Yüksek Ökçeler/Ömer SEYFETTİN |
04-27-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Yüksek Ökçeler/Ömer SEYFETTİNKİTABIN ADI YÜKSEK ÖKÇELER KİTABIN YAZARI ÖMER SEYFETTİN YAYIN EVİ SERHAT AŞ BASIM YILI 1986 1KİTABIN KONUSU : Hikayenin sosyal bozulma olarak değerlendirilecek küçük bir anekdotta, yalıda çalışan ve çalışmak için alınan hizmetkarların hırsızlık yapmalarıdır Hatice Hanım� ın yüksek ökçeli ayakkabıları bu anekdotun hikayenin başında ortaya çıkmasını engellemiştir Batı hayranlığının timsali olan yüksek ökçeli ayakkabılar ne zaman terkedilmiş o zaman da yalı içerisinde görülen diğer aksaklıklar Ömer Seyfettin�in üzerinde durduğu önemli temalar haline gelir 2KİTABIN ÖZETİ : Ömer Seyfettin bu hikayesinde Hatice Hanım karakteriyle Batı hayranlığını, şekil üzerinde uygulamaya çalışan bir kadın tiplemesinden faydalanarak dile getirir Tanzimat Edebiyatı� nda sıkça işlenen bu konu Ömer Seyfettin� de bu hikaye ile devam eder Hikayenin sosyal içerikli diğer bir konusu da izdivaç olayındaki çarpıklığın dile getirilişidir Devrin getirdiği sosyal yapılanma kadınların genç yaşta ilerlemiş yaştaki erkeklerle evlendirilmesine zemin hazırlıyordu Hatice Hanım� da on üç yaşında iken altmışaltı yaşında zengin bir ihtiyarla evlenmiştir Hatice Hanım bu izdivacın sonunda erkeklerden nefret etmeye başladığı görülür Eşinin ölümünden sonra da bir daha evlenmemesi bu tepkinin sonucudur Hatice Hanım� ın batı hayranlığı yüksek ökçeli ayakkabı merakıyla dile getirilir Bu merak Hatice Hanım� ın rahatsızlanmasına da sebep olmuştur Devrin bu çarpık merakı Ömer Seyfettin� in kendi kaleminde şekilcilik boyutuyla kendi uslubuyla dile getirilir Bu çalkantılarda zamanla etkilenen Hatice Hanım� da artık gözünün görmediğinden vicdanım rahat düşüncesi ile eski hayatına tekrar geri döner DÜNYANIN NİZAMI TAVUKLAR Hana her girişinde tavukları insanlardan korkmayışları belli bir yerde yiyecek verilecekmiş gibi toplanmaları onun muhayyilesinde akıllı insanların yaptıkları ile özdeşleşir Kısa bir süre sonra tavukların bu düzenli davranışlarında hancının hiçbir etkisi olmadığını öğrenmesi ve hancının tavuklara sürekli yiyecek vermediği söylemesi üzerine tavukların sürekli bekleyiş içinde bulunduğunun farkına varan kahramanımızın şaşkınlığı bir kat daha artmıştır BAHARIN TESİRİ ÇİRKİNLİĞİN ESRARI Şuhude o zamana kadar yaşadığı ada halkından Tevfik Çeşban tarafından istenmiş yakışıklı, zengin ve aynı zamanda genç olması Şuhude� nin onu reddetmesini sağlamıştır Bu noktada kahraman kendini aşık olunmayacak kadar yaşlı ve çirkin göstermeye çalışır Şuhude� nin güzelliğine asla yakışmayacağını düşündüğünden ondan kaçar Kahraman Şuhude� nin fiziki özelliklere gerçekten de önem vermediğini anlayabilmek için onun ada da en pis ve en yaşlı olan çirkin kral Ali Bey� le de rahatlıkla yaşayabileceğini söylemesi Şuhude� yi kendinden uzaklaştırır Ancak böyle bir güzelliğin de çirkin bir insana ait olması, kahramanın aşk denilen kavramın ne olduğunu gerçekten sorgulamasını sağlamıştır AŞK VE AYAK PARMAKLARI Hasan� ın bir zamanlar Asime Hanım� a duyduğu aşk onu tam anlamıyla tanıyamaması geçen zaman içerisinde de Asime� nin gerçek karakterini çözümlemesi ile ondan uzaklaşır Hasan� da Asime Hanımefendi de buldum zannettiği aşkı bırakıp arayışına yeniden geri döner TUĞRA BİRDENBİRE Ahder hayatında yaptığını zannettiği hataları genç olan Yumuk� un da yapmaması için bir nevi aşk öğretmeni gibi davranmayı ihmal etmez hikaye boyunca NEZLE TÜRKÇE REÇETE TERAKKİ Niyazi ile Neşet medeniyetteki ilerlemeyi böyle eleştirirken dışarıdan gelen sesle birlikte dilencinin bambaşka bir dem vurduğunu gördüler dilenci de kendine göre artık dünyanın değiştiğini, merhametin kalmadığını, insanlık denen şeyin sona erdiğini dile getirir Herkesin eğlenceye düşkün olduğunu ifade eder Niyazi ile Neşet bu durumu şaşkınlıkla seyreder Dilenciyi hem küçük