Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilimi, ekoloji

Ekoloji Bilimi

Eski 02-22-2008   #1
Equinox
Varsayılan

Ekoloji Bilimi



Ekoloji Nedir?
Ekoloji, canlıların birbirleri ve çevreleriyle ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır Ekosistem ise canlı ve cansız çevrenin tamamıdır Ekosistemi de abiotik faktörler (toprak, su, hava, iklim gibi cansız faktörler) ve biyotik (üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar) faktörler olmak üzere iki faktör oluşturur Bu tanımlamadaki organizmalar; diğer bir deyim ile canlılar veya canlı çevre, insan, hayvan ve bitkilere ait bireyleri veya bunlardan oluşmuş toplumları ifade etmektedir Tanımlamanın içinde geçen organizmaların içinde yaşadıkları ortam deyimi ise cansız çevre olarak da ifade edilir ve hava, su, toprak, ışık gibi faktörleri kapsar Ekolojinin; botanik, zooloji, mikrobiyoloji, fizyoloji, bitki beslenmesi, anatomi, morfoloji, patoloji, pedeloji, jeoloji, jeomorfoloji, mineraloji, fizik, kimya, meteoroloji ve klimatoloji gibi bilim dalları ile yakın ilgisi vardır Araştırma konusu, yöntemi ve amaçlarındaki bazı özellikleri yardımıyla ekolojiyi diğer doğa bilimlerinden ayırma olanağı vardır Ekoloji bütün canlılar için ortak olan ve canlılar üzerinde etki yapabilen temel konularla ilgilenir Diğer bir ayırıcı özelliği ise ekolojinin bir canlıya ait belirli organları ve bu organlardaki hayat süreçlerini değil, canlıların içinde bulundukları hayat ortamı ve diğer canlılarla olan karşılıklı ilişkilerini incelemesidir Günümüzde insan çevre ve ekoloji sözcüklerini bir bütün olarak kullanmaktadır Kıtalardan okyanuslara, göllerden akarsulara, yer altı sularından atmosfere, mikroorganizmalardan insana ve bitkiler âlemine kadar bütün canlı ve cansız varlıklar arasında düzenli bir ilişki vardır Yani organizmalar yaşamlarını sürdürebilmeleri için diğer organizmalarla ve çevreleriyle ilişki içerisindedir Organizmaların çevreleriyle ve birbirleriyle olan ilişkilerini inceleyen bilim dalına “ekoloji” denir son 30-35 yıl içinde dünya nüfusunun hızla artması, sanayi ve teknolojinin ilerlemesi, doğal kaynakların tükenmeye başlaması, çevre sorunlarının gündeme gelmesine yol açmıştır

Ekoloji
Yeryüzünde on kilometre okyanus tabanından atmosferin on kilometre yerden yüksekliğine kadar olan tabaka canlıların barınma yeridir Bu alana dünya katmanları arasında biyosfer adı verilir Ekoloji de 20 km’lik dikey alan içersindeki canlıların yaşama şekillerini ve birbirleriyle olan ilişkilerini inceler Canlıları etkileyen çevre faktörlerine ambiyotik faktörler, canlıların birbiriyle olan ilişkilerine biyotik faktörler denir
Modern ekolojide anlama kolaylığı sağlamak için canlılar organizasyon derecesine göre sıralanır Bu sıralama sonucunda biyolojik spektrum meydana gelirBu spektrum; Protoplazma-Hücreler-Dokular-Organlar-Organsistemleri-Organizmalar-Populasyonlar-Kommuniteler-Ekosistemler-Biyosfer şeklinde sıralanır
İşte bu spektrum içerisinde ekoloji; organizmalardan sonraki terimleri inceler Biyotik faktörleri oluşturan bu terimlerin üzerindeki fiziksel ve kimyasal faktörlerin sınırlayıcı etkisini de ekoloji inceler
Ekolojide kullanılan bazı terimler vardırBunların başlıcaları;
Populasyon: İnsan nüfusunu ifade edeb bir terimdir Ancak ekolojide belirli sınırlar içersinde barınmakta olan aynı türden oluşan bireyler topluluğunu ifade eder Ekolojinin biyotik faktörler içersinde en küçük birimidir Populasyonlar kendi kendine yeterli değildir
