Dede Korkut Hikayeleri |
04-29-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Dede Korkut Hikayeleri DEDE KORKUT HİKÂYELERİ Hikayeler Kuzeydoğu Anadolu dolaylarındaki Müslüman Oğuzların hayatını anlatır Fakat destanlar İslamiyet öncesi dönemden de izler taşımaktadır Bu yüzden destanların oluşmasının daha erken evrelerde olduğu tahmin edilmektedir Kitapta, Salur Kazan ve Bayındır Han gibi kahramanların, mekanın ve zamanın ortak oluşuyla ve her hikayede Dede Kokut�un ortaya çıkışıyla on iki hikaye birbirine bağlanır Bugün elimizdeki iki nüshanın Akkoyunlu Devleti�nin çökmeye başladığı dönemlerde yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir Nüshalardan biri tamdır ve Almanya Dresten Kitaplığı�nda bulunmaktadır Altı hikayenin bulunduğu eksik bir nüsha ise Vatikan�dadır Nüshalar üzerine ilk incelemeyi Alman Türkiyatçı Fr Von Diez Tepegöz Destanı�nı Almanca�ya çevirerek yapmıştır Kilisli Rıfat (1916, eski yazı ile), Orhan Şaik Gökyay (1938) ve Muharrem Ergin (1958) de kitabı yurdumuzda yayınlamışlardır Dede Korkut�un Soyu: Dede Korkut�un soyu hakkında kesin bir bilgi elde edilememekle birlikte, mukaddimede Bayat Boyu�ndan olduğu geçiyor Ayrıca bazı kaynaklar Kara Hoca�nın oğlu olduğunu söylemektedir Ebulgazi de Kayı boyundan olduğunu yazmıştır Karmış Han�ın oğlu demiştir Bazı rivayetler İshak Peygamberin soyundan olduğunu söyler Bir başka rivayete göre de Hıristiyan Aziz Kirkor�dur Dede Korkut�un Kişiliği: Dede Korkut�un destanların ilk anlatıcısı olduğu tahmin edilmektedir Hikayelerde veli bir kişi olarak ortaya çıkar Oğuzlar önemli meseleleri ona danışırlar Keramet sahibi olduğuna inanılır Gelecekten haberler verdiği söylenir Ozan ve kamdır Kopuz çalıp, hikmetli sözler söyler Kopuzuna da kendine duyulduğu gibi saygı duyulurOğuzname�de, Dede Korkut�un 295 yıl yaşadığı ve Hz Muhammed�e elçi olarak gönderildiği anlatılmaktadır Oğuz Han�a vezirlik yapmış olduğu da düşünülmektedir Korkut kelimesinin �kork-� fiil kökünden türemiş olma ihtimalinin yanı sıra Arapça kökenli olup elçi manasına gelmesi de mümkündür Her iki ihtimalde de �Korkut� kelimesinin bir lakap, bir unvan olduğu görülmektedir �Dede� kelimesinin ise ecdat manasında kullanıldığı tahmin edilmektedir Fakat destanlarda daha çok halk arasında büyük hürmet ve kutsallık kazanmış halk bilgini anlamında kullanılmıştır Dede Korkut�un gerçek ismi, hayatı, yaşadığı çağ ve coğrafyayı kesin olarak aydınlatmak eldeki kaynaklar ve rivayet ile mümkün değildir Destanlardan çıkarılabildiği kadarıyla ise Dede Korkut�un kişiliği iki şekildedir: 1- Kutsal Kişiliği, 2- Bilge Kişiliği Başka kaynaklarda devlet adamı kişiliğinin de bulunduğu belirtilmektedir Dede Korkut'un çok kişilikli olarak karşımıza çıkması farklı zaman, hatta farklı mekanda yaşamış benzer şahsiyetlerin destanlarda tek isim altında toplanmış olabileceğini düşündürüyor fakat bu kişiliklerin halkın eklentisi olma ihtimali de vardır Dede Korkut�un Kutsal Kişiliği: Destanlarda Dede Korkut kerâmet sahibi biridir Doğa üstü bir manevi güce sahiptir Destanlarda şu gibi kerametleri