En Büyük Telaşımız:Rızkımız |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
En Büyük Telaşımız:RızkımızEn Büyük Telaşımız:Rızkımız En Büyük Telaşımız:Rızkımız İki tane "basit elektrik devresi" var 1deki devrede seri bağlı yedi tane anahtar vardırBu anahtarların hepsi kapalı olduğu için devredeki ampul yanar 2'deki devrede yedi tane anahtar vardır Ancak burada bir anahtar (yedinci) açık olduğu için bu devredeki ampul yanmaz Seri bağlı bir devrede yedi tane değil, 700 tane anahtar olsa bu devredeki ampulün yanması için 700 anahtarın da kapalı konuma gelmesi şarttır; 700 anahtardan 699 tanesi kapalı olsa da sadece bir tanesi açık olsa devredeki ampul yine yanmayacaktır Seri devrenin bu özelliği ile rızkımızın bize ulaşması arasında bir paralellik, bir benzerlik vardır İstisnasız bütün insanlar, rızıklarını temin etmek için bir iş ararlar Buldukları bir işte çalışır ve çalışmalarının karşılığında bir ücret alırlar Bu ücretle bakkala manava giderler, kendilerine uygun yiyecekleri alırlar Bu yiyeceklerin kimini pişirmeden, kimini pişirdikten sonra yerler Yedikleri yiyecekler önce ağız, sonra mide ve bağırsakta sindirilir Sindirim tamamlandıktan sonra kan vasıtasıyla hücrelerimiz beslenir ve hayat devam eder Hayatımızın devamı için bu basamakların hepsinin gerçekleşmesi gerekir Tıpkı seri devredeki ampulün yanması için devredeki bütün anahtarların kapalı olması şartı gibi Yiyeceklerimize ulaşabilmek için elimizdeki maddî imkânlar seri devredeki sadece bir anahtarı temsil ederler Bu seri devrede para pul gibi servetin dışında birçok anahtar bulunmaktadır Yiyeceklerimizin olması için her şeyden önce koskoca bir kâinat olması gerekmiyor mu? Bu kâinatta yiyeceklerimizi pişiren güneş gibi bir soba olması gerekmiyor mu? Tarlalarımıza, bahçelerimize diktiğimiz ağaçların sebzelerin topraktan en güzel şekilde yararlanmaları gerekmiyor mu? Bağlarda bahçelerde yetişen bu yiyecekler, ağız yoluyla vücudumuza gönderildikten sonra vücudumuzda seri bir işleme tâbi tutulmuyor mu? Aldığımız gıdaların vücudumuzda ete, deriye, kemiğe, saça, kana, tırnağa dönüşmesi bizim kontrolümüz dışında olmuyor mu? Kanın oluşumu, kan vasıtasıyla hücrelerimizin beslenmesi, bunların hepsi hayatımızın devamı için gereken işlemler değil mi? Bütün bunlar canlılığımızın devamı için kapalı konumda olması gereken anahtar rolünde değil mi? Baştaki elektrik devrelerinde lâmbanın yanması için seri bağlı bütün anahtarların kapalı duruma gelmesi zorunluluğunu hatırlatmıştık Evet, seri devredeki ampulün yanması için bütün anahtarların kapalı konuma gelmesi şarttır Rızkımızın bize ulaşması için, cebimizdeki para, seri devredeki anahtarların sadece bir tanesidir Bunu şimdi düşünelim 1 2 3 4 5 6 / / / / / / güneş Toprağın Topraktaki Mevsimler Su Sindirim Cebimizdeki oluşumu elemanlar olayları para = Doğumda bize depo edilen enerji kendimizden değil Bu şemada insan hayatının devamı için birbirine seri olarak irtibatlı ihtiyaçlarımızın çok az bir kısmı gösterilmiştir Bir fikir edinmek açısından yeterlidir sanırım Bu şemada yedinci anahtar, cebimizdeki parayı temsil etmektedir Cebimizde vagonlar dolusu para olduğunu kabul ediyoruz ve yedinci anahtarı kapalı konumda gösteriyoruz Ancak çok açık bir şekilde görülmektedir ki rızka ulaşmamız için para yeterli değildir ve ihtiyaç duyulan diğer öğeler bizim tamamen kontrolümüz dışındadır Örneğin güneşi söndürmeden yakacak ne bir gücümüz ne de bir ilmimiz vardır Bu konuda sadece âciz değil, âcizoğlu âciziz Toprağın oluşumuna bir katkımız var mı? Toprağa depo edilen elementlerin hangisini insanoğlu koymuştur? Rızkımızın oluşması için topraktaki elementleri atın bir kenara, toprakta yaşayan solucanlara bile muhtacız Nedeni açık: Solucanlar topraktaki zararlı bakterileri temizlemiyor mu? Yine toprağı havalandırarak ekinlerin büyümesine katkıda bulunmuyorlar mı? Yine suyun ekinlerimize ulaşması için rüzgârı, yağmuru, karı, dağları, okyanusları düşünün Hangisine bir katkımız oluyor? Hiçbirine Biz sadece para bulunca her şey yolunda biliyoruz Hayır, para her şey değil Rızkımız için solucandan güneşlere kadar, elementlerden gezegenlere kadar yüzlerce sebebi hazırlayıp bize amade kılan bir "kudret" var Ve o "kudret," rızkımızda en basit sebep olan paranın da elimize geçmesinde bizi kesinlikle unutmaz Çünkü bu devrede sadece bir anahtar açık kalsa, "hayat" denilen bu canlılık ampulü yanmayacaktır "Hayatı veren," onun devamı için bütün anahtarları kapalı konuma getirecektir Buna bütün kalbimizle inanalım Paranın elimize geçmesi de bizim için bir imtihan Bizim cüz-i kudretimize bu konuda görev verilmiştir Bu görevi Allah'a olan güven duygusuyla yerine getirmeye çalışırsak hem dünyada tasasız, hem ukbada cezasız olacağız Her yeni gün, bizim için yeni bir hayatın ikramıdır İşimiz var ise o işi edeple ölçüyle yapacağız; işimiz yoksa boş lâf boş hayalle günümüzü geçirmeyeceğiz, daha iyisini buluncaya kadar mutlaka elimizden bir şeyler yapmaya çalışacağız İş yaparken gurur ve kibirlerimizi ezmemizde dinen bir mahzur yok, bunu unutmayalım Bir yerde müdür olarak çalışırken işinden olmuş bir arkadaşı, bir çanta içinde pazarlarda, kahvehanelerde kol saati satarken görmüştüm Bu arkadaşın ellerinden değil, ayaklarından öpesim gelmişti! Her doğan gün yapabileceğimiz ne ise onunla meşgul olalım Eğer yataktan kalkamayacak kadar hasta isek rızkımız bir kâse çorba olarak önümüze gelir İnanmazsanız hastalara sorun Ama sağlıklı, elimizi kolumuzu kullanacak durumda isek, son anahtarın kapalı konuma gelmesi için, bize verilen görevi Allah'a güvenerek huzur içinde yerine getirmeye çalışmalıyız |
|