|
|
Konu Araçları |
dairesi, george, istanbul, vergi, washington |
George Washington Vergi Dairesi: İstanbul |
06-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
George Washington Vergi Dairesi: İstanbulGeorge Washington Vergi Dairesi: İstanbul 29 Ağustos, 2005 Amerikan Kongresi, Cezayirli Hasan Paşa ile imzalanan “haraç anlaşması”nı 1796 yılının 7 Mart’ında onayladığında, Osmanlı Devleti’nin de resmen vergi mükellefi olmuştu! Cezayir, Trablusgarb ve Tunus… Osmanlı’nın “Garp Ocakları” adı ile andığı bu topraklar, Anadolu’dan, özellikle de Ege bölgesinin yeniçeri ve leventlerini bir mıknatıs gibi kendine çekiyordu Osmanlı İmparatorluğu’na geniş bir özerklik statüsü olarak bağlanan bu eyaletlerde idari güç, bölgenin en sözü geçen kişisi olan ve “Dayı” unvanını taşıyan “yeniçeri kökenli” yöneticilerin elindeydi Buralarda yapılan korsanlık faaliyeti, çok daha kazançlı ve az riskliydi Yerli halk kendi halinde yaşar, ama askerler ve leventler, geçimlerini Akdeniz’de korsanlıkla sağlarlardı Korsanların İstanbul ile ticaret ve Türk denizlerinde dolaşma anlaşması yapmış olan memleketlerin bayrağını taşıyan gemilere saldırması yasak, ama diğer gemileri yağmalanması serbestti O günlerde Fransız Devrimi’nin rüzgârları Avrupa’yı sarsarken, bir başka fırtına, Napolyon Bonapart, Avrupa krallıklarını birbiri ardına işgal ediyordu İspanya, Savoia, Piemonte, Avusturya, Prusya ve Polonya bir anda Fransız işgaline uğramıştı Kısacası, Trablusgarb, Cezayir ve Tunus korsanlarının karşısında duracak bir donanma kalmamıştı… 18 yüzyılda Akdeniz’in tek hâkimi, hâlâ Türk ve Arap korsanlardı! “Maksat ayağınız alışsın!” Bu dönemde pek çok Avrupa devleti, Osmanlı İmparatorluğu’nun himayesi altındaki “Dayı”lar ile haraç anlaşmaları yapmışlardı 1786’da “Cezayir Dayısı” ile bir anlaşmaya varılamazken, Amerikalıların “Barbar Devletler” olarak andığı devletlerden Fas, 40000 altına razı oldu İki ay sonra Faslı korsanlar bir Amerikan gemisini yaktıklarında, anlaşmayı hatırlatmak için gelen Amerikan elçisine Fas beyi, “Gönderilen haracın bittiğini, Amerikalıların lideri George Washington’un gönderilen paraya takviye yapmasını” söyledi… Korsanlar, 1789’da ABD’nin ilk başkanı olacak George Washington’u daha başkan olmasını bile beklemeden haraca bağlamışlardı! Maksat, Amerikalılarının “ayağının alışması”ydı… “Memalik-i Osman”ın toprakları sayılan Cezayir, Tunus ve Trablusgarb eyaletlerinin de devreye girmesiyle, Amerika’ya kesilen haracın meblağı da artmaya başladı 1795 yılında gelindiğinde, sadece Cezayirli Hasan Paşa’nın George Washington’a kestiği “nakit cinsinden” haraç, 642500 Amerikan dolarını bulmuştu! “Ödeme”, Cezayir dayısının 115 denizcisine, uluslararası sularda yapılıyordu Vergi mükellefi: George Washington Osmanlı İmparatorluğu ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilk vergilendirme anlaşması, Amerikan elçisi Joseph Donaldson ile Cezayirli Hasan Paşa arasında, 5 Eylül 1795 günü imzalandı Metin Türkçe olarak kaleme alınmıştı ve daha önce Fas ile imzalanan ve Arapça olarak kaleme alınan 1786’daki anlaşmadan sonra, Amerikan tarihinin İngilizce olmayan ikinci metniydi Anlaşmaya göre Amerika, Cezayir’de bulunan esirlerin bırakılması için “Dayı”ya 642500 dolar “haraç” ödeyecek ve her yıl 12000 Cezayir altınına denk gelen 21600 doları vergi olarak verecekti Amerikan Kongresi, anlaşmayı 1796’nın 7 Mart’ında onaylayınca, metin yürürlüğe girdi