Kuş Hatıraları |
02-09-2009 | #1 |
GöKKuŞaĞı
|
Kuş HatıralarıBenim çocukluğumda soframıza kuşlar konar rüyalarımıza melekler uğrardı Kapımızdan yoğurtçu bahçemizde ishak kuşu kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi Kışın bir sobamız olurdu,Sobanın yanında bir kedimiz,Kedinin önünde yün yumağı Bir hayat bilgisi fotoğrafı gibiydik Yerli malı kullanan Yurdunun üç tarafı denizlerle çevrili Kuru üzüm,incir, fındık,tütün,çay,naranciye kavun karpuz yetiştiren Kuru üzümle inciri satan,karşılığında Çamaşır makinası,radyo ve otomobil alan Bir toprağın fertleri Biraz yoksul, biraz mütevekkil,biraz mahcup, biraz kırılgan Biraz naif, ama hep umutlu Özlerdik Memleketteki halamızı İnce doğranmış bir dilim pastırmayı Yurttan sesler korosunu,Akşam komşuluklarını Radyo tiyatrolarını,Sabah ezanını Kalaycıyı,bozacıyı,Münir Nurettin şarkılarını Orhan Boran yarışmalarını Kandil gecelerini Duvarlarımızın sarmaşıklarını Bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını Okul önü koz helvalarını akşam oturmalarını Ve hayatı Ben Çorbadan tarhanayı yemeklerden kuru fasülyeyi Sigaralardan Harmanı belki bunun için çok severdim Yollar bozuk,musluklar bozuk,ziller bozuk, paralar bozuk Ama adamlar sağlam idi Top oynardık,ip atlar, kedi kovalar,taşlarla birbirimizin başını yarar Mahalle savaşları çıkarır gece oluncada tutar babalarımızın elinden Yazlık sinemalara gider Sadri Alışık, Vahi Öz,Belgin Doruk, Cüneyt Arkın seyreder Olimpos gazozları içer Güler, eğlenir, bağırır, çağırır dönerken yıldızları sayardık Biz sıkı çocuklardık Hepimizin birer yıldızı vardı,onlara isim takardık,onlarda bize isim takardı Pus ve dumandan önce bu şehrin, Geceleri göz kırpan ve isimler takılan yıldızları vardı Benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik Biz kimseden yana değildik, Kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri olmazdı Bir değirmendeydik öğütülen,öğütülürken türküler söyleyen Buğday başaklarına benziyorduk,bu şehrin yıldızları vardı Saçlarına kurdelalar takılan,çivitle yıkanmaktan aşınmış beyaz çoraplarına Leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan gözleri önlerinde Yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde,küçük çocukları vardı bu şehrin Bu şehrin yıldızları vardı Ben Fenerbahçe'yi amcam Vefa'yı tutardı Konya tahıl ambarı, Mersin muz cennetiydi Taksimden Fatih'e troleybüs kalkar,Şişhanede mutlak raydan çıkardı Vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı Muammer Karaca'nın adına bir tiyatro binası yoktu,bizzat kendisi vardı Başımız ağrırdı komşumuz vardı,gönlümüz daralırdı komşumuz vardı Çorbamızı, umutlarımızı,memleket kadar kalbimizi paylaştığımız KOMŞULARIMIZ VARDI Geceleri bekçimiz,gündüzleri sütçümüz,bizim kadar zayıfta olsa Nohuta makarnaya alışmışta olsa Sarman adında bir kedimiz Ceplerimizde kırık misketlerimiz,çamur bulaşığı ellerimiz Ve gülümseyen bir yüzümüz,göstermekten utanmayacağımız bir içimiz Bir araya gelerek çektirebileceğimiz bir aile fotoğrafımız vardı Bir sabah bütün iyi şeylerin,Ayvansaray iskelesinden Hayal ülkesine doğru demir alan bir şirket-i hayriye vapuru gibi Aramızdan ayrıldığını gördük Sonra Ayvansaray'ın sularının çekildiğini yazdı gazeteler Süheyla Hanımın, Raci Beyin,Melahat Mehveş Ablanın Nikonun Ercüment Efendinin çekildiğini ise yazmadılar nedense Ama yok AMA YOKLAR Ne Harman Sigarası kaldı geriye ne Olimpos gazozu Ne de Sadri Alışık KALAN? Kalan bir tortuydu belki,Belki kırık bir rüya denizi Belki suya düşürdüğümüz suretimizin Cep aynamıza nüktedan bir yansımasıydı her şey Her şey Maltepe sigarasının her arandığında her bakkalda bulunabilmesi ile Büyüsünü kaybetmişti belkide belkide biz bir rüyamı görmüştük? Hadi hepsi yalandı Hadi hepsi hayaldi Hadi hepsini ben uydurmuştum Ama rüyalarımızın melekleri Ve soframızın daim konukları kuşlar Ya onlar? Onları sizde görmediniz mi? Sizinde sofranıza konup Rüyalarınıza uğramadılar mı? Onlarda mı yalandı? İbrahim SADRi
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|