Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anlam, kelimede, sözcükte

Sözcükte Kelimede Anlam

Eski 12-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sözcükte Kelimede Anlam





Sözcükte Kelimede Anlam
SÖZCÜKTE ANLAM

A Anlam Bakımından Sözcükler

1 Gerçek Anlam (Temel Anlam)
2 Yan Anlam
3 Mecaz Anlam
4 Deyim Anlam
5 Terim Anlam
6 Argo Anlam
7 Soyut Anlam
8 Somut Anlam
9 Genel ve Özel Anlam

B Sözcükler Arasındaki Anlam İlişkileri

1 Eş Anlamlı Sözcükler
2 Yakın Anlamlı Sözcükler
3 Zıt Anlamlı Sözcükler
4 Eş Sesli Sözcükler
5 İkilemeler
6 Yansımalar
7 Atasözleri
8 Dolaylama
9 Anlam Genişlemesi
10 Anlam Daralması
11 Anlam İyileşmesi
12 Anlam Kötülemesi
13 Güzel Adlandırma

SÖZCÜK (KELİME)

Cümlenin anlamlı en küçük birimlerine ya da tek başına anlamı olmadığı hâlde cümle içinde anlam kazanan anlatım birimlerine kelime denir Kelime, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan dilin anlamlı en küçük parçasıdır Kelimelerin belirli bir düzen içerisinde bir araya getirilmesiyle anlaşma sağlanır
SÖZCÜKTE ANLAM

Kelimeler de dil gibi canlı varlıklardır Sahip oldukları anlamların dışında zamanla yeni anlamlar kazanabildikleri gibi bir anlamda birkaç kelime de kullanılabilir Bu özellikler hem kelimenin kendisine ait olabilir, hem de diğer kelimelerle olan anlam ilişkisini gösterebilir Burada kelimelerin anlam özelliklerinin yanı sıra kelimeler arasındaki anlam ilişkileri de karşımıza çıkmaktadır Kelimeler tek başlarına anlamlı olabildikleri gibi cümlede veya söz içinde kullanılışlarına göre yeni anlamlar da kazanabilirler, aralarında anlamdaşlık sesteşlik gibi ilişkiler de barındırabilirler
Anlam bakımından kelimeler ve kelimeler arasındaki anlam ilişkileri şunlardır:

A ANLAM BAKIMINDAN SÖZCÜKLER

Kelimelerin taşıdıkları anlamları maddeler hâlinde sıralayalım

1 GERÇEK ANLAM (TEMEL ANLAM)
Kelimelerin taşıdıkları ilk ve genel anlama gerçek anlam denir Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır Kelimenin gerçek anlamı, herkesçe bilinen yaygın anlamıdır Buna "temel anlam" da denir
Meselâ, ?ağız? dendiğinde akla ilk gelen, organ adıdır ?göz? kelimesi de öyle
Soğuktan su boruları patlamış
Ayağında eski bir spor ayakkabı var
Biraz sonra toprak bir yola girdik
Kanadı kırık bir martı gördüm
Soğuk sudan boğazı şişmişti
Yataktan kalkarken başımı duvara çarptım
Dün gece erken yattım
Sıcak çorbayı içince rahatladım
Dolaptan temiz elbiselerini çıkardı
Ahmet?in burnu iyi koku alır
Ağzında yaralar oluşmuştu
Elini hırsla masaya vurdu
İri hantal gövdesini zorlukla sürüklüyor gibiydi
Gölün kıyılarını yapraksız, bodur ağaçlar kuşatmıştı
2 YAN ANLAM

Temel anlamıyla bağlantılı olarak zamanla ortaya çıkan değişik anlamlara yan anlam denir Sözcüğün gerçek anlamının dışında, ancak gerçek anlamıyla az çok yakınlık taşıyan yeni anlamlar kazanması yan anlamı oluşturur Bir sözcüğün yan anlam kazanmasında genellikle yakıştırma ve benzerlik ilgisi etkili olmaktadır
Meselâ ?göz? dendiğinde akla ilk gelen, kelimenin temel anlamı olan organ adıdır Ama ?iğnenin gözü?, ?çantanın gözü?, masanın gözü? tamlamalarındaki anlamlar benzetme yoluyla kazandırılmış yeni anlamlardır Bunlara da yan anlam denir

