![]() |
Zeyd Bin Hârise |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Zeyd Bin HâriseZeyd Bin Hârise İlk îman eden köle ![]() Zeytin gözlü çocuk, korkuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Adın ne? Heyecanlı pazarlık sesleri arasında, sıcak, toz ve gürültü çok bunaltıcıydı ![]() - Senin adın ne oğlum?- Zeyd ![]() - Babanın adı? - Hârise, efendim! - Nerelesin? - Yemenli ![]() - Hangi kabîledensin? - Kudâa kabîlesinden ![]() - Öyle mi? O, eski ve kıymetli bir kabîledir ![]() ![]() ![]() Küçük Zeyd, beyaz dişlerini göstererek gülümsedi ve mırıldandı: - Doğrudur, efendim ![]() ![]() ![]() Bu güzel yüzlü amcayı sevmeye başlamıştı ![]() ![]() ![]() - Karnın açtır, değil mi? Çocukcağız önüne baktı ![]() ![]() ![]() - Benimle gelmek ister misin? Güzel yemekler, temiz elbiseler ister misin? - Sizinle yemek olmasa da gelirim efendim! Esir tüccarı ile pazarlık ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() - Haydi bakalım küçük Yemenli! Şimdi gidip, ikimiz de bir güzel karnımızı doyuralım! O amca kendisini, çok daha iyi kalbli bir hanıma götürdü ![]() - Ey amcamın kızı! İşte, senin için aldığım köle! Bu hanım, Hazret-i Hatice idi ![]() ![]() İlk Müslüman köle Hazret-i Hatice gerçekten, dünyadaki bütün kadınların en hayırlısı idi ![]() Düğünden hemen sonra, Hazret-i Hatice de Zeyd’i, Peygamber Efendimize hediye ettiler ![]() Allahın Resûlü, onu görür görmez pek sevdiler ![]() ![]() Yemenli Zeyd, böylece, yeni yuvasına yerleşti ![]() ![]() Çok kısa zaman sonra, o da, ilk Müslümanlar arasına katıldı ![]() ![]() Zeyd bin Hârise, Mekke’de Resûlullahın yanında rahata kavuştuğu sıralarda, Yemen illerinde dertli bir baba dolaşıyordu ![]() Zeyd için ağlıyorum, Karalar bağlıyorum ![]() Geri döner mi diye, Kalbimi dağlıyorum ![]() ![]() ![]() Dağlara çıkayım mı? Zeyd’imi arayım mı? Bir haber versin diye, Rüzgâra sorayım mı? Yemenliler hemen tanıdılar Yemen’den ayrılan her kervana, oğlunu tenbih ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kâbe’yi tavâf edenler arasında, Zeyd de bulunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oğlunu kaybettiğine ne kadar üzüldüyse; yaşadığına da, o kadar sevindi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu karışık düşünceler arasında, yine de; bir an evvel, oğluna kavuşmak istiyordu ![]() ![]() ![]() Ertesi sabah Zeyd’in amcasıyla birlikte, yola çıktılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sevgili Peygamberimizi bulmaları zor olmadı ![]() ![]() ![]() Oğlumdan ayrı düştüm Yemenli Hâris, şöyle dedi: - Ey Abdülmuttalib’in torunu! Ey Abdullah’in oğlu! Ey büyük Mekkeli! Ey bu kavmin reisi! Ben, tâlihsiz bir babayım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu teklif karşısında, Peygamberimiz buyurdular ki: - Zeyd’i çağırıp kendisine durumu bildirelim ![]() ![]() ![]() ![]() Hârise ve kardeşi, Peygamber efendimizin, Zeyd ile ilgili olarak verdikleri bu cevaba çok memnun olarak dediler ki: - Sen bize çok adâletli ve insaflı davrandın ![]() Bunun üzerine Peygamberimiz, Zeyd’i huzuruna çağırarak, kendisine buyurdu ki: - Bunları tanıyor musun? - Evet efendim, tanıyorum ![]() ![]() - Ey Zeyd! Sen, benim kim olduğumu öğrendin, sana olan şefkat ve merhametimi, davranışımı da gördün ![]() ![]() Eşsiz insan Resûlullah efendimizin, kendisini serbest bırakması üzerine, Zeyd, hayatının en önemli anlarını yaşıyordu ![]() ![]() “Bir tarafta, öz babam duruyor ![]() ![]() ![]() Karar vermek, gerçekten zordu ![]() ![]() ![]() - Ben hiç kimseyi size tercih etmem ![]() ![]() ![]() Bu sözleri duyanlar, şaşırıp kaldılar! Sadece