|
|
Konu Araçları |
çabaları, devletinde, devletinin, islahat, osmanlı, sonu, xixyüzyıl |
Xix.Yüzyıl Osmanlı Devleti'nde İslahat Çabaları Ve Osmanlı Devleti'nin Sonu... |
07-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Xix.Yüzyıl Osmanlı Devleti'nde İslahat Çabaları Ve Osmanlı Devleti'nin Sonu...a-Nizam-i Cedit Iyi bir egitim görmüs olan III Selim bu baris döneminden faydalanarak, devlet içinde, özellikle askerî alanda, islahatlar yapmak istiyordu Bu maksatla, Nizâm-i Cedit adi verilen ilk islahat hareketiyle, yeni bir ordu kurdu(1793) Yeniçeri Ocagi'ni kaldiramayacagini bildiginden, öncelikle Nizâm-i Cedid denilen bu orduyu batili tarzda düzenleyip, basarisini kanitlamak gerekliydi Ancak bundan sonra Yeniçeri Ocagi lagvedilebilirdi Fakat kendileri aleyhine ortaya çikan gelismelerden endise duyan Yeniçeriler, bazi devlet adamlarini da yanlarina çekerek yeniliklere karsi çiktilar ve isyan ettiler Üstelik bu arada Napolyon Bonapart, bir orduyla Misir'i isgale baslamisti (1798) Osmanlilar, Rusya, Ingiltere ve Sicilya'nin da menfaatlerine dokunan Fransiz isgaline karsi harekete geçti Ehramlar savasiyla, Misir'i ele geçirip, kuzeye yönelen Bonapart, Akka'da Osmanli savunmasini geçemedi (1799) Kusatmayi kaldiran Napolyon geri dönerken, yerine biraktigi ordu komutanlari da maglûp edildiler Neticede Fransizlar Misir'i terk etmek zorunda kaldi(1801) Fransa'yi barisa zorlayan önemli bir sebeplerden birisi de, Akdeniz'de Rus ve Türk donanmalarinin is birligi yapmalari, Ingiltere'nin Fransiz savas ve ticaret gemilerini taciz etmesiydi Fransa'nin Akdeniz ve Orta Dogu'daki ticarî menfaatlerinin zedelenmesi onlari barisa zorlamaktaydi 1802'de imzalanan anlasmayla Fransa bölgede yine ticaret yapma güvencesi almis ve kapitülâsyon hakkini elde etmistir Bu olayi bahane ederek Akdeniz'e inen Rus donanmasi, Osmanli donanmasiyla birlikte Fransa'nin elindeki bazi adalari ele geçirmis idi Fakat halk, ebedî düsman olarak gördügü Rusya ile is birligi yapilmasina büyük tepki göstermis ve bunun sonunda III Selim'e ve islahatlarina karsi cephe genislemisti Üstelik Napolyon'un, Orta Dogu'da Araplara yönelik propagandasinin da etkisiyle bölgede bazi isyanlar çikmisti Böylece Bulgaristan ve Sirbistan'da çikan isyanlara bir de Suriye'de ve Hicaz'da çikan isyanlar eklenmis oluyordu Vehhabiler ayaklanarak, 1803-1804'te Mekke ve Medine'yi ele geçirmislerdi Osmanlilarin tekrar Fransa ile yakinlasmalari, Ingiliz ve Ruslari harekete geçirmis ve sonunda Rusya Eflak ve Bogdan'i isgal etmisti Bu savas sürerken Nizâm-i Cedit'in Rumeli"ye de kaydirilmasindan memnun olmayan isyancilar Sehzade Mustafa'nin tahrik ve tesvikiyle birleserek Ikinci Edirne Vak'asi denilen büyük bir ayaklanma baslatmislardi (1806) Neticede Istanbul'da patlak veren Kabakçi Mustafa Isyani III Selim'in sonunu hazirladi Saraya giren isyancilar III Selim'i tahttan indirerek yerine IV Mustafa'yi tahta geçirdiler (29 Mayis 1807) Nizâm-i Cedid lagvedildi Fakat IIISelim'e bagli olan Ruscuk bayraktari Mustafa, yenilik taraftarlariyla birleserek, karsi darbede bulundu Amaci III Selim'i yeniden tahta çikarmakti IV Mustafa'nin, sabik padisahi öldürttügünün ögrenilmesi üzerine, kardesi IIMahmut basa geçirildi (28 Temmuz 1808) Alemdar Mustafa Pasa sadareti üslenerek, III Selim'in baslattigi islahatlari devam ettirmeye çalisti Nizâm-i Cedit'i, Sekbân-i Cedit adi ile yeniden canlandirdi Ancak ulemayi ve yeniçerileri memnun edemeyen Alemdar Mustafa Pasa, 1809'da çikan bir isyanda öldü IIMAHMUT VE ISLAHAT HAREKETLERI IIMahmut devri (1808-1839), hem gerçeklestirilen yenilik hareketleri ile hem de etnik ve siyasî isyanlariyla Osmanli Devleti'nin yol ayrimina girdigi bir dönemi ifade eder IIMahmut, öncelikle orduyu bastan asagi düzenlemek ile ise basladi Yeniliklere karsi çikan Yeniçeri Ocagi bir nizamname ile ortadan kaldirildi Vak'a-yi Hayriye olarak adlandirilan bu köklü degisiklikle (15-16 Haziran 1826), yeni bir ordu olusturuldu Ancak yeniçeriler bu düzenlemeye boyun egmeyerek isyan ettiler Sadrazam'in sarayini basan yeniçeriler sadrazamin ve islahatçilarin baslarini istediler Ancak At Meydani'nda toplanan yeniçeriler dagitildi, ocaklari bombalandi Böylece Avrupa tarzinda yeni bir ordunun kurulmasi yönündeki en büyük engel ortadan kaldirilmis oluyordu II Mahmut hükûmet teskilâtinda da degisikliklere giderek kabine ve nezaret (bakanlik) usulünü benimsedi 1836 yilinda Dahiliye ve Hariciye Nazirliklari kuruldu Avrupa devletleri ile ABD ile ticarî anlasmalar yapildi Iktisadî ve adlî sistemde degisikliklere gidildi Avrupa tarzinda