Meselâ, ?düşmek? kelimesi ?Meyveler tek tek yere düştü? cümlesinde temel anlamda; ?Çocuğun pantolonu düşüyordu?, ?Bu yılın ilk karı düştü? ve ?Kavakların gölgesi yola düştü? cümlelerinde yan anlamdadır
Beşiktaş sırtlarına ağaç dikiyorlar (arka taraf)
Gülün tomurcukları sabahleyin patlamış
Uçağın kanadı havada parçalanmış
Başı kırık bir çiviyi sökmeye uğraşıyor
Bu dalda başarılı olabileceğimi sanıyorum
Köprünün ayağına bomba koymuşlar
Şişeyi boğazına kadar doldurdu
Kapının kolunu kırınca babamdan azar işittim
Benim yetiştirdiğim öğrenciler daha başarılı
Yokuşun başına kadar koştuk
Somutlaşma ve soyutlaşma: Dilimizde kelimeler sadece bir anlamda kullanılamaz Yani bir kelime birden fazla yerde ve çok farklı anlamlarda kullanılabilir Onun için somutlaşma ve soyutlaşma, dilimizdeki kelimeler için her zaman mümkündür Somut anlamıyla ?geçilen yer? demek olan ?yol? kelimesi ?yöntem, metot? anlamına gelerek soyutlaşmıştır
Yakıştırmaca: Kendi adı olmayan ya da adı olduğu hâlde bilinmeyen varlıklar çeşitli özellikleri nedeniyle uygun olan kelimelerle adlandırılır Buna yakıştırmaca denir Uçağın kanadı, masanın gözü, ayakkabının burnu vb

3 MECAZ ANLAM

Bir sözcüğün gerçek anlamından bütünüyle uzaklaşarak kazandığı yeni anlama mecaz anlam denir Başka bir deyişle bir kelimenin, gerçek anlamı dışında, başka bir kelimenin yerine kullanılması sonucu ortaya çıkan anlamdır Bu kullanımda anlatımı renklendirmek ve kuvvetlendirmek esastır Mecaz anlamda iki kelime bir yönüyle benzerlik ilgisi kurularak birbirine benzetilmiştir
Bu konuyu bir daha açmayacağım
İşsizlik sorunu hükümeti terletecek
Derdim çoktur, hangisine yanayım
Doktora boş gözlerle bakıyordu
Bu şarkıya bayılıyorum
Tatlı sözlerle babasının gönlünü aldı
Yakında savaş patlayacak
Hepimiz onun hafif biri olduğunu biliyorduk
İnce işlere aklım pek ermiyor
Kitapları taşırken kolum koptu
İlk damlalardan sonra yağmur birden coştu
Bu söze gençlerden biri ince bir karşılık verdi
Onun pişkinliğine bir anlam veremedik
Cesaretinin kırılmasına sen sebep oldun
Mecaz anlamlar, benzetme ve ilgi yollarıyla yapılır Benzetme yoluyla yapılanlardan biri istiaredir İstiare açık ve kapalı olmak üzere ikiye ayrılır Edebiyat dersinde söz sanatları arasında incelenir Eğretileme ve deyim aktarması da denir
?Kurban olam, kurban olam
Beşikte yatan kuzuya? (açık istiare)
?Tekerlekler yollara bir şeyle anlatıyor? (kapalı istiare)
İlgi yoluyla yapılanlara ad aktarması denir Ad aktarmasında benzetme amacı olmaz İç-dış, parça-bütün, neden-sonuç, sanatçı-yapıt, yer-insan, yer-olay gibi ilgiler vardır Aşağıdaki cümleler ad aktarmasına örnektir (ad aktarması ayrıca mecaz-ı mürsel adıyla söz sanatlarında da işlenir)
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilâl
Saçını kestir demedim mi?
Bereket yağıyor; çiftçinin yüzü gülecek
Ayağını çıkarmadan girebilirsin
Bu olaylara Ankara sessiz kalıyor
Orhan Veli?yi okur musun?
4 DEYİM ANLAM

