Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayarlama, saatleri, zamanı

Saatleri Ayarlama Zamanı

Eski 03-23-2009   #1
yesimciwciw

Saatleri Ayarlama Zamanı



Saatleri ayarlama zamanı
"Akreple yelkovan, yollarını şaşırıp ters işlemeye başlasalar Gün kadranı perşembeden çarşambaya dönse, aylar sondan başa doğru sayılsa, halden geçmişe, yeniden eskiye, neticeden sebebe doğru ters bir akış başlasa

Başladı diyelim ne olacak?" Haldun Taner, 'On İkiye Bir Var' adlı öyküsünde saate bakmaksızın zamanı doğru olarak tahmin eden kahramanının ağzından kuyuya böyle kışkırtıcı bir soru atar
Mark Twain'in "80 yaşında doğup yavaş yavaş 18'imize doğru ilerlesek hayat sonsuz mutluluk olurdu" sözüne tutunup Benjamin Button'un Tuhaf Hikâyesi'ni kaleme alan F Scott Fitzgerald da zamanın ters akmasının peşine düşer I Dünya Savaşı sırasında oğlunu kaybeden kör bir saatçi, yitirilenlerin geri gelmesi umuduyla şehrin tren garı için ters işleyen bir saat yapar Sinemaya da uyarlanan bu dokunaklı öykü, yaşlı görüntüsünden yavaş yavaş bir bebeğe dönüşen kahramanın ölüp, zamanla bağını koparmasıyla biter Bu arada tren istasyonundaki saat de durmuştur ve yerine dijitali gelmiştir Bu iki öyküdeki gibi Âdemoğulları ile Havva kızlarının, zamanı ete kemiğe büründüren saatlerle münasebeti 'zamansızlık ülkesi'ne varıncaya dek sürecek
Zaman insanoğlu için hâlâ sırrını korusa da Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi, özel ve müze koleksiyonlarındaki eserlerden derlenerek hazırlanan 'Zamanın Görünen Yüzü: Saatler' başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor Küratörlüğünü Şennur Şentürk'ün yaptığı sergide Ahmet Eflaki Dede'den Derviş Yahya'ya, Şeyh Dede'den Mustafa Şemi'ye eski Türk saat ustalarının saatleri, güneş, su, kum, masa ve cep saatleri, Osmanlı için üretilen Avrupa saatleri, müzikli, gümüş kapaklı alaturka, alafranga saatler, zaman içinde bir yolculuğa davet ediyor ziyaretçiyi
An'ın an'ı kovalayışını durdurmanın imkânı olmasa da saatlerin bu buluşmasında, zamanın akışını derinden hissetmek mümkün Sergideki kurgusu tazelenmiş saatleri görünce vaktin insanı nasıl sarıp sarmaladığını anbean hissediyorsunuz Camekânların içinden ses veren saatler zamanın ne kadar ilerisinde veya gerisinde olduğunuzu ele veriyor Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün kahramanı Muvakkit Nuri Efendi'nin "Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır Bu da gösterir ki, zaman ve mekân insanla mevcuttur!" seslenişi tam bu eşikte anlam kazanıyor
İstilâların en gizlisi: Alafranga saat
Saatlerin tik taklarından örülmüş bir dünyanın içinde, Hilmi Yavuz'un deyişiyle 'dilsiz çocuk, zaman'ın enva-i çeşit muziplikleri dolanır dört bir yanınızda Öyle ki sergide Haldun Taner'in "Saatin kalitesi, kurgu mekanizmasında, yani zembereğindedir Zemberek saatin değil, hayatın da özü, temeli Bir bakıma, hepimiz kurulu birer saat değil miyiz?" sualini haklı çıkaracak pek çok şey gözünüze takılacaktır Hem alafranga hem alaturka ayarlı kullanılabilecek çift kadranlı saatler ise Ahmet Haşim'in 'Müslüman Saati' adlı yazısını hatırlatıyor İstanbullu için istilâların en gizlisi olarak gördüğü alafranga saatin gelişiyle hüzünlenen Haşim'in yakınmaları sergi salonundaki tik tak seslerine karışıyor; "Ziyada başlayıp ziyada biten, on iki saatlik, kısa, hafif, yaşanması kolay bir günümüz vardı () Giden saatler babalarımızın öldüğü, annelerimizin evlendiği, bizim doğduğumuz, kervanların hareket ettiği ve orduların düşman şehirlerine girdiği saatlerdi Bunlar, hayatı etrafımızda serbest bırakan geniş lâkayt dostlardı Gelen yabancılar ise hayatımızı onu meçhul bir düstura göre yeniden tanzim ettiler ve ruhlarımız için onu tanınmaz bir hale getirdiler"
Toplam doksan saatin yer aldığı salona saat kültürü enine boyuna serilmiş adeta Muvakkithanelerde, saat kulelerinde yıllarca vakti göstermiş pek çok saatten başka "Allah başımı kaldıramayayım diye bana çarkların arasında dönmeyi nasip etti" diyen adı sanı belli olmayan saatçi dervişlerin eserlerinde ince bir ruhun yansımasını görebilirsiniz Bir köşeye kurulmuş saatçi tezgâhı ise saatçilerin piri Hazreti Yusuf'u hatırlatıyor Denilir ki saatin yirmi dört saatte 156 defa vurması Yusuf isminin ebced hesabıyla 156 olmasından ileri gelir
Lamı cimi yok, yolunuzu sergiye düşürün, gezerken de hafif göz ucuyla etrafınıza bakın zira Saatleri Ayarlama Enstitüsü'ndeki gibi kendi saatini ayarlayanları veya Tanpınar'ın 'Ne içindeyim zamanın/ Ne de büsbütün dışında/ Yekpare geniş bir anın/ Parçalanmış akışında' dizelerini mırıldayanları görebilirsiniz
'Zamanın vereceği müjdeler'i dinlemek için 28 Haziran'a kadar vaktiniz var

__________________





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.