İhânet; Emânete Ve Emânet Edene Zulüm |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İhânet; Emânete Ve Emânet Edene Zulümİhânet; Emânete ve Emânet Edene Zulüm Mumine Sitesi İhânet; Emânete ve Emânet Edene Zulüm Hor, hakîr ve zelil kılmak Bir kelâm ilmi terimi olarak; fâsık veya kâfir olduğu açıkça belli olan bir kimsenin arzu ve isteklerinin aksine ortaya çıkan olağanüstü hallerdir Yalancı peygamberlerin davasında yalancı olduğunu gösteren ve onların isteklerinin tam zıddı olarak ortaya çıkan hârikulâde hâdiselere de "ihânet" denir Yüce Allah, bununla onların yalancı olduklarını açığa vurmak ve onları halkın önünde küçük düşürmek için bõyle olağanüstü halleri yaratır Bu terim Kur'an-ı Kerîm"de şu âyetlerde geçer: "Allah kimi zillete düşürürse, artık ona ikram edecek yoktur" (22/Hacc, 18) "Fakat Rabbi onu imtihan edip rızkını azalttığında ise; 'Rabbim bana ihânet etti' der" (89/Fecr, 16) Hârikulâde haller mûcize, irhâs, kerâmet, meûnet, istidrac ve ihânet olmak üzere altı çeşittir Mûcize, peygamberlerden,; ihrâs, peygamberlikten önceki dönemde zuhûr eden olağanüstü hallerdir Kerâmet; peygamberine samimî bir şekilde bağlı olan, Allah'ın sevgili kullarından zuhur eder Meûnet; darda kalan sâlih bir kulun, olağanüstü bir şekilde bu sıkıntıdan kurtulmasıdır İstidrâc; kâfir ve fâsık kişilere Cenâb-ı Hakk'ın sapıklıklarını arttırmak için verdiği nimet ve imkânlardır (bak 7/A'raf, 182; 68/Kalem, 44) İhânet ise yalancı peygamberlerin elinde zuhur eden hallerdir Meselâ; Hz Peygamber'in vefatından sonra peygamberlik iddiasında bulunan yalancı peygamberlik iddiasında bulunan yalancı peygamber, Müseylemetü'l-Kezzâb, tek gözü kör olan bir adam için gözü iyi olsun diye dua etmiş, bunun üzerine adamın gören gözü de kör olmuştu (Taftazânî, Şerhu'l-Akaid, Hazırlayan, S Uludağ, İstanbul 1980, s 295-318; Ömer Nasuhi Bilmen, Muvazzah İlmi Kelâm, İstanbul 1959, s 135) (9) |
|