Kommunite: Bir bölgede yerleşen populasyonlar topluluğudur Abiyotik faktörlerle birlikte kommuniteler kendi kendilerine yetebilen topluluklardır
Ekosistem: Kommunite + Abiyotik ortam ekosistemi oluşturur
Habitat: Populasyon içersindeki canlıların biyosfer tabakasındaki kalıtsal yapısına uygun yaşama bölgesine habitat denir Habitat canlının yaşama adresidir
Niş: Habitat içersindeki canlıların yaptığı biyolojik faliyet ya da iştir
Flora: Belirli bir bölgedeki veya biyosferdeki bitki topluluklarıdır Aynı zamanda bakterilerin oluşturduğu populasyonlara da flora denir
Fauna: Hayvanların oluşturduğu topluluklara denir
Biyotop: Canlının yaşayabileceği fiziksel ortamdır
Biyom: Özel komunitelere biyom adı verilir Tundra, maki, çöl biyomu gibi

1 Abiyotik Faktörler
Bireylerin populasyonda, populasyonların da kommunite içersinde gerçekleştirdikleri aktiviteler kararlı bir yaşam ortamının oluşturulmasında kesinlikle etkilidir
Ancak biyosferde ekolojik sistem kurulurken elbette matematiğin güneş sistemindeki mesafe sabitleri, dünyanın açısı ve elepsoid fiziki yapısı etkilidir Ayrıca fizik ve kimyanın temel prensipleri, yeryüzünün dönüş hızı, çekim gücü, atmosferdeki gaz yoğunluğu, gaz basıncı gibi faktörler en önemli etkenlerdir
Dış etkenler dediğimiz abiyotik faktörler yeryüzünde canlıların yaşama alanlarını sınırlandıran en önemli etkenlerdir
Bunlara bağlı olarak farklı devirlerde farklı türler populasyonlar üzerinde baskınlık kurmuştur Örneğin jura devrinde sürüngenler ve eğrelti otları en baskın populasyonlar olmuşlardır Ancak abiyotik etkenlerle bugün bu canlılar bir çok türünü yitirmiş ve günümüzde eğrelti otları; orman altı bitkileriyle, dinozorlar; kertenkele, yılan, kaplumbağa, timsahlar ile temsil edilmektedir Yani yeryüzünde gerçekleşen buzlaşma, sel, deprem, volkanik patlama, dünya yüzeyinin sularla kaplanması, aşırı rüzgar, yüksek sıcaklık gibi doğal olaylardan bitki ve hayvan populasyonları tamamen olumsuz etkilenmişlerdir Bunun sonucu bugün dahi hissedilebilmektedir Örneğin kelaynak olarak ifade edilen kuş türü yok olmuştur, panda ayıları yok olmuştur Bugün bunlar hayvanat bahçelerinde yapay olarak üretilmektedir
Doğadaki olumlu veya olumsuz abiyotik faktörlere rağmen günümüze kadar gelebilen dayanıklı canlılarda bulunmaktadır Bunlara fosil canlılar da denir Örneğin, Latimeria balığı ile hamam böceği yeryüzünün en eski yaratıklarındandır
Abiyotikler fiziksel ve kimyasal faktörler olarak ikiye ayrılır

A) Fiziksel Faktörler
1 İklim
İklimler klimatoloji bilimi içersinde değerlendirilir İklim içersinde canlıları ilgilendiren faktörler sıcaklık, yağmurlar, yağışlar, nem, rüzgar, güneşlilik, bulutluluk ve don olaylarıdır
Optimum iklim şartlarının içerikleri türlere göre değişmektedir Örneğin; çok yağış alan, ılıman olan alanlarda mükemmel orman ekosistemleri ve ormana bağlı hayvan populasyonları oluşturulmuştur Aynı zamanda düşük ısılı olmakla beraber nem oranı yeterli olan Amerika’nın üst Alaska kıtası ve Rusya’nın üst Sibirya ormanları da buna güzel örneklerdir
2 Isı
İklim içersinde en önemli faktörlerden biri de ısıdır Örneğin eklem bacaklıların bir çoğunun yaşam süresi 3-4 ay içersindedir Isı periyodunun da 16 dereceyle 25 derece arasındaki dönemine rastlar Yazın sonuna doğru kaybolurlar Aynı şekilde iklim bitkilerde; su alma, çiçeklenme, enine büyüme, meyvelenme gibi dönemlerin belirlenmesinde tamamen etkili bir faktördür
Hayvanlar vücut sıcaklığı yönüyle;
1 Poikilotermal hayvanlar (soğuk kanlılar veya vücut ısısı değişenler)
