Canakkale Savasinin Cocuk Kahramanlari |
07-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Canakkale Savasinin Cocuk KahramanlariOnların futbol topları yoktuHele sizin gibi topları hiç olmadıÇaputları birbirine dolayıp bezden bir top yapmışlardı belkiOnunla da kimbilir kaç kez oynama fırsatı bulmuşlardı? Sizce en büyük eğlenceleri neydi? Gökyüzünde salınan bir uçurtmaları olmuşmuydu? Gece yattıklarımda neyin hayali ile uyumuşlardı? Hayal kurmak için hiç fırsatları olmuşmuydu acaba? Bugünkü rahatlığımızı borçlu olduğumuz onlar: babaları cephede olduğu için birşeyler istemek şansına sahip değillerdiVe birgün hepsinin üstüne görev düştü: "VATAN İÇİN ÖLMEK" Tereddüt etmeden gittiler Öyle güzel, öyle güzeldi ki gittikler yerler Gittiler ve bir daha geri dönmediler İvrindi nin Mallıca köyünden 104 yaşında vefat eden Azman Dede Çanakkale savaşına katılmış gazilerimizdendi Gençliğinde iki metreyi aşkın boyu,dev görünümüyle insan azmanı sayılmış herkes ona azman demeye başlamış,soyadı kanunu çıkınca da Azman soyadını almıştı Esas ismi adeta unutulmuştuYıllar önce bir yerel araştırma sırasında Mallıca köyü kahvesinde kendisiyle görüştüm Kulakları ağır işitiyordu Köylülerden biri yardımcı olduBenim sorduklarımı kulağına bağıra bağıra söyledi Onun sesine alışkın olduğundan anladı Sordukları mı cevapladı Söz Çanakkale`ye geldiğinde o koca ihtiyar sarsıla sarsıla, hıçkırıklar içinde ağlamaya başladı Kendi zor duyduğu için kan çanağına dönen gözleriyle bize de duyurmak için bağıra bağıra anlatmaya başladı : -"Bir hücum sırasında bölük erimişti Yüzbaşı telefonla takviye istedi Gece yarısı siperleri takviye için istediğimiz askerler geldi Hepsi askere alınmış gencecik insanlardı Ama içlerinde daha çocuk denecek yaşta üç-dört asker vardı ki hemen dikkatimizi çekti Bölüğü düzene soktumYüzbaşı gelenlerle tek tek ilgileniyor, karanlıkta el yordamıyla üstlerini başlarını düzeltiyor, sabah yapılacak olan süngü hücumuna hazırlıyordu Sıra o çocuklara geldiğinde, o cıvıl cıvıl şarkı söyleyerek gelen çocuklar birden çakı gibi oldular Yüzbaşı sordu; "Yavrum siz kimsiniz?",içlerinden biri; "Galatasaray Mektebi Sultanisi talebeleriyiz Vatan için ölmeye geldik!" diye cevap verdi Gönlüm akıverdi o çocuklara Bu savaş için çok küçüktüler Daha süngü tutmasını bile bilmiyorlardı Onlarla ilgilendim "Mermi böyle basılır Tüfek şöyle tutulur Süngü böyle takılır Düşmana şöyle saldırılır!" diye Onları karşıma alıp bir bir gösterdim Siperlerin arkasında ay ışığında sabaha kadar talim yaptıkGün ışımadan biraz dinlensinler diye siperlere girdik Ortalık hafif aydınlanır gibi olunca hep yaptıkları gibi düşman gemileri gelip siperlerimizi bombalamaya başladılar Yer gök top sesleriyle inliyorduHer mermi düştüğünde minare gibi alevler yükseliyor birgün önce ölenlerin kol, bacak, el, ayak gibi parçaları havaya kalkan toprakla siperlere düşüyordu Mermiler üzerimizden ıslık çalarak geçiyordu Siperler toz duman içinde kalmıştı Bir ara yüzbaşı "Azman yandık!" diye siperin köşesini işaret etti O şarkı söyleyerek sipere gelen, sanki çiçek toplarmış gibi neşeli olan o çocuklar siperin bir köşesinde sanki bir yumak gibi birbirine sarılmış tirtir titriyorlardı Çocuklar harbin gerçeği ile ilk defa karşılaşıyorlardıÜrkmüşlerdi Yüzbaşı yandık demekte haklıydı Muharebede bir ürküntü panik meydana getirebilirdi Tam onlara doğru yaklaşırken içlerinden biri avaz avaz bir marş söylemeye başladı! Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı Al sancağı teslim etti Allah a ısmarladı Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana -baktım hemen biraz sonra ona bir arkadaşı daha katıldı Biraz sonra biri daha Marş bitiyor yeniden başlıyorlar Bitiyor bir daha söylüyorlarAvaz avaz! Gözleri çakmak çakmak Hücum anı geldiğinde hepsi süngü takmış, tüfeklerine sımsıkı sarılmış, gözleri yuvalarından fırlamış dişler kenetlenmiş bekliyorlardı O an geldi Birden yüzbaşı "Hücum!"diye bağırdı Bütün bölük, bütün tabur, bütün alay cephenin her yerinden fırladık İşte tam o anda, tam o anda, o çocuklar kurulmuş gibi siperlerden fırlayıverdilerİşte o an Tam o an bir makineli yavruları biçiverdi Hepsi sipere geri düştüler Kucağıma dökülüverdilerOnların o gül gibi yüzleri gözümün önünden gitmiyor Hiç gitmiyor! İşte ben ona ağlıyorum, o çocuklara ağlıyorum!"Azman dede ağlıyordu Ben ağlıyordum Kahvede kim varsa ağlıyorduKahveci gözyaşları içinde bize çay getirdi Eğildi;"Azman dede hep ağlar Niye ağladığını bugün ilk defa anlattı " dedi |
|