Resûlullah Efendimiz gülümsüyordu ![]() ![]() - Yazıklar olsun sana! Demek ki, sen köleliği hürriyete, annene, babana ve amcana tercih ediyorsun! Bunları mahsustan söylüyordu ![]() ![]() - Babacığım, ben bu zattan öyle şefkatli muamele gördüm ki, Ona kimseyi tercih edemem ![]() Daha sonra Peygamber Efendimiz, ayağa kalktılar ![]() ![]() - Şâhit olunuz ey insanlar! Zeyd bundan sonra, benim oğlumdur ![]() ![]() ![]() Sevinçle memleketlerine döndüler Babası ve amcası bu durumu görünce, kızgınlıkları geçti ![]() ![]() ![]() Bu hâdiseler olduğunda, henüz İslâmiyet gelmemişti ![]() ![]() ![]() ![]() Allahın Resûlü, Zeyd’i çok severlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün Peygamber Efendimiz buyurdular ki: - Cennetlik hanım isteyen, Ümmü Eymen’le evlensin! ![]() ![]() Üsâme adlı bir oğulları oldu Ümmü Eymen iyi kalbli ve Habeşli bir câriye idi ![]() ![]() ![]() ![]() Artık delikanlı olan Hazret-i Zeyd, hemen, o siyahî hanımla evlendi ![]() ![]() Zeyd bin Hârise, Bedir harbinden Mûte harbine kadar, Peygamber efendimizin bulunduğu bütün savaşlara katılmıştır ![]() ![]() ![]() Hicretin 8 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Muharebede Zeyd şehit olursa, sancağı Câfer alsın! O da şehit düşerse, Abdullah bin Revâhâ başa geçsin! Söyledikleri aynen çıktı ![]() ![]() Sahih-i Buhâri’de, bu olay şöyle anlatılıyor: Resûlullah efendimiz Mûte’ye orduyu gönderdikten epey sonra, bir gün minberde konuşma yapıyorlardı ![]() - İşte Zeyd şehit oldu, bayrağı Câfer aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Zeyd’in kumandan olduğu bu savaşta, ondan sonra kumandan olarak şehit edilen Câfer-i Tayyâr’ın, savaş sırasında iki kolu birden kesilmişti ![]() - Cenâb-ı Hak Câfer’e kesilen kollarının yerine iki kanat ihsân buyurdu ![]() ![]() Bu sebeple, vefâtından sonra kendisi, “Uçan Câfer” mânasına gelmek üzere, "Câfer-i Tayyâr" lâkabıyla anılmıştır ![]() Hazret-i Zeyd’in Mûte savaşında şehit edilmesinden bir sûre sonra, bu defa mübârek şehidin oğlu Üsâme kumandasında bir ordu daha hazırlandı ![]() ![]() ![]() Hazret-i Zeyd ilk îman edenlerdendi ![]() ![]() ![]() Peygamberimiz, Tâif halkını İslâmiyete dâvet için, Zeyd ile beraber Tâif'e gitmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birçok yerinden yaralandı Hazret-i Zeyd, Peygamberimizi atılan taşlardan korumak için, Onun önüne, arkasına, sağına, soluna geçerek siper oluyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Zeyd, hicret izni çıkınca, Medîne'ye hicret etti ![]() ![]() Hazret-i Zeyd Peygamberimizi o kadar çok seviyordu ki, canını Onun yolunda fedâ etmekten çekinmiyordu ![]() ![]() ![]() (Bana insanlar arasında en sevimli gelen kişi, benim ve Allahın ihsânına mazhar olan kişidir ![]() ![]() Allahü teâlânın ihsânı; Müslüman olmasını nasib etmesi, Peygamberimizin ihsânı ise, onu hürriyetine kavuşturmasıdır ![]() Zeyd bin Hârise, uzak bir yere gidiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncüsünde geldim Dışarıda adam var sanarak, katırcı dışarı çıkıp içeri girdi ![]() ![]() - Sen, "Yâ Erhamerrâhimîn" duâsına başlarken, ben yedinci gökte idim ![]() ![]() Hazret-i Zeyd, bu gelen süvârinin, melek olduğunu anladı ![]() Kur'an-ı kerimde, Eshâb-ı kirâm içinde Hazret-i Zeyd'den başka hiçbir kimsenin ismi açıkça zikredilmedi ![]() ![]() ![]() Zeyd, beyaz, güzel idi ![]() ![]() Hazret-i Zeyd, tahminen milâdi 575 yılında doğmuş olup, annesi Su'de binti Sa'lebe'dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hicretin altıncı senesinde Zeyd bin Hârise, Eshâbdan bâzılarının ticaret mallarını Şam’a götürüp satmak üzere