Deyim, en az iki kelimenin kalıplaşarak yeni bir anlam kazanmasıyla oluşan mecazlı sözlerdir Kelimelerden biri veya her ikisi anlam kaybına uğrar
Bu sözlerle gönlümü almış mı oldun?
Kendi düşüncelerinde ayak diriyordu
Korktuğu başına gelmiş, arabası bozulmuştu
Her gördüğüne dudak büküyordu
Senin yaptığın pire için yorgan yakmak
İki genç adam boğaz boğaza geldi
Olur olmaz konularla baş ağrıtmayı seversin
Bu şekilde anlatırsanız aklı yatar
Sonunda korktuğumuza uğradık, çocuk kayboldu
Matematiği aklım almıyor
Çocuk ağzı açık beni dinliyordu
Öğrenciler, beni can kulağı ile dinliyordu
Hiçbir işte dikiş tutturamamıştı
Bizimkinin iyice çenesi düştü
Göze girmek için her şeyi yapıyor
İşin ağırlığın gözümüzü korkutmuştu
Bu soruya kafa yormanı istemiştim
Çocuk eli uzun biri, cüzdanımı almış
Burası çok ayak altı, şurada duralım
Deyimlerin özellikleri:

a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir Sözcüklerin yerleri değiştirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz

Meselâ "yüzün ak olsun" yerine "yüzün beyaz olsun" denilemez,
"ocağına incir ağacı dikmek" yerine "ocağına çam ağacı dikmek" denilemez,
"ayıkla pirincin taşını" yerine "ayıkla bulgurun taşını" denilemez,
"dilinin altındaki baklayı çıkar" yerine "dilinin altındaki şekeri çıkar" denilemez,
"tüyleri diken diken ol-" yerine "kılları diken diken ol-" denemez

Ama istisnalar yok değildir: ?baş başa vermek? ve ?kafa kafaya vermek? gibi
Araya başka kelimeler girebilir:

?Başını derde sokmak? Başını son günlerde hep derde soktu

b) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır Az sözle çok şey anlatırlar: ?Çam sakızı çoban armağanı?, ?dili çözül-?, ?dilinde tüy bit-?, ?dilini yut-?

c) Deyimler en az iki sözcükten oluşurlar Bu özellik deyimi mecazdan ayırır

1 Ya kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar:
ağzı açık, kulağı delik,
eli uzun, kaşla göz arasında,
bulanık suda balık avla-, dikiş tutturama-,
can kulağı ile dinle-, köprüleri at-,
pire için yorgan yak-, pişmiş aşa su kat-,
kafayı ye-, aklı alma-,
akıntıya kürek çek-, ağzı kulaklarına var-,
bel bağla-, çenesi düş-,
göze gir-, dara düş-,

2 Ya da cümle şeklinde olurlar ki bunların bir kısmı gerçek olaylara yada öykücüklere dayanır

Yorgan gitti, kavga bitti
Dostlar alışverişte görsün,
Çoğu gitti azı kaldı,
Allah bana ben de sana,
Atı alan Üsküdar'ı geçti,
Tut kelin perçeminden,
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı,
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen alın
Ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?
Ne şiş yansın ne kebap,
Fol yok yumurta yok

d) Deyimler özel anlamlı sözlerdir Deyimler genel yargı bildirmezler Deyimler bir kavramı belirtmek için bulunmuş sözlerdir Öğütte bulunmazlar Atasözleri ise genel anlamlı sözlerdir Ders vermek, öğütte bulunmak için ortaya konulmuşlardır Deyimle atasözünü ayıran en önemli nitelik budur Meselâ: "İşleyen demir ışıldar" atasözüdür Çalışmanın önemini anlatmaktadır Bu yargı dünyanın her yerindeki insan için geçerlidir

e) Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır Çantada keklik, ağzı açık, kulağı delik, abayı yakmak, devede kulak, hapı yutmak, fol yok yumurta yok, hem nalına hem mıhına, ne şiş yansın ne kebap, ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?
Bazı deyimler ise anlamlarından çıkmamışlardır: Çoğu gitti azı kaldı, ismi var cismi yok, adet yerini bulsun, Allah bana ben de sana, yükte hafif pahada ağır, özrü kabahatinden büyük, dosta düşmana karşı, iyi gün dostu, canı sağ olsun

f) Deyimler cümlenin öğesi olabilir, cümlede başka görevler de alabilir:
Üzüntüsünden ağzını bıçak açmıyordu (Yüklem)
Damarıma basmadan konuşamaz mısın? (Zarf tümleci)
Aslan payı ona düştü (Özne, isim tamlaması)
O, dik kafalı biridir (sıfat tamlaması, sıfat)
g) Kafiyeli deyimler de vardır:
Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı
5 TERİM ANLAM

