Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dıştaki, ettik, içeridekiler, red, tağutları

Dıştaki Tağutları Red Ettik,Ya İçeridekiler?!..

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dıştaki Tağutları Red Ettik,Ya İçeridekiler?!..






Dıştaki Tağutları Red Ettik,Ya İçeridekiler?!
Dıştaki Tağutları Red Ettik,Ya İçeridekiler?!

Hayat Kitabımız Kur’an’da Allah cc Andolsun ki biz her kavme "Allah'a ibadet edin, tağuta kulluk etmekten kaçının " diye (tebliğ yapması için) bir peygamber göndermişizdir" (en-Nahl, 16/36), "Sana indirilen Kur'an'a ve senden önce indirilen kitaplara iman ettik diye boş iddialarda bulunanlara bakmaz mısın? Onlar tağutun huzurunda muhakeme olmak (hükümlerine boyun eğmek) istiyorlar Halbuki tağutu inkâr etmekle (tekfir etmekle, lânetlemekle) emrolunmuşlardı Şeytan onları uzak bir sapıklığa saptırmak ister" (en-Nisa, 4/60) BuyurmaktaVe de Tağutlar reddedilmedikçe İmanın kabul olunmayacağını açık bir biçimde ifade etmektedir…


Tağut’u kitaplar şu şeklide ifade ederAllah'ın indirdiği hükümlere muhalif olan ve onların yerine geçmek üzere hükümler icad eden her varlık tağutturTağut, Allah (cc)'a karşı isyan etmekle beraber O'nun kullarını kendisine kul edinmek gayretinde olandır Bu ise şeytan, papaz, dinî veya siyasî lider veyahut da kral olabilir Bu sebepten bir insanın hakiki mümin olabilmesi için tağutu reddetmesi gerekmektedir…(YKerimoğlu)…
Buraya kadar olan izahlar dışta tağut olanlara yöneliktir…Biz Tevhid’e inanmışlar dışımızdaki tağutları fark ettiğimiz an red ettik…Fakat içteki tağutları fark etmek zamanımızı aldıKuru söyleme mahkum ettiğimiz Tevhid’i söylemlerimiz ,muhatabımızda yankı bulmadı zira tenekeden çıkan ses gibi çınlıyorduMuhataplarımız, yüreğimizin sesini bulamadığı mesajlarımızdan etkilenmiyor,etkilenemiyordu…


Gece yarılarına kadar yaptığımız sigara,pasta ve kuru yemişli sohbetlerimizde,cihadın envayi çeşidinin söylemini yaptık,sonra yorgun düştüğümüz gecenin teheccüdü bir yana,sabah namazını vaktinde eda edememenin fetvasını “Uyumak mazerettir” ictihadında bulmanın vicdan rahatlığıyla(!) işimize koyulabildik…Dünya sevgisi hataların başıydı,biz son model mobilyalarımız içerisinde,infak dersleri işledik…”Eşyanın aslı ibahadır” fıkhı kuralından hareketle(!)Fedakarlık esastır diyordu dava dersleri… Örnek bulduk sahabe hayatından,siyerden İmanımız imtihandan geçerken yasaklarla karşılaşarak,ellerimiz diploma uğruna başlarımıza giderken,Zeyneb’i direnişi okuduk,Hubeyb ce duruşuSümeyye’ce can verişi!Allah’ın yüklediği misyonumuz hep ertelenen listesinin başında yer aldı “Ahh bir emekli olsam,şu okulum bir bitse” gibi benzer ifadelerle ertelenen sorumluluklarımızı,cahiliye toplumunda yaşıyor olmanın ağırlığıyla yerine getirme yürekliliğini gösteremedik!(mi),İslam hakim değildi! Hiç olmazsa namaz kılanlardanız diye avuttuk(mu)?, Oysa kıldığımız namazın bize kıyam emri olduğunu,Namazımızın bir kıyam olduğunu unuttuk!(mu)

Bir yılda dört mevsim vardıMalumunuz kış şoğuk geçerdi,şubat rüzgarlarıyla savrulduk her birimiz bir yere Savrulurken ,sabrın canlı şahitleri olan iman erlerini yad ettik!Onlar gibi olamazdık!Onlar başkaydı,onlar sahabeydi! Ya biz? Biz neydik? Bu çağın sahabesi olduğumuzu unutmuş,unutturulmuştuk!

Oysa biz aynı Allah’a iman ediyorduk,aynı kitaptı elimizdeki!Aynı ahrete doğru yolcuyduk!Sebebi ise bir takım oluşumlara terk ettiğimiz nefis mucahedesinden, nefsimizin yoksun oluşuydu…Oysa ki Ancak tezkiye eden kurtulacaktı “Arınmış olan, Rabbinin adını anıp namaz kılan, saadete erişecektir Ama sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz Oysa âhiret daha iyi ve daha bâkîdir(Ala suresi1417) Tağut dışta olduğu gibi içte de olabilirdiDışarıdakiler ilahlaştırılabildiği gibi,nefislerde ilahlaştırılabilirdi…“Ey Muhammed! Hevesini kendine İlâh edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?”(Furkan:43)

Bu bağlamda aklımıza takılmadan edemiyorDışarıdakileri Red ettik,ya içerdekiler?
Nefsimizin tahakkümünden haberimiz var mıydı?Yoksa nefsi hesaba çekme bir takım akımların işimiydi?Kur’an ‘da bahsedilen tevazu,hoş görü,af gibi enfes ahlaki ilkeleri kimlere terk etmiştik?Ya da Tevhid
-Uluhiyette
-Rububiyette
-Ubudiyette…
-Muamelatta olmalı değil miydi?Yani ahlakımızın Hakimi kimdi? başımızı ellerimizin arasına alıp,kulluğumuzu kapsayan hayatımızı yeniden gözden geçirmeye ne dersiniz?Zira Dünya mazlum ve mustazafları sahabeleri bekliyor!


Sabiha Ateş Alpat

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.