivayetinde, cennetliklere sunulacak kadınların güzelliğine temasla,“Onların her birine baldırının iliği etinin üstünden görünecek kadar güzel ikişer kadın verilecek” buyurulmaktadır Bu iki kadının dünya kadınlarından olacağı da söylenmektedir Cennetlikler, babaları Âdem’in şeklinde yaratılmakla hem görünüşleri ve renkleri hem de huyları ve anlayışları bakımından birbirlerine benzeyeceklerinden, aralarında herhangi bir anlaşmazlık sebebi de kalmayacak ve orada huzurlu bir hayat süreceklerdir Hadisimizde cennetliklerin, akşam sabah Allah Teâlâ’yı ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih edecekleri belirtilmektedir Akşam, sabah sözünden, bu zikrin dünyadaki akşam ve sabah kadar devam edeceği anlaşılmaktadır Zira cennette akşam ve sabah, gündüz ve gece gibi zaman mefhumları bulunmayacaktır 1884 numaralı hadiste bu durum, “İnsanın kendiliğinden nefes alması gibi, onlar da kendiliklerinden Cenâb-ı Hakk’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder, tekbir getirirler” şeklinde belirtilmişti Hadisten Öğrendiklerimiz 1 Cennetlikler en güzel şekilde yeniden yaratılacaklardır Derecesi yüksek olanlara verilecek imkânlar daha mükemmel olacaktır 2 Orada abdest bozma, tükürme, sümkürme gibi haller bulunmayacaktır 3 Hem kendileri mis kokulu olacaklar hem de kendilerine en güzel kokular ikram edilecektir 4 Kendilerine hem vücut hem de huy bakımından en güzel eşler sunulacaktır 5 Birbirlerini kıskanmayacaklar, birbirleri hakkında kötü duygular beslemeyeceklerdir 6 Sabah akşam Allah’ı zikredecek ve bundan derin haz duyacaklardır Riyazüs Salihin |
|