egitim veren rüstiyeler, Harbiye ve Tibbiye okullarinin açilmasi vb gibi egitim alaninda da islahatlar gerçeklestirildi Fakat, kimi seklî, kimi öze yönelik bu yenilikler devletin içinde bulundugu zorluklari asmasina yetmedigi gibi, Osmanli cografyasindaki parçalanma IIMahmut döneminde daha da hissedilir hale geldi SIRP VE YUNAN ISYANLARI Fransiz Ihtilâli'nin getirdigi milliyetçi fikirlerle temellendirilen ancak, daha ziyade arkasinda Rusya ve diger Avrupa devletlerinin tesvik ve tahriki olan etnik ve mahallî isyanlar bu dönemde alevlendi IIISelim zamaninda isyan eden Sirplar, 1812 Bükres Antlasmasi ile bazi imtiyazlar almalarina ragmen, yeniden ayaklandilar Yeniçeri Ocaginin kaldirildigi tarihlerde Sirplarla kismî bir anlasmaya varildi Ancak 1830'da bir hatt-i serif ile Sirbistan'in Osmanli hâkimiyetinde bir prenslik olarak varligi kabul edildi Rusya'nin XIX yüzyila girerken Osmanliya karsi sürdürdügü savaslarin altinda Balkanlari ve özellikle Rumlari Osmanli Devleti'nden koparmak yatiyordu Nitekim Odessa'da yeniden örgütlendirilen Etnik-i Eterya adli cemiyetin baskanligina Yunan Isyani sirasinda Çar IAlexsandre'in yaveri Prens Ipsilanti getirilmisti Yapilan plana göre Yunanistan, Yanya ve Tuna civarinda isyanlar çikarilacakti Ipsilanti 1821'de Romanya'ya geçerek Ortodokslari ayaklandirmaya çalisti fakat basarili olamadi Çar, Türklere yenilerek Macaristan'a kaçacak olan Ipsilanti'yi desteklemekten vazgeçti Bu sirada Mora'da da Patras baspiskoposu isyan etmisti (25 Mart 1821) 1822'de Yunanlilar bagimsiz olduklarini ilân ettiler, Mora'da ve adalarda çok sayida Türk'ü katlettiler Rusya ve Avrupa bu isyani gayriresmî yollardan desteklemekteydiler Girit ve Mora valiliginin kendisine verilmesini IIMahmut'a kabul ettiren Mehmet Ali Pasa bu isyani bastirmakla görevlendirildi 1822'de Girit'e, 1824-25'te Mora'ya girildi Bu gelisme karsisinda Rusya, Fransa ve Ingiltere aralarinda anlasarak (1827), Yunanistan'in özerk bir prenslik olarak kabul edilmesi hususunda Osmanlilari sikistirmak istediler Türkler bu olayi iç islerine müdahale olarak kabul edip, teklifi reddetti Bunun üzerine Osmanli ve Misir donanmasi Navarin'de, bir kaza sonucu(!), yok edildi Üç ülkeyle iliskiler kesildi ve 1828'de Rusya, müttefiklerinin destegiyle Osmanli Devleti'ne savas ilân etti Rus ordusu doguda Erzurum'u ele geçirdi Batida ise Edirne isgal edildi Padisah, Prusya, Fransa ve Ingiltere elçilerini araya sokarak, Londra Protokolünü kabul edecegini bildirdi Böylece Edirne Antlasmasi(1829) ve ardindan Londra Konferansi (1830) imzalandi Antlasma ile Prut iki ülke arasinda sinir oluyor, Eflâk, Bogdan ile Sirbistan'in özerkligi kabul ediliyordu Girit'in Osmanlilarda kalmasi sartiyla Yunanistan'in bagimsizligi da tasdik ediliyordu MEHMET ALI PASA iSYANI VE MISIR MESELESI Mora'nin elden çikmasiyla, oglu Ibrahim'in Mora valisi olma ümidini kaybeden Misir Valisi MAli Pasa, IIMahmut'tan, yardimlarina karsilik, Suriye'nin idaresini istedi Bu istegin reddedilmesi üzerine MAli Pasa harekete geçti ve Filistin ile Suriye'ye girdi (1831) Akka ve Sam, oglu Ibrahim tarafindan ele geçirildi Ibrahim Pasa, kisa zamanda Anadolu'ya kadar ilerledi Konya yakinlarindaki savasta Osmanli ordusunu yenilgiye ugratti Her birinin ayri hesabi oldugu büyük devletler, telâslanarak araya girmek istediler Fransa ve Ingiltere'nin anlasamamasi üzerine, Rusya durumdan faydalandi Zor durumdaki IIMahmut, Rus ordusunun ve donanmasinin Istanbul yakinlarina gelmesine müsaade etti Rusya'nin kârli çikmasindan endiselenen Fransa ve Ingiltere, IIMahmut ile anlasma yapmasi için MAli Pasa'ya baski yaptilar Neticede Kütahya Antlasmasi imzalandi (1833) Bu anlasmayla, Mehmet Ali Pasa, Misir ve Girit'ten baska Sam ve oglu Ibrahim de, Cidde valiligi yani sira Adana'yi uhdelerine alacaklardi Rusya, yardimlarina karsilik IIMahmut ile Hünkar Iskelesi Antlasmasi diye bilinen bir anlasma yaparak, Istanbul'daki durumunu kuvvetlendirmeyi basardi (1833) Anlasmaya göre Osmanli Devleti'nin toprak bütünlügünün garantisi ve gereginde Osmanlinin yardimina kosulmasi karsiliginda Rusya, Bogazlarin bütün yabanci savas gemilerine kapatilmasini kabul ettiriyordu IIMahmut, Kütahya anlasmasindan memnun degildi Bu sebeple MAli Pasa'ya karsi yeniden harekete geçti Fakat Osmanli ordusu Nizip'te bir kez daha yenildi (1839) Üstelik Kaptan Pasa, Osmanli donanmasini Misir'a teslim etmisti Bu arada II Mahmut ölmüs ve yerine IAbdulmecit geçmisti (1839-1861) MISIR MESELESI'NIN ÇÖZÜMÜ VE BOGAZLAR MESELESI Rusya'nin Hünkar Iskelesi Antlasmasina dayanarak duruma tek