Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aman, ayrımcılığı, gençler, öğrenmesin

Aman Gençler Ayrımcılığı Öğrenmesin

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aman Gençler Ayrımcılığı Öğrenmesin



Aman Gençler Ayrımcılığı Öğrenmesin Yazısı - Aman Gençler Ayrımcılığı Öğrenmesin Ruhat Mengi - Ruhat Mengi Yazıları

“Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Tür Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi” 8’inci sınıflarda okutulan “Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi” dersi programından çıkarılmış Eski programın “Hak ve Özgürlüklerimiz” başlıklı ünitesinde yer alan sözleşmede “kadın-erkek eşitliği, evlilikte eşit olunduğu, kadın-erkek algısının kalıplaşmış yargılardan arındırılması gerektiği, kadın istihdamını arttırmak için çalışma” gibi konular yer alıyor


İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ndeki; özgürlük, adalet, sevgi, saygı, dostluk, dayanışma gibi kavramların bu bildirgeden bağımsız anlatılması da istenmiş “Haydi Kızlar Okula” bölümü de çıkarılmış Demek ki artık kız-erkek tüm öğrencilerin yukarıdaki konularda aydınlatılması, örneğin “kadına saygı, şiddete asla başvurmama” gibi önemli noktaların öğretilmesi ya da “kızların eğitiminin de erkekler kadar önemli olduğunu” iyice anlamaları filan gerekmiyor


ŞİDDET DE SÜRSÜN MÜ?


Kadın örgütlerinin “kız çocukların eğitimi, kadına karşı şiddeti önlemek” gibi konularda tek başına çırpınıp durması yeterli görülüyor İşte şimdi o kadın örgütlerinin bu durumu “Birleşmiş Milletler” başta olmak üzere dünyaya duyurmasının tam zamanıdır Kadına ve hatta çocuklara her tür vahşetin arkasının kesilmediği ve Meclis’inin de olup bitene seyirci kaldığı bir ülkede bu bilgilerin verilmemesi gerektiğini düşünen, gençlerini eğitmekten kaçınan Bakanlık “nedenini açıklamıyorsa, bir tutarlı nedeni yoksa” buna evrensel çözüm aramaktan başka yapacak şey de kalmamış demektir


Gerçekten inanılır gibi değil!


*****



THY’nin kendi elemanı yaparsa


Türk Hava Yolları, detay sayılabilecek bazı hatalar (iç hatlar uçuşlarında inatla vermeyi sürdürdükleri kısır benzeri ama asla kendisi değil bulgurlu-soğanlı garip yiyecek ve yanında sarımsaklı yoğurt gibi bir uçakta asla verilmeyecek menüler gibi) ve özellikle iç hatlarda zaman zaman gecikmeler dışında oldukça başarılı sayılır


Havaalanı personelinden hosteslerine kadar tüm elemanları güleryüzle müşteriyi memnun etmeye çalışıyorlar (örneğin aşağıda anlatacağım uçuşta başta Selin Bilgehan isimli hostes olmak üzere tüm uçak personeli süperdi)


Bununla birlikte geçen Perşembe kızımı görmek için Londra’ya uçarken öyle bir şeye rastladım ki yazmadan olmaz Hani yolcularda rastladığımızda uyarıp duruyoruz ama bu öyle de değil, bir görevli üzerinde THY kıyafeti, elinde cep telefonu uçağın kapısında (neredeyse içinde kadar yakın) konuşuyor Ben kapıya geldiğimde “konuşmaması gerektiğini, uçakta anonsların ‘terminalden girene kadar cep telefonlarının açılmaması, aksi takdirde uçuş aletlerine zarar vereceği’ şeklinde yapıldığını” söyledim ki bu uyarıları cep telefonu çıktığı günden beri yapıyor ve yazıyoruz


“Ben uçağın içinde değilim” cevabını verince ‘bir adım atsanız içinde sayılırsınız, biz ise bu uçakla uçacağız’ dedim


YAPACAK TEK ŞEY VAR!


“Yapacak bir şey yok, konuşuyorum” diyerek omuz silkti, ben de ‘yapacak tek şey var, benim sizi THY’ye şikayet etmem’ dedim Ve işte ediyorum THY’de bildiğim kadarıyla birçok değişiklikler oldu ama ne olursa olsun “kendi elemanlarının kurallara herkesten önce uymasını, uymayanları kendilerinin uyarmasını” sağlamak zorundalar Uymayan elemanın adını ben söylemeyeyim, 4 Ağustos, TK 1979 uçuşu hostesleri gayet iyi biliyorlar, bir adım ötelerinde konuşmaktaydı ve bu nedenle defalarca onun adına özür dilediler


*****



Süt bebeklerini atan insafsızlar!


Okurumuz Çağatay Yücebaş son derece üzgün olduğu ifadesinden belli mektubunda “Suadiye, Bostancı, Küçükyalı sahillerine her gün bisküvi kutuları içinde yeni doğmuş, henüz gözleri bile açılmamış yavru kedilerin 4’er-5’er atıldığını, birileri kurtarmadığı takdirde bunların ya ‘köpekler tarafından parçalanmaya veya açlıktan-susuzluktan ölmeye mahkum’ olduklarını” anlatıyor Ve “Lütfen Ruhat Hanım, yazın da kedi sahipleri bu bebekleri annelerinden ayırmasın” diyor


YÜREĞİNİZ YOK MU SİZİN?


Beni dinleyeceklerini bilsem her gün yazardım ama biraz insafı olan birinin “bunu yapmamak için” zaten uyarıya filan ihtiyacı da yoktur Bunlar Çağatay Bey’in gördükleri, kim bilir daha kaç sahile atıyorlar Parklara attıklarından 25 tanesi hala benim bahçemde


Peki bu, gözleri açılmamış, mama yiyecek durumda bile olmayan parmak kadar bebek kedileri annelerinden ayırıp bir köşeye atıverenler geceleri nasıl uyuyabiliyorlar?


Yüreklerini nereye bırakıyorlar o arada, gerçekten nasıl bir insanlık bu? Acaba uyurken keyif versin diye o yavruların annelerini de yanlarına alıyorlar mı, ya da okşuyorlar mı?


Ben vicdansızlığın bu boyutuna akıl erdiremiyorum ama bir ilahi cezasının olacağına da kesin inanıyorum, umarım ağır bir cezadır Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül Ekim ayında çok büyük bir kedi parkının açılacağına söz verdi, onu bekliyoruz Hiç değilse o zamana kadar bakıp, açıldığını bildirdiğimde bize haber versinler alalım hepsini, biraz insaflı olsunlar


Not: Bakırköy Barınağı’nda hayvanların güneş altında bırakıldığı şikayetleri geliyor, lütfen dikkat!



Ruhat Mengi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.