Limon |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
LimonLimon Hikayesi - Hüzün Hikayeleri - İclal Aydın Yazıları - Limon İclal Aydın Dün Ayşe Hanım'ın yazısını okurken içim cız etti Oğlu Ali'nin öğrencilik yıllarında katıldığı bir yarışmayı anlatıyordu anımsarsınız "Beklenmedik taş baş yarar" başlıklı yazısında; Ali'nin rakiplerinden birinin annesinin, çantasından çıkardığı limon dilimlerini oğluna yedirirken çocuğun suratının nasıl buruştuğunu, sevgili Ali'nin nasıl koştuğunu, diğer çocukların suratlarını, hepsini gördüm sanki okurken Nasıl bir annedir bu Ayşe hanım? Nasıl tatlıdır Dedim ya, öyle sevdim ki dünkü yazısını Limon, öğretmenim ve ben Minik kızımı hıçkırık tutuğunda birkaç damla limon veriyorum Anne sütünden başka bir şeyi tanımayan bebeğim nasıl şekerleşiyor o anda anlatamam Buruşan suratının ardından dakikalarca yalanışını sanırım hiç unutamayacağım Limon dendiğinde bu kadar sevimli olmayan bir başka kapı açılıyor zihnimde Ortaokuldaydım Bedenim yavaş yavaş erişkinliğe ulaştığından pazar torbası taşıyabileceğime kanaat getiren annem zorla pazara götürmüştü beni Akşam üzeriydi Annemin iş çıkışında gittiğimize göre Çarşamba Pazarı'ydı demek Annemin ardından bıkın bıkkın yürürken birden kalabalığın içinde bağırarak limon satan birini gördüm Offf off Size o anki acımı anlatamam Bağırarak limon satan kişi çok sevdiğim öğretmenlerimden biriydi Beni görmesin istedim Beni görürse mahcup olur sandım Başımı eğdim Kaybolmak istedim Yıllar sonra şu yazıyı yazarken bile adını yazmaktan kaçındığımı, hâlâ aynı sıkıntıyı taşıdığımı fark ediyorum Oysa Oysa ertesi gün dersi bitirdikten sonra "size bir şey söyleyeceğim" diye durdurmuştu hepimizi "Dün arkadaşlarınızdan bir kısmını gördüm pazarda Onlar beni gördükleri halde selam vermediler Limon satıyordum Limon satsam da ben yine öğretmenim Bir öğretmen sevdiği bir öğrencisinden selam alamayınca ne kadar üzülüyor bilseniz" dedi Kafamı kaldırdığımda benim gibi kızarmış birkaç arkadaşımı daha fark ettim Demek birbirimize söylemesek de benim gibi birkaçı daha yaşamıştı aynı olayı Unutamadığım cümle "Hepinizin babası ay sonlarında aynı sıkıntıyı yaşıyordur zaman zaman benim gibi Bu aralar daha çok çalışmam gerek Gücümün yettiği her işi yapmalıyım Ben utanmıyorum Siz hiç utanmayın Yaptığınız iş değildir utanmanız gereken, yapmayıp da kaçtıklarınızdır" Yaşamımda unutamadığım ve hayatımı toparlamak zorunda kalıp da ek işler yaptığımda hep anımsadığım bir cümle oldu bu Memur zamları yine belli ki pek çok öğretmene pazarda limon sattıracak Belli ki pek çok öğrenci hayatının dersini alırken kendisine bir şeyler öğretmeye çalışan öğretmeninin sıkıntılarına şahit olacak Öğretmenin hep aynı ayakkabıyı giymesine, sinirli yüzüne, dalıp giden gözlerine bir anlam vermeye çalışacak Her limon tatlı ekşi bir tad bırakmıyor insan zihninde Bazı anılara acıtan bir burukluk katıyor İclal Aydın |
|