Sorunların Ülkesi :İrak |
07-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sorunların Ülkesi :İrakKardeşlerim * IRAK * Irak, Osmanlı Devletinin çöküşünün ardından Ortadoğuda kurulmuş olan devletlerden birisidirTarih içinde daha önce yaşamış bir Irak devleti veya bir Irak halkı olmamıştır Irak adı da Osmanlı İmparatorluğu döneminde merkeze olan uzaklığından dolayı Irak kelimesiyle isimlendirilmesinden gelmektedir Osmanlı dönemindeki Musul, Bağdat ve Basra eyaletlerinin bir araya gelmesiyle Irak oluşmaktadırIrak 18 ayrı şehirden meydana gelmektedirYaklaşık 23 milyon nüfusa sahip olan Irakın %97si Müslüman %65 Şii, %32 Sünni, %3ü ise HıristiyandırEtnik dağılım olarak ise %72-75 Arap,%26 Türkmen, %2 Arami Süryani ve diğer etnik unsurlardırŞiiler Güney Irakta yaşarken, Bağdat civarında Sünni Araplar, Kuzey Irakta ise Kürt ve Türkmen nüfus yaşamaktadırIrakta çok önemli petrol yatakları mevcutturSuudi Arabistandan sonra dünyanın en büyük ikinci petrol rezervine sahip ülkesidir Irak, dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmış olan Aşağı Mezopotamya bölgesinde kurulmuş bir devlettirBugün Irak, Orta Doğuda yer alan stratejik mevkisiyle, sahip olduğu petrol rezervleri ile Körfezin önemli ülkelerinden biri durumundadırIrak uzun yıllar İngilterenin hakim gücü altında idare edilmiştirİngilterenin 1971de Orta Doğudan tamamen çekilmesi ile, bu bölge üzerinde ABD başat güç olmaya başlamıştırSoğuk Savaş sonrası Orta Doğuda etkisini artıran ABDnin Iraka özel bir politik ilgisi vardırYakın dönem Irak tarihinin ABD tarafından şekillendirildiğini söylemek mümkündür * Coğrafyası ve Jeostratejisi Körfez ülkeleri arasında Irak, Suudi Arabistan ve İrandan sonra 437072 km² ile en büyük yüzölçüme sahip ülkedirArap olmayan dünya ile komşu tek Arap körfez devleti Irak, Kürdistan dağlık bölgesi ile kuzeyde Türkiye, batıda Suriye ve Ürdün, doğuda İran, güneyde Suudi Arabistan ve Kuveyt ile çevrilidir Irakın Körfez ile ilgisi denize çok kısa olan cephesinden kaynaklanır: 924 km² su alanına kara suları sahiptirBu görünümü ile tipik bir kara devleti olarak Irak, sınırlı bir stratejik derinliğe sahip olan Kuzey Iraktaki dağlık arazi dışında her taraftan savunmasız sınırlarla çevrili ve denize ulaşımı ise yetersizdir Körfezin üç büyüklerinden Irakın komşuları İran 1458 km, Suudi Arabistan 814 km, Suriye 605 km, Türkiye 331 km, Kuveyt 242 km ve Ürdün 181 km ile olan toplam sınır uzunluğu 3631 kmdirSahip olduğu petrol rezervleri ve tarıma elverişli toprakları ile jeopolitik öneme sahip olan Irak Saddam Hüseyinin etkisi ve bölgede özellikle Irak üzerinde hakim unsur olan ABD politikaları ile de Orta Doğu ve Körfezin stratejik hassasiyete ve öneme sahip önemli bir ülkesi durumundadır * İklimi İklimini irdelediğimizde Irakta, soğuk ve kurak kışlar, sıcak, bulutsuz yazlar görülürÇoğunlukla çöl olması bu sayılan iklimsel sonuçları doğururİran ve Türkiye sınırı boyunca uzanan kuzeydeki dağlık bölgeler, yoğun kar yağışı altındadırBazen Orta