Altın Elementi Hakkında Bilgi |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Altın Elementi Hakkında BilgiDeğerli elementlerden birisi olan altın elementinin kullanım alanları, tarihçesi ve hakkında tüm bilgileri bu yazımızdan öğrenebilir, altın elementi hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz Tarih, insanların altına olan isteklerinin yol açtığı savaşların ve serüvenlerin öyküleri ile doludur Altın zenginliğin, bolluğun bir simgesi olmuş; zenginlik ise çoğu kez kişileri ve ulusları güçlü kılmıştır Büyük uygarlıkların yükseliş ve düşüşleri, sahip oldukları altın miktarının artma veya azalması ile doğru orantılı olmuştur Ortaçağda kimyacılar başka metallerden altın elde etmek için yöntemler bulmağa çalışmışlar, fakat bu uğraşıları sonuçsuz kalmıştır, insanlar kendilerini zengin edecek altını bulabilmek umudu ile yeryüzünü dolaşmışlar, büyük güçlüklere göğüs germişlerdir, insanların uğrunda hayatlarını tehlikeye atmaktan kaçınmadıkları ve kendisine sahip olanları zengin eden bu madde nedir? Altın bir metaldir Kimyasal elementlerden biridir (element kimyasal yöntemlerle kendisinden daha basit cisimlere parçalanmayan bir cisimdir) Altının kendine özgü sarı bir rengi vardır Çoğu yoğun bir metaldir Yani altın örneğin demir ve cam gibi daha az yoğun bir maddenin aynı büyüklükteki bir parçasından daha ağırdır Altın yoğun olmakla birlikte, oldukça yumuşak bir metaldir Metaller içinde (çekiçle dövülerek) en kolay şekil verilebilenidir Yani altın çekiçle dövülerek ince bir tabaka haline getirilebilir, örneğin, bir gram altın dövülerek 180 cm karelik bir tabaka haline getirilebilir Başka bir deyişle, bir altın yaprağının kalınlığı 1 cm'nin milyonda biri kadar olabilir; bu kalınlık 1000 atomun kalınlığı kadardır Altının değerli olmasının nedenlerinden biri, az bulunan bir metal olmasıdır, insanların sahip olmak istedikleri bir madde ne kadar azsa, değeri o kadar artar Altın yeryüzünde ve denizlerin diple-rindeki yerkabuğunda bulunur Ne var ki bulunduğu her yerde az miktarda vardır Altının değerliliğini yaratan nedenlerden biri de, zamanla bozulmamasıdır Binlerce yıl önce yapılmış olan altın paralar ve heykeller, daha dün yapılmış gibi parıltılarını korumaktadırlar Birçok metal hava ile temas edince aşınıma uğrar Örneğin demir, oksijen ve suyun oluşturduğu pas tarafından aşındırılır Demir atomları, oksijen atomları ve su ile birleşerek demir hidroksiti oluşturur Bu, kırmızı bir tozdur Bu nedenle demir korunmazsa giderek bozulur ve demir oksite dönüşür Altın ise kimyasal olarak durağan bir metaldir Kimyasal olarak durağan maddeler, başka cisimlerle kolaylıkla birleşemezler Altın, havanın oksijeni, su veya asitler tarafından bozulamaz Bu yüzden de paslanmaz Metallerin çoğu, metal olmayan elementlerle birleşerek mineralleri meydana getirirler Doğada, metaller genellikle mineral yığınlarının içinde bulunurlar Metali elde etmek için, mineraller maden ocaklarından kazılarak alınır ve bunların içinden saf metaller çıkarılır Fakat altının durumu ayrıdır Altın kimyasal durağanlığı nedeni ile, başka elementlerle kolaylıkla birleşerek mineraller meydana getiremez Çoğunlukla toprakta ve kayaların içlerinde altın tozları halinde saçılmış olarak-bulunur Bu tozlar ancak mikroskopla görülebilecek büyüklüktedir Altına külçeler yahut tabakalar halinde rastlandığı da olur Altın başka elementlerle nadir olarak birleşirse de, başka cisimlerle bir arada bulunabilir, içinde altın bulunan mineraller genellikle çinko sülfat ve demir disülfat da içerirler Böyle minerallere yalancı altın adı verilir Bunun nedeni renklerinin sarı olması ve bazen altınla karıştırılmalarıdır Colorado'da ve Batı Avustralya'da, altın telluryumla birleşmiş olarak da bulunur Bu bileşiklere altın tel-lüridleradı verilir Bazı yerlerde altın, kuars kayalıkları içinde damlalar biçiminde bulunur Altın damarları içeren bu kayalar, atmosferin etkilerine açık yerlerde yağmur ve rüzgârların etkisi ile aşınıp, parçalanarak çakıl ve kum haline gelirler Kum, yuğmur suları ile sürüklenerek sel yataklarında toplanır Küçük altın külçeleri ve altın tozları da bu kumların içinde birikir Sel yataklarında kum içinde bulunan altını, bu kumdan ayırarak elde etmek çok kolaydır Bunun için yuvarlak, yassı bir kap kullanılır Kum bu kaba doldurulur ve suyu akıtılır Sonra bu kap yatay olarak biraz sallanır Böylece kum kabın kenarlarında toplanır ve kolaylıkla boşaltılabilir Altın kumdan çok daha ağır olduğu için kabın ortasında