Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çocukluğu, gençliği, hzmuhammed, savin

Hz.Muhammed (S.A.V.)'İn Çocukluğu Ve Gençliği...

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz.Muhammed (S.A.V.)'İn Çocukluğu Ve Gençliği...



Insanligi hakka ve hakikata sevkedip dünya ve ahiret saadetlerinisaglamak üzere Allah Teâlâ tarafindan gönderilenpeygamberlerin sonuncusu ve alemlerin rahmeti olan Peygamber Efendimiz,genellikle kabul edildigine göre 2I Nisan (12 Rabiulevvel) 571 Pazartesi günüMekke'de dogdu Islâm tarihi kaynaklari, Hz Peygamber'in nesebi ta HzAdem'e kadar siralanan Secere tablolari ile belirlemislerdir Bu kaynaklarda HzPeygamber'in yirminci göbekten atasi olan Adnan'a kadar ittifak edilmis,ancak Adnan'dan sonra verilen isimlerde bazi farkliliklar ortaya çikmistirAma O'nun Hz Ibrahim'in oglu Hz Ismail soyundan oldugunda süphe yokturBuna göre Adnan'a kadar Rasûlullah'in seceresi söylecesiralanir: Muhammed b Abdullah b Abdülmuttalib b Hâsim b Abdümenâfb Kusayy b Kilâb b Mürre b Ka'b b Lüeyy b Gâlib bFihr b Mâlik b En-Nadr b Kinâne b Huzeyme b Müdrike bIlyas b Mudar b Nizâr b Me'add b Adnan

Hz Peygamber'in dogumundan iki ay kadar önce babasi Abdullah, ticarîbir seferden dönüsünde Yesrib (Medine)'de vefat etmisti AnnesiAmine, Kureys Kabilesinin kollarindan Benû Zühre'nin reisi Vehb bAbdümenaf'in kiz idi O siralarda Mekke esrafi, çocuklarini çöldebir süt anneye vererek emzirme âdetine sahip olduklari içinHz Peygamber, kendi annesi Amine tarafindan ancak bir kaç kezemzirilmis, süt anneye verilinceye kadar da amcasi Ebu Leheb'in cariyesi Süveybe,O'na süt annelik yapmisti Daha sonra Mekke'ye komsu çöllerdeyasayan Hevâzin kabilesinin kollarindan Benû Sa'd'a mensup Halîmebint Ebî Züeyb, uzun süre Hz Peygamber'e süt emzirmistirMekke esrafi tarafindan Mekke'nin agir ve sicak havasi çocuklaringelisimine ve sagliklarina zararli görülüyor; ayrica hac münasebetiyleher kesimden insanla temas halinde bulunan Mekke'de arap dili, yabanci tesirleraltinda kalabildiginden, fesahat ve belâgata önem veren Mekkeliler çocuklarinindili ögrendikleri ilk yillarinin Arapçanin saf ve bozulmamissekliyle ve olanca fesahat ve belâgatiyla ari duru konusuldugu badiyelerdegeçmesini gerekli görüyorlardi Bu bakimdan Araplar arasindafasih Arapçalari ile ün yapmis Benû Sa'd kabilesi arasindayaklasik ilk iki buçuk yilini geçiren Hz Peygamber, ileride üstlenecegiilâhî risâlet görevi için hem bedenen, hem deruhen burada hazirlanmis oluyordu Hz Peygamber'in kirk yasindan itibârenyürüttügü Islâm'a davet vazifesi, kabul etmek gerekirki, aslinda mesakkatli, yorucu, bir takim sikintilari olan mukaddes birvazifedir Iste bu yorucu ve mesakkatli görevi lâyikiyla yerinegetirebilmek için saglam ve sihhatli bir bünyeye sahip olmakgerekiyordu Hz Peygamber, böylelikle çocuklugunun ilk yillarindaMekke'nin bogucu sicak ve sitmali havasindan uzaklasmis, suyu ve havasi güzelbâdiyede saglikli bir sekilde gelisme imkânini bulmus oluyordu

Diger taraftan güzel konusmanin kitleler üzerindeki etkisi malumdurIleride muhtelif insan kitlelerine muhâtap olacak bir peygamberin süphesiziyi bir dil bilgisine sahip olmasi ve dili, davasinin ugrunda en iyi sekildekullanmasi gerekiyordu Iste bu yönlerden Hz Peygamber henüz çocuklugundanitibâren davet faâliyeti için hazirlaniyordu Yalniz kendisihenüz o siralarda ileride peygamber olacagi konusunda hiç birbilgiye sahip olmadigindan, bu hazirlanma O'nun bizzat iradesi ile ve bilerekolmayip, Cenâb-i Hakk'in yönlendirmesi, kontrol ve murâkabealtinda tutmasi seklinde cereyan ediyordu Peygamber Efendimizin süt annesiHalime'nin yaninda iken vukû bulan "Gögsünün yarilmasi"(Serhu's-Sadr veya Sakku's-Sadr) olayini da yine davete hazirlik olarakdegerlendirmek gerekir Bu olayda Hz Peygamber'in gögsü, görevliiki melek tarafindan yarilmis, kalbi çikarilarak Seytanin ve nefsintasallut ve saptirmasindan arindirilmis ve Zemzem'le yikanarak tekrar yerinekonulmustur Böylece Hz Peygamber, rûhen davete hazirlanmisoluyordu