ve Güney Irakta sel görülürToz ve kum fırtınaları da diğer doğal afetler arasında yer alırÇoğunlukla geniş düzlüklerden oluşan bir arazi yapısı vardırİran sınırında büyük bataklıklar görülür * Tarihi En eski şark medeniyetlerinin doğduğu Mezopotamya, 633-642 yılları arasında İslam toprakları arasına girdiEmeviler ve Abbasiler dönemlerinde, en parlak devresini yaşadı O zamanlar Bağdat dünyanın en önemli kültür ve ticaret merkeziydiIrak, 637 yılında Müslümanlar tarafından fethedilmesinden sonra Hz Ali döneminde İslamın merkezi haline getirilmiş ve başkent Kufaya taşınmıştırHz Ali ile Emeviler arasındaki Saffayin savaşı da Irak sınırları içinde olmuşturBu savaşın ardında bu bölge günümüze kadar süren farklı mezhep ve etnik grupların mücadelelerine sahne olmuşturEmeviler döneminden sonra Abbasiler bu bölgeye hakim olmuş ardından 1055 yılından itibaren Selçukluların hakimiyetine girmiştir1258 yılından itibaren ise Moğol istilasına uğramış ve iki yüzyıl onların kontrolünde kalmıştırTarihi kaynaklar, Dicle Nehrinin günlerce mürekkep renginde aktığı ve binlerce ciltlik kitabı Basra Körfezi’ ne taşıdığını kaydederlerVe hatta telef edilen/yok edilen binlerce kitapla ilimde kaç asır geri gidildiği dikkate değer bir nokta olup aynı zamanda bize Bağdatın o günkü ilmi seviyesini gösteren önemli bir hususturDaha sonraları Akkoyunluların hakimiyetine 1444-1467 giren, 1499-1508 yılları arasında Safevilerin istilasına uğramıştıŞiilik ve Sünnilik arasındaki fark Safavi devleti döneminde özellikle yaratılmış ve abartılmıştırSafaviler kendi iktidarlarını bu mezhep farklılığına dayandırıp oluşturmuşlardırTarih boyunca Irak, Sünni Anadolu Türkleri ile Şii İran Türkleri arasındaki hakimiyet mücadelesine sahne oldu Bu mücadele 1534'te Osmanlıların lehine sonuçlanmış ve ülke 1917ye kadar Osmanlı yönetiminde kalmıştır Abbasi dönemi 750-1258 hariç, 1920ye kadar süren 2000 yıl boyunca Irak ya başka bir yerde merkezi olan bir imparatorluğa tabi olmuştur,Umaydiler, Moğollar, İlhanlılar ve Osmanlılar ya da Doğu Akdeniz ülkeleri ile İran arasındaki sınır bölgesini oluşturmuşturBirinci Dünya Savaşı esnasında Osmanlının Ortadoğudan çekilmesini neden olan bazı yerel isyanlar olmuşturBu isyanlarda İngilizlerin kışkırtmalarıyla Mekke Emiri Şerif Hüseyin kullanıldıŞerif Hüseyin ve oğullarına Osmanlının yıkılmasından sonra kurulacak olan Büyük Arap Devletinin Krallığı vaad edildiFakat gerçekler söylendiği gibi değildi Ortadoğu farklı bir paylaşıma sahne oluyorduBritanya, Fransa ile yapılan Syces-Picot Antlaşması uyarınca Musulu, Fransızların Verimli Hilalin Mısırda Nil nehrinin suladığı alanı,Levantı -İsrailin bulunduğu orta bölüm- ve Fıratla Dicle nehirlerinin suladıkları alanı kapsar kuzeyindeki etki alanından uzaklaştırmıştır ve bilahare Milletler Cemiyetinin de Filistin ve Irak yönetimini Britanyaya bir hak olarak tanımasıyla Britanya Nilden İndüse kadar kırılmaz bir stratejik üstünlük sağlamıştırSykes-Picot Antlaşması 1916 yılında Fransız ve İngilizler