2 Homoitermal hayvanlar (sıcak kanlılar veya sabit ısılılar) olmak üzere ikiye ayrılır
Canlılar arasında yüksek ısılarda, düşük ısılarda ve her iki ortamda yaşamaya uymuş olan canlılar vardır
Bazı canlılarda sıcaklık artışına paralel (tölerans sınırları içersinde) metabolizma hızı da artar Ancak tölerans sınırlarını aşan ısı, canlıda metabılik anormallik olarak adlandırılan paraliz (şok, geçici felç) olayını ortaya çıkarır Artmaya devam ederse öldürür Isı aşırı oranda düşmeye devam ederse yine paraliz olayı görülür
Sıcaklık aynı zamanda hayvanların vücüt büyüklüğünü tayin eden bir faktördür Kuzey enlemlerde yaşayan sıcak kanlı hayvanlar sıcak bölgelerde yaşayanlara göre daha büyük olma eğilimindedirler
Büyük vücutta kütleye göre az yüzey olması, sabit ısılı hayvanların vücüt sıcaklığını koruyabilmesi bu adaptasyon özelliğiyle sağlanır
Bu canlıların aynı zamanda kuzey bölgelerde yaşayanlarında ekstrimiteler küçük yapılıdır Kulak, burun ucu, el ayası (yüzeyi) , ayak ayası gibi Bu sayede ısı kaybı en aza indirilir Sıcak ortamlarda bu organlar büyük olur Bunlar serinleme amacıyla kullanılır
Değişken ısılı hayvanlarda bunun tam tersi özellikler gözlenir Bu hayvanlar soğuk ortamlarda daha küçük vücut yapısına sahiptirler
3 Işık
Yeryüzünde kurulan ekosistemlerin ve bunun sonucu olarak biyosferin kararlılığı, devamı, bugünkü ölçüler içersinde ışık enerjisinin devamına bağlıdır Işık özellikle bitkiler için önemli bir abiyotik faktördür Ancak 3100 Angstrom dalga boyunun altındaki mor ötesi (x ışınları) ışınları ile 7000 Angstrom dalga boyunun üzerindeki ışınlar protoplazmayı bozucu etkiye sahiptir Dolayısıyla 3000-7000 Angstrom dalga boyundaki ışınların kalitesi, şiddeti ve süresi önemlidir
Karasal ekosistemlerde ışık fotosentez için çok önemlidir Özellikle ormanlık alanlarda bitki florasının üst ve alt katmanları vardır Ormanda ışıkla temas eden ilk üst tabakaya taç tabakası denirTaç tabakasının sıklığı alt tabakalarda yaşayan türleri sınırlar Örneğin sık bir taç tabakasına sahip çam ormanının alt kısımlarında yeniden ve kendiliğinden çam filizlerinin gelişmesi ışık eksikliğinden dolayı çok az olurYani çam ormanları zor yenilenen ormanlardır Böyle bir ortamda gölge bitkileri gelişebilir Örneğin; Eğrelti otları, karayosunları gibi
Ormanın sıklığı gölge yoğunluğunu arttırır Buna bağlı olarak taç yapıyı oluşturan bitkilerin gelişmeleri ve orman rejenerasyonu genç bitkinin gölgeye olan dayanıklılığı ile doğru orantılıdır Gölge yoğunluğuna dayanabilen bitkilerde orman rejenerasyonu kolay olurken dayanamayan bitkilerde rejenerasyon çok zor olmakta veya orman yeni oluşuma gidebilmekte, baskın türler değişebilmektedir
Bitkilerde fotosentez ile üretilen organik besin hem bitkiler hem de hayvanlar için besin kaynağı olarak kullanılır Bitkilerde arta kalan besin depo edilir Depo edilen besin, gelişme, büyüme ve üremede kullanılır Gölge bitkilerinin ışık şiddeti karşısındaki fotosentez ürünlerinin üst sınırı ile uzun gün bitkilerinin üst sınırı bariz bir fark gösterir Bu fark gelişmede gözlenir
Işık faktörü su içi ekosistemlerinde de etkilidir Işık, su bitkileri tarafından enerji kaynağı olarak kullanıldığı gibi bazı hayvanların pigment üretimi, dış iskelet, kitin, kabuk gibi benzeri yapıların oluşumunda doğrudan etkili olduğu tespit edilmiştir

B) Kimyasal Faktörler
Canlıların yapısında bulunan maddelerin yeryüzünde ve canlılar arasında aktarılması, dağılımı, aktarılma sıklığı, çözelti oluşturma özellikleri ve oranları populasyon ve kommunitelerde dengenin kurulmasında doğrudan etkilidir
