Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
işte, mektup

İşte O Mektup

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İşte O Mektup



İşte o mektup;

Bu bir mektup Kuş, güvercin kanadına yazıldı Kimin vicdanına konarsa o okusun diye Ölüm üzerine

Mayın üzerine

Kürt meselesi Türk meselesi üzerine

Güzel kelimeler Ve çirkin kelimeler üzerine

Ölüme doğru yapılan bu korkusuz koşudan korkuyorum Mayınlarla parçalanan kardeş cesetleri odamda, yanıbaşımda duruyorlar

Yazdığım her kelimeye daha bir dikkatle bakıyorlar
ONLAR DÜN PARÇALANDILAR

Yazıklar olsun diye başlıyor aklıma gelen her cümle şimdi

Yazıklar oluyor zira, insanın biriktirdiği en güzel şeylere

Yazıklar oluyor, bir çocuğun Kürtçe, Türkçe veya her ne hal ve her ne dilde ise gülümsemesine

HER SİLAH ÖLDÜRÜR AMA MAYINDAN KAHPESİ YOKTUR

Sevgiliye hediye almaya, pazar alışverişine çıkmaya, bir bebek sahibi olmaya, sigarayı bırakmaya, piknik yapmaya, bir insanı her şeyden çok sevmeye Yazıklar oluyor

Yazıklar oluyor hayatın bizzat kendisine

Yapmayın!

Mayınlar döşemeyin geleceğinizin güzergáhına

Bu kalleşin ne zaman patlayacağı belli olmaz

Bazen yıllar sonra, bir küçük kız çocuğu çiçek toplarken denk gelir, bazen yirmi yaşındayken ve daha önce hiç görmediğin bir yerde, daha önce hiç tanımadığın insanların arasında hem anayasal hem siyasal hem mukaddes bir yolculuk sırasında

İnsanoğlu her melaneti icat etti; ama mayından kahpesi yoktur

Her silah öldürebilir, her zaman öldürme potansiyeli taşır; ama mayın MUTLAKA ÖLDÜRÜR

Mayın ıskalamaz! O birini mutlaka öldürür!

Uğursuz bir pusuya yatar ve patlayana kadar, bir can üstüne basana kadar bekler

İnsanın icat ettiği EN ÇİRKİN şey silahtır

Ve silahların EN ÇİRKİNİ MAYINDIR!

Sebebini unuttum kavganın ve umurumda da değil siyasi tartışmalar Bir tek şey için dua ediyorum her gece, her gündüz: Kimse genç ölmesin dağlarımızda

EN GÜZEL KELİME ’BARIŞ’ ARTIK SOYTARI KELİME

Silahlar susmadan sebebi konuşmaya imkán da yok lüzum da

Aklın sesi, akılsızlık susmadıkça duyulmuyor

Ve o zaman akla sadece DURUN demek geliyor

Hemen şimdi DURUN!

Hiçbir haber geçmiyor ajanslar artık, ölümsüz

İçinde acı olmayan gecemiz yok

Ne oldu diyorum yine, kim hangi korkunun, hangi uğursuz hesabın peşinde diye

Barış artık soytarı bir kelime

Her ağızda var; ama hiçbir yerde yok

Nerede bu barış?

O, insanın icat ettiği EN GÜZEL kelime

Ama kelimelerle ne isterseniz onu yaparsınız

Barış dersiniz; ama savaş manasınadır Hatta bütün savaşlar barış için yapılır Ve herkes adil bir barış için savaşır Ve akıl der ki, aslında savaşmıyorsanız barışmaya başlamışsınız demektir

Bir barış için yapılması gereken ilk ve belki de tek şey savaşmamaktır

Silahlar patlamaya başlamışsa orada insanın bulduğu güzel kelimeler orayı terk eder

SEVDADAN GAYRISINA AĞIDIMIZ OLMASIN

Kelimeler de ölür bazen Ve kelime cesetleriyle yaşanmaya başlar hayat

O kelimelerin, o cesetlerin Nece olduğu, yani bu ölülerin ölürken son nefeslerinde hangi dilde konuştukları artık akılsızlığın gölgesinde soğuyan HAYATIN, YAŞAMANIN ta kendisidir