Kongre, böylelikle Osmanlı Devleti’nin resmen vergi mükellefi oluyordu! Amerika, 1796′nın 4 Kasım’ında Trablusgarb’ın, 1797′nin 28 Ağustos’unda da Tunus’un dayıları ile anlaşmalar imzaladı Trablusgarb ile varılan anlaşma uyarınca Amerikan tarafı Trablusgarb beyi Yusuf Paşa ile “divan”ına Amerikalı esirlerin iade edilmeleri karşılığında 40000 İspanyol doları ödüyor, Trablusgarb’ın ileri gelenlerine altın ve gümüş saatler, elmas yüzükler ve pahalı kumaşlardan yapılmış kaftanlar vermeyi taahhüt ediyordu Yine Türkçe olan bu anlaşmanın ilginç taraflarından biri, besmeleyle başlayan metnin hemen girişinde “Bu belge dünyanın hâkimi, denizlerin ve karaların hükümdarı, kralların efendisi, sultanlar sultanı, imparatorlar imparatoru, Sultan Mustafa Han’ın oğlu Sultan Selim Han’ın dikkati nazarları altında imzalanmıştır Allah, O’nun hükmünü daimi kılsın” şeklindeki ifadelerin yer almasıydı ve bu ifadeler, metni Türk tarafının dikte ettirdiğini göstermekteydi Bu anlaşmada dikkat çeken bir diğer husus, anlaşmanın 11 maddesinde “Hiçbir şekilde köklerini Hıristiyanlık dininden almayan, Amerika Birleşik Devletleri” gibi bir ibarenin kullanılmasıdır! Ertesi yıl anlaşma biraz daha genişletildi Önceki haraç miktarına ek olarak, 36 toplu Crescent firkateyni Cezayir Dayısı’na “hediye” edildi 1797 yılının haraç listesinde ise, bir başka firkateyni, Handullah’ı görüyoruz Amerika Birleşik Devletleri çaresizlikten, kendilerini haraca bağlayan Türk ve Arap korsanlara “donanma” düzmekteydi! Trablusgarb Beyi’nin hizmetindeki Türk korsanların hayal gücü daha da genişti 1798 yılı için Amerikalıların vereceği 115000 dolar haracın dışında, bir küçük madde daha kondu anlaşmaya: Trablusgarb ufuklarında görünen Amerikan gemilerini selamlamak için gemi başına bir fıçı barut! Amerikalılar çaresizdi Dönem, Amerika Birleşik Devletleri’nin kurulduğu yıllardır ve yeni yeni kurulan bu ülke Kuzey Afrika’nın Türk ve Arap korsanları ile baş etmek bir yana, kendi sahillerini bile koruyamamaktadır İnternet üzerinden de kolaylıkla erişebilecek Ulusal Kongre Kütüphanesi kayıtlarına göre, Amerika Birleşik Devletleri2nin 1800 yılı bütçesinde 2000000 dolar “haraç ödemeleri”ne gitmişti Bir başka deyişle, o günkü ABD bütçesinin yüzde 20’si! “Sen benim kölemsin” Mayıs 1800’de, George Washington’ın ünlü amirali Bainbridge, yeni Cezayir dayısı Mustafa Bey’e her zamanki haracını ödedi Tam ayrılacakken, Cezayir dayısı, bir elçisini padişahın İstanbul’daki sarayına götürmesini istedi Bainbrigde bu isteği kibarca reddetmeye çalışsa da ve Cezayir dayısı buna emretti: “Sen bana haraç ödediğinde kölem oldun demektir Bu yüzden sana canımın istediği gibi emretmeye hakkım var!” Kalenin silahları Bainbridge’in firkateynine nişan almıştı Bu yüzden Brainbridge boyun eğdi ve Amerikan bayrağını pruvada, Cezayir bayrağını ise kıçta dalgalandırma şartıyla talebi kabul etti Bainbridge Cezayir dayısının elçisini İstanbul’a götürdüğünde, ilk defa ABD bayrağını Osmanlı Devleti’ne gösterme fırsatını da buluyordu Osmanlı padişahı III Selim ve maiyeti şaşırdılar Amerika Birleşik Devletleri diye bir devlet olduğundan haberleri bile yoktu Saraylılar Kristof Kolomb hakkında sadece belli belirsiz dedikodular duymuşlardı Bainbrigde, Amerika’nın büyük denizin ötesindeki bir ülke olduğunu ve Kristof Kolomb tarafından keşfedildiğini söyledi Bainbridge ve Osmanlı Kaptan-ı Deryası sıkı dost oldular Hatta padişah, Bainbridge’in