Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
azabı, kabir, konusuna, kuranin, vecap, verdiği

Kabir Azabı Konusuna KUR'ANIN VERDİĞİ Vecap.

Eski 12-19-2010   #1
halukgta
Varsayılan

Kabir Azabı Konusuna KUR'ANIN VERDİĞİ Vecap.




Değerli arkadaşlarım bugün sizlerle, bizlere öğretilen ama kur’anda asla bahsedilmeyen, hatta bunun kabul edilmesi dahi kur’an ayetlerine ters düşen bir konuda, yani kabir azabı konusunda konuşmak istiyorum Bizlere bu konuda söylenenleri kur’an ayetleri ile karşılaştırıp konunun mahiyetini birlikte araştıralım

Yazımıza başlamadan evvel bu konunun gaibi bir konu olduğu, yani Yaratanın bahsetmediği, açıklamadığı ve kendi katından konular olduğunu belirtmeliyim Peki, Yaratan kur’anda bahsetmediği böyle konular hakkında ne diyor, önce yine her zaman yaptığımız gibi kur’an ayeti ile açıklamaya çalışalım Önce aşağıdaki ayeti lütfen dikkatlice okuyalım

Araf 33;De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır


Değerli arkadaşlarım lütfen ayeti iyice okuyunuz Ne diyor Yaratan, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şey hakkında, yine Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylememizi HARAM kıldığını yasakladığını çok açık bir şekilde belirtiyor Bu ayeti yazının devamı sürecince lütfen unutmayalım Şimdide kabir azabı konusunda günümüzde söylenenler hakkında araştırma yapalım önce

( İnsanlar ölür ölmez kabir diye bir çukura konuyorlar Hemen sonra munker-nekir melekleri geliyor, soru sormaya başlıyor: Rabbin kim? Dinin ne? Peygamberin kim? gibi sorular Müslümanlar bu sorulara: Rabbim Allah, dinim İslam, Peygamberim Hz Muhammed diye cevap veriyor Kâfirler ise- Hah, hah anlamadım diyorlar (Fıkhul Ekber, Aliyyul Kari Şerhi))( Kabir, müminler için cennet bahçelerinden bir bahçe, kâfirler için ise cehennem çukurlarından bir çukurdur)

Önce şunu hatırlatalım ki bu sözleri kur’an asla doğrulamaz ve bunlarla ilgili tek bir bilgide kur’anda yoktur MezheplerdeKabirde kime soru sorulacağı konusu da tartışıla gelmiştir Bu konuda Hanefiler arasında bile ittifak yoktur Bir kısmı, Müslümanların çocuklarının da sorguya çekileceğini söylerken bir kısmı, Peygamberler, çocuklar ve şehitlerin sorgudan muaf tutulacağını söylemişlerdir, kur’an peygamberlerin bile hesaba çekileceğini söylemesine rağmen bu sözleri söyleyebilmişlerdir Müslüman çocukların kabirde sorgulanmasına rağmen cennete gireceği, kâfir çocuklarının ise durumunun daha karışık ve Müslüman çocuklarından farklı olarak "cennet ehline hizmetçi olacaklarına hükmedilmiştir" denilmektedir Kabirlerde azabın nasıl olacağı da tartışılmaktadır Cesede mi yapılacaktır Ruha mı yapılacaktır, yoksa hem ruha hem de cana mı yapılacaktır? Bu durumda kabirde ruhların cesede dönmesi konusu gündeme gelmektedir Tabii ki bu da tartışılmıştır Kabirde ruhlar cesedin tümüne mi yahut bir kısmına mı, topluca yahut ayrı ayrı olarak mı iade edilecektir? Kabirde soru sorulma işi ruhların bedene iade olunmasından sonra olduğu iddia edilmiştir

Ehlisünnet azabın hem bedene hem ruha olduğu, bunun da ruhların bedene dönmesiyle olacağı inancındadırlar Ayrıca İmanlı ölen ve kabir azabı görmeyen insanların ruhları serbest dolaşır Bu sebeple pek çok yere gidip gelebilirler Bir anda çok yerde bulunabilirler Aramızda dolaşmaları mümkündür diye anlatılır Ama tüm bu bilgiler nereden alınmıştır hiç bilinmez Kabir azabı konusu Ehlisünnete göre iman edilmesi vacip olan konulardan biridir, ilmihal kitaplarında olsun, akaid kitaplarında olsun konu hep bu şekilde ortaya konmuştur Bu konularla ilgili mezheplerin çok değişik inançları ve fikirleri vardır Örneğin Cuma gecesi ve Cuma günü ve özel günlerde ölen asi bir insanın bu gecede kabir azabı kaldırılıp, bir daha iade edilmez gibi düşüncelerde vardır Bu konuyu daha fazla dağıtmadan kabir azabı ile ilgili hadislere de göz atalım