Ölen yirmisindedir

Artık, ardından söylenen ağıtlar kalır

Ve Anadolu’da ağıt sıkıntısı yoktur

Kürtçe’de de, Türkçe’de de binlerce ağıt vardır

Hatta aynı ağıtın hem Kürtçe’si hem Türkçe’si vardır

Yürek yakmak iyi bir işse, ikisi de eşit derecede yürek yakmaktadır

Ama yüreğimizde artık dağlanacak yer kalmamıştır

Sevdadan gayrısına ağıdımız olmasın artık

Şimdi hepinizin huzurunda yalvarmak istiyorum

Gördüm anladım, yapacak hiçbir şey kalmadıysa yalvarıyorum işte

Kendimi küçük düşürmek istiyorum

Taviz vermek istiyorum

Kimin elinde bu kanı durduracak bir güç varsa, ister şeytana tapsın ister puta, ister bir tek Allah’a

DİZLERİMİN ÜSTÜNE ÇÖKTÜM YALVARIYORUM

Kimin dudaklarının ucundaysa bunca gencecik hayat, ben ona yalvarmak istiyorum

Ne olur? Bu işi durdur

Ben siyaset miyasetten bahsetmiyorum Dizlerimin üstüne çöktüm, "Bu genç ölümleri durdur" diyorum

Kimse ateş etmesin kimseye

Hiçbir gerekçeyle

Hatta kendini savunmak için bile

Çünkü savunmaya başlayana kadar masumsun ve masum güzel bir kelime, masum kal

Kim hangi mayının yerini biliyorsa yalvarırım söylesin

Bir káğıda yazsın, bir şişeye koysun, suya salsın söylesin

Kim hangi mayının yerini biliyorsa, kimin gücü yetiyorsa olası ölümlere engel olmaya, ona yalvarıyorum işte

İster şeytana tapsın ister puta, ister oralı olsun ister bizim buralı Gücü yetiyorsa eğer durdursun bu işi

Ben, bir yurttaş, bir insan olarak kendimi küçük düşürüyorum

İşte açık açık yalvarıyorum, durdursun durdurmaya gücü yeten

Süresiz ve sonsuza kadar

Yalvarıyorum

Dizlerimin üstüne de çöktüm ve ağlıyorum işte

YAZGI BİRİNİ KIŞLAYA BİRİNİ DAĞLARA GÖTÜRMÜŞ

Sonra sabahlara kadar tartışalım

Ama şimdi durdur Yalvarırım

Gençler, çocuklar ölüyor, hepsi kardeş, hepsinde aynı muska, aynı yazgı, aynı televizyon, aynı futbol, aynı hayat

Hepsinin gerisinde dualara bürünmüş paramparça bir sevdalı

Hepsi genç, hepsi güzel Hepsi Türk, Hepsi Kürt Gençler Yazgının biri kışlaya, diğeri dağlara götürmüş

Kürtçe’de "cehel" derler

Kulağa cahil gibi gelir; ama "henüz bilmez" manasındadır, henüz yolun başında manasında

Yalvarırım ne olacak

Benden ne eksiltecekse bu yakarış eksiltsin, maksat hayat çoğalsın bu dünya cennetinde

Bir yangında hep güzel kelimeler yanarken, çirkinleri hayatta kalır

Kınamak, sövmek, hangi haklı gerekçeyle olursa olsun yangına körükle gitmek

Ben kimseyi kınamıyorum, ben kimseye sövmüyorum, ben bu işin tamamını SEVMİYORUM

Kurtulalım istiyorum bu vebadan

Kimseyi haklı bulmuyorum, kimseyi haksız bulmuyorum

Küstüm

’MIRIN’ DENİR KÜRTÇE’DE ’ÖLÜM’DÜR TÜRKÇE’DE

Konuşmuyorum bu konuyu

Silahlar susana kadar "SİLAHLAR SUSSUN"dan başka konu konuşmak istemiyorum İstemiyoruz