Serhu's-sadr olayindan sonra süt anne halime tarafindan Mekke'yegetirilerek öz annesi Amine ve dedesi Abdülmuttalib'e teslim edilenHz Muhammed, alti yasina kadar annesi Amine'nin yaninda kaldi Bu siralardaAmine, Hz Peygamber'i de yanina alarak Medine'deki akrabalarini ziyaretegitmisti Bu vesile ile, alti yil kadar önce Medine'de ölen esininkabrini de ziyaret etmis olacakti Bir ay süren bir misafirlikten sonraMekke'ye dönerken henüz Medine'den pek fazla uzaklasmadan Ebvâdenilen köyde Âmine aniden rahatsizlandi ve vefat etti; oraya dadefnedildi Artik hem yetim, hem de öksüz kalan çocugu buyolculukta kendilerine refakat eden dadi Ümmü Eymen Mekke'ye getiripdedesi Abdülmuttalib'e teslim etti Yasli dede, kalben büyük birmuhabbet besledigi bu yavruyu sevgi ve rahmetle iki yil bagrina basti Abdülmuttalib'intemsil ettigi Hâsimogullarinin Mekke'deki itibâri ile Abdülmuttalib'insahsî özellik, kabiliyet ve ahlâki faziletleri ve özelliklebir zamanlar yeri kaybolan kutsal Zemzem suyunu olgunluk devrelerinden tekrarbulup çikarmis olmasi, onun Mekke'de kendisine son derece saygi duyulan,sözüne itibâr ve itâat edilen bir reis hâlinegelmesini saglamisti

Abdülmuttalib, Kâbe duvarina bitisik olaraksirf kendisine mahsus serilen minderde ve Mekke idare meclisi hüviyetinitasiyan Dâru'n-Nedve'de Mekke halkinin çesitli problemlerini dinlerve çözüm yollari arardi Dedesi Abdülmuttalib'in yanindanhiç ayrilmayan küçük Muhammed, Dâru'n-Nedve'deyapilan idareye ve çesitli problemlere ait müzâkerelerde dededesinin yaninda bulunuyor ve daha o yaslarindan itibaren zulmün hâkimoldugu Mekke toplumunda ortaya çikan problemleri, insanlarin dinî,idârî, iktisadî, ilmî, ictimâî yönlerdennasil bir batakligin içinde bulunduklarini yakindan görüp idrâkediyordu

Hz Peygamber sekiz yasina geldigi zaman Abdülmuttalib seksen ikiyasina erismisti ve yasli bünye, ugradigi hastaliklara tahammüledemeyerek bu dünyadan ayrildi Abdülmuttalib vefatindan öncesevgili torununu ogullari arasinda, Hz Muhammed'in babasi Abdullah'la ana-bababir kardes olan Ebû Talib'e teslim etmisti Artik Hz Muhammed sekizyasindan yirmibes yasina kadar amcasi Ebu Talib'in yaninda kalmistir

Gelecekte peygamber olacagi hakkinda ne kendisinin ne de çevresininkesin bir bilgisi olmadigindan, tâbiîdir ki Hz Peygamber'in budevrelerdeki hayati hakkinda fazla bilgimiz yoktur Ancak sadece Hz Peygamber'idegil, ayni zamanda diger Mekkelileri de ilgilendiren bazi olaylarda HzPeygamber'in aldigi yer ve oynadigi rol, kaynaklarimizda tespit edilmistir Budevreye ait mevcut bilgiler arasinda süphesiz önemli olanlarindanbirisi, Hz Peygamber'in Râhib Bahîrâ ile karsilasmasimeselesidir Hz Peygamber on iki yaslarinda iken amcasi Ebû Tâlibile birlikte Sam'a dogru yol alan ticarî bir kervana katilmis ve kafileSam yakinlarinda Busrâ adli bir mevkide mola verdigi zaman buradakimanastirda bulunan Bahirâ adli râhib, Islâm kaynaklarina göreHz Peygamber'deki özelliklere bakarak O'nun ileride çikmasibeklenilen son peygamber olabilecegi kanâatine varmisti Müstesriklerbu olayi kendi yanli bakis açilari ile ele alarak Islâm'indogusunda Hristiyan rûhiyâtinin etkileri oldugunu, Râhib Bahîrâ'nindinî telkinlerinin tesirinde kalan Hz Muhammed'in bu dinî suurugelistirerek ileride Islâm'i ortaya attigini iddia ederlerse de, Islâmiyet'intemelini olusturan tevhid akidesi ile Hristiyanligin temeli olan teslis *inancinin aslâ bagdasamaz bir karakterde olusu, Islâm'inHristiyanlik'da mevcut teslis düsüncesini sirk olarak kabul etmesi, buiddiânin ne derece asilsiz ve gülünç oldugunun en açikdelillerindendir (genis bilgi için bkz Bahîrâ maddesi)

