Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çocuk, içimdeki

İçimdeki Çocuk

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İçimdeki Çocuk



Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı

Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani kıyafetli

dilencilere benzemiyordu Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi Eli yüzü

temiz ve sağlıklı görünüyordu "Sapa sağlam adam gidip çalışacağına

dileniyor, belki benden daha zengindir" diye düşündü Zaten canı çok

sıkkındı, birde sinirlenmişti

Alaycı bir ses tonuyla:

Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu

- Hayır çikolata parası lazım!

Bülent'in kızgınlığı şaşkınlığa döndü Espri yeteneği olan dilencinin hali

de başka oluyor diye düşündü

- Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?

- Hayır Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz, onu da

bulamadıysak aç yatarız

Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı

- Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız?

- Fakirin canı mı olur ki, tatlı istesin beyim

- Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?

- Hiçbiri değil Sadece fakirim Bugün karımın doğum günü, ona çikolata

götürmek istiyorum

- Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla

- O bizim için değil zenginler için Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona

bir kez bile yaş pasta alamadım Ama her doğum gününde mutlaka çikolata

götürdüm Çikolatayı çok sever

Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti O akşam karısıyla kavga

etmiş, kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı Arabasına da binmemiş sahile

kadar yürümüştü Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı Oysa eskiden

denizi seyrederken çok rahatlardı Dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü

Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek, hiçbir şey

onu rahatlatmıyordu

Dilenciyle konuşurken biraz kafası dağılmıştı "Acaba söyledikleri gerçek

mi, yoksa uyduruyor mu" diye düşündü

- Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?

Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı, bir nüfus cüzdanından

başka bir şey çıkmadı

- Ben dilenci değilim İşim yok Günlük çalışırım, ne iş bulursam yaparım

Fakat bu gün bütün gün iş aradım, aksilik bu ya, hiçbir iş bulamadım

Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi

- Oturun biraz dertleşelim bari, dedi

Adam çekingen çekingen oturdu yanına

- Yokmu eşin dostun, borç alacak akraban?

- Fakirin akrabaları da fakir olur beyim Bulurlarsa kendi karınlarını

>doyururlar

- Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ?

- Hem de çok seviyorum Otuz yılımı aydınlattı o benim

- Hımmmm Aşk hemde otuz yıl süren aşk Hayret doğrusu! Aşkın ömrü en fazla

üç yıl diyorlar oysa Sen otuz yıldan bahsediyorsun

- Evet Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı

- Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı?

Söylediklerine bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin

- Ben ilkokulu bile bitirmedim Öyle formül falan bilmem

- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım Bende altı yıllık

evliyim Sevdiğim kadınla evlendim, fakat mutlu değilim Sürekli kavga

ediyoruz Daha iki saat önce kapıyı çarptım çıktım

Evimiz, arabamız, işimiz, gücümüz, her şeyimiz var, ama mutlu değiliz

Senin hiçbir şeyin yok, ama mutlusun Para mı acaba bizi mutsuz eden?

- Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var Benim karım her şeyim

Sevgilim, eşim, arkadaşım, hayat yoldaşım Hayatımı paylaştığım insandan

daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada?

Sizin ev, araba, iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey

olan

- Öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor

Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?

- Altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim Sen kadın ruhunu hiç

anlamamışsın Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergün çeşit çeşit

yiyecekler yediği için mutlu olmaz Bir kadın, kocasının her şeyi olduğunu

bildiğinde ancak mutlu olur

- Sizin mutluluğunuzun sırrı bumu ?

- Olabilir Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne

kadar değerli olduğunu hissettiriyorum O da çok mutlu oluyor

- Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?

- Küçük kızı severek

- Küçük kız mı ? Hangi küçük kız ?

- Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız

vardır O kızı ne kadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, o kadını da o

kadar mutlu edersin

- Nasıl yani ?

- Küçük kız neleri sever, nelerden hoşlanır bir düşünün Küçük kızlar hep

beğenilmek, ilgi görmek isterler Güzel olduklarını duymaya bayılırlar

Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler Küçük kızlar hep

prenses olmayı hayal ederler Sürprizlerden hoşlanırlar Biraz şımartılmak

isterler Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler İltifata doymaz

küçük kızlar Öyle değil mi?

