Lokman Süresi Meali |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Lokman Süresi Mealilokman süresi meali Mumine Sitesi 031-LOKMAN 31-LOKMANMekke'de nâzil olmuştur 27, 28 ve 29 âyetlerinin Medine'de nâzil olduğu da rivayet edilmiştir 34 (otuzdört) âyettir Hz Lokman'ın kıssasını anlattığı için bu adı almıştırRahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla1 Elif Lâm Mîm2 İşte bu âyetler, hikmet dolu Kitab'ın âyetleridir 3 Güzel davrananlar için bir hidayet rehberi ve rahmet olmak üzere (indirilmiştir)4 O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler5 İşte onlar, Rableri tarafından gösterilmiş doğru yol üzeredirler ve onlar kurtuluşa erenlerdir6 İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır Bu ayetin, Nadr b Haris’in davranışı üzerine nazil olduğu nakledilir Rivayete göre, bu şahıs, Acem masalları ihtiva eden kitaplar satın alıp getirir ve Mekkelilere şöyle derdi: “Muhammed size Ad ve Semud kavimlerinin masallarını anlatıyor; ben de size Rum ve Acem masallarını söyleyeceğim” Böylece bunları okur, müşrikleri eğlendirir ve insanları Kur’an dinlemekten alıkoymaya çalışırdı 7 Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, sanki bunları işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varrmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir Sen de ona acıklı bir azabın müjdesini ver!8 Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, nimetleri bol cennetler vardır9 Orada ebedi kalacaklardır Bu, Allah'ın verdiği gerçek sözdür O, mutlak güç ve hikmet sahibidir 10 O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik Göklerin görülür bir direği olmaksızın yaratılmasından, gökleri tutup onların birbirine çarpmasını önleyen görünmez manevi bir direğin bulunduğu manası çıkarılmakta ve bu direğin “çekim kanunu” olduğu belirtilmektedir Ayetin aynı kısmına, “O, gökleri, -gördüğünüz üzere- direksiz yarattı” ve “O, görüp durduğunuz gökleri direksiz yarattı” manaları da verilmiştir Ayetin son kısmında ise, bitkilerin erkekli dişili yaratıldığı gerçeğine işaret edilmektedir 11 İşte bunlar Allah'ın yarattıklarıdır Şimdi (ey kâfirler!) O'ndan başkasının ne yarattığını bana gösterin! Hayır (gösteremezler)! Zalimler açık bir sapıklık içindedirler 12 Andolsun biz Lokman'a: Allah'a şükret! diyerek hikmet verdik Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır Soyu hakkındaki rivayetler, Lokman’ın, Eyüp Peygamber ile akraba olduğu yönündedir İslam alimlerinin ekseriyeti, onun peygamber değil, hikmet sahibi bir zat olduğu kanaatindedirler “Hikmet”in bir anlamı da nazari ilimleri elde ettikten sonra kazanılan ruhi olgunluk, söz ve davranışlarda isabet melekesidir Zemahşeri’nin Keşşaf isimli tefsir kitabında, onun hikmetlerinden bir örnek olmak üzere şu olay nakledilmektedir: Bir gün Davud Peygamber, Lokman’dan, bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça et getirmesini istemiş; Lokman da, ona kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirmiş Birkaç gün geçince Davud aleyhisselam, bu defa hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini istemiş; o, yine dilini ve yüreğini getirmiş Hz Davud’un, sebebini sorması üzerine Lokman şöyle demiş: “Bu ikisi iyi olursa, bunlardan daha iyisi; kötü olursa, yine bunlardan daha kötüsü olmaz”13 Lokman, oğluna öğüt vererek: Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti 14 Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur Dönüş ancak banadır 15 Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme Onlarla dünyada iyi geçin Bana yönelenlerin yoluna uy Sonunda dönüşünüz ancak banadır O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm 16 (Lokman, öğütlerine devamla şöyle demişti Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır 17 Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir 18 Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez 19 Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir 20 Allah'ın, göklerde