Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ağırla, onuda

Onuda Sen Ağırla

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Onuda Sen Ağırla



Günahkâr bir adamdı Ayık gezmezdi Bütün bir köy halkı yaka silkiyordu adamdan Ölse de bir kurtulsak, diyorlardı


Bir karısı vardı bu adamın, bir de kendisi Hiç çocukları olmamıştı Köy halkı böyle bir adamın zürriyetinin olmadığına memnundu Kadın ise adamının haline üzülse de ses çıkarmazdı, çıkaramazdı Otuz yıldır evliydiler, döverdi, kızardı, her gün biriyle kavga ederdi Ama kocasıydı işte, evinin erkeği idi


Adam iyice yaşlanmıştı artık Öksürük nöbetleri uykusunu bölüyor, iki basamak merdiven çıksa nefes nefese kalıyor, titreyen elleriyle sigarasını zor sarıyordu İyice zayıflamış, zaten kısacık olan boyuyla bir çocuk gibi kalmıştı Kadıncağız ellerini açıp dualar ediyor, ahir ömründe olsun şu adamın hali biraz düzelsin diye yalvarıyordu Allah'a


Adam bir sabah evden çıktı, fakat ertesi sabah oldu, dönmedi Tan yeri ağarırken kadın aramaya çıktı kocasını Kim bilir yine nerede sızıp kalmıştı! Köyün üst tarafındaki çeşmenin başına gitti önce, orada içerdi adam, bulamadı Yakındaki tarlaları aradı, köyün dört bir yanına baktı, yoktu Eve gelmiştir belki diye koşarak geri geldi, hayır, dönmemişti Güneş inmek üzereydi, bir acele abdest aldı, namaza durdu Duası bitmek üzereydi ki kapının çalındığını duydu


Kocasıydı gelen Adamın yüzü sapsarı kesilmişti Öksürüyor, eliyle göğsünü işaret ediyordu Kadın koluna girdi kocasının, güç-bela sedire kadar taşıdı Uzandı adam, karısının yüzüne baktı, ağlıyordu Doğrulmak ister gibi yaptı, hakkını helal et diyecekti, lafının sonunu getiremedi, başı yastığa düştü Ölmüştü


Kadıncağız kocasının başında epey bir ağlayıp feryat etti Biraz kendine gelince gözlerini sildi, yemenisini bağladı Kalktı, imamın evine gitti


Hocam Diyebildi hıçkırarak, bizimki


Söyleyemiyordu, ama İmam Efendi durumu anlamıştı Kadının yüzüne baktı, köylü ne der diye düşündü, bocaladı


O mendebur bir kez bile caminin kapısından içeri girmedi, kaldırmam onun cenazesini, deyip kapıyı kapattı


Kahroldu kadın Nereye gitsem, ne yapsam diye düşündü Kimseleri yoktu ki, çaresiz eve döndü Yıkadı kocasını, sandıktan çıkardığı beyaz bir çarşafa sardı, omzuna aldı, mezarlığın yolunu tuttu


Caminin köşesinden dönerken, muhtar ve köylülerin kendisine doğru gelmekte olduğunu gördü Bir kez daha düğümlendi boğazı, cenazesi omzundan kayarken, dizlerinin üstüne çöktü, ellerini yüzüne kapatıp ağlamaya başladı


Hışımla yaklaştı muhtar:


Onu nereye götürüyorsun, dedi, mezarlığa gömeyim deme sakın! Sağlığında biz çektik, bir de ölülerimiz çekmesin o herifin elinden


Kadın gözlerini çarşafın üstüne dikmiş, öylece duruyordu Birden bağırmaya başladı, delirmiş gibiydi sanki Kalabalık yanından korkuyla uzaklaşırken, cenazesini tekrar yüklendi, köyün dışına doğru yürümeye başladı


Kan ter içinde kalmıştı kadın, artık adım atacak hali yoktu Kendi kendine;


Şuracığa gömeyim adamımı, dedi, kimseler rahatsız olmaz burada


Tam o anda bir ayak sesi duydu, irkildi, bir çobandı gelen Kadıncağız her şeyi olduğu gibi anlattı Üzüldü çoban, gözleri doldu


Dert etme, dedi, ben yardım ederim sana


Bir çukur kazıp cenazeyi gömdüler Çoban başucunda durdu mezarın, ellerini açtı, dua etti Birkaç çiçek buldu kadın, toprağın üstüne serpti Çobana dualar ederek evine döndü Yorulmuştu Camın kenarına oturup uzaklara daldı Uyuyup kaldı oracıkta


Ertesi sabah imamın kapısını telaşla çaldı Muhtar Bir yandan tokmağı vuruyor, bir yandan da "İmam Efendi, İmam Efendi" diye bağırıyordu İmam korkuyla açtı kapıyı


Bir rüya gördüm, dedi Muhtar, hocam o berduş, o serseri adam cennetteydi, bana gülüyor, hakkım sana bile helal olsun, diyordu


Rüyayı duyan İmamın benzi attı, kendisi de hemen hemen aynı rüyayı görmüştü "Gel hele, içeri gel" demeye kalmadı ki, köyün delisini gördüler Koşarak geliyor, bir yandan bağırıyordu:


Demedim mi ben, demedim mi size, rüyamda gördüm, rüyamda


Birkaç köylü daha benzer rüyalar gördüğünü söyleyince, kadının yanına gitmeye karar verdiler Özür dileyecek, kendilerini affettirmeye çalışacak, bu arada işin aslını öğreneceklerdi Bir şeyler olmuştu ama neydi?


Eve vardıklarında kapıyı açan kadın şaşkındı Kapıyı yüzlerine kapatacak oldu, yapamadı Gelenler olan biteni anlatıp özür diledi, cenazeyi nereye defnettiğini, neler olduğunu sordular Kadıncağız her şeyi anlattı, can kulağı ile dinlediler ve çobanı bulmaya karar verdiler


Bir yandan yürüyor bir yandan aralarında konuşuyorlardı: Bu çoban bir evliyaydı herhalde, belki de Hızır'dı, aslında ölen adam da o kadar kötü bir adam değildi


Tarif edilen yere geldiklerinde çoban koyunlarını otlatıyordu Gelenleri görünce ayağa kalktı, hayırdır inşallah, dedi Oturdular, onlara süt ikram etti, konuşmaya başladılar Çoban söylenenlerden hiçbir şey anlamamıştı, cenazeyi nasıl defnettiklerini anlattı


Ben garip bir kulum, dedi; cenazeyi defnettik, başucunda durup bir dua ettim sadece, hepsi bu


Merakla nasıl bir dua ettiğini sordular, çoban da söyledi:


Allahım, ben dağda koyunlarımı otlatırken kulların gelirler yanıma, selam verirler Senin selamınla gelen senin misafirindir der, ağırlarım Süt ikram eder, azığımı paylaşırım Şimdi de ben sana bir misafir yolluyorum, onu da sen ağırla



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.