Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eğer, gelin, olsaydım12

Eğer Bir Gelin Olsaydım(1-2)

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eğer Bir Gelin Olsaydım(1-2)






Eğer bir Gelin Olsaydım(1-2)
Eğer Gelin Olsaydım(1)



Bu ayki mesajımız, evlenme neticesinde kadının alacağı yeni vasıfları konu edinecektir Bu, önce-likle eş ve gelin olmak, ardından da anne olmaktır Annelikle ilgili söyleyeceklerimizi, konu hakkındaki müstakil yazımıza havale ediyor ve toplum yapımızda da yeri bulunan 'gelin olmak' ile ilgili bazı gerçeklere işaret etmek istiyoruz

İşe, gelinin tanımını yapmaktan başlayalım Gelin, as-lında gelen mânâsındadır Gelen ile ifade edilmek istenen şey de, 'gelen kız'dır Osmanlı kültürünün bizlere bir mirası olarak, yeni geldiği evde gelin, evin diğer kızlarından sadece 'gelen' kısmıyla ayrılır Muamelâtın diğer alanlarında yani, sevgi, hoşgörü, iyiliğini isteme, müsamaha, merhamet duy-ma vb konularda evin kızından daha farklı bir tutuma mu-hatap kalmaz

Gelin, evlilik yoluyla aileye katılan bir ferttir Dolayısıyla ailenin bir bireyi olarak, diğer üyeler gibi haklara sahip ol-makla birlikte, bazı sorumlulukları da üstlenmiş olmaktadır O halde gelin, hem hukukunun farkında olarak, bunları çiğ-netmemeli, hem de yeni akrabalarının üzerindeki haklarına riayet etmeye gayret etmelidir

Gelin, elbet bir ailenin öz kızı, bir aileninse gelen kızıdır Bu aradaki ayrım belki kapanmamaktadır Fakat şu var ki, gelin, geldiği hane halkı tarafından hiç değilse, bir aile çocuğu olması yönüyle ele alınır, -kalben belki olamazsa da, mua-şerette- öz kızları gibi muamele görürse, öz kız iken, gelen kız olmanın getirdiği burukluğu en az seviyede hissede-cektir

Yaşadığımız toplum tarafından pek çok kavramımız, değişen literatürümüz ve bid'atlere maruz kalan inancımız, ameli hayatımız sebebiyle aslından uzaklaştırılmıştır Ev-liliğin bilhassa gelin-damat olma yönü de, bu çarpıtma ve su-landırmalardan payına düşeni almış bulunmaktadır Gelin ve kayınvalide, damat ve kayınvalide ilişkileri, hep bir huzur-suzluk ve çekişme zemininde işlenmiş, en güzel diyalogları bile, temeldeki bu menfi kabul gölgelemiştir

Neredeyse halkın tüm kesimlerince kabul edilen şey, gelin ve kayınvalidenin mutlaka geçinemeyeceği, ta-rafların birbirini her halükârda sevemeyecekleri gibi, üstlenilen gelinlik rolünün çok zor ve çetrefilli olduğuna dair bazı değişmez bezdirici ve soğutucu özelliği olan düşüncelerdir

Sanıyoruz bilinç altında bu veya buna yakın ön kabuller taşımayan gelin-kayınvalide sayısı çok azdır Çünkü bu durum, farklı bir versiyonu olmamaca-sına, yaşanması mecburî bir hakikatmiş gibi algılara sunulmuş, gelin ve kayınvalide arasındaki sürtüş-me, hikâyelere, fıkralara dahi konu olmuştur

O zaman 'gelin'e dair konuşurken, zihninde yılların ve belki de asırların tozunu biriktirmiş, an-layışına müstakbel kayınvalidesi ile ilgili sayısız yanlış kodlama yapılmış, belleğine yerleştirilen 'illa ki gelininin iyiliğini istemeyen bir kayınvalide' port-resiyle belli bir yaşa gelmiş kızımızdan bahsetti-ğimizin farkında olmamız gerekmektedir O halde bu yanlış ön kabuller bir çırpıda atılamayacak, âdetâ zihinlere kazınan 'cadı kaynana' profilini değiştir-mek çok da kolay olmayacaktır




Eğer Gelin Olsaydım (2)