arasında bir anlaşma yapıldıBu anlaşma özellikle Ortadoğunun bugünkü haline gelmesine sebep olması açısından önemlidirİngiliz Subay Mark Sykes ile Fransız subay Georges Picot Kahirede bir araya gelerek masa başında Ortadoğuyu iki ülke arasında paylaştırdılarBu anlaşmaya göre yeni yapay devletler kurulduSykes-Picot hattı denilen bu sınırlar, o dönemin koşullarında Dünyanın iki büyük emperyalist gücü olan İngiltere ve Fransanın Ortadoğu'ya bakış açılarını yansıtmaktadırFransız ve İngiliz subaylar bölgenin etnik ve dinsel yapısını göz önünde bulundurmadan sadece kendi çıkarları doğrultusunda harita üzerinde yeni ülkeler oluşturup bazı etnik grupları da parçaladılarBu anlaşma sonucunda kurulan devletlerden Irak, Ürdün, Filistin İngiliz bölgesi; Suriye, Lübnan Fransız bölgesi olduIrakın tarihi gelişimi ekseninde şimdiye kadar aktarılanları kısaca özetlemek gerekirse, Irak, sahip olduğu coğrafi özellikleri itibariyle ovanın müdahaleye açıklığı sonucu muhtelif güçlerin hakimiyetine girmiş, istilalara uğramış, 1534 yılında Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı hakimiyetine dahil edilerek, I Dünya Savaşına kadar uzun yıllar Osmanlı Devleti’nin bir eyaleti olarak kalmıştır1918 yılında Irak, Osmanlı Devleti’nden tamamen ayrılmış ve 1920 yılında yapılan San-Remo Konferansında Milletler Cemiyetinin de tanıdığı bir hakla İngiliz manda yönetimine verilmiştir Irak Türkmenleri, Irak'ta yaşayan Türklere 1959 yılından sonra, Irak Devleti tarafından Türkiye ile olan kan ve kültür bağlarını unutturmak için,resmi olarak Türkmen denilmiştir 1918'de sona eren Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye'den koparılarak, Irak adı ile kurulan devletin vatandaşları olarak varlıklarını sürdüren Türklere, uzun yıllar Türkler diye söz edilmiştir Türkler, Lozan Konferansı sıralarında İngiliz heyeti tarafından da Türkmenler olarak ifade edilmişlerdiIrak'ta cumhuriyet dönemini başlatan Abdülkerim Kasım yönetimi de, Türklerin Türkmen olduklarını, bu bakımdan Irak'taki Türk topluluğunun Türkiye değil, Orta Asya kökenli olduklarını göstermeğe çalışmış ve güya Irak'taki Türkmenlerin Türkiye ile olan soy ve kültür bağlarını böylece kesmeye çalışmışlardır Irak'ta İlk Türkler [değiştir] Türklerin Irak'a ilk girişleri 674 tarihlerine kadar uzanmaktadır Emevî Halifesi Muaviye tarafından Horasan'a gönderilen Ubeydullah bin Ziyad 20000 kişilik ordusu ile Ceyhun Nehri'ni geçerek, Buhara'ya yönelir Beykenti de geçen komutan Ubeydullah'ın Buhara'ya yaptığı saldırılar karşısında, Buhara prensesi Hatun1 emrindeki Türk kuvvetleri ile şiddetli çarpışmalardan sonra sulh yapmak zorunda kalır Böylece Ubeydullah sulhtan sonra, yanına aldığı Türk askerlerini Irak'a götürerek, Basra'ya yerleştirir Tarihi kaynaklar, Basra'ya yerleştirilen Türk askerlerinin 2000 kişi kadar olduklarını belirtmektedir Ayrıca ünlü oryantalist J H Kramers, "12 yüzyılda Kerkük civarının, başkenti Erbil olan Türk beyliği Begtekinliler'in idaresinde" olduğunu İslam