- Peygamberimiz mezarlıktan geçerken: "Kardeşiniz için Allah'tan mağfiret dileyiniz Çünkü o şu anda sorguya çekilmektedir" demiştir
- İdrardan sakınınız, zira kabir azabının çoğu ondandır
- Şüphesiz kabir ahiret konaklarının ilkidir Eğer ölü bu konaktan kurtulursa ondan sonrası daha kolaydır Ondan kurtulamazsa sonrası daha zordur
- Hz Peygamber Hz Ayşe’ye sordu: "Kabirde halin nedir" Kendisi cevap verdi: Ya Hümeyra şüphesiz kabrin mü'mini sıkıştırması, ananın çocuğunun ayağını sıkması gibidir Münker-Nekir meleklerinin soru sorması da; göz kamaştığı zaman ona sürme çekmek gibidir
- Hz Peygamber, Hz Ömer'e: "Kabirde halin nicedir?" demiş Hz Ömer de- "Aklım başımda mı olacak ?’ demiş Resulullah ‘Evet’ demiş Hz Ömer de ‘O takdirde hiç aldırmam’ cevabını vermiş

Yukarıdaki hadisleri gördünüz Yazıma başlamadan önce bir ayet örneği vermiş ve bu ayeti yazının sonuna kadar lütfen unutmayın demiştim Yaratan asla kur’anda bahsetmediği bu konulara, hatta bizlere detayları ile söylenen bu konunun doğruluğuna inanmamız sizce doğrumu? Örneğin melek isimleri dahi verilerek sorguya çekileceğimiz söyleniyor, ama bu kadar önemli bir konu niçin kur’anda tek bir kelime dahi zikredilmemiş dersiniz? Bir soru daha akla geliyor bu melek isimleri nasıl öğrenilmiş? Rabbim kuran için ayetlerinde ne diyordu hatırlayalım önce

( Enam sur38:Biz kitapta hiçbir eksik bırakmamışızdır Sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar)

İsra suresi 89 ayet; Yemin olsun, biz bu Kuran'da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler

Enam Suresi 114 Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım?)

Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür İleride ondan sorumlu tutulacaksınız


Demek ki Rabbim bu kitapta hiçbir eksik bırakmadığını ve her benzetmeden, konudan nice örnekler verdiğini ayrıca kur’anı ayrıntılı kıldığını ve işin ilginci bizleri bu kitaptan sorumlu tutacağını açıkça söylüyor Peki, tüm söylenenler sorumlu olduğumuz kitapta neden yok dersiniz? Önce kabir azabının, kur’an ayetlerine baktığınızda asla olamayacağını gösteren ayetleri sizlere hatırlatmak istiyorum

( Nahl 21:Onlar diriler değil, ölülerdir Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler)

Demek ki bu ayete göre öldükten sonra yalnız mahşer günü diriliş var Kabirde tekrar dirilip hesaba çekilmiş olsak mahşerde dirileceğimizi bilmemiz gerekir

(Dühan 56:Orada, ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar)

Bu ayetten de anlaşılıyor, bizler öldükten sonra eğer kabirde dirilip hesaba çekildikten sonra yine öldürülecek, daha sonra mahşer günü diriltileceksek, iki kez ölüm tatmış oluruz Buda bu ayete ters düşer

(İsra sur52:Sizi çağıracağı gün, onu hamt ederek çağrısına derhal uyacaksınız Ve sadece az bir süre kaldığınızı düşüneceksiniz)

Yüce Rabbimiz bu olayı da uykuya benzetir Nasıl saatlerce uyuduğumuz halde, zaman kavramını yitirip bir göz kırpması kadar uyuduğumuzu sanırsak, benzer şekilde öldükten sonra diriltilinceye kadar bir yokluk yaşarız Eğer mahşer gününden önce bir hesap olsaydı kabirde, önce yapılanlar hatırlanacaktır


(Enam sur 60:O, odur ki, geceleyin sizi öldürür Gün boyunca neler yapıp neler kazandığınızı bilir Sonra, belirlenmiş süre işletilip tamamlansın diye, gün içinde sizi diriltir Nihayet O'nadır dönüşünüz Sonra, yapıp ettiklerinizi size haber verecektir)

Bu ayete de lütfen dikkat ediniz Ömür bittikten sonra dönüşümüzde yaptıklarımızın hesabı sorulacağını söylüyor Hiçbir suçtan iki kez hesap sorulup iki kez ceza alınamayacağına göre, demek ki hesap mahşer günü sorulacak olduğu anlaşılıyor Şimdide bu söylediğimi doğrulayan ayetleri aşağıya yazıyorum, onları da okuduğunuzda konu daha da iyi anlaşılacaktır

—Yasin sur51ayet: Nihayet Sur’a üfürülecek(Kalk borusu çaldığında) Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler

_Yasin sur52ayet: (İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahman’ın vaat ettiğidir Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! Derler

Yukarıdaki ayetlerde de büyük bir şaşkınlık ve pişmanlık görülüyor Ancak insanlar kabir azabı gibi bir ön hazırlık azabı çekseler hiçte şaşırmazlardı, inkâr ettikleri şeylerin gerçek olduğuna

(İnfitar sur 4ayet: Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman5 İnsanoğlu, ne yaptığını ve ne yapmadığını görür)

Ama kabir azabı inancına göre kişi zaten daha kabirde ne yaptığını ne yapmadığını görmüş, bundan dolayı azaba ya da mükâfata tabi tutulmamış mıydı? Demek ki bu ayetten de anlaşılıyor öldükten sonra ilk hesap mahşer günü olacak

( Adiyat sur910: İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalplerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi? )

Ama kabir hayatı inancına göre kalplerde olanlar mahşer gününden önce bir sorgulama ile ortaya çıkarılmıyor muydu? Demek ki bu ayetlere de ters düşüyor kabir azabını kabul etmek


( Ali imran sur 185 ayet: Her canlı ölümü tadacaktır Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir Bu dünya hayatı ise aldatma metaından başka bir şey değildir)

Kuran ecirlerimizin kıyamet günü ödeneceğini söylerken Kabir hayatı inanışına göre ecirlerimizden (yaptıklarımızdan) dolayı kabrimizin cennet bahçelerinden bir bahçe olması ecirlerimizin kıyamet gününden önce ödeneceği anlamına gelmez mi? Demek ki bu ayetten de çok iyi anlaşılıyor, hesap görüleceği gün yalnız ve yalnız mahşer günüdür

Şimdide kabir azabının var olduğuna delil gösterdikleri tek ayete bakalım isterseniz

( Mümin sur 4546 ayetler: Allah, o adamı ötekilerin kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu Firavun ailesini de azabın en beteri kuşattı Sabah-akşam, ateşe arz olunurlar Kıyamet koptuğu gün de şöyle denir: "Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun)

Bu ayete baktığımızda firavun ailesinin azabın en kötüsünü kuşattığını söylüyor Bu azabın hem dünyada hem de ahi rette olacağını devamında da anlıyorsunuz zaten Yaratan sabah akşam sözüyle sürekli, devamlı ateşe sunulacağını belirtiyor ve bu ailenin mahşer günü azabın en şiddetlisine sokun sözleriyle de açıklık getiriyor Ayette bahsedilen sabah, akşam ateşe arz olunurlar sözünün kabirde olabileceği söylenerek kurandan delil aranmıştır Bunu söylemek diğer yazdığımız tüm ayetle çelişir Ayrıca Yaratan yine kuranın tümünü düşündüğümüzde bazı cezaların bu dünyada da verileceğini bizlere bildirmiştir Bu demektir ki Rabbim firavun ailesine bu dünyada da azap vermiş olması mümkündür Sabah akşam sözcüğü Arapçada sürekli anlamında kullanılır, buradan da ayette anlatılmak istenen hem mahşerde hem de yaşarken, Dünyada Allahın sürekli freun ailesine azap edeceğini anlayabiliriz İsterseniz bu sözlerimi yine kurandan açıklayalım

( Ali İmran sur56: Küfre sapanlar var ya, işte onlara dünyada ve âhirette şiddetle azap edeceğim Hiçbir yardımcıları olmayacaktır onların

Tevbe sur 55 ayet: Onların ne malları, ne de evlatları seni imrendirmesin Allah bunlarla onlara dünya hayatında azabetmeyi ve kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor74 ayet:… Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur Eğer yan çizerlerse Allah onlara dünyada da âhirette de acıklı bir azapla azap edecektir Ve yeryüzünde onların ne bir dostu olacaktır ne de bir yardımcısı

Rad sur 34 ayet: Dünya hayatında bir azap var onlar için; âhiret azabı ise çok daha şiddetlidir Onları Allah'a karşı koruyacak kimse de yoktur