Hz Peygamber, bu ilk seferin ardindan daha sonraki yillarda diger amcalariile birlikte Mekke disina yapilan bazi ticari seferlere katilmis, muhtelif bölgelerdeyasayan insanlarin farklilik arzeden dinleri, örf ve âdetleri, hal vevaziyetleri hakkinda bilgi sahibi olmustur Peygamber Efendimizin daha sonralariIslâm'i teblig ederken bu bilgilerinden istifade etmesi tabiîolduguna göre cereyan eden bu olaylari da O'nun peygamberlige ilmenhazirlanmasi olarak degerlendirmek gerekir

Cenâb-i Hakk'in kontrol ve murâkabesi, müstakbel peygamberirûhen de davete hazirliyor ve cahiliye döneminin her türlüsirk ve sapikligindan, kötülük ve ahlâksizligindan uzaktutuyordu Mekkelilerin dinî bir âyini ve bayrami olan Büvâne'yeçocukluk yillarinda amca ve halalarinin zorlamalari ile götürülenHz Muhammed, âdet üzere diger akrabalarinin yaptigi sekilde buradahazir bulundurulan bir puta tapmak içiri siraya girdiginde, henüzkendisine sira gelmeden ilâhi bir ikaz ile puta tapmaktan alikonulmus veolayin hasyeti içerisinde Hz Peygamber kisa bir bayginlik geçirmistiBu olaydan sonra artik akrabalari O'na putlara tapmak için her hangi birisrarda bulunmadilar Tabîidir ki Peygamber Efendimiz çocuklukyillarindan itibâren hayati boyunca aslâ hiç bir putatapmadigi gibi, onlar adina kurban kesmemis, putlar adina kesilen hayvanlarinetini yememis, onlar adina yemin etmemis, hatta onlarin adini dahi agzinaalmaktan hoslanmadigini belirtmisti

Geçim sikintisi çeken amcasi Ebû Tâlib'e yardimciolmak için gençlik yillarinda Mekkelilere ücretle çobanlikyapan Hz Muhammed, çobanligi sirasinda Mekke'nin dagdagali, debdebeli,sirkin hâkim oldugu havasindan uzaklasarak tabiatla karsi karsiya gelmis,bu anlarda muhakeme ve idrâk gücü geliserek herseyin yaraticisiolan Cenab-i Allah'in varligi ve birligini, O'na esler kosmanin sapiklikoldugunu iyice kavramis, karsilastigi bir takim sikinti ve mesakkatler O'nu rûhenolgunlastirmisti

Çobanlik yaptigi günlerden birisinde sürüsünübir çoban arkadasina emanet ederek Mekke'de tertiplenen geceeglencelerini seyretmek için kirdan sehire inen Hz Peygamber, eglenceyerine gelip oturur oturmaz Cenâb-i Hakk'in kendisine verdigi bir uykuile, içkilerin içildigi, oyunlarin oynandigi, ahlâksizliklarinyapildigi bu isret âlemini seyretmekten dahi alikonulmustu Bir baskasefer yine böyle bir eglenceyi seyretme arzusu ayni sekilde engellenmis;artik bir daha da Hz Peygamber böyle bir seye tesebbüs etmemis, istekde duymamisti

Hz Peygamber yirmi yaslarinda iken Mekkeliler ile Hevâzin kabilesiarasinda Ficâr Harbi vukû buldu Aslinda savasabilecek bir yasta vegüçte olmasina ragmen Hz Peygamber bu harpte sadece savas alaniningerisine düsen oklari toplayip amcalarina vermekle yetinmisti Böylecegenellikle cephe gerisinde bulunmasina ragmen bu olayin O'nda harp taktik veteknikleri, sevk ve komuta gibi konularda tecrübeler olusturdugu bir gerçektirPeygamberliginden sonra dahi hatirladigi zaman bir üye olarak katilmaktanseref ve iftihar duydugunu açikça belirttigi Hilfü'l-Fudûlise hemen bu savastan sonra gerçeklesmisti Bu vesile ile Hz Peygamber,cemiyet meselelerini yakînen tanimis, câhiliye toplumunda güçlününgüçsüzü nasil ezdigini, güç ve kuvvetkarsisinda zâlimlerin nasil eriyip titredigini örnekleriyle görmüstü