Bir bilim, sanat ya da meslek dalıyla ilgili bir kavramı karşılayan kelimelere terim denir Terimlerin anlamları dar ve sınırlıdır
Örnek: "Ekvator" kelimesi tek bir anlama gelir ve tek bir nesneyi karşılar
Örnek: kök, mısra, muson
?yüklem, özne, kök, zarf?, dil bilgisi terimleri; ?üçgen, daire, çap?, kelimeleri de geometri terimleridir

Terimler halkın söz varlığında yer almaz, ama halk ağzında kullanılıp da sonradan terim özelliği kazanmış kelimeler vardır
Örnek: "Budala" kelimesi halkın söz varlığında aptal, anlayışsız, sersem anlamlarıyla kullanılır, fakat bu kelime psikolojide belli bir zeka seviyesine sahip anlamında kullanıldığında terimdir
Terimler, genellikle gerçek anlamıyla kullanılan sözlerdir Terimlerin, mecaz anlamı, yan anlamı, deyim anlamı yoktur
Boğaz?ı geçip Karadeniz?e ulaştık
Ayağı olmayan göllerde tuz oranı yüksek olur
Ağacın kökleri çok derinde
Üçgenin iç açıları toplamı 180?dir
6 ARGO ANLAM
Sadece belli bir topluluk ya da meslek tarafından kullanılan özel sözcüklerden oluşan dile argo denir

Argo, dil içinde bir dil gibidir
Külhanbeylerinin anlaşma vasıtası da denebilir Küfürle karıştırılmamalıdır
Argonun varlık sebebi kolay ve çekici anlatımı yakalama isteğidir
Şekil ev anlamda ölçüsüzlük ve mübalâğa esastır
Bağımsız ve sorumsuz yaşayışın dilidir de denebilir
Dışa dönüklük, boşalma, rahatlama argoda sınırsızdır Her şeye küfür kelimeleri kullanmadan küfredilir

?Canına yandığımın dünyası? gibi
abdestini vermek: azarlamak
aklına tükürmek: birinin düşüncesini beğenmemek
röntgenci: kadınları gizlice gözetleme alışkanlığı olan erkek
piliç gibi: güzel ve sevimli kız
mektep çocuğu: acemi, toy
zokayı yutmak: aldatılıp zarara sokulmak
yutmak: iyice eksiksiz olarak öğrenmek
arakçı: hırsız
bal kabağı: aptal, beyinsiz
torpil, moruk, çakmak (sınıfta kalmak), asılmak

7 SOYUT ANLAM

Beş duyu organından biriyle algılanamayan, maddesi olmayan, varlıkları inançla ve his ile bilinen kavram ve varlıkları karşılayan kelimelere soyut kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği anlam özelliklerine de soyut anlam denir
Hayal, rüya, düşünce, menfaat, sevgi, korku, güzellik

8 SOMUT ANLAM

Beş duyu organında biriyle algılanabilen, maddesi olan kavram ve varlıkları karşılayan kelimelere somut kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği anlam özelliklerine de somut anlam denir
Ağaç, taş, ev, mavi, soğuk, su, masa, yol, yürümek, koşmak
Soyut anlamlı kelimeler mecazlı kullanılarak somuta aktarılabilir
?Yazınızda kuru bir anlatım görüyorum?
?Adam yıldızlara basa basa yürüyordu?

9 GENEL ve ÖZEL ANLAM

Genel anlamlı kelimeler birden fazla kelimeyi bünyesinde bulunduran, birden çok türü kapsayan kelimelerdir Özel anlamlı kelimeler ise daha dar bir anlamı, kesin ve net olarak anlatır Anlam özelleştikçe kesinlik de artar
Varlık-canlı-insan-Ahmet
Metin-paragraf-cümle-kelime-hece-harf

