Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
sultanlar

Sultanlar

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultanlar



Osmanlı Sultanları - Osmanlı Sultanlarının Yetiştirilmesi - Osmanlı Sultanlarının Düğünleri


Sultan tabiri Osmanlı Padişahları' nın erkek evlatlarına, kızlarına, padişah validelerine hatta ailelerine kadar teşmil edilmiştir Bu ünvanın Padişahların erkek çocuklarında ismin evveline kızların da ise ismin sonuna gelmesi adet olmuştu Sultan Selim, Sultan Ahmed, Ayşe Sultan, Fatma Sultan vs gibi Sultan tabiri yanlız olarak kullanılırsa padişahın kıs çocukları kastedilmiş olurdu Sultanların kız çocuklarına ise Hanım Sultan denir


Sultan doğar doğmaz ilk olarak Darüssaade Ağasına haber verilirdi Ağa, oda lalası vasıtasıyla silahtar ağaya müjdeli haberi gönderir o da padişahın bir kız çocuğu olduğunu sarayda ilan ederdi Bu haber üzerine enderunda bulunan her oda doğum şerefine üç kurban keserek sultanın doğumunu kutlardı Bu arada sarayın deniz kıyısında bulunan toplar günde beş defa tekrarlanmak üzere üçer kez atış yaparlar böylece doğum halka ve devlet ricaline duyurulurdu

Doğum haberini alan Sadrazam ertesi gün divan azalarıyla saraya gelerek padişahı tebrik ederdi Ziyafete gelenlere türlü maddelerden yapılan nefis şerbetler altın, gümüş ve billur kaplar da ikram olunurdu


Beşik Alayı

Sultanların doğumlarında bir takım merasimler tertip olunurdu Bunlardan ikisi Valida Sultan ile Sadrazamın göndermiş oldukları beşik, yorgan ve sırmalı örtü münasebetiyle yapılan beşik alaylarıdır

Çocuk doğunca padişah validesinin evvelce hazırlatmış olduğu beşik, sırmalı püşide denilen örtüsü ve yorganıyla merasim ve alayla Eskisaray' dan Yenisaray' a nakl olunurdu


Törene katılacak ağalara birgün öncesinden kethüda bey ve darüssaade ağası yazıcısı tarafından davetiyeler gönderilir, belirli saat de Eskisaray' da bulunmaları bildirilirdi

Ertesi gün davetliler hazır olduklarında Teşrifatçı, törenin başlaması için işaretini verirdi Bunun üzerine Valide Sultanın başağası beşiği, yorganı ve örtüyü Eskisaray' dan çıkararak Valide Sultan kathüdasına teslim ederdi Kethüda Bey de beşiği, Valide Sultan' ın kahvecibaşısına, yorganı ikinci kahveciye, beşik örtüsünü de üçüncü kahveciye teslim ederdi

Kahvecibaşılar kendilerine teslim edilen eşyaları sayıyla alırlar ve başlarının üzerlerine koyarlardı Bundan sonra harekete geçen alay Beyazıd, Divanyolu ve Ayasofya önünden geçerek Bab- ı Hümayun önüne gelirdi Çevredeki kalabalık alayı alkışlarla uğurlarken çocuğa ve babasına da uzun ömürlü olmaları için dua ederlerdi


Orta kapıya kadar atlar üzerinde ilerleyen ağalar, burada attlarından inerek iki sıra halinde dizilerek haremin araba kapısı önüne kadar gelirlerdi Burada kahvecibaşılar beşiği, yorganı ve beşik örtüsünü kapı önünde beklemekte olan Valide Sultan başağasına o da saygıyla alarak darüssaade ağasına teslim ederdi Darüssaade ağası devraldığı eşyaları harem ağaları ile birlikte içeri götürerek, bu işle görevli kadınlara teslim ederdi Daha sonra, törene katılan ağalara ve görevlilere rütbelerine göre padişah adına ihsanlarda bulunurdu

Doğumun altıncı gününde ise Sadrazamın beşik alayı töreni düzenlenirdi Bu alay Valide sultanınkinden daha göz kamaştırıcı ve daha kalabalık olurdu Bu sırada devlet erkanının aileleri de çocuğu görmek üzere davet olunurlardı

Sadrazam, sultan doğar doğmaz bir beşik, bir yorgan ve bir de beşik örtüsü yaptırır, hepsi de inciler, elmaslar, tırtıllar ve zümrütlerle donanırdı Doğumun beşinci günü törene katılacaklara davetiyeler gönderilir, belirli bir saat de Paşakapısında bulunmaları istenirdi


Ertesi gün belirlenen saat de Paşakapısı önünde, sadrazamın hazırlanan eşyaları Kethüda beye vermesiyle tören başlardı Kethüda bey de beşiği baş, yorganı ikinci çuhadara beşik örtüsünü ise mehter başıya verirdi Bunların eşyaları saygıyla alıp başiları üzerine koymasından sonra mehter takımının çaldığı marşlar ve ilahilerle alay harekete geçerdi

