Prof. Dr. Sinsi
|
Çağlayanlar Kitabının Tanıtımı
Yazar, bu eserdeki hikayele*rinde Türk destanlarından, tarihinden, faydalanmış; Trablus, Balkan, I Dünya savaşlarında yaşanan olayları anlatmıştır Ahmet Hikmet Müftüoğlu‘nun 1922′de yayınlanan Çağlayanlar adlı kitabı 18 parçadan ibarettir Milli edebiyatımız içinde uyandırdığı milliyetçilik duygularıyla çok önemli bir yere sahiptir Çağlayanlar hikayelerindeki kahramanların isimleri şunlardır: Alparslan Masalı, Yarayı Kanatan, Üzümcü, Sümbül Kokusu, İnci, Yakarış, Bekir ile Tekir, Ayşe Kızla Vato, Maviş
Çağlayanlar Kitabının Özeti
Sümbül Kokusu
Pazar günü, Budapeşte Darülfünunu Tabiiyyat şubesinde öğrenim gören Hüseyin Arif, Macaristan’ın dar sokaklarından birinin kasvetli, dar evlerinden birinde, gazete okumaktadır Gazetede Çanakkale Savaşı’nın gidişatıyla ilgili pek çok ha*ber vardır İstanbul’un, Boğazlar’ın her yanının sarıldığı, ülke*nin çok zor durumda olduğu yazmaktadır Hüseyin Arif, mem*leketinin düştüğü bu durumdan dolayı büyük bir hüzün için*dedir Ülkenin cephane durumu çok eksiktir (Çağlayanlar) Oysa düşman askerlerine her yandan yardım gelmektedir Onların her türlü imkânı karşısında Türk askerinin yalnızca bir göğsü, bir de bazusu vardır İstanbul; camileriyle, mavi denizi ve göğü, mezarlıkları, surları ile gözlerinin önüne gelmektedir Ona göre, İstan*bul’un hamalları Avrupa’nın lordlarından daha asildir Kaldı*ğı Macar topraklarındaki sokaklara göre İstanbul’un sokakları daha nurani, daha neşelidir İçinden bir çığlık kopar Allah’a, vatanımı düşmana çiğnetme, diye yalvarır
Bu hüzün içinde, memleketine ait neyi varsa hepsini koklar Sonra pencereyi açar Ev sahibi dört gün önce bir sümbül vermiştir Pencereyi açınca duyduğu sümbül koku*suyla irkilir Sümbül saksısının üzerine kapanarak ağlamaya başlar O sırada kapı vurulur Gelen Mehmet Siyavuş’tur Mehmet’e sümbülü derinden koklamasını söyler Mehmet Si-yavuş da irkilir Çünkü sümbül, İstanbul kokmaktadır Mart aylarında İstanbul’da işportalarda ‘bahariye kokuları ‘ diye satılan sümbül kokusunu hatırlarlar İkisi de Ah vatan!’ der*ler Vatanı kaybediyoruz ’ diye ağlamaya başlarlar İki genç, bir şey yapmaları gerektiğine karar verir Hüseyin Arif arka*daşına; ‘Yaşamak alçaklıktır Çanakkale cephesinde ölmeliyiz ’ der Birbirlerine sarılarak ikisi de vatan için savaşmaya karar verir İki gün içinde eşyalarını satarlar Pasaport işlemleri için gittiklerinde görevli onlara ‘Talebelerin askerlikleri ertelendi ’ dediğinde, onlar büyük bir huzurla ‘Biz gönüllü gidiyoruz ’ cevabını verirler
Padişahım Alınız Menekşelerimi, Veriniz Gülümü
Samime Hanım, kanepede gazeteleri okumaktadır Ya*nında Ayşecik vardır Ayşecik, Samime Hanım’in hizmetçisi-dir Samime Hanım’ın kocası, Ayşecik’in de babası ve ni*şanlısı Trablus cephesine gittiklerinden beri koca evde birbir*lerine arkadaşlık etmektedirler Ayşecik, bu eve akrabası olan Samime Hanımın kocası Tuğrul Bey’in babasından haber a-labileceği ümidiyle gelmiştir Fakat Tuğrul Bey de kısa zaman sonra cepheye gitmiştir