ve yerdeki (nice varlık ve imkânları) sizin emrinize verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca ihsan ettiğini görmediniz mi? Yine de, insanlar içinde, -bilgisi, rehberi ve aydınlatıcı bir kitabı yokken- Allah hakkında tartışan kimseler vardır 21 Onlara "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler Ya şeytan; onları alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse!22 İyi davranışlar içinde kendini bütünüyle Allah'a veren kimse, gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır Zaten bütün işlerin sonu Allah'a varır Ayette geçen muhsin, bir hadise göre, “Allah’a, O’nu görür gibi kulluk edendir” Kulluk, yalnızca günlük, vakitli, belli tapınma şekilleriyle değil, bütün hayatın Allah rızasına tahsisi ile gerçekleşir “Ameller niyetlerine göre” değer kazanır Allah rızası için, bu niyetle atılan her adım, alınan her nefesibadettir, kulluktur, ihsandır 23 (Resûlüm!) İnkâr edenin inkârı seni üzmesin Onların dönüşü ancak bizedir İşte o zaman yaptıklarını kendilerine haber veririz Allah kalplerde olanı şüphesiz çok iyi bilir 24 Onları biraz faydalandırır, sonra kendilerini ağır bir azaba sürükleriz 25 Andolsun ki onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, mutlaka "Allah" derler De ki: (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler 26 Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır Bilinmeli ki, asıl ganî ve övülmeye lâyık olan Allah'tır 27 Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah'ın sözleri (yazmakla) tükenmez Şüphe yok ki Allah mutlak galip ve hikmet sahibidir 28 (İnsanlar!) Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz, ancak tek bir kişinin yaratılması ve diriltilmesi gibidir Unutulmasın ki, Allah her şeyi bilen ve görendir29 Bilmez misin ki Allah, geceyi gündüze ve gündüzü geceye katmaktadır Güneşi ve ayı da buyruğu altına almıştır Bunların her biri belli bir vâdeye kadar hareketine devam eder Ve Allah, yaptıklarınızdan tamamen haberdardır 30 Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir; O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz bâtıldır Gerçekten Allah çok yüce, çok uludur 31 Size varlığının delillerini göstermesi için, Allah'ın lütfuyla gemilerin denizde yüzdüğünü görrmedin mi? Şüphesiz bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır32 Dağlar gibi dalgalar onları kuşattığı zaman, dini tamamen Allah'a has kılarak (ihlâsla) O'na yalvarırlar Allah onları karaya çıkararak kurtardığı vakit içlerinden bir kısmı orta yolu tutar Zaten bizim âyetlerimizi, ancak nankör hâinler bilerek inkâr eder Ayetteki “orta yolu tutar” şeklinde manalandırılan kısım için değişik tefsirler vardır Daha çok, hak yol, yani iman üzere kalma, sıkıntı anında Allah’a verdiği söze sadakat gösterme şeklinde açıklanmaktadır Bu ayetin, Ebu Cehil’in oğlu İkrime hakkında nazil olduğu rivayet edilmiştir İkrime, Mekke’nin fethini takiben, deniz yoluyla kaçmaya çalışmış, fakat yolda şiddetli bir fırtınaya tutulmuş ve bu esnada, yaptıklarından pişmanlık duyarak, kurtulduğu takdirde Resulullah’a varıp af dileyeceğine dair söz vermişti Nitekim, kurtulunca Hz Peygamber’in huzuruna varmış, müslüman olduğunu bildirmiş ve bundan sonra ömrünün sonuna kadar müslümanların safında cihad etmiştir 33 Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının Ne babanın evlâdı, ne evlâdın babası nâmına bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah'ın affına güvendirerek sizi kandırmasın Herkesin kendi kaygısına düşeceği kıyamet gününün ahvali hakkında çok özlü bilgi veren bu ayet ile, kafir olan babasına ahirette faydası dokunabileceği ümidi besleyen bazı müminlere, bu imkanın bulunmadığı da bildirilmiş olmaktadır 34 Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır İnsanların bilemediği, yalnızca Allah’ın bildiği şeylere “gayb, mugayyebat” denir Allah’ın bildirmesiyle kulların, meleklerinbunların bazılarını bilmesi, onları gayb olmaktan çıkarmaz |
|