Başlara giyilen renkli kavuklar, sırtlardaki renkli kürkler ve kaftanlar, ayaklardaki sarı ve kırmızı çizmelerve yemeniler beşik alayını yürüyen bir çiçek bahçesi haline getirirdi Yine binbir emek sarf edilerek hazırlanan çiçek bahçeleri ve şeker kutuları nu renkli sahneyi daha da canlı ve muhteşem bir hale koyardı Mehterhanenin muazzam ritmi de insanları ayrı bir vecde getirirdi Alaya katılan ağaların heybetli görünüşleri, ağır başlı yürüyüşleri insana Niğbolu, Kosova, Varna ve Mohaç'tan hatıralar ve manzaralar yaşatır gibi olurdu

Valide beşik alayında olduğu gibi Divan yolundan geçilerek Bab-ı Hümayundan içeri girilir ve araba kapısı önünde alay sona ererdi Daeüssaade ağası tarafından teslim alınan beşik takımı doğruca padişaha götürülür ve gösterilirdi Padişah beşik takını gördüktan sonra hareme yollardı


Lohusanın yattığı oda Valida Sultan, Sultanlar, kadınefendiler, ikballer ve davetli kadınlarla dolup boşalırdı Valide Sultan yanında sultanlar olduğu halde yüksekçe bir divanda otururdu Misafirler ise peykelere yerleştirilmiş minderler ve yastıklar üzerinde dinlenirlerdi Sadrazamın gönderdiği beşik takımının gelmesiyle hep birden ayağa kalkarlardı

Beşik takımı odanın ortasına gelince Valide Sultan üzerine bir avuç altın atar onu diğerleri takp ederlerdi Orada bulunan ebe, dualar okuyarak çocuğu yeni gelen beşiğe koyar ve üç defa sallardı Sonra çocuğu beşikten çıkararak kucağa alırdı O zaman davetli kadınlar, getirmiş oldukları değerli taşlarır ve kumaşları beşiğin üzerine koyarlardı Bunların hepsi eb enin olurdu

Davetli kadınlar haremde üç gün misafir edilirler, cariyelerin de katılmasıyla çeşitli eğlenceler tertiplenir, hoşça vakitler geçirilirdi Ayrıca davetlilere padişah tarafından hediyeler gönderilmesi de usuldendi


Sultanların Yetişmesi


Sultanların doğumu ile birlikte bir daire ayrılır emrine dadı, sütnine, kalfa ve cariyeler verilirdi Eğitimiyle annesi, dadısı ve kalfası uğraşırdı Yürümeye başladıktan itibaren bahçelere çıkar küçük cariyelerle veya aynı yaşdaki çocuklarla dadısının nezaretinde oyunlar oynardı Sultanlar, dadısız ve kalfasız dışarı hiç çıkamazlardı


Sultanlar beş veya altı yaşına girdiklerinde irade-i seniyye ile derse başlarlar ve kendileri için tayin edilen hocalardan ders alırlardı Bed-i besmele denilen ilk derse törenle başlanır ve padişah da hazır bulunurdu Bazen dersler şehzadeler dairesinde okunurdu Okumada ilk üzerinde durulan konu, padişahın çocuklarının Kuran-ı kerimi doğru okumalarını temin etmekti onların Kur'an-ı kerimi tecvide uygun okumaları ve bitirmeleri kendileri ve babaları için büyük bir mutluluğa sebep olurdu Bu vesile ile bir de hatim töreni tertip ediliyor sultanlara ve hocalarına hediyeler veriliyordu Sultanlar Kur'an-ı kerimden başka Türkçe, Matematik, Tarih, Coğrafya, Arapça ve Farsça dersleri de alırlardı

Sultanların günümüze kadar ulaşan mektuplarından son derece düzgün ve edebi ifadeler kullandıklarını, kelime, cümle ve gramerhatalarının yok denecek kadar az olduklarını görmekteyiz

Sultanlar erkeklerden kaçma çağına geldikelrinde başlarına yaşma örterler ve dışarıya çıktıklarında uygun elbiseler giyerlerdi


Düğünleri


İlk Osmanlı padişahları kızlarını, genellikle Anadolu beyleri veya onların oğullarına verdikleri gibi kendi maiyetlerinde ki beylere de verirlerdi Nitekim 1 Murad' ın kızı Melek Hatub, Karamanoğlu Alaaddin Bey' le ; Çelebi Mehmed' in kızı Selçuk Hatun Candaroğlu Kasım Bey' le; Fatih' in kızı Gevherhan Sultan Akkoyunlu Uzun Hasan' ın oğlu Uğurlu Mehmed Bey' le; II Bayezid' in kızı Aynışah Sultan ise Uğurlu Mehmed' in oğlu Göde Ahmed Bey' le evlenmişlerdir

Ancak osmanlılar Anadolu birliğini temin edince etrafta kızlarını verecek hanedan kalmadığından, sultanları vezirler, kaptan paşalar ve büyük devlet adamlarıyla evlendirmeye başladılar