küstah Cezayir dayısı tarafından rahatsız edilmemesi için bir de ferman verdi! Bainbridge, dönüş yolunda Amerikan Donanma Sekreteri’ne şöyle yazdı: “Umarım bir daha haraç ödemek için Cezayir’e yollanmam; en azından beni toplarımızın namlusuna koyup ateşleyerek, haracı teslim etme görevini vermediğiniz sürece!” Jefferson’dan “culüs bahşişi” isteyen paşa George Washington’nun ardından John Adams, o günlerde yeni bir devlet olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ikinci başkanı olur Yeni başkanın “gelenek görenek” konusunda pek bilgili olmadığına kanaat getiren Trablusgarb beyi Yusuf Paşa, 1799 yılında dostunu uyarmayı uygun bulur Yusuf Paşa, “Ölen yüksek makam sahibi adına o makama gelen yeni başkanın Trablus Krallığı’na bir hediye sunması” gerektiğini, Adams’a bir ferman yazarak, lisan-ı münasip ile anlattı Tüm bunlara ek olarak, “hediye” miktarının 10000 dolar olduğunu belirtmeyi de ihmal etmedi 10000 dolarından haber alamayan ve sabırsızlığı üst seviyeye ulaşan Yusuf Paşa, aradığı fırsata 1801 yılında kavuştu Adams yerini Thomas Jefferson’a bırakmıştı Garb Ocakları’nın yönetiminde yer alan tüm yöneticiler gibi “yeniçeri kökenli” olan Yusuf Paşa, yeni başkan Jefferson’dan 225000 dolarlık “cülus bahşişi”ni talep etti Jefferson kızgınlıkla bu talebi reddetti “Gelin elimi öpün!” Trablusgarb beyi Yusuf Paşa da kızgındı Paşa, derhal Amerikan temsilcilerinin huzuruna çıkmaları ve hatalarını kabul ederek el öpmelerini emretti! 225000 dolarlık cülus bahşişinin yanı sıra, Yusuf Paşa’nın seçeceği türden 25000 dolarlık malın “hediyesi”ni uygun buldu! İlk mesajın yeterince ciddiye alınmaması Yusuf Paşa’yı bu defa daha “ikna edici” davranmaya itti Mesaj netti: Ya “hediye” ya da savaş! Savaş çıktı Trablusgarb dayısı Yusuf Paşa, Amerikan tarihine “First Barbary War” adıyla geçecek olan savaşı, 10 Mayıs 1801 tarihinde başlattı Trablusgarb paşasının ABD’ye savaş ilan etmesi üzerine Jefferson, Amerikan donanmasını Akdeniz’e gönderdi Tunus ve Cezayir savaştan hemen çekilirken, Trablusgarb ve Fas, aralıklarla 1815’e dek sürecek olan zorlu bir mücadeleye giriştiler 1803 Ekim’inde Trablusgarb dayısı, Amerikan donanmasının en iyi firkateynlerinden biri olan Philadelphia’yı ele geçirerek, gemi kaptanı amiral William Bainbridge ve tüm mürettebatını esir aldı Philadelphia’nın kaptırılması, Amerikalıların küçük düşmesine neden oldu Bunun üzerine, 16 Şubat 1804 tarihinde Amerikan donanması tarafından alınan ilginç ve radikal bir uygulanmaya kondu Enterprise’ın kaptanı olan genç teğmen Stephen Decatur, Trablusgarb limanına girerek, bir zamanlar Amerikan donanmasının en iyi gemilerinden biri olan Philadelphia’yi ateşe verdi ve ülkesine bir kahraman olarak döndü! Not 1: Umida Salih ve Ali Işıngör’ün birlikte hazırladıkları bu dosya, Focus dergisinin Ağustos 2004 sayısında yer aldı Dergideki yazı, önemli oranda kısaltılarak buraya alınmıştır |
George Washington Vergi Dairesi: İstanbul |
06-27-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