basina müdahale etmesini uygun bulmayan Ingiltere ve Fransa yeniden devreye girdiler Avusturya ve Prusya'nin da katilmasiyla Londra'da bir konferans toplandi (1840) Toplantida Mehmet Ali Pasa'nin veraset yoluyla Misir valiligine sahip olmasi karsiliginda, Suriye'den ve elinde tuttugu Osmanli donanmasindan vazgeçmesi istendi Konferans kararlarini MAli Pasa'nin tanimamasi üzerine Ingiltere Suriye limanlarini donanmasi ile topa tuttu Nihayet MAli Pasa durumu kabul etti IAbdulmecit de iki ferman yayimlayarak onun valiligini onayladi Ardindan Ingiltere kendileri aleyhine olan Hünkar Iskelesi Antlasmasi'nin yürürlükten kaldirilmasini öngören uluslararasi bir konferansa ev sahipligi yapti Londra Antlasmasi ile (Temmuz 1841), Istanbul ve Çanakkale bogazlari'nin baris zamaninda savas gemilerine kapali tutulmasinin kararlastirildigi bir Bogazlar Sözlesmesi imzalandi Böylece Ingiltere, Rusya'nin elinden inisiyatifi almis oluyordu b-Tanzimat Dönemi Daha önceleri gerçeklestirilmeye çalisilan Islahat Hareketleri, Osmanli Devleti'nin kendi iradesiyle uygulamaya çalistigi, içte ve distaki basarisizliklarini önlemeye yönelik yenilikleri ifade etmekteydi Ancak Avrupa ve Rusya'nin mütemadiyen iç islerine müdahale etmesi, Osmanli Devleti'ni, kendi inisiyatifi disinda, yeni tedbirler almaya zorlamaktaydi Özellikle gayrimüslim unsurlari bahane eden devletlerin müdahalelerine firsat vermemek için idarî ve hukukî düzenlemelere gidilmesi düsünülmekteydi Hariciye Naziri Mustafa Resit Pasa'nin hazirladigi düzenlemeler, IAbdülmecit tarafindan tasdik edilmisti 3 Kasim 1839'da IAbdülmecit "Gülhane Hatt-i Hümayunu"nu ilan ettirdi Bu fermanda, dini ve irki ne olursa olsun Osmanli tebaasindan olan herkesin esit olmasi, herkesin yasalara göre yargilanmasi, varligi ölçüsünde vergilendirilmesi ve askerlik süresinin 4-5 yili geçmemesi gibi hükümler yer aliyordu Ayrica Osmanli Devleti bu dönemde Avrupa tarzina öykünen idarî düzenlemelerde de bulundu Bu sekilde Avrupa devletlerinin en azindan bazilarinin, Osmanli Devleti'nin toprak bütünlügüne saygisinin kazanilmasi hedeflenmekteydi Fakat gelisen siyasî olaylar, bunun o kadar kolay olmayacagini gösterecektir SARK MESELESi VE KIRIM SAVASI Tanzimat döneminde nispeten saglanan baris ortami, Rusya'nin müdahalesiyle tekrar bozulmaya basladi Balkanlarda panislavist bir politika izleyen Rusya, ayni zamanda "Kutsal yerler sorunu"nu ortaya atarak, dogrudan dogruya Osmanli Devletinin varligini hedef almaktaydi Avrupalilar tarafindan "Sark Meselesi", önceleri Osmanli Devleti'nin toprak bütünlügünün saglanmasi seklinde düsünülürken, daha sonra bu topraklarin paylasimi sorunu hâline dönüstürüldü Çünkü Osmanli Devleti artik bir "hasta adam" idi Ancak RMantran'in da ifade ettigi gibi, hasta, kendisini iyilestirmeyi amaçlamayan doktorlarin insafina kalmisti Onlar, Avrupa'nin hasta adaminin mirasini paylasma telâsindaydi Küçük Kaynarca antlasmasi'ndan sonra Osmanli topraklarindaki Ortodokslar'in haklarini koruma rolünü üstlenen Rusya, Kudüs merkezli "kutsal yerler"in korunmasi ve idaresi hususunu da gündeme getirdi Fransizlarla imzalanan kapitülâsyonlarda, Lâtin din adamlarina Kudüs Kilisesi üzerinde bazi haklar taninmisti 1808'den itibaren Rusya'nin baskilari neticesinde onlarin yerini Ortodoks papazlar almaya basladi Fransa'nin ve Rusya'nin 1850-51'de Bab-i Ali'ye bu durum hakkinda yaptiklari müracaatlar, kurulan komisyonlarda degerlendirildi ve bazi kararlar alindiysa da hiçbirini memnun edemedi Bunun üzerine Çar INikola, Ingiltere'ye Osmanli Devleti'ni aralarinda paylasmayi teklif etti ve Ingilizlerin sessizligini korumasi üzerine de askerlerini Baserebya ve Lehistan'a çikartti Rus elçisi Mençikof'un asiri tavizler içeren teklifini reddeden IAbdülmecit, Ingilizlere yakin olan Mustafa Resit Pasa'yi sadrazamliga getirdi Ruslar 26 Haziran 1853'te, Prut'u geçerek, Eflâk ve Bogdan'i istilâ ettiler Osmanli Devleti, Fransa ve Ingiltere ile ittifak anlasmasi imzaladi Bu ittifaka Avusturya ve Italyan birligini kurmaya çalisan Piyemento hükûmeti de katildi Ittifak donanmasi Çanakkale'de mevzilenmisti Durumdan endiselenen Rusya, askerlerini geri çekmeye basladi Müttefikler, Rusya'nin Karadeniz'deki gücünü ortadan kaldirmak için, Kirim'a yöneldiler Ruslarin en büyük üssü olan Sivastopol, bir yil süren bir kusatmanin ardindan ele geçirildi (1855) Bu sirada tahta oturan IIAlexandre, baris yapmayi kabul etti Müttefiklerin yani sira Prusya'nin da katildigi Paris Antlasmasi ile (30 Mart 1856), taraflar isgal ettikleri bölgelerden çekilecek, Osmanlilarin toprak bütünlügü