B SÖZCÜKLER ARASINDAKİ ANLAM İLİŞKİLERİ

1 EŞ ANLAMLI SÖZCÜKLER

Yazılış ve okunuş bakımından farklı fakat anlamca aynı olan kelimelerdir Bu tür kelimeler birbirlerinin yerini tutabilir Anlamdaş kelimelerin birisi genelde yabancı kökenlidir
kıymet-değer, cevap-yanıt, sene-yıl, medeniyet-uygarlık, imkân-olanak, acele-ivedi, zelzele-deprem, yoksul-fakir, misafir-konuk, sınav-imtihan, yöntem-metot, mesele-sorun, fiil-eylem, kelime-sözcük, vasıta-araç

Fakat bazı durumlarda anlamdaş kelimeler birbirinin yerini tutamaz: ?kara bahtlı? kelime grubunda ?kara? kelimesinin yerine ?siyah? kelimesini kullanamazsınız Çünkü iki kelimenin (kökeni ne olursa olsun) anlamdaş veya yakın anlamlı olabilmesi için aynı anlam özelliğini taşımaları gerekir
Türkçe kelimeler arasında da eş anlamlılık olabilir:
deprem-yer sarsıntısı-zelzele,
kimi zaman-ara sıra-zaman zaman-arada bir-bazen

2 YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER

Yazılışı ve okunuşu farklı olan, anlamdaş gibi göründüğü hâlde birbirinin yerini tamamen tutamayan, yani aralarında anlam ayrıntısı bulunan kelimelerdir Bunlar çoğunlukla Türkçe kelimelerdir
göndermek-yollamak, bezmek-bıkmak-usanmak, dilemek-istemek, çevirmek-döndürmek, söylemek-demek-konuşmak, eş-dost, hısım-akraba, bakmak-seyretmek,
Kardeşim sana küsmüş
Kardeşim sana kırılmış
Kardeşim sana gücenmiş
Kardeşim sana darılmış
Birinci cümlede bir "kesinlik ve aşırılık" anlamı, ikinci cümlede bir "esneklik, hatta hoşgörü" anlamı, üçüncü cümlede "üzülmek" anlamı, dördüncü cümlede "gücenip görüşmez olmak" anlamı vardır
Ben her sorunla başa çıkarım (baş etmek)
Bu kadar yürekten çağırma beni (candan)
Davranışları hiçbir zaman içtenlikli değildi (yürekten, candan)
Yaptığı işi önemsemiyordu (özen göstermiyordu)
3 ZIT ANLAMLI SÖZCÜKLER

Anlamca birbirinin karşıtı olan kelimelerdir
Siyah-beyaz, uzun-kısa, aşağı-yukarı, ileri-geri, var-yok, gelmek-gitmek,
Tüm kelimelerin zıt anlamlısı yoktur Eylemlerde de durum aynıdır Bir eylemin olumsuzu o eylemin karşıtı satılmaz
?sevinmek? karşıtı sevinmemek değil ?üzülmek?tir

Kelimeler arasındaki karşıtlık cümledeki kullanıma göre değişir
?doğru? kelimesinin zıt anlamlısı bir cümlede ?eğri? olurken, diğerinde ?yanlış? olabilir
İki kelimenin (kökeni ne olursa olsun) anlamdaş, yakın anlamlı veya zıt anlamlı olabilmesi için aynı anlam özelliğini taşımaları gerekir Meselâ, siyah ile beyaz, ancak ikisi de gerçek (temel) anlamda oldukları zaman zıt anlamlı olurlar Hafif olmayan anlamındaki ?ağır? kelimesinin ağır olmayan anlamındaki ?hafif?le zıt anlamlı olabilmesi için ikisinin de gerçek (temel) anlamda kullanılması gerekir

4 EŞ SESLİ SÖZCÜKLER

Yazılışı ve okunuşu aynı olduğu hâlde anlamları farklı olan kelimelerdir Bunlar yalın hâlde olabildikleri gibi ek almış hâlde de olabilirler Şiirde cinas olarak kullanılır ve cinaslı kafiye yapılır
Gül: 1 çiçek, 2 gülmekten emir
Kır: 1 kırsal alan, 2 kırmaktan emir, 3 beyaz
Yazma: 1 baş örtüsü, 2 yazmaktan olumsuz emir, 3 yazma işi
Ek almış kelimelerle, ek almış ve almamış kelimeler arasında da eş seslilik söz konusudur Bu ekler görevce farklı ekler de olabilir:
Siyah anlamındaki ?kara? ile ?kar-a? (-a: yönelme hâl eki) gibi
?Oyuncakları olmuş çocukların kurşunlar?
?Zalimler her saat taze fidanları kurşunlar?
Neden kondun a bülbül kapımdaki asmaya
Ben yarimden vazgeçmem götürseler asmaya
?hala? ve ?hâlâ?, ?kar? ve ?kâr?, ?adet? ve ?âdet? kelimeleri eş sesli değildir Okunuşları ve anlamları farklıdır