1 Gelinliğin İslamî yönünü benimser, çevremdeki batı baskısı gelinlerden olmamak için, evlilik öncesi aşamada azami özen gösterirdim

2 Bir gelin olarak, bana gelin olmayı zor belleten ve kolay olanı zorlaştırıp, 'Kolaylaştırın, zorlaştırmayın' hadisine muhalif hareketler sergileyenlerin etkisinde kalmaz, gelin olma aşamasının da hayatın olağan bir gelişmesi olduğunu bilir, anormal harcama ve isteklerden sakınırdım

3 İyi bir gelin olmak için ilk adımın yüklü bir çeyiz sandığı olduğu gibi yanlış bir kanaatten uzaklaşır, gelin olmadan önceki döneme ait zamanlarımı, sorumluluklarımı henüz gelin olduktan sonraki kadar artmamış olduğundan, ilmî ve manevî donanım kazanmaya ayırırdım

4 Eş seçimi yaparken benim; inançsal, sosyal, düşünsel yapıma uygunluk arz eden adayı seçer, mutlu bir aile için, maddî güçten, fiziksel özelliklerden çok, hiçbir ekonomik krizin vuramayacağı gönül zenginliğini, hiçbir yaşlılık emaresinin çirkinleştiremeyeceği yürek güzelliğini tercih ederdim

5 Gelin olduktan sonraki yaşamda İslamî hizmetlerimin bitmesi gerektiği, eğitimsel gelişimimin bir daha başlamamak üzere sonlanmış olacağı gibi yanlış inançlar taşımaz, ev hayatımı ve yüklendiğim yeni sorumluluklarımı ihmal etmeden, eski eğitimöğretim vb çalışma ve etkinliklerime devam etmeye gayret ederdim

6 Bilirdim ki, gelin olmuş olmam, kul olmam gerçeğini değiştirmemektedir Bu sebeple, özellikle düğün merasiminde pek çoklarının yaptığı gibi, mü'mine kimliğimle çelişen hatalara bulaşmaktan azami ölçüde sakınır, ne giymiş olduğum gelinliğin, ne de düğünün ibadetlerimi, kulluk vazifelerimi sekteye uğratmasına müsaade etmezdim

7 Kapitalist mantığın ağına düşmez, gelin olma, yeni ev kurma gibi değişimlerle, çok eşya alınmasını, karşı tarafı ve kendi ailemi zor duruma sokma pahasına bütün evin dayanıp döşenmesini mecbur tutmaz, bu merhalede aşırı isteklerden, nefsî ihtiraslardan uzak durur, uyumlu olur, bu konuda sorun çıkarmazdım

8 Gelin olarak kendime Hz Fatıma'yı, hane olarak da Fatıma'nın gelin odasını örnek alırdım Onun beraberinde getirdiği, içi hurma lifi dolu yastığını, yün yatak yüzünü, tek bir kadife yorganını ve mütevazı evini düşünür, asrımızın şartları değişse de, lüzumu olmayan harcamalar yapmaktan kaçınırdım Makul isteklerde bulunur, Peygamber kızının durumunu hatırımdan çıkarmazdım

9 Eşime karşı sorumluluklarımın neler olduğunu çok iyi öğrenir ve bunların yerine getirilmesinde ihmalkâr davranmazdım

10 Eşimin ailesine karşı önyargılardan uzak bir tutum sergiler, kendi annebabamdan ayrı değerlendirmezdim

11 Onlara hürmet ve saygıda kusur etmez, her şeyden önce eşimin üzerinde hakları bulunan, saygıyı hak eden büyüklerim olarak görürdüm

12 Kendi annebabamla, kendi aile hayatımla, bu yeni aileyi ve kayınvalidemi, kayınpederimi mukayese etmezdim Bilirdim ki, her ailenin, hatta her bireyin kendine göre şekillendirdiği bir hayatı vardır ve aile yapılarının birbirlerinden farlılık arz edecekleri muhakkaktır

13 Yeni akrabalarımı, en başta da kayınvalidemi ve kayınpederimi tanımaya çalışır, onların karakterlerine, zaaflarına, hassas oldukları konulara, sevindikleri ve üzüldükleri hadiselere göre, kendileriyle kuracağım sözlü ve ameli diyaloglarımda belli bir yöntem belirlerdim

Selman Yiğit


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.