yola çıktı ![]() ![]() Zeyd bin Hârise ve arkadaşları, ticaret malları ile Vâdilkurâ’ya yaklaştıkları sırada, Fezâre bin Bedir kabîlesinden birtakım adamlar, onların önlerini kestiler ![]() ![]() ![]() Gündüzleri gizleniniz! Zeyd bin Hârise’nin arkadaşları şehit oldu ![]() ![]() ![]() Zeyd bin Hârise, bir müddet sonra ayıldı ![]() ![]() ![]() Zeyd bin Hârise, Benî Fezârelerle çarpışmak için yemin etti ve kendisini, Benî Fezârelere göndermesini, Peygamberimizden diledi ![]() Zeyd bin Hârise’nin yaraları iyileşince, Peygamberimiz, onu, askerî bir birliğin başına geçirerek Benî Fezârelere gönderdi ![]() ![]() - Gündüzleri gizleniniz, geceleri yürüyünüz! Zeyd bin Hârise ve arkadaşları kılavuzlarının yanılması sonucu, bir gün boyunca yanlış yolda ilerlediler ![]() ![]() ![]() ![]() Zeyd bin Hârise ve arkadaşları, Benî Fezâreleri geceleyin gâfil iken basmayı bekleyerek sabahladılar ![]() ![]() Zeyd bin Hârise, Benî Fezâreleri araştırmak için, ileri gitmekten arkadaşlarını men etti ![]() ![]() ![]() Zeyd bin Hârise ve arkadaşları tekbir alarak, onlarla şiddetle çarpıştılar ![]() ![]() ![]() Seleme bin Ekva, araştırmaya devam etti ![]() ![]() Zeyd’i kucakladı İslâm mücâhidlerinden Kays bin Muhassir, Ümmü Kirfe’nin ardına düşüp onu yakaladı ![]() ![]() ![]() ![]() Benî Fezârelerin, ele geçirilebilen malları ganîmet olarak alındı ![]() ![]() Mücâhidler, Medîne’ye döndükleri sırada, Peygamberimiz evinde idi ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimizin mektubunu Rum Kayseri Heraklius’a götüren Eshâb-ı kirâmdan Hazret-i Dihye, dönüşte, Kayserden aldığı bahşişler, kıymetli hediyeler ve elbiselerle Hisma’ya geldi ![]() Cüzâmlardan Hüneyd ve oğlu ile daha birtakım adamlar, orada Dihye’nin yolunu keserek, üzerindeki eskimiş elbisesinden başka yanındaki her şeyi yağmaladılar ![]() Eski elbisemle geldim Dihye, Medîne’ye gelince, evine girmeden, doğruca Peygamberimizin yanına gidip, Kayser Heraklius ile aralarında olup bitenleri başından sonuna kadar haber verdikten sonra dedi ki: - Yâ Resûlallah! Kayserin yanından dönüp gelirken, Hisma’da bulunduğum sırada, Cüzâmlardan bir cemaat beni baskına uğrattılar ![]() ![]() Sonra da Hüneyd ile oğlunun cezâlandırılmalarını diledi ![]() Bunun üzerine Peygamberimiz, Zeyd bin Hârise’yi, beşyüz kişilik bir kuvvetle Cüzâmlara yolladı ![]() ![]() ![]() Zeyd bin Hârise, kılavuzlar ile birlikte geceleri yürüyorlar, gündüzleri gizleniyorlardı ![]() İslâm mücâhidlerinin, Cüzâmların yurtlarına geldikleri sırada, Cüzâmların ileri gelenlerinden Rifaa bin Zeyd, Müslüman olup, Peygamberimizin mektubu ile kavminin yanına dönmüştü ![]() ![]() Kılavuz, İslâm mücâhidlerini, Harre’nin Evlac tarafından getirmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dubeyboğulları, İslâm mücâhidlerinin Medan çölünde bulunduklarını öğrenince, onlardan Hassân bin Melle, Üneyf bin Melle, Ebû Zeyd bin Amr atlarına binip gittiler ![]() Bugün sakın yapma! Bunlar, İslâm mücâhidlerine yaklaşınca, Ebû Zeyd’le Hassân, Uneyf bin Melle’ye dediler ki: - Sen, bizimle gel! Fakat, şimdiye kadar yapageldiğin şeyleri bugün sakın yapma! Biz, konuşurken, sen, dilini tut! Bugün, bize bir uğursuzluk getirme! İçlerinden, yalnız Hassân bin Melle’nin konuşmasını kararlaştırdılar ![]() - Biz, Müslüman bir cemaatiz! - Öyle ise, Fâtiha sûresini okuyunuz bakayım! Hassân, Fâtiha sûresini okuyunca, Zeyd bin Hârise dedi ki: - Askere sesleniniz ki, yüce Allah, şu kavmin içinden çıkıp geldikleri yeri bize haram ve dokunulmaz kılmıştır ![]() Bu konuşmalardan sonra, onlarla savaşmaktan vazgeçildi ![]() |
![]() |
![]() |
|