Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
açıklaması, asabiyette, hiddet, mevlananın, öğüdünün, ölü

Mevlananın 7 Öğüdünün Açıklaması (Hiddet Ve Asabiyette Ölü Gibi Ol)

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mevlananın 7 Öğüdünün Açıklaması (Hiddet Ve Asabiyette Ölü Gibi Ol)



Mevlananın 7 Öğüdünün Açıklaması (Hiddet Ve Asabiyette Ölü Gibi Ol)


Mevlana’nın bu tebliğimizde ele alacağımız bir diğer önemli öğüdü ise öfkemize hakim olmamızla ilgilidir Öfkeyi ihtiyaçlarımız veya arzularımız engellendiğinde, incinme, tehdit vb durumlarda gösterdiğimiz kızgınlık veya saldırganlık olarak tanımlayabiliriz İnsan öfke ile yapılacak işin yarar yerine zarar getireceğini düşünerek öfkelenmemeğe kendisini alıştırmalıdır


Dr Akil Muhtar Özden, İlim Bakımından Ahlâk isimli eserinde hiddetle ilgili olarak şunları söylemektedir:
“İnsanlar için hiddeti, geçici bir delilik gibi telakki ederlerdi Kızgın insan kendine sahip olmaz Düşünce kabiliyeti bozulur Söz söylemek güçleşir Bütün ahlâki hisler ve terbiye kaideleri karanlıkta kalır Bir çok fizyolojik değişiklikler olur Çok defa yüz kızarıyor, gözler parlıyor, kan basıncı çoğalıyor Hiddet edenler hareketlerinin kontrolünü kaybederler Manasız şeyler yaparlar Tabii halde iken akıllarından geçmeyecek kadar fena sözleri söyler, kavga edebilirler


Kızgınlıkla yapılan hareketler ve işler umumiyetle muzırdır Hiddete galebe çalmayı bilmeli, çabuk geçirmeli, her halde ona tabi olarak her hangi bir şey yapmaktan çekinmelidir
Hiddet getiren hadiseler muhteliftir İnsanları, maddi yaralardan ziyade, izzetinefislerine dokunan hareket, istihza gibi muameleler hiddetlendirir


İslâm hekimleri hiddet getiren sebepleri iyi tetkik etmişlerdir Bunların bir kısmı hiddet edenin şahsına aittir Kendini çok beğenmek, kendinde olmayan kemalle iftihare alışmak, küçük sebeplerden dolayı kavgayı itiyat edinmek, sık hiddetlenmeyi mucip olur Başkalarından gelen hiddetlenme, sebepleri arasında da istihza, yoksuz tenkit, zulum ve gadir, kibir azamet, birini aciz gördüğünü hissettirme, bazı eşyayı başkalarından kıskanma, zem, iftira etme, haksız hareketlerde bulunmayı zikrederler


Hiddetin başka başka şekilleri vardır Bir nev’i karşısındakine tecavüze sevketmez, çabuk geçer Diğeri az çok devamlı olur, kin uyandırır Üçüncü bir nev’i hemen mücadeleye sevkeder
Hiddetin neticeleri arasında, felç, kalp krizleri, kanamalar, hazım bozuklukları, hastalıklara karşı vücudun mukavemetinin azalması gibi, uzvi mazaratlar vardır Hiddetlenme, kin adavet ve intikam hisleri doğurur Dostların muhabbetlerini azaltır, görenlerin istihzalarını celbeder ve nihayet insanda nedamet ve elem gibi ızdıraplar bırakır


İnsan kendi hiddetini yenmeye çalışır ve bunu itiyat haline getirebilir ise, bir çok beyhude küçüklüklerden, elemlerden kaçınabilir Her halde hiddetin emrettiği hiçbir hareketi yapmamalıdır Evolüsyon insanları hiddete galebeye doğru sevkediyor Bazı iptidai kavimlerde bile bu galebe kabiliyetini büyümüş görüyoruz Dr Boas’ın, Kolombia yerlileri hakkında yazdığı şu sözler bunun bir misalidir Bu yerliler hiddet ederler ise hemen yere oturur veya yatarlarmış Böylece uzun zaman bir şey söylemeden ve hiç bir şey yemeden kalırlarmış Kalkdıkları zaman rakiplerine karşı bu suretle üstünlük gösterdiklerinden büyük bir sevinç duyarmış
Hakkinda Bilgi Nedir


Hiddeti yenmeğe alışmak katiyetle lazımdır İzzeti nefse ilgili yüksek hisleri kuvvetlendirmek suretiyle bu yapılabilir Hakaret gören, faziletini çoğaltarak benliğini memnun etmeyi öğrenmelidir Haksız tenkitlere ehemmiyet vermek manasızdır Bunlara daha mükemmel iş görmek, daha iyi bir eser meydana getirmekle cevap vermek büyüklük olur Her bakımdan güzel, her cihetten faydalı olan bu kemali, bir ülkü gibi takip edenler muvaffak olur İyi bir terbiye, doğru düşünme, bu zihni kazancı kolaylaştırır İnsan her bir hissini mukabil hissi kuvvetlendirerek alt edebiliyor


İnsanın hiddet ve asabiyetini yenmesi ve sabır göstermesi Peygamber efendimiz tarafından da tavsiye edilmiş bir davranıştır Mevlana’da yaşama sanatı “sabırla” başlar Sabır, dayanabilmek, güçlüklere dayanabilmek sanatıdır


Bir gün bir adam gelmiş:
“Oğlumu evlendirmek istiyorum Nasıl bir kız alsam?” diye sormuş
Mevlana: “Fakir bir adamın kızını al” diye öğüt vermiş
Bir gün de bir adam gelmiş:
“Kızımı evlendirmek istiyorum Nasıl bir damat seçmeliyim?” diye sormuş: Ona da Mevlana:
“Fakir bir adamın oğlunu tercih et” diye cevap vermiş
Bu fakirlik, nice bir fakirliktir? Nice bir fakirliktir ki Peygamberimiz: “Fakirlik benim iftiharımdır” diye buyurmuşlardı Bu fakirlikten sorulunca, Peygamberimiz: “Bu fakirlik, sabırdır” demişti
Asabiyet karşısında sabretmek ayrıca kişiyi “affetmeye” yöneltir ki bu da yaşam sanatının bir başka becerisidir38 ve mutluluğun anahtarlarından biridir39



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.