Yirmibes yasinda bizzat kendisinin idare ettigi bir ticaret kervani HzMuhammed'i Hz Hatice ile karsilastirdi ve aralarinda gerçeklesenevlilik, Hz Muhammed'in amcasi Ebû Tâlib'in yanindan ayrilip yenibir aile yuvasi kurmasini sagladi Hz Peygamber'in bu evlilik dolayisiyla HzHatice'den alti çocugu olmustu Bunlardan dördü kiz olupZeyneb, Rukiyye, Ümmü Külsüm ve Fâtima adlarinialmislardi Bunlarin dördü de babalarinin peygamberligine erismislerve O'na iman ederek hicret etmislerdir Ogullari ise Kasim ve Abdullah adinitasiyordu Hz Peygamber'in ilk oglunun adi Kasim oldugu için kendisineEbû'l-Kâsim künyesi verilmisti Bazi kaynaklar bunlardan baskaHz Peygamber'in Tayyib ve Tâhir adinda iki oglu daha oldugunuzikrederken, diger bazi kaynaklar bu son iki ismin Abdullah'in lâkabioldugunu belirtmislerdir Hicretten sonra dogan oglu Ibrahim ise Misirli câriyeMâriye'dendir Hz Peygamber'in bütün erkek çocuklari henüzküçük yaslarda vefat etmislerdi

Hz Hatice ile evliliginden sonra Peygamber Efendimiz ailenin geçiminiticaret yoluyla saglamaya çalismis, bazan ortaklik yoluyla, bazan müstakilolarak ticaret yapmisti Hz Muhammed, bu ticarî muamelelerindeki dürüstlügü,dogru sözlülügü, ahde vefasi, âdil ve âlicenâbdavranislari, herkes hakkinda iyimser davranip elinden gelen iyilik ve yardimiyapmasi, yoksulun, muhtacin elinden tutmasi, yakinlarina ve akrabalarina karsi gösterdigiilgi, ahlâkî olgunluk ve rûhî üstünlükleriile derhal temâyüz etmis, çevrede herkesin güvenip itibarettigi, sayip sevdigi bir kisi hâline gelmisti Bu sebeple Mekkelilerkendisine "el-Emîn = güvenilir kisi" lâkabinivermislerdi

Hz Peygamber'in otuz bes yasinda iken meydana gelen Kâbe tâmiriolayi ve bu olay sirasinda el-Haceru'l-Esved'in* yerine konmasi meselesindeMekke sülâleleri arasinda çikan ve kanli bir çatismayadönüsme temâyülü gösteren anlasmazligi herkesimemnun edecek bir tarzda ve âdil bir sekilde çözmesi, O'naduyulan güveni daha da artirmisti

Allah'in mukaddes evi Kâbe'nin tâmiri dolayisiyla herkesteoldugu gibi Hz Muhammed'de de dinî duygu ve heyecanlar süphesizharekete geçmistir Bu sebeple O'nda bu yillardan itibâren Rabbiile basbasa kalma arzusu görülür Bir de buna toplum içindeislenen haksizliklar, zulümler, ahlâksizliklar, din adina icrâedilen sapiklik ve akilsizliklar eklenecek olursa, Hz Muhammed'in böylesicâhilî bir toplumdan kendisini uzak tutarak yalniz, sessiz, sakinbir magarada bir süre uzlete çekilmesinin sebebi daha iyi anlasilirArtik otuz bes yasindan itibâren Hz Peygamber, belli zamanlarda özellikleRamazan ayi boyunca Mekke'den uzaklasiyor, uzlet yeri olarak kendisine seçtigiHira dagindaki bir magarada günlerini geçirerek Cenâb-iHakk'in varligini, birligini, kudret ve azametini, O'nun gücükarsisinda mahlûkatin aczini ve zayifligini düsünüyor; RabTeâlâ'nin insanlara sonsuz nimetlerini, buna karsi insanoglunun nankörlügünü,onlarin dinî, siyasî, ictimâi, ahlâkî vs yönlerdeniçerisine düstükleri kötü durumlari hatirliyorduIste bu uzlet,günleri Hz Peygamber'i rûhi, ahlâkî birolgunluga götürdügü gibi tefekkür ve istidlâlmelekelerini gelistirerek aklî ve ilmî bir yücelige deeristirdi

Kaynak: Islam tarihi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.