ve Bogazlarin statüsü, Avrupa'nin "kefilligi" altinda korunacakti Osmanlilarin Avrupa Konseyi'ne dahil edilmesi karsiliginda ise, sultan yeni bir islahat fermani irat edecekti Bu madde ve Karadeniz'in tarafsizliginin kabulü, savasin galibi durumundaki Osmanlilardin aleyhine idi Nitekim, Eflâk ve Bogdan'in birlesmesi ve Sirbistan'a yönelik yeni haklar da Paris Antlasmasiyla tescil edilmisti c-Islahat Fermani : Henüz Kirim Savasi sürerken, Viyana'da bir araya gelen Ingiltere, Fransa ve Avusturya, Hristiyanlarla Müslümanlar arasindaki farkliliklarin her alanda ortadan kaldirilmasini öngören bir fermani sultanin yayimlamasini, baris için ön sart kosmuslardi Paris Antlasmasi müzakere edilirken, müttefiklerin bu istekleri IAbdülmecit tarafindan yerine getirildi ve Islahat Fermani ilân edildi (18 Subat 1856) Tanzimat'la kabul edilen hususlarin esas alindigi bu fermanla, Müslümanlarla Hristiyanlar arasinda esitlik saglandigi Avrupa'ya garanti edilmis oluyordu Ayrica iç hukuk alaninda ve ticaret hukukunda da yenilikler getiriliyor, Ceza ve medenî hukukun bir bölümü, dinî esaslardan arindiriliyordu Aslinda Tanzimat süreciyle baslayan bu degisiklikler, idari yapilanmada da kendisini hissettirmistir 1868'de Sura-yi Devlet ve Divan-i Ahkam-i Adliye kurularak buralarda hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar görevlendirilmistir Islahat Fermani ile getirilen düzenlemelerin uygulanmasi daha çok IAbdülaziz'in tahta çikmasi (1861-1876) ile gerçeklesebilmistir Paris Antlasmasina imza koyan devletler, anlasma maddesinde de yer aldigi için Islahat Fermani'ni, Osmanli Devleti'ne müdahale etmede bir koz olarak kullanmislardir Nitekim Fransa, Dürzilerin Katolik Marunilere saldirmasini bahane ederek Lübnan'a asker çikarmis ve 1871'e kadar orada kalmistir Karadag'da çikan bir anlasmazlik yine büyük devletlerin araciligi ile halledilmistir (1862) Güçlü devletler tarafindan tesvik ve tahrik edilen Balkanlardaki Hristiyan topluluklari, çikardiklari isyanlar bastirilsa dahi, Osmanli Devleti'nden yeni haklar elde etmeyi basaracaklardir Örnegin Sirplar ve Bulgarlar yeni haklar elde etmis, Eflâk ve Bogdan'in Romanya adi altinda birlesmeleri kabul edilmistir Muhtariyet haklari genisletilen Misir'da, Ingiliz-Fransiz nüfuz mücadelesi kizismis, III Napolyon'un tesebbüsü üzerine, Abdülaziz istemedigi hâlde Süveys Kanali projesini kabul etmek zorunda kalmis ve kanal 1869'da büyük bir törenle açilmistir IMESRUTIYET DÖNEMI Avrupa devletleri ve özellikle Rusya'nin kiskirttigi topluluklar, bagimsizliklarini ilân etmek için harekete geçmekteydiler 1866'da Girit Isyani çikti Yunanistan'a baglanmak amaciyla baslayan isyan bastirilmasina ragmen, Avrupa devletleri araya girerek sultanin Girit'e yeni bir statü vermesini sagladilar (1868) Rusya tarafindan olusturulan komitalar vasitasiyla Bulgarlar ayaklandirildi Onlara da genis haklar verildi (1870) Fakat bununla yetinmeyen Bulgarlar, Bosna ve Hersek'teki karisikliklarin ardindan yeniden ayaklandilar (1875-76) Bulgar isyani sert biçimde bastirildi Fakat bu sirada Genç Osmanlilar, Abdülaziz'e baslattiklari muhalefeti, mücadeleye dönüstürdüler Nihayet Mithat Pasa'nin öncülügündeki yenilikçi idareciler Abdülaziz'i tahttan indirerek yegeni VMurat'i basa geçirdiler(30 Mayis 1876) Ancak hastaligi sebebiyle üç ay sonra o da tahttan indirilerek, Kanun-i Esasi'yi ilân edecegini beyan eden kardesi IIAbdülhamit Osmanli tahtina çikarildi Bu arada Rusya'nin Osmanli Devleti'ne baski kurmasini kendi menfaatine aykiri gören Ingiltere, Balkanlardaki bunalimi görüsmesi için Istanbul'da uluslar arasi bir konferans toplanmasini saglamisti Istanbul Konferans çalismalarini sürdürürken IIAbdülhamit Mesrutiyet'i ilân etti (23 Aralik 1876) Kurulacak Meclis-i Mebusan'da bütün topluluklar temsil edilebilecekti Parlâmenter monarsi, Istanbul Konferansi'nin toplanis sebebini tamamen ortadan kaldirmasina ragmen, konferansa katilan devletler, Balkan topluluklarinin bagimsizliklarini istediklerinden bir sonuca varilamadi Osmanli Devleti'nin çagrilmadigi Londra'da toplanan bir baska konferansta, büyük devletler isteklerini tekrarladilar Rusya, Osmanli Devleti'ne alinan kararlari kabul ettirmek için savas ilân etti(Nisan 1877) Tarihimizde "93 Harbi" diye bilinen 1877-1878 Osmanli Rus Harbi, askerî ve siyasî bakimdan önemli sonuçlar dogurmustur Kanun-i Esasi'nin kabulü ile açilan Genel Meclis, padisah tarafindan seçilen Ayan Meclisi ve halk tarafindan seçilen Mebusan Meclisi'nden ibaretti Londra Konferansi'ndan önce çalismaya baslayan bu meclis, hükûmet tarafindan