Hayrı Yarına Bırak Şerri Hemen Yap Diyen Şeytana Uymayalım! |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hayrı Yarına Bırak Şerri Hemen Yap Diyen Şeytana Uymayalım!hayrı yarına bırak şerri hemen yap diyen şeytana uymayalım! Çoğumuzun yaptığı yanlışı anlatan bir yazıHayırlarımızı ertelerizBu konuda hepimize faydası olacağını düşündüğüm bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedimAllah hepimize hayrı hemen işlemeyi,şerden de kaçınmayı nasip etsin ŞEYTANIN YARINI BİTMEZ NE ZAMAN HAYRA YARAR bir şeyler yapmaya girişsek, önümüzde ‘küçük’ bir engel beliriverir Hayırlı bir işe başlamaya mı niyetlendik, o engel yüzünden, teşebbüsümüz daha başlamadan akim kalır Zira, içimizde bir ‘yarın’cı saklıdır Rabbimizin rızasına uygun bir işe niyetlenir niyetlenmez, bu ‘yarın’cı, bizi erteleme kuyularında boğdurur Herkes, kendi ömründe ve de gündelik hayatında, bu ‘yarın’cının bir dizi icraatını sanırım bir çırpıda sayabilir Kaç hayırlı fiil ‘yarın’a ertelendiği için yaşanmamış; kaç hak söz ‘yarın’a saklandığı için hiçbir zaman söylenmemiştir, kimbilir? Nefsin hoşuna giden işlerde ‘hemen şimdi’ci olan şeytan, hakikat ve hayr karşısında, hep ‘yarın’cı olmuştur "Sonra yaparsın" "Yarın başlasan da olur" "Bir gün muhakkak" "İlerde ben de düşünüyorum" Hayatımıza şöyle bir baksak, bu ‘az sonra’ların, ‘yarın’ların, ‘ileride’lerin faturasının hayli kabarık olduğunu görmemiz zor olmayacaktır Şeytanın, ‘az sonra’ kalkıp kılmak üzere bizi edadan alıkoyduğu sabah namazlarının sayısı acaba yüzlerle mi, binlerle mi ifade edilebilir? ‘Az sonra’ kılayım derken alelacele ‘son dakika’ya sığıştırılan sair namazların sayısı acaba kaç bini bulur? Namazla ilgili ertelemeler, şeytanın hayır ve hak karşısındaki ‘yarın’cılığının bir örneği yalnızca Kulluğun şanına yakışan sair görev, fiil ve haller de hesaba katılınca, şeytanın ‘yarın’a erteleyerek bizi hepten alıkoyduğu hayır ve hak sayısı, herhalde milyonları bulacaktır Bu ertelemenin sonuçlarını yalnız kendi dünyamızda da görmüyoruz Ubudiyet görevlerini ‘yarın’ yapacak olan; ama o ‘yarın’ gelmeden bu dünyadan göçen ne çok insan var! Çokları, üç gün sonra yaşıyor olacağının garantisi olmadığı halde, ubudiyet borcunu ‘ihtiyarlık günleri’ne erteliyor sözgelimi Birçok insan, ‘ileride örtünmek’ düşüncesiyle birlikte, bugün tesettürsüz geziyor Daha en başta ubudiyet çizgisinde karar kılanlara ise, "Daha yaşın genç İleride yaparsın" deniliyor Oysa ölümün yaşı yoktur Hayat apartmanının ne zaman yıkılacağına dair bir tarih kaydı, kimsenin elinde yoktur Bir dakika sonra ölmek, yüz yıl yaşamak kadar, hatta ondan da fazla mümkündür Ne var ki, şeytanın ‘yarın’ı bitmez Ne zaman ‘asıl vazife’ aklımıza düşer, ne zaman kalbimiz iman ve ubudiyet arzusuyla hüşyar olur, şeytan hiç bitmeyen ‘yarın’lar sunar önümüze Gariptir, ubudiyet yoluna girecek olduğumuzda bin türlü ‘yarın’lar sunan şeytanın, ubudiyete sığmayan fiillerde tek bir ertelemesi bile yoktur Bizi gaflete atan, duygularımızı dünyanın fani yüzünde boğan onca şeyi asla ‘yarın’a ertelemez şeytan Bir kez olsun, "Bugün Kur’ân’ını oku, televizyonu yarın seyredersin" demez Bir kez olsun, "Bugünün şükrünü yap da, ‘Piyasa durgun’ şikayetini yarına sakla" dediği yoktur Bir kez olsun, "Şimdi namazını kıl da, haberleri yarın öğrenirsin" dememiştir Çünkü, elimizde olan yegâne zamanın şimdiki zaman olduğunu şeytan da bilir Bildiği için, ubudiyet görevlerini gelmemiş bir ‘yarın’a erteleterek kandırır bizi Böylece esasen ALLAH’a ibadet için verilmiş hâzır zamanı kendisi için kullanıma hazır hale getirir Sonra da o hâzır zamanda gaflet, sefahet veya dalâlet derelerine sürükler bizi Resul-i Ekrem (asm) "Erteleyiciler helâk oldu" buyururken, bizi işte bu şeytanî tuzağa karşı uyarıyor Yasin ÖZ |
|