Samime Hanım ile Ayşe iki dert ortağı olmuşlardır Her ikisi de her gün Allah’a cephedeki yakınları için yalvarmakta, evde matem havası esip durmaktadır Samime Hanım, Ay*şe’ye kocasından, Ayşe de utanarak nişanlısından bahset*mekte; böylelikle avunmaktadırlar
Ayşe, Samime Hanıma muharebeden bir haber olup ol*madığını sorar Samime Hanım, gazetedeki haberi okumaya başlar Gazetede şunlar yazmaktadır:
‘On üç zırhlıya karşı bir asker’
“Salı sabahı düşman zırhlılarından on üçü Trablus’un şark tarafında kalan Hamidiye İstihkamı’nı dövmeğe başla*mışlardır İstihkamda on bir neferle bir çavuş vardı Neferle*rin dokuzu bir müddet sonra şehid, ikisi mecruh olmuş ve sağ kalan Mehmed Çavuş isminde bir kahraman henüz parçalan*mayan birkaç topla, dünyanın hiçbir muharebesinde işitilme*miş, hiçbir memleketin tarihinde görülmemiş bir inat ve me*tanetle tek başına düşmana mukabele etmiş ve nihayet tunç toplarla beraber o pulat vücut da başına yağan yüzlerce gül*le altında parça parça olmuştur Böyle emsalsiz erlere malik olan millet dünyanın en büyük milletidir ”
Gazetedeki haberi duyan Ayşe, haykırmaya ve ağlama*ya başlar Haberdeki Mehmet Çavuş babasıdır Ayşe baygın*lık geçirir Samime Hanım, onu teskin etmeye çalışır İkisi de abdestlerini alarak Allah’a secde ederler Dakikalarca ağlaya*rak Allah’a dua ederler Samime Hanım, Ayşe’ye yatmasını ve Allah’a nişanlısının yaşaması için dua etmesini söyler
Ayşe rüyasında nişanlısı Tosun’u görür Bir melek, onu Trablusgarb’a nişanlısının yanma ***ürür Nişanlısının yanında ba*bası da vardır Babası, nişanlısını ***ürmesini, onun yerine de savaşacağını söyler ve gider Ayşe, Tosun’a sarılarak ağlamaya başlar Tosunla birlikte bir yere otururlar Tosun, düşman kur*şunu askerlerimizin bağrını delerken, buradan ayrılamaya*cağını söyler Bu arada, Tosun’un her yerinden inciler akmak*tadır Ayşe incileri toplayıp padişaha vererek nişanlısının bede*lini vereceğini düşünür ve sevinir Tosun, düğmesini açtığında içinden mücevherler dökülmeye başlar Tosun, ona: “Benim bedelim bu çöllerin bütün kumlarıdır Ben bitmeyince Trablus, bitmez ” der Padişaha bir demet çiçek ***ürmesini söyler Ona son söylediği cümle: “Gönlüm diyor ki ben şehid olmamışsam mutlaka çiçekleri padişaha vereceksin ”
Ayşe, sabah olunca hemen bahçeden çiçek toplar Padi*şaha gidecektir Dolmabahçe Sarayı’nın önünde elinde çiçek*lerle duracak, padişah onu görünce Ayşe’yi yanına çağıra*caktır O da padişaha: “Alınız menekşelerimi, veriniz gülü*mü!” diyecektir Bu düşüncelerle evden çıkar Yolda birkaç bölük asker görür İçlerinde Tosun da vardır Onu görünce gözleri kararır ve oracığa düşüverir Ayşe aklanmıştır Gördüğü asker Tosun değildir Elinde*ki menekşeler de çamurun içine düşmüştür O anda rüyada Tosun’un: “Ben şehid olmamışsam mutlaka çiçekleri padişa*ha vereceksin ” dediğini hatırlar Ağlayarak onun şehid oldu*ğunu anlar
|