görürler hem de filozof ve sosyalist olarak nitelendirirler Sekiz on sene evvel bunları bile söyleyecek müderrisin olmadığını belirterek yaşadıkları zamanın ne kadar da farklı olduğunu ortaya koymaya çalışırlar BOYKOTAJ DÜŞMANI TUHAF BİR ZULÜM Kaşdanov, bir Türk Diplomat ve Gaspadin Bulgaristan� da görüşürler ve aralarında şu diyalog geçer: Gaspadin� e göre Türkler� den ne sosyalist olur ne de nosyonalist Sebebini ise taassub olarak gösterir Gaspadin Türkler� in taassubundan çok istifade ettiğini belirtir Deliorman� a kaymakam olduğunda bir tane bile Türk olmadığını niyetinin burayı kan dökmeden Bulgarlaştırmak olduğunu belirtir Kasaba� ya Makedonya� dan sürekli muhacir getirip onlara ikamet vererek domuz besiciliği yapmalarını sağlamış Bir süre sonra, Türkler gelip durumdan şikayetçi olmuşlardır Domuzların çeşmelerden su içtiğini, tarlalarında dolaştığını ulu orta sokaklarda gezdiğini söylediler Gaspadin� de onlara hürriyetten, hayvan haklarından domuzunda Allah� ın yarattığı bir hayvan olduğundan bahsedip Türkleri başından gönderdi Domuz düşmanı olan Türkler yavaş yavaş evlerini, tarlalarını satıp İstanbul� a göç ettiler Gaspadin� de Türkler� in sattığı yerleri satın alıp Makedonya� dan muhacie getirmeye devam etti Hikayenin kahramanı Türk diplomat bu olayı dinleyince Gaspadin� e karşı olan tavrını ortaya koyar 3KİTABIN ANA FİKRİ : Ömer Seyfettin�in Yüksek Ökçeler kitabı küçük hikayelerden ve bir de küçük bir piyesten oluşur Hikayelere genel olarak bakıldığında ağırlıkta olan temanın sevgi ve aşk olgusu olduğu söylenebilir Ancak Ömer Seyfettin hikayelerinde (Yüksek Ökçeler, Birden Bire, Nezle, Çirkinliğin Esrarı) aşırı yaş farkına rağmen yapılan izdivaçların yanlışları üzerinde de sıkça durduğu gözden kaçmamalıdır Ancak bu hikayeler arasında Ömer Seyfettin�in siyasi düşüncelerini dile getirdiği Tuhaf Bir Zulüm adlı hikayesi farklı bir temada işlenen bir hikaye olarak göze çarpar Piyes te yine karşılıklı sevgiyi dile getiren Ömer Seyfettin bu kez bu olayı dramatik bir halden çıkartıp komedi tarzında okuyucunun gözleri önüne serer 4KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ : Hatice Hanım:Batı hayranı, bunu da her hareketi ve özellikle giyimiyle belli eden bir kadınKitap ismini de bu kadının yüksek ökçeli ayakkabılarından almıştır Hayranzade Şem� i Bey : 55 yaşında yeni zengin bir patron Peride Hanım : Büro müdiresi Sermet Bey : Başkatipliğe namzet Niyazi Molla Gazanfer Bey Bican Efendi Müstement Efendi : 45 yaşında garson dö büro 5KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:Kitap öncelikle ayrı ayrı hikayelerden oluşmuşturKitabın bu şekilde yazılması kitabı sıkıcı olmaktan uzaklaştırmış,ilgi çekici bir hale getirmiştirAyrıca kitaptaki karakter analizleri de oldukça iyidir 6KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ: ÖMER SEYFETTİN 28 Şubat 1884 tarihinde Gönen'de doğdu Öğrenimine Gönen'de başlayan Ömer Seyfettin, Ayancık'ta ve annesiyle birlikte geldiği İstanbul'da Aksaray'daki Mekteb-i Osmaniye'ye devam etti Eyüp'teki Baytar Rüşdiyesi'ni bitirip asker çocuğu olduğu için Kuleli Askeri İdadi'sine yazıldı (1893) Bir müddet sonra da Edirne Askeri İdadisi'ne naklolarak öğrenimini burada tamamladı Daha sonra İstanbul'da Mekteb-i Harbiye'ye gelen Ömer Seyfettin, piyade mülâzımı sânisi rütbesiyle buradan mezun oldu İzmir'de Teğmen (1903-1910), daha sonra da üsteğmen olarak Rumeli'de görev yaptı (1908-1910) Askerlik'ten ayrılıp Selanik'e gelerek, Genç Kalemler Dergisi'nde yazmaya başladı Balkan Savaşı'nda tekrar subay olarak orduya döndü Yunanlılar'ın elinde bir yıl kadar esir kaldı Esareti sırasında da öykü yazamaya devam ederek bunları Halka Doğru, Türk Yurdu ve Zakâ dergilerinde yayımladı İstanbul'a dönünce ordudan ikinci kez ayrılıp, ölümüne kadar Kabataş Lisesi edebiyat öğretmenliği yapan Ömer Seyfettin, 6 Mart 1920 tarihinde İstanbul'da öldü |
|