|
|
Konu Araçları |
anlamalıyız, ayeti, ayette, buyurulmaktadır, insan zayıf yaratıldı, nisa, suresi |
Nisa Sûresi, 28. Ayette; &Quot;İnsan Zayıf Yaratıldı&Quot; Buyurulmaktadır. Bu Ayeti Nasıl Anlamalıyız ? |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Nisa Sûresi, 28. Ayette; &Quot;İnsan Zayıf Yaratıldı&Quot; Buyurulmaktadır. Bu Ayeti Nasıl Anlamalıyız ?Nisa Sûresi, 28 ayette; "İnsan zayıf yaratıldı" buyurulmaktadır Bu ayeti nasıl anlamalıyız ? Mumine Sitesi Nisa Sûresi, 28 ayette; "İnsan zayıf yaratıldı" buyurulmaktadır Bu ayeti nasıl anlamalıyız ? Yazar: Alaaddin Başar (ProfDr) 2006-02-04 İnsan, zaafları olan bir varlıktır Kur’an, şu ayetiyle bu gerçeği bildirir: “İnsan zayıf yaratıldı” (Nisa Sûresi, 28) Bu zayıflık, daha dünyaya gelir gelmez kendini göstermeye başlar Diğer canlıların yavruları kısa zamanda hayata uyum sağlayıp, kendi başlarına hayatlarını devam ettirebilecek seviyeye ulaşırlar İnsan yavrusu ise, bir-iki yılda ancak ayağa kalkar 15-20 yılda ancak bir kısım fayda ve zararları öğrenir Ömrü boyunca da, hayat kanunlarını öğrenmeye muhtaçtır Ayrıca, insan çok hassas bir canlıdır Ne fazla sıcağa gelebilir, ne fazla soğuğa Ne açlığa dayanabilir, ne susuzluğa Bir mikrop onu yere serer Bir kuyruklu yıldız onu ürkütür Geçmişi düşünür, üzülür Geleceği düşünür, endişe eder Emelleri ebede uzanır Bir de,” beşeri zaaflarımız” vardır Bu zaaflar, birtakım huy ve karakterlerimizdir Bunlardan bir kısmını şu şekilde ele alabiliriz: 1 Nisyan (Unutkanlık) İnsan, nisyana müpteladır Her insanın hayatında pek çok nisyan örnekleri vardır İlk insan Hz Adem de aynı nisyanı yaşamıştır Ayet bunu şöyle anlatır: “Doğrusu daha önce Adem’den ahid almıştık da, unuttu” (Taha Sûresi, 115) Hz Adem’e, yasak ağaca yaklaşmaması emredilmiştir Şeytanın vesvesesiyle yaklaşır ve o ağaçtan yer Bunun sonucunda dünyaya gönderilir (Bakara Sûresi, 35-37) Hz Adem’in tabiatı aynen Ademoğullarında da vardır Nisyanın en kötüsü, insanın kendini unutması, ne için yaratıldığını aklına getirmemesidir Buna, gaflet denir Cenab-ı Hak, bazı musibetlerle insanı gaflet uykusundan uyandırır Onu, yaratılış gayesine yöneltir Fakat pek çok insan yine unutur Kur’an, bu hali şöyle bildirir: “İnsana zarar dokunduğunda gerek yatarken, gerek otururken, gerek ayakta iken bize dua eder durur Fakat ondan zararı giderdiğimizde, daha önce o zarar için bize dua etmemiş gibi, geçer gider” (Yunus Sûresi, 12) 2- Harislik ve cimrilik Beşeri zaaflarımızdan biri de, mala düşkünlüktür Kur’an, bu hususu şöyle haber verir: “İnsan helu’ (haris ve cimri) yaratıldı Kendisine bir zarar dokunduğunda feryadı basar Bir hayır dokundu mu ( yoksullara) yardım etmez (sıkı sıkı tutar)” (Mearic Sûresi, 19-21) “Ademoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, ikinci bir vadi dolusu altını ister” (Müslim, Zekat, 117) hadisi, bu beşeri zaafımıza dikkat çeker Bebeklerde bile aynı tabiatı görmek mümkündür Onun elindekini almak çok zordur, ama sizin verdiğinizi hemen alır 3- Acelecilik İnsan, aceleci bir varlıktır Bir anda neticeye ulaşmak ister Ahiret saadetini dünyada tatmaya