1 Su
Maddelerin; hücrede, dokularda, sistem ve organizmada dolaşması, kimyasal reaksiyonlar, yapının devamlılığı ve kararlılığı su ile sağlanır Bu açıdan su çok önemlidir Canlı organik ağırlığının %50’sini kaybetse yaşayabilir Ancak suyun %20’sini kaybetse şoka girer
Canlılar su miktarlarını, osmatik basınçlarını dış ortamlara göre ayarlayarak dengede tutarlar Örneğin tuzlu sularda yaşayan balıklarda kandaki üre miktarı fazladır Buna bağlı olarak su dengede tutulur Tatlı suda yaşayan balıklarda su fazlalığı ortaya çıkar Dolayısıyla bu canlılarda su içme olmaz ve böbreklerinde aşırı oranda su süzülmesi ve atılma olayı gerçekleşir Kurak ortam denilen tuzlu sularda tam tersi özellikler gözlenir
Bitkiler su isteklerine göre üç gruba ayrılır:
a)Higrofitler: Sucul bitkilerdir Suda yaşarlar Kök su içersinde toprağa tutunabileceği gibi dışarıda çıkabilir Stomaları yağrağın yüzeyindedir Kütikülaları incedir Yaprakları geniş ayalı ve parçalı olabilir
b)Mezofitler: Normal ortam bitkileridir Orta kalınlıkta kütikülaları bulunur Stoma hem yaprak üstünde hem de altında yer alır Dut, kavak, söğüt gibi
c)Kserofitler (Kurak ortam bitkileri): Kuraklık bu bitkilerde kökün gelişmesinde etkilir Kurak alanlarda bitkiler seyrek olarak bulunur ve geniş bir kök sistemi oluştururlar Çöl bitkilerinden kaktüsler silindirik yapısıyla su kaybını azaltır Ayrıca bunlarda kalın bir kütiküla tabakası bulunur Stomalar gündüz yerine gece açılır
2 Gazlar ve Mineral Tuzlar
Su buharı oranı hariç diğer gazlar karasal ekosistemlerde fotosentez, solunum, kemosentez, yanardağı faliyetleriyle dengede tutulur Ayrıca güneş ışınları atmosferin en üst katlarında (iyonosferde) bazı iyonları etkileyerek yeni atom ve moleküllerin oluşumunu sağlayarak dengeye katkıda bulunur
Oksijen; canlıların yaşamı için yaşanılmaz bir gazdırO2’li solunumda doğrudan kullanılır Atmosferde %21, suda %5 oranında bulunur Her iki ortamda da kaynak fotosentezdir 02’nin çoğu sularda yaşayan alglerden karşılanır
Atmosferdeki oksijen zararlı ışınları absorbe etme özelliğiyle canlıları korur Ayrıca oksijenin bileşiminden oluşan ozon gazı da ultraviyole ışınlarını emerek canlılara zarar vermesine engel olur Böylece yeryüzüne faydalı olan ışınlar ulaşır Buna rağmen ultraviyole ışınları %2 oranda ulaşmaktadır Bu oran yükseklere çıkıldıkça, gaz yoğunluğu azaldıkça artar Ultraviyole ışınları yoğun olarak yeryüzüne ulaştığında organik moleküllerin parçalanmasına neden olur Özellikle DNA bundan etkilenir ve mutasyonun ortaya çıkma oranı artar
Endüstriyel gelişmeye paralel üretimde kullanılan kloroflorakarbon gazı ozon tabakasının delinmesine yol açmıştır Bu da insanların yol açtığı en tehlikeli kirliliklerden biridir
Karbondioksit; solunum, yanma, yeraltı çatlaklarından ve volkanlar ile yeniden atmosfere döner Örnek: Elazığın buzluk dağları, volkanlar ve çatlaklar önemli CO2 kaynaklarıdır CO2 gazının ortamda artması canlıların sayıca azalmasına neden olur Yani bu gazın artışı populasyonları sınırlayıcı bir şekilde etkiler
Su ortamlarında ısı arttıkça erimiş CO2 oranı artar CO2 gazının su içinde artması canlıların ölüm oranını arttırır
Canlıların yapısında hayati önem taşıyan tuzlar bulunur Bunlar N, P, K, Ca, S, Mg içeren tuzlardır Bunlara biyogenetik tuzlar denir Bunların eksilmesiyle canlılarda hayatsal olaylar ve yapısal özellikler bozulur Her elementin organizmada aktif olarak kullanıldığı bir yapı veya reaksiyon vardır

2 Biyotik Faktörler