sunulan teklif ve kanun tasarilarin karara baglayarak ilk dönem çalismalarini tamamlamisti Ancak 93 Harbi'nin sürdügü sikintili zamanlarda meclisteki azinlik mebuslari çalismalari sekteye ugrattigi gibi, bunalimin artmasini da sagliyorlardi Nitekim Gazi Osman Pasa'nin büyük bir kahramanlik göstererek 5 ay savundugu Plevne'yi asan Ruslar, Yesilköy'e kadar ilerlemislerdi Dogu'da ise ancak Erzurum önlerinde durdurulmuslardi Meclis savasin gidisatindan hükûmeti ve padisahi sorumlu tutarak, siyasî tansiyonu yükseltmekteydi II Abdülhamit, devletin ileri gelenleri ve bazi mebuslarla yaptigi toplantidan bir sonuç alamayinca, Kanun-i Esasi'nin kendisine verdigi yetkiyi kullanarak, etnik yapisinin karisikligi sebebiyle çalismalari aksayan meclisi kapatti (14 Subat 1878) Bu IMesrutiyet'in sonu demekti BERLIN KONGRESI VE BALKANLARDAKI GELISMELER Istanbul önlerine kadar gelmis olan Rusya ile Yesilköy (Ayastefanos) Antlasmasi imzalandi (3 Mart 1878) Bu anlasmayla, sözde Osmanli'ya bagli Dobruca, Dogu Makedonya ve Trakya'yi içine alan Büyük Bulgaristan Prensligi kuruluyor; Romanya, Sirbistan ve Karadag bagimsizliklarina kavusuyordu Ancak, 2Abdülhamid hanin büyük siyasi dehasiyla Avrupayi ayaklandirmis, Rusya'nin genislemesinden rahatsizlik duyan Avrupa devletlerinin araya girmesiyle bu anlasma hükümleri yürürlüge giremedi Ingiltere donanmasini harekete geçirdi Osmanli Devleti ile yaptigi bir anlasmayla Kibris'a yerlesti ( 4 Haziran 1878) Araya giren Bismark, ülkesinde bir konferansa ev sahipligi yaparak hem muhtemel bir savasi önlemek hem de Almanya'nin menfaatlerini korumak istiyordu Nitekim Osmanli Devleti, Ingiltere, Fransa, Avusturya, Almanya, Italya ve Rusya'nin da katildigi Berlin Kongresi 13 Temmuz 1878'de imzalanan bir anlasmayla son buldu Bu anlasma, artik Rusya'nin yani sira, diger devletlerin de parçalamaya çalistiklari Osmanli'dan, kendi paylarini alma anlasmasiydi Berlin ve Ayestafanos antlasmalarinda öngörüldügü gibi, Sirbistan, Karadag ve Romanya'nin bagimsizligi onaylandi Bulgaristan üç bölüme ayrildi Bulgaristan Prensligi haricinde müstakil bir Dogu Rumeli eyaleti olusturuldu Girit'in statüsüne benzer bir statüyle Makedonya, Osmanli Devleti'nin elinde kaldi Yunanistan Tesalya ve Epir'in bir bölümünü aldi Bosna-Hersek, Avusturya tarafindan isgal edildi Rusya, Kars, Ardahan ve Batum'a sahip oldu Berlin Kongresi, büyük devletlerin Osmanli Devleti'ni paylasma ve ortadan kaldirma arzularinin bir neticesi idi Balkanlarda büyük devletlerin inisiyatifiyle ortaya çikan küçük devletçikler, bölgede o dönemden günümüze kadar ulasan siyasî ve etnik çatismalarin piyonlari olmaktan öteye gidemediler Nitekim Avusturya'nin ve Rusya'nin Balkanlarda nüfuzlarini artirmalari, Balkan Savaslari ve IDünya Savasi'nin çikmasina yol açacaktir Berlin Kongresi'nin sonuçlari kisa zamanda ortaya çikmaya baslamisti Balkanlardan bir pay alamayan Fransa, önceden nüfuz sahasina dahil ettigi Cezayir ile Tunus arasindaki sinir problemini bahane ederek, Tunus'u isgal etti (1881) Fransa ile Ingiltere arasinda çekismeye sahne olan Misir'da, Hidiv Ismail Pasa'ya karsi baslatilan bir askerî ayaklanma ile ortaya çikan durum Istanbul'da görüsülürken, Ingilizler Iskenderiye'yi topa tuttu Osmanlilarin karsi çikmalarina ragmen Ingilizler Misir'i ele geçirdiler(1882) Bulgaristan Prensligi, Dogu Rumeli'de çikan isyani degerlendirerek (1885), bölgeyi kontrolü altina aldi Osmanli Devleti Rusya'nin baskisi sonunda, Kircaali ve Rodop disindaki Dogu Rumeli Valiligi'nin Bulgar Prensligi'nin idaresine geçmesini kabul etmek zorunda kaldi (1886) Ikinci Mesrutiyet'in ilâni sirasinda ise Bulgarlar bagimsizliklarini ilân ettiler (1908) Bulgar, Yunan ve Arnavutlarin hak iddia ettigi Makedonya'da çikan olaylar Osmanli kuvvetleri tarafindan bastirildi Fakat, Rusya ve Avusturya devreye girerek Osmanli hâkimiyetindeki Makedonya'da, ülkelerinden iki gözlemcinin görev yapmasini sagladilar (1893) Megalo Idea adini verdigi Bizans'i diriltme çabasindaki küçük Yunanistan, 1896'da çikan isyani bahane ederek Girit'i ilhaka yeltendi (1896) Osmanlilar Dömeke Meydan Savasi ile Yunanlilari büyük bir bozguna ugrattilar (1897) Fakat Rusya ve Avrupa devletlerinin müdahalesi ile Istanbul'da toplanan bir konferans ile Girit'te valiligine Yunan kralinin oglunun getirildigi özerk bir yönetim kurulmasi, adanin fiilen Yunanistan'a birakilmasi anlamina geliyordu 93 Harbi'nden sonra sun'i bir Ermeni Meselesi ortaya çikarilmisti Osmanli Devleti'ne bagliliklari sebebiyle "millet-i sadika" olarak adlandirilan Ermeniler, önceleri Dogu