Karmanın İşleyişi |
07-22-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Karmanın İşleyişiKarmanın işleyişini (olumlu ve olumsuz ) idare eden ya da kontrol eden hiçbir doğaüstü ya da dışsal varlık yoktur Bilinçdışı bir şekilde bunların tohumlarını kendimiz üretiriz; uygun bir zaman geldiğinde de bunlar çimlenir ve kendi meyvelerini verirler Gizemli bir fizik üstü melek, deva ya da tanrı, bir kukla oynatıcısının elindeki figürlerin tellerini çekmesi gibi, şahsen karmaya müdahale etmez ve karmayı idare etmez; karma, bir geri dönüş getiren, bir baskıyı kaydeden her tepkinin, kendi momentiyle ortaya çıkmasına izin veren evrenin dengesinin bir parçasıdır Karmanın işleyişi, karmaşık sonuçlardan karmaşık sebeplere doğru geriye dönük olarak izlenir En sonunda, bazen de oldukça önce, karma size ulaşıyorsa, bu tamamen acı verici değildir; bu terimin içinizi, kötü bir şeyin olacağına dair bir önseziyle doldurması gerekmez Çünkü düşünmüş ve yapmış olduğunuz iyi bir şey, iyi bir geri dönüş de getirir Bazı dönemlerde sıkıntıları ya da bazı zamanlarda uyuşmazlıkları olmayan hiçbir insan yoktur Sıkıntılar, insan özgürlüğünü çevreleyen alın yazısının unsurlarından ortaya çıkar, uyuşmazlıklar ise insan ilişkilerini çevreleyen egoizmin unsurlarından Karmik işlemler ve etkileri hakkındaki bilgisizliğiyle ego, kendi karşıtlıklarının ve kendi sıkıntılarının birçoğuna neden olur Geleceği, büyük amaçlarımızla davet ederiz Düşünüş biçimimiz, hislerimiz ve yaptıklarımızın sonuçlarını yaşarız Doğanın kayırıcılığı yoktur, bize hak ettiklerimizi verir Karma aslında kişinin kendi yaptıklarıyla perçinlenmesine karşın, aynı zamanda, o kişinin uzun süredir düşündüğü ve güçlü bir şekilde hissettiği şeylerden de oluşur Karma işlemeye başladığında, ister iyi ister kötü olsun, başkalarının size verdiği karakterin belgeleriyle değil, kalbinizde hissettiğiniz güdüler, zihninizdeki tutumlar ve ellerinizle yapılan eylemler esas alınacaktır Olaylar ve ortamlar, kısmen ne olduğunuz ve ne yaptığınıza (bireysel karma), kısmen ihtiyaç duyduğunuz ve aradığınız şeye (gelişim), kısmen de bir üyesi olduğunuz toplum, ırk ya da ulusun ne olduğu, ne yaptığı, neye ihtiyaç duyduğu ve neyi aradığına (kolektif karma) göre size çekilir Karma, kendini rastlantı gibi görünebilecek olaylar yoluyla ifade eder Ancak bunlar, sadece yüzeyde böyledir Olaylar kendi doğasına göre davranır Dünya fikri bu eylemleri gizli bir şekilde kaydeder ve uygun sonuçlarını geri yansıtır Bu, olaylar için geçerli olduğu gibi, kişiler için de geçerlidir Her birimiz, evrene bir notayla sesleniriz, evren de bize aynı titreşimde karşılık verir Karma size, büyük ölçüde kendinize yapmış olduğunuz şeyi verir; tercih ettiğiniz şeyi vermez: Ama bu ikisinin bazen çakışması da oldukça mümkündür Kısmen kendi sıkıntılarınızın yazarı iseniz, zihinsel güçle iyi talihinizi de kendinize çekiyorsunuzdur Alın yazınız -payınıza düşen kader parçası- sizin belli bir işi, belirli bir görevi başarmanızı istiyorsa, bu durumda size belirlenen zamanda -tenha bir inzivada ne kadar vakit geçirirseniz geçirin- sizi inzivadan halkın arasına yeniden sürükleyecek olan içsel bir dayanılmaz istek sağlayacaktır Bu iş, geçen tüm önceki yıllar süresince sizin arzunuzdan uzaklaşmış ve bilinçli zihninizden gizli tutulmuş olsa bile, bu beklenmedik içsel kuvvete, alın yazısının kendini bu şekilde gösteren sesinden başka bir şey olmayan bu zorlayıcı emre yine de uymak zorunda olacaksınız Evet, paradoksal olarak kişi kendi kaderini kendi benliğinde taşır Karmanın bunun sebebini savunacak bir avukat göndermesine gerek yoktur Yaşamınızda kendi reenkarnasyonlarınızın geçmişinden gelen kuvvetler ortaya çıkar ve sizi belli karar, eylem ve tutumlara doğru iter Ouspensky'nin ebedi ve ezeli yinelenme kuramı hem doğru hem yanlıştır Kendimizi ve koşullarımızı tekrar ederiz, ama hep farklı bir düzeyde Bu bir daire değil, spiraldir Yaşamdaki bir dönem ya da bir olay