Ekolojide virüslerden bakterilere ve insanlara kadar bütün canlı populasyonlar biyotik faktörler olarak adlandırılır Biyotik faktörler canlı ve cansız faktörleri yapılarına katarak enerji elde ederler Bu enerjiyi besin zinciri oluşturarak diğer canlılara aktarırlar Uygun habitatlar üzerinde hayat tabakaları oluştururlar Biyotik faktörler, populasyon, kommunite ve ekosistem olarak adlandırılan birimlere ayrılarak incelenir
1 Populasyon
Aynı tür canlıların belirli habitat sınırları içersindeki topluluğuna populasyon denir Bir populasyondaki büyümeyi çevre şartları, doğum, ölüm ve tür içi rekabet belirler Populasyondaki birey sayısına populasyonun büyüklüğü denir Birim alandaki tür sayısına populasyon yoğunluğu denir Bir habitattaki tür sayısının ulaştığı üst sınıra populasyonun taşıma kapasitesi denir
Populasyonda Yaş Dağılımı: Populasyondaki bireylerin yaş dağılımı ile populasyonun büyümesi arasında bir ilişki vardır Genç ve orta yaşlı bireylerin bulunduğu populasyonlarda birey artışı (populasyon büyümesi) fazla olur Dengeli bir populasyonda genç ve orta yaşlı bireyler birbirine eşit, yaşlı bireyler azdır Gerilemekte olan bir populasyonda üreme az olduğundan genç bireylerin sayısı azalır
Populasyonda Ömür Uzunluğu: Canlılardaki ömür uzunluğu kalıtsal olarak belirlenmiştir Ancak canlı çevre faktörlerinin etkisi ile bu ömrünü tamamlayamayabilir Habitatına uyum gösteren canlılar genellikle ömür uzunluklarını yaşayarak yakalarlar
Populasyonda dalgalanma ve dağılma: Populasyonda dalgalanmalar genellikle av ile avcı arasında gözlenir Av miktarı azaldığı zaman artmış olan avcı populasyonu besin probleminden dolayı dağılır Buna bağlı olarak avcı populasyonunda yoğunluk azalması gözlenir Farklı eşeyli bireylerin bir araya gelme zorluğu ortaya çıktığından populasyonda gelişme yavaşlar Bu açıdan populasyonların gelişmesi için belirli bir yoğunluğun olması zorunludur Avcı populasyonu azaldığı zaman av populasyonu çoğalır
Populasyonlarda çevre direnci canlıları olumsuz etkilediği zaman toplu ölümler ve toplu göçler gözlenir Bu özellikler populasyonun minimuma inmesine veya yok olmasına neden olur
2 Kommunite
Populasyonlar topluluğuna kommunite denir Kommunite içersinde uyumsuz populasyonlar da bulunabilir Parazit, konak gibi
Kommunite içersinde populasyonların devamlılığında etkin görev yapan sayıca fazla olan türler bulunur Bunlara baskın türler denir Kara kommunitelerinde baskın tür yoktur
Belirli bir habitat alanında kommunite yok olabilir veya hiç yoktan yeni bir kommunite gelişebilir, bunlara süksesyon denir Süksesyonda bir oluşum süreci vardır Oluşum süresinde bazı canlılar habitat bölgesine öncelik oranına göre yerleşir Bu özellik hem flora hem fauna da geçerlidir
  • Liken evresi: Kumul, kayalık, killi, bataklık ve çakıllı olan ortamlar öncelikle likenler tarafından işgal edilir Bunlara öncü populasyonlar denir Likenler ortamın toprak kalitesini yükseltir Likenler çok dayanıklıdır Ancak rekabete dayanamazlar
  • Yosun evresi: Likenlerden sonra başlar Bu bitkiler ortamı nemlendirir Bu evrede ortama bazı omurgasızlar yerleşir
  • Ot evresi: Yosun evresinden sonra ortama bir yıllık otsu bitkiler yerleşir Otsu bitkilere paralel ortama bazı böcekler de yerleşir Daha sonra sürüngen, kurbağalar, kuşlar ve memelilerin otçulları ve etçilleri ortama yerleşmeye başlar
  • Çalı-Funda evresi: Ot evresi çalı ve fundalıkların ortama yerleşmesi için zemin oluşturur Bunlar erik, kavak, böğürtlen gibi küçük ağaçlardır Süksesyon bu yönde ilerliyorsa ortam daha nemli hale gelir Çalı evresinde ortama kuşlarla büyük ağaçların tohumları getirilir Buna bağlı olarak ortamın besin oranı artarak devam eder Büyük omurgalılar da bu aşamada büyük oranda yerleşir