Padişahların kızlarını Anadolu beylerine vermesi gibi kendi devlet adamlarıyla da evlendirmeleri, duygusal yönden ziyade siyasi idi Zira sultanları alanların çoğu enderun mektebinden yetişen devşirme devlet adamlarıdır Bunlar padişaha baba gözüyle bakarlardı Bir de padişahın kızıyla evlenince hanedanın üyeleri arasına girerek nüfuzlarını da arttırırlardı bazı yabancı yazarların, padişahların kızlarını korktuğu veya zenginliğini çekemediği paşalarla evlendirdiği iddiası, tamamen uydurma ve hayal mahsülüdür

Padişah kızını evlendirmek isteyince sadrazama bir hatt-ı humayun yazar ve damad olacak şahsın nişan takımlarını yollamasını emrederdi Uygun görülen adayın, fermanı alır almaz eğer evli ise, sultanlara hürmeten hanımını boşaması adet haline gelmiştir Ayrıca II Mahmud zamanına kadar sultanların rızası formalite icabı alınıyordu Ancak II Mahmud' dan itibaren durumun değiştiği ve en azından fotoğraflarla birbirini önceden tanıdıkları görülmektedir

Sultanların nikahları bazan Yeni Sarayda ve bazan da paşa kapısında kıyılırdı Sultanın vekili darüssaade ağası idi Damat paşaya da münasi görülen bir vezir vekil olurdu Nikahı şeyhülislam kıyar ve mihr-i muaccel ve mihr-i müeccel sultanın derecesiyle mutenasip olurdu Onaltıncı asır sonlarına kadar nikah yüzbin altın üzerinden kıyılırdı


Sultan nikahından sonra hükümdar namınamerasimde bulunanlara kürk ve hil'atler giydirilirdi Damat da hil'at giyerdi Sultanların düğünleri babalarının sağ olup olmadıklarına veya padişahın sevdiği bir kız kardeşi veya yeğeni olup olmayışına göre olurdu Tabii babaları sağ olan sultanların düğünleri fevkalede mükellef yapılırdı Damat, böyle bir düğünde pek çok masraf eder, saraya gönderdiği her çeşit mücevherli (yüzük, küpe, bilezik, incili tuvalet aynası ve yine incili gelin duvağı ve hamam nalını gibi) nişan hediyesinden başlayarak bütün düğün masraflarını görürdü Düğün müddeti muayyen olmayıp onbeş yirmi gün süren düğünler de vardı


Gelin olan sultanın alayı ya kendisinin bulunduğu Eski Saraydan veyahut Yeni Saraydan itibaren tertip edilirdi Sultan, Osmanlı hanedanına mahsus kırmızı atlas cibinlik içinde olarak araba ile naklolunurdu

Gelin alayında sadrazam, vezirler, devlet erkanı ile düğün münasebetiyle sultanlara mahsus yaptırılan ve Nahl denilen balmumdan yapılmış düğün tezyinatı, alayın önünde giderdi

Sultanın çeyizi, kocasının konağına gitmeden evvel sarayda teşhir edilirdi Sadrazam ve diğer devlet adamları oraya kendi düğün hesiyelerini de gönderirler, sonra bu çeyiz alayla damadın konağına götürülürdü

Sultan, kocasının konağına geldiği zaman orada zevci ile Kızlar ağası tarafından karşılanır ve koltuklarına girilerek harem dairesinin kapısına götürülürdü Damadın konağında kadın ve erkeklere ayrı ayrı ziyafetler çekilir ve yatsı namazından sonra davetliler konaktan ayrılırdı Damat Paşa davetlilerin her birine derecelerine göre birer hediye verirdi


Yine bu sırada darüssaade ağası padişah namına damada bir samur kürk giydirir ve paşayı sultana takdim ettikten sonra çekilirdi Bundan sonra yenge kadın paşayı odaya sokar, damat paşa odanın bir köşesinde namaz kıldıktan sonra zevcesinin eteğini öper ve sultanın oturması için müsaadesine kadar ayakta dururdu

Şayet damadın memuriyeti hariçte ise düğün için İstanbul' a çağırılır, konak döşer, sultanla evlenir ve sonra vazife ile İstanbul' da kalmazsa yine memuriyeti başına dönerdi Sultan İstanbul' da kocasının konağında kalırdı

Geçimleri

Sultanların maiyyetlerinde padişahın emriyle tayin edilen kethüdaları vardı Bütün işleri, alış veriş vesaireleri hep bu kethüdaları vasıtasıyla görülürdü Dul olan sultanların vazife ve aidatları matbah-ı amire ile şehremini tarafından verilmek kanundu


Sultanların hash veya paşmaklık ismi verilen dirlikleri vardı Bunların bazılarına herhangi bir mukataanın varidatından maaş ve bir kısmına iltizam suretiyle mukataalarda verilmişti Bu isimler altındaki dirlikler bir mahallin varidatının bunlara tahsisi demekti Malikane suretiylemukataa, kaydı hayat şartıyla verilen dirlikti Sultanları bu gelirlerini idare ve tahsil için voyvoda denilen memurlar vardı Sultanlara bazan hazineden maaş da verilirdi Sultan III Mustafa Laleli Camisinin vakfiyesini tertip ettirirken bu vakfından oğullarına bin beşeryüz kızlarına bin ve kadınlarına beşer yüz kuruş tahsis eylemişti



alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.