görülmüştür; 1- Gelecekten Haber Verme: �Korkut Ata söyledi: Ahir zamanda hanlık tekrar Kayı�ya geçecek Kimse ellerinden alamayacak, ahir zaman olup kıyamet kopuncaya kadar� (Mukaddime) Destanda geçen örnekte de belirtildiği gibi Dede Korkut gelecekten haberler verirdi Bu haberleri geçmişte yaşadığı deneyimlere dayanarak söylerdi 2- Halkın Onun Sözünü Tutması: � Korkut Ata Oğuz kavminin müşkülünü hallederdi Her ne iş olsa Korkut Ata�ya danışmadan yapmazlardı Her ne ki buyursa kabul ederlerdi Sözünü tutup tamam ederlerdi� (Mukaddime) Hanlardan çobana kadar herkes onun sözüne güvenirdi, ona danışırlardı 3- Duasının Allah Katında Kabul Olması: �� Ne derse olurdu Gaipten haber söylerdi Hak Taâla onun gönlüne ilham ederdi� (Mukaddime) �� Dede Korkut dedi: (Kılıç) Çalarsan elin kurusun dedi Hak Taâla�nın emri ile Deli Karçar�ın eli yukarıda asılı kaldı Zira Dede Korkut keramet sahibi idi, dileği kabul olundu� (Kam Püre�nin Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) Birinci örnekte geçen �Ne derse olurdu� cümlesi hem halkın onun sözünü dinlediği hem de duasının kabul edildiği anlamındadır İkinci örnekte de duasının kabul olduğu belirtilmiştir Dede Korkut�taki bu kerametlerin iki kaynaktan gelmiş olabileceği düşünülmektedir; 1- İslam Tasavvufu 2- Şamanist İnanç Dede Korkut�un destanlarda İslam tasavvufuna uymayan davranışları bu ihtimali zayıflatıyor Mutasavvıflardaki kamil insan olma hedefi, çile çekme, dergah� gibi unsurlar Dede Korkut�ta görülmüyor Ermişlerinkine benzeyen olağan üstü olaylar yaşaması da yazıya geçirilene kadar uğramış olduğu değişiklikler olabilir, çünkü Türklerin İslam'ı henüz kabul ettiği ve değişim içerisinde olduğu 15-16 yylarda yazıya geçirilmiştir Dede Korkut�un kutsal kişiliğinin şamanist yaşantıdan gelmiş olabileceğini kabul edebiliriz Ozan oluşu şamanistlerin özelliğini hatırlatmaktadır Ayrıca kerametlerini gizlememesi de kutsal kişiliğinin şaman inancından geldiğini güçlendirmektedir Dede Korkut�un Bilge Kişiliği: Dede Korkut sıradan insanlardan, devlet adamlarına kadar herkesin saydığı ve danıştığı bilgedir, öğüt vericidir Bilgeliği eğitici, öğretici ve tenkit edicidir Onun bu kişiliği tarih ve toplum yaşantısından gelmektedir Geçmiş alplerin başından geçen olayları anlatır ve öğüt verir Destanlar: Kitapta daha önce de belirttiğimiz gibi on iki tane destan vardır Bu destanların her biri bir boy için söylenilmiştir Bu destanlarda boyların hanlarının başından geçen olaylar, ad koyma, canavarlarla savaşma gibi bölümler yer almaktadır Hikayelerin dili oldukça sadedir 15-16 yyda yazıya geçirildiği halde arı bir Türkçe�ye sahiptir Az miktarda Arapça kökenli kelime de vardır Orhan Şaik Gökyay ve Muharrem Ergin�in Latin harfleri ile yayınladıkları kitaplar ilköğretim öğrencilerinin anlayabileceği kadar sade ve basit cümle yapısına sahiptir Hikayeler çoğunlukla manzum ve ahenkli bir şekilde anlatılır Manzumların bir kısmı kafiyeli olmasa da kulağa hoş gelen bir söyleyiş tarzı vardır Kitapta yaklaşık 8000 tane farklı sözcük ve deyim geçer Cümleler kısa ve yalındır >> |
|