Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gölge, içimde, iki

İki Gölge Var İçimde

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İki Gölge Var İçimde



İki Gölge Var İçimde Öyküsü - Erol Balcı - İki Gölge Var İçimde Hikayesi - Hikayeler
Işık oyunlarını seviyorum Müthiş güzel; gizem dolu içinde Biliyorum; Tanrı ışıkta gizli Ondandır; nerede bir ışık huzmesi görsem, soluklanıyorum hemen İçim, karanlıkları çağırdığında Ben de güneşe, aya, yıldızlara kaçıyorum Gökyüzü evim oluyor böyle anlarda Usulca bırakıyorum kendimi ışığın kollarına Ne müthiş bir keyif, ne hızlı bir yolculuk böyle


Ve dünya büzüldü, küçüldü insan Benliğimiz sürgüne gönderildi, ruhlarımız şeytanla anlaşma içinde


Karanlıklardan bahsetsem de, aldırmayın bana ne olur Işık oyunları saklı benim hep içimde Yüreğimin, beynimin en güzel yerlerinde Kendi özümüz, döner elbet bir sürgünde


Uzun yazacağım Kısa yazamıyorum işte Üstelik vaktim de yok benim Biliyorum; sıralı noktalar arasında çok soluklanıyorum İşte bu anda; tam da bu anda ışığın kollarında oluyorum Zaman genleşiyor o an Ve uzun oluyor her şey böylece


Öyleyse; sormalıyım hemen sorumu Bir yanlış, yüzlerce doğruyu siler mi Ve neden üç yanlış bir doğruyu götürür de; üç doğru bir yanlışı silmez sizce


Çelişkiler, zıtlıklar karşısında şaşırıyorum, içim acıyor yine Bu ne yaman bir içsel çelişkidir böyle Oysa çelişkiler ve zıtlıklar içinde yürümüyor mu bilim sizce


Günlerdir; bir ihanetin izini sürüyorum Dedim ya; ışığın peşine düşmüşüm yine Yer yer yarı gölgeler çeviriyor etrafımı Bazen, zifiri karanlıklar kesiyor yolumu işte


Söyleyin bana ne olur Kaç insan kendini sürgün hisseder Doğduğu yerler, doyduğu yerler, üstüne üstüne gelir mi insanın bazan Kendi yurdunda, yabancı hisseder mi kendini insan


Kendi yurdumda sürgünüm nicedir Dipsiz, derin kuyulara düşüyorum Üstelik sürgün olmak; kolay da değil biliyorum, aldırmıyorum; yürüyorum Nereye gider bu yol, bu kıvrımlar Ne önemi var Aldırmıyorum, yürüyorum işte


Gençliğinde, çok daha güzel ve etkileyicimi yazar ki insan Duyguları ölmemişken hani Yaralar, çabuk iyileşirmiş ya gençlikte Ve umut her zaman taptaze Hayaller zengin, patlamalı bir motor varken içimizde


Yaşlandıkça, büyüyor mu içimizin gölgeleri yoksa Karanlıklar devleşiyor mu içimizde Gittikçe daha mı karamsar oluyoruz acaba Yaralarımız da geç kabuk bağlıyor artık Kanamalarımız daha mı uzun sürüyor sizce


Parmaklarım reddediyorlar sanki kelimeleri kodlamayı İlginç bir duygu bu yaşadığım Denize, gökyüzüne, yıldızlara, insanlara bakıyorum Ve hiç bir şey hissetmiyorum Yokluyorum kendimi Kızgın değilim, Kırgın da değilim oysa Sanki bir şırıngayla beynimin duygu kısmı çekilmiş, alınmış benden Zorla öğretilmiş bir yaşam çaresizliğinin içinde kaybolmuş gibiyim Yolumu bulamıyorum Yaşlanıyor muyum ne


Ne demiştin oysa Hani ışığın kollarındaydın sen Seviyordun ya ışık oyunlarını Ne oldu Bir yanın karanlıklar içinde olsa bile; kocaman yanın ışığın kollarındaydı hani Peh! Hadi canım sen de


