Amr Bin Âs |
07-12-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Amr Bin ÂsAmr Bin Âs Meşhûr Arab dâhîlerinden Önceleri kabîlesine uyarak, İslâm aleyhinde çalışan Amr bin Âs, sonra yaptıklarına pişman olarak Müslüman oldu Yaptıklarını ve Müslüman olmasını kendisi şöyle anlatır: Hendek savaşından döndükten sonra, ba'zı ileri gelen kişileri topladım Onlara dedim ki: - Muhammed aleyhisselâm gün geçtikçe kuvvetleniyor Kısa zamanda Mekke'yi ele geçirir Bu yüzden sizlere Habeş hükümdârı Necâşî'ye sığınmayı teklif ediyorum Biz, Necâşî'nin yanında bulunduğumuz sırada, Muhammed aleyhisselâm kavmimize galip gelirse, bizim, Necâşî'nin yanında olmamız, O'nun eli altında bulunmamızdan daha iyidir Şâyet kavmimiz savaşı kazanırsa, geri döneriz Necâşî'den onu isteyeceğim Bu teklifimi beğendiler ve Necâşî'ye vermek üzere hediyeler hazırladık Necâşî'nin huzûruna vardığımızda, bizden önce Necâşî'nin yanına, Resûl-i ekremin elçisi Amr bin Ümeyye girdi Resûl-i ekremin , Ümmü Habîbe binti Ebû Süfyân'ı kendisine nikâhlaması için gönderdiği bir mektubunu sundu Amr bin Ümeyye dışarı çıktıktan sonra Necâşî'nin yanına girdim Necâşî bana dedi ki: - Merhabâ! Hoş geldin ey dostum! Bana memleketinden bir şeyler hediye edecek misin? - Ey Hükümdâr! Sana çok miktarda deri getirdim, diyerek hediyeleri önüne koydum Deriler, Necâşî'nin çok hoşuna gitti Bu durumdan faydalanarak dedim ki: - Ey Hükümdâr! Huzûrundan çıkan birini gördüm Onu teslim et, öldüreyim O, bize düşman birisinin elçisidir ve eşrâfımızdan ba'zı kişileri öldürmüştür Necâşî, benim bu sözlerime çok kızdı Eliyle burnuma öyle bir vurdu ki, burnum kırıldı sandım ve fışkıran kan üzerimi berbat etti Zillet ve mahcûbiyet içinde kaldım O an yer yarılsaydı, utancımdan yerin dibine girerdim Daha sonra kendimi toplayarak; - Ey Hükümdâr! Kızacağınızı bilseydim, böyle söylemezdim, dedim O zaman bana dedi ki: - Ey Amr! Sen, Mûsâ ve Îsâ aleyhimesselâma gelmiş olan Cebrâil'in kendisine gelen bir zâtın elçisini, öldürmek üzere sana vermemi mi istiyorsun? Eğer onu öldürmüş olsaydın, vallahi sizden kimseyi sağ bırakmazdım Hiç Resûl-i ekremin elçisi öldürülür mü? Kalbimi İslâmiyete açtı O anda, Allahü teâlâ kalbimi İslâmiyete açtı Kendi kendime, "Arablar ve Arab olmayanlar bu gerçeği kabûl ettiği hâlde, sen hâlâ muhâlefet etmekte ve karşı koymaktasın Yazıklar olsun sana" dedim Sonra da Necâşî'ye sordum: - Ey Hükümdâr! O gerçekten bir peygamber midir? O'nun peygamber olduğuna şehâdet ediyor musun? - Ey Amr! Sana yazıklar olsun Ben O'nun Allahü teâlâ tarafından gönderilmiş bir resûl olduğuna şehâdet ediyorum Sen sözümü dinle, hemen O'na tâbi ol! Zîrâ O, vallahi hak üzeredir ve Mûsâ aleyhisselâmın, Fir'avna ve ordusuna galip geldiği gibi, kendisine karşı koyan herkese galip gelecektir - Öyleyse, benim O'na bî'atimi kabûl eder misin? Bu sorum üzerine "Evet" deyince, elimi eline uzattım ve Kelime-i şehâdet getirerek Müslüman oldum Müslüman olmanın verdiği bir haz ile kendimi kuş gibi hafif hissederek ayrıldım Arkadaşlarımın yanına döndüm ve Müslüman olduğumu sakladım Onlar bana sordular: - Dostun Necâşî'den istediğini alabildin mi? - Kendisiyle ilk görüşmemde bunu dile getirmeyi uygun bulmadım Daha sonra gittiğimde söyleyeceğim |
|