Anadolu'yu ele geçirmek isteyen Rusya ve ardindan Ingiltere tarafindan kullanilmaya basladilar Hinçak ve Tasnak tedhis örgütlerini kurarak, Istanbul ve tasrada terör yaratan bazi Ermeniler özellikle Ingilizler tarafindan destekleniyorlardi Dogu'da hiçbir zaman çogunluk olamayan Ermenilere kurdurulacak bir devlet ile Rusya Akdeniz ve Orta Dogu'ya sizabilecekti Ingiliz himayesindeki bir Ermeni devleti ise aksine bunu önleyebilirdi Her iki tarafinda kullandigi Ermeniler 1889'dan itibaren tedhise basladilar Van, Erzurum ve Bitlis'te çikan olaylar bastirildi Ardindan baskentte Osmanli Bankasi'na kanli bir baskin yaparak bankayi isgal ettiler IIAbdülhamit'e yönelik bir suikast tesebbüsünde bulundular IDünya Savasi ve Istiklal Harbi yillarinda da Ermeniler devlet aleyhine faaliyetlerini devam ettirmislerdir II MESRUTIYET DÖNEMI IMesrutiyet'in kaldirilmasindan sonra IIAbdülhamit içte ve dista meydana gelen olumsuz gelismelerin de etkisiyle, hassas ve planli bir yönetim sergilemeye baslamisti Mesrutiyet taraftarlari da buna karsilik muhalefetlerinin dozunu artirmislardi Osmanlilik fikrinin temsilcisi olan Sadrazam Midhat Pasa 1881'de ölüm cezasina çarptirilmis, sonra affedilerek, Arabistan'a sürgüne gönderilmis ve 1883'te öldürülmüstü Ali Suavi, Ziya Pasa ve Namik Kemal gibi kisiler de sultan aleyhine faaliyetlerini sürdürüyorlardiBalkanlardaki çalkantilarin yani sira Osmanli Devleti iktisadî açidan da çok zor durumda idi Devlet iç ve dis borçlarini kapatabilmek için batililarin elindeki Osmanli Bankasi ile malî bir anlasma imzalamak zorunda kalmisti (1879 ve 1881) Buna göre banka mali yardimlari karsiliginda, devletin bazi gelirlerini devraliyordu Ingiliz ve Fransizlarin kontrolünde bu maksatla kurulan Düyun-i Umumîye Idaresi Osmanli ülkesini âdeta bir sömürge hâline getirecektir Genç Türkler veya Jön Türkler adi verilen ve yurt disinda ve içinde faaliyet gösteren vatan hainleri ve koyu bir Mesrutiyet taraftarlari, Istanbul'da Ittihad-i Osmani dernegini kurmuslar ve bu dernek 1894/95'te Ittihat ve Terakki Cemiyeti adini almisti Selanik'te Enver ve Niyazi Pasalar gibi subaylarin da katilmasiyla güçlenen Ittihatçilar, Osmanli devletini ancak Kanun-i Esasî'nin yeniden kabulünün kurtarabilecegini düsünüyorlardi Kolagasi Niyazi Bey ve ona katilan Enver Bey'in Resne'de isyan ederek daga çikmalari üzerine IIAbdülhamit anayasayi yürürlüge koyarak IIMesrutiyet'i ilân etti ((23 Temmuz 1908) 17 Aralik 1908'de meclis yeniden açildi Yapilan seçimlerde Ittihat ve Terakki Firkasi basari saglamisti Ancak bu gelismeler esnasinda Bulgaristan bagimsizligini elde etmis ve Girit meclisi Yunanistan'a ilhak karari almisti Isgal altindaki Bosna Hersek ise Avusturya tarafindan fiilen ilhak edilmisti (5 Ekim 1908) Millî bir politika izlemeyi amaçlayan Ittihatçilar, olumsuz gelismelerin de etkisiyle gittikçe otoriter bir idare olusturmaya baslamislardi Bazi Avrupa devletlerinin de kiskirtmasiyla isyan ettiler IIAbdülhamit olaylari önleme imkani oldugu halde kardes kaninin dökülmesini arzu etmediginden isyancilara karsi çikmadi Bunun üzerine Mahmut Sevket Pasa komutasindaki ordu Selanik'ten yola çikti Ve büyük bir isyan baslattiIsyani çok kolay bastirabilecek olan IIAbdülhamit,kardes kaninin dökülmesini istemediginden isyancilara karsi çikmadi ve isyancilar tarafindan tahttan indirildi (27 Nisan 1909) ve kardesi V Mehmet Resat yerine getirildiBurada büyük sahsiyet ve büyük devlet adami 2Abdülhamidi Rahmetle aniyoruzÜlkeyi çok kötü sartlarda büyük basariyla idare eden büyük devlet adami 2Abdülhamid bir gün mutlaka Dünya savasinin çikip Avrupa ülkelerinin birbirlerine girecegini biliyordu ve bütün siyasetlerini buna göre planlamistiAma kendini bilmez bazi Ittihatciler koskoca Osmanli devletini birkaç hayalleri ugruna Dünya savasina katarak Osmanli Imparatorlugunun yokolmasina vesile oldular VMehmed (1909-1918) devlet idaresinde inisiyatifi Ittihatçi hükûmete birakmisti Yeni iktidar zamaninda da felâketler birbirini takip etti Osmanli Devleti hizla dagilma devrine girmekteydi TRABLUSGARP SAVASLARI Osmanlilarin iç isleri ve Balkanlardaki gelismelerle ugrasmasini firsat bilen Italyanlar, Avusturya'nin Bosna-Hersek'i ilhak etmesi (1908), Arnavutlarin isyani (1910) gibi olaylardan da cesaretlenerek, pastadan pay alabilmek için Trablusgarp'a asker çikardi (Eylül 1911) Italyan donanmasi denizden, Ingilizler ise Misir'i ellerinde bulundurdugundan karadan, Osmanlilarin bölgeye asker göndermesini imkânsiz hâle getirmisti Bu sebeple Osmanli hükûmeti gizlice Türk subaylarini bölgeye göndererek