George Washington Vergi Dairesi: İstanbulAşağıda tarih, Türk denizciliği ve Osmanlı tarihi açısından çok ilginç bir belge: ABD bandıralı ticaret gemileri, Akdeniz de 1773 den itibaren seyretmeye başlamışlardı Fakat bilhassa Akdeniz tamamıyla Osmanlı Denizcileri nin kontrolünde idi Bu görevi, Cezayir Beylerbeyimize bağlı filolar sürdürüyordu İste bu yüzden ABD gemileri de, Cezayirli görevlilerle anlamsak mecburiyetinde idiler Yeni kurulan ABD harp gemileri ise, kendi teknelerini gemilerini korumaktan uzaktılar Durumu gözden geçiren, Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti, Cezayir Beylerbeyimize müracaata karar verdi Yapılan müzakereler sonunda, anlaşmaya varildi ve 05 Eylül 1775 tarihinde bir anlaşma imzalandı Bu anlaşmaya göre; Amerika Birleşik Devletleri, her yıl Cezayir Beylerbeyi mize 642000 Altın Dolar ve 12000 Osmanlı Altını vergi ödemeyi kabul ve taahhüt etti Bu vergi anlaşması ABD tarihinde, İngilizce dışında yabancı dille(Osmanlı Türkçesi) imzalanan tek anlaşmadır Ayrıca bu anlaşma Amerika nın, tarihleri boyunca başka bir devlete vergi ödemeyi taahhüt ettikleri tek antlaşmadır Anlaşma 35 sene sonra 1810 da İngiliz gemilerinindi devreye girmesiyle kendiliğinden fesholmuş Anlaşma fermanları karşılıklı olarak halen İstanbul'daki Deniz Müzesinde ve Washington müzesinde bulunuyor Anlaşmada ABD yi temsilen Başkan, Osmanlı'yı temsilen Padişah ve hatta sadrazam bile değil, şimdiki Vali statüsünde olan Beylerbeyinin imzası bulunuyor Bu tarihi vesikayı, devletleri adına imza eden görevliler : George Washington (ABD Başkanı) ve Hasan Paşa (Cezayir Beylerbeyi) Nereden nereye deyip iç geçirenler için işte bir örnek daha Alıntı |
George Washington Vergi Dairesi: İstanbul |
06-27-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
George Washington Vergi Dairesi: İstanbulAbd'nin Vergi Ödediği Tek Devlet "Osmanlı Devleti" Amerika`nın tarihinde vergi ödediği tek ülke OSMANLI "Yil, 1783 Avrupa standartlarina göre mütevazi da olsa, yeni bir denizci devlet olan ABD, denizlerde tek basina bayrak gezdirmeye basladi Daha 25 Temmuz 1785'te, Atlantik'te Cadiz aciklarinda, bu yeni bayragi tasiyan ilk gemi Cezayir aciklarinda Osmanli gemileri tarafindan ele geçirildi Bu gemi, Boston limanina bagli, Kaptan Isaak Stevens'in idaresindeki Maria idi Arkasindan, Philadelphia limanina bagli, Kaptan O'Brien'in Dauphin'i de ayni akibete ugradi 1793 Ekim ve Kasim aylarinda 11 ABD gemisi daha Osmanlilarin eline geçti Kongre, 27 Mart 1794 yilinda, Osmanli denizcilerine karsi koyacak gucte savas gemileri insa edilmesi veya satin alinmasi icin, Baskan George Washington'a 700000 altina yakin harcama yetkisi verdi Osmanlilarin olusturdugu deniz tehdidi sayesinde, ABD donanmasinin temelleri atiliyordu 5 Eylül 1795'te ABD bu tehdide karsi bir anlasma yapmayi kabul etti Bu anlasmaya gore ABD, Cezayir'deki esirlerin iadesi ve gerek Atlantik'te, gerekse Akdeniz'de ABD sancagi tasiyan hicbir tekneye dokunulmamasi karsiliginda, 642000 altin ve yilda 12000 Osmanli altini (216000 dolar)ödeyecekti Dili Türkce olan ve 22 maddeden olusan anlasmaya, Baskan George Washington ve Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayi imza koydular Boylece ABD yillik vergiye baglanmis oldu Bu, ABD'nin iki asri askin tarihinde, yabanci bir dille imzalanan tek anlasma olduğu gibi, yabanci bir devlete vergi ödemeyi kabul eden tek Amerikan belgesidir iste; ABD tarihinde kendi dilinde olmayan tek uluslararasi anlasma Turkce'dir ve ABD tarihinde vergi vermeyi kabul ettigi tek ulke Osmanli Imparatorludur ABD baskani Corc Vasington Efendi Osmanli imparatoru tarafindan muhatap gorulmemis ve anlasma Cezayir beylerbeyi tarafindan imzalanmistir İnanılacak gibi değil, değil mi? Ama inanın 200 yıl önce biz buyduk ve "YİNE BÖYLE OLABİLMEMİZ İÇİN HİÇ BİR ENGEL YOK" |
|