Köprüpazar Köprüsü |
07-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Köprüpazar KöprüsüKöprüpazar Köprüsü Mimarı - Resimleri - Köprüpazar KöprüsüKöprüpazar Köprüsü Hakkında - Köprüpazar Köprüsü Özellikleri Köprüpazar Köprüsü, Roma döneminden kalma, günümüzde Türkiye'de, Aspendos yakınlarında Köprüçay (Eurymedon) nehri üzerinden geçen, 9 kemerli Eurymedon Köprüsü'nün temelleri üzerine Selçuklular tarafından 13 yüzyılda yapılmış, sivri kemerli bir köprüdür Köprü eski Roma yapısının nehir yatağındaki ayak kalıntılarını takip ettiği için yol güzergahının ortasında belirgin sapmalar görülür Köprü 259,50 metre uzunluğunda olup, genişliği 9,44 metredir Sütun kalınlıkları 9,60 metre, kemer açıklığı 23,52 metredir Köprünün koordinatları: Güneybatıdan akıntıya karşı bakış Eurymedon Köprüsü Eski Yapının Rekonstrüksiyonu Roma köprüsünün yapısı ve güzergahı bilgisayar yardımıyla sanal ortamda simüle edildi Bilgisayar modeli, hala mevcut olan yapı kalıntılarına dayanılarak yapıldı Bunlar rampaların bir kısmı, her iki kıyıdaki karşı ayaklar ve bir sütunun temelidir Bunun dışında, nehir yatağında bulunan birçok diğer kalıntı, yerli yerinde olmadıkları yüzünden modelde dikkate alınmamıştır Rekonstrüksiyon yapılan köprünün modeli, 259,50 m uzunluğunda ve 9,44 m genişliğinde, 9 yuvarlak kemerli bir köprüyü gösterir Eurymedon nehrini (Köprüçay) dik bir açıyla geçen yapının genelde düz olan yol güzergahında sağ kıyıya yakın bir yerde rampanın biraz öncesinde sola doğru hafif bir sapma görülür Antik köprünün yüksekliği için, yükseklikleri sol kıyıda 12,3 m, sağ kıyıda ise 12,2 m olarak belirlenen iki rampanın meyilleri esas alındıRampanın meyli kıyı bölgesinde bittiğinden dolayı, köprünün nehri düz bir seviyede geçtiği biliniyorEski köprünün yüksekliği, kalıntıları üzerine yapılan Selçuklu eserinden yakl 4,1 m daha yüksekti Yatay orta kısmındaki 6 kemerin dışında, köprünün rampa alanında sel tahliyesi için biri solda (5,11 m genişliğinde), ikisi sağda olmak üzere üç tane küçük kemeri vardır Eurymedon nehri, normal su düzeyinde nehrin ortasındaki üç ana kemerin altından akardı Bu üç kemerin sağ ve solundaki ayaklarında, suyun temelleri eşmemesi için iki taraflı sivrilmeleri bulunan kıyı duvarları bulunuyordu Arkeolojik bulgulara göre, bu kıyı duvarlarının uzunlukları, akıntıya karşı yönde 8,15 m olup aktıntı yönünde 4,7 m ile daha kısaydı İlave koruyucu bir önlem olarak köprünün her iki tarafında sivri dalgakıranlar kurulmuştu, ancak bunların bazı sütunlarda sadece tek taraflı oldukları göründü Üç ana kemerin açıklıkları köprü kalıntılarından hareketle orta kemer için 23,52 m ve her iki yanındaki tonozlu kemerler için 14,95 m olarak saptanabildi Orta kemerin sağ ve solundaki iki sütun genişlikleri 9,60 m idi Sağ taraftaki köprü rampasının açıkta kalan gövdesi, Anadolu'daki bazı Roma dönemi köprülerinde görülen içi oyuk yapıları ifşa etmektedir Köprüde bulunan ankraş demirleri, antik dönem köprü mimarisinin ne kadar gelişmiş olduğunun bir göstergesidir Bu ankrajlar, kanca ve halkalarla birbirlerine tutturulan, 1,5 m uzunluğunda demir çubuklarıdır Bu çubuklar köprü temelinin alt kesme taşları seviyesinde sağlamlaştırılması için kullanıldı Köprü gövdesi Roma Çimentosundan (Opus Caementitium) yapılmıştı Bu yapı malzemesi en az bir Selçuklu eseri sütunda da kullanılmıştır Tarihleme Roma köprüsünün tarihlemesi, yapı malzemesinin bir kısmının alındığı, Aspendos'a kadar uzayan, yakınlardaki Roma dönemi viyadükleri ile bağlantılı olarak yapılmalıdırBu bağlamda, sadece köprünün dış katmanında, duvarlarda Aspendos viyadüğü su hattından alınan 250 tane delikli taş devşirilerek kullanıldıSu hattı belgelerle sabit olduğu üzere ms 4 yüzyıla kadar kullanıldığında göre, Eurymedon nehrinin üzerine kurulmuş olan bu yapının bu dönemden daha önce yapılmış olması mümkün değildir Ancak söz konusu antik köprünün yerinde daha önce de bir Roma köprüsünün bulunmuş olması olasılığı da vardır[1] Eski yapının Aspendos viyadüğü ile birlikte, ms 363 yılında meydana gelmiş olan bir depremde tahrip olmuş olması düşünülebilir Bu teori, artık kullanılamaz hale gelmiş olan delikli boru taşlarının köprünün yeniden imarında kullanılmış olmasını açıklar Selçuklu Eseri Güzergah Yine bir depremde tahrip olduğu düşünülen Geç Roma dönemi köprünün kalıntıları üzerinde Selçuklu döneminde, Sultan Alaeddin Keykubad (1219–1237) tarafından yapıldığı sanılan, yeni bir köprü inşa edildiBu köprünün yapımında, mümkün olduğunda eski köprünün arta kalan parçalarından yararlanıldı Nehrin akıntısının gücüyle kaymış olduğu sanılan bazı parçaların da kullanılması nedeniyle, bugünkü köprü nehrin ortasındaki merkez sütunu hizasında belirgin bir sapma gösterirBu zigzag güzergah ve sivri kemerleri nedeniyle bu köprü Roma yapısından çok farklı bir görünüme sahip olmaktadır Ebatlar Selçuklu eseri köprü, antik dönemdeki yapıdan farklı olarak çok daha küçük boyutlara sahiptir Buysa antik yapı kalıntılarının kullanılabiliyor olması avantajını beraberinde getirdi Örneğin köprü genişliğinin yarı oranında daraltılması sonucu sadece yarım kalan köprü temelleri yeni yapıya dahil edilebildiYükseklik açısından ortaçağ eserinin kemerleri 4,1 m oranında daha alçaktır Köprünün uzunluğu, yeni köprü rampası önceki yapının henüz yatay düzleme geçtiği bir yerde başlayacağı şekilde kısaltıldı Yapıda kullanılan malzemeler Devşirilen delikli taşlar Köprü yapımında kullanılan başlıca malzeme kesme taşlardır Daha önce, Aspendos viyadüğünden alınarak geç antik dönemi yapısında kullanılan delikli taşlar da bu sefer Selçuklu eseri köprünün rampa kısmında yeniden kullanıldı Bu şekilde, bu devşirme malzemenin üçüncü kez kullanılması söz konusudur Yıkılmayla karşı karşıya olan yol kenarı duvarları 1990'lı yılların sonunda restore edildiğinde, Rum ve Arap dillerinde yazılmış eski kitabeler içeren taşlar da kullanıldı |
|