5 İKİLEMELER

Anlamı pekiştirip güçlendirmek ve çekici kılmak için aynı kelimenin, yakın anlamlı kelimelerin veya zıt anlamlı kelimelerin tekrarıyla oluşan kelime grubudur
ev bark, çoluk çocuk, ufak tefek, doya doya
Yapı Yönüyle İkilemeler:
a) Yakın Anlamlı: doğru dürüst, delik deşik, eş dost
b) Aynı Anlamlı: kılık kıyafet, ses seda, köşe bucak
c) Karşıt Anlamlı: Aşağı yukarı, ileri geri, az çok, er geç
d) Aynı Kelimenin Tekrarı: duya duya, ağır ağır, yavaş yavaş
e) Yansımaların Tekrarı: çat pat, kıs kıs, fısıl fısıl
f) Sadece Biri Anlamlı: eğri buğrü, eski püskü
g) Yarı Anlamlı: eciş bücüş, ıvır zıvır, abur cubur
İkilemelerin arasına hiçbir noktalama işareti konulamaz

6 YANSIMALAR

Tabiata, insana, insan dışındaki canlılara ve eşyaya ait seslerin taklit edilmesi sonucu ortaya çıkan kelime veya kelime gruplarıdır
tık, tak, pat, çat, hışır hışır, miyav, hırr, hav, me, mee, mışıl mışıl, fıkır fıkır, şıkır şıkır
Yansımalardan isim ve fiil türetilebilir
?miyavlamak, çatırdamak, şıkırtı, meleşmek, şırıltı?

7ATASÖZLERİ

Atalarımızdan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir
Kalıplaşmış sözlerdir, eşanlamlılarıyla dahi değiştirilemez
Kısa ve özlü sözlerdir Az sözle çok anlam ifade ederler
Tecrübelere ve gözlemlere dayanırlar, bazen âdet ve gelenekleri ifade ederler
Çoğu mecazlıdır
Anonimdir ve edebî tür özelliği gösterir
Genel bir yargı bildirir
Öğüt verme amacı taşır
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
Aç koyma hırsız olur, çok söyleme yüzsüz olur, çok değme arsız olur
Böyle gelmiş, böyle gider
Çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider
Damlaya damlaya göl olur
Dost kazan dost; düşman anadan da doğar
Eden bulur
Geniş gününde dar gezen, dar gününde geniş gezer
Göz görmeyince gönül katlanır
Herkes kaşık yapar ama sapını yapamaz
Her şey incelikten insan kabalıktan kırılır
Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır
Üzerine laf düşmedikçe konuşma
Vakitsiz açılan gül çabuk solar

8 DOLAYLAMA

Bir kelimeyle anlatılabilecek bir durumu birden fazla kelimeyle anlatmaya denir
?yavru vatan?: Kıbrıs,
?büyük kurtarıcı?: Atatürk,
"ulu önder":Atatürk
?derya kuzuları?: balık,
"file bekçisi":kaleci
?Türkiye?nin kalbi?: Ankara

9 ANLAM GENİŞLEMESİ
(yan anlam)

10 ANLAM DARALMASI
?oğul? kelimesinin önceleri kız ve erkek çocukları için kullanılırken şimdi artık sadece erkek çocukları için kullanılması gibi

11 ANLAM İYİLEŞMESİ

?kötü? anlamındaki yavuz kelimesinin artık ?yiğit? anlamında kullanılması gibi

12 ANLAM KÖTÜLENMESİ
?canlı? anlamındaki canavar kelimesinin artık yırtıcı yaratık anlamında kullanılması gibi

13 GÜZEL ADLANDIRMA
?verem? kelimesinin dildeki korkunçluğunu azaltmak için ?ince hastalık? ile karşılanması gibi
Yabanî hayvan adı olan ?börü?nün atılıp yerine ?kurt? kelimesinin kullanılması gibi


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.