Ölmenin, öldürmenin hiçbir türünü, çeşidini sevmiyorum

Ben genç bir hayat kurtulsun istiyorum her tür kavgadan

Hatta kavgayı öven şiirlerden bile uzak dursun istiyorum

Her çocuk çirkin kelimelerden uzakta yaşasın istiyorum

Eğer o kelime çirkinse, çirkinin hizmetindeyse, Kürtçe söylemişin, Türkçe söylemişin çıfayda

Hiçbir dil çirkin bir kelimeyi güzelleştiremez

Ölüm her dilde çirkin bir kelimedir

"Mırın" denir Kürtçe’de

Anadolu’da konuşulan bütün dillerde karşılığı vardır

Bunların içinde resmi olan "ölüm"dür Türkçe’dir

Ve ölüm kelimesi, resmi ya da gayri resmi her dilde eşit derecede çirkindir

"Yaşam"a gelince

Kelimelerin en şahanelerinden

İçi açık açık ve kelimenin her manasıyla "hayat" doludur

Ve hayat, varlığından emin olduğumuz tek şeydir

DİL, BİR OLUŞLAR ZİNCİRİNİN SONUCUDUR

Kürtçe’de "jiyan" denir

Yaşam, her dildeki en güzel kelimedir

Belki bir tek rakibi vardır, o da "aşk"tır elbette

Aşk

Kürtçe’de "evin" denir

Bu kelimelerin içinde resmi olan "aşk"tır; ama aşk kelimesi her dilde eşit derecede güzeldir

Anadolu’da en az iki kişinin birbiriyle konuşup anlaştığı bir dil varsa ben onu bile öğrenmek istiyorum

Sadece iki kişi bir dil icat etsin, ben çok merak ederim onu

Çünkü bu iş öyle kolay değildir

Dil yani lenguiç, çok geniş ve karmaşık bir sesler organizasyonudur

Ve bir dilin oluşması, hiç kimsenin tasarlamasına imkán bulunmayan ve yüzyıllar boyu süren bir olaylar, oluşlar zincirinin sonucudur

Bazı insanlar başka seslerle, bazıları başka seslerle anlaşırlar

O sesler onların bünyelerinden, yani hayatlarının, kuşaklar boyu yaşamışlıklarının içinden süzülerek akar

Sonuç her zaman mükemmeldir

Çünkü bir dilin yapımında milyon, milyar insanın katkısı vardır ve bu katkı o insanlar yaşadıkça devam eder

’ACI’NIN YANINA ’ŞİFA’ ’İNTİKAM’A ’BAĞIŞLAMA’

İşte bu yüzden bütün diller, insanoğlunun en büyük, en mucizevi eserleridirler

Ve dil akışkan bir şey, düpedüz bir nehirdir

Bünyesine uyan her su içine akar

Her dilde başka dilden göçmen kelimeler vardır

Onlar o dilin yurttaşı olurlar sonra

Buna bazısı yozlaşma der; ama "yozlaşma" zaten çirkin bir kelimedir

Güzel dil ya da çirkin dil diye bir şey yoktur

Hepsi şaşılası bir kolektif çabanın ürünü, birer insan harikasıdır

Güzel kelimeler vardır, çirkin kelimeler vardır

Ve bunlar bütün dillere eşit sayıda yayılmıştır

Her çirkin kelimenin yanına bir tane iyisini eş edeceğiz

"Acı"nın yanına "şifa", "zor"un yanına "çaba", "intikam"ın yanına "bağışlama"

"Ölüm"ün yanına "hayat"!