çalışır “Ya Rabbena! Bize dünyada ver’ der Bu kimsenin ahirette bir nasibi yoktur” (Bakara Sûresi, 200) Halbuki, bu dünya sabrı ve sebatı gerektirir Asıl olan dünya mutluluğu değil, ahiret saadetidir Ahiretin elmaslarını, bu dünyanın cam parçalarıyla değiştirmenin bir anlamı yoktur Sonsuz hayata nispetle bu kısa hayat, bir an gibidir Fakat insan, ahireti bilmediğinden bütün himmetini dünyaya sarf eder “Hayat ancak bu hayattır” deyip, onun lezzetlerini elde etmeye çalışır Kur’anın bildirdiği gibi, “İnsan çok acelecidir” (İsra Sûresi, 11) 4- Övülmek Hemen her insan övülmeyi sever Yaptığını sever, beğenir Halbuki, övündüğü şeylerde kendisinin hissesi pek azdır Mesela, sesinin güzelliğiyle iftihar eder Halbuki, Allah ona böyle bir ses vermeseydi, elinden hiçbir şey gelmezdi Kur’an-ı Kerim, bu meselede şu hatırlatmayı yapar: “Yaptıklarıyla gururlanan ve yapmadıklarıyla övülmeyi sevenlerin, azaptan emin bir yerde bulunduklarını zannetme!” (Al-i İmran Sûresi, 188 ) Ayette reddedilen iki durum vardır: 1 Yaptığıyla gururlanmak 2 Yapmadıklarıyla övülmekten hoşlanmak Halbuki insan, kendini methetmek için değil, Allah’a hamd etmek için yaratılmıştır 5- Hizmette ihmal İnsanın tabiatında hizmetten kaçmak, ücrete koşmak vardır Bir iş yapılacağı zaman kimse ortalıkta görülmek istemez Fakat ücret ve mükafat zamanında, herkes talip olur Kur’anda zikredilen şu olay, buna güzel bir örnektir Şöyle ki: Peygamberimiz, 1400 sahabeyle umre niyetiyle Mekke’ye doğru yola çıkar O zaman Mekke henüz müşriklerin idaresindedir Bir savaş çıkabileceği endişesiyle, bir kısım bedevi insanlar sefere katılmazlar Sudan bahanelerle geri kalırlar Fakat aynı insanlar, Hayber ganimetleri için yola çıkıldığında orduya katılmak isterler Cenab-ı Hak, onların bu sefere katılmalarını men eder (Fetih Sûresi, 11-15 ) 6- Bahanecilik Müsbet alanlarda bir varlık gösteremeyenler, birtakım bahanelerle kendilerini avuturlar Nedense kendi kusurlarını görmek istemezler Mesela, Hudeybiye Seferine katılmayan bir kısım bedevilerin bahanelerine bakalım: “Mallarımız, ailelerimiz bizi alıkoydu Bizim için mağfiret dile’ diyecekler Onlar, ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlar” (Fetih Sûresi, 11) “Suçun sahibi olmaz” derler Halbuki, “Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur” (Nursi, Lem’alar, 84) Kusurunu gören o kusurdan kurtulmaya çalışır İşte, insanın mahiyetinde böyle nice zaaflar vardır Bu zaaflar, aslında insanın manevi terakkisinde mühim birer esastırlar Meleklerde böyle zaaflar olmadığından, onlarda mücadele de yoktur Mücadele olmayınca, terakki de söz konusu değildir İnsanın meleklere üstünlüğünün mühim bir sırrı, bu zaaflarında gizlidir Fıtraten cimri bir insanın, nefsini aşarak cömertlikte bulunması, elbette kolay bir şey değildir Nefsini medhe meyilli bir kişinin, “Bütün medih ve muhabbet Allah’adır Bütün iyilikler, güzellikler O’ndandır” diyebilmesi şüphesiz az bir hüner değildir Bu zaaflar aşılmayacak zaaflar değildir Zira “Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez” (Bakara Sûresi, 286) Okunma Sayısı : 8259 |
|