Gerçek Acıysa Hayat Gerçektir |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gerçek Acıysa Hayat GerçektirGerçek Acıysa Hayat Gerçektir Hikayesi - Gerçek Hikayeler - Gönül Yıldız Yağmur şakır şakır yağıyorduYağmur damlaları cama sertçe vurup, sesleri rüzgar uğultusuyla karışıyorduAslım şok geçirmiş gibiydiAltı yaşındaki çocuktan başka ne beklenebilirdiki?Minicik elleriyle buhar olmuş arabanın camlarına resim çiziyorduYengesi Latife hanım ise kucağına oturttuğu Aslım�a bakıp bakıp ağlıyorduNe acıydıAcıydı, çünkü bu minicik ellerin sahibine anne ve babasının trafik kazası geçirip hayatlarını yitirdiklerini anlatmak çok zorduHele ki bu küçük çocuğun bunu anlamasını beklemek daha da zorduher şeyden habersiz Aslım ise aslında bir şeyler seziyorduo küçücük kalbine bir şeyler oturmuştu sankiBirden yengesine döndü ve; -��Yenge, annem ve babam nerede?Bu gün yurtdışından gelmeyecekler miydi?��dediLatife Hanımın yüzünde acı bir gülümseme belirdiDaha sonra eşi Muhsin Beye döndüMuhsin Bey eşine sus demeye çalışarak işaret parmağını dudaklarını götürdüLatife Hanım kendini topladı ve; -��Aslım, şimdi bunları konuşma zamanı değilEvde her şeyi zamanı gelince anlatacağım��dedi ve Aslım�ın başını göğsüne yaslayarak uzun bir ��ah�� çektikten sonra başına bir öpücük kondurup ��Hadi uyuÇok yoruldun��dediEve vardıkların da Aslım çoktan tatlı rüyalar alemine girmiştiOnu uyandırmadan eve çıktılarYatağına yatırdılarAradan birkaç gün geçtiAslım her gün daha fazla merak içinde anne ve babasını soruyorduCevap alamadığı zaman da yemek yemiyor hiç kimseyle konuşmuyorduEve �`başınız sağ olsun��demeye gelenler Aslım�a bakarak ��Ah yavrum!Yemeden içmeden kesilmişVah yazık!��deyip Aslım�a abuk sabuk sorular sorup küçücük kızın kafasını iyice karıştırıyorlardıLatife hanımın büyük kızı Esin ise bu durumdan rahatsız oluyorduÇünkü; bu sözlerle Aslım ��Annemle babam nerede?Hiç gelmeyecekler mi?Teyzeler yalan mı söylüyor?��deyip deyip ağlıyorduLatife Hanımın kızı Esin buna daha fazla dayanamadıNitekim bir süre sonra Aslım�ın ağlamaları kesildiBir gün yine gelen misafirler böyle konuşurken Aslım her şeyi dinledikten sonra yüzünde bir hüzün odasına gittiBunun üzerine Esin kendini tutamadı ve; -��Hanımlar beylerKendinize gelin, laflarınızı tartarak konuşunKüçücük çocuğa böyle sözler söylenir mi?Hiç o çocuğun durumunu düşündünüz mü?Ne biçim insanlarsınız sizBaş sağlığınızı diler gidersinizKüçücük çocuğa ne diye laflar edip sorguya çekiyorsunuz?Ayıp değil mi?Cahillik diz boyu bu memlekette��diyerek bu konuşmalara artık bir son verdiTam bir buçuk hafta olmuştuGelen giden kesilmiştiBir akşam yemeğinde Aslım dayanamayıp sordu: -��Amca, neler oluyor?Annem ve babama ne oldu?Niye misafirler geldi?Beni evime götürsenizeAnnemler çok kızar��Niye amcanlara kalabalık ettin��diye çok kızarlar��dediBunun üzerine Muhsin Bey: -��Bak AslımBunu söylemek çok zor bitanemUmarım büyüdüğünde böyle bir durumla karşılaşmazsınSana bunu nasıl söylesem bilmiyorumAma anlatmak zorundayımBak tatlım artık annen ve baban gelmeyecekler�� -��Hiç mi?�� -��Hiç�� Masada bir sessizlik olduAslım öylece kalakaldıSanki biri karnına yumruk indirmiştiİşte aynen öyle kalmıştıAslım masadan kalkarak odasına gittiBir kaç gün boyunca zar zor yemek yediHiç konuşmadıLatife Hanım telaşlanıyorduVe en sonunda dayanamayıp eşi Muhsin Beye: -��Muhsin, bu çocuğun hali iyi değilBağırmıyor çağırmıyor, ağlamıyorEvde öylece oturuyorBaşka bir şey yapmıyor��dediAniden Aslım odasından çıktıAğlamaya başladıBirden dizleri tutmadı ve yere yığılıp ağlamayı sürdürdüMuhsin Bey ve Latife Hanım hemen koştularKucaklayıp yerine yatırdılarO gece Aslım ateşlendiAile doktorları Rıfat Beyi çağırdı Muhsin BeyNeyse ki çok geçmeden ateşini düşürdülerDaha sonra Aslım uyuyup kaldı Aslım bilmiyordu bundan sona kendini bekleyen hayatıBüyüdükçe omzuna binecek yükleri bilmiyorduBundan sonra onu zorlu bir sınav bekliyorduBu sınava girip kendine dersler çıkarması gerekiyorduKısacası bu sınav hayattıHem de onun gerçek ve acı hayatı Gönül Yıldız |
|