Bırakmıyor yakamı içimdeki şüphe Başkalarını tanıdıkça, insan kendini de tanıyor elbet İhanet her yerde Bir yanlış, yüzlerce doğruyu boğacak Bir güvensizlik, bir şüphe sarmış dört bir yanı Kemirilirken insanlığın değerleri bir bir Ülkemin yüksek değerleri alınırken ayaklar altına Mikroplar, dev gövdelere tutunmuşken hani Sorumsuzluk ve keyfiyetsizlik kol gezerken Erken gitmektir tek korkum işte


Ne var ki; her karanlık, içinde bir güneş de taşıyor elbet Umutlu olabilmek için bu bile yeter insana, insan olabilene Ne demişti büyük üstat^'Giderayak işlerim var bitirilecek; giderayak' Ve ellerime söz geçirmeliyim yine


İki gölge sessizce izliyor birbirini içimde Gölgelerden biri daha koyu ve daha siyaha yakın sanki Hiç konuşmadan yürüyorlar bir süre


Ve dönüp baktılar birbirlerine Zaman, zamanı kovaladı Tıpkı masallardaki gibi dere tepe aştılar Okyanuslara ulaştılar Yüksekçe bir dağın dibinde fısıldaştılar Yarım kalmazdı hiçbir şey Her şeyin bir finali de vardı elbet Finalde buluştular


Adaletin sembolü terazidir dedi ışık Ve terazinin bir gövdesi, iki de kefesi var Daha duyarlı tartımlar yapan, teraziler de vardır elbet dedi gölge Işık ve gölge; bir gerçeğin iki yüzü Ölçmede buluştular Işık bu, anlatacak karanlığa sözünü


Ölçme; kendi cinsinden birim kabul edilen bir büyüklükle, ölçülecek büyüklüğün karşılaştırılmasıdır Nasıl ki elma ile armut toplanmazsa, metreyle de ağırlık ölçülemez ki Ve hayat hep dengeler üzerine kuruluyor Ve gövde taşıyor kefeleri elbet Karanlık ve daha koyu karanlık, gülümsediler


Kefelerin sağlam olması, tartmak istediklerinizin güzel ürünler olması önemlidir kuşkusuz Ya gövdeyi yiyip bitirebilecek bir kurt düşerse içine Sağlam kefeler de bir gün bozulur böylece Ve yere düşer her şey, tartılamaz olurlar işte Işık bu; durur mu hiç Devam etti anlatmaya işte


Bir ağacın gövdesidir yükü omuzlayan Ya bir gün girerse mikrop içine Yaprakları güzel, Meyveleri güzel derseniz Ancak bir kaç mevsimlik olur övgüleriniz Ne meyve kalır dalda bir gün, ne de güzelim yapraklar geriye işte


Kefeler, ürünler ve gövdesi terazinin Sizce hangisi Karar sizlerin elbet


Yüzlerce güzellikler taşıyabilir içinde insan İnsan olma adına güzellikleri savunabilir, ömrünü bu yolda da harcayabilir Ama gün gelir öyle bir yanlışlık yapar ki Silinip gider ve kendini tarihin tozlu sayfalarında bulabilir böylece Yapabileceğimiz bir yanlış, bir kalemde siler atar her şeyi işte


Yüzlerce doğru bir yanlışı gölgeleyemez bazen Ve gün gelir gölgenin altında silinip kaybolur her şey İnsan kim gölge kim Doğrular ne Yanlışlar ne Terazi; elbet bir gün lazım olur herkese işte


Ve bazen bir söz, ya da ne bileyim yapmış olduğumuz bir eylem, tüm kişiliğimizin önüne geçebilir de Siz, sadece o sözle ya da eylemle anılırsınız Kişiliğiniz, kimliğiniz silinir ama o söz kalır geriye Bazen sözleriniz siz olur ve adınız bile unutulur işte


Yaşadığımız toplumsal çalkantı, bu altüst oluş, tozu dumana katan sarsıntılar endişelendirmemeli bizi Gerçek özümüz dönmeli sürgünden Hem ışık taşımıyor muyuz içimizde

Farid Farjad çalıyor geceye İçimde iki gölge saklı; diplerde Bir yanlış; silmesin doğruları ne olur Gövde; gövdemizdir Terazi lazım olur bir gün herkese Kemanın sesi, nasıl yakmaz ki içimi Minörler, majörler hikâye


Işık; hadi ateşle beni yine



Erol Balcı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.