09-08-2011
|
#1
|
MustafaCilasun
|
Sönmüş Lambalar, Ne Kadar ıssız Sokaklar!
Melalin yalnızlığında sadık arkadaşları
Ufuklar serencamında, hicran şarkıları
Kaldırımların sancısı bilseniz ki çok acı
Ne hancı kaldı ne yolcu bir gönül yarası
Gönlüm senin yokluğunu nasıl çekecek
Kime ne diyecek, sancısını kim bilecek
Canlar habersizce nefeslenerek gidecek
Karanlık sokakları o lambalar anlayacak
Gönül yarsiz, bahar suya hasret kalır mı
Aşk, sinede zuhur etmeyince anlaşılır mı
Umutsuzluk dergahında bir inanç olur mu
Hiddet solunurken, şefkat hiç bulunur mu
Şahitlik eder sokak lambaları sessizliğinde
Edebin tefekkür edilen nadide enginliğinde
Gecelerin, sukutu yaşadığı aşikâr dirliğinde
Kim kiminle aşk kimin derdinde gelmeyince
Hasretim, geceler içinde ben çok hederim
Bircan içinde nefeslenen yalnız divaneyim
Nefsin biganeliğinde, o nedameti neyleyim
Keş kelerin hezeyanında bulunmaz bir işim
Sabrı bilirim, ben artık onunla bir yarenim
Çileler içinde tefekkür ettiğim zenginliğim
Ben kendi halimleyim, lambalardır şahidim
Aşkı teneffüs ederim onula halimi demlerim
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk; halin demidir!
|
|
|