Çanakkale İçinde |
07-17-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale İçindeAzman Dede Balikesir`de son gomdugumuz Canakkale gazisi Ivrindi'nin Mallica koyunden 104 yasinda Azman Dede idi Gencliginde iki metreyi askin boyu,dev gorunumuyle insan azmani sayilmis herkes ona azman demeye baslamis, soyadi kanunu cikina da Azman soyadini almisti Esas ismi adeta unutulmustu Yillar once bir yerel arastirma sirasinda Mallica koyu kahvesinde kendisiyle gorustum Kulaklari agir isitiyordu Koylulerden biri yardimci oldu Benim sorduklarimi kulagina bagira bagira soyledi Onun sesine aliskin oldugundan anladi Sorduklarimi cevapladi Soz Canakkale`ye geldiginde o koca ihtiyar sarsila sarsila, hickiriklar icinde aglamaya basladi Kendi zor duydugu icin kan canagina donen gozleriyle bize de duyurmak icin bagira bagira anlatmaya basladi: -“Bir hucum sirasinda boluk erimisti Yuzbasi telefonla takviye istedi Gece yarisi siperleri takviye icin istedigimiz askerler geldi Hepsi askere alinmis gencecik insanlardi Ama iclerinde daha cocuk denecek yasta uc-dort asker vardi ki hemen dikkatimizi cekti Bolugu duzene soktum Yuzbasi gelenlerle tek tek ilgileniyor, karanlikta el yordamiyla ustlerini baslarini duzeltiyor, sabah yapilacak olan sungu hucumuna hazirliyordu Sira o cocuklara geldiginde, o civil civil sarki soylerek gelen cocuklar birden caki gibi oldular Yuzbasi sordu; “Yavrum siz kimsiniz?”, iclerinden biri; “Galatasaray Mektebi Sultanisi talebeleriyiz Vatan icin olmeye geldik!” diye cevap verdi Gonlum akiverdi o cocuklara Bu savas icin cok kucuktuler Daha sungu tutmasini bile bilmiyorlardi Onlarla ilgilendim “Mermi boyle basilir Tufek soyle tutulur Sungu boyle takilir Dusmana soyle saldirilir!” diye Onlari karsima alip bir bir gosterdim Siperlerin arkasinda ay isiginda sabaha kadar talim yaptik Gun isimadan biraz dinlensinler diye siperlere girdik Ortalik hafif aydinlanir gibi olunca hep yaptiklari gibi dusman gemileri gelip siperlerimizi bombalamaya basladilar Yer gok top sesleriyle inliyordu Her mermi dustugunde minare gibi alevler yukseliyor birgun once olenlerin kol, bacak, el, ayak gibi parcalari havaya kalkan toprakla siperlere dusuyordu Mermiler uzerimizden islik calarak geciyordu Siperler toz duman icinde kalmisti Bir ara yuzbasi “Azman yandik!” diye siperin kosesini isaret etti O sarki soyleyerek sipere gelen, sanki cicek toplarmis gibi neseli olan o cocuklar siperin bir kosesinde sanki bir yumak gibi birbirine sarilmis tir tir titriyorlardi Cocuklar harbin gercegi ile ilk defa karsilasiyorlardi Urkmuslerdi Yuzbasi yandik demekte hakliydi Muharebede bir urkuntu panik meydana getirebilirdi Tam onlara dogru yaklasirken iclerinden biri avaz avaz bir mars soylemeye basladi! Annem beni yetistirdi bu yerlere yolladi Al sancagi teslim etti Allah'a ismarladi Bos oturma calis dedi hizmet eyle vatana Sutum sana helal olmaz saldirmazsan dusmana Baktim hemen biraz sonra ona bir arkadasi daha katildi Biraz sonra biri daha Mars bitiyor yeniden basliyorlar Bitiyor bir daha soyluyorlar Avaz avaz! Gozleri cakmak cakmak Hucum ani geldiginde hepsi sungu takmis, tufeklerine simsIki sarilmis, gozleri yuvalarindan firlamis, disler kenetlenmis bekliyorlardi O an geldi Birden yuzbasi “Hucum!” diye bagirdi Butun boluk, butun tabur, butun alay cephenin her yerinden firladik Iste tam o anda, tam o anda, o cocuklar kurulmus gibi siperlerden firlayiverdiler Iste o an Tam o an bir makinali yavrulari biciverdi Hepsi sipere geri dustuler Kucagima dokuluverdiler Onlarin o gul gibi yuzleri gozumun onunden gitmiyor Hic gitmiyor! Iste ben ona agliyorum, o cocuklara agliyorum!” Azman dede agliyordu Ben agliyordum Kahvede kim varsa agliyordu Kahveci gozyaslari icinde bize cay getirdi Egildi; “Azman dede hep aglar Niye agladigini bugun ilk defa anlatti” dedi |
|