- Haklısın Benim dört yaşımda bir kızım var Adı Aylin Her akşam boynuma

sarılır "babacığım beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar Giysisini

değiştirdiği zaman etrafımda "Baba güzel olmuş muyum?" diye

sorar durur Güzelsin demem de yetmez ona " Harikasın prenses gibi

olmuşsun" demeliyim Dünyanın en güzel kızı demeliyim

- İşte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler Ben elli yaşındaki

karıma böyle davranıyorum Ömrümüz olurda seksen, doksan yıl da yaşarsak

ben ona böyle davranmaya devam edeceğim Ona

"bebeğim" diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor "Bebeğim bana bir çay

yapar mısın?" dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu görmelisiniz

- Hiç kavga etmezmisiniz siz?

- Kavga evliliğin tadı tuzu Arada biz de tartışırız Küsüp barışmanın tadı

ayrıdır Benim karım bir keçi kadar inatçıdır Onunla barışmak için

uğraşmak ayrı bir keyif verir bana

- Benim eşim çok ciddi kadındır Hiç küçük kız havası yok onda

- Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi, ilgi istemeye utanırlar En

ciddi yada en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır Yeter ki sen o

tatlı kızı sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil Ve o küçük kızı asla

aldatma Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla

bakar Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hemde çabuk kırılırlar Çok

narindir onlar Hoyrat elleri sevmezler Yumuşak

dokunuşları severler

- Bu tavsiyeni deneyeceğim Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum

Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum

- Bu sadece bir bahane O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi

Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur Sen o küçük kızı mutlu ettiğinde

karşılığını fazlasıyla alırsın Artık o seni rahat ettirmek

için elinden gelen gayreti gösterir Karısı mutlu olmayan erkek mutlu

olamaz Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir

Düşünsene somurtkan, mutsuz, sürekli söylenen biriyle yolculuğa çıksan ne

kadar mutlu olabilirsin

- Haklısında bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum

- Yine para, yine dış sebepler Evet para önemli ve gerekli ama kadınlar

para için erkekleri sevmezler Para geçici mutluluklar verir Kadınlar

hediye almayı severler Paran varsa hediye al tabi Ama

hediyeyle mutlu olmasını bekleme Hediyenin yanına sevgini katmazsan

hediyenin bir anlamı yoktur Benim hiçbir zaman çok param olmadı Günlük

kazandım günlük yedik Bazen aç kaldığımız günler oldu

Hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama her zaman aşk

sözleri fısıldadım Hiçbir zaman boynuna pırlanta gerdanlık alamadım ama

hep öpücüklerle sevdim boynunu Hiçbir zaman ona ipek elbiseler

giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi yumuşacık sardım bedenini

ve mutlu ettim onu

Adam ayağa kalktı

- Bana müsaade, artık gitmeliyim, karım merak eder Sende git evine küçük

kızın gönlünü al, belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur

- Bülent de ayağa kalktı Kuvvetlice elini sıktı

- Sizi tanıdığıma çok memnun oldum

Elini bıraktı koluna girdi Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi

- Hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım, dedi

Pastayı aldılar Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta götürmenin

mutluluğuyla, bin

bir teşekkür ederek evginin yolunu tuttu Bülent de pastanenin yanındaki

manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı

Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su

içiyordu Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa döküp yıkadı,

sonra eşinin önüne koydu

- Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri, dedi

İnci hiç konuşmadı

- Sorsana "niye" diye

İnci kızgın kızgın:

- Niye? Diye sordu

- Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek, dedi gayet

ciddi bir ses tonuyla İnci şaşırmıştı Bir anda yüzünün ifadesi

yumuşamıştı

- Bunlar senin sevdiğin meyveler, senin için aldım

- Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın Benim hangi

meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın Aslında bu beklediğim istediğim bir

şeydi "bak senin sevdiğin meyveleri aldım"

Ama şimdi kıymeti yok Çünkü sana çok kırgınım, meyve alarak gönlümü

alamazsın

- Özür dilerim seni kırdığım için

Sonra Bülent yere diz çöktü

- Cezam neyse razıyım Ama bir tek şey istiyorum senden Seni delice

seven bu adamı senden mahrum etme

- Bülent yere çömelmiş, boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu

İnci kıkır kıkır gülmeye başladı

- Affetmek o kadar kolay değil Bakalım hangi cezalara katlanabileceksin,

dedi

Bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı küçük

kızı gördü

Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.