mahallî bir direnisi örgütleme yolunu seçmisti Osmanli ordusu Italyanlara karsi büyük basarilar kazandi Savasi kazanamayacagini anlayan Italya, Osmanlilari barisa zorlamak için Oniki Ada'yi isgal etti Ancak bundan ziyade Balkanlarda baslayan savas Osmanlilarin barisi imzalamaya zorladi Usi Antlasmasi ile Italyanlar isgal ettikleri yerleri muhafaza ettiler (1912) BALKAN SAVASLARI Türk-Italyan Savasi'nin basladigi sirada Balkan devletleri aralarindaki anlasmazliklari bir tarafa birakarak, Osmanli Devleti'ne karsi bir ittifak olusturdular Rusya'nin mimarliginda gerçeklesen Bulgar-Sirp ittifakina daha sonra Yunanistan ve Karadag da katildi (1912) Karadag ile baslayan savasa 18 Ekimde diger Balkan devletleri de istirak etti Bu sirada Osmanli askerleri, subaylarin bir kisminin politik çekismelerle mesgul olmasindan dolayi daginik bir hâldeydi Bunun sonucunda Balkan devletleri, Osmanlilar karsisinda kendilerinin de beklemedigi bir zafer kazandilar Yunanlilar Ege adalarini ele geçirdiler Sirplar Kumanova'da üstünlük sagladilar Sirplarin denize çikmalarini önlemek için Avusturya'nin destegi ile Arnavutluk bagimsizligini ilan etti (28 Kasim 1912) Bulgarlar ise Edirne'yi ele geçirerek Çatalca'ya kadar ilerlediler (19 Kasim 1912) 16 Aralikta Londra'da baslayan görüsmeler bir ara iktidardan düsen Ittihatçilarin yeniden is basina gelmesi üzerine kesilmisti Nihayet Mayis ayinda Londra Antlasmasi imzalanarak IBalkan Savasi sona erdi Gelibolu Yarimadasi hariç Trakya, Bulgaristan'a verildi Makedonya'nin büyük bir kismi Yunanistan ve Sirbistan arasinda paylasildi Özellikle Makedonya'nin paylasimi Bulgarlari rahatsiz etmekteydi Sirbistan ve Yunanistan, Bulgarlara karsi ittifak olusturdu Bu ittifaka Romanya da katildi Bulgaristan ile bu ittifak savasa girince, durumdan faydalanmak isteyen Osmanli Devleti de Bulgar isgalindeki topraklari geri almak için harekete geçti Kirklareli ve Edirne kurtarildi IIBalkan Savasi, taraflarin imzaladigi Bükres Antlasmasi ile sona erdi (1913) Bulgaristan ile imzalanan Istanbul Antlasmasi ile, Meriç nehri iki ülke arasinda sinir oldu Bulgaristan'daki Türklerin haklari belirlendi (29 Eylül 1913) Yunanistan ile imzalanan Atina Antlasmasi ile ise Girit'in Yunanistan'a birakilmasi kabul edildi (14 Kasim 1913) Büyük devletler bu anlasmalardan sonra Çanakkale Bogazi yakinlarindaki Bozcaada ve Imroz'u Osmanlilara geri verdiler Balkan Savaslari, Balkanlardaki Türk varliginin büyük bir kiyima ugramasina sebep olmustur Yüz binlerce Türk savaslar sirasinda ve sonrasinda aç ve yokluk içinde buradan göç etmek zorunda kalmistir IDÜNYA SAVASI VE OSMANLI DEVLETi'NIN YIKILISI Sadrazam Mahmut Sevket Pasa'nin öldürülmesi ile (21 Haziran 1913), Ittihat ve Terakki Firkasi, hükûmetin idaresini tamamen ellerine geçirmisti Enver, Talat ve Cemal Pasalar, Osmanli Devleti'nin iç ve dis politikasini belirlemede en etkili nazirlardi Balkan savaslarindan sonra, ordu ve donanmayi güçlendirmek isteyen hükûmet, Avrupa devletlerinden mühendisler ve askerî uzmanlar getirtmekteydi Osmanli Devleti, dis siyasetini de, dengeleri gözeterek yeniden belirlemek ihtiyacini hissetmekteydi Emperyalist devletler, nüfuz alanlarini korumak veya genisletmek maksadiyla siyasî, askeriî ve iktisadî açidan ittifaklar olusturmaktaydi Ingiltere ve Fransa'ya nazaran sömürgecilige geç baslayan Almanya, Afrika, Avrupa ve Orta Dogu'da nüfuz sahasini genisletmek istiyor ve Osmanli Devleti'ne bu maksatla yakin durmayi yegliyordu Avusturya-Macaristan Imparatorlugu da, Balkanlarda Panislâvizmi gerçeklestirmeye çalisan Rusya'ya karsi Almanlarla is birligi içindeydi Ingiltere ve Fransa tarafindan pay edilmis Kuzey Afrika'da gözü olan Italya da bu ittifaka yakindi Dolayisiyla Almanya önderligindeki Üçlü Ittifak'in (Almanya, Avusturya-Macaristan ve Italya) dogal rakibi, Ingiltere'nin öncülügündeki Fransa ve Rusya'dan olusan Üçlü Itilâf (Anlasma) devletleri idi Avusturya-Macaristan Veliahti Ferdinand'in, Sirbistan ziyareti esnasinda bir Sirp tarafindan öldürülmesi (28 Haziran 1914), bu iki cepheyi sicak savasa sokmaya yetti Daha sonra Romanya, Japonya ve ABD Itilaf Devletleri, Bulgaristan ve Osmanli Devleti ise Ittifak devletleri safinda bu savasa girdiler Osmanli Devleti savastan önce Ingiltere ve Fransa'ya yakin bir politika izlemek istedi Ancak Enver pasa ve sözde Osmanli idaresini ellerinde bulunduran Ittihad ve Terakki cemiyeti yapmis oldugu büyük hatalarla Osmanli devletini Birinci Dünya Savasina sokmuslardir Özellikle Enver ve Talat Pasalar, Osmanli Devleti'nin yeniden silkinmesi ve kaybettikleri