kalır Geçen yüzyılda bulunan yeni altın yatakları, "altına hücum" olarak nitelendirilen göçlere yol açmıştır, ilk büyük altına hücum 1849'da California'da olmuştur Küçük San Francisco kenti bu göçler sonucu, üç yıl içinde beklenmedik derecede büyümüştür Dünyanın her yöresinden buraya akın olmuştur Ancak gelenlerin çok azı düşlerini gerçekleştirmiş, birçoğu ölmüş ya da elleri boş olarak geri dönmüştür Amerika'daki son altına hücum 1897'de Alaska'da Klondyke River'daki altın yataklarına olmuştur Altın arayıcılar dondurucu soğuğa ve korkunç koşullara katlanmak zorunda kalmışlardır 1852 ve 1859'da Avustralya'daki altın yatakları da ilgi görmüştür Avustralya'nın nüfusu bu nedenle 8 yıl içinde iki katına çıkmıştır Buradaki sonuç Amerika'dakine göre daha başarılı olmuştur Amerika'daki altın arayıcıları daha çok, toz altın ya da küçük külçeler bulabilmekteydiler Avustralya'da ise daha büyük külçeler bulunmuştur Bulunmuş olan en büyük külçe 270 gr ağırlığındaki Holtermann külçesidir Bu külçe 1872'de Avustralya'nın New South Wales bölgesinde, yüzeyin birkaç santimetre altındaki bir altın damarından çıkarılmıştır Avustralya'da o sıralarda başka büyük külçeler de bulunmuştur Bunlardan birisi de The Welcome Stranger külçesidir Bu külçe karışım halinde 70 kg saf altın olarak ise 65 kg gelmekteydi Okyanus diplerindeki ve nehir yataklarmdaki altını bulup, çıkarmak için tarak makineleri kullanılır Bu makineler altın arayıcılarının kullandıkları küçük kapların işlevlerini yerine getirirler Tonlarca kumu çıkarıp eleyebilirler Kum su ile birlikte büyük hortumlardan akıtılır, suyun basıncı hafif malzemeyi uzaklaştırır, ağır olan altın kalır Güney Afrika'da ve Batı Avustralya'da da kuars kayalıklar içinde zengin altın birikintileri bulunmuştur Buralarda kayalar atmosfer olaylarının etkisi ile parçalanıp, aşınmaya uğramamış olduklarından, altın çıkarmak için derin kazılar yapılmıştır Güney Afrika'nın Rand bölgesinde altın madenleri yüzeyin 3500 m altında olup, yeryüzünün en çok altın elde edilen madenleridir Dünyanın en büyük altın üreticisi Güney Afrika'dır, sonra sıra ile Rusya, Kanada ve ABD gelir Kuars kayalıklar içinde altın çok küçük parçacıklar halinde bulunur 10 gram altın elde edebilmek İçin bazen bir tonluk bir kayayı parçalamak gerekir Bunun için kaya bir sarnıç içinde küçük parçalar haline getirilir Sonra bu parçalar üzerine suda çözündürülmüş sodyum veya potasyum siyanür dökülür Bu çözelti parçalanmış kayaların sarnıcın dibinde toplanmasını ve altının eriyik haline gelmesini sağlar İçinde altın bulunduran bu eriyik alınır; çinko ile tepkimeye sokularak altın elde edilir Uluslararası ticarette altın çok önemli bir yer tutar Her ülkede elde edilen altının, hemen hemen %60'ı devlet tarafından çubuk biçimindeki külçeler haline getirilerek saklanır Buna o ülkenin altın rezervi adı verilir Devletlerin birbirlerine olan borçlarını ödemelerinde altın kullanılması kabul edilmiştir Külçe altın alım satımı yasaktır Ancak altından yapılan mücevherler ve çeşitli eşyaların satışı serbesttir Altından, yüzük, bilezik, kolye vb gibi çeşitli mücevherler yapılır Ucuz mücevherlerde altın ince bir tabaka olarak bir başka maddenin etrafına kaplanır Böyle mücevherlere altın kaplama denilir Altının çok yumuşak olması, mücevher yapımında tek başına kullanılması olanağını kısıtlar; genellikle bir başka metalle karıştırılarak kullanılır Bir karışım elde etmek için, iki ya da daha çok metal birlikte eritilerek atomlarının karışması sağlanır Altın, bakır, nikel ve gümüşle karıştırılarak daha sert karışımlar elde edilir Kuyumcular altının saflığını karat adı verilen birimle ölçerler Saf altın 24 karatdır Mücevherlerin üzerinde kaç karat olduklarını gösteren sayılar vardır, örneğin bir yüzük 18 karat ise bu onun 18/24'ünün, yani %75'inin altın olduğunu gösterir Altın ayrıca endüstri ve bilimde de kullanılır, örneğin, iyi bir elektrik ileticisi olduğundan, elektrik ve elektronik devrelerinde kullanılır Altın bazen cam yapımında da kullanılır Cama katılan altın, ısı ışınları olan kızılötesi ışınların %98'ini yansıtır Böylece kapalı yerlerin ısınmasını büyük ölçüde önler ve daha az havalandırma gereksinimi duyulmasını sağlar Isı ışınlarının geçmesini önlerken, ışık ışınlarının tümünün geçmesini sağlar Böylece aydınlatmada olumsuz bir etkide bulunmamış olur Ayrıca, Güneş ışınımlarının yol açtığı yüksek ısıdan korumak amacı ile ABD'nin yaptığı uzay araçlarında ince bir tabaka altın kullanılmaktadır |
|