Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayşe, ferahlasın, içimiz, konuş, oldu, sus

Konuş Ayşe Içimiz Ferahlasın, Nasıl Sus Ayşe Oldu!

Eski 01-19-2010   #1
KRDNZ

Konuş Ayşe Içimiz Ferahlasın, Nasıl Sus Ayşe Oldu!



BUNDAN 1400 küsur sene önceydi Allah’ın Resulü bir meseleden dolayı üzgündü Ağır adımlarla “hane-i saadetlerine” doğru ilerliyordu Bu, günümüze göre çok fakir saadet evinin kapısını zevceleri Hz Ayşe açtı Yüzündeki tebessümle Peygamberi içeriye aldı Selamdan sonra Allah’ın elçisi Hz Ayşe’ye yanından ayrılmamasını söyledi Hz Ayşe yanına oturdu
“Konuş ey Ayşe dedi Peygamber! Konuş da biraz içimiz ferahlasın!”
Ve Ayşe konuşmaya başladı Allah’ın rahmetinden, merhametinden, Peygamberin şefkatinden, dünyanın faniliğinden bahsetti O konuştukça Peygamberin üzüntüsü dağıldı, yüzüne bir tebessüm geldi, ferahladı Rabbine şükretti…
Yıl 2006 Peygamber ümmetinden Mehmet Bey’in işyerinde canı sıkılmıştı Yeni aldığı Opel marka arabasıyla evinin önüne geldiğinde park yerinin dolu olduğunu gördü Canı bir daha sıkıldı Arabayı kaldırımın kenarına park ederken söyleniyordu Onuncu kattaki dairesine çıkarken asansör de çok ağır işliyordu Sonra kapıyı çaldı Sıcak bir tebessümle hanımı açtı kapıyı Yemek hazırlıyordu O da ne yine çocuklar ayakkabılarını evin kapısında bırakmışlar, dolaba almamışlardı “Nerede bu çocuklar?” diye sordu hanımına Daha sonra da içerideki çocuklarını çağırıp bir güzel fırçaladı Zaten her zaman böyle yapıp ayakkabılarını dışarıda bırakıyorlardı Etraf da hırsız kaynıyordu ve Mehmet Bey o ayakkabılara bir sürü para saymıştı
Mehmet Bey içeriye girince “kurt gibi açım dedi Sofrayı hemen hazırla da yiyelim:”
“Ben sofrayı hazırlıyorum, on beş dakikaya kadar yemek de pişer” dedi hanımı Mehmet Bey kızgınlıkla baktı hanımına: “ Ben bütün gün iş yerinde bir sürü şeyle uğraşıyorum, kaç tane adamın derdini çekiyorum, sen bir türlü ben gelmeden şu yemeği yetiştiremiyorsun” dedi O lavaboda ellerini yıkayıp üstünü değişinceye kadar hanımı yemeği yetiştirememesi hakkında pek çok mazeret sıraladı Yemeği biraz da bu fırçalar yüzünden kös kös yediler Sadece çocuklar aralarında bir iki atıştı Bu çeşit çeşit yiyeceklerin bulunduğu sofrada pek iştahları da kalmamıştı
Alelacele televizyonun başına oturdu Peygamber ümmetinden Mehmet Bey Zira ekonomi yine kötü gidiyordu Borsadaki küçük yatırımı yüzde otuz değer kaybetmişti Döviz çıkıyordu Nasıl da ekonomideki bahar havasına aldanıp dövizdeki parasını borsaya yatırmıştı? İşyerinde durmadan borsayı öven arkadaşını hatırladı kızgınlıkla Neyse ki başbakan her şeyin kontrol altında olduğunu söylüyordu Mutfakta işini bitiren hanımı elinde çay tepsisi ile odaya geldi Çocuklar ders çalışmaya gittiler Hanımı az önceki olumsuz havayı dağıtmalıydı Çay içerken biraz havadan sudan bahsetti Mehmet Bey’in bir kulağı televizyondaydı, bir kulağı hanımında (Nasıl oluyorsa!) Hanımı birkaç defa “beni dinliyor musun” diye sordu “tabi tabi dedi Mehmet Bey, istersen son söylediğini tekrar edebilirim”
Biraz sonra yemeğin verdiği rehavetle Mehmet Bey iyice uzandı Televizyonla hanımı arasında gidip gidip gelmekten de iyice bıkmıştı Onun gevşediğini fark eden hanımı kafasındaki bambayı patlattı:
- Biliyor musun x şirketi buzdolabını, çamaşır ve bulaşık makinesini ayda yüz liraya veriyormuş
- İyi bizde bunların üçü de var
- Olur mu, bak karşıdaki Selda Hanımlar üçünü de değiştirdiler Her şeyleri yep yeni oldu Bizim bulaşık makinası öldü ölecek Buzdolabı da artık yetmiyor Çocuklar büyüdü Çamaşır makinesı da çok enerji yakıyor Şöyle A sınıfı bir şey alalım da elektrikten tasarruf edelim Bunları da veririz bir fakire, sevap işleriz Bak zaten…
Mehmet Bey’in kafası karıncalaşmaya başlamıştı Artık iki kulağı ile hanımını ve televizyonu takip edemez olmuştu Oysa her ikisi de mütemadiyen konuşuyor ve bir şeyler anlatıyordu Kendi kendine söylendi
- Sus be Ayşe ya! Sus da biraz içimiz rahatlasın Ne bu böyle her gün dır dır dır…”
Tabii ki bu sözü Ayşe Hanım duymadı O hâlâ konuşmasına devam ediyordu Bu cümleyi 1400 küsur sene önce hanımına “Konuş ey Ayşe!” diyen Peygamber’i duyan melekler işitti Sonra da yüzyıllar önce hanımına “Konuş ey Ayşe içimiz ferahlasın, diyen bir Peygamberin ümmetinin bugün nasıl olup da, sus ey Ayşe, sus da biraz içimiz açılsın” noktasına geldiklerine şaşırıp durdular…

__________________

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?




Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.