önceki birine karşılık gelir, ama onunla özdeş değildir Gelecek, geçmişle benzeşir ama onun bir kopyası olmaz Bu spiral size aynı benlik ya da aynı işi aynı şekilde geri getirmez: Farklı bir düzeyde ona karşılık geleni size getirir Görünüşteki sefaletlerimiz içsel başarısızlıklarımızın sembolleri ve işaretleridir Çünkü otomatik olarak yaratılmış her acı ve otomatik olarak kabul edilmiş her kötülük, kaçınılabilir bir şeydir Olayların sizi ne kadar incitebileceği tamamen olmasa da, büyük ölçüde size bağlıdır Egoizminizi ezecek güce ve sebep-sonuç dizilerine sızacak bir içgörüye sahip olsaydınız, görünüşteki sıkıntılarınızın yarısının, içsel karakterin zayıflığı ve eksiklerinden türediğini keşfedebilirdiniz İçsel karakterinizin zayıf niteliklerini her gösterdiğinizde, dışsal olaylara da, bunların yansımalarını davet etmiş olursunuz Öfkeniz, kininiz ve içerlemeniz, yeterince güçlü ve yeterince sürekliyse, bunu er geç sıkıntı, düşmanlık, anlaşmazlık, kayıp ve hayal kırıklıkları izleyecektir Şanslı ya da şanssız ev numarası yoktur Belli bir evde bir dizi talihsizlik yaşamışsanız bu evin numarasından değil, sizin karmanızdan kaynaklanan bir kusurdur Kötü karmanızın, bu dönem süresince vadesi gelmiştir ve tamamen farklı bir numarası olan, tümüyle farklı bir evde oturuyor olsaydınız bile üzüntü veren deneyimler yaşayabilirdiniz Bu durumda karma, eninde sonunda, daha iyi için, karakterden ortaya çıkar, bu nedenle de eninde sonunda karmanız bir ölçüde değişir Öyleyse bir zamanlar üzüntü yaşadığınız eve geri dönün Bu kez öyle olmayacağını göreceksiniz Şanssız numara diye adlandırılan şey, artık size zarar vermeyecektir Tüm karmık eğilimler aynı anda bilinçte bulunmaz; bazılarının potansiyel halden çıkıp kinetik duruma geçmesi gerekir İnsanlar, ahlak âlemindeki sebep sonuç kuralının, bilimsel âlemdekinden aşağı kalmadığı konusunda uyarılmalıdır Çocukluk döneminden başlayarak bu ilkeyi göz önünde tutacak biçimde eğitilmelidirler Acıya davetiye çıkaran ya da sıkıntıyı üzerine çeken veya engellenmeye yol açan eylemler konusundaki sebepleri oluşturmaktan kendilerini sorumlu hissetmeleri sağlanmalıdır Temel düşünce ve eylemlerimizle, yaşam deneyimlerimiz arasında kaçınılmaz bir denge vardır Bu denge kendini en az beklenen yerde, ahlaki alanda gösterir Yanlış yaptığımız şeyler, yalnızca başkaları için değil, öncelikle kendimiz için üzüntü getirecektir İyi eylemlerimiz, iyi bir talihin geri dönüşünü ortaya çıkarır Bu ince ahlaki sorumluluk yasasının işleyişinden kurtulamayabiliriz Sebep sonuç ilişkisi, altı sonuç olan bir çarkın tepesidir Bu, kolektif olarak doğru olduğu kadar bireysel olarak da doğrudur Bir kişinin, kendi mutluluğunu başkalarının içinde bulunduğu çok kötü bir durumdan kurabileceğini düşünmesine yol açan yanlış ahlaki inanç, yalnızca karmanın gerçekliğiyle ilgili bir bilgiyle bozulabilir Düşünceler yaratıcı olma eğilimindedir ve er geç genel çevrenizde karmik meyve üretir Bu aynı zamanda ahlaki yaşamınız için de doğrudur Burada, düşünceleriniz için karmik olarak etkili olmadan önce kendilerini eyleme dönüştürmeleri her zaman gerekmez Yeterli yoğunluğa sahipler ve yeterli bir süre boyunca devam etmişlerse, er geç dışsal koşullarda bile uygun sonuçları ortaya çıkaracaklardır Bu gerçek bir örnekle daha açık gösterilebilir Sürekli olarak bir kişinin ölmesini istiyorsanız, ama sonuçlarının verdiği korku yüzünden o kişiyi öldürme cesaretiniz yoksa, ölümle ilgili düşünceleriniz bir gün dengelenmiş bir biçimde size geri dönecektir Bu durumda kendiniz şiddet içeren bir ölümün acısını yaşar ya da ölümcül bir kazaya kurban gider veya kinin karakterinizi kemirmesi gibi vücudunuzu kemiren bir hastalığa yakalanırsınız Bu yüzden her ne kadar gerçekten cinayet işleme suçu olmasa da cinayeti düşünmek yüzünden fiziksel bir ceza çekersiniz Benzer nedenler yüzünden, hastalıklı düşünüş alışkanlıkları kendilerini bedenin hastalıklı rahatsızlıkları olarak gösterebilir