topraklari kazanabilmesi için Almanya'nin yaninda yer almayi uygun buluyorlardi Hükûmet baslangiçta tarafsiz kalmayi tercih etmisti Almanlarin IIAbdülhamit devrinden itibaren Osmanli Devleti'nin yenilesme çabalarina katkida bulunmasi ve bu maksatla gönderdikleri askerî ve sivil uzmanlarin varligi, Itilaf Devletleri'nin, Osmanli Devleti'nin tarafsiz kalamayacagi süphesini artiriyordu Bu tutum, dolayisiyla Almanya yanlilarinin tezini kuvvetlendirmekteydi Enver ve Talat Pasa'nin öncülük ettigi bu grup, Almanlarin yaninda savasa girmekle, Kafkaslar, Balkanlar ve Ege'de kaybedilen topraklarin geri alinabilecegi ve Osmanli Devleti'ni nefes alamaz hâle getiren kapitülâsyonlar ve düyun-i umumîden kurtulunabilecegini öne sürmekteydiler Nitekim Almanya'ya ait Goben ve Breslav zirhlilarinin Türk bayragi çekilerek, Rus limanlarini bombalamasi, Osmanli Devleti'nin Almanya safinda savasa girmesine vesile olacaktir (1 Kasim 1914) Osmanli Devleti IDünya Savasi'nda tam yedi cephede mücadele etti; Kafkasya, Kanal, Hicaz ve Yemen, Irak, Suriye ve Filistin, Galiçya ve Çanakkale Bütün cephelerde Osmanli askerleri büyük bir kahramanlik örnegi gösterdiler Ancak, yedi cephede birden savasi sürdürmek, zor sartlar içerisinde bulunan Osmanli Devleti için çok güçtü Enver Pasa'nin kumanda ettigi Kafkas Cephesi'nde Osmanlilar büyük zayiat verdiler Dogu Anadolu ve Trabzon düstü Kanal (Süveys) cephesinde ise Cemal Pasa, Fransiz ve Ingilizlere basariyla direndi Hicaz ve Yemen'deki Osmanli birlikleri, destek görmemelerine ragmen, kutsal yerleri korumak ugruna, harbin sonuna kadar Serif Hüseyin ve Ingilizlere karsi koydular Basra'ya çikan Ingilizler Kuttü'l-Amare'de büyük bir bozguna ugradilar Komutanlari General Townshend esir edildi (29 Nisan 1916) Ancak, 1918'de yeni birliklerle saldiran Ingilizler, ihanet eden Arap kabilelerinin de yardimiyla Basra'da oldugu gibi, Suriye'de de saldirilarini artirdilarOsmanlilar, en büyük direnmeyi Çanakkale'de gösterdiler Itilaf Devletleri 19 Subat 1915'den itibaren muazzam bir donanma ve yüz binlerce askerle saldiriya geçtiler 18 Mart'ta Itilaf donanmasina ait pek çok gemi batirildi Ardindan Gelibolu Yarimadasi'ndaki Settü'l-Bahir ve Ariburnu'na asker çikararak, karadan da saldiriya geçtiler Anzak ve Hint birliklerinin de katildigi kara savaslari, tam bir ölüm kalim savasi oldu Itilaf Devletleri geri çekilmek zorunda kaldi Bütün dünyaya ögretilen "Çanakkale Geçilmez" sözü, 250 bin Türk evlâdinin sehit kaniyla yazilan bir büyük destan oldu Itilaf Devletlerinin Çanakkale bozgunu, Rusya'nin yardim alma ümitlerini suya düsürmüs ve bunun neticesinde gerçeklesen Bolsevik Ihtilâli, Çarlik Rusyasi'nin sonu olmustur Rusya'nin savastan çekilmesi üzerine 7 Aralik 1917'de imzalanan anlasmayla Dogu cephesinde Türk-Rus Savasi sona ermistir Osmanli Devleti, IDünya Savasi'nda yedi düvele karsi muhtesem bir mücadele sergilemistir Ancak 29 Eylül 1918'de Bulgaristan'in teslim olmasi Osmanlilar ile Almanya arasindaki irtibatin kesilmesine yol açmistir Müttefiklerinin savastan yenik ayrilmasiyla birlikte Osmanlilar da ateskes anlasmasini imzalamak durumunda kalmislardir Ittihat ve Terakki Firkasi'nin hükûmetten çekilmesinin ardindan kurulan Ahmet Izzet Pasa baskanligindaki hükûmet, Bahriye Naziri Rauf Bey baskanligindaki bir heyeti Limni'nin Mondros limanina göndermis ve Mondros Ateskes Anlasmasi'nin imzalanmasiyla (30 Ekim 1918), Osmanlilar resmen savastan çekilmislerdir Ateskes anlasmasiyla Itilaf Devletleri, Osmanli ülkesini isgal etme hakkini elde etmislerdir Bu durum, Osmanli Devleti'nin fiilen paylasilmasi demekti Nitekim, Ingiliz, Fransiz, Italyan birlikleri bu anlasmaya dayanarak Anadolu'da isgallere baslamislar, Asirlarca Osmanlinin hâkimiyetinde yasayan Yunanlilar da, agabeylerinin müsaadesiyle Izmir'e asker çikarmislardir (15 Mayis 1919) Isgallere karsi Anadolu halkinda büyük bir infial yaratmis ve, düsmana karsi "Milli Mücadele" baslamistir Itilaf Devletlerinin Sevr Anlasmasi'ni Istanbul hükûmetinin imzalamak (10 Agustos 1920), zorunda kalmasi Milli Mücadele'nin güçlenmesinden endise eden düsmanlarin bir an önce Osmanli varligini ortadan kaldirmayi amaçlamalarindan baska bir sey degildi Fakat bu anlasma hükümleri hiçbir zaman uygulanamadi Halkin açtigi Milli mücadele iradesi,ve savasi bu oyunlari bozdu Istiklâl Harbi'nin kazanilmasiyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmus oldu Yeni Türk devleti 1 Kasim 1922'de saltanati kaldirdi Dolayisiyla bu tarih 622 yil devam eden Osmanli Devleti'nin de resmen sonu oluyordu Kaynak: Osmanli tarihi |
|