Sivil olan, sivil hakların geliştirilmesini isteyen bir yurttaş, silaha hiçbir zaman elini sürmemelidir

Haklılığını sivilliğinden alan kişi sivillikten vazgeçerse haklı olmaktan da vazgeçer

RESMİ OLANI TÜRKÇE’DİR AMA HEPSİ ÖZGÜRDÜR

Artık sivil de değildir haklı da

Bir dilde manası çirkin olan, yani çirkin bir şeye isim veya duruma sıfat olan kelime sayısı artmışsa işte o zaman o dil, evet "yozlaşıyor" demektir

Dil yani lenguiç, iyi kullanılmazsa tehlikeli olur

Çünkü dil, her türlü kullanıma müsait mükemmel bir ses organizasyonudur

İnsanları başkalaştırır

Ama "başka"dan korkmaya gerek yoktur

"Başka" güzel bir kelimedir

Çünkü aslında aynı dili konuşan, konuşmayan herkes "BAŞKA"dır

Ve başka, başkalık güzeldir

Başkasının başkalığıyla birleşiriz ve bu birleşme bazen AŞK diye patlar

Ve aşk nerede olursa olsun kendisi dışındaki her şeyi önemsizleştirir

Biz kendi bahçemizdeki dillerin hepsini bilek, öğrenek, bir de üstüne İngilizce, Fransızca filan çakıp dünyanın karşısına çıkak

Diyek ki bizim bahçede insanoğlunun şu kadar senede imal ve muhafaza ettiği diller, hazineler var!

Süryanice var, Keldanice var, daha araştırsak bulacaklarımız var

Bunların içinde resmi olanı Türkçe’dir

Ama hepsi Türkçe kadar özgürdür diyelim

KÜRTÇE’Yİ CENDEREDEN TÜRKÇE KURTARACAKTIR

(Hem belki diğer dişlerini de yaptırmasına yardım edebiliriz şu tek dişli, tek taşlı medeniyetin "BİZ"i düzeltirsek herkesi düzeltiriz)

Hepimizin eşit derecede duyacağı bir gururla dünyaya diyelim ki:

Bizzat Türkçe’nin kendisi diğer dillerimizin güvencesidir

Çünkü onları özgürleştiren şeyler Türkçe yazılacaktır

Türkçe bizim ortak dilimizdir ve ortak kimliğimizi oluşturur

Ve Türkçe, güzel kelimeleriyle her şeyi iyileştirebilir

Kürtçe’yi bu cendereden çıkarabilir

Alır bu Mezopotamyalı kardeşini, önce yaralarını iyileştirir

Onu özgürleştirir

Kürtçe’yi, korku salan, öfke çağrıştıran bir meselenin parçası olmaktan, bu hiç hak etmediği yankısından Türkçe kurtaracaktır

Çünkü DİL güncel bir mesele değildir

Güncel bir kavganın konusu olması, hiç hak etmediğimiz bir trajedidir

Ve kavga da (ki Kürtçe şer denir), trajedi de (ki ona Kürtçe’de de trajedi denir) çirkin kelimelerdir

Elbette bütün kelimelerle ilgili kullandığım "güzel" ve "çirkin" kelimeleri tırnak içindedir

Bazı tırnak kalın, bazısı incedir; ama hepsi tırnak içindedir

Çünkü asıl güzel olması gereken, kelimelere yön veren mekanizmadır ve bildiğim kadarıyla ona da akıl denir

TAKATİMİN SONUNDAYIM ELİMDE SADE KELİMELER

Akıl dilin patronudur ve hiçbir zaman ve hiçbir koşulda yetkilerini akılsızlığa, öfkeye devretmemelidir

Bu bir mektup

Kanamalı bir güvercinin kanadına yazıldı

Hangi yüreğe konarsa o okusun ve bu ölümcül gidişi durdurmak için yapabileceği bir şey varsa hemen şimdi yapsın diye yazıldı

Ölüm üzerine

Mayın üzerine yazıldı

Kürtçe meselesi, Türkçe meselesi üzerine bir yakarış bu

Ben Yani kalemden başka silah, vicdanından başka pusula tanımayan, bilmeyen ben

Ne elimde dünyayı kurtaracak bir bilgi var, ne düşleri aydınlatacak bir lamba

Elimde sade kelimeler

Dizlerimin üstüne çöktüm, ağlıyorum

Takatimin sonundayım ve durun diyebiliyorum sadece

Yalvarırım Durun!

Durdurun!

YILMAZ ERDOĞAN

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.