  • Ağaç evresi: Ağaç filizleri gelişerek ormanlık alanları oluştururlar Ortam şartları anormal derecede değişmedikçe kararlı bir fauna ve flora kommunitesi oluşturulur Buna klimax denir
3 Ekosistem
Ekosistemin içersindeki canlılar belirli görevler üstlenerek dengeli bir ekosistem oluştururlar Ekosistemi dengeler bir şekilde oluşturulabilmesi için ortamda üreticiler, tüketiciler, ayrıştırıcılar gibi canlı grupları bulunmalıdır Bu görevlerin yerine getirilmesi sayesinde ekosistemin dinamikliği ortaya çıkar Bütün ekosistemlerde bu görevleri gerçekleştiren canlılar mutlaka bulunmalıdır
Ekosistemi oluşturan canlılar arasında besin aktarım zinciri oluşturulmuştur Besin aktarımıyla birlikte canlılar dolaylı olarak ışıkenerjisini aktarmış olurlar
Yeryüzünde bakteriler kendi başlarına ekosistem oluşturabilecek aktiviteye sahip tek guruptur Çünkü bakterilerin içersinde hem saprofit, hem fotoototrof, hem kemoototrof hem de hetotrof beslenen gruplar bulunmaktadır Bu birlikler içersinde madde döngüsü kolaylıkla sağlanır
Besin zincirinde her aktarım sırasında enerji kaybı (kütle azalması) gözlenir Buna biyokütle (biyomas) denir Biyomasa bağlı olarak canlılarda üreticilerden tüketicilere doğru kütle azalması gözlenir Yeryüzünde birim alanlarda herzaman kütle fazlalığı çoktan aza doğru üreticiler, 1 tüketiciler, 2 tüketiciler, 3 tüketiciler olarak sıralanır
Besin zincirinde bazen metabolizmada kullanılmayan maddelerde aktarabilir Bu maddeler besin zincirinin son halkasına doğru birikme eğilimine sahiptir Çünkü bu maddeler eritilemez ve depo edilir
Ekosistemde populasyonların dengelenmesi
Ekosistemde populasyonların dengelenmesi hayvanlar arası predatörlük (avcılık) ve parazitlik ile dengelenmektedir Her iki olay sonucunda avlanan ve konut ortadan kalkmakta ve populasyonda azalma yaşanmaktadır
Bir ekosistemde parazit mikroorganizma yeni girdiği zaman zarar ilk önce çok büyük olur Örneğin yeryüzünde verem yeni çıktığında binlerce insanın ölümüne neden olmuştur İlaç geç olarak bulunmuştur Aynı şekilde cüzzam hastalığı da dünyada en fazla korkulan ölümcül hastalıklardan biri olmuştu Ancak bugün bu parazitler ilaçla kontrol altına alınmıştır
Gerek parazitler gerekse predatörler populasyondaki genellikle zayıf, hastalık taşıyan, dirençsiz, iyi beslenmemiş bireyleri ortadan kaldırır Böylece populasyonda sağlıklı bireylerin kalması ve hastalıkların diğer bireylere bulaşmasını engelleyerek populasyon dengesine katkı sağlar
Minimum kuralı: Bitkiler metabolik aktivitelerini gerçekleştirebilmek için eser elementleri yapılarında bulundurmak zorundadırlar (Fe, Mg, Mn, Mo, Va) Bu maddeler metabolizmanın devamı ve büyümesi için zorunludur Buna göre bitkiler toprakta en az bulunan eser elemente göre büyür ve metabolizmasını düzenler, bu olaya minimum kuralı denir Hayvanlar içinde aynı şekilde minimum kuralı geçerlidir
Hoşgörü kuralı: Canlıların habitat sınırlarını belirleyen faktörlere, dayanıklılık gücüne hoşgörü veya tolerans denir Tolerans gücü canlının adaptasyon kabiliyetini ortaya koyar, ortamda yaşama şansını arttırır Mesela devenin toleransı yüksek olduğundan hem çölde hem de diğer ortamlarda rahatlıkla yaşayabilmektedir Aynı şekilde bazı yılan balıklarının tuz toleransı çok yüksek olduğundan hem tatlı suda hem de denizde yaşayabilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.