Ansiklopedisi'nde belirtmek suretiyle, bölgedeki Türk varlığının Osmanlı Devleti'nden önceye dayandığını vurgulamaktadır İngiliz İşgali ve Türkmenler [değiştir] Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda, toprakları İngiliz işgaline uğrayan Musul, Kerkük ve Erbil Türkmenlerinin ileri gelenleri, istilacı güçlere karşı mücadele etmek için, hemen harekete geçmişlerdi Anadolu toprakları üzerinde yürütülen Milli Mücadele'ye paralel olarak başlayan, bölgedeki hareketler, gücünü yine Anadolu'dan alıyordu İlk olarak, İngilizlerin, halkı Osmanlı devleti aleyhine kışkırtmalarını önlemek için, acil biçimde önlemler alınmağa başlandı İngilizlerin bölgedeki siyasi hakimleri, para vererek elde ettikleri bazı aşiret reislerini yanlarına çekmek için büyük gayret gösteriyorlardı Buna karşılık, Türklerin ileri gelen liderleri, İngilizlerin bu gayretlerini boşa çıkarmak için, olağanüstü çaba harcıyorlardı Bunların arasında Erbil Türklerinin çok sevilen ve sayılan din alimi Küçük Molla Efendi (1867-1943)'nin, halkı İngilizlere karşı mücadeleye davet eden ve işgalcilerin propagandalarına karşı uyanık olmağa yönelik konuşma ve sohbetleri, büyük etki yapıyordu * Türkmen Nüfusu Irak Türkmenleri, Irakın kuzeyinden itibaren Telafer, Musul, Erbil, Altunköprü, Kerkük, Tuzhurmatu, Kifri, Kara Tepe, Hanekin, Mendeli ve Bağdatın güney doğusunda bulunan Bedreye kadar uzanan bir şerit üzerinde yerleşmektedir Türkmenlerin nüfusu, devletin asimilasyon politikası doğrultusunda hem gizli tutulmuş, hem de gerçeği yansıtmamaktadırHalen %13 civarında nüfusa sahiptirler1958 yılında Bağdatta yayınlanan The Iraqi Revolution 14 th July Celebrations Committee adlı kaynağa ve 1987de Londrada Inquiry Dergisi'nde yayınlanan The Forgotteen Minority:The Turkomans of Iraq adlı makaleye göre 1957 yılında yapılan sayımda Irakta 600000 Türkmenin yaşadığı belirtilmiştirBu kaynaklara göre Irakın % 8,94ü TürkmendirDaha sonra Irakta yayınlanan resmi kaynaklar ise Türkmenleri % 2 olarak göstermiştir Türkmenlerin gerçek oranı % 13tür Iraktaki Türkmen nüfus bugün ise 2-25 milyondur * Irakta İlk Türkler Türklerin Iraka ilk girişleri 674 tarihlerine kadar uzanmaktadırEmevî Halifesi Muaviye tarafından Horasana gönderilen Ubeydullah bin Ziyad 20000 kişilik ordusu ile Ceyhun Nehrini geçerek, Buharaya yönelirBeykenti de geçen komutan Ubeydullahın Buharaya yaptığı saldırılar karşısında, Buhara prensesi Hatun1 emrindeki Türk kuvvetleri ile şiddetli çarpışmalardan sonra sulh yapmak zorunda kalırBöylece Ubeydullah sulhtan sonra, yanına aldığı Türk askerlerini Iraka götürerek, Basraya yerleştirirTarihi kaynaklar, Basraya yerleştirilen Türk askerlerinin 2000 kişi kadar olduklarını belirtmektedir Ayrıca ünlü oryantalist J H Kramers, 12 yüzyılda Kerkük civarının, başkenti Erbil olan Türk beyliği Begtekinlilerin idaresinde olduğunu İslam Ansiklopedisinde belirtmek suretiyle, bölgedeki Türk varlığının Osmanlı Devletinden önceye dayandığını vurgulamaktadır Kaynak : * Ülkeler Traihi |
|