Doktor böyle bir rahatsızlığın o anki fiziksel sebebini doğru bir şekilde görebilir, ama belki aşırı öfke, hastalıklı bir nefret, çok kuvvetli bir korku, aşırı şehvet ya da alışkanlık halini almış kin olan asıl zihinsel sebebi göremeyebilir Elbette, bir hastalığı olan herkesin geçmişte ya da şimdide olumsuz bir şekilde düşündüğü şeklinde mantığa aykırı bir çıkarıma varmamalıyız Vücudun, her ne kadar ihlallerin pek çoğu genellikle bütünüyle bilgisizlikten meydana gelse bile, ceza görmeden ihlal edilemeyecek kendi sağlık yasaları vardır Bu tamamen olasıdır, çünkü varoluşun tüm temeli zihinsel bir temeldir Karmik süreçteki yaratıcı faktör zihnin kendisidir Sonuç olarak zihinsel bir değişim, bize karşı işleyişi kökten ve uygun bir şekilde değiştirilecekse, gerekli bir değişimdir Yüklüğünde bir acı ya da talihsizlik iskeleti olmayan hangi zengin, gıpta edilen bir aile vardır? İki ya da üç iskeleti olan bazıları olduğunu kim bilmez? Bu karanlık günlerde birçok kişinin fark etmiş olduğu gibi, yaşamın, çok istemiş olduğunuz şeyleri yok edecek uğursuz ellerine uzanan gizemli ve güçlü karmik etkiler içerdiğini fark etmiş olabilirsiniz; bu sizin başarıya ulaşmanıza olanak tanır, sonra da bunu gözlerinizin önünde yok eder; sağlığınızı, belki de size yakın olan ve sevdiğiniz kişilerin yaşamlarını harap eder Kalbiniz sessiz sessiz kan ağlamış olabilir Eylemlerimizin başkalarını incittiğindeki gizli acıdan kendi yüklerimizi yaratırız ve kinle ilgili düşünceler ortaya çıkardığımızda ise sert, mutlak sonuçlar ortaya çıkarmaktayızdır Şehvet, hırs ve öfkenin kuvvetleri, insanlığı bu kadar çok karmik sıkıntı ve sefalete götüren kontrolsüz, serbest ve yönü belirsiz kuvvetlerdir Ateş bir yiyeceği pişirmek için de kullanılabilir, bir insanı yok etmek için de Ateşin kendisi kötü değildir, iyi ya da kötü olan şey, ateşin iyi ya da kötü amaçla kullanılmasıdır; bu da kişinin kalbindeki isteklerin ve geçmiş yaşamlardan getirmiş olduğu eğilimlerin ne olduğuna bağlıdır Bu yüzden aslında kötü güçler, her şeyden önce kendi kötü düşüncelerimizdir Dünya, insanlar zihinlerini rahat bırakır bırakmaz kötülükten kurtulmuş olacaktır Zihin karmanın işleyişiyle gerçekleştirilen bir birimdir Yapılan şeylerin karşılığının nasıl verileceğim açıklamak için ekstra kozmik doğaüstü bir varlığı çağırmaya gerek yoktur Karşılık yasası yalnızca bizi doğru düşünce, duygu ve davranışa zorlayacak bir yasa değildir Daha yüksek bir düzlemde, Yüksek Benlik vardır Burada dünyada ya da bir öte alemde bir yerde, iyilik için hiçbir ödül, kötülük için ise hiçbir ceza olmasa da, yine de, Yüksek Benlik aracılığıyla, en saf niteliğimiz olan şefkati ifade etmek en yüksek mutluluğumuzun bir parçası olabilir Kendi eylemleriniz, sonrasında başka bir kişinin başka eylemlerine yol açacaktır İnsani araçlar başkalarının acı çekmesinde sebep olur ve bunlar onun insani kötü niyetlerinin sebeplerini oluşturur Her iki ifade de doğrudur Bunlar belki aklımıza gelebileceği gibi çelişkili değil, tamamlayıcıdır Alın yazısı, zarar vermek istediğinde doğal olarak ahlakı bozuk bir kişiyi ya da bir an için düşüncelerine kulak asmaksızın duygularını körü körüne takip edebilecek birini veya yıllarca pişmanlık duyacağı bir şeyi bir anda yapabilecek düşüncesizce hareket eden birini arar Böyle bir şey için çok iyi ya da çok akıllı birini arayarak vakit kaybetmez Daha yüksek amaca doğru yönlendirilmemiş bir yaşam, Yüksek Benlik bilincine katılan biri olma konusunda tamamen ilgisiz olan bir zihin; bu başarısızlıklar, insanları hem bedensel kullanımları, hem de ölüm sonrası var oluşları süresince sessizce kınar İhmal suçları, en az eylem suçları kadar karmik açıdan önemlidir Yapmış olmamız gereken ama yapmadığımız şeyler de bir karma oluşturucusu olarak sayılır Kasıtlı eylemsizlik bile, bir karmik sonucun meydana gelmesinden kaçamaz Gizli bir, eylemde bulunmama kararı içerir, bu nedenle de bir eylem biçimidir! Alıntıdır |
|