Yukarıda yazdığım bazı ayetler de çok açıkça söylüyor ki Rabbim hem bu dünyada, hem de ahirette yani mahşer günü cezalandıracağını çok açık ve net bildiriyor Kabir azabına delil olabilecek mümin suresindeki tek ayetinde böylelikle doğru olamayacağı açıklanmış oluyor Zaten Kur’an ayetlerini bir bütün olarak almayıp içinden cımbızla sözleri aldığınızda asla ayetlerin anlaşılması da mümkün değildir Bunu yapanlarda günümüzde olduğu gibi yanılgıya düşmekte ve İslam düşmanlarının ekmeklerine yağ sürmektedirler Hıristiyanlar tüm bu ve buna benzer inanışları örnek verip, Kuranda İslam dinin de çelişki vardır diyerek bu yanlışlarımızı kullanmaktadırlar

Konuyu toparlamak gerekirse yazımızın başında verdiğimiz bazı hadislere baktığımızda, bunların ancak peygamberimizin üzerinden konuşulan, hurafeler olduğunu anlamak zor olmasa gerek Örneğin peygamberimizin kabir azabının çoğunun İdrar dan sakınmamak olduğunu söylediğini görüyoruz Ama Kuran ı ve tüm ayetleri bir an düşündüğümüzde, Rabbim in sizler için Kuran da her şeyden örnek verdim ve bu kitaptan sorumlusunuz, sizin rehberinizdir dedikleri ayetlerini hatırladığımda bu söylenen idrar konusu ve kabir azabına inanmanın, Kur’an ayetlerinden haberdar olunmadığını ve birçok ayetleri de dikkate alınmadığını görürsünüz Çünkü kabir azabı asla Kur’anda bahsedilmeyen bir konudur Bunlar olsa olsa insanları korkutarak doğruya yönlendirmek adına sonradan uydurulan bidat lardır diyebiliriz


Yaratanın adaleti, Kur’anın bütünü okunduğunda bir suçtan iki kez cezalandırmayı asla uygun görmez Hatta bir suçun karşılığının bir cezası olduğunu söylediği gibi, yapılan bir iyiliğin ise kat kat sevap yazılacağını anlatır Başak örneğinde olduğu gibi İşte yalnız bu ayetleri hatırlayan birisi dahi, kabir azabının doğru olmadığını Kur’andan anlar Çünkü eğer kabirde bir suç için ceza verilirse, mahşer günü hesabın sorulacağını söyleyen Rabbimin bir kez daha hesap sorup, yine cezalandırması gerekir ki, bu kuran adaletine, Rabbim in sözlerine, ayetlerine asla uymaz Her insan istediği sözlere inanmakta özgürdür, ama Yaratanın ayetlerin sonunda söylediklerini lütfen unutmayalım Ne diyordu;

(Hâlâ düşünmüyor musunuz?", Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz, Öğüt alan yok mudur, Yemin olsun ki, biz, Kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık Fakat düşünen mi var, Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz)

Allah ölümü uykuya benzetir, hatta her gece uyuduğumuzda aslında ölümü yaşadığımızı verdiği ayet örneğiyle anlamamızı ister Rabbin verdiği bu örnekten yola çıkarak şunu söyleyebiliriz Bizler rüyamızda gördüklerimizden nasıl yaşarken bedenimiz ile birlikte gerçekmiş gibi ruhumuzla etkileniyor ve gerçekmiş gibi azap çekiyor, ya da tam tersi çok mutlu oluyorsak, işte Rabbim mahşerde hepimizi kaldırıp hesaba çekeceği güne kadar, bizlerin ölümünde, tıpkı uykuda oluşumuz da göreceğimiz rüyaların etkisinde mutlu olabilir, hatta kötü göreceğimiz rüyalarımızdan dolayı azap çekebiliriz Ancak bunu söyleyebiliriz, yoksa kabirde canlanıp hesaba çekileceğimizi söylemek kur’ana ve Rabbin adaletine asla uymaz

İşte dostlar ben Rabbin rehberinden bunları anladım, Rabbim yanıltmasın Tüm yaptıklarımızın sonucunu, geri dönüşü olmayan yerde hesap günü alacağımız için, daha önce biraz aklımızı çalıştırmanın daha mantıklı olacağını ve bizlere daha çok yararlı olacağını düşünüyorum Rabbim yardımcımız olsun

Dilerim Rabbimden bizlere kur’an gerçeklerini görmemizi nasip eder Yine dilerim ki bizlerin gönül gözümüzü Rabbim açık olan kullarından eyler, yoksa bakar kör olanlar arasına girer, gerçekleri asla göremeyiz, hatta doğruyu yanlış görmemiz, işten bile değildir

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.