|
|
Konu Araçları |
alması, anadolu, olaylar, sultanı, ünvanını, yıldırım beyazıdın |
Yıldırım Beyazıd"ın Anadolu Sultanı ünvanını Alması ve Diğer Olaylar |
05-11-2010 | #1 |
Şengül Şirin
|
Yıldırım Beyazıd"ın Anadolu Sultanı ünvanını Alması ve Diğer OlaylarYILDIRIM BAYEZID'lN ANADOLU SULTANI ÜNVANINI ALMASI ve diger OLAYLAR Abbasî Halifeligi döneminde Islâm dünyasinda ortaya çikan yeni devletler, Memlûk hükümdarlarinin yaninda (Misir) bulunan ve fakat siyasî etkinligi fazla olmayan Abbasî halifelerinin kendi hükümdarliklarini tasdik etme arzusunu bir gelenek olarak devam ettiriyorlardi Böylece devletlerinin taninmasi, mesrulugu ve siyasî nüfuzlarinin artacagina inaniyorlardi Filhakika, daha Murad Hüdavendigâr zamaninda baslayan Osmanli-Memlûk münasebetlerinin iyi bir sekilde devam ediyordu Bu iyi münasebetler, Yildirim zamaninda da devam eder Bu sebeple 794 senesi Rebiülahir (Subat 1392) ayinda, Rum ülkesinde (Anadolu) sultan olmak için halifeden "tesrif" isteyen Bâyezid'e, Karak Naibi Âmir Hüsameddin Hasan el-Kuckunî'yi birçok hediye ile gönderen Sultan Berkuk'un bu vesile ile dostluk hislerini izhar ettigi görülür Kendisine, halife tarafindan gönderilen tesrifi, Bursa'da giyen ve kiliç kusanan Bâyezid, bundan sonra Rum ülkesinin sultani ünvanini almis olur Bu arada adi geçen elçinin ricasi üzerine Bâyezid, Karamanoglu gibi Kadi Burhaneddin Ahmed ile dostça geçinmeye razi olur Bununla beraber Bâyezid ile Kadi Burhaneddin arasinda mücadele uzun süre devam edecektir Bâyezid'in, halifeden sultan ünvanini almasi, onun Anadolu'daki Türkmen beylikleri üzerine yapacagi seferleri bir mânâda mesrulastiriyordu Bu, ayni zamanda Anadolu birliginin saglanmasi için de gerekli idi Bâyezid, gerek bu hadiseden önce, gerekse sonra Anadolu isleri ile mesgul olmaya baslar Bu maksatla daha önce kendisine bagli olan, fakat sonradan Kadi Burhaneddin tarafina geçmis bulunan Kastamonu'daki Çandaroglu Süleyman Pasa'yi ortadan kaldirmak ister Bir taraftan da Anadolu'da Kadi Burhaneddin'e düsman olan beyleri ve özellikle Amasya'da hüküm süren Haci Sadgeldioglu Emir Ahmed'i kendi tarafina çekmeye çalisir 1391'de Kastamonu üzerine gerçeklestirilen bu harekette Bâyezid, Kadi Burhaneddin'in tarafsiz kalmasini ister Fakat bu konuda ondan müsbet bir cevap alamaz Ancak tam bu sirada Bâyezid, Eflâk voyvodasi Mirçe'nin daha önce kendisine karsi yapilmis bir akinin intikamim almak üzere, Tuna'yi geçip 'Karin Ovasi (Karinâbâd)'ni yakip yiktigini ögrenince Kastamonu seferini birakarak Rumeli'ye geçer Arkus Ovasinda yapilan siddetli bir muharebede voyvoda esir edilerek kendisinden agir bir fidye alinmis ve Osmanli tabiiyetini kabul ettikten sonra yine memleketine gönderilmisti Ayni sene hudud beyleri de büyük akinlar yapmislardi Bu akinlar sonucunda Bosna'ya girerek Naglazinze'ye kadar ilerlemislerdi Yukarida belirtilen hadiseden sonra tekrar Anadolu'ya dönen Bâyezid, Kadi Burhaneddin'in, Candaroglu ile birlesmesine meydan vermeden tekrar Kastamonu üzerine yürür Fakat bu defa da mevsimin kis olmasindan dolayi geri çekilmek zorunda kalir Zira böyle bir mevsimde hareket üssünden uzak bir mintikada, düsman ülkesinde kalmak dogru bir hareket olmazdi Bu sebepten dolayi Bâyezid, tekrar Bursa'ya döner Nihayet 794 (1392) ilkbaharinda Kastamonu bölgesine giren Bâyezid, Candaroglu Süleyman Pasa'nin ölümü ile sonuçlanan savasta, beyligin Kastamonu kolunu ortadan kaldirir Bununla beraber Süleyman Pasa'nin kardesi olan ve Sinop'ta hüküm süren Isfendiyar Çelebi, Osmanlilarla dost geçindigi için kendisine dokunulmadigi gibi Sinop'ta ayni sekilde kalmasina müsaade edildi Bâyezid'in, Kastamonu'yu ilhak etmesi ve Osmancik'i kusatmasi üzerine bir kismi açiktan açiga, bir kismi da istemeyerek Kadi Burhaneddin'e bagli görünen Kelkit, Yesilirmak ve Canik bölgelerindeki beylerin, birer birer Osmanlilara iltihak ettikleri görülür Bu vaziyet, Osmanlilar ile Kadi Burhaneddin Ahmed arasindaki münasebetleri oldukça gergin bir safhaya soktu Iki tarafin öncü kuvvetleri arasinda Çorumlu sahrasinda meydana gelen savasta Osmanli askeri bozguna ugrayarak geri çekilmek zorunda kalir Bu savasta, Bâyezid'in, Karesi ve Saruhan sancaklari valisi bulunan büyük oglu Ertugrul öldürülmüstü Bu galibiyet, Anadolu'da Kadi Burhaneddin'in söhretini bir kat daha artirdi Hatta Kadi Burhaneddin, psikolojik etkisinden istifade ile Bâyezid'in Rumeli isleri ile mesgul oldugu ani, firsat bilerek Amasya'yi kusatma altina alir Fakat mevsimin kis olmasi ve muhtemel bir Osmanli taarruzundan çekindiginden Tokat'a döner Bu arada Osmanli kuvvetlerinin büyük bir ordu ile Amasya üzerine dogru geldikleri haberini alinca açik bir sahrada onlarla karsilasmamak için Sivas'a çekilir Böylece Amasya Osmanli idaresine girer Sancak beyligine de Bâyezid'in oglu Mehmed Çelebi tayin edilir(1393) Bu hareket üzerine Taceddinogullari, Tasan oglu ve Bafra emiri, Sultan Bâyezid'e bagliliklarini bildirerek onun idaresine girdiklerini kabul ederler Süleyman Pasa'nin, Bâyezid ile yapilan harpte öldürülmesinden sonra Kadi Burhaneddin'e iltica eden 500 kadar Kastamonu atlisi da Taceddinogullan ve dolayisiyla Osmanlilar tarafina geçmis oluyordu Bu arada Karaman oglu Alaeddin Ali Bey, Kadi Burhaneddin'e elçi gönderip Amasya'nin Osmanlilarin eline geçmesinden dolayi taziyetlerini bildirmek ve müsterek düsmanlari olan Bâyezid'e karsi birlikte tedbir almak ve görüs ahs verisinde bulunmak üzere kendisini Nigde'ye davet etti Alaeddin Ali Bey ile görüsüp birlesmek üzere Sivas'tan hareket eden Kadi Burhaneddin, Karaman oglu ile anlasmak söyle dursun, büsbütün bozusup harbe tutusurlar Aralarindaki düsmanligin gittikçe büyümesi her ikisinin de zayiflamasina ve rakipleri olan Bâyezid'in daha fazla kuvvetlenip Anadolu'daki kuvvetini daha saglamlastirmasina sebep oldu Rakiplerinin arasinda meydana gelen anlasmazligi gören Bâyezid, artik kendisinin Anadolu'da durmasina gerek kalmadigini anlayarak yeniden Rumeli'deki faaliyetlerine baslar Sultan Bâyezid'in bu dönemdeki faaliyetlerini inceleyen Mükrimin Halil Yinanç, kaynaklarin verdigi bilgilere dayanarak söyle der: "1393 senesi Nisaninda Venedik Senatosu, Türklere karsi birlikte harp etmek üzere Macar Krali ile bir antlasma yapmaya karar vermis ve Macar Kralini harbe tesvik etmeye baslamisti Diger taraftan uzun zamandan beri Istanbul'da kusatilmis olan Imparator Manuel, Hiristiyan devletlere müracaat ediyordu" "Macar Kralinin, Tuna kenarina gelmis olmasi ve Bulgarlarin bunlarla birlesme ihtimali, Bâyezid'i endiselendirdiginden Bulgar kralliginin son kisminin da ortadan kaldirilmasina karar verir Bunun için büyük oglu Süleyman komutasinda bir ordu gönderdi Bu ordu, Bulgarlarin payitahti olan Tirnova'yi uzun ve siddetli bir muhasaradan sonra feth etti Daha sonra Tuna sahilinde birer müstahkem mevki olan Silistre, Nigbolu ve Vidin zapt olundu Nigbolu'ya kapanan Bulgar Krali Sisman, oglu Aleksandr ile birlikte esir edildi Rivayete göre kral öldürülmüs, oglu da Müslüman olarak Bâyezid'in maiyetine girmistir Macar Krali Sigismond, Bulgar ülkesinin Türkler tarafindan alinmasi üzerine Hiristiyan devletlere müracaat etmis ve Türklere karsi müsterek